- 15 hours ago
İslami şahsiyeti oluşturan ve onun devamını sağlayan esaslar büyük bir saldırı altında. Şahsiyeti oluşturan esaslar nelerdir, şahsiyetimizi nasıl koruyacağız?" gibi pek çok soruya cevap bulacağınız “İslami Şahsiyet” programı Serdar Yılmaz ile sizlerle.
Programımızın on beşinci konusu "Fıkıh İlminin Doğuşu ve Gelişimi"
Fıkıh İlminin Önemi ve İslam Kültüründeki Yeri Nedir?
Fıkıh İlmi Nasıl Doğmuştur?
Sahabe Döneminde Fıkıh Nasıl İşlemiştir?
Fıkıh İhtilafları Sahabe Döneminde Nasıl Başlamıştır?
Fıkıh İhtilafları Siyasi Olaylardan Nasıl Etkilenmiştir?
Âlimler Arasındaki Fıkhi Tartışmalar Nasıl Yaşanmıştır?
Mezheplerin Oluşumu ve Gelişimi Nasıl Gerçekleşmiştir?
Fıkhi İhtilafların Sebepleri Nelerdir?
Hadis Ehli ile Rey Ehli Arasındaki Farklar Nelerdir?
Fıkıh İlminin Gelişimindeki Çeşitlik İslam Toplumunu Nasıl Etkilemiştir?
Programımızın on beşinci konusu "Fıkıh İlminin Doğuşu ve Gelişimi"
Fıkıh İlminin Önemi ve İslam Kültüründeki Yeri Nedir?
Fıkıh İlmi Nasıl Doğmuştur?
Sahabe Döneminde Fıkıh Nasıl İşlemiştir?
Fıkıh İhtilafları Sahabe Döneminde Nasıl Başlamıştır?
Fıkıh İhtilafları Siyasi Olaylardan Nasıl Etkilenmiştir?
Âlimler Arasındaki Fıkhi Tartışmalar Nasıl Yaşanmıştır?
Mezheplerin Oluşumu ve Gelişimi Nasıl Gerçekleşmiştir?
Fıkhi İhtilafların Sebepleri Nelerdir?
Hadis Ehli ile Rey Ehli Arasındaki Farklar Nelerdir?
Fıkıh İlminin Gelişimindeki Çeşitlik İslam Toplumunu Nasıl Etkilemiştir?
Category
📚
LearningTranscript
00:00Euzubillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim, Elhamdülillah, Esselatu ve Selamu ala Resulillah, emma abad, Esselamu aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.
00:14Kıymetli kardeşler, değerli Müslümanlar, bildiğiniz gibi İslami şahsiyet derslerimizde İslami kültürüne dair konuları ele alıyor ve işliyoruz.
00:27Ve uzun bir zamandır fıkıh usulüne dair konuları ele aldık ve usule dair ana konuları ve temel hususları tamamladık Elhamdülillah.
00:40Bundan sonra yine İslam kültürüne dair çeşitli konuları ele almaya devam edeceğiz inşallah.
00:45Bu hafta ise bir ilmi disiplin olarak fıkıh ilmi nasıl doğduğu, nasıl oluştuğu çeşitli tartışmaların İslam fıkıhı üzerindeki etkisi ve fıkhın gelişmesi konularını ele almaya çalışacağız.
01:00Malum fıkıh İslami bilgilerin en kıymetlisi ve toplum üzerinde etkisi en büyük olanlardandır.
01:08Ve yine İslam kültürüne ait ilimlerin en önemlisidir.
01:13Neden? Çünkü İslam kültürü hayatta karşılaşılan problemleri çözmeye yönelik olarak alınan pratik kültürdür.
01:21İşte fıkıh ilmi de hayattaki sorunların çözümlerini içeren hükümlerin bilgisidir.
01:29Bu yönüyle önemi ve kıymeti çok büyüktür.
01:32Evet kardeşlerim fıkıh ve fıkıh ilmi nasıl ortaya çıktı diye bakacak olursak malum olduğu üzere İslami kültürün ve şer'i hükümlerin öğrenilmesi Resulullah Aleyhisselatü Vesselam'ın rısalet göreviyle gönderilmesiyle başlar.
01:49Zira Allah Resulullah Aleyhisselatü Vesselam tek başına şer'i hükümlerin kaynağıydı.
01:55Çünkü o insanlara Allah'ın dinini öğretmesi için gönderilmişti.
02:01Bu nedenle sahabe efendilerimiz bir olayla karşılaştıklarında veya bir ihtilaf vuku bulduğunda ya da onlardan birinin aklına bir şey takıldığında hemen Allah Resulüne soruyorlar.
02:14Ve Resul Aleyhisselatü Vesselam bazen bir ayet ile bazen bir hadis ile görüşünü onlara bildiriyordu.
02:21Ve aralarındaki ihtilafı giderip onların sorularını cevaplandırıyordu.
02:26Ancak Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam zamanında sahabeden bazılarının içtihat ettiklerine ve bazı vakalarla ilgili olarak hüküm istimbad ettiklerine dair birçok haberler bizlere ulaşmıştır.
02:41İşte bunlar Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam'dan gelen bir emrin yerine getirilmesi ve şeriatın tatbiki ve şeriatı anlamak için sahabelerin, sahabe efendilerimizin çabalarıdır, gayretleridir.
02:56Mesela Resul Aleyhisselatü Vesselam'ın Muaz İbni Cebel'i Yemen'e gönderirken ona dediği şeylerle ilgili meşhur rivayet vardır.
03:07İşte bilirsiniz ne ile hükmedeceksin dendiğinde Allah'ın kitabı ile orada bulamazsan Allah Resulü'nün sünnetinde de bulamazsan kitap ve sünnete göre kendi görüşümle içtihat ederim der Muaz İbni Cebel.
03:24Bunun üzerine Resul Aleyhisselatü Vesselam sevinir ve halleder.
03:28Yine aralarındaki bir duvar hususundaki husumet oluşan kavmin arasında hükmetmesi için Allah Resulü Huzeyfe'yi gönderdiği sabit olmuştur, varit olmuştur.
03:41Keza yine Buhari ve Müslim'de geçen hadiste ise şöyle buyrulur.
03:47Yani hakim iştihat eder ve iştihatında isabet ederse iki sevap kazanır, hata ederse bir sevap kazanır buyuruyor Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam.
04:05İşte bütün bunlar ve benzerleri Allah Resulü zamanında Müslümanların yapmış olduğu iştihatların ancak Resulullah'ın emriyle yapıldığına ve bunun kaynağının da yine Allah Resulü olduğuna delalet etmektedir.
04:20Ve bu dönem bütün İslam kültürünün kaynağının ortaya çıktığı dönemdir.
04:27Ve yine Allah Resulü'nün vefatına kadar geçen 23 yılda hem Kur'an'ın tamamı bu zaman içerisinde inmiştir hem de yine Sünnet-i Seniyye'de bu müddet de tamamlanmış oldu.
04:43Ve hicretin 11. yılında Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam'ın vefatıyla bilindiği gibi sahabe dönemi başladı.
04:51Ve sahabe dönemi aynı zamanda hem Kur'an ayetlerinin tefsiri hem de hakkında nas'ın bulunmadığı yani açıkça hüküm ortaya konulmamış olaylarla ilgili olarak istinbat ve hüküm çıkarma kapılarının açıldığı dönemdir.
05:07Yani sahabe efendilerimiz Kur'an ve sünnetin naslarının tamamı henüz Müslümanlar arasında yayılmadığını ve herkesin elde edebileceği şekilde bulunmadığını gördü.
05:23Çünkü Kur'an'ın nasları Resulullah'ın ve sahabeden bazılarının evinde özel sayfalarda yazılmış bir şekilde bir arada bulunuyordu.
05:34Sünnet ise henüz bir araya toplanmış değildi.
05:38İşte sahabe efendilerimiz Resulullah Aleyhisselatü Vesselam zamanında vuku bulmayan bir takım olaylarla ve problemlerle bu dönemde karşılaştılar.
05:50Aynı zamanda Müslümanlardan her ferdin Kur'an ve sünnetin naslarından kendi başına hüküm çıkarabilecek güçte olmadığını da gördüler.
06:02Çünkü insanlar bu nasları ancak onlara bunları anlatacak kimseler aracılığıyla anlayabilmektedirler.
06:13Dolayısıyla da insanlara bu nasları anlatacak şahısların bulunması gerekmekteydi.
06:19Bu nedenle Müslümanlar arasında Kur'an-ı Kerim'i ve Allah Resulü'nün hadislerini yaymanın kendilerine ait bir görev olduğunu idrak ettiler.
06:28Bu amaçla işte Kur'an'ı toplama ve toplanan nüshadan birçok nüshalar çoğaltarak Müslümanlar arasında yayma işini yerine getirdiler.
06:40Ve insanlara dinlerini öğretmeye başladılar sahabe efendilerimiz.
06:46Sonra da yeni ortaya çıkan meselelerde gerekli hükümleri istimbat ettiler ve fetvalar verdiler.
06:53Böylece dini vecibilerini en güzel şekilde yerine getirdiler.
07:02Sahabe efendilerimizin şer'i hükümler konusunda takip ettiği bir metot vardı.
07:09Bunu naslara ve o dönemki onların iştihatlarına ve fetvalarına baktığımız zaman çok net bir şekilde görebiliyoruz.
07:17Neydi bu?
07:18Mesela onlar karşılaştıkları olayların hükmünü gösteren Kur'an'da ve sünnette bir nas buldukları zaman buldukları nas'tan öteye geçmezler.
07:31Ve o nası o vakaya, o olaya doğru bir şekilde tatbik edebilmek için bütün gayretlerini bu naslardan kastedilen manayı anlamaya harcarlardı.
07:42Karşılaştıkları olayın hükmünü gösteren Kur'an'da ve sünnette bir delil bulamadıkları zamansa işte o hükmü istimbat etmek için, çıkarmak için naslardan iştihat ederlerdi.
07:59Aynı zamanda sahabe efendilerimiz bilmedikleri nasları öğrenmek maksadıyla insanlara ve birbirlerine soruyorlar ve araştırıyorlardı.
08:12Mesela sahabe radıyallahu anh'un Hicaz'da toplanarak kitap ve sünneti araştırıyorlardı.
08:21Kitap ve sünnette bir meseleyle ilgili hükmü bulamadıkları zaman Allah Resulü'nün böyle bir mesele hakkında bir hükümde bulunduğunu bilen bir kimsenin olup olmadığını araştırmak üzere Müslümanlara soruyorlardı.
08:38Yani bilenin olup olmadığını soruşturuyorlardı.
08:40Bu nedenle hem birbirlerine müracaat ediyorlar ve sordukları mesele hakkında görüş ortaya koyabilmek amacıyla bir araya gelip meseleyi soruşturuyorlardı.
08:54Mesela Ebu Bekir radıyallahu anh ve Ömer radıyallahu anh hükümleri istimbat ederken yani çıkartırken hep halka müracaat ediyorlardı.
09:06İmam Begavi'nin Mesabi-i Sünne diye bir eseri vardır.
09:11O eser de şöyle geçer der ki kendisine bir dava geldiği zaman Ebu Bekir Allah'ın kitabına bakar.
09:20Eğer orada bir hüküm bulursa onunla hükmederdi.
09:25Kitapta bulamazsa bu konuyla ilgili olarak Resulullah Aleyhisselatü Vesselam'ın sünnetinden bildiğiyle hükmederdi.
09:33Eğer bu ikisinde de bulamazsa çıkıp Müslümanlara sorar ve şöyle derdi.
09:40Bana şöyle bir dava geldi.
09:43Eğer bu konuda Resulullah'ın verdiği bir hükmü biliyorsanız bana söyleyin derdi diye geçiyor bu eserde.
09:52Aynı şekilde Ömer radıyallahu anhın birçok hususta diğer sahabeler ile istişare ettiği rivayet edilir.
10:01Hatta kendisine bir olay getirildiği zaman bana işte Ali'yi çağırın veya bana Zeyd'i çağırın derdi.
10:08Onlarla istişare eder.
10:10Sonra da ittifak ettikleriyle karar verirdi, hüküm verirdi veya fetva verirdi.
10:17İşte sahabelerin birbirlerine müracaat ettiği bu metotla aralarında görüş ayrılıkları nadiren görülüyordu.
10:27Çünkü onlardan her biri kendinde var olan o görüşü diğerine açıklıyor ve görüşünü hangi delille delillendirdiğini gösteriyordu.
10:39Böylece onların ihtilafları nadiren ortaya çıkıyordu ve ihtilafları anlama metodunda değil anlamada oluyordu.
10:49Nasları anlamada oluyordu.
10:52Ancak fetihlerin genişlemesiyle birlikte sahabeler çeşitli şehirlere dağılınca hakkında nas bulunmayan bir olayla karşılaşıldığı zaman
11:02sahabeleri bir araya toplamak kolay olmadı, mümkün olmadı.
11:06Şehirlerin birbirinden uzak olması ve yaşadıkları şehirlerde karşılaştıkları olaylar hakkında hemen hüküm verme zaruretinden dolayı
11:17görüşünü diğerlerine açmaya ve başkalarının görüşüne başvurmaya imkan bulamadılar
11:22ve bulundukları yerde her sahabe gösterdikleri fıkhi görüşte yalnız kaldılar.
11:29Bu nedenle de tek bir olay hakkında sahabenin görüşleri farklılaşmaya başladı, farklı oluyordu.
11:36Tabi o dönemde sahabe arasında detay konulardaki ihtilaf iki sebebe dayanıyordu kardeşlerim.
11:44Bunlardan birincisi, Kur'an'ın ve sünnetin naslarının büyük bir bölümü kast edilene delaletleri açısından katiyet deyip zannilik ifade etmektedir.
11:56Bundan dolayı görüşler farklılaşabiliyordu.
12:00Yani bir nas herhangi bir manaya delalet edeceği gibi lügat açısından iki veya daha fazla anlama gelebilen
12:08işte o müşterek manaya da delalet etmesi sebebiyle bir başka manaya da delalet etmektedir.
12:14Onlardan her müçtehit kendinde var olan kar iğnelere göre belirli bir anlamı tercih ediyordu.
12:23Bundan dolayı ihtilaf bu sebeple kaynaklanıyordu.
12:28İkincisi ise sünnet henüz bir araya toplanmamıştı.
12:32Yani bütün hadisler bir kitapta toplanmadığı gibi bütün Müslümanların aynı seviyede istifade edebileceği şekilde Müslümanlar arasında yaygın da değildi.
12:46Sünnet o dönem henüz rivayet ve ezber yoluyla intikal ediyordu, nakl oluyordu farklı kimselere.
12:56Bundan dolayı bazen işte Mısır'daki bir müştehidin bildiği bir hadisi Şam'daki bir müştehit bilemeyebiliyordu.
13:07Daha önceden bilmediği bir sünneti başkasından öğrendiği zaman bazı müştehitler çoğu kez de ne yapıyorlardı?
13:14Verdikleri fetvalardan veya işte görüşlerinden dönebiliyorlardı.
13:20Bu da detay konularda ihtilafa neden oluyordu.
13:23Ancak deliller ve usul değişmiyordu.
13:30Yani bundan dolayı içtihat metodunda bir farklılık oluşmamıştı, oluşmuyordu.
13:37Bu fıkhi görüşlerdeki ihtilaflar şer'i deliller üzerinde değil, nasların anlaşılması konusundaydı.
13:49Bu nedenle onların ihtilaflarının Müslümanlar arasında hayatta herhangi bir ayrıştırıcı etkisi olmamıştır.
13:59Ancak kıymetli dostlar, sahabe ve özellikle tabi'in döneminde meydana gelen bazı olaylar ve ihtilaflar şer'i deliller üzerinde ihtilafların ve farklılaşmaların oluşmasına sebep olmuştur.
14:16İşte bunlardan birincisi Osman radıyallahu anh'ın katlinden kaynaklanan fitnedir.
14:24İkincisi ise alimler arasında meydana gelen tartışmalardır.
14:29Bu olaylar şer'i delillerin çeşitleri hakkındaki ihtilafları doğurdu.
14:34Bu ihtilaflarda yeni siyasi grupların ve çeşitli fıkhi mezheplerin oluşumuna yol açmıştır.
14:44Zira Osman bin Affan radıyallahu anh'ın öldürülmesinden sonra hilafet için biliyorsunuz Ali bin Ebu Talib'e biat edildi.
14:53Bunun üzerine hilafet makamına geçmek için Muaviye bin Ebu Sufyan Ali radıyallahu anh ile çekişti ve iki grup arasında alevlenen savaş iki hakemin, hakemliğinin kabullenilmesiyle sona erdi.
15:11Bu olaydan sonra daha önce var olmayan yeni siyasi gruplar ortaya çıktı ve bu siyasi grupların kendilerine ait görüşleri gündeme gelmeye başladı.
15:22Siyasi görüşler halife ve hilafet konularıyla başladı sonra da diğer birçok hükmü kapsamaya ve kuşatmaya başlamıştı.
15:33Bu ihtilaf ve o ayrılışmaların birinci yönüydü.
15:38Alimler arasında cereyan eden tartışmalara gelince bu tartışmalar siyasi ihtilaflar değil sadece fıkhi ihtilaflara yol açmıştır.
15:49Çünkü bu ihtilaflar halife, hilafet ve yönetim nizamı gibi konularda ortaya çıkan ihtilaflar değildir.
15:59Bunlar hükümler ve hüküm istimbat metodu üzerinde görülen ihtilaflardı.
16:06Yani bazı müştehitler arasında vuku bulan tartışmalar ve ihtilaflar aralarındaki içtihat metodunda farklılığın gündeme gelmesine neden olmuştur.
16:18Nitekim hüküm istimbatı konusunda Medine'de Rabia bin Ebi Abdurrahman ile Muhammed bin Şabez Zühri arasında İslami konular üzerinde tartışmalar çıkmıştı.
16:35Ve bu tartışmalar Medine'de bulunan birçok fakihin Rabia'nın meclisinden ayrılmasına ve Rabia'yı Rabia'tur Rey diye isimlendirilmesine neden olmuştur.
16:48Yani Rey'e başvuran Rabia diye isimlendirilmesine neden olmuştur.
16:54Aynı türden bir tartışma da Kufe'de meydana gelmişti.
16:58Orada da İbrahim Enneha ile Şabi arasında vuku bulmuştur.
17:04İşte bu tartışmalardan hükümlerin istimbat metodunda çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır.
17:13Hatta müştehitler iştihatta çeşitli metotları takip eder oldular.
17:21Ve hicri ikinci asrın ortalarında içtihatta bu metotlar ve aralarındaki ihtilaflar kıymetli dostlar iyice belirginleşti.
17:34Ve birçok farklı görüş meydana geldi.
17:38Alim ve müştehitlerden bir grup tabinin üzerinde bulunduğu o yoldan ayrılmadılar ve onların uyguladıkları metot üzere yürüdüler.
17:49Ancak onlardan sonra gelenler arasındaki ihtilaflar çok daha fazla genişledi.
17:56İhtilaflar nasların anlaşılması ile de sınırlı kalmadı.
18:03İhtilaf ettikleri konular şer'i delillere ulaşma sebeplerini ve lügat anlamlarını bile aşar oldu.
18:13Bu nedenle hem furuatla ilgili konularda, fer'i meselelerde hem de usul ile ilgili konularda ihtilaf etmeye başladılar.
18:24Ardından çeşitli gruplar ayrıldılar.
18:29Her grubun kendine ait bir mezhebi oldu ve bundan da birçok mezhepler meydana geldi.
18:37İşte o dönem bu mezheplerin sayısı 4'e, 5'e, 6'ya hatta daha da fazla sayıya ulaştı.
18:45İşte kardeşlerim mezhepler arasındaki bu ihtilaflara baktığımız zaman bunların müştehitler arasındaki içtihat metodunda ortaya çıkan ihtilaflar olduğunu görürüz.
19:01Bunlar başlıca şu sebeplere dayanmaktadır.
19:06Mesela şer'i hükümlerin kendilerinden çıkartıldığı kaynaklar noktasında farklılıklar oluşmuştur.
19:16Yine şer'i naslara bakış noktasında ihtilaf ve farklılıklar da oluşmuştur.
19:22Ve nas'ın anlaşılmasında kabul edilen bazı lügat manalar üzerinde de farklılıklar oluşmuştur.
19:32Şer'i hükümlerin kendilerinden çıkartıldığı kaynaklar noktasındaki o farklılıkla ihtilaflara değinecek olursak,
19:39örneğin sünnete, hadislere güvenme metodu ve bir rivayeti diğer rivayete tercih ederken uygulanan ölçü farklılaşmıştır.
19:50Yani sünnete olan güven rivayetine ve rivayet keyfiyetine güvene dayanır biliyorsunuz.
19:57İşte müştehitler bu güven metodunda ihtilaf ettiler.
20:01Onlardan bir kısmı mütevatir ve meşhur sünnetle delil getiriyor ve güvenilir fakihlerin rivayetlerini sadece tercih ediyordu.
20:10Bu da onların meşhur olan sünneti, meşhur hadisleri mütevatir sünnet hükmünde görmeleri sonucunu doğurmuştur.
20:20Bir kısmı ise sadece Medine halkının ameli ve buna muhalefet eden ahad haberleri terk etmişlerdir.
20:30Sadece onu almışlardır.
20:31Bir kısmı da ister fakih olsun ister olmasın, ehli beytten olsun ya da olmasın, Medine halkının ameline uyusun ya da uyumasın bunlara bakmaksızın adalet sıfatına sahip güvenilir kimselerin rivayetleriyle delil getirmişlerdir.
20:49İşte hadislere güven metodundaki bu ihtilaf nedeniyle bir grubun getirdiği, delil olarak getirdiği bir hadis ile bir sünnet ile diğer bir grup delil getirmiyordu.
21:03Bir kısmının tercih ettiği bir sünnet bir başkası nezdinde tercih edilmeyen bir sünnet olabiliyordu.
21:11Bu ise hangi rivayetlerin şer'i delil olarak alınması gerektiği keyfiyetinde ihtilafa sebep olmuştu.
21:22Ve böylece şer'i deliller hakkında ihtilaf ortaya çıkmıştı.
21:29Yine kıymetli dostlar, bazı müştehitler kıyasla delil getirmeyi reddettiler.
21:36Ve kıyası şer'i bir delil saymadılar.
21:40Bazıları ise kıyasla delil getirip onu Kur'an, sünnet ve icmadan sonra gelen bir şer'i delil saydılar.
21:49Ancak onlar da kıyasın şer'i delil olmasında ittifak etmeleriyle beraber
21:56hükme, bir hükme illet olmaya elverişli olan ve kıyasın dayandığı husus hakkında ihtilaf ettiler.
22:06İşte buradan da yine deliller hakkındaki görüş ihtilafı ortaya çıktı ve genişledi.
22:15Keza yine kardeşlerim Müslümanlar icmanın delil olmasında ittifak ettiler.
22:23Ama hangi icmanın delil olduğu noktasında da ihtilaf ettiler.
22:28Mesela bir kısmı sahabenin icmasını delil sayarken bir kısmı ehli beytin icmasını delil saydılar sadece.
22:36Bir başka grup Medine halkının icmasını, bir diğer grup ise ehli hal ve aktin icmasını delil saydılar.
22:46Başka bir grup ise Müslümanların umumunun, fakihlerinin umumunun icmağını delil saymaktaydı.
22:55İşte buradan da yine deliller hakkındaki görüş ihtilafları ve farklılıkları ortaya çıkmış ve genişlemiştir.
23:04İşte kıymetli dostlar bu hususlar müçtehitler arasındaki ihtilaf çatlağını daha da genişletmiştir.
23:15Bu ihtilaflar sahabe ve tabiin dönemlerinde olduğu gibi sadece şer'i nasları anlamadan kaynaklanan ihtilaflar değildir.
23:25Bilakis onu aştı, onu aşıp şer'i nasları anlama metodu hakkında ihtilaflara ulaşmıştır.
23:36Yani diğer bir ifadeyle bunlar hükümler konusundaki ihtilaf değildir.
23:42Bu ihtilaflar hükümler konusundaki ihtilafları aşarak hüküm çıkartma metodu hakkındaki ihtilaflar haline gelmiştir.
23:51Bu nedenle müçtehitler şer'i deliller hususunda ihtilaf etmişlerdir.
23:59Bu ihtilaf da içtihat metodundaki ihtilaflara ve farklılıklara yol açmıştır.
24:07İçtihat metotlarındaki ihtilafların dayandığı diğer bir husus ise kıymetli dostlar, şer'i naslara bakışla ilgilidir.
24:19Yani bazı müçtehitler şer'i nas'ta geçen bir ibareyi anlamaya bağlı kalarak o ibarenin delalet ettiği anlamların sınırında kalıp orada durup onlara bağlı kalıyorlardı ki sadece.
24:37Ki bunlara işte ehli hadis denmiştir. Ehli hadis diye isimlendirilmişlerdir.
24:44Bazı müçtehitler ise lafızların manalarına ilave eden naslarda geçen ibarelerin delalet ettiği makul manalara da bakmışlardır.
24:59İşte bunlar da rey ehli, ehli rey diye isimlendirilmişlerdir.
25:05Bu nedenle de işte birçokları müçtehitlerin hadis ehli ve rey ehli olmak üzere iki kısma ayrıldıkları söylenir biliyorsunuz.
25:19Ancak bu ayrım rey ehlinin fıkhi görüşlerinde hadise yer vermedikleri anlamında değildir.
25:25Ya da hadis ehlinin işte teşriilerinde görüşe ve reye yer vermedikleri anlamına gelmemektedir.
25:32Bilakis bunların tamamı hüküm istimbatlarında ve teşriilerinde hem hadise hem de reye ve görüşe yer veriyorlardı.
25:42Çünkü hadisin şer'i delil olduğunda ve nas'ı akılla anlayarak görüşle iştihat yapmanın şer'i hüccet olduğunda
25:52müçtehitlerin tamamı ittifak halindedirler, müttefiktirler.
25:57Yani konuyu dikkatlice inceleyen kimse meselenin hadis ehli veya rey ehli olmadığını ne yapacaktır görecektir.
26:07Asıl mesele şer'i hükmün dayandığı delil üzerindeki incelemedir.
26:11Çünkü Müslümanlar hüküm istimbat etmede önce Allah'ın kitabına ve Resulünün sünnetine dayanmaktadırlar.
26:19Kur'an ve sünnette bunu açık olarak bulamazlarsa, Kur'an ve sünnetten hüküm istimbat için akıllarını çalıştırıp o zaman görüşlerini çıkarttılar.
26:29Ve yine kıymetli dostlar, istimbat metodunda ihtilafa yol açan diğer husus ise nas'ları anlamada uygulanan bazı sözlük manalardır.
26:45Arap dili üssuplarını ve bunların işaret ettiği manaların çıkarılması sonucunda müçtehitler arasında da yine bazı ihtilaflar ortaya çıkmıştır.
26:55İşte buna binaen nas'ları anlamada ihtilafın ortaya çıkması, içtihat metodunda da ihtilafın ortaya çıkmasına neden olmuştur.
27:09Tabi'in tabakasından, tabi'in döneminden sonra hüküm istimbatında görülen ihtilaflar işte bu şekilde, bu sebeplerle ortaya çıkmıştır.
27:24Her müştehidin kendine ait özel metodu da böylece oluşmuştur kıymetli dostlar.
27:32İstimbat metodundaki bu ihtilaflardan fıkhi mezhepler meydana gelmiştir.
27:39Yani bu ihtilaflar nedeniyle aynı zamanda fıkhi servet gelişmiş ve fıkıhta, fıkıh ilminde büyük bir büyümeye ve gelişmeye neden olmuştur aslında bu ihtilaflar.
27:51Bu nedenle anlayışlardaki bu ihtilaf doğal olup aynı zamanda fikrin gelişmesine, İslam fıkhının gelişmesine, İslam düşüncesinin gelişmesine de yardımcı olmuştur.
28:06Ki bu dediğimiz gibi doğaldır ve meşrudur.
28:11İlk dersimizin başında da zikrettiğimiz gibi bazen sahabe birbirine muhalefet etmiştir.
28:17Ali radıyallahu anh Ömer ve Zeyd bin Sabit'ten almış olmasına rağmen Abdullah bin Abbas onlara muhalefet etmiştir mesela.
28:28Yine tabiinden birçoğu sahabeden birçoğuna muhalefet etmiştir.
28:33Yine İmam Malik şeyhlerinin çoğuna muhalefet etmiştir.
28:40Yani ilmi kendilerinden almış olmasına rağmen.
28:43Keza yine Ebu Hanife bazı meselelere işte Cafer-ı Sadık'tan öğrenmiş olmasına ve kendisinden almasına rağmen Cafer-ı Sadık'a muhalefet etmiştir.
28:54Yine İmam Malik'ten öğrenmiş olmasına rağmen birçok meselede İmam Şafi İmam Mali'ye muhalefet etmiştir.
29:04İşte bu şekilde alimler birbirlerine muhalefet ediyorlar.
29:10Öğrenciler, öğrenciler üstadlarına ve hocalarına muhalefet etmelerine rağmen bu hareketleri, bu muhalefetleri saygısızlık veya hocalarının yolundan çıkma olarak saymıyorlardı.
29:23Neden? Çünkü İslam içtihada teşvik etmiştir.
29:29Her alim anlama ve içtihat etme, sahabeye veya tabiine veya bir şeyhin veya hocanın görüşüne bağlı kalmama hakkına sahiptir.
29:42Bunu hepsi bu şekilde anlamışlar ve bu yol üzere yürümüşlerdir.
29:47Bunun sonucunda da fıkıh imamlarında olan imamların öğrencileri hocalarının görüşlerini incelemeye ve onun mezhebini şerh etmeye başladılar.
30:01Yani yaşanan bu ihtilaflara bakış değişti zaman geçtikçe ve fıkıh usulünün okunup incelendiği gibi okunup incelenen bir ilmin hılaf diye isimlendi.
30:16Yani ihtilaflar ilmi olarak isimlendirilen özel bir ilim dalı haline geldi.
30:23Ve her imamın öğrencileri işte o fıkhi detayları ne yapıyorlardı? Genişletiyorlardı.
30:31İşte bu genişlemeler bazı müçtehitlerin mezheplerinin devam etmesine neden oldu.
30:37Bazılarının da zamanla silinmesine, kaybolmasına neden olmuştur.
30:43Mesela işte İmam Evzai, Hasan el Basri, Sevri, İbn-i Cerret Taberi gibi alimler bunlar büyük imamlardan olup ilim ve içtihat bakımından da geniş bir şeyleri vardı.
30:59Yani geniş bir yer işgal ediyorlardı bunlar.
31:01Ancak onlar detaylı konularda uzun uzun incelemelerde bulunmayıp sadece usul ile yani ana hatlar ile asıllar ile yetindiler.
31:12Ve mezheplerini şerh edecek, açıklayacak, genişletecek öğrencileri de yoktu.
31:18Bu nedenle onların görüşleriyle çok fazla amel edilmedi ve mezhepleri insanlar arasında, halklar arasında yayılmadı.
31:27Fakat İmam Ebu Hanife, İmam Şafi, Ahmet İbni Hanbel, İmam Malik, Keza yine İmam Cafer Sadık, İmam Zeyd gibi imamların talebeleri ve tabileri vardı.
31:40Onlar hocalarının görüşlerini bir araya topladılar ve bu şekilde mezhepleri devam etti.
31:48Örneğin Ebu Hanife'nin malum birçok talebesi vardı işte Ebu Yusuf, Muhammed bin Hasan Eşşeybani ve İmam Züfer onun en meşhur talebelerindendir.
31:59Ve bunların tamamı Ebu Hanife gibi müçtehittirler.
32:04Ancak bunlar mezheplerini Ebu Hanife'nin mezhebiyle meclis ettiler.
32:10Yani kendi fıkıh anlayışlarını, kendi iştahatlarını Ebu Hanife'nin, İmam Azam'ın mezhebiyle meclis ettiler.
32:18Ebu Hanife'nin mezhebinin tedvinindeki yani yazılmasındaki üstünlük ve öncelik de aslında bu öğrencilerine aittir.
32:28Onlara aittir.
32:30Aynı şekilde Medine'de İmam Malik'in de birçok talebeleri vardı.
32:35İmam Malik geniş bir şöhrede sahipti o dönemlerde.
32:40Özellikle de hadis ve hadis ricali tetkiklerinde o bilhassa Muatta isimli eseri kitabı ile geniş bir şöhrete sahip olmuştu.
32:52Ondan sonra gelen öğrencileri onun fetvalarını bir arada topladılar ve
32:58Fruat'ta yani detay konularda mezhebi genişlettiler.
33:02Ve çeşitli meselelerde fetvaları ile yani kendi talebeleri vermiş oldukları fetvalar ile sorulara cevaplar verdiler.
33:11Ve bu şekilde Maliki mezhebi genişledi.
33:15Ve İmam Malik'in mezhebinin yayılmasındaki üstünlük ve katkılar da yine talebelerine aittir.
33:23Öğrencilerine aittir.
33:24Keza yine İmam Şafii de malum İmam Şafii özellikle fıkıh ilminde şöhretiyle meşhurdur.
33:34Ve o dönemde de çok büyük bir şöhret ve başarı kazanmıştı.
33:38Onun bu başarısını fıkıh usulü konusunda yazmış olduğu hem fıkıh hem de usul konusunda
33:45işte El-Un eseri, El-Risale eseri değil mi?
33:49İptal-ül İstihsan isimli eserleri, kitapları bunu açıkça ortaya koyar.
33:56İmam Şafii'nin bu eserleri işte o yaşadığı dönemdeki, yaşadığı asırdaki fikri, uyanış için aslında mükemmel örneklerdi.
34:06Ve gerçekten de birer örnek olmuştur, birer model olmuştur kendisinden sonra gelenlere.
34:11Ve tabi işte Rabi ve Müzenli gibi İmam Şafii'nin öğrencileri onun çizdiği bu yol üzere yürüdüler.
34:20Ve onun görüşlerini yaydılar, mezhebini açıkladılar ve mezhebi, İmam Şafii'nin mezhebi birçok bölgede yayıldı.
34:29Kim tarafından?
34:30İşte onun öğrencileri ve talebeleri tarafından.
34:34Aynı şekilde İmam Ahmet İbni Hanbel de böyledir.
34:37Onun mezhebinde de hadisler ağırlıklı olmakla beraber öğrencileri mezhebini açıkladılar ve görüşlerini yaydılar.
34:49Bu öğrencilerin üstünlükleri sadece hocalarının ve imamlarının mezheplerini, görüşlerini yayma noktasında da değildi.
34:58Aynı zamanda İslam fıkhını şerh etmeden ve onun gelişmesi yani fıkhın gelişmesi konusunda da yaptıkları katkılarında onların çok büyük etkileri ve katkıları vardır.
35:15Hatta onların asrı fıkıhta imamların yaşadığı asırdan daha parlak bir dönem sayılmıştır.
35:24Yani o büyük imamların, dört imamın yaşadığı asırdan öğrencilerinin, talebelerinin, onların mezheplerini, görüşlerini yaydığı, şerh ettiği asır daha parlak bir dönem kabul edilir.
35:36Çünkü hükümlerin şerhi ve delillerin tafsilatı imamların bu öğrencilerinin yaşadığı dönemde gerçekleşmiştir.
35:48İşte kardeşlerim böylece fakihler fıkıh çalışmalarında ve şerhinde ve özellikle de fıkhın gerçek temeli olan fıkıh usulünde önemli bir gayret sarf etmişlerdir.
36:04Ve bu sebeple fıkıh ilmi büyük gelişmeler gösterdi ve fıkıh ilmi bugüne kadar işte o üstadların, o imamların ve onların o müştehit talebelerinin gayretleri, çalışmaları ve ondan sonra gelenlerin de gayretleriyle bizlere kadar ulaştı.
36:23Rabbimiz hepsinden razı ve memnun olsun ve onların hepsini cennetiyle mükafatlandırsın.
36:30Ve bizlere de onların izleri ve yolları üzere hayat sürebilmeyi, İslam fıkhını öğrenip yaşamayı ve hayatta tatbik edebilmeyi nasip etsin.
36:43Amin, Allahümme amin diyoruz.
36:46Evet kıymetli dostlar, kerim kardeşlerim.
36:50İşte fıkıh ilminin doğuşu, gelişimi ve ihtilafların, farklılıkların kaynağı hakkındaki süreç genel olarak bu şekilde seyretmiştir.
37:02Biz de bu dersimizde buna değinmeye çalıştık.
37:06Bir sonraki dersimizde buluşmak ümidiyle hepinizi Allah'a emanet ediyorum.
37:11Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.
Recommended
37:25
|
Up next
37:59
38:52
25:12
34:39
8:02
9:49
47:35
38:34
38:52
44:20
40:08
42:29
37:58
12:06
6:32
9:06
11:23
6:52
8:57
12:11