Skip to playerSkip to main content
  • 2 days ago
Serdar Yılmaz ile “Hayata Yön Veren Mefhumlar” programında bu hafta “Kalkınma” mefhumu ele alınıyor.

-Kalkınma nedir?
-Doğru tanımı ve hakikati nasıldır?
-Batı Kalınma mefhumunu nasıl tahrif etti.
-İnsanlar ve toplumlar nasıl ve ne ile kalkınır?
-Kalkınmanın tezahürleri ve görüntüleri nelerdir?
-Doğru kalkınma ve hatalı kalkınma nasıl olur?
-Toplum nedir?
-Toplum ve Topluluk arasındaki farklar nelerdir?

Category

📚
Learning
Transcript
00:00Euzubillahimineşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim
00:05Velhamdülillah ve salatu ve selamu ala rasulillah emma ba'd
00:12Çok kıymetli ve kerim kardeşlerim
00:17Öncelikle sizleri Allah'ın selamıyla selamlıyorum
00:21Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu
00:25Kardeşlerim hayata yön veren mefhumlar programımızın bu haftaki bölümünde
00:31Sizlerle birlikte kalkınma kavramını ve mefhumunu ele alacağız inşallah
00:37Kalkınma nedir? Doğru tanımı ve hakikati nasıldır?
00:42İnsanlar ve toplumlar nasıl ve ne ile kalkınır?
00:47Kalkınmanın tezahürleri ve görüntüleri nelerdir?
00:50Doğru kalkınma ve hatalı kalkınma nasıl olur?
00:55İşte tüm bu sorulara cevaplar vermeye çalışacağız
00:58Ancak gelin ilk olarak kalkınma kavramını neden incelediğimizi
01:04Ve kalkınma mefhumunun önemini ele alarak başlayalım
01:08Evet belki birçoğumuz kalkınma kavramını ilk duyduğunda
01:14Bunun iktisadi bir kavram ve ekonomi ile ilgili bir konu olduğunu zannedebilir
01:20Çünkü her birimiz bu kavramı günlük hayatımızda, eğitim hayatımızda ya da medyada duyduğumuzda
01:27Hep ekonomiye ilişkin bağlamlarda duymuşuzdur
01:32Kalkınmış ve kalkınmakta olan ülkeler, kalkınma politikaları, kalkınma bütçesi, kalkınma hızı gibi söz ve cümleleri hepimiz sıklıkla duymuşuzdur
01:44Yaklaşık 18 yıldır Türkiye'yi yöneten iktidardaki partinin ismi dahi Adalet ve Kalkınma Partisi'dir
01:53Hatta bir ara Kalkınma Bakanlığımız dahi vardı
01:57İşte kalkınma kavramının bu şekilde hep ekonomik bağlamlarda kullanılması
02:04Doğal olarak bizlerde bu kavramın ekonomiye ilişkin bir kavram olduğu izlenimini oluşturabilir
02:12Oysa ki bu durum kapitalist batılı devletlerin kendi ideolojileri çerçevesinde
02:19Kalkınma kavramını maddi ve ekonomik yükseliş olarak yanlış tanımlamalarının neticesinde oluşan bir durumdur
02:28Sömürgeci ve kapitalist batılılar kalkınma kavramını maddi ve ekonomik yükseliş olarak tanımlayarak
02:38Ve bu tanımıyla da tedavüle sokarak dünyadaki tüm insanlar ve toplumlar için büyük bir tuzak kurdular
02:46Ve maalesef bu tuzaklarına da günümüz insanlığını düşürebildiler
02:52Çünkü her bir insanın ve her bir toplumun bu dünyadaki gayelerinden en önemlisi
02:59Bu hayatta daha iyi bir yaşam sürmek, ilerlemek, yükselmek ve seçkin bir konuma gelmektir
03:08Hiçbir insan düşük ve geri kalmış bir şekilde bu hayatı yaşamak istemez
03:13Aksine ileri ve yüksek bir seviyeye çıkmak seçkin ve izzetli bir hayatı yaşamak ister
03:22İşte tam burada sinsi ve ifsad edici batı düşüncesi devreye girdi
03:27İlerlemenin, yükselmenin yani kalkınmanın yolunu arayan insanlığa sözde bir kalkınma modeli sunmuştur
03:37Batının ortaya koymuş olduğu bu kalkınma modeline göre
03:42İnsanoğlunun bu hayatta geri kalmışlık ve düşüklükten kurtulup ilerlemesi, yükselmesi ve kalkınması ancak maddi ve ekonomik bir yükseliş ile mümkün olur
03:56Kalkınmayı maddi yükseliş olarak tanımlayan bu anlayışa göre insanın hayattaki amacı ancak zengin olmak, maddi imkanlarını olabildiğince genişletmek ve böylece kalkınmış ve ilerlemiş bir insan olarak bu hayatı yaşamaktır
04:15Aynı şekilde toplumların amacı da kalkınmak için sürekli maddi ve ekonomik değerler üretmek
04:24Sanayi ve teknoloji alanında ilerlemeler kaydetmek, gayri safi milli hasılayı ve kişi başına düşen milli geliri arttırmaktan ibarettir
04:36İşte böylece batılı ülkeler geri kalmış ve kalkınmakta olan ülkelere kalkınma kredileri adı altında borçlar vererek önce bu ülkeleri borçlandırdı
04:49Ardından verdikleri bu kredileri nerelerde kullanacaklarına, ne üreteceklerine, ne kadar üreteceklerine, neyi ithal edip neyi ihraç edeceklerine dair ekonomi programları dikte ettiler
05:05Ve böylece ülkeleri kendi sömürü çarklarına dahil edebildiler
05:11İşte kalkınmayı batılıların tanımladığı bu içerik ve mefhumlarla kabul eden ve sürekli batıyı taklit eden
05:21Müslümanların yaşadığı beldelerdeki yöneticiler, aydınlar ve kanaat önderleri de
05:27Toplumlarının her yönden geri kalmışlığını ve çöküntü içerisinde oluşlarını görmezden gelerek
05:35Sadece milli gelir hesaplamalarına ve kalkınma bütçesi saçmalıklarına yoğunlaşmaktadırlar
05:42Kalkınmanın hakikatini ve vakasını anlayamadıklarından dolayı da toplumlarını kalkındırmak bir yana her geçen gün daha da çöküşe sürüklemektedirler
05:55Evet değerli dostlar
05:58Kalkınmanın doğru tanımına, vakasına ve hakikatine yönelik açıklamalarımıza geçmeden önce
06:05Gelin kalkınma hakkında yapılan batılı düşünürlere ait tanımların yanlışlığını ve bozukluğunu anlamaya çalışalım
06:15Evet kalkınma kavramı bir halden daha iyi bir hale pozitif anlamda yükseliş ve ilerleme olarak ifade edilen bir ıstılahtır
06:26Ve bu anlamıyla bu ıstılah kabul edildikten sonra şöyle bir soru gündeme geldi
06:34Gerek insan, gerek toplumlar bir halden daha iyi bir hale ne ile yükselirler?
06:42Yani kalkınmanın kendisiyle gerçekleştiği esas nedir?
06:49İşte bu sorunun cevabını ortaya koyan batılı düşünürler genel hatlarıyla şöyle bir izah yaptılar
06:56Dediler ki bizler batı toplumları olarak orta çağ denilen zamanda geri kalmış, çökmüş ve düşük bir toplumduk
07:06Bir toplumun düşüklüğünün ve geri kalmışlığının göstergesi ve tezahürü ise başlıca üç göstergedir
07:16Fakirlik, cehalet ve hastalıklar
07:20Yani bir toplumda fakirlik, cehalet ve hastalıklar yaygınsa o toplum geri kalmış bir toplumdur
07:29İşte aynen geçmişte Avrupa halklarına ve toplumlarına bakıldığında bu halkların neredeyse temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak şekilde fakir olduklarını görüyoruz dediler
07:44Yine insanların büyük bir cehalet içinde olduklarını, ilmi, bilimsel ve teknolojik anlamda hiçbir şey ortaya koyamadıklarını
07:56Halkın büyük bir çoğunluğunun okuma yazma dahi bilmediklerini görürüz dediler
08:03Ve yine salgın ve kitlesel ölümlere sebep olan hastalıklarla toplumların kırıldıklarını
08:11Hatta basit hastalıklardan bile insanların öldüğünü ve tedaviye ulaşmanın sıradan insanlar için neredeyse imkansız olduğuna şahit oluyorduk dediler
08:23İşte başlıca bu üç görüntü geri kalmışlığın ve düşüklüğün görüntüsüdür dediler
08:31Bunun üzerine izahlarına şöyle devam ettiler
08:35Dediler ki bugün ise Avrupa ve Batı toplumları fakirlikten, cehaletten ve hastalıklardan kurtulmuş, yükselmiş, ilerlemiş ve kalkınmış toplumlardır
08:48Artık Batılı insanlar ve toplumlar büyük servetlere ve zenginliklere sahiptir
08:55Kişi başına düşen milli gelirleri şu kadardır
08:58Gayrı safi milli hasılaları bu kadardır diyerek artık fakirlikten kurtulduklarını ve zenginleştiklerini söylerler
09:08Yine okuma yazma oranları, üniversite sayıları gibi oranlar vererek
09:15Kendilerinin cehaletten kurtulduklarını ve artık bilgi toplumu haline geldiklerini söylerler
09:22Ve yine kurdukları medeniyet ile tıp ve sağlık alanında büyük ilerlemeler kaydettiklerini
09:30Hastalıklarla çok etkin mücadele ettiklerini
09:34Ve artık eskiden olduğu gibi kitlesel ölümler yaşanmadığını ve herkesin tedaviye rahatça ulaşabildiğinden dem vururlar
09:45İşte Avrupa'da gerçekleşen bu kalkınmanın ancak maddi ve ekonomik bir yükseliş ile gerçekleştiğini
09:56Sanayi inkılabı ile birlikte üretimin arttığını
10:01Üretimin artması ile birlikte de maddi imkanların fazlalaştığını
10:06Dolayısıyla kalkınmanın esasının ve tanımının maddi yükseliş olduğu tezini, görüşünü ortaya koyup bunu tüm dünyaya kabul ettirdiler
10:19Böylece kalkınmak isteyen bir insan ya da toplumun maddi ve ekonomik üretime yönelmesi
10:28Sürekli üretmesi gerektiğini söylediler
10:32Ve var olan ülkeleri, kalkınmış olan ülkeler, kalkınmakta olan ülkeler ve geri kalmış ülkeler olarak tasnif ettiler
10:41İşte kardeşlerim, batının ortaya koyduğu bu tanım ile gerek insanın gerekse de toplumların kalkınmasının ancak maddi yükseliş ile gerçekleşeceği görüşü
10:56Günümüzde genel kabul gören bir görüştür
11:00Kalkınmanın hatalı ve yanlış olarak maddi yükseliş şeklinde tanımlanmasının ve kabul edilmesinin günümüz insanları ve toplumları üzerinde yol açtığı tahribat gerçekten çok büyüktür
11:15Müslümanların bir türlü kalkınamamasının en büyük sebeplerinden birisi işte bu tanımdır
11:23Beldelerimizin ve tüm kaynaklarımızın batılılar tarafından sömürülmesinin sebeplerinden en birincisi bu tanımdır
11:31Batılı yaşam tarzının ve batılı kanunların Müslümanlar üzerinde tahakküm etmesinin en büyük sebeplerinden birisi de bu tanımdır
11:42İnsanları hiçbir değer ve kıymet tanımaksızın sadece maddeye ve maddi kıymetlere yönelten
11:51İnsan insanın kurdudur diyecek kadar insanları vahşileştiren ve her türlü çürümüşlüğün, bozukluğun ve ahlaksızlığın kapılarını ardına kadar açan yine bu tanımdır kardeşlerim
12:05Çünkü batı ve batı düşüncesi maddi yükseliş tanımının üzerine öyle şeyler bina etti ki
12:13Nesilleri, ekinleri, değerleri, kısacası hayatı baştan sona ifsad ettiler
12:20İnsanlar ve toplumlar sadece maddenin peşinde koşan, ilerlemeyi ve seçkinliği sadece maddede arayan, mal ve servet sahibi olmak için her şeyi feda eden mahluklar haline döndüler
12:36Evet değerli dostlar umarım bu sözlerim kalkınmayı doğru tanımlamanın hakikatini ve vakasını doğru idrak etmenin önemini az da olsa ortaya koyabilmiştir
12:50Zira baştan da dediğim gibi her bir insanın bu dünyadaki gayelerinden en önemlisi bu hayatta daha iyi bir yaşam sürmek, ilerlemek, yükselmek ve seçkin bir konuma gelmektir
13:07Hiçbir insan düşük ve geri kalmış bir şekilde bu hayatı yaşamak istemez
13:12Aksine ileri ve yüksek bir seviyeye çıkmak seçkin ve izzetli bir hayatı yaşamak ister
13:20İşte insanın bu arzusu aslında kalkınma arzusudur
13:26Kalkınma arzusu içinde olan insanlığın önüne yanlış bir kalkınma tanımı ve bozuk bir kalkınma hakikati koyduğumuzda nelere sebebiyet vereceğinin en somut göstergesi günümüz insanlığının hali ve durumudur
13:43İşte şimdi gelin sizlerle birlikte kalkınmanın hakikatini ve doğru tanımını ortaya koymak için biraz daha derinleşelim
13:53Ve kalkınmanın vakasını net bir şekilde idrak etmeye çalışalım
14:00Evet değerli dostlar
14:02Öncelikle bir şeyi tanımlamak demek o şeyin vakasını vasfetmek demektir
14:12Yani hakikatini zihinde canlandırabilecek şekilde ortaya koymaktır
14:19Haddini yani sınırlarını resmini yani içeriğini ve mahiyetini netleştirmektir
14:28Bunun için olabildiğince derinleşmek ve etraflıca analiz etmek gerekir
14:35Yapılan bir tanımın doğruluğunun ölçüsü ise yapılan tanımın o şeyin tüm fertlerini ve cüzlerini içine alması
14:46Bu tanıma girmemesi gereken şeyleri ise dışarıda bırakmasıdır
14:51Eskiler buna efradını cami ahiyarını mani derlerdi
14:57Yani fertlerini toplaması içine alması
15:02Ahiyarını yani dışındakileri o tanımın içine girmemesi gerekenleri ise tanıma girmesine mani olmasıdır
15:12Mesela Batılıların yapmış olduğu kalkınma tanımı belki son yüzyıldaki Avrupa'da gerçekleşen ilerleme ve yükselmeyi içine alır
15:25Ancak bundan 1400 yıl önceki İslam toplumunda gerçekleşen kalkınmayı içine almaz
15:33Zira herkesin kabul ettiği bir gerçekliktir ki çölde yaşayan ve geri kalmış olan Arap toplumu bir anda bir kalkınma gerçekleştirmişlerdir
15:46Ancak bu kalkınma maddi bir yükseliş ile olmamıştır
15:51Yani o dönemdeki Araplar ya da İslam'ı kabul eden ve müthiş bir kalkınma gerçekleştiren toplumlar bir sanayi inkılabı yapmadılar
16:02Petrol rezervleri bulmadılar
16:05Altın kaynaklarına ulaşmadılar
16:08Dolayısıyla maddi bir yükselişten dolayı kalkınmamışlardır
16:13Bu durum Batılıların yaptığı kalkınma tanımının efradını cami ahiyarına mani olmadığını gösterir
16:23Çünkü bu tanım İslam toplumunun gerçekleştirdiği kalkınmayı içine almıyor
16:29Aynı şekilde bu tanım ahiyarına da mani değildir
16:35Yani tanımın içine dahil olmaması gerekenler bu tanımın içerisine girebiliyor
16:40Mesela Katar
16:42Kalkınmış bir ülke değildir ve bu herkesin kabul ettiği bir husustur
16:46Ve dolayısıyla bu tanımın içerisine girmemesi gerekir
16:50Oysa ki maddi ve ekonomik kalkınma ölçüsü kabul edilen kişi başına düşen milli geliri en yüksek olan ülke Katar'dır
17:01İşte yapılan bir tanımın doğruluğunun bir ölçüsü olan bu kıstasa vurduğumuzda
17:09Batılıların kalkınma tanımının bozukluğu ve yanlışlığı daha burada ortaya çıkar
17:16Bir şey tanımlamanın ne demek olduğunu da bu şekilden sonra şimdi kalkınmanın doğru tanımına geçebiliriz
17:26Evet kardeşlerim
17:28Yapılacak olan kalkınma tanımı hem insanlara intibak eder hem de toplumlara intibak eder
17:37Yani insanlardan her bir fert de kalkınır yükselir ve seçkin bir konuma gelir
17:45Hem de toplumlar da kalkınır ya da geri kalır
17:49Dolayısıyla yapacağımız tanım fertlere de toplumlara da intibak eden bir tanımdır
17:57Öyleyse gelin önce insandan başlayalım
18:01Bizler bir insan üzerinde hüküm vereceğimiz zaman o insanın neyine hüküm veririz?
18:10Yani şu insan düşük bir insan, geri kalmış bir insan dediğimiz zaman
18:15Ya da bu insan seçkin bir insandır, kalkınmış bir insandır dediğimiz zaman
18:22Neye bakarak bu hükmü verir ve böyle bir yargıya varırız?
18:27Giyim kuşamına mı? Boyuna posuna mı?
18:30Yani karşımızdaki biri iyi giyimliyse ya da boylu poslu ise bu kişi kalkınmış bir insan diyebilir miyiz?
18:39Tabii ki hayır
18:39Aklı başında olan her bir insan bunu reddeder
18:44Hiçbir akıllı insan karşısındaki insanın teninin rengine, kaşına, gözüne ya da giyimine, kuşamına bakarak bir insan üzerinde kalkınmış bir insan hükmünü vermez
18:57Peki insan üzerinde neyine bakarak hüküm veririz?
19:02Bir insanı diğerinden ayıran nedir?
19:07Bu kişi seçkin bir kişi, bu kişi ise gerici bir kişi dediğimizde neye göre hüküm veriyoruz?
19:13Tabii ki davranışlarına ve amellerine
19:17Bir insanı diğerinden ayıran, birini seçkin diğerini gerici kılan o insanların yaptıkları davranışlar ve amellerdir
19:28Yani insanlar üzerinde hüküm vermek ancak onların şahit olduğumuz davranışları üzerine olur
19:38İkili ilişkileri, ticareti, muamelatı, insanlara karşı davranışları, sözleriyle amellerinin birbirini yalanlamaması
19:50Doğruluğu ya da yalancılığı, emanete ihanet edip etmemesi, ahlaki ve insani kıymetlere değer verip vermemesi, olaylar ve vakalar karşısında takındığı tutum
20:06Velhasıl hayatta şahit olduğumuz davranışlarına ve amellerine göre hüküm veririz
20:14Zira davranışlar dışında insanlar üzerinde hüküm verebileceğimiz başka bir husus yoktur
20:22Burada şöyle bir şey söylenebilir
20:26İnsanların konuşmalarına, sözlerine ve söylemlerine de hüküm verebiliriz denilebilir
20:34Öncelikle insanların söylemleri de davranışlarından bir parçadır
20:40Yani sözlerini de davranışlarına dahil edebiliriz
20:44İkincisi ve daha önemlisi ise insanların sözleri ve söylemleri her zaman hakikati ifade etmez
20:53Yani insanlar yapmayacakları şeyleri söyleyebilirler
20:58Ya da kalplerinde olmayan şeyleri dilleriyle söyleyebilirler
21:05Konuştukları zaman mangalda kül bırakmayanlar
21:09İş davranışa ve amele geldiğinde konuştukları ile tamamen zıt davranışlar sergileyebilirler
21:16Hani eskiler şöyle derlerdi
21:19Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz
21:23İşte bundan dolayı insanların söz ve söylemlerinden ziyade davranışlarına hüküm verilir
21:30Evet insanlar üzerinde düşüklük ya da kalkınmışlık hükmünün ancak davranışlarına verilebileceğini
21:40İnsan vakasının üzerinden ortaya koyduğumuza ve bu konuda anlaştığımıza göre
21:46Şimdi sıra şu soruyu sormaya geldi
21:49Peki insanların davranışlarını belirleyen nedir?
21:55İnsanların aynı vakalarda farklı farklı davranışlar sergilemesinin sebebi nedir?
22:03İşte değerli kardeşlerim geçen dersimizde bu konuyu detaylıca açıklamıştık
22:09Ve net bir şekilde ortaya koymuştuk ki
22:13İnsanların davranışları ancak ve ancak sahip oldukları mefhumlarına göredir
22:19Her bir insan benimsediği mefhumların farklılığına göre farklı davranışlar sergiler
22:26Peki mefhum nedir?
22:29Davranışlarımızı belirleyen mefhumların kaynağı ve esası nedir?
22:33Sorusuna geçtiğimizde yine geçen dersimizde açıkladığımız gibi
22:38Vakası idrak edilen ve zihinde somut bir şekilde tasavvur edilen fikirlerin manaları olduğunu ortaya koymuştuk
22:49İşte değerli dostlar
22:51İnsanların kalkınmışlığının ve düşüklüğünün tezahürü olan davranışların
22:57Ve bu davranışları belirleyen esas asıl itibariyle fikirdir
23:03Dolayısıyla bir halden daha iyi bir hale yükselmek olan kalkınmanın esası ve hakikati ancak fikirdir
23:14Bundan dolayı ancak fikri bir yükseliş ile insanlar kalkınabilir
23:20İnsan vakası üzerinde kalkınmanın esasını belirledikten sonra
23:27Şimdi sıra toplum vakasına geldi
23:30Zira biraz önce de değindiğimiz gibi
23:33Fert üzerine intibak eden toplum üzerine de intibak eder
23:38Öyleyse toplum vakası üzerinde de kalkınmanın esasını ve hakikatini aramaya başlayalım
23:47Öncelikle şu soru ile başlamamız gerekir
23:52Toplum nedir?
23:55Bir toplum üzerinde hüküm vermek neyine hüküm vermektir?
23:59Tam bu noktada değerli dostlar yine batılıların yapmış olduğu toplum tanımının yanlışlığını da ortaya koymak gerekir
24:09Zira batı toplumu tarif ederken onu fertlerin bir araya gelmesi olarak tarif etti
24:18Bu şekilde bir tanım kapitalizmin ferdiyetçi bir ideolojisi ideoloji olmasından kaynaklanan bir tanımdır
24:26Oysa ki bu tanım vakaya mutabık olmayan bir tanımdır
24:32Çünkü sadece fertlerin bir araya gelmesiyle toplum oluşmaz
24:37Sadece topluluk oluşur
24:39Bu tanım toplum ile topluluk arasındaki ayrımı ifade etmez
24:45Mesela bir gemi yolculuğu
24:49Bir gemi yolculuğu yapan ya da bir futbol stadyumunda bir araya gelen insanlar
24:55Sayıları ne kadar fazla olursa olsun toplum olmazlar
25:00Ancak bir topluluk olurlar
25:03Buna rağmen bir köy ya da kasabada ikamet eden insanlar ise sayıları az da olsa bir toplumdurlar
25:13Evet kardeşlerim bir toplumu oluşturan ve toplumu topluluklardan ayıran şey ancak daimi ilişkilerdir
25:25İlişkilerin devamlılığı ve sürekliliği ile insanların birlikteliği ancak toplumu oluşturur
25:34İlişkiler ve alakalar daimi değilse
25:38Yani sadece birkaç husus için insanlar bir araya geliyor ve sonra ayrılıyorlarsa
25:44Onlara toplum denmez ancak topluluk denir
25:48Mesela bir gemi yolculuğu için toplanan binlerce kişi
25:54Sadece bir yerden bir yere gitmek için orada toplanmışlardır
25:59Gitmek istedikleri yere vardıklarında hepsi dağılacaklardır
26:05Yine bir stadyumda toplanan on binlerce insan
26:09Sadece bir müsabakayı izlemek için oradadır
26:12O müsabaka bittiğinde o topluluk dağılıp gidecektir
26:17Oysa ki bir kasabadaki sadece yüzlerce insan
26:22Ziraatten ticarete, alışverişten icareye, evlilikten eğitime, hukuktan siyasete
26:30Kısacası hayatın tüm alanlarında birbirleriyle ilişkilerini sürekli bir şekilde devam ettirirler
26:37İşte bu ilişkilerin devamlılığı onları toplum yapar
26:43Öyleyse toplumu oluşturan ve onu toplum kılan şey
26:48Aralarındaki daimi ve sürekli ilişkiler ve alakalardır
26:54İşte toplumlar üzerinde hüküm vermek
26:58Ancak aralarındaki bu daimi ilişkilere hüküm vermektir
27:04Yani bir toplumun kendi içlerinde birbirleriyle kurdukları tüm ilişkiler
27:11Yöneticileriyle aralarındaki ilişkiler ve o toplumun
27:16Diğer toplum, halk ve ümmetlerle kurdukları tüm ilişkiler üzerine hüküm verilir
27:24Peki insanlar arasındaki bu daimi ilişkiler ne üzerine kurulur?
27:32İnsanları birbirleriyle kurdukları bu alakaları sürdürmesi
27:37Ya da bu alakayı kesmesi neye binaen olur?
27:42Evet değerli dostlar
27:43İnsanların birbirleriyle alaka ve ilişki kurması
27:48Ve bu ilişkiyi sürdürmesi
27:51Ancak maslahatlarına ilişkin fikirlerin örtüşmesiyle mümkündür
27:57Çünkü her bir insanın doyurması ve gidermesi gereken ihtiyaçları vardır
28:04Bu ihtiyaçlarını kendi başına karşılayamaz
28:08Dolayısıyla mutlaka diğer insanlarla alaka kurması gerekir
28:14İşte bu alakayı kurması ancak maslahatlarına ilişkin sahip oldukları fikirler örtüşünce mümkün olur
28:23Çünkü insanlar maslahatlarına bakışlarını
28:27Neyin maslahat neyin mevsedet olduğunu sahip oldukları fikirlere göre belirliyorlar
28:34Ve bu fikirler de insanlarda kızgınlık ve öfke
28:39Ya da sevinç ve rıza gibi duygular ortaya çıkartır
28:43İşte insanların maslahatlarını kendisine göre belirlediği fikirler
28:50Ve bu fikirlerin icat edip ortaya çıkardığı duygular
28:55Bir toplumdaki insanların birbirleriyle sürdürdüğü ilişkileri tanzim eder
29:01Nasıl mı?
29:04Mesela bir yerde ikamet eden iki ailenin çocuklarını düşünelim
29:10Bir ailenin erkek çocuğu diğerinde kız çocuğu var
29:14Bu iki ailenin de maslahatları çocuklarının evlenip bir aile kurmasıdır
29:20Hem bu iki gencin hem de ailelerinin rızası üzerine yapılacak bir nikah aktiyle evlenmeleri
29:28O yerdeki herkes için bir mutluluk, sevinç ve rıza duygusunu oluşturur
29:35Artık orada düğün bayram vardır
29:37Ancak bu iki genç meşru ölçülerde yapılacak bir nikah ve düğün neticesinde bir araya gelmeyip
29:46Gayrı meşru bir şekilde bir araya gelirlerse
29:50Artık o yere bir kızgınlık, bir öfke ve hüzün hakim olur
29:56Hatta o kişiler orada barınamazlar, duramazlar
30:00Bu iki durumda da neticede iki gencin birlikteliği söz konusu olduğu halde
30:07Neden birinde sevinç ve mutluluk varken diğerinde öfke ve hüzün vardır?
30:13Çünkü o bölgedeki insanlar iki gencin birlikteliğinin ancak karşılıklı rıza ile yapılacak bir nikah aktiyle
30:23Ve düğün ile gerçekleşeceği noktasında fikirlere sahiptirler
30:27Ve evlilik alakasına ilişkin sahip oldukları bu fikirden de bazı duygular ortaya çıkar
30:35Başka bir örnek verecek olursak
30:38Yine bir beldedeki bir kişi meşru bir alışveriş ile bir ev ya da bir araba alsa
30:45O beldedeki insanlar o kişiyi tebrik eder ve onunla birlikte sevinirler
30:51Ancak bu kişi bu ev ya da arabaya hırsızlık, gasp, aldatma gibi gayrı meşru bir yolla sahip olursa
31:02Oradaki tüm insanlar o kişiye buğz eder
31:05Ona öfke ve kızgınlık duyarlar
31:09İşte bu örnekleri çoğaltmak mümkündür kardeşlerim
31:13Dolayısıyla insanların maslahatlarına bakışlarını belirleyen fikirlerdir
31:19Ve bu fikirlerin ortaya çıkardığı duygulardır
31:23İşte insanların kurdukları ilişkileri ve bu ilişkilerin devamlılığını bunlar belirler
31:32Ve yine insanların bu maslahatlarını ve kurdukları ilişkileri kontrol edip muhafaza eden
31:40İnsanlar arasındaki her türlü alakayı tanzim edip düzenleyen
31:45Bu maslahatlara aykırı hareket ettiklerinde engelleyen
31:50Ya da onları cezalandıran bir nizama da ihtiyaç vardır
31:56Bu nizam da o toplumdaki insanların sahip olduğu fikirlerin cinsinden olması gerekir
32:04Yani nizamın esası da fikirdir
32:08İşte değerli dostlar
32:11İnsanların maslahatlarına bakışlarını belirleyen fikir ve duygulardan oluşan genel örf
32:18Ve bu fikrin cinsinden olan nizamın varlığı ile insanlar arasında daimi ilişkiler oluşur
32:26Ve bir toplum meydana gelir
32:28Dolayısıyla toplumun tanımı daimi ilişkiler
32:33Yani fikir, duygu ve nizamın bir araya getirdiği insanların birlikteliğidir
32:41Bundan dolayı bir toplum üzerine kalkınmışlık ve yükseklik
32:48Ya da geri kalmışlık ve düşüklük hükmünü vermek
32:52Ancak daimi ilişkilerine yani fikir, duygu ve nizamlarına hüküm vermektir
33:00Bunun da aslı temin izah ettiğimiz gibi yine bir fikirdir
33:06Zira duygular fikirden doğar ve nizamlar da fikrin cinsinden olur ve bir fikre göre tanzim edilir
33:17Yani toplumun kalkınmışlığının esası ve hakikati de sahip oldukları fikrin yüksekliğidir
33:26İşte bundan dolayı nasıl ki insanın kalkınması fikri bir yükseliş ile mümkünse
33:34Bir toplumun kalkınması da ancak fikri bir yükselme ile mümkündür
33:41Dolayısıyla kalkınmanın doğru tanımı maddi ve ekonomik yükseliş değil
33:48Ancak ve ancak fikri bir yükseliştir
33:52Evet kıymetli kardeşlerim
33:56Hem her bir insanın hem de tüm toplumların arzusu olan kalkınmanın vakaya intibak eden tek doğru tanımı onun fikri bir yükseliş olduğudur
34:10Peki nasıl bir fikir insanların ve toplumların kalkınmasını ve yükselmesini sağlar?
34:17Kalkınmanın doğru tezahürleri ve görüntüleri nelerdir?
34:23Doğru kalkınma ve hatalı kalkınmanın farkı nedir?
34:28Sahih ve doğru bir kalkınmayı nasıl bir fikir ile gerçekleştirebiliriz?
34:33İşte tüm bu sorular cevabını vermemiz gereken sorulardır
34:38Bu soruların cevapları ile kalpler daha bir mutmain olacak
34:45Ve kalkınmanın vakasını idrak etmemiz ve tasavvur etmemiz daha da kolaylaşacaktır
34:52Ancak bu haftalık süremizi doldurduk
34:55İnşallah haftaya kaldığımız yerden devam edecek ve bu sorulara en doğru cevapları bulmaya çalışacağız
35:04Şimdilik dersimizi burada sonlandırıyor ve haftaya buluşmak ümidiyle hepinizi Allah'a emanet ediyorum
35:12Esselamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhu

Recommended