- 2 days ago
Serdar Yılmaz ile "Hayata Yön Veren Mefhumlar" programında bu hafta "İman ve Amel" mefhumunun 2. bölümü ele alınıyor.
-Amelleri, İmanın Bir Cüzü Kabul Edenlerin Delilleri Nelerdir?
-Ayet ve Hadislerde Belirtilen İmanın Artması Ne Demektir?
-İmanda "Kuvvetlilik ve Zayıflık" Nasıl Olur?
-Arapçada Lafızlar "Hakikat ve Mecaz" Olarak İkiye Ayrılır.
-Amelleri, İmanın Bir Cüzü Kabul Edenlerin Delilleri Nelerdir?
-Ayet ve Hadislerde Belirtilen İmanın Artması Ne Demektir?
-İmanda "Kuvvetlilik ve Zayıflık" Nasıl Olur?
-Arapçada Lafızlar "Hakikat ve Mecaz" Olarak İkiye Ayrılır.
Category
📚
LearningTranscript
00:00Euzubillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim.
00:08Velhamdülillah ve salatu ve selamu ala rasulillah emma ba'd.
00:14Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuh.
00:19Kerim kardeşlerim, bu hafta hayata yön veren mefhumlar programımızda
00:24geçen hafta kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah.
00:30Bildiğiniz gibi geçen hafta iman mefhumunu ele almış,
00:36imanın tanımı üzerinden yapılan tartışmaların nasıl ortaya çıktığını açıklamıştık.
00:44Çeşitli grup ve ekollerin iman hakkındaki tanımlarından bahsetmiştik.
00:50Yine tüm bu tartışmalardan bağımsız olarak imanın mahiyetini,
00:57asli tanımını ve şer'i delillerin kendisine delalet ettiği şer'i tarifini ortaya koymuş ve bu tanıma dair şer'i delilleri zikretmiştik.
01:10Ve imanın şer'i tarifinin delilden neşhet eden vakaya mutabık kesin tasdik olduğunu açıklamıştık.
01:22Ve yine imanın tanımı üzerindeki tartışmalarda tüm ekollerin ve alimlerin,
01:30imanın tanımındaki asli unsurun kalbin tasdiği olduğu noktasında ittifak ettiklerini,
01:37ihtilaf ve tartışma konusu olanın ise amellerin imandan bir cüz olup olmaması meselesi olduğunu belirtmiş
01:47ve imanın mahallinin ve yerinin kalp olduğunu,
01:52dil ya da azalar olmadığını şer'i naslar ve deliller üzerinden ortaya koymuştuk.
01:59Zira muhkem ve apaçık olan naslar imanın içerisinde hiçbir şek, şüphe ve zannın giremeyeceği bir şekilde
02:09apaçık delillerden kaynaklanan kesin ve yakini bir tasdik olduğunu ortaya koymaktadır.
02:19Evet, tüm şer'i naslarda iman ile amelin çok sıkı bir ilişkisi ve bir bağlantısı vardır.
02:26Ancak bu ilişki amelin imanın bir cüz'ü olma ilişkisi değil,
02:34amellerin imandan doğma, imanın gereği olma ve imanın neticesi olma ilişkisidir.
02:43Yani şer'i hükümlere bağlanmak imanın gereğidir.
02:49Peki, amelleri imanın bir cüz'ü kabul edenlerin delilleri nelerdir?
02:55Neden bir kısım alimler imanı tarif ederken ısrarla ameli imana dahil etmişlerdir?
03:03İşte bu dersinizde ameli imandan bir cüz kabul edenlerin delillerini inceleyeceğiz inşallah.
03:12Evet kardeşlerim, ameli imandan bir cüz kabul edenlerin en önemli delilleri,
03:19imanın artıp eksilmesine ilişkin naslardır.
03:23Zira bir kısım naslarda imanın artmasından ve noksanlığından bahsedilir.
03:31Mesela
03:33Bir kısım insanlar müminlere, düşmanlarınız olan insanlar size karşı asker topladılar.
03:55Aman ha, sakının onlardan dediklerin de, bu onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter, o ne güzel vekildir dediler.
04:07Yine
04:08Müminler ancak o kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalpleri titrer.
04:28Kendilerine Allah'ın ayetleri okunduğunda imanları artar ve onlar yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.
04:40İşte kardeşlerim, bu ve benzeri ayetlerde açıkça imanın artmasından bahsedilmesi dolayısıyla,
04:48bir kısım alimler demişlerdir ki, imanın artması ancak amellerden dolayıdır.
04:54Kişi, Rabbimizin talep ettiği amelleri yerine getirirse imanı artar.
05:02Şayet bu amelleri yerine getirmezse ya da Allah'ın yasakladığı işleri yaparsa, işte o zaman imanı eksilir.
05:12Dolayısıyla bu da amellerin imandan olduğuna dair bir delildir demişlerdir.
05:18İlk zamanlarda imanın artıp eksilmesi konusu, amellerin imandan olup olmaması konusunun bir delili olarak ortaya konulmuşsa da,
05:32daha sonraları imanın artıp eksilme konusu müstakil bir tartışma meselesi haline gelmiştir.
05:39Yani iman artar ve eksilir mi konusu yeni bir tartışma olarak ortaya çıkmıştır.
05:47Ve bu tartışma ayrı bir başlık adı altında tartışılmaya ve konuşulmaya başlanmıştır.
05:54Evet kardeşlerim, gelin şimdi imanın artıp eksilme meselesini anlamaya çalışalım.
06:00Geçen dersimizde detaylı bir şekilde ele aldığımız gibi, imanın şer'i tarifi delilden neşet eden vakaya mutabık kesin tasdiktir.
06:13Kesin tasdik olması, onda hiçbir zannın ve şüphenin olmaması anlamındadır.
06:20Zira kesinlik ancak tam olduğu zaman gerçekleşir.
06:25Peki öyleyse imanda artma ve eksilme nasıl olur?
06:29%90, sonra %95 veya %99 oranında bir iman olabilir mi?
06:38Yine %100'den %95 veya %90'lara doğru azalan bir iman olabilir mi?
06:46Tabii ki hayır.
06:46Çünkü bu noksanlık kesinlik olmaması yani imanda şüphenin var olması demektir.
06:56Ki bu iman sayılmaz.
06:57Bilakis buna küfür denilir.
07:01Yani bir kişi ben ahiret gününün varlığına %90 inanıyordum.
07:07Şimdi ise bu imanım %95'e çıktı dese bu kişiye senin imanın artmış denilmez.
07:15Zira bu kişi %99 da inansa mümin değil kafirdir.
07:22Yani kendisinde hala şüphe olduğunu ifade etmiştir.
07:27Peki öyleyse ayet ve hadislerde belirtilen imanın artması ne demektir?
07:34Evet.
07:36Ziyade yani artma ve noksanlık yani azalma lafızları Arap lügatinde müşterek lafızlardandır kardeşlerim.
07:46Yani birden fazla anlamı olan lafızlardandır.
07:53Ziyade ve noksanlık lafızları sınırlı ve sayısal bir fazlalık ve noksanlık anlamına yani niceliksel genişleme ve daralma anlamına geldiği gibi kuvvet ve zayıflık anlamına da gelir.
08:09Dolayısıyla ziyade ve noksanlık ifadeleriyle hangi anlamın kast edildiğini diğer tüm müşterek lafızlarda olduğu gibi karine yani deliller belirler.
08:24İmanla ilgili olarak ziyade ve noksanlık ifadeleri kullanıldığı zaman buradaki artma ve eksilmenin delaleti kuvvet ve zayıflık bakımından olur.
08:36Neden? Çünkü kesin tasliğin belirli bir ölçüde fazlalıkla veya azlıkla bir arada olması mümkün değildir.
08:46İşte bu karineden dolayı imama ilişkin geçen naslardaki ziyade ve noksanlık yani artma ve eksilme sınırlı ve sayısal bir genişleme ve daralma anlamında değil imanın kuvveti ve zayıflığı anlamında anlaşılır.
09:07Biraz önce zikrettiğimiz ayet-i kerimede Rabbimiz ne buyurmuştu?
09:11Kendilerine Allah'ın ayetleri okunduğunda imanları artar.
09:21Yani onların imanları Allah'ın ayetleri okunduğunda daha da kuvvetlenir demektir.
09:28Ve yine Rabbimiz Fetih Suresinde şöyle buyuruyor.
09:32Müminlerin kalplerine sekine yani güven ve huzur duygusu indiren odur.
09:48Ne için? İmanları ile birlikte imanları artsın diye.
09:53Yani onlar zaten kesin bir şekilde iman etmişlerdi.
09:58İmanları daha da kuvvetlensin diye Allah onların üzerine sekine indirdi.
10:04Müminler düşman birliklerini gördüklerinde işte Allah ve Resulünün bize vaad ettiği budur.
10:26Allah ve Resulü doğru söylemiştir dediler.
10:29Bu onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini arttırdı.
10:35İşte tüm bu ayet-i kerimelerde geçen imanın artması imanın kuvvetlenmesidir.
10:43Zira iman kesin tasdik demektir.
10:46Bu sebeple ayetlerde geçen ziyade lafzı sınırlı ve sayısal anlamda bir artma ve eksilme anlamında değil kuvvet anlamında bir ziyadedir.
10:59Aksi halde kesin tasdik gerçekleşmemiş olur.
11:04Ve bu durum şüphe, tereddüt demektir ki bu da iman değil küfürdür.
11:12Peki imanda kuvvetlilik ve zayıflılık nasıl olur?
11:16Gelin şimdi bu hususu açıklayalım ve vakasını idrak etmeye çalışalım.
11:22Dediğimiz gibi iman kesin tasdiktir.
11:26İşte bu kesin tasdikle birlikte hem her bir insanın kendi nefsinde hissettiği hem de naslarda belirtilen kalbin halleri yani imanın kuvvet ve zaaf anlamında durumları vardır.
11:43Mesela gaflet hali kişinin Rabbi ile olan bağının zayıfladığı kalpteki imanın zayıflık halidir.
11:53Kalbin katılaşması ise imanın en zayıf hali olarak ifade edilir.
12:01Yine mutmainlik hali, imanın en kuvvetli hali olarak ifade edilir.
12:06Her insan da bu kuvvet ve zayıflığı kendi nefsinde hisseder.
12:12Hepimiz bunu çok rahat bir şekilde hissedebiliriz.
12:16İşte tevekkül, hubbu fillah vel buğzu fillah.
12:20Yani Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek.
12:24Allah ile olan bağın idrak edilmesi.
12:26Allah'ın ayetlerini okumak, Allah'ın ayetleri üzerinde düşünmek, zorluk, sıkıntı ve cihat meydanında Allah'a güvenip dayanmak ve Allah'ın nusretini ve vaadini beklemek, sabır ve namaz ile Allah'a yaklaşmak gibi tüm bu durumlar işte kalpteki imanın kuvvetliliği ile ilgili hususlardır.
12:50Keza kalbin gafleti, Allah ile olan bağın idrak edilmemesi, kalbin katılaşması gibi durumlar ise imanın zayıflığına delalet eden hususlardır.
13:05Bu konularda birçok delil vardır, birçok ayet vardır.
13:09Mesela
13:10Bunlar iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır.
13:27Haberiniz olsun kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur buyuruyor Rabbimiz.
13:32İşte burada bahsedilen kalplerin mutmainliği imanın kuvvetlenmesi anlamındadır.
13:40Bir kısım insanlar müminlere, düşmanlarınız olan insanlar size karşı toplandılar, asker topladılar.
13:59Aman ha sakının onlardan dediklerinde bu onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter, o ne güzel vekildir dediler.
14:09Yine
14:10İman edenlerin Allah'ın zikrine ve haktan inene kalplerinin saygı duyacağı vakit gelmedi mi?
14:36Daha önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun süre geçmiş, bundan dolayı da kalpleri katılaşmış kimseler gibi olmasınlar.
14:47Onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdi buyuruyor Rabbimiz.
14:52Yine Allah şeytanın verdiği bu vesveseyi kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri kas katı olanlara bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar diye Rabbimiz Hac suresinde bu hususu zikretti.
15:10Yine meşhur olan
15:12İbrahim ne dedi?
15:23Rabbim ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster.
15:26Rabbimiz de ona yoksa inanmadın mı dedi.
15:29İbrahim hayır inandım fakat kalbim mutmain olması için dedi.
15:34İşte kardeşlerim tüm bu ayet-i kerimelerdeki kalbin halleri imanın kuvvet ve zayıflığına ilişkin hallerdir.
15:44Yine Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin hadisi şeriflerinde geçen
15:50Eba'ful iman, imanın en zayıfıdır şeklinde geçen ibareler işte kalpteki imanın zayıflık halini ifade eden ibarelerdir.
16:03Evet kıymetli dostlar
16:05İşte tüm bu naslardan da anlaşıldığı üzere imandaki artma ve eksilme imanın kuvvetliliği ve zayıflığı anlamındadır.
16:17Keza gerek sahabelerden gerek selef alimlerinden rivayet edilen imanın artması ve eksilmesine ilişkin sözler işte bu hakikati ifade eder.
16:28Örneğin Ömer radiyallahu anh ile bir rivayette onun diğer sahabelere şöyle dediği mesela rivayet ediliyor.
16:38Ömer gelin imanımızı arttıralım derdi bunun üzerine onlar Allah'ı zikrederlerdi.
16:46Şimdi bu rivayete bakıp bunu okuyan bir kimse Ömer ve diğer sahabelerin imanları yüzde doksan dokuzdu.
16:55Onlar Allah'ı zikrederek imanlarını yüzde yüz yaptılar diyebilir mi?
17:02Tabi ki kesinlikle hayır.
17:04O zaman işte Ömer radiyallahu anhın kastettiği imanın kuvvetini arttırmak için gafletten kurtulup Allah'ı anmak Allah ile olan bağı kuvvetlendirmektir.
17:16Bundan dolayı bütün taatler, ibadetler ve salih ameller imanı kuvvetlendiren hususlardandır.
17:26Bütün haramlar ve kötülükler ise imanın zafiyetindendir.
17:32Evet umarım bu izahlarımız imanın artıp eksilmesi meselesinin netleşmesi için yeterli olmuştur.
17:41Şimdi amelleri imandan bir cüz olarak kabul edenlerin diğer delillerine geçebiliriz.
17:49Evet kardeşlerim ameli imandan bir cüz olarak kabul edenlerin en önemli delillerinden birisi de
17:56kitap ve sünnetin naslarında bir kısım ameller için iman lafzının kullanılmasıdır.
18:03Bu hususta getirilen en önemli delil de Bakara suresinin 143. ayet-i kerimesinde geçen
18:10وَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيُضِيْعَ اِيمَانَكُمْ
18:14İbaresidir.
18:15Yani Allah sizin imanlarınızı zayi edecek değildir.
18:20İbaresidir.
18:22Bilindiği gibi kıble ayetinin inmesinden sonra
18:25ilk kıbleye yönelmek suretiyle kılmış oldukları namazların makbul olup olmadığının sorulması üzerine
18:33Rabbimiz eski kıbleye yönelerek kılmış oldukları namazlar nedeniyle
18:39ecir elde ettikleri hususunda
18:42Müslümanları tatmin etmek için bu ayeti indirmişti.
18:45Ve bu ayette Rabbimiz
18:47Allah sizin namazlarınızı zayi edecek değildir dememiş
18:53Allah sizin imanlarınızı zayi edecek değildir demiştir.
18:58Yani namaz yerine iman lafzını kullanmıştır.
19:03Keza yine sayı olan bir kısım hadis-i şeriflerde
19:07imanın içerisine ameller de dahil edilmiştir.
19:13Mesela meşhur olan
19:15İman yetmiş küsür şubedir.
19:28Bunların en üstünü Allah'tan başka ilah yoktur sözüdür.
19:32En düşüğü ise eziyet veren bir şeyi yoldan uzaklaştırmaktır.
19:36Ve hayada imandan bir şubedir gibi.
19:41Görüldüğü gibi bu naslarda
19:43iman lafzı ameller için kullanılmış
19:46ya da bir kısım amellerin imandan olduğu beyan edilmiştir.
19:52Peki buradaki durum nedir?
19:55İddia edildiği gibi bunlar
19:57amellerin imandan olduğuna dair delil olabilirler mi?
20:02Gelin şimdi bu konuyu ele alalım.
20:05Evet kardeşlerim.
20:07Öncelikle bildiğiniz gibi
20:09Kur'an ve sünnetin dili apaçık Arapçadır.
20:14Dolayısıyla
20:14nasları en doğru bir şekilde anlayabilmek
20:18öncelikle Arap dili hususiyetlerine göre anlamaklı olur.
20:24Arapçada lafızlar ise
20:26ya hakiki manasıyla anlaşılır
20:29ya da hakiki manada anlamaya mani olan bir karineden dolayı
20:34mecaz manasında anlaşılır.
20:37Yani Arapçada lafızlar hakikat ve mecaz diye ikiye ayrılır.
20:44Mecaz aralarındaki bir alaka ve ilişkiden dolayı
20:49bir lafzın hakiki manasının dışında kullanılmasıdır.
20:55dolayısıyla kitap ve sünnetin naslarında geçen lafızları
21:00hakiki manasında kullanılmış olmasına mani olan bir karine varsa
21:07ve hakiki mana ile mecaz mana arasında bir alaka varsa
21:13bu lafızlar mecaz manalardır ve mecaz manaları ile alınır.
21:18Bu hususta apaçık Arapça lisanıyla inmiş olan Kur'an'da birçok örnekler vardır.
21:25Mesela birbirine sebep olma alakasından dolayı
21:30سَالَ الْوَادُ
21:32Vadi aktı ibaresi kullanılmıştır.
21:36Oysa ki vadi akmaz.
21:39Akan vadi değil, vadideki sudur öyle değil mi?
21:43Yine
21:43اِنِّي اَرَانِ اَعْسَرْ اَعْصِرُوا حَمْرًا
21:48Ben kendimi hamır yani şarap sıkarken görüyorum.
21:54Oysa ki şarap sıkılmaz.
21:56Sıkılan şey şarap değil, üzümdür.
21:59Bu ayetlerde vadinin suyu yerine vadi lafzı, üzüm yerine şarap lafzı kullanılmıştır.
22:09Bu lafızlar hakiki manaları ile değil mecaz manaları ile anlaşılır.
22:15Yani ayetteki vadi lafzı mecazen vadideki su manasındadır.
22:23Hamır yani şarap lafzı mecazen üzüm manasındadır.
22:28Yine mesela ayet-i kerimede
22:31فَتَحْرِيرُ رَقَبَهِ
22:33Bir boyun kurtarmak der.
22:35Oysa ki buradaki mana bir köle azat etmek demektir.
22:41Yani Kur'an köle azat etmek yerine boyun kurtarmak lafzını kullanır.
22:48Köle yerine boyun ibaresini kullanmak işte mecazi bir kullanımdır.
22:54Yine en sık kullanılan mecaz ifade hepimizin bildiği gibi cesur ve atılgan kişilere aslan lafzının kullanılmasıdır.
23:05Oysa ki aslan lafzının hakiki manası bildiğimiz yırtıcı hayvan olan aslandır.
23:11Aslandaki cesaret ve atılganlık benzerliğinden dolayı cesur kişilere aslan lafzı mecaz olarak kullanılır.
23:20İşte aynı şekilde bir kısım ameller için kullanılan iman lafzı da hakiki manada değil mecaz manasındadır.
23:31Yani karşılığı küfür olan hakiki manasıyla iman lafzı değil ya sebep olma alakasından dolayı ya mübalağa için ya da suçun ve cürmün büyüklüğünü göstermek için mecaz anlamında iman lafzı kullanılmaktadır.
23:52Mesela biraz önce zikrettiğimiz ayette namaz lafzı yerine iman lafzının kullanılması namaza imanın sebep olma alakasından dolayı mecazem bir kullanımdır.
24:08Yani ayetin manası Allah sizin önceki kıbleye yönelerek kıldığınız namazları zayi edecek değildir demektir.
24:17Yine imanın şubeleri hadisinde geçen yolda insanlara sıkıntı veren herhangi bir şeyin yoldan uzaklaştırılmamasının insanı kafir yapmayacağı bilinen bir husustur.
24:32Dolayısıyla bu karineden dolayı buradaki iman kelimesi genel bir şekilde İslam ve Allah'a itaat anlamına gelen mecazi bir ifadedir.
24:43Yine mesela Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin şu hadisi de böyledir.
24:50La yezniz zani hina yezni ve huve mu'min.
24:55Zina eden bir kimse zina ettiği anda mümin değildir diyor Resulullah aleyhisselam.
25:00Oysa ki Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem zina eden kimseyi mürted cezası ile cezalandırmamış,
25:08tam tersine zina haddi ile cezalandırmıştır.
25:11Onu Müslüman kabul etmiş, cenaze namazını kılmış ve Müslümanların kabristanına defnetmiştir.
25:19Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin bu fiili hadiste yer alan iman lafzının küfrün karşılığı olan iman akti ile alakalı olmadığına delalet eden bir karinedir.
25:34Dolayısıyla bu hadis zina suçunun ne kadar büyük bir suç olduğuna delalet etmektedir.
25:42Zina yapan kimsenin bu fiili yaptığı esnada imandan yoksun olmasının zikredilmesi,
25:50yapmış olduğu suçun büyüklüğünü anlatmak için kullanılan mecazi bir ifadedir.
25:57Bu hadisi yani zina eden kimse zina ettiğinde mümin değildir hadisini Arapça dil kurallarına göre anlamayıp,
26:07sırf amelin imandan bir cüz olduğuna delil getirmek için mecaz olarak değil de hakiki anlamında alanlar,
26:16bu konudaki diğer hadislerle ortaya çıkan çelişkiyi ortadan kaldırmak için garip tevillere girmek zorunda kalmışlardır.
26:25Mesela, Müslim'de geçen yine sahip bir hadiste şöyle bir rivayet bulunmaktadır.
26:32Ebu Zer radiyallahu anh dedi ki, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bana Cebrail aleyhisselam gelerek,
26:40ümmetinden kim Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmadan ölürse cennete girer müjdesini verdi dedi.
26:49Ebu Zer radiyallahu anh, ben hayret ettim ve dedim ki, zina etse de hırsızlık yapsa da mı?
26:58Resulullah aleyhisselatü vesselem buyurdu ki, evet zina etse de hırsızlık yapsa da.
27:04Ben tekrar zina etse de hırsızlık yapsa da öyle mi dedim?
27:08Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, evet zina etse de hırsızlık yapsa da cevabını verdi.
27:16Ve ben bunu dördüncüye tekrarladığımda, Resulullah aleyhisselatü vesselem,
27:20Ebu Zer'in burnu toprakta sürtülse de buyurdu.
27:23Şimdi, bu rivayette zina eden kimse mümin olarak vasf edilmektedir.
27:31Oysa ki bir önceki hadiste mümin değildir lafzı geçmektedir.
27:36İşte kardeşlerim, kitap ve sünnetin naslarında zina eden, hırsızlık yapan kimselerin mümin olarak vasf edilmesi,
27:46karinesinden, delilinden dolayı bir önceki hadiste geçen mümin değildir lafzı,
27:54günahın büyüklüğünü ifade etmek için kullanılan mecazi bir lafızdır.
28:00Ve bu şekilde alınır.
28:03Mesela yine başka bir örnek olarak,
28:07Buhari'nin sahihinde geçen, herkesin bildiği şu meşhur hadisi verebiliriz.
28:12Hiçbiriniz kendisi için sevdiğini, kardeşi için de sevmedikçe iman etmiş olamaz.
28:22La yu'minu ehadukum diye başlıyor ayet.
28:25Yani hiçbiriniz iman etmiş olamaz.
28:26Şimdi bu hadisin açıklamasında meşhur hadis alimi ve Buhari'yi şerh eden,
28:33Buhari Şarihi İbni Hacer El Eskalani diyor ki,
28:37Hadiste yer alan iman etmiş olmaz sözüyle kast edilen imanın kamil olmamasıdır.
28:47Bir şeyin mükemmel olmadığını belirtmek için,
28:50o şeyin kendisinin yok olduğunu söylemek Araplar arasında yaygın bir kullanımdır.
28:58Nitekim falanca insan değildir sözünü de bu anlamda kullanırlar diyerek bir şerh yapıyor İbni Hacer.
29:08Yani şunu diyor İbni Hacer,
29:11Bu hadislerdeki iman lafzı Araplar arasında yaygın bir kullanım olan mecaz manasındadır.
29:20Hakiki manasıyla değildir.
29:22Evet değerli dostlar,
29:25İşte bir kısım naslarda geçen amellere yönelik iman lafzının kullanılması,
29:32Hakiki manadaki küfrün karşılığı olan iman manasında değil,
29:38Amellerin imanın gereği olma ve imandan kaynaklanma alakasına binaen kullanılan mecazi ifadelerdir.
29:48Aynı şekilde şu işi yapan mümin olarak yapmaz ya da şunu yapan iman etmiş olmaz gibi ifadelerde yapmış olduğu suçun büyüklüğünü anlatmak için
30:01ya da o amelin ehemmiyetini ifade etmek için kullanılan mecazi ifadelerdir.
30:09Burada vurgulanması gereken ve dikkat edilmesi gereken ölçü ve kıstas şudur.
30:14İman lafzı kitap ve sünnetin naslarında karinelerden bağımsız ve ayrı bir şekilde geçtiği zaman
30:25bu lafzın delaleti küfrün karşılığı olan ve şer'i bir manası olan delilden neşet eden vakaya mutabık kesin tasdik manasında imandır.
30:38Şayet bir karineden dolayı küfrün karşılığı olan şer'i iman lafzını anlamaya bir mani ve engel varsa
30:48işte bu karineden dolayı bu lafız mecaz manada anlaşılır.
30:54Bu sebeple ameli imandan bir cüz kabul edenlerin getirmiş oldukları bu deliller
31:00maalesef vakaya intibak etmeyen delillerdir.
31:05Dolayısıyla amelin imana dahil olduğu noktasında delil olamazlar.
31:12Ve yine maalesef bir kısım alimler gerek Allah'ın sıfatları konusunda gerek imanın tanımı konusunda
31:20kendi görüşlerini delillendirmek için hem Arapça'da hem de Kur'an'da birçok hususta kullanılan mecazı inkara dahi gitmişler
31:31ve Kur'an'da mecaz yoktur demeye kadar işi vardırmışlardır.
31:36Oysa ki hakikat apaçık ortadadır.
31:40Gerek Kur'an'ın ayetleri, gerekse de Resulullah'ın sünnetleri ve hadisleri
31:44imanın şer'i tanımını apaçık beyan etmiş, şer'i hükümlere bağlanmanın ise
31:52imanın gereği olduğunu ve imandan doğduğunu açıkça ortaya koymuştur.
31:59Amellerin imandan olma yönü ise ancak o amellere ilişkin delillere iman etme yönüdür.
32:08Yani namaz, oruç ve haç gibi farzların Allah'tan olduğuna iman etmek gibi.
32:18Ya da faizi, içki ve kumarı Allah'ın haram kıldığına iman etmek gibi.
32:25Zira bu yönüyle bu farzları ve haramları tasdik etmek imandandır.
32:30Her kim ki namazın farziyetini inkar ederse ya da faizin haramlılığını inkar ederse
32:38imandan çıkar ve küfre girer.
32:41Çünkü bu husus kesin tasdik ile ilgili bir husustur.
32:45Ancak bunun dışında amellerin iman ile olan ilişkisi imanın gereği olma ilişkisidir.
32:54Evet kardeşlerim, toparlayacak olursak imanın mahiyeti, asli tanımı ve şer'i delillerin kendisine delalet ettiği şer'i tarifi
33:05delile dayalı, vakaya mutabık, kesin tasviktir.
33:11Bu tanım kendisine sevap ve cezanın terettüp ettiği, sahip olana şer'i açıdan mümin vasfı verilen,
33:19küfür ve kafirin karşılığı olan imanın şer'i manasıdır.
33:25Yani şer'i manasıyla iman, İslam hakidesine ve Resulün getirdiklerine bir bütün olarak,
33:33kesin delille sabit olanlara da ayrı ayrı gönül rızasıyla isteyerek ve teslimiyetle iman etmek anlamına gelir.
33:44İmanın mahalli ve yeri kalptir.
33:47Dil ya da azalar değildir.
33:50Dolayısıyla ameller imandan bir cüz değildir.
33:55Evet, iman ile amelin, geçen derste de bahsettiğimiz gibi çok sıkı bir ilişkisi ve bir bağlantısı vardır.
34:04Ancak bu ilişki amelin imanın bir cüz'ü olma ilişkisi değil,
34:10amellerin imandan doğma ve imanın gereği olma ilişkisidir.
34:15Yani şer'i hükümlere bağlanmak imanın gereğidir.
34:22Yine imandaki artma ve eksilme, imanın kuvveti ve zayıflığı anlamındadır.
34:29Yoksa imanın artması,
34:3190'dan 100'e çıkması gibi sayısal bir artma ve eksilme değildir.
34:38Biraz önce izah ettiğimiz gibi.
34:40Kitap ve sünnetin naslarında geçen bir kısım ameller hakkında iman lafzının kullanılması ise,
34:50yine biraz önce detaylı şekilde izah ettiğimiz gibi,
34:53amellerin imandan olduğuna delil olamaz.
34:57Zira bunlar küfrün karşılığı olan hakiki manada iman anlamında değil,
35:04aralarındaki alaka ve ilişkiden dolayı.
35:07Ve yine amelin büyüklüğünü ve kıymetini ifade etmek için mecaz manada kullanılan iman lafzıdır.
35:17Ayrıca amelleri imandan kabul edip,
35:21bu şekilde isimlendiren alimlerin çoğunluğu,
35:25imam, İslam ve din kavramlarını birbirleri yerine kullanmalarından dolayı bu şekilde ifade etmişler.
35:33Ve bu sebeple kitaplarına iman, itikad, söz ve ameldir diye yazmışlardır.
35:40Yani aslında selef ya da halef olsun,
35:44alimlerin arasındaki ihtilaf, ıstılahi ve söylem bazında bir ihtilaftır.
35:52Bu ihtilafı bugüne taşıyıp, ısrarla ameli imana dahil etmeyenleri tekfire kadar işi vardırmak,
36:00basiretsizlik ve cehaletten başka hiçbir şey değildir.
36:04Allah bu kardeşlerimize selamet ve basiret nasip etsin inşallah.
36:09Kardeşlerim, Rabbimizden niyazımız,
36:11müminler arasındaki ihtilaf ve ayrılıkları bir an önce son bulup,
36:18bir vücudun azaları gibi sadece İslam akidesi ve İslami hüküm ve fikirlerin etrafında toplanmayı
36:26ve tüm İslam ümmetinin vahdetini sağlayacak olan Raşid-i Hilafetin ikamesini bizlere nasip etmesidir.
36:34Bu haftada hayata yön veren mefhumlar derslerimizi bitirirken,
36:40haftaya yeni bir kavram ile buluşmak üzere hepinizi Allah'a emanet ediyorum.
36:45Esselamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.
Recommended
36:51
|
Up next
39:48
37:15
28:19
9:49
47:35
38:34
38:33
39:48
42:21
38:52
40:08
42:29
37:58
12:06
6:32
9:06
11:23
6:52
8:57
35:17
30:26