- 1 hafta önce
Tarihi sevdiren ve merak uyandıran program Tarihte Yürüyen Adam geçmişten günümüze kadar ayakta kalmayı başaran tarihi yapıları ve hikâyelerini izleyicilerle buluşturuyor.
Mekanların tarihçesi, gündelik hayatta sıkça kullanılan deyişlerin kökeni ve tarihe farklı bir bakış Ülke TV’de… Kimi zaman mimari yapıları ile ilk olma özelliğine sahip yerleri ekrana taşıyor.
“Dünü bilmeyen bugünü anlayamaz; bugünü anlamayan yarını göremez, yarını inşâ edemez; hattâ dünden gelen hamlelerin nedenlerini bile düşünemez.” diyen Abdulbaki Gölpınarlı’nın sözünden ilhamla ‘Tarihte Yürüyen Adam’ dünü anlatıyor, bugünü gösteriyor ve yarının rotası için ışık tutuyor.
Tarihi camiler, kervansaraylar, üstünde birçok medeniyetin yaşadığı Mezopotamya ve Anadolu şehirlerinin bilinmeyen hikâyeleri Tarihte Yürüyen Adam ile her Cumartesi Ülke TV’de…
Mekanların tarihçesi, gündelik hayatta sıkça kullanılan deyişlerin kökeni ve tarihe farklı bir bakış Ülke TV’de… Kimi zaman mimari yapıları ile ilk olma özelliğine sahip yerleri ekrana taşıyor.
“Dünü bilmeyen bugünü anlayamaz; bugünü anlamayan yarını göremez, yarını inşâ edemez; hattâ dünden gelen hamlelerin nedenlerini bile düşünemez.” diyen Abdulbaki Gölpınarlı’nın sözünden ilhamla ‘Tarihte Yürüyen Adam’ dünü anlatıyor, bugünü gösteriyor ve yarının rotası için ışık tutuyor.
Tarihi camiler, kervansaraylar, üstünde birçok medeniyetin yaşadığı Mezopotamya ve Anadolu şehirlerinin bilinmeyen hikâyeleri Tarihte Yürüyen Adam ile her Cumartesi Ülke TV’de…
Kategori
📺
TV ve DiziDöküm
00:00Vakıf Katılım, tarihte yürüyen adamla vakıf eserlerimizi sunar.
00:30İzlediğiniz için teşekkür ederim.
01:00Tarihte yürüyen adamla vakıf eserlerimiz programında bu hafta Yeni Valide Camii'nde, diğer adıyla Valide-i Cedid Camii'ndeyiz.
01:12Üsküdar'da çok önemli bir noktada bulunan ve aynı zamanda sahile yakınlığıyla da meşhur olan bu camiyi, vakıf kültürünü, külliyeyi bu hafta hep birlikte anlamaya çalışacağız.
01:23Gelin hep beraber bu camiyi anlamaya ve birlikte ziyaret etmeye başlayalım.
01:30Bir vakıf eserini bize tarihten miras olarak kalan bir camiyi, bir külliyeyi nasıl anlayabiliriz?
01:55Sorularını her zaman sormuştuk.
01:57Bugün de aynı şekilde Valide-i Cedid Camii'ni, ismini, bahanesinin kim olduğunu, aslında 1700'lü yılların başına gitmek kaydıyla biz bu vakıf eserini bugün anlamaya çalışacağız.
02:10Bir vakıf eserini anlamak için dönemi, dönemin tarihini, politikasını, siyasi entrikaları belki içerisinde bulunduğu bütün müştemilatıyla ancak anlayabiliriz.
02:23Biz bugün Üsküdar'dayız.
02:25İstanbul'un incisi, en güzel semtlerinden bir tanesi Üsküdar'dayız ve bu camiyi anlamaya çalışıyoruz.
02:31Caminin giriş kapısının hemen solunda bulunan bu yazıyla burada bulunan eski bir abdest alma yeriyle devam edelim.
02:41Aslında şöyle, tam arkamda görmüş olduğunuz abdesthane klasik dönemden kalan bir şey değildir.
02:46Modern dönemde insanların camiye girerken abdest alıp ondan sonra girmesi için yapılmış olunan bölümdür.
02:53Fakat burada görmüş olduğunuz eski bir abdest alma yeri diyebiliriz.
02:58Üzerindeki yazıya göre sahibül hayrat vel hasenat yani bunu yaptıran kişi merhum, duhancı, çok büyük ihtimalle tütün işleriyle uğraşan birisi bu.
03:10El-Hac Mehmet Ağa'nın ruhuna El-Fatiha 1282 hicri yani miladi olarak 1864 ya da 1865 yılına tekabül eden bir süreçte yapılmış.
03:25Klasik dönem için abdest alınabilecek bir mekan inşa etmişler.
03:29Dolayısıyla bir vakıf eserinin sadece yapıldığı dönemle oluşmadığını, daha önce biz kevn kelimesiyle oluş ve olmakla birlikte aslında şunu da görüyoruz.
03:41Sonrasında bir külliyeye, bir vakıf eserine dahil edilen bütün unsurlarıyla birlikte aslında bu vakıf eserinin ve ona eklemlenen bütün unsurlarıyla birlikte var olduğunu görmekteyiz.
03:53Gelin hep beraber caminin bir kapısını ve onun üzerinde yazan kelime-i şehadetle beraber anlamaya devam edelim.
04:23Aslında daha önceki bölümlerde biz cami üzerine yazılan kitabelerin, levhaların, hat yazılarının lalet tayin yani belli belirsiz bir şekilde yazılmadığını konuşmuştuk.
04:37Bugün şu an avlu kapısının üzerinde görmüş olduğunuz kitabenin de aslında belli belirsiz bir şekilde ya da amaçsız ya da niyetsiz bir şekilde yazılmadığını biz görmekteyiz.
04:49Yani camiyi ya da bir vakıf eserini, bir külliyeni tamamıyla, bütün hatlarıyla beraber anlamaya çalışmak, aslında o döneme gitmek ve bugün o külliye içerisinde yaşana gelen toplumun aslında bize anlam ipuçlarını vermektedir.
05:06Şu an arkamda görmüş olduğunuz kitabede İslam'ın en temel şartı, ilk şartı kelime-i şehadet yazmaktadır.
05:13Fakat burada şöyle bir soruyla devam edelim sevgili dostlar, kelime-i şehadet niçin bu kadar önemlidir?
05:19Yani aslında şu soruyu biraz daha açımlayarak şöyle ifade edebilirim, kastettiğim şey tam olarak şu, bir insan kelime-i şehadet getirdikten sonra Müslüman kabul edilmektedir.
05:32Yani bu çok önemlidir, bir cümle söylüyorsunuz ve artık İslam dairesi içerisindesiniz.
05:36Bu cümle anlamı, tarihi bağlamı, Kur'an'daki ifadesi, Hz. Peygamber döneminde neye tekabül ettiği bu anlamda çok önemlidir.
05:45Yani bir cümle söylüyorsunuz ve İslam dairesi içerisindesiniz.
05:49Bunu nasıl ifade edebiliriz?
05:51Ben şehadet ederim ki, yani tanıklık ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur.
05:56Ve ben yine şehadet ederim ki Hz. Peygamber Muhammed Aleyhisselatü Vesselam onun kulu ve elçisidir.
06:03Şimdi kapının üstünde yazan kitabede bir kelime-i şehadet yazmakta ve bu kelime-i şehadetin az önce söylediğim bütün anlamlarıyla beraber.
06:11Yani bir insan bunu ifade ettiğinde Müslüman olmakta.
06:15Peki bir caminin kapısının üstünde bunun yazmasının anlamı tam olarak ne olabilir?
06:21Öncelikle kelime-i şehadete biraz eğilelim.
06:22Öyle bir cümle ki bu ister gayrimüslim olsun ister müşrik olsun bunu 7. yüzyılda Hz. Peygamber'in yaşadığı döneme tekabül eden dönemde ifade ettiğinde yani söylediğinde Müslüman olarak kabul edilmekteydi.
06:36Fakat bu aynı zamanda beraberinde hukuki, dini, sosyal bir değişim de söz konusuydu.
06:43Ve burada bir cami kapısında ser levha olarak avlunun girişindeki bir kapının üzerine yazılmış olması da tesadüfi değildir.
06:52Aslında biz şunu görmekteyiz.
06:54Bugün mescitler, camiler, külliyelerin tamamının yönü Kabe'ye doğrudur.
07:00Dolayısıyla İslam'ın merkezi olarak kabul edilen Kabe ve Hz. Peygamber'in metfun bulunduğu Medine'ye doğru yönelik olan İslam dünyası bir cümle etrafında da birleşebilmektedir.
07:11Fakat bunun caminin girişinde yazılı olması aslında İslam'a girişi de temsil etmektedir.
07:18Bugün biz bu kapıda şunu görmekteyiz.
07:21Klasik dönem için şunu söylesek yanılmış olmayız diye düşünüyorum.
07:25Camiye girdiğinizde aslında siz şuna tanıklık etmektesiniz.
07:30İnanan insanlar olarak.
07:31Allah birdir ve Muhammed Aleyhisselatü Vesselam onun kulu ve elçisidir.
07:35Ve bunu aslında caminin avlusuna girerken itiraf ediyor, tanımlıyorsunuz ve Müslüman olduğunuzu kabul ediyorsunuz demektir.
07:45Dolayısıyla bir vakıf eserinde, bir külliyede, bir ibadethane olarak inşa edilmiş bir mabedin kendisinde veya bir binada, bir tarihi eserde, bir sanat eserinde belli belirsiz bir şekilde yazılmış bir levha aslında klasik dönem için hiçbir zaman olmadı.
08:01Dolayısıyla bizler bugün Valide-i Cedid Camii'ni anlarken içerisindeki levhalardan tarihçesine, Üsküdar'ın isminin nereden geldiğine de odaklanmaya çalışacağız.
08:13Gelin hep beraber avluyu gezmeye devam edelim.
08:31Yıl 1708, temel atma törenindeyiz.
08:43Aslında şu an burada üzerinde bulunduğumuz mefki, temel atılan törenin ta kendisi.
08:49Biz burada 1700'lü yılların başında temel atılan ve sonrasında inşa edilen büyük bir külliyenin avlusundayız.
08:57Bu avlunun çok önemli özellikleri var. Fakat bununla beraber temel atma töreni üzerinden bir vakıfı, bir külliyeyi, klasik dönemde Osmanlı döneminde yapılmış olan bir eseri nasıl anlayabiliriz noktasında aslında bizlere büyük ipuçları vermektedir.
09:13Aslında bunlardan kastım şu, önce temel atma törenini anlatalım.
09:16Emetullah Gülnuş, Valide Sultan'ın isteği üzerine yapılmış olan bu cami, Sultan 3. Ahmet döneminde yapılmıştır.
09:24Fakat bugün burada kahramanımız Valide Sultan'ın kendisi.
09:28Çünkü tahtta oğlu 3. Ahmet de otursa bu cami, Valide Sultan'ın isteği üzerine yapılmıştır.
09:35Ve onun isteği üzerine temel atılmıştır.
09:38Fakat burada önemli olan şeylerden bir tanesi de şudur.
09:41Az önce de söylediğim gibi, bir vakıf eserini anlamak için aslında tarihe yolculuk yapmamız gerekiyor.
09:47Biz de bu noktada tarihte yürümeye çalışıyoruz.
09:50Bugünkü duraklarımızın başında da yeni Valide Camii, Valide-i Cedid Camii gelmektedir.
09:56Burada temel atma töreninde önemli olan noktalardan bir tanesi de şudur değerli dostlar.
10:01Bir, şeyhler, kadılar, vezirler, dönemin saray ahalisi ve toplumdan sıradan insanların da katıldığı bir temel atma töreni gerçekleşmiştir.
10:12Dualarla başlanmış ve ilk harcı dönemin Üsküdar Kadısı atmıştır.
10:17Şimdi bu çok önemli bir noktadır.
10:20Burada aslında Osmanlı Devleti'nin Lale Devri'ne yakın bir döneminde, 1700'lü yılların başında bürokrasisiyle, askeriyesiyle ve dönemin hukukuyla ki kadıların da içerisinde olduğu bir düzlemden bahsediyoruz.
10:34Hep birlikte bir cami temelinde, bir külliye temelinde buluştuklarını görüyoruz.
10:40Bugün bu noktada aslında anlatmak istediğimiz şey tam olarak şudur.
10:44Bu kadar devlet erkanının halkla birlikte kadıların, şeyh efendilerin, vezirlerin birlikte temel atmış olması aslında bir mabedin, aynı zamanda bir külliyenin taştan ibaret olmadığını, dönemin anlam ve ufkunun birlikte bir araya geldiğini ve bu insanların birlikte bir şeyleri inşa ettiğine biz şahitlik etmekteyiz.
11:07Bu noktada Yeni Valide Camii aslında Osmanlı Devleti'nin bir numunesi, o dönemi aydınlatan enteresan bir mabede bürünmektedir.
11:18Temel atma töreninin sonunda tabii dualarla atılıyor, dualarla birlikte devam eden bir yapı söz konusu.
11:25İlk temel atma töreninden sonra burada bu mevkiye yakın bir noktada yine Valide Sultan'ın o günkü davetlilere yemek yaptırdığı da bilinmektedir.
11:35Dolayısıyla sadece bir temel atma töreni değildir bu.
11:38Bir Valide Sultan'ın daveti üzerine gelen şeyh efendiler, kadılar, vezirler ve dönemin saray erkanıyla birlikte halkın buluşma noktasıdır bu.
11:48Dualarla başlanmıştır ve bir kadı efendinin orada ilk kazmayı vurması, ilk harcı atmasıyla da başlamıştır.
11:55Burada aslında biz şunu da görmekteyiz, klasik dönem için bir vakıf eseri, bir mabet, bir külliyenin kendisi sadece taştan ibaret değildir ve insanların anlam dünyasını da bir araya getiren en önemli unsurlardan bir tanesidir.
12:11Daha önceki programlarda söylemiştim, keün kelimesi yani kainat kelimesinin kökeni olan bu kelimeyle bir oluş ifade eden bu kelimenin kendisi aslında bize bir vakıf eserini anlamamıza çok yardımcı olmaktadır.
12:24Bu noktada bu oluş yani bir sanat eseri toplumdan önce var olamaz, toplumdan sonra da var olamaz.
12:32Bugün bir vakıf eserini yani döneminde 1700'lü yılların başında yapılmış olunan bu külliyeyi anlamak için o toplumu da anlamamız gerekiyordu.
12:43Valide Sultan'ı da tanımamız gerekiyordu ve şu an yavaş yavaş camiyi, külliyeyi gezmeye başladık ve şu an anlamaya çalışıyoruz.
12:50Bir levhayı daha okuyup hünkâr mahfille doğru yola çıkacağız.
12:54Sonrasında Rabia Emetullah Gülnuş Valide Sultan'ın kim olduğu hakkında da biraz konuşacağız.
13:01Buyurun devam edelim.
13:02Değerli dostlar, cami kitabelerinin öyle belli belirsiz bir şekilde yazılmadığını,
13:28aslında hepsinin arkasında bir anlam dünyası olduğunu, bir amaçla birlikte bir amaca matuf bir şekilde yazıldığını biz her zaman konuşmaktayız.
13:38Dolayısıyla şu an tam olarak arkamda görmüş olduğunuz Kur'an-ı Kerim'den bir ayet bulunmakta.
13:44Melekler onlara yaklaşır ve sessizce onlara selam verir.
13:48Allah'ın selamı üzerinize olsun ve hak ettiğiniz cennete girin der.
13:52Az önce görmüş olduğumuz kapıda da şöyle bir şey söz konusuydu.
13:55Oradaki kapının üzerinde yazan kelime-i şehadetle birlikte aslında burada yazılmış olan ayetler bir şekilde birbirini tamamlamaktadır.
14:04Şunu söyleyebiliriz.
14:06Burada ise aslında bir cennet vurgusu vardır.
14:09Bu cennet vurgusu şu açıdan önemlidir.
14:11Camiinin içini cennete benzeten bir medeniyetin aslında devamıyız.
14:17Bu şu demektir.
14:19Camiinin içini cennete benzetmesi bir medeniyetin aslında şunları ifade etmektedir.
14:25Cennette var olan bütün güzellikler aslında bir caminin, bir mabedin, bir mescidin içerisinde de vardır imlemesini bize söylemektedir bu ayet.
14:34Tam olarak şu an bu kapının üzerinde yazan ayet.
14:37Biz aslında şunu da biliyoruz.
14:39Örneğin bazı fıkıh mezheplerine göre cami içerisinde alışveriş yapmak caiz değildir veya mekruhtur.
14:45Veya bir başka mezhebe göre cami içerisinde malayani konuşmak yani boş konuşmak aslında hoş görülmeyen bir durumdur.
14:53Bununla beraber yani burada anlatmak istediğim fıkıhla beraber yani insanların pratik davranışlarına taalluk eden İslam'ın hukuk boyutu, davranış boyutuyla birlikte camilerin içi veya orada nasıl davranılması gerektiğine dair birçok şey söz konusudur.
15:11Burada bu kapının üzerinde yazılmış olan ayetle birlikte caminin içinin cennete benzetilmesi de aslında bütünüyle beraber sadece burada bir hat eseri, bir sanat eseri olarak kullanılmasının ötesinde bunları birlikte imlemektedir.
15:27Yani bir camiyi, bir mabedi, bir vakıf eserini biz tek düze bir boyuttan okumayı bıraktığımız anda bize birden fazla kapı anlam açılmaktadır.
15:38Burada aslında şunu söylemek istiyorum.
15:40Bir camiyi sadece bir sanat eseri olarak okuduğunuz zaman tek düze bir okuyuşla okumuş olursunuz.
15:46Bu da eksiktir fakat elbette yeterli değildir.
15:50Bu da önemlidir ama yeterli değildir.
15:52Bununla beraber fıkıh boyutuyla az önce kastettiğim yani cami içerisinde yapılmaması gereken davranışlarla birlikte aslında biz camiyi cennete çevirmekteyiz.
16:03Caminin içerisinin cennet olduğunu anlatmaya çalıştığımızda da kastettiğimiz şey aslında tam olarak budur.
16:10Bazı şeyleri yapmak aslında cami içerisinde caiz değildir.
16:14Çünkü bununla birlikte biz şunu görmekteyiz.
16:17Aslında bu bölümde anlatmak istediğim şey şu.
16:19Caminin kitabesi veya bir kapının üzerine yazılmış olan kitabe bir anlama matuftur.
16:25Bu anlam bütünüyle beraber diğer kapılarda yazan caminin içerisinde bulunan başka kitabelerle birlikte, levhalarla birlikte bir anlamı ifade etmektedir.
16:34Bu anlam da şu.
16:36Caminin içini Müslümanlar cennete benzetmişlerdir.
16:39Yani cennete benzetilmesinin ardında şunu söyleyebiliriz.
16:43Bir vakıf eserini veya bir mabedi tek düze okumamak gerekiyor.
16:47Dolayısıyla fıkıh boyutuyla, kelam boyutuyla, tasavvufi boyutla, birden fazla boyutla bir mabedi okuduğunuz zaman veya onu anlamaya çalıştığınız zaman bu anlamlar size açılacaktır.
17:00Dolayısıyla bu anlamlar kendini size açtığı anda bir vakıf eserini sizler daha derinlikli ve birden fazla boyutuyla anlamış olacaksınız.
17:09Gelin hep beraber bir sonraki adımda hünkar mahfilini Osmanlı Devleti'nde ve Osmanlı Sarayı'nda cami, ibadethaneyle birlikte bir vakıf eserinin siyasetle, bürokrasiyle olan ilişkisini biz birlikte anlamaya çalışalım.
17:26Bu noktada aslında bir külliye üzerinden, bir vakıf eseri üzerinden, bir mabetle siyaset ilişkisini aslında tam olarak hünkar mahfilinde görebiliriz.
17:35Şu anda arkamda görmüş olduğunuz hünkar mahfili bize dönemin siyasetini, padişahın dünyasını, ufkunu, cemaatle yani cami cemaatiyle olan ilişkisini de göstermektedir.
17:48Bu noktada bir külliyeyi bütünüyle beraber, medreseleriyle, Sıbyan Mektebiyle yani aslında ilkokul çocuklarının, çocukların ilk olarak gittiği mektepten bahsediyoruz.
17:58İmarathaneleriyle, insanlara çorba pişirilen unsurlarıyla birlikte bir külliyenin Osmanlı'nın anlam dünyasında, sosyal hayatında neye tekabül ettiğini hep birlikte görmüş olmaktayız.
18:12Bu noktada gelin hep beraber hünkar mahfilinden yeni valide camiini, Üsküdar'ın incisi olan bu camiyi anlamaya, gezmeye ve onunla beraber tarihte yürümeye devam edelim.
18:28Klasik Osmanlı mimarisini yansıtan en önemli eserlerden bir tanesi, Üsküdar'ı Üsküdar yapan valide sultanlar.
18:53Ve onlardan bir tanesi, Günluş Emetullah Sultan'ın, Valide Sultan'ın yapmış olduğu bugün yeni valide camiini anlamaya ve gezmeye çalışıyoruz.
19:04Bu noktada şunu kesinlikle belirtebilirim sevgili dostlar.
19:07Bir vakıf eserini, bir sanat eserini baştan sona anlamak, onu ihata etmek, onu kuşatmak neredeyse imkansız.
19:15Çünkü birden fazla bileşeni var, birden fazla parametre söz konusu.
19:19Yani bir vakıf eseri, bir külliyenin kendisi aslında bize birçok anlamda bir dünyayı aktarmaya çalışmaktadır.
19:30Bu anlam dünyasını yekpare, yani tek düze bir noktadan okumaya çalıştığınız anda çok büyük oranda eksik kalacaktır.
19:37Çünkü yani fiziki olarak bile caminin çok fazla birleşeni vardır.
19:42Medresesi, Sıbyan Mektebi, yani yemek yapılan bölümü, ablular, ablulardan birden fazla, şadırvanı, şimdi tam olarak benim sağımda birazdan arkamda görecek olduğunuz hünkar mahfili bile fiziki olarak bir külliyenin anlaşılmasındaki birçok parametreden bir tanesidir.
20:01Az önce de bahsettiğim, bir sanat eserini tek bir seviyeden okumak elbette eksik kalacaktır.
20:08Bununla beraber birden fazla seviyenin olduğunu da bilmemiz bir eseri anlamamızda bize yardımcı olur.
20:14Çünkü bir hünkar mahfilinin şu anda anlatmaya çalıştığım ve tam olarak arkamda görmüş olduğunuz hünkar mahfilini bir fiziki bir unsur olarak elbette anlatabiliriz.
20:23Yani padişahların halkı selamladığı veya ibadet etmek istediği zaman geldiğinde camide bulunduğu bölüme hünkar mahfili denmiştir.
20:33Bu noktada hünkar mahfilini sadece bu fiziki yapıdan ibaret zannedersek bu kısmı anlamış olmayız.
20:40Çünkü Osmanlı Devleti'nde aslında bir İngilizce tabirle sultanik lov yani sultan hukuku dediğimiz işlevde olan bir hukuk var.
20:49Bir de İslam hukuku, şeriat dediğimiz bir hukuk var.
20:51Bu ikisinin buluştuğu yegane kurum da aslında padişahın, sultanın kendisidir.
20:58Niçin bu örneği verdim?
20:59Aslında şunu ifade etmek istiyorum.
21:01Bir toplumda hukuk aynı zamanda siyasetle olan ilişkisi toplumun inancıyla buluştuğu nokta aslında hünkar mahfili üzerinden temsil edilebilir.
21:12Bu noktada hünkar mahfili hem hukukun hem toplumun siyasetle, iktidarla dönemin anlamıyla buluştuğu yeri temsil edebilir demiştik.
21:23Aslında bu hünkar mahfilinin birden fazla katmanlı bir şekilde anlaşılabileceğinin en önemli özelliklerinden, en önemli göstergelerinden bir tanesidir.
21:33Bugün burada Yeni Valide Camii'nde hünkar mahfili üzerinden aslında biz 1700'lü 10'lu yıllara, 1710 yılında inşa edilmiş olan ve aslında banisinin 1715'te vefat etmiş olmasına rağmen bir külliyenin, bir sanat eserinin bugüne nasıl geldiğini aslında biz oraya gidip geri geldiğimizi de kabul etmiş bulunmaktayız.
21:56Çünkü programımızın adı tarihte yürüyen adam. Biz tarihte yürüyoruz, yürümeye çalışıyoruz.
22:03Aslında yürümek bu noktada bir anlama çabası içerisinde olduğumuzun da açık bir ifadesidir.
22:09Bu yolculuktaki duraklarımızdan bir tanesi Yeni Valide Camii.
22:14Yeni Valide Camii'nde de hünkar mahfili önünde aslında biz 1700'lü yılların başını,
22:19Sultan 3. Ahmet'i, babası Sultan 4. Mehmet ve Sultan 3. Ahmet'in annesi Gülnuş Emetullah Valide Sultan'la birlikte biz bugün bu yolculukta onları anlamaya çalışıyoruz.
22:33Bu noktada az önce de bahsettiğim siyasetin hukukla, hukukun halkla, halkın inanışıyla birlikte temsil edilebilir diyeceğimiz bir nokta birçok Salatin Camii'de görmüş olduğumuz aslında hünkar mahfilidir.
22:48Bu noktada hünkar mahfilinin tek düze anlaşılmasının ötesinde dönemin aslında padişah, sultan ve halkla olan ilişkisini de ifade etmesi bakımından önemlidir.
23:00Salt tarihçilik olarak bakacak olursak aslında bunun birden fazla anlamı da var.
23:05Çünkü padişahın hususen namaz kıldığı, yeri geldiğinde halka seslendiği,
23:09orada da yaptırılmış olan veya kendisinden önce inşa ettirilmiş olan bir Salatin Camii'nde halkla buluştuğu, ibadet üzerinden buluştuğu noktalardan bir tanesidir.
23:20Bu bize aslında tarihçi olarak Osmanlı'yı anlamak, 1700'lü yılların başını anlamak,
23:2518. yüzyıla yani lale devrine geçerken Osmanlı'nın ne tür bir değişimden geçtiğine dair de aslında kanıtlar oluşturmaktadır.
23:33Ama burada ben bu programda bir belgesel niteliğinde olsa bile salt bir tarihçi gözüyle bakmıyorum.
23:41Çünkü dönemi anlamaya çalışıyorum.
23:42Dönemi, eseri ve toplumu anlamaya çalışıyorum.
23:46Çünkü her zaman tekrar ettiğim ve aslında bir sanat eserini anlarken yola çıktığım en temel noktalardan bir tanesini her zaman tekrar ediyorum.
23:56Bir toplum varsa sanat eseri vardır, bir mekanı vardır.
23:59Kevn kelimesiyle mekan kelimesi aynı kökten, hatta kainat kelimesi de aynı kökten gelmektedir.
24:04Fakat bir mekan varsa, toplumun var ettiği bir mekan varsa orada bir toplum da söz konusudur.
24:11Bunlar arasında bir zaman ileri veya geri söz konusu olamaz.
24:14Bunları aslında daha önceki programlarda defa eten söyledim.
24:18Bugün burada salt bir tarihçiliğin ötesinde bir mabedi, bir dünyayı anlamaya çalışıyorum.
24:24Bu dünyanın Üsküdar'da olması benim için ayrıca önemlidir.
24:27Çünkü Üsküdar İstanbul'da benim en sık ziyaret ettiğim ve buraya geldiğim, arkadaşlarımla buluştuğum noktalardan bir tanesi.
24:35İskeleye çok yakın ve İstanbul'a Valide Sultanların izini, nakşını buraya işlemiş olan camilerden, külliyelerden bir tanesindeyiz.
24:45Gelin hep beraber bu caminin bahanesi şu an tam olarak arkamda bulunan Hazire'de, aslında türbede, açık bir türbe bu.
24:53Kendisini bu türbede Gülnuş Emetullah Valide Sultan kimdir onunla beraber anlamaya çalışalım.
25:01Bu noktadan itibaren bu caminin bahanesini konuşmaya ve aslında kim olduğuna dair de bilgilerimizi tazeleyip bu bölümü birlikte sonlandıralım.
25:23Gülnuş Emetullah Valide Sultan
25:42Gülnuş Emetullah Valide Sultan
25:44Bu külliyenin bahanesi aslında kendisi 4. Mehmet yani Avcı Mehmet'in eşidir.
25:51Haseki ünvanını almış son Valide Sultan'dır.
25:544. Mehmet'in bir diğer özelliğinin Osmanlı padişahları arasında kanuniden sonra en fazla tahtta kalan padişahtır.
26:02Osmanlı Devleti'nin 19. padişahı yaklaşık olarak 39 yıl tam olarak tahtta kalmıştır.
26:10Uzun süre Valide Sultan olarak hayatını devam ettiren sarayda yaşayan Valide Sultan Gülnuş Emetullah Sultan bu caminin baniliğini yaparak aslında ismini hem tarihe yazmış.
26:22Tabi bununla beraber birden fazla eseri mevcuttur.
26:25Bunların birçoğu da İstanbul'dadır.
26:27Bununla birlikte birçok hayratın da sahibesidir.
26:30Bu özellikleriyle Osmanlı'da adından en fazla söz ettiren Valide Sultanların bir tanesidir.
26:37Daha önce de söylediğimiz gibi bir camiyi anlamak için banisini, dönemini, tarihini anlamamız ve bilmemiz gerekmektedir.
26:45Bununla birlikte yaptıran kişinin yani baninin yani Emetullah Valide Sultan'ın motivasyonunu da bilmemiz gerekmektedir.
26:53Bazı rivayetlerde çeyizini satıp bu camiyi inşa ettirdiğine dair rivayetler söz konusudur.
26:59Fakat kendisi Edirne Sarayı'nda vefat etmiş ve vasiyeti üzerine şu an tam olarak arkamda görmüş olduğunuz yere defnedilmiştir.
27:07Burada görmüş olduğunuz türbe klasik Osmanlı türbelerinden biraz farklıdır.
27:11Üstü açık olan bu türbe aslında kendisi de bir anlamı ifade etmektedir.
27:17Bazı türbeler üzeri açık bırakılmıştır.
27:20Çünkü üzerine rahmetin, yağmurun tam olarak bugün çiselediği gibi parça parça üzerimize yağdığı gibi türbenin de üzerine yağması istenmiştir.
27:29Dolayısıyla biz bugün Valide-i Cedid Camii'ni biraz olsun gezmeye, tarihte yürüyerek anlamaya çalıştık.
27:37Bir vakıf eserini anlama noktasında yolumuzun düştüğü yer Yeni Valide Camii.
27:42Elbette bu bölümde veya sadece birkaç bölümde anlatmakla bitebilecek bir vakıf eseri değildir.
27:50Bir sonraki programda niçin bazı rivayetlere göre adının Rabia Gülnuş, niçin kendisine Emetullah isminin verildiği,
27:59daha sonrasında bu camiye niçin Cedid dendiği, bu caminin niçin bu bölgeye inşa ettirildiğine dair birçok sorunun cevabını biz bir sonraki bölümde vermeye çalışacağız.
28:10Bir sonraki bölümde yine Valide-i Cedid Camii'ni, bu camiyi, külliyeyi Üsküdar'la beraber, Üsküdar'ın konumuyla beraber anlamaya çalışacağız.
28:21Bir sonraki bölümde görüşünceye kadar kendinize İstanbul'a ve vakıf eserlerine güzel bakın, bu şehri sevin ve unutmayın ki bir toplum bütünlükle,
28:33yani bütün vakıf eserleriyle sanat eserlerine, tarihine sahip çıktığı ölçüde toplumdur.
28:39Hoşçakalın.
29:39M.K.
Önerilen
30:47
|
Sıradaki
27:45
30:40
35:19
31:30
30:50
30:34
30:59
38:46
35:06
33:11
37:34
38:45
35:30
37:56
46:32
36:40