Oynatıcıya atlaAna içeriğe atla
  • 23 saat önce
Döküm
00:00Günaydın efendim. Bir jambaliyle sabah kahveniz başladı.
00:04Ben de kahveleri giydim. O zaman Selenge kahvem gelsin.
00:09Montun yeni mi? Çok güzel. Güle güle kullan. Alırım onu çökerim.
00:13Efendim günaydın tekrar. Ben kahvemi aldım.
00:16Siz de eğer kahvelerinizi hazırladıysanız sabahkahvesi.tv'ye kahveli bir fotoğraf isterim.
00:21Ben de sonra size hediyeler gönderirim.
00:23Bugün size harika bir program hazırladı ekip arkadaşlarımız.
00:26Hepsinin emeğine tek tek sağlık diyorum.
00:27Hakikaten sağlık demişken bakalım programda neler var.
00:33Hocam hoş geldiniz. Uzman doktor Alptekin Şen.
00:37Merhabalar.
00:38Bugün sizlerle aslında tatsız konuları konuşuyoruz ama söylediğiniz şeylerle de ışık olacağını düşündüğümüz konular bunlar.
00:44İnşallah.
00:44Hepimizin merak ettiği aslında herkesin de sorunu olan.
00:48Öncelikle kanserle başlamak isterim.
00:50İsmini bile telaffuz etmeyi söylemezken, sevmezken.
00:53Kanser nasıl bir hastalık? Nasıl bu kadar sık görülmeye başlandı?
00:58Evet.
00:59Teşekkür ederim öncelikle bana bu imkanı sağladığınız için.
01:02Kanser kronik ve ilerleyici bir hastalık maalesef.
01:07Niye bu kadar çok yaygın?
01:09Bunun kişisel sebepleri var.
01:11Bir de çevresel sebepleri var.
01:13Kişisel sebepleri de iki gruba ayırabiliriz.
01:16Bir önleyebildiklerimiz, iki önleyemediklerimiz.
01:20Önleyemediklerimiz zaten bize ata yaydigarı olan genetik potansiyle aldığımız bir takım mutasyonlardır.
01:28Bu mutasyonları zaten yapacak çok fazla bir şey yok.
01:32Ama kişisel olarak bir takım şeylerden uzak kalarak, kötü alışkanlıklarımızı azaltarak,
01:38burada isim vermek istemiyorum.
01:40Zaten herkes artık ezberledi bu kötü alışkanlıkları.
01:43Çok da fazla zaman kaybetmeyelim bu konuda.
01:45Sağla zararlı.
01:46Kişisel kötü alışkanlıklarımızı azaltarak bunlardan bir miktar korunabiliriz.
01:51Tabii bu korunma bir miktar lafının altını çizerek devam etmek istiyorum.
01:57Çünkü ne yazık ki bizim kişisel önlemler almamız çok yeterli olmuyor bazı durumlarda.
02:05Hangi durumlar bunlar?
02:06Çok popülaritesi olduğu için burada tekrar üstüne basarak söylemek istiyorum.
02:11Tarım sektörün önemli bir sektördür.
02:15Beslenmemizi sağlayan bir faktördür.
02:18Bitkisel ajanların çoğu da bu tarım girdisiyle oluşturulduğu için.
02:25Pestisit kullanımı yaygınlaştı son zamanlarda.
02:29Sebze ve meyvelerde.
02:30Maalesef çok üzülerek bunu görüyoruz.
02:32Pestisit kullanmak aslında bu işte uğraşanlar için çok büyük bir artı.
02:37Neden böyle bir artı?
02:38Çünkü mevsiminde olmayan sebze ve meyveleri çok rahatlıkla üretebilme imkanı sağlıyor.
02:45Evet.
02:46Nasıl sağlıyor bunu?
02:48Tabii ki bir bedel öderek sağlıyor.
02:50Yani siz herhangi bir alanda bir seri alanında bir toprak bölümünde bir bölgede diğer bütün bitkileri ortadan kaldırarak sadece bitkileri değil o bitkilerde normal yaşamı sağlayan küçük canlıları solu canlıları kertenkeleleri efendim ve söyleyeyim karıncaları hepsini öldürüyorsunuz.
03:12Hatta kuşları öldürüyorsunuz, yabani otları öldürüyorsunuz ama kendi bitkinizi yetiştiriyorsunuz.
03:17Ama kendi bitkinizi yetiştirirken kullanmış olduğunuz karbon fosfat kökenli ve başka kimyasal kökenli toksik maddeleri de ne yazık ki hem kullandığınız besinlerin içine koyuyorsunuz hem toprağa veriyorsunuz hem suya karıştırıp yeraltı su kaynaklarına karıştırıyorsunuz hem havaya veriyorsunuz.
03:37Tabii dolayısıyla bu çok yönlü bir global kirlenme aslında ve bu şu anda üzerinde çalıştığım bir kitabım var benim ben aynı zamanda öğretim üyesiyim çünkü bütün dünyada böyle yani özellikle az gelişmiş ülkelerde yani tarımdan yeni para kazanmaya başlamış ülkelerde bu çok yaygın bir şekilde kontrolsüz bir şekilde devam ediyor.
04:01Afrika ülkeleri başta olmak üzere maalesef bizde de bunun bir kontrolü olmadığı için bize şöyle bir dezavantajı da var son olarak onu da söyleyeyim kusura bakmayın.
04:10Mücah ederim.
04:11Şöyle anlatayım bize matematiksel anlamda da ticari anlamda da büyük kayıp getiriyor bu nasıl kayıp getiriyor sizin gönderdiğiniz ürünler gelişmiş ülkelerden çatır çatır geri dönüyor çünkü burada çok duyarlı bir şekilde peptisit taramaları yapılıyor artık bunların alt gruplarına da bakıyorlar ve en ufak bir seviye artışında sadece bir ürüne bile baksa komple bütün ürünü size iade ediyor.
04:37Bütün ihracatı da ithalatı da çok büyük bir zararımız var bu konuda da şunu yaparak ne kadar şeye zarar veriyoruz bir de ekonomimize de aynı zamanda şimdi fitoterapiyi konuşacağız hazır kansere bu kadar değinmişken fitoterapi nedir?
04:53Fitoterapi bir problemi yani burada çok basitten başlayarak izah etmek istiyorum ortadan kaldırmak için kullanılan tamamen bitkilerden elde edilmiş duroklardır.
05:09Bu durokların da yapılan tedavinin adı fitoterapidir bu ufak bir diş eti çekilmesi diş eti kanaması gibi bir durumdan başlayarak çok ileri seviyede bir kanser bir organ yetmezliği hatta septik durumlar şoklar gibi durumlarda dahi kullanılabilecek ölçekli bir çalışmadır.
05:31Bu sayede ne yararı var bu tedavi şeklinin yani niye fitoterapi yapalım şunun için yapalım fitoterapi yaparsak hem uzun yaşarız yani herhangi bir sıkıntımız olmasa bile fitoterapi ajanları kullanarak normalden daha uzun yaşayabiliriz.
05:49Bu bilimsel olarak kanıtlanmış bu arada insan ömrü 120 yıldır bu da bilimsel olarak kanıtlanmış çünkü telomer seviyelerini ölçerek insanların ortalama yaşam ömrünün 120 yıl olduğu frederik dediğimiz bir bilim adamı tarafından 1970'li yıllarda zaten hesaplandı.
06:04Biz işte bir takım kendi kişisel şeylerimize dikkat etmeyerek ve çevresel etkenler sebebiyle bunları 60'lı 70'li yıllara düşürmeyi başardık ne yazık ki.
06:13Fitoterapinin böyle bir yararı var ama tabi burada konumuz daha çok malin hastalıklar ve kanser olduğu için buradaki yararıyla ilgili bilgiler son yıllarda yoğunlaştı.
06:25Neden yoğunlaştı?
06:26Çünkü bütün dünyada bir arayış söz konusu.
06:29Bu arayış neden var?
06:32Çünkü şu anki konvansiyonel tedavilerle tedavi edilebilir kanser sayısında önemli bir azalma var.
06:41Yani hastalarda tamam ilk başlarda iyi tedaviler yapılabiliyor, düzenli bir sonuçlar alınabiliyor.
06:47Ancak uzun vadede ne yazık ki bu işin içinde olan birisi olarak bunu çok net söyleyebilirim.
06:52Bu tümörlerin geri geldiğini görüyoruz bir de hastalarda genel durum bozukluğu olduğunu görüyoruz.
06:57İşte fitoterapi burada devreye girerek bu genel durum bozukluklarını azaltabilir.
07:03Kemoterapiyle beraber muazzam bir denge sağlayabilir.
07:06Çoğunlukla bu böyledir.
07:08Radyoterapiyle de bu böyledir.
07:10Aynı zamanda tek başına da bir tümörle baş edebilir mi?
07:14Baş edebilir.
07:15Ben böyle durumları da gördüm.
07:16Yani kişilere çok çaresiz kalındığında sadece fitoterapi vererek de ileri evre terminal döneme gelmiş kanser hastalarından geri dönüşler olduğuna şahit olduk.
07:29Evre dörtler.
07:30Ay muhteşem.
07:32Yani muhteşem şeyler söylüyoruz.
07:33Güzel haberler verelim tabi.
07:34Güzel haberler.
07:35Ekran başında çaresizce dinleyenler varsa o dışı olsun.
07:39Fitoterapi.
07:39Fitoterapi.
07:40Özellikle şu kelimenizi cımbızlayacağım.
07:45Diğer tedaviler devam ederken.
07:47Tabi.
07:48Kemoterapiler.
07:49Tabi.
07:49Devam ederken de fitoterapiyi desteklemek amacıyla da kullanabiliriz.
07:54Bu da çok güzel oldu.
07:55Bir domino etkisi belki.
07:56Tabi ki.
07:57Değil mi?
07:57Yanlış biliyorsan düzeltin.
07:59Ben böyle bir şey algıladım.
08:01Doğru.
08:01Doğru söylüyorsunuz.
08:02Çünkü bu konuda ben bu konuları da araştırdım.
08:05Yani 15 bin civarında bitki taradım son dönemlerde.
08:10Burada kemoterapiyle çakışabilecek potansiyele sahip bitki sayısı bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar bitki.
08:20Yani %99'un üzerinde fitoterapi kemoterapiyle de radyoterapiyle de HDP yönelik tedaviyle de immunoterapiyle de çok rahatlıkla kombin edilebilir.
08:30Onların yan etkilerini azaltırken etkilerini de arttırıyor aynı zamanda.
08:34Böyle bir avantajı var.
08:35Peki kanser hastaları fitoterapiyi uyguladıklarında ya da bu tedaviye devam ettiklerinde ne tür bir avantajı olur?
08:43Avantajı şu.
08:44Bir kere yaşam süreleri uzar.
08:47Tümörden tamamen kurtulabilirler.
08:50Böyle bir olasılık var en azından.
08:52Aynı zamanda da daha konforlu bir yaşam sürebilirler.
08:55Şimdi şöyle anlatayım size.
08:58Kanser hastalarında hastaların çoğu kanser sebebiyle kaybedilmiyor aslında.
09:04Neden kaybediliyor?
09:05Verilen ilaçlar sebebiyle immunosistem baskılandığı için yani bağışıklık hücreleri zarar gördüğü için hastanın reaksiyonu cevabı azalıyor.
09:15Bir tek ön enfeksiyonlara karşı.
09:16Dolayısıyla sizin basitçe geçirdiğiniz bir soğuk algınlığını bir gribi bir kanser hastası kaldıramayabiliyor.
09:23Dolayısıyla fitoterapi işte bu bağışıklık hücrelerindeki bu düşüşü bu demansı ortadan kaldırabiliyor.
09:29Bunları takviye edebiliyor ayağa kaldırabiliyor.
09:32Bu bilimsel olarak da gösterilmiş.
09:33Hem direkt olarak hem de indirekt olarak birçok yol var bu konuda yolak var.
09:37Ve immun hücreler desteklendiği için de fitoterapi alan hastaların kemoterapiyle beraber fitoterapi alan hastaların çok daha az enfeksiyona yakalandığı yan etkileri çok daha iyi telore edebildiğine dair çok fazla sayıda yayın var.
09:51Aslında evre dörtle ilgili yüzümüzü güldüren şeyler söylediniz.
09:57Metastas durumlarında çaresiz kalma durumları da var.
10:02Herkesin çok korktuğu bir kelime metastas.
10:04Mutlaka.
10:05Fitoterapi burada devreye giriyor mu?
10:07Tabii ki.
10:08Şimdi fitoterapi etik ajanların çok fazla etki mekanizmaları var.
10:13Eskiden ilk başlarda doktor arkadaşlarım da bu şekilde tanımlıyorlardı.
10:19Bunlar antioksidandır.
10:21İşte tümör hücrelerini apoptoza götürür gibi bir takım faktörler vardı.
10:26Fakat biz bu konuyu araştırdıkça çok farklı sonuçlar elde ettik.
10:32Yani öyle bitkisel preparatlar var ki bakın burada bu kadar iddialı olarak söylüyorum.
10:37Mutasyonları bile geri çeviriyor.
10:39Yani genetik kanser herhangi bir çevresel etken yok ama adam insan kanser olmuş.
10:44Ama bunun mutasyonlarını biz azaltarak fitoterapiyle bunu tedavi edebiliyoruz.
10:48Yani fitoterapinin etki mekanizması çok yönlüdür.
10:52Anjiyogenesis dediğimiz tümör hücrelerinin belli bir dönemden sonra artık o bölgeye sığmayan,
11:00kalıbına sığmayan yapıları sebebiyle yeni davarlarını oluşturma projelerinin önüne geçer.
11:05Anjiyogenesis engeller.
11:07Tümör hücreleri aynı zamanda bulundukları alanın aşağısına inabilmek için orayı eritmek zorundadırlar.
11:12Bu eritmeyi sağlayabilmek için de bazı enzimler salgılarlar.
11:16Bitkisel ajanlar gidip şimento gibi buradaki o erimeyi ortadan kaldırıp tümör hücresinin aşağı inmesini engelliyorlar.
11:22Bu da kanıtlanmış.
11:23Uzak organ metastazlarına dahi yani diyelim ki bir hastamız karaciğer kanseri akciğer metastazi olacak.
11:32Eğer fitoterapi, kemoterapiye eklenirse bu evrede bu akciğer metastazını engelleyebiliyor.
11:38Mevcut akciğer metastazı varsa bunları da düzeltebiliyor.
11:42Çok kısa bir şeyden daha bahsetmek istiyorum.
11:44Önemli bir konu bu çünkü.
11:47Fitoterapedik ajanların aynı zamanda kemoterapinin çok çaresiz kaldığı, bakın beyin tümörlerinde kemoterapi aşağı yukarı kullanılamaz.
11:55Bunun bir sebebi var.
11:56Çünkü buradaki ilaçlarınız sizin kan beyin bariyerini geçemez.
12:01Dolayısıyla beyine ulaşamaz.
12:04Beyin metastazlarına ve primer beyin tümörlerine kemoterapinin etkisi çok kısıtlıdır.
12:10Sadece bunlara radyoterapi verebilirsiniz siz.
12:12Ama fitoterapedik ajanların bazıları bu bariyeri geçiyor ve beyin tümörüne o alanda müdahale edebiliyor.
12:20Dolayısıyla beyin metastazlarında ve primer beyin tümörlerinde çok etkili fitoterapedik ajanlar, droglar var.
12:27Muhteşem bir şey söylediniz fitoterapik ajanlar.
12:31Bunlar o bariyerleri geçerek aslında umudu kemoterapiyle ya da işte bir takım ışınlarla gitmiş hastaların umut ışığı olması.
12:40Ve siz bütün bu ilaçları biliyorsunuz siz bir öğretim üyesisiniz.
12:43Bütün bunların hepsinin reçetelerini biliyor musunuz?
12:46Yani şöyle anlatayım onu da bu olgularda kullanılan preparatlar ilaç formuna dönüştürülebilir tabi ki uzun vadede.
12:58Yani şu anda bunlar şey durumunda herhangi bir bakanlık onayı almış ürünler değil zaten.
13:05Bunun üstüne basalım tekrar söyleyelim tabi ki.
13:08Ama uzun vadede yurt dışındaki çalışmalar da bunu gösterebiliyor.
13:12FDI onayı dediğimiz onayları alabiliyorlar ve bir takım Avrupa ülkelerinde bunlar reçete edilemeye başlandı.
13:20Aslında benim reçeteden kastım tarifti.
13:22Efendim?
13:23Benim reçeteden kastım tarifti.
13:25Evet.
13:25Aslında tariflerde şöyle pratik küçük tarifler yapabilirim burada tabi ki size birçok yayınımda yaptım zaten.
13:32Bunlar iki gruba ayırabiliriz.
13:34Bir herhangi bir şu anda hastalığa yakalanmamış kişilere yönelik yapabilecek tarifler.
13:40Koruma amaçlı.
13:41Tabi koruma amaçlı böyle küçük tarifler yapabiliriz.
13:44Bunu tekrarlayayım birçok yayınımda da söyledim zaten.
13:47Yani sağlıklı bireyler kanser olmama adına ne yapabilirler?
13:51Şöyle küçük şeyler söyleyeyim size anekdotlar.
13:55Bir tanesi polifenol değeri yüksek zeytinyağı kullanılması.
13:59Her gün kullanırsanız üstüne basarak söylüyorum polifenol değerinin yüksek olması.
14:03Yani erken asat soğuk sıkım demiyorum ama polifenolü yüksek olması.
14:07Yani bu doğuştan zaten zeytinin karakterinde olan bir şey.
14:10Belli bölgelerde burada isim vermeyelim haksız rekabet yapmamak adına belli bölgelerin zeytininde zaten bu zeytinin yapısında var polifenolü yüksekliği.
14:19Tabi bunu kullanabilirsiniz bir.
14:21İkincisi çörek otu yağı dediğimiz bir yağ var ki muhteşem bir yağdır.
14:26Bu yağ hem birçok kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
14:32Hem de kan sulandırıcı etkisi olduğu için bir takım aterosikliuretik hastalarda da çok rahatlıkla kullanılabilir.
14:40Bir etkisi daha saptandı bunu da burada söyleyeyim.
14:43Çörek otu aynı zamanda sizi radyasyona karşı da korur.
14:45Özellikle televizyonun karşısında çok iş yapan bilgisayarla uğraşan arkadaşlarıma çok telefonda konuşan genç arkadaşlarıma özellikle her gün çörek otu kullanmalarını şiddetle tavsiye ediyorum.
14:58Çörek otunu ister toz olarak kullanabilirler ister yağ olarak kullanabilirler.
15:03Yağ daha pratik oluyor galiba.
15:04Bunu zeytinyağıyla biraz evvel bahsettiğim zeytinyağıyla karıştırabilirler.
15:08Bir üçüncü grubumuz keten tohumu yağı.
15:12Keten tohumu da aynı şekilde özellikle keten tohumunun da kolon kanserleri, kalın barsak kanserleri ve aynı zamanda da meme kanserlerine karşı koruyucu olduğu kanıtlanmıştır.
15:22Son bir şey daha ekleyelim buna.
15:24Bu da pancar suyu.
15:26Pancar suyu da özellikle kırmızı pancarı kaynatarak, süzerek günde iki buçuk bardağı kadar içebilirler.
15:34Hem birçok kansere karşı vücudunun direncini arttırma özelliği var bunun.
15:39Hem de aynı zamanda aterosiklerotik kalp hastalıklarında da çok etkili.
15:43Şöyle iddialı bir şey söyleyeyim.
15:45Eğer pancar suyunu düzenli kullanırsanız ileride kanser olma ihtimalinizi, kalp krizi geçirme ihtimalinizi, inme ihtimalinizi, beyin kanaması olma ihtimalinizi olağanüstü bir düzeyde düşürebilirsiniz.
15:58Ay ne güzel ya.
15:59Hocam gerçekten bir kere Allah razı olsun.
16:02Teşekkür ederim.
16:02Hakkınızı da helal edin.
16:04Muhteşem şeyler söylediniz.
16:06Ama bu bana yetmedi.
16:08Bence biz bir haftaya yine görüşelim.
16:09Peki o zaman.
16:10Şimdilik size vedaylıyorum.
16:11Teşekkür ederim.
16:12Efendim programımız devam ediyor.
16:13Ben Ahtekin Hocamı uğurluyorum.
16:14Siz sabah kahvenize devam edin ama ben onu bırakmayacağım.
16:17Belli oldu.
16:17Haftaya yine sorularım var.
16:20Evet.
16:21Gülen yüzümle, gülen dişlerimle açtıysam tabii ki Oğuz Hocam gelmiştir.
16:27Ortodonti uzmanı Doktor Oğuz Öztoprak.
16:31Efendim hoş geldiniz.
16:31Hoş bulduk.
16:32Nasılsınız?
16:32İyi, sağ olun.
16:33Siz de iyisiniz.
16:34Vallahi ben iyiyim ama merak ediyorum cevaplarınızı.
16:37Çünkü burada beni çok şaşırtan şeyler var.
16:39Bakalım gerçekten izleyiciler şaşıracak mı?
16:42Yanlış bildiğim şeyler varmış.
16:43Birazdan öğreneceğim.
16:45Peki öncelikle diş sıkmayla başlayacağız.
16:48Şimdi diş sıkma dişleri kısaltır mı?
16:51Evet dişleri diş sıkma kısaltır.
16:53Çünkü diş sıktığımız zaman dişlerimizi aşındırıyoruz.
16:56aşındırıyoruz.
16:57Çene kaslarımız çok güçlü kaslardır.
16:59çok güçlü kaslardır.
16:59Özellikle bizim masater dediğimiz kaslar, temporal kasları, o sıkmaya yarayan kaslarımız.
17:04Eğer ki bir ortopedik bir bozukluk ve kapanış bozukluğu varsa bunu dengeye getirmek amacıyla sabaha kadar çalışıyorlar.
17:14Evet, maalesef değil mi?
17:15Evet.
17:16Ve sabaha kadar o güçlü kasların sürekli dişlerinizi hırpalaması, dişlerde çatlaklara, periodontal problemlere, diş ve kemik erimelerine, eklem problemlerine ve dişlerde çapraşıklığa sebep oluyor.
17:32Bütün bunların yanında bir de dişlerin erimesine de mi yani?
17:35Evet, zaten dişlerimiz ömür boyunca, diş fırçalarken bile belli bir mikronda aşınıyor.
17:40Onu düşünün ki çok ciddi bir kuvvetle dişlerin birbirine çarptığını, her gün, cayır cayır, o bazıları da sesle, yanındaki bile uyuyamaz.
17:49Tabii, ay evet, gıcır gıcır.
17:52Dişleriniz bir bakıyorsunuz ki yarıya inmiş.
17:54Ondan sonra tabii mine tabakası dediğimiz o dişlerin zırhı kırılmış, çatlamış ve dişler çok daha hızlı çürüyor ve kaybına sebep oluyor.
18:02Bir sorum daha var, alakasız ama belli ki alakalı.
18:06Çener eklem problemi, kulakta çınlama yapar mı?
18:11Evet, kesinlikle yapar.
18:13Çünkü kulak yolumuzun altında o çene eklemimiz var, yani eklemimiz bulunuyor.
18:19Eğer ki biz diş sıktık, oraya ciddi bir baskı yaptı, bu sefer kulak yolumuza direkt bir fiziksel olarak bir basınç oluşuyor.
18:29Ve bu da çınlamanın esas sebeplerinden bir tanesi.
18:32Yani biz dişlerimiz düzgün kapandığı zaman, çenelerimiz rahat bir şekilde kapandığı zaman kulak çınlama problemi de genelde yaşamıyoruz.
18:42Bu problem, yani çene eklem problemi çocuklarda görülüyor mu?
18:47Evet, çene eklem problemi çocuklarda da ciddi şekilde görülüyor.
18:51Ama çocuklarda olduğu zaman, çocuk yaşta geldiği zaman biz büyüme gelişimle o çenelerdeki, işte alt çene küçük olabiliyor, alt çene ileride olabiliyor, üst çene geride olabiliyor.
19:02Çocuk yaşta bize geldiği zaman, biz ortodontik ve ortopedik tedaviyle, fonksiyonel tedavi ediyoruz biz buna, yani üst çeneyi birazcık daha öne alabiliyoruz.
19:11Büyüme gelişimi hızlandırabiliyoruz.
19:14Alt çeneyi birazcık daha öne alabiliyoruz.
19:17Alt çenenin büyümesi birazcık daha hızlandırabiliyoruz.
19:20Bunu da nasıl yapıyoruz?
19:21Hani basketbol oynayanlar, voleybol oynayanlar birazcık daha fazla büyürler.
19:26Neden öyle olurlar?
19:27Çünkü onlar zıpladıkça, kasları ve eklem yerleri daha fazla gerilir, daha fazla boylar uzar.
19:34Mesela alt çenesi kısa olan bir hastamız geldiği zaman çocuk yaşta, o büyümesi olacak, belki işte bir santim büyüyecek alt çenesi öne doğru.
19:43Ama biz alt çene yetersiz, çok küçük, onu birazcık daha büyütmek istiyoruz.
19:47İşte birazcık daha önde olmasını istiyoruz.
19:50O zaman alt çeneyi bir takım lastiklerle ya da bir takım cihazlarla öne doğru zorluyoruz, eklem yerleri geriliyor.
19:56Alt çene küçük kalacağı halde daha fazla büyüyebiliyor.
20:00Yani büyüme ve gelişimi yönlendirebiliyoruz.
20:03O büyüme çağında olduğu zaman oluyor.
20:05Daha kolay.
20:05Evet, üst çenesi geride mesela.
20:07Üst çenesine bir takım kuvvetler uygulayarak o üst çeneyi birazcık daha öne alabiliyoruz.
20:12O daha tam kemikler sertleşmeden, o bıngıldaklarının üzerine kaydırarak üst çeneyi öne alabiliyoruz.
20:19Ama bu tabii o bıngıldaklar kaybolduktan sonra ve o kemikler kaynadıktan sonra artık sadece ameliyatta mümkün.
20:26Şimdi benim sizden öğrendiğim bir şey var ki, masater botoksları bunun kalıcı bir çözümü değil.
20:32Evet.
20:32Neden?
20:33Şimdi biz diş sıkma tedavisinde masater botoksu önermiyoruz.
20:39Çünkü bu masater botoks geçici bir çözüm.
20:43Bir hikaye.
20:43Evet.
20:44Yani 4-5 ay veya 6 ay süreyle bizi, yani o diş sıkmayı rahatlatabiliyor.
20:50Ama diş sıkmanın esas sebebini bulmamız gerekiyor.
20:53Ben hep şu örneği veriyorum.
20:55Öksürük şurubu sizi tedavi eder mi?
20:57Etmez.
20:58Sadece o öksürüğünüzü keser.
21:00Ama esas iltihabi durumu tedavi etmek için başka tedaviler uygulamak gerekiyor.
21:05Diş sıkmanın da esas sebebini bulmamız gerekiyor.
21:07Diş sıkmanın esas sebebi genelde dişlerin ve çenelerin ortopedik olarak kapanmamız.
21:13Yani ne demek bu?
21:15Mesela bir dişiniz çekildi, dişleriniz kaydı.
21:17Veya bir dolgu yaptırdınız, yüksek bir dolgu, yüksek bir protez yaptınız sağ ve sol eşit basmıyor.
21:23Vücut eşit basması için bu sefer gece siz uyurken tamir etmeye çalışıyor.
21:30Sıkmaya başlıyorsunuz.
21:31Eğer ki sıkarak eşit bir hale getirip, aşındırıp eşit bir hale gelirse sıkmayı kesersiniz.
21:38Ama sıktıkça bu sefer dişlerde yamulmalar başlıyor.
21:43Eklemlerde ağırlar başlıyor.
21:45Çene yapınız değişmeye başlıyor.
21:48Bu sefer illaki bir ortodontik veya ortopedik tedavi şart oluyor.
21:53Botoks yaparak bunu çözemezsiniz.
21:55Botoks sadece bir 5-6 ay durdurabilir.
21:58Durdurabilir.
21:58Durdurur ama ondan sonra tekrar devam eder.
22:00Ömür boyu da botoks yaptıramazsınız.
22:02Çünkü botoksun da belli bir süreden sonra yapılmaması gerekiyor.
22:06Pratikte değil.
22:07Pratikte değil.
22:08Botoksa karşı bir direnç gelişiyor.
22:10Kaslar artık erimeye başlıyor ve direnç oluşuyor.
22:14Botoks tutmamaya da başlıyor.
22:15Bunun tedavisi aslında botoks değil.
22:18Diş sıkmanın tedavisi ortopedik olarak dişlerin kapanışını eşit ve dengeli bir şekilde kapatmak.
22:24Stres.
22:24Evet herkes stresden kaynaklı olduğunu söylüyor.
22:27Bunun bir faktörü ama her stresi olan da diş sıkmıyor.
22:30Yani ilk önce bizim ortopedik olarak dişleri düzeltmemiz gerekiyor.
22:35Daha sonra gerekiyorsa biz o kasları bir takım tedavilerle yine bir alışkanlık haline geldiyse o zaman botoksu yine yapmak durumunda kalıyoruz ama belki bir veya iki kere o alışkanlığı kırmak için.
22:47Yani tedavi bittikten sonra o alışkanlığı kesmek adına yapılan botoks aynı botoks değil o mantıkla yapılmadığına emin misin?
22:55Evet yani o da tedavi mantığı.
22:55Peki plak tedavisi yaptık.
22:58Tedavimiz bitti.
22:59Şeffaf plaktan bahsediyorum.
23:01Ve çıkardık.
23:02Yeniden bozulur mu diş?
23:04Evet.
23:05Biz ortodontik tedavide ister teller ve braketler olsun ister şeffaf plaklarla olsun dişleri hareket ettiriyoruz.
23:12Aslında ikisi de aynı şey.
23:14Şeffaf plak da dişleri hareket ettiriyor.
23:16Teller de dişleri hareket ettiriyor.
23:18Bunlar o bizim kemiğin içerisindeki dişleri belirli bir kuvvet verdiğiniz zaman dişleri kimyasal orada bir reaksiyon başlıyor.
23:26O kemikler bir miktar yumuşuyor.
23:28Ve o dişler hareket etmeye başlıyor.
23:30Dişler hareket ediyor ve düzelinceye kadar biz onlara kuvvet uyguluyoruz.
23:34Bunlar bazen tellerle oluyor.
23:36Bazen şeffaf plaklarla oluyor.
23:38İkisinin arasındaki farkları defalarca konuştuk.
23:40Şeffaf plaklar çok daha konforlu.
23:43Daha sosyal.
23:44Daha evet.
23:45Ama bir gerçek var ki ortodontik tedaviden sonra ister şeffaf plak olsun ister teller olsun.
23:51Kemikler yumuşak olduğu için dişleri biz serbest bırakmıyoruz.
23:57Yani ben hep şu örneği veriyorum.
23:58Bir kolunuz kırıldı.
24:00Oradaki kemik kaynayıncaya kadar bir alç takarsınız.
24:03Evet.
24:04Ya da bir atel takarsınız.
24:05O kemik sertleşinceye kadar o kalıbın orada durması gerekiyor.
24:08E şimdi bizim ağzımızın içerisinde okuyor.
24:12Kemikler de dişlerin etrafındaki kemikler de yumuşadığı için onların bir miktar kalıba sokup sertleşmesini beklememiz gerekiyor.
24:19Bunun için ya içeriden ince bir retainer telli dediğimiz tel takıyoruz.
24:22Veyahut da geceleri kullanacağı bir plak yapıyoruz.
24:26Ve onlarla birlikte aktif tedavi işte bir altı ay sürdüyse bir sene veya işte bir sene sürdüyse iki sene kadar pasif tedaviyi de mutlaka tavsiye ediyoruz ki tekrar bozulmasın.
24:37O kemikler sertleştikten sonra artık bozulması çok daha zor oluyor.
24:40Kafamda soru çok.
24:43Plak kullanırken spor yapabilir miyim?
24:46Tabii ki.
24:47Yani tel tedavisine biliyorsunuz ki bazı işte top gelirse yaralanmalar oluyor.
24:51İşte bazı tellerle beraber bazı sporları tavsiye etmiyoruz.
24:56Ama şeffaf plakta her türlü spor yapabilirsiniz yüzüme dahil.
25:02Her türlü sporda onlar dudaklarınızı patlatmayacağı için bir darbe de gelse, topla gelse.
25:06Yumuşak bir doku olduğu için.
25:08Hatta yani o işte bir darbe geldiği zaman işte döviz sporlarında olsun koruyucu bir etki oluyor.
25:16Çünkü kalıp olarak tutuyor.
25:17Şimdi hocam plak ilk taktığımızda olmasını istediğimiz şekilde mi geliyor bize kalıp?
25:25Şimdi ilk etapta şöyle söyleyeyim size.
25:27Plak dişinizin kendi orijinal kalbının ölçüsünü biz dijital olarak alıyoruz.
25:33Daha sonra biz yavaş yavaş olmasını istediğimiz noktaya doğru dişleri zorluyoruz.
25:38Yani her kalıp aslında bir kek kalıbı gibi düşünün siz.
25:41Alıştıra alıştıra.
25:41Alıştıra alıştıra.
25:42Çaktırmadan çaktırmadan.
25:43Ufak ufak.
25:44Ufak ufak.
25:45Ufak ufak.
25:45Tamam.
25:45Her hafta değiştire değiştire.
25:47O birinci plak taktığınızdan çok az bir kuvvet veriyor.
25:50İkinci plak bir hafta sonra takılıyor.
25:52Onu bir günde 20 saat kadar kullanıyoruz.
25:54Yemek yerken çıkartıyoruz.
25:55Kimse anlamıyor ağzınızda bir şey olduğunu.
25:57Yani şu anda plak tedavisi tabii teknolojisiyle, konforuyla.
26:02Dijital yapıyorsunuz değil mi?
26:03Dijital olarak bitmiş halini görmemiş.
26:05Tabii başında bitmiş halini görmemiş.
26:07Arta ortopedik olarak da kapanışı da biz ayarlayabildiğimiz için bilgisayarlı yöntemlerle, taramalarla.
26:14O zaman aslında hem ortodontik tedavi oluyor hem de ortopedik tedavi oluyor.
26:18Yani çene eklemi ve kapanış öncelikli bir tedavi yapmış oluyoruz.
26:21Yani biz sadece dişleri düzeltmiyoruz.
26:24Aynı zamanda kapanışı da daha dengeli hale getirerek ileride diş sıkma gibi.
26:27Çeneyi de düşünüyoruz diyoruz.
26:29Tabii problemlerin olmaması için ortopedik ve ortodontik bir tedavi yapıyoruz aslında.
26:34Muhteşem.
26:35Peki diyelim tel tedavisi yaptım.
26:38Teller çıktı, tedavim bitti.
26:40Yine dişler de sıkıntı oldu.
26:42Bu dişi plakla düzeltebilir miyim?
26:44Evet.
26:45Tel tedavisinden sonra da bizde çok fazla geriye dönen hastalar oluyor.
26:48Onları da tekrar biz şeffaf plaklarla bir daha tel takmak istemiyor.
26:53Çünkü hayatın en güzel zamanlarında.
26:55Zaten tellenmiş.
26:56Evet.
26:56İki sene, üç sene tel takan hastalar geliyor bize.
26:59Bir daha hocam asla tel takmak istemiyoruz ama bu dişlerimiz de düzelsin istiyoruz diyorlar.
27:04Ve onları o zaman şeffaf plaklara yönlendiriyoruz.
27:06Onlar iki sene, üç sene takılan, işte bozulan şeyleri çok kısa bir sürede.
27:11Çünkü şeffaf plak çok daha hızlı, görünmeyen.
27:14Üstelik ortopedik olarak da kapanışı da önceleyerek yaptığımız için daha kalıcı sonuçlar verebiliyor.
27:21Onun için ondan sonra yine biz koruyucu bir takım plaklar veriyoruz.
27:24Bozulmaması için bir süre takip ediyoruz.
27:26Onun için onu o şekilde takip edip ona göre de plaklarını verdiğimiz zaman çok mutlu oluyorlar.
27:31Muhteşem.
27:32Peki plak tedavisinde diş çekinmek gerekir mi?
27:36Ya şöyle ortodontik tedavilerde diş çekimi gerekebiliyor.
27:39Yani tabii biz mümkün mertele diş çekimi yapmadan tedavi etmeye çalışıyoruz.
27:44Ama bazı hastalarda diş çekimi şart olabiliyor.
27:47Ama plak tedavisinde tel tedavisine oranla diş çekimi oranlarımız biraz daha azaldı.
27:53Çünkü biz artık milimetrik olarak bilgisayarda orada daha milimetrik hareketler ve hesaplar yapabildiğimiz için
28:00diş çekimi yapılması gerekiyorsa yapılacak.
28:03Ama bazı hastalarda da o milimetrik hesaplamalarla normalde tel tedavisine diş çekimiyle gidecek olan hastalarda diş çekmeden yapma ihtimalimiz çok daha fazla oluyor.
28:12Peki muhteşem sorularıma devam ediyorum.
28:18Diyelim tedavi bitti.
28:19Dişler çok güzel ama sarardı.
28:22Beyazlatma yapabilir miyim?
28:23Evet.
28:24Beyazlatma zaten hiçbir zararı yok.
28:26Beyazlatmayı biz öneriyoruz.
28:28Artık diş taşını temizliğini nasıl biz altı ayda bir senede bir mutlaka bir diş hekimi kontrolüne bazı insanların vücudunda daha fazla taş yapıyor.
28:38Altı ayda bir temizlenmesi gerekiyor bazı insanların senede bir kere.
28:41Ama mutlaka biz diş taş temizliğinden sonra da o eğer ki dişlerinizin kendi dokusu sarıysa senede bir kere veya iki kere diş taş temizliğiyle beraber beyazlatmayı tavsiye ediyoruz.
28:53Horlamayla ilgili birkaç sorun var.
28:55Kalp ve damara sağlığına zararlı bir şey horlama değil mi?
28:59Evet.
29:00Horlama peyalleri diş tedavisi için sıkıntılı mı?
29:06Evet.
29:07Şimdi şöyle.
29:08Horlama günümüzün en büyük problemlerinden bir tanesi.
29:11Yani toplumun çoğu horluyor.
29:13Aslında bu horlama bir hastalık.
29:14Horlamayla belli bir oranda biz horlayan hastalarımızın tedavisiyle dişlerini düzelterek dil biliyorsunuz ki alt çeneye bağlı olduğu için dili ve alt çenemizi öne getiren bazı aygıtlar kullanarak horlamayı kesebiliyoruz.
29:32Bu o kadar önemli ki horlayan insanlar da belli bir horlama durumundan sonra gece kandaki oksijen seviyesi düşüyor.
29:44Yani aslında biz gece uyuduğumuz zaman vücut kendini tamir etmesi gerekiyor ama oksijen seviyesi düştüğü için...
29:51Edemiyor.
29:51Edemiyor.
29:53İkincisi oksijen azaldığı için damar sertliği, tansiyon, şeker gibi bir takım sistemik hastalıklar...
30:03Horlama diye geçme.
30:04Sakın.
30:05Dişlere zarar veriyor mu operaller?
30:06O operaller dişlere zarar vermez ama tabi dişleri çok kötüyse hastaların o dişlere ilk önce yapılması gerekiyor.
30:13Ama bazen o kadar horlaması ve apnesi ileri hastalar geliyor ki biz çünkü apne dediğimiz şey horlamanın birazcık daha riskli ve yoğun hali.
30:27Yani horlarken gece uyurken nefesinizin durmasına belli bir süre apne diyoruz.
30:32Apne diyoruz.
30:33Eğer ki bu hastalar tedavi olmazlarsa ölüm riskleri, gece boğularak ölme riskleri çok fazla.
30:40İlk önce onu bir tedavi ediyoruz.
30:42Ondan sonra dişlerini yaptırdığımız hastalarda oluyor.
30:45Ama ikisini bir haber yine tedavi etmemiz gerekiyor.
30:48Çocuklarda bu tarz tedavilerde kalıcı çözümü elde edebilir miyiz?
30:52Horlama için.
30:53Çocuklarda zaten şöyle çocukların horlaması işte geniz etleri çok fazla büyüyen, sürekli alerjik problemi olan, post nazal dokuların çok şiştiği, hastalarda çocuklarda horlama çok fazla oluyor.
31:11Gece nefes alamıyorlar çocuklar.
31:13Bu tip gece ağzı açık uyuyan bir çocuğunuz varsa mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına aynı zamanda bir ortodonti uzmanına göstermeniz gerekiyor.
31:22Çünkü çocuklar gece ağzı açık uyuduğu zaman ağız yapısı tamamen o kemikler eğriliyor.
31:30Nasıl ağaç yaşken eğilir diye bir şey var.
31:33O kemikler ağzı açık uyuduğu zaman burada bir kasınız var, boksiyonatör kası bastırıyor ve o çeneleri yamultuyor.
31:39Çeneler yamulunca dişler de yamuluyor ve nefes alamadığı için bir, çocuğunuz derslerinde başarısız oluyor.
31:46Konsantre olamıyor çünkü.
31:47Evet, konsantre olması zaten çok zor, oksijen düşüyor o nefes alandığı zaman.
31:54İştahı kesiliyor.
31:55Çocuğun duruşundan bile anlıyoruz.
31:57Kapıdan içeri girdiği zaman şu şekilde başını öne doğru çıkartır, kollarını öne doğru şey yapar.
32:03Kambur bir şekilde durur.
32:04Biz zaten hemen nefes alamayan çocuğu gördüğümüz zaman gözaltıları birazcık böyle morlaşır.
32:09O çocuk emin olun ki derslerinde başarısızdır.
32:12O çocuk emin olun ki iştahsızdır.
32:15O çocuk normalde o düzeldiği zaman çok başarılı bir çocuk olabilecekken, boyu çok uzun olabilecekken, o tam büyüme gelişim dönemindedir.
32:23Yiyemediği için, iştahı kapandığı için, oksijen alamadığı için büyüyemiyor bile.
32:27Çok küçük kalıyorlar.
32:28Normalden çok daha gelişebilecekken, daha fazla boy atabilecekken onlar küçük kalıyor.
32:33Onun için o nefes alma sorunu mutlaka çözmek gerekiyor çocuklarda.
32:37Peki.
32:38Hocam çok teşekkür ederim.
32:38Biraz sorum kaldı.
32:39Haftaya devam edelim mi?
32:40Olur.
32:40Süremiz bitti çünkü.
32:41Çok teşekkür ediyorum hocam.
32:42Kıymetli bilgileriniz için devam ediyoruz efendim.
32:44Biz hızla.
32:48Evet efendim geldik.
32:50Şimdi benim güzeller güzelim Meral Hocam'a.
32:52Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı Prof. Dr. Meral Kozakçıoğlu-Özekici.
32:59Hoş geldiniz.
33:00Hoş bulduk Güzcan Can.
33:01Şimdi siz geldiyseniz bu şu demek pazartesi günlerimin hem programının son konuğumsunuz hem de ben merak ettiğim her şeyi sorabilirim demek doğru mu?
33:11Ne kadar güzel tabii ki öyle merak ettiğin her şeyi sor.
33:13Bilmiyorum.
33:14Benim annem de bizim sohbetimizi çok sevmiş.
33:16Arada bana da şunu da sor bunu da sor.
33:17Anne soramam o kadar dedim yani.
33:19Valla Bülcan'cığım istediğini sor.
33:20Gerçekten mi?
33:21Aynen öyle.
33:21Bugün kemik erimesi konuşalım.
33:23Tamam.
33:23Konuşalım mı?
33:24Konuşalım.
33:24Ya en sevdiğim her istediğimizi konuşabiliriz.
33:27Kemik erimesi diyorum ama osteoporoz.
33:29Yani evet tıp dilinde osteoporoz ama halk arasında zaten kemik erimesi çok yaygın bir tabir.
33:35Kemik erimesi yani aslında işte kemik mineral yapısının azalması ve kemiğin süngerimsi hale gelmesi.
33:45Ay şey gibi düşün baya süngerler var ya.
33:48Onun gibi mi gerçekten?
33:49Aynı süngerler gibi kemikte böyle boşluklar oluşuyor kemikte ve o süngerimsi hale alıyor mineral azalması olduğu için tabii yapı böyle olunca da hem kırılmaya hem de işte dayanıksız oluyor ve kırılmaya yatkın oluyor.
34:05Ve sonrasında da kırıklar ortaya çıkıyor.
34:07Kırıklar ortaya çıkıyor.
34:08Peki belirtileri nasıl başlıyor?
34:10O süngerisi yapı hemen bir anda oluşmuyor.
34:12Oluşmuyor.
34:12Aslında çok sinsi bir hastalık diyebiliriz.
34:14Öyle mi?
34:15Tabii çoğu zaman belirti vermeyebiliyor.
34:18Aa!
34:18Tabii mesela geçen sene bir hastam geldi.
34:22Konuşuyoruz.
34:23Şimdi dedi benim dedi bir anda dedi kalçam ağrıyor dedi.
34:27Ne oldu dedim düştü mü bir şey oldu mu?
34:30Yok dedi hiçbir şey olmadı dedi.
34:31Kalçam ağrıyor.
34:33Bir film çektirdik kalça kırığı.
34:35Yani işin enteresan tarafı tabii aslında kalça kırıkları çok şiddetli ağrılı olur.
34:42Ama bazı noktalarda işte hastalığını tolere edebileceği şekilde de olabiliyor bazı noktalarda o ağrılar.
34:52Ve hiç kimse kendine bazen bir tane çok eğitimli hanımlar bile kendilerine kemik erimesini yakıştıramıyorlar.
34:59Yani sanki insan hani bizde olmaz gibi düşünüyorlar.
35:02Her hastalık için aslında öyle.
35:03Her hastalık için öyle ama kemik erimesi onun için hani hiç belirti vermeden de ortaya çıkabilir ve çok sinsi olabilir.
35:12Tabii belirti verdiği noktalarda ağrı.
35:14Yani en büyük şeyi ağrı.
35:16Daha çok kırıklar el bileğinde ortaya çıkıyor.
35:19O omurgada ve kalça kırıkları kalça kalçada oluyor.
35:22Oluyor tabii ki.
35:24Ve çoğu zaman hani eskiden şöyle düşünülüyordu işte hasta düştü de kırık olduğu örneğin mesela kalçada düştü de kalçası kırıldı gibi.
35:32Tam tersi onu biliyorum.
35:33Ama tam tersi.
35:35Kırıldığı için düşüyor.
35:35Kırıldığı için düşüyor insanlar.
35:37Biliyor musunuz maalesef ben anneannemi öyle kaybettim.
35:39Öyle mi?
35:40Kırıldığı için düştü ve bir daha anneannemi göremedik maalesef.
35:44Sonrası çok zor oluyor kalça kırıklarının.
35:47Çünkü belli bir yaştan sonra özellikle 80-90'lı yaşlardan sonra kırık kaynamayacağı için sonrasında hem belki de bazen ameliyata da giriş olamayabiliyor.
35:59Çok zor prosesler çıkıyor.
36:02Daha çok kimde görürüz?
36:04Şimdi aslında şöyle söyleyeyim.
36:05Kadın erkek herkes de görülebilir ama ikisinin tipi farklı.
36:10Şimdi kadında görülen tipi postmenopozal osteoporoz diyoruz.
36:15Yani menopoz sonrası ortaya çıkan.
36:17Yani kadınlar da aslında menopoz döneminde kemik erimesi ortaya çıkıyor tabii ki.
36:22Erkekler daha şanslı bu noktada.
36:25Erkeklerin osteoporozu 70-75 yaş sonrası ortaya çıkan senil osteoporoz dediğimiz yaşlılık osteoporozu.
36:36Yani aslında baktığımız zaman daha çok bu problemden kadınlarımız darip.
36:43Daha erken vuruyor bu kadınlara belki de bu olay.
36:46Tabii kadınlara işte kırk bir de tabii bazı kadınlar daha sonra karşılaşıyorlar.
36:52Bazı kadınlar yani eğer insan ince narin ufak tefek bir hanımsa kasları da çok güçlü değilse tabii bir sürü risk faktörü var ama ince ve narin hanımlar da daha hızlı olarak ortaya çıkıyor.
37:07Bir de mesela bazı insanlar var erken menopoza giriyor.
37:10İşte mesela rahim ameliyatı oluyor, rahime alınıyor, stereotomi geçiriyor ve ondan sonra östrojen hormonu daha hızlı erken yaşta düşüyor.
37:20Şimdi öyle olunca da kırklı yaşlardan itibaren bir bakıyorsun kırklı yaş çok genç bir yaş yani kemik erimesinin başlangıcı için.
37:28Ama adetler düzensizleşmeye başladığı noktada kadınlara çok dikkat etmesi gerekiyor.
37:34Yani illa adetlerin tamamen bitmesini menopoza girmesini beklememek gerekiyor.
37:39Risk faktörleri demişken sadece ince narin yapıda olmak mı mesela risk?
37:44Yok çok fazla risk faktörü var.
37:45Mesela?
37:45Genetik var bir kere yani annenizde ufak oruz varsa siz de önceden tedbirleri almalısınız.
37:51Evet özellikle kızlarda anneden çok geçiş var.
37:54İşte bir takım hormonlar kullanıyorsanız kortizon gibi işte etroyit hormonları gibi bunlar.
38:02İşte tabii bazı uygun olmayan işte alkol gibi kullanmamız kullanmamız gereken kötü alışkanlıklar.
38:08Sağlantıklar gibi işte onlar da son derece zararlı.
38:12Bazı hastalıklar dolayısıyla sistemi kullanılan ilaçlar, enflamatuar, romatizmal hastalıklar bunlar da buna zemin hazırlıyor.
38:22Osteoporuz için.
38:23Dolayısıyla çok risk faktörü var.
38:26Ama tabii en önemli nokta şu aslında her zaman söylüyorum.
38:31İster narin olalım, ister uzun boylu olalım, ister iri yarı olalım.
38:36Kaslarımızın güçlü olması gerekiyor.
38:38Kas gücü.
38:39Yani kaslara dikkat etmek gerekiyor.
38:42İşte bu noktada aslında iri yarı hanımlar, şişman hanımlar o şeyi görüyor.
38:48Ama tabii bunun için kilolu olmak değil de kaslarımızın güçlü olması önemli olan.
38:53Yani kilomuzu korumak ama kasımızı da korumak gerekiyor tabii ki.
38:59Peki tanısını nasıl koyacağız?
39:00Şimdi tanısı kemik danstometrisiyle konuyor.
39:05Kemik danstometrisi denilen bir ölçüm var.
39:09Tabii aslında şöyle söyleyeyim.
39:11Tabii hem o var hem bir takım işte muayene ve kan değerleri var.
39:16Yani aslında bir ekip olarak bir ekip şeyiyle değerlendirilmeli.
39:20Yani özellikle kadınlardaki osteoporuzlu kemik yerimesini biz genelde kadın doğumcularla beraber çok sık yürütürüz.
39:29Çünkü neden?
39:31Adetlerin düzensizleşmeye başlaması noktası olduğu için ben bu noktada hastamı kadın doğumcuya da yönlendiriyorum.
39:38Aslında bu bir komite halinde karar verildi.
39:40Aslında verildiği zaman daha başarılı olan bir program.
39:43Çünkü kadın doğumcu değerlendiriyor işte adetlerin durumu nasıl, östrojen seviyesi nasıl.
39:51Belki östrojen takviyesi gerekiyor.
39:53Östrojen takviyesi aldığı zaman belki adetler düzensizliği gidecek.
39:57Belki bir 5-10 sene daha adetler devam edecek.
40:01Artı işte mamografinin çekilmesi gerekiyor ve kemik yoğunluğunun çekilmesi gerekiyor.
40:05Bu sistemik bir şey.
40:07Kemik yoğunluğunu biz değerlendiriyoruz.
40:09Mamografiyi ve hormonel değerlendirmeleri kadın doğumcu yapıyor tabii ki.
40:15Ama birlikte yürütülmesinde fayda mı?
40:16Beraber yürütüyoruz.
40:17Bunun dışında da işte idrarda kalsiyumun toplanması, günlük 24 saat idrar atılımı gibi böyle paratüroid hormon seviyeleri.
40:26Yani onlar da var bizim istediğimiz.
40:28Yaş grubuna göre istiyoruz bunları.
40:31Ama eğer adetler düzensizleşmeye başlamış böyle yeni hani girmişse, menopozayla girmek üzere ise bir kere tabii sadece kemik erimesinin için değil, diğer hormonlar açıdan da değerlendirmek lazım.
40:43Onun için de yani beraber bunu yapmak lazım.
40:47Ben hastalığı işte hormonlarına bakılıyor, mamografi çekiliyor ve kemik yoğunluğu çekiliyor.
40:53İşte kemik densitometrisi önemli bir gösterge.
40:57Kemik yoğunluğu mu o?
40:59Kemik yoğunluğu, kemik densitometrisi, kemik yoğunluğu ölçümü.
41:04T değerine bakılıyor.
41:06T diye bir değeri var onun.
41:07Eğer eksi bir ila, eksi birin altındaysa o değer kemik erimesi yok demek.
41:14Eksi bir ila, eksi iki buçuk arasındaysa dikkat başlıyor demek.
41:18Yani osteopedi diyoruz onu hani yavaş yavaş başlıyor demek.
41:22Eksi iki buçuk ve üstü ise artık kemik gerimesi oluşmuş demek.
41:27Hem de yetmiş beş yaşına gelen bir insanda yoğun kireçlenmede oluyor.
41:32O yoğun kireçlenme sanki kemik gibi o şeye etki ediyor ve yanlış çıkartıyor.
41:39Bazen bakıyorsunuz 80 yaşındaki bir hanımın bir bakıyorum çok iyi bir neticesi var.
41:44Kemik densitometrisi çok iyi yok yani kemik erimesi yok.
41:47Halbuki bakıyorsunuz 8 santim küçülmüş artık iyice kamburlaşmış.
41:52Kireç.
41:52Grafilere bakıyorsunuz çıtır çıtır yani artık osteoporos oturmuş tablo yerine.
41:58Kemik yoğunluğuna bakıyorsunuz sonuç muhteşem.
42:00İşte onun için 80 yaşının üstünde 75 yaşının üzerinde kemik yoğunluğunu çektirmeye gerek yok.
42:06Zaten Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye'den aynı şekilde Sağlık Bakanlığı 75 yaşına gelen bir insana kemik yoğunluğu çekilmese de
42:14otomatikman bir sağlık kurulu raporu vererek ilaçlarını düzenli olarak almasını sağlıyoruz.
42:21Ha tamam peki tamamen iyileşmesi mümkün mü?
42:24Değil.
42:25Maalesef değil yani kemik erimesi oluştuktan sonra yaptığımız tedavilerle işte mineralizasyon bir noktada daha iyi oluyor.
42:34Hani baktığımız zaman tabii kontrol ede de gidiyoruz.
42:38Her sene çektirip bir önceki sene nasıl daha önceki sene nasıl bakıyoruz karşılaştırarak gidiyoruz.
42:44Her sene çektiriyoruz kemik yoğunluğunu.
42:47Yani çektirmeliyiz demek istiyor kıymetli hocam aslında.
42:49Evet çektirmeliyiz her sene.
42:51Senede bir ve kontrollü bir şekilde gitmeliyiz.
42:54Baktığımızda eğer tedavimiz başarılıysa o zaman sonuçları daha iyi görüyoruz.
43:00Ama bu bize aldatmamalı mineralizasyonun artması takip ede ede gitmeliyiz muhakkak.
43:07Durdurmak önemli.
43:09Kısmen biraz daha iyi yapmak önemli.
43:12Ama ileri bir kemik oluşmuş bir kemik erimesini eskiye getiremiyoruz.
43:16Şu anda tabii bilemiyorum tıpta 5 sene 10 sene sonra ne olur her an yeni bir şey değişiyor biliyorsun.
43:24İleride tabii bunlar mutlaka çözülecek bu konularda %100.
43:29Umarım öyle.
43:30Peki riskin en fazla olduğu yaşı sorsam korkarak da sordum şu an biraz.
43:37Şimdi kadınlarda riskin en fazla olduğu yaş 45 ila 50 yaş arası.
43:42Erkeklerde de 65 yaş arası.
43:45Yani 65 yaş üstü 70 gibi diyelim hani erkeklerde.
43:50Her erkekte de çok gözükmüyor.
43:52Yani aslında kliniğe benim kemik erimem var diye de giren erkek de çok az aslında bakacak olursak.
43:57Öyle mi?
43:58Evet diğer böyle işte bir takım diğer testler.
44:01Erkekler genelde böyle biz gidelim de işte senede bir kemik yoğunluğumuza baktıralım diye bir şey.
44:08Gelmiyor.
44:08Demiyorlar.
44:0970-75 yaş sonrası zaten kireçlenme de çok yoğun olduğu için çok fazla çekilmiyor.
44:15Ve bu testler çok çok hani kadınlardaki gibi yapılmıyor tabii ki.
44:20Peki kemik erimesinin en sık gördüğümüz komplikasyonları nedir?
44:26Şimdi kemik erimesinde tabii en büyük komplikasyon kırık ve kırık sonrası ölüm.
44:32Ölüm yani en fazla komplikasyon o.
44:36Dolayısıyla hani en olabilecek zaten çok kötü komplikasyon yaşamın sona ermesi.
44:43En kötüsü o.
44:44Dolayısıyla yani o noktaya işi getirmemek gerekiyor.
44:48O noktaya getirmemek aslında bizim elimizde.
44:52Nasıl bizim elimizde?
44:53Şimdi öyle bir şey söylediniz ki.
44:54Şimdi şöyle elimizde aslında biz bunu çocukluk çağlarından itibaren ele almalıyız bu konuyu.
45:03Çocuklarımız yani çocuklarımızdan başlayarak yani çocuklarımızı bu noktada korumaya başlayabiliriz.
45:09Nedir bu?
45:10Şimdi normalde bir vücutta bir kemik yapımı var bir yıkımı var.
45:15Yapım daha hızlı.
45:16Daha hızlı olduğu için kemik kütlesi giderek artıyor.
45:19Evet.
45:20Aslında biz hepimiz 35 yaşına kadar kemik kütlemizi arttırabiliriz.
45:26Bu çok güzel bir haber.
45:27Bu muhteşem bir haber.
45:28Çünkü normalde insanlar şöyle düşünüyor.
45:31Hani çocuklar çok fazla işte bazı çocuklar süt içmeyi sevmiyorlar.
45:35Peynir yemeği, yoğurt yemeyi sevmiyorlar ya.
45:38İşte 18 yaşına geldikten sonra işte diyorlar anneleri de bak kemik yapın zayıf kaldı.
45:43İşte daha iyi beslenseydin daha iyi olabilirdi.
45:46Ama bu noktadan sonra da kemik kemiklerinizi güçlendirebilirsiniz.
45:53Günde işte 1200 ile 1500 miligram kalsiyum alarak düzenli spor yaparak 35 yaşına kadar özellikle kadınlar için söylüyorum.
46:03Lütfen kemik kütlenizi arttırmaya çalışın.
46:06Kemik kütlesi ne kadar 35 yaşına kadar artarsa depo olmuş oluyor.
46:1035 yaşından sonra hani erimeye başladığı noktada 40 ile 45 yaşlardan sonra daha rahat ediyorsunuz.
46:17Kemik kütleniz iyi olduğu için.
46:19Gelişme çağlarından itibaren kasları güçlendirici ortaokul, lise çağlarında ve üniversite çağlarında özel sporlar yapmak lazım.
46:29Özel sporlar, plates kas güçlendirici daha...
46:32Basketbol gibi, lisede voleybol gibi, yüzme gibi yani kasar içme kontraksiyon verici sporları yapmak lazım.
46:41İşte az çocukluktan başlıyor dediğimiz kısım bu yani değil mi?
46:43Zaten şu anda onları oturup da yapamayız yani o basketler, voleybollar çocuklığımızda kaldı.
46:48Peki, kemik kelimesi için faydalı beslenme desem alakası var mı?
46:55Çok alakası var.
46:56Beslenme kemik kelimesi de çok önemli.
46:59Çünkü şöyle söyleyeyim, gelişme döneminde işte ortalama 1200 mg kalsiyuma ihtiyacımız var.
47:07Ama menopoza girdikten sonra ya da işte kemik erimesi başladığı noktada günlük 1500 mg kalsiyumu almamız gerekiyor minimum.
47:16Onun için de beslenmeyi çok bilerek yapmak lazım.
47:21Yani günde 1500 mg kalsiyumu almak gerekiyor.
47:24Bu 1500 mg kalsiyumu nasıl alıyoruz?
47:28Örneğin bir bardak süt içtiğimizde 200-250 mg kadar kalsiyum alıyoruz.
47:33Bir kase yoğurt yediğimizde yine 200-250 mg kadar kalsiyum alınıyor.
47:39Bir tabak yeşil sebze yediğimizde aynı şekilde 250-300 mg kadar alıyoruz.
47:46Peynir yemeliyiz.
47:48Özellikle işte kalsiyumdan zengin peynirler, kaşar peynirler.
47:52Bu peynirle ilgili de çok spekülasyonlar çıktı hocam.
47:55Siz de duyuyorsunuzdur beslenme kısmıyla ilgilendiğiniz için söylüyorum.
47:58Sanki peyniri bu döneme kadar çok pohpohlanmış da o kadar da bir faydası yokmuş gibi bir algı yaratıldı falan.
48:04Ben buna sevindim çünkü peynir alerjim var hayatımda yiyemedim.
48:06Ama gerçekten de peynirin besin değerinde yükseklik bizim hayatımızı etkileyecek kadar mı?
48:11Tabi peynirde kalsiyum özellikle bazı peynirlerde kalsiyum çok yüksek.
48:16Mesela Rockford'da falan.
48:17Rockford'da.
48:18O da eski kaşar.
48:20Mesela eski kaşarda da çok yüksek oranda var.
48:24Dolayısıyla en az şeyi kalsiyum beyaz peynirde.
48:28Kremler krem peynirler falan onlar hepler hikaye mi acaba ya bu kalsiyum?
48:32Yani onlarda da kalsiyum fazla ama tabi mesela onlar yağlı peynirler olduğu için çok fazla yağlı peynirler de tabi belli bir noktada tercih etmemek gerekiyor.
48:42Hocam hep bir aklımda kemik erimesi değiliz hep bir D vitamini eksikliği sanki kalsiyum eksikliği.
48:50Bu ikisini yani kalsiyum ve D vitaminini aldık diyelim.
48:57Kafamız rahat etsin mi bu konuda?
48:59Şimdi şöyle D vitamini zaten hakikaten kış aylarında hepimizin alması gerekiyor.
49:07Kış.
49:07D vitamini.
49:08Çünkü güneşin daha az olduğu zamanlar.
49:10Tamam.
49:10D vitamini kalsiyumun yani D vitamini çinko ve magnezyum bunlar BK2 bunlar kalsiyumun eminimini arttırıyor.
49:20Burada önemli olan nokta bir cancım kalsiyumu sadece almak da değil kalsiyumun bağırsaklardan eminimi önemli.
49:27Hani yıkım olduğunda sen alırsın alırsın alırsın beslenirsin ama atıldığı için çok fazla kalsiyum alırsan ve yıkım da fazla olursa ne olur böbrek taşı olur.
49:39Dolayısıyla da kalsiyumu alırken de yıkım fazla olduğu kişilerde kemik elmesinin başladığı kişilerde kalsiyumu alırken de kalsiyumu tutucu ürünlerin de beraberinde alınması gerekiyor.
49:55O çok önemli.
49:56Miktardan ziyade neyle tükettiğimiz?
50:00Neyle?
50:00Mesela kalsiyumu şöyle 1500 mg kalsiyum dedik.
50:04İşte bunun 600 mg'ını diyelim ki ilaçla alacağız, tabletle alacağız, kapsüllerle alacağız 600 mg'ını.
50:13Zaten şöyle söyleyeyim bazen mesela görüyorum tek seferde 1000 mg kalsiyumu içiyorlar.
50:24O bağırsaklardan maksimum 600 mg absorbe ediliyor.
50:28400'ü atılıyor zaten söyleyeyim.
50:31Yani onun için bir anda tek bir 1 gramlık tabletleri içmemenizi tavsiye ederim.
50:36300 çok önemli.
50:38İlla 600 arasındakini içebilirsiniz.
50:40Çünkü atılıyor boşu boşuna oluyor.
50:42Zaten boşuna da bir de böbrekleri de yormuş ya da ki vücudda çalıştırıyor.
50:45Aynen çok güzel böbrekleri yormuş oluyorsun.
50:48Ve akşam saatlerinde yapım yıkım hızlandığı için akşam yemeğinden sonra almak gerekiyor.
50:55Öyle mi?
50:56Ve kalsiyum yiyeceklerle emilir.
50:59Yani kalsiyum aç karnı alınmaz.
51:01Sizin her öğrendiğimi yazıyorum kafama.
51:02Çünkü bugün olmaz yarı mutlaka lazım olur.
51:06Doğru mu hocam?
51:07Peki egzersiz öneriyor musunuz?
51:10Evet.
51:10Şimdi egzersizin burada tabii çok büyük önemi var.
51:14Kemik erimesinde.
51:16Gerçekten.
51:17Şimdi zaten osteoporozlu hasta bize geldiği zaman bizim uyguladığımız tedavi programları var.
51:24Yani biz kemik erimesi olan hastanın önce bir kere postürünü değerlendiriyoruz.
51:30Bir kere kamburluk başlamış mı?
51:31Çünkü bir de boy kısalması oluyor Bircancığım.
51:34Yani 3 santimden 8-9 santime kadar.
51:37Benim zaten bir avuç boyum var bir de düşünsenize.
51:39Boy kısalması olabiliyor.
51:41Bu hem kamburluğa bağlı hem de kemik erimesine bağlı.
51:45Omurgaları yükseklik kaybından.
51:47Yani omurgaları kare kare düşür.
51:49Tamam.
51:49Mesela kemik erimesi olunca o kare küçülüyor.
51:53Her birisi 33 tane omurgu olduğunu düşün.
51:56Her birisi incel şey olduğu zaman basıldığı zaman.
52:003-5 santim yapar.
52:01Kaybolduğu zaman.
52:02Yani 35 santim değil o kadar ama.
52:04Ama ben mesela 8 santime kadar boy kısalması gördüm.
52:11Dolayısıyla bize geldiği zaman osteoporoslu kişi öncelikle postürünü değerlendiriyoruz.
52:17Genelde sırt ve kalça ağrısı oluyor tabi.
52:19Bacak kaslarını değerlendiriyoruz.
52:22Ve sırt kaslarını değerlendiriyoruz.
52:24Özellikle sırtta iki kürek kemiği arasında romboid denilen bir kas var.
52:30İki kürek kemiğini destekleyici boyum ve üst grubu ve dorsal paravertifler bunlar zayıflıyor.
52:36Şimdi bunlar zayıflayınca kas zayıflayınca kemiğe stümülasyon yapamıyor.
52:41Kemiğe stümülasyon yapamayınca kemik erimesi artıyor.
52:44Yani osteoporoz da aslında sadece ilaç tedavisi istediğimiz neticeyi elde etmez.
52:50Etmez.
52:50Onun için de ben her zaman söylüyorum ilaç tedavisiyle beraber osteoporozu olan hastaların mutlaka her sene sistemik fizik tedavi yaptırtması gerekiyor.
52:59Bu şart.
53:00Bu mu mutlaka?
53:01Yani her sene en aşağı bir 20 seans özel kas cihazlarıyla sırt kaslarını ve bacak kaslarını güçlendiriyoruz.
53:10Ve ondan sonra da sistemik egzersiz programı veriyoruz.
53:15Bu sistemik egzersizleri ister evinde kendisi yapıyor işte terabantlarla hafif dambullarla artık kişinin durumuna göre ya da ya da gelebiliyorsa kliniğe o zaman da medikal plates uygulamaları oluyor.
53:30Klinikte o kişiye özel egzersiz planlıyoruz.
53:35Egzersiz ve masaj planlıyoruz.
53:37Hangi kasları zayıfsa spesifik onu güçlendiriyoruz.
53:41Egzersizlerle güçlendiriyoruz.
53:42Sonuç klinikteki daha güvenilir gibi geldi bana en azından nokta atışı kas diye.
53:45İşte terapisinin eşliğinde tabi sistemik olarak gidiyor.
53:48O çok önemli.
53:49Çok güzel oldu.
53:50Ve sonrasında tabi çok fark oluyor.
53:52Yani hakikaten tedavi yaptığınız zaman o kemik yerimesinde de sonuçlar çok başarılı.
53:59Tabi burada en önemli olan nokta o pozisyona gelmemek.
54:02Yani şimdi kamburlaşmamak çok önemli.
54:05Kamburlaşmak çok tehlikeli bir cancı her noktadan sadece postür için değil.
54:10Şimdi kamburlaştığımızda...
54:11Organ.
54:11Kaburgalar da içeriye doğru göçüyor.
54:14Ve kalp ve akciğer sıkıştırıyor.
54:17Ve çoğu insanda kalp ve akciğer problemlerinin çıkma sebebi zaten kamburlaşmak.
54:24Onun için herkese söylüyorum.
54:26Kamburlaşmamak için elinizden geleni yapın.
54:29Tabi yani çok çeşitli sebeplerle kamburlaşabilir insan.
54:32Ama kemik erimesi de kamburlaşmayı yaratan en önemli sebeplerden bir tanesi.
54:39Ve tabi herkesin yapabileceği bir şey düzenli yürüyüş.
54:43Tam da ilaçsız tedavilerden bahsedecektim.
54:46Düzenli yürüyüş bir tedavi bence.
54:48Tabi ki düzenli yürüyüş son derece faydalı.
54:51Tabi burada şu önemli.
54:53Bacak kaslarınız zayıf.
54:55Beliniz ağrıyor.
54:56Dizleriniz çok kötü ağrıyor.
54:58Ve siz ben yürüyeyim diyorsunuz.
54:59İşte o olmaz.
55:00O ne yapmalısınız?
55:01Yani öncelikle mesela bacak kaslarınız çok zayıfsa sistemik olarak onu güçlendirmeliyiz.
55:06Dizde bir ödem ya da reaksiyon problem varsa onu gidermeliyiz.
55:10Siz ondan sonra yürümelisiniz.
55:12Ona dikkat etmek gerekiyor.
55:13Öyle şeyler sıkıntılar devam ederken yürürsek daha büyük sıkıntılar.
55:17Yürümemeliyiz.
55:17Daha büyük sıkıntılar ortaya çıkar.
55:19Dolayısıyla da eğer herhangi bir şiddetli ağrınız yoksa yürümelisiniz.
55:25Şiddetli bir sağlık sizin yürümenizi engelleyecek.
55:28Yürürken sizi rahatsız edecek.
55:30Bir problem yoksa yürümek lazım.
55:32Yürüyüş de tabii her gün bir en aşağı yarım saat bir ritmik olmalı.
55:38Yani işte yürüdüm sağıma baktım işte biraz da soluma bakayım.
55:42O tabii yürüyüş değil yani.
55:44Bir şey işe hareket halinde bir terleyelim değil mi?
55:47Yürüyüş demek sistemik olarak yürüyüş ayakkabılarımız, yürüyüş ayakkabı çok önemli.
55:51Sağa bakayım sola bakayım biraz bağza bakayım.
55:53Şimdi başka bir şeyde bu ayak sorunlarından bahsedeceğim.
55:56Ayak ve taban problemleri çok ciddi problemler yani herkeste ve farkında değiller.
56:02Şey çok önemli kaslar ve kasların tabana ve verdikleri yük miktarı.
56:07Neyse yürüyüş ayakkabısı çok önemli yani.
56:09Yürüyüş ayakkabısı.
56:10Yürüyüş ayakkabısıyla beraber düz yolda bu da önemli.
56:13Yokuşta değil düz yolda yürüyecekler.
56:15Düz yolda ritmik olarak her yaşta yürüyebilirsiniz.
56:19Yokuşta dediğin yokuş aşağı mı hocam?
56:20Yokuş aşağı ne yokuş aşağı?
56:21Onu yemiyoruz.
56:22İkisi de çok kötü.
56:24Yokuş aşağı da çok kötü bir cancim yokuş yukarı da.
56:27Yukarı da kötü.
56:27Aslında programın başında söylediğiniz zaman ben yine yeni açanlar için vurgulamak isterim.
56:32Menopozla kemik erimesi nasıl ilişkilendirilmeli?
56:36Evet şimdi menopozla kemik erimesi çok birbiriyle ilişkili olan bir konu.
56:41Menopoz başladığı noktada ya da östrojen seviyesinin düştüğü noktada adetlerin düzensizleşmeye başladığı noktada kemik erimesi de başlıyor.
56:52Kimi kadında az başlıyor, kimi kadında çok başlıyor.
56:56Dolayısıyla mesela eğer kadın doğumcu östrojen veriyorsa o zaman diğer sistemik ilaçları vermiyoruz biz.
57:05Onun için beraber takip etmek önemli.
57:06Yani ben mesela bu kemiği bir posmanat gruplarını o zaman vermiyoruz östrojen veriliyorsa.
57:13Östrojenle beraber ne veriyoruz?
57:15Kalsiyumunu veriyoruz, D vitaminini veriyoruz.
57:17Şimdi bunları ayarlamayı işte yemesini içmesini ayarlamayı onları biz organize ediyoruz.
57:23Çünkü beslenmek de çok önemli beslen dediğimiz gibi.
57:28Dolayısıyla da menopoz ve osteoporoz birbiriyle çok ilişkili bir durum edecek.
57:35Günlük yaşantıda ne yapsınlar kemik erimesi olanlar?
57:38Şimdi günlük yaşantıda zaten her zaman söylüyorum ağır kaldırmamak gerekiyor birincisi.
57:45Ağır kaldırmamaları gerekiyor.
57:47Çok ağır kaldırmak hiçbir zaman iyi bir şey değil.
57:50İleri yaşta birisinin durup dururken sıçraması ve zıplaması da iyi bir şey değil.
57:56Mesela 70 yaşındaki bir kadının ip atlaması hiç uygun değil.
58:01Çok iyiyse, kasları çok iyiyse.
58:03Şimdi mesela biz 70 yaşındaki bazı hastalarımıza ip atlatmıyor muyuz?
58:07Atlatıyoruz kiniğde ama biz onu biliyoruz.
58:09Mesela kemiğinin iyi olduğunu biliyoruz, kasının iyi olduğunu biliyoruz.
58:14Dolayısıyla da tamamen kişiye özel.
58:17Yani aslında yaşlanmak da yaşanmakla aynı şey diye bakacak olursam.
58:23Doğru.
58:23Yani bakıyorsunuz ne bileyim 70 yaşındaki bir insan bazen 30 yaşında gibi.
58:2935 yaşındaki, 30 yaşındaki bir insan da bakıyorsunuz bazen 70 yaşındaki gibi.
58:33Yani günün koşulları, stresler, üzüntüler, problemler ya da çok aşırı, çok yoğun, kötü geçen bir yaşam.
58:43Mesela bunlar da insanı bir anda çok hızlı yaşlandırabiliyor.
58:48Çok teşekkür ediyorum bu kıymetli sohbetiniz için.
58:50Sizlerle uzun uzun sohbet etmek çok güzel.
58:53Sanki gerçekten sanki sohbet ediyor gibiyiz ama bilgileriniz, derya deniz.
58:58Çok teşekkür ediyorum.
58:59Ben teşekkür ediyorum.
58:59abone ol
İlk yorumu siz yapın
Yorumunuzu ekleyin

Önerilen