Oynatıcıya atlaAna içeriğe atla
  • 2 gün önce
Tarihi sevdiren ve merak uyandıran program Tarihte Yürüyen Adam geçmişten günümüze kadar ayakta kalmayı başaran tarihi yapıları ve hikâyelerini izleyicilerle buluşturuyor.

Mekanların tarihçesi, gündelik hayatta sıkça kullanılan deyişlerin kökeni ve tarihe farklı bir bakış Ülke TV’de… Kimi zaman mimari yapıları ile ilk olma özelliğine sahip yerleri ekrana taşıyor.

“Dünü bilmeyen bugünü anlayamaz; bugünü anlamayan yarını göremez, yarını inşâ edemez; hattâ dünden gelen hamlelerin nedenlerini bile düşünemez.” diyen Abdulbaki Gölpınarlı’nın sözünden ilhamla ‘Tarihte Yürüyen Adam’ dünü anlatıyor, bugünü gösteriyor ve yarının rotası için ışık tutuyor.

Tarihi camiler, kervansaraylar, üstünde birçok medeniyetin yaşadığı Mezopotamya ve Anadolu şehirlerinin bilinmeyen hikâyeleri Tarihte Yürüyen Adam ile her Cumartesi Ülke TV’de…
Döküm
00:00Vakıf Katılım, tarihte yürüyen adamla vakıf eserlerimizi sunar.
00:30İzlediğiniz için teşekkür ederim.
01:00Tarihte yürüyen adamla vakıf eserlerimiz programında Beyazıt Camii ve Külliyesindeyiz.
01:08Bu hafta Beyazıt Camii'ni içeriden anlamaya çalışacağız.
01:12Beyazıt Camii 2. Beyazıt Han'ın, Beyazıt-ı Veli'nin yaptırmış oldu.
01:161500 ile 1505 arasında yaklaşık 5 yıl süren bir inşaat sürecinin sonunda meydana gelmiştir.
01:23Aslında kendisinden önceki paradigmanın en önemli meydanlarında bir üzerine inşa edilmiş bir külliyedir.
01:30Daha önceki programlarda külliyelerin şehirleri nasıl değiştirdiğini, nasıl dönüştürdüğünü,
01:36hatta Saraybosna örneğinde olduğu gibi şehirleri nasıl inşa ettiğine dair bir malumatımız söz konusu.
01:42Bugün burada Beyazıt Meydanı'nı kuşatan, aslında Beyazıt Meydanı'nı işlevsiz bir hale getirmeyen
01:48fakat onun etrafını çevreleyen ve bu noktada külliyenin bütün bileşenleriyle beraber
01:54meydanı nasıl kuşattığını hep birlikte anlamaya çalıştık.
01:58Bugün burada Beyazıt Camii'ni içeriden anlamaya çalışmaktayız.
02:02Beyazıt Camii, Fatih dönemi sonrası 2. Beyazıt'ın yani Fatih'in oğlu,
02:06Yavuz Sultan Selim'in babası, Kanuni'nin ise dedesi olan 2. Beyazıt Han buraya bir külliye inşa ettirmek istemiştir.
02:15Aslında bir sulh padişahı olarak anılan, çünkü kendi döneminde çok fazla savaşa,
02:20çok fazla gazveye katılmamış bir padişah olarak daha çok devletin sistemleştiği bir dönemi kendisi yaşamıştır.
02:29Dolayısıyla bugün Beyazıt Camii bizlere aslında devletin tam bir devlet olarak oturduğu,
02:35kurumların yerleştiği, tarihin yazıldığı bir dönem olarak var olmuş ve bize kadar aktarılmış olan en önemli vakıf eserlerinden bir tanesidir.
02:45Aslında ilk etapta tabhaneli cami olarak, yani tabhaneli camilerin en iyi örneklerinden birisi olarak
02:51Beyazıt Camii günümüze kadar var olmuştur.
02:54İlk etapta tabhaneler aslında caminin bütünü içerisinde değil, camiden ayrı olarak inşa edilmiştir.
03:00Fakat daha sonrasında belki büyük ihtimal işlevsiz kaldığı için bu tabhaneler camiye dahil edilmiştir.
03:07Dolayısıyla enlemesine uzunluk açısından daha geniş bir yapıya dönüşmüş olmuştur.
03:13Bu noktada İkinci Beyazıt Camii.
03:15Burada tabhaneli camilerin Osmanlı kültürü içerisinde, aslında Selçuklu'dan miras olarak devam ede gelen bu miras içerisinde
03:23tabhaneli camilerin ne olduğuna biraz dikkat çekelim.
03:26Camiler, külliyeler aslında vakıf eserlerinin büyük bir kısmı sadece bir ibadetgah olarak, bir cami hüviyetinde inşa edilmiyor.
03:35Bir yaşam merkezi olarak inşa edilmiştir.
03:37Daha öncesinde görmüş olduğumuz gibi Fatih Camii aslında bir yaşam merkezi, bir kompleks, hayatın akışı içerisinde en önemli uğrak noktalardan birisi olarak inşa edilmiştir.
03:49Bunların ikincisi yani İstanbul'da Fatih Sultan Mehmed'in inşa ettirmiş olduğu Fatih Camii'nden sonra inşa ettirilen İkinci Salatin Camii'dir.
03:59İkinci Beyazıt Camii.
04:00Beyazıt Meydanı'ndadır.
04:01Kendisinden önceki paradigmanın üzerine inşa edilmiştir.
04:05Fakat bu Beyazıt Meydanı'nın işlevini daha ileri taşıyarak aslında büyük bir dönüşümü de beraberinde getirmiştir.
04:12Bizler tabaneli camilerin en önemli özellikleri olarak aslında bir kervansaray olarak yol üzerinde uğranabilecek, adeta bugünkü bir otel olarak kullanılabilecek olan tabaneler mevcuttur.
04:25Bu aslında birçok vakıf eserinde, birçok külliyede mevcuttur.
04:29Bugün caminin ana binasına dahil edilmiş olan bu tabaneler dönemi için Selçuklu'dan miras olarak alan Osmanlılar bunu devam ettirmiş ve dönemin içerisinde Anadolu'daki gezgin dervişlerin uğrak yeri haline gelmiştir.
04:43Bugün aslında biraz Beyazıt Camii'ni ve külliyesini konuşurken aslında bu tabanelerin ve gezgin dervişlerin bir şekilde topluma nasıl bir dinamizm kattığını da konuşmamız gerekiyor.
04:54Çünkü İslam coğrafyasının isterseniz Orta Asya'da, isterseniz Kuzey Afrika'dan bir derviş çıkıp kalktığı zaman merkezi noktalara gittiğinde kalabileceği yerler mevcuttur.
05:06Bu tabaneli camiler aslında böyle bir özelliğe sahip.
05:09Yani örnek olarak söyleyelim, Konya'dan bir derviş kalktığında İstanbul'a geldiğinde Beyazıt Camii ve külliyesinde aslında kalabileceği bir yer mevcuttur.
05:19Bu çok önemlidir.
05:20Derviş sadece gelip bir otel olarak kullanmıyor bunu.
05:23Beraberinde getirdiği bir hikayesi, bir kültürü hangi tarikattan, hangi manevi yoldan besleniyorsa onu etrafa yayıyor ve aslında bu şekilde İslam'ın yaşana gelen boyutunu da etrafta yaymak suretiyle gezmiş oluyor.
05:40Bu gezgin dervişler aslında birçok fonksiyona sahip.
05:43Bugün Anadolu'nun hangi köyüne giderseniz gidin bu tabanelerin aslında küçük nüvelerini, örneklerini köy evi ya da cami evi olarak görmekteyiz.
05:51Biz aslında bugün şunu da görmekteyiz.
05:54Anadolu'da gitmiş olduğunuz köylerde bir inanış biçimi olarak tasavvufun bu tabaneler ve o köy evleri, cami evleri özelinde Anadolu'nun tamamına nasıl sirayet ettiğini görmektesiniz.
06:05Örneğin söz gelimi İbn-i Arabi'nin vahdet-i vücut felsefesi diyebileceğimiz aslında çok entelektüel, çok derin ve derinlerde tartışılması gereken,
06:14aslında ulemanın da yıllar yılı tartıştığı meselelerin bir özü mahiyetinde, tasavvufun bir örneği mahiyetinde bunu söylemekteyim.
06:21Biz bunu biliyoruz.
06:22Fakat bugün Anadolu'da bir yörük köyüne gittiğinizde o gezgin dervişler sayesinde Müslümanlaşan ve oralarda kalıcı hale gelen İslamiyet'in sonucu olarak
06:30bugün bu felsefenin kendisinden haberdar olmasa bile bu felsefenin aslında özünü ifade eden cümleleri biz bir yörük köyünde bir Müslümandan duymaktayız.
06:40Bugün tabaneli camilerin küçük örnekleri olarak bu köylerde mevcut olan bu camiler köy evleri ve cami evleri sayesinde aslında İslam'ın ahlaki boyutu, yaşana gelen boyutu buralarda devam etmiştir.
06:54Daha sonrasında klasik Osmanlı eseri olarak bugün görmüş olduğumuz 2. Beyazıt Camii kendisinden sonra yapılan birçok camiye de örneklik teşkil etmiştir.
07:02Bu noktada hem tabaneli camilere örnek olması bakımından hem de aslında Anadolu'da Selçuklulardan itibaren Beylikler dönemiyle birlikte
07:11Osmanlıların Anadolu'nun her noktasına kendi düşüncelerini, hayat görüşlerini, medeniyeti, medeniyet ufkunu nasıl yayıldığına güzel bir örnektir.
07:20Bu gezgin nermişlerle beraber tabaneli camilere çok güzel bir örnek olarak 2. Beyazıt Camii'ndeyiz.
07:26Hep birlikte gezmeye devam edelim.
07:28MÜZİK
07:40MÜZİK
07:41Bir mekan toplumu var eder ve toplum mekanı var eder. Bu ikisi aynı anda meydana gelir.
08:00Bugün bir vakıf eseri olarak bir tabaneli caminin klasik Osmanlı eserlerinin en güzel örnekliği olan 2. Beyazıt'ın inşa ettirmiş olduğu Beyazıt Camii ve Külliyesindeyiz.
08:12Bu camilerin sadece bir ibadetgah olarak yapılmadığı, aynı zamanda büyük bir kompleks, büyük bir yaşam merkezi olarak inşa edildiğinin en güzel örneklerinden bir tanesi
08:22Beyazıt Camii'nin Ramazan'da birçok şenliğe ev sahipliği yapmış olmasıdır.
08:28Beyazıt Meydanı. Az önce içeriye girmiş olduğum kapının ardında Beyazıt Meydanı'nda Ramazan aylarında büyük şenlikler olur.
08:34Özellikle Ayasofya'nın ya da Sultanahmet'in tadilatta olduğu, restorasyonda olduğu bir dönemde biz Beyazıt Camii'nin aslında çok büyük şenliklere ev sahipliği yapmış olduğunu görmekteyiz.
08:46Bu bize aslında şunu söylüyor. Bir mekanın var ola gelmesi sadece inşa edildiği dönemde taşların üst üste konmasıyla yapılabilecek bir şey değildir.
08:56Bir mekan varlığını her sene belli bir rutin içerisinde, belli tekrarlarla aynı dönem içerisinde yaşana gelen ve o ritüellerin yaşandığı bir merkez haline geliyorsa bu mekan varlığını sürdürmektedir.
09:11Biz aslında şunu görmekteyiz. Şunu söyleyebilirsiniz. Tam olarak bu noktada Ramazan ayının neşeyle veya şenlikle bağlantısı ne olabilir?
09:18Bir cami, bir vakıf eseri, bir külliye bu noktada nasıl bir işlev görmektedir?
09:23Ben buna şöyle bir cevap vermek istiyorum. 19. yüzyıl seyyahlarından bir tanesi İstanbul'a uğramıştır.
09:29Bu seyyahın belli dergahları ve camileri gezdikten sonra dervişler için ve müminler için şöyle bir tanımlama yapmıştır.
09:38Üzerlerinde ince ve ölçülü bir neşeye sahip bir topluluk olarak ifade etmiştir.
09:44Bugün aslında biz İslam dediğimizde ya da bir inanan derviş grubu dediğimizde çok da fazla melankoli ya da keder, hüzün olarak algılayabilmekteyiz.
09:56Fakat şunu da söyleyelim. Bu tek başına bir grubu tanımlayabilecek bir şey değildir.
10:01Ölçülü, ince bir neşeye sahip olmaları onları tanımlayan en güzel şeylerden bir tanesidir.
10:07Bu noktada Beyazıt Camii Ramazan aylarında Beyazıt Meydanı ile beraber aslında buraya uğrayan dervişlerle birlikte buranın bir yol üzerinde uğranabilecek, kalınabilecek, burada ticaretin döndüğü, yan tarafta sahafların olduğu bir mekan olarak algıladığınızda aslında yaşam merkezinin kendisi olarak düşünebilirsiniz.
10:28Ramazan ayında bir neşenin neşe kaynağı olarak burada bir caminin bir vakıf eserinin var olması çok enteresandır.
10:35Ve bunu az önce de bahsettiğim gibi bu neşeyi ölçülü bir neşe aslında bir olumsuz veya bir kahkaha olarak düşünmeyin.
10:44Burada tam olarak bahsettiğimiz Niyazi Mısri'nin bir mısrasından yardım alarak söyleyelim.
10:49Hakkı seven aşıkların eğlencesi tevhid olur.
10:52Bu noktada eğlence olumsuz bir şey değildir.
10:55Tevhidin kendisi bir eğlence olabilmektedir.
10:57Külliye bütün parametreleri ile birlikte aslında tevhidin merkezi.
11:02Şu an altında bulunmuş olduğumuz kubbe gök kubbenin bir temsili olarak, vahdetin ve tevhidin bir simgesi olarak ve aynı zamanda aslında bir eğlencenin, bir neşenin kaynağı da olabilmektedir.
11:15Bugün burada Beyazıt Camii'nde aslında biz bir neşenin kaynağını, hayatın akışı içerisinde yaşana gelen bir hayatın kendisini görmekteyiz.
11:25Daha önce de söylemiş olabilirim fakat burada tekrar etmemde bir beis yok.
11:28Hz. Mevlana'nın Mesnevi'sinde bir cümle geçer.
11:30Kalemi tutan eli görmeyen kalem yazdı zanneder.
11:35Bu noktada aslında bunun arkasında teolojik, belki felsefi, belki tasavvufi açılımlar vardır.
11:39Fakat şunun için bu vurguyu yapmaktayım.
11:42Bu taşları elbette bir mimar üst üste koymuş ve o mimar sayesinde burası vücut bulmuştur.
11:49Fakat bir vakıf eserinin ardındaki o mefkureyi, o hayat görüşünü, o medeniyet tasavvurunu görmeyen buranın sadece bir mimar tarafından inşa edildiğini düşünecektir.
12:00Fakat Mesnevi'deki o cümleyle birlikte söyleyecek olursak, kalemi tutan eli görmeyen kalemin kendisi yazdı zanneder.
12:08Burada bu hayat görüşünü, bu mefkureyi, bu dünya görüşünü, medeniyet tasavvurunu görmeyen bu külliyeleri, bu vakıf eserlerini bir mimarın yaptığını zanneder.
12:19Halbuki bunun arkasında kocaman bir dünya görüşü ve bununla şekillenen bir hayat, o hayatın içerisinde yaşayan insanlar, bu insanların hayatı nasıl algıladığıyla birlikte var olmuş ve var ola gelmiş bir sanat eseridir.
12:34Aynı zamanda bir mabettir.
12:35Aynı zamanda bir yaşam merkezidir.
12:37Bizler vakıfları, sanat eserlerini bu şekilde anlamazsak çok büyük ihtimalle eksik kalmış olur.
12:44Az önce de söylediğimiz gibi 19. yüzyılda burası seyyahların uğrak noktalarından bir tanesiydi.
12:49Şayet dünya kocaman bir ülke olsaydı İstanbul onun başkenti olurdu.
12:54Dolayısıyla İstanbul seyyahların, gezginlerin, bugünkü dille söyleyelim influencerların, turistlerin aslında her zaman için bir uğrak noktası, mutlaka görmek istedikleri bir yer ola gelmiştir.
13:08Bununla beraber şunu söyleyelim. Evliya Çelebi'miz aslında ilk seyyahlardan diyebileceğimiz bize çok büyük oranda Osmanlı kültürünü, şehirleri, bu şehirlerin inşa etmiş olduğu mabetleri, vakıf eserlerini anlatan önemli seyyahlardan bir tanesidir.
13:24Gelin hep beraber müezzin mahfilinde Evliya Çelebi'nin Bilal-i Habeşi ile alakalı anlatmış olduğu ve İstanbul anlatırken aslında bahsettiği o noktaya temas edelim ve Beyazıt Camii'ni anlamaya devam edelim.
13:54İstanbul her zaman için seyyahların, bugünkü anlamıyla influencerların, vloggerların her zaman için uğrak mekanı olmuştur.
14:18İstanbul, Evliya Çelebi'den önce de aslında merkezi noktalardan bir tanesiydi.
14:24Fakat bugün biz Beyazıt Camii'nin müezzin mahfilindeyiz.
14:28Müezzin mahfilinde anlamaya çalışacağımız şey tam olarak arkamda görmüş olduğunuz kitabe.
14:33Bu kitabede Ya Hazreti Bilal-i Habeşi şeklinde yazı vardır.
14:37Şimdi bütün camilerde aslında müezzin mahfilinde Bilal-i Habeşi'nin ismi yazmaktadır.
14:43Evliya Çelebi'den ve onun hikayesinden bahsetmek isteme sebebim de aslında Evliya Çelebi'nin de İstanbul'u anlatmaya çalıştığı birinci cildinde tam olarak bu noktadan bahseder.
14:55Evliya Çelebi niçin seyahat etmiştir?
14:57Bu hikayesini aslında bu rüyasını anlattığı noktada bize pirlerden bahseder.
15:03Fakat öncesinde Evliya Çelebi'nin bu rüyasını hep birlikte anlamaya çalışalım.
15:07Evliya Çelebi bir gün camide büyük bir cemaatin içerisinde kendisini görür.
15:13Bu cami içerisinde Hazreti Ebu Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Ali, Hazreti Osman, aşere-i mübeşşerinin tamamı aslında büyük bir ensar ve muhacirden büyük bir topluluğun var olduğunu görmektedir.
15:25Bu noktada kendisini bu rüya içerisinde görmüştür.
15:28Orada, oradaki sahabeleri tanımlarken aslında belli kalıplar kullanır.
15:33Örneğin okçuların piri Sad bin Ebi Vakkas der.
15:37Veya müezzinlerin piri bugünkü bu tabloda görmüş olduğunuz Bilal-i Habeşi der.
15:42Orada bu rüyayı anlatırken en nihayetinde cami içerisinde Hazreti Peygamber'le de görüşmüştür Evliya Çelebi.
15:49Bu noktada kendisi Hazreti Peygamber'le görüşürken bir ricada bulunup aslında şefaat dilemek istemektedir.
15:56Şefaat isteyeceği yerde heyecandan, dil süçmesinden seyahat ya Resulallah dediği için ve kendisine bu noktada seyahat görünmüştür.
16:05Rüyadan uyanır uyanmaz kendisinin rüyayı yorumlayabileceğine inandığı büyük Allah dostları, alimlere gidip bu rüyayı anlatmıştır.
16:15Evliya Çelebi seyahatnamesinin başında bunları uzun uzun anlatmıştır.
16:20Fakat benim bugün Beyazıt Camii'nde müezzin mahfilinde anlatmak istediğim şey,
16:24bütün müezzinlerin piri olarak kabul edilen Bilal-i Habeşi'nin bu kitabede yazıldığı gibi isminin yazılması.
16:29Aslında bu Evliya Çelebi'nin de bize aktardığı şey, ahi teşkilatıyla beraber her meslek erbabının bir piri olduğu kabul edilir.
16:37Örneğin ben marangoz bir aileden gelmekteyim, marangozların piri İsa Aleyhisselam olarak kabul edilir.
16:43Veya İdris Aleyhisselam'ın terzilerin piri olarak kabul edilmesi.
16:48Her meslek erbabının bir piri vardır ve bu pirin ismi bu meslek dükkanında asılıdır.
16:54Aslında bugün biz bir berbere gittiğimizde de Hazreti Peygamber'in berberliğinin yapıldığını bilinen Selman-ı Farisi'nin ismini de
17:02aslında İstanbul'da hala bazı berber dükkanlarında görmekteyiz.
17:07Tam olarak müezzin mahfilinde bulunmamızın sebebi Evliya Çelebi'nin kısmen de olsa Anadolu insanına dair anlatmış olduğu
17:14her meslek erbabının aslında kendisini var kıldığı ve onunla özdeşleştirdiği, onun üzerinden hayatı okuduğu bir pirin olması
17:22ve her camide müezzin mahfilinin üzerinde Bilal-i Habeşi'nin isminin yazılı olması.
17:28Çünkü İslam'ın ilk müezzini, Hazreti Peygamber'in müezzini olarak kabul edilmiştir.
17:33Bu noktada Bilal-i Habeşi'nin isminin müezzin mahfillerinde yazılmış olması elbette tesadüf değildir.
17:39Bir caminin var olması, caminin kendini var etmesi ve bu noktada devam ede gelen bir mekan anlayışı içerisinde
17:47bu kitabeler her zaman önemli bir noktaya tekabül etmiştir.
17:51Müezzin mahfilinde bulunan Bilal-i Habeşi ismi veya caminin içerisinde tam olarak Seyahatname'de de var olan
17:58ve orada tasvir edildiği şekliyle bir tarafta Lafzatullah, öbür tarafta Hazreti Peygamber'in ismi
18:04veya Aşere-i Mübeşşeri'nin ilk dört halifenin ismi ve devamında Ehl-i Beyt'in isimleri de camilerde yazıla gelmiştir.
18:14Bir önceki programda da söylediğimiz gibi aslında Şeyh Hattat Hamdullah Buhara'dan gelmiş bir ailenin evladıdır.
18:21Biz o sırada Buhara'daki ilim merkezlerinin Osmanlı'ya etkisini konuşmuştuk.
18:26Fakat bu noktada bu kitabelerden bir tanesi tam olarak arkamda görmüş olduğunuz burada bir ayet-i kerime yazılıdır.
18:33Biz camiye girerken caminin yani avlu kapılarında yazılı olan ayetlerin bir cennete giriş,
18:40orada ebedi kalışla alakalı ayetler olduğunu görmüştük.
18:43Fakat burada görmüş olduğunuz ayet-i kerime de şöyle yazmaktadır.
18:46اِنَّ اللّٰهَ يَخْفُرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا هُوَ الْغَفُرُ الرَّحِيمُ
18:50Burada Allah günahların tamamını affeder ve o gafurdur, günahlarınızı affeder ve aynı zamanda sizleri bağışlar.
18:58Şimdi camiye girerken bir şekilde içerisi esenlik yurdudur, cennetliklere selam vermeleri
19:04ve orada ebedi kalacakları bir yurda girişi telmih eden, o ayete atıfta bulunan kitabelerin yazılmasıyla
19:12içeride ibadet yapıldı, namazlar kılındı ve sonrasında içeriden çıkarken
19:18caminin aslında çıkış kapısı diyebileceğimiz bir noktada da Allah'ın bağışlayıcı olmaklığını ifade eden
19:26bir ayetin seçilmiş olması elbette tesadüf değildir.
19:29Bir vakıf eserini üzerindeki kitabelerle beraber,
19:33taşların aslında belli belirsiz bir şekilde inşa edilmediği,
19:36o taşların bir ruhu olduğunu, üzerindeki kitabelerin anlamlarıyla birlikte
19:40biz aslında bir vakıf eserini bütünüyle ancak bu şekilde anlayabiliriz.
19:46Az önce de söylediğim gibi caminin avlusuna girerken seçilen kitabelerle
19:50aynı zamanda dışarıya doğru çıkarken seçilmiş olan ayetler tesadüfi değildir.
19:55Bu noktada cami bir vakıf eseri, külliye, üzerinde inşa edilmiş olunan Beyazıt Meydanı,
20:01bununla beraber 2. Beyazıt Han, Fatih sonrası İstanbul dönemiyle birlikte anlaşılmaya çalıştığında
20:07aslında bir bütünlük içerisinde bizlere çok şey söylemektedir.
20:12Gelin caminin diğer kısımlarını birlikte hem gezmeye hem anlamaya devam edelim.
20:31Tarihe dokunmak,
20:58bir vakıf eseri üzerinden tarihi anlamak ve aslında tarihte yolculuk yapmak.
21:03Biz Beyazıt Camii üzerinden aslında bir tarihi yolculuğa çıktık.
21:081500'lü yılların başında başlayan ve aynı zamanda ortalama 5 yıl süren bir külliyenin inşaatı söz konusu.
21:15Bu inşaatla beraber biz kendi dönemini de anlamaya çalıştık.
21:19Aslında birçok tarihçinin, yani profesyonel anlamda tarihçilerin ve araştırmacıların merak ettiği büyük bir soru var.
21:25Fatih döneminde niçin tarih yazılmamıştır?
21:28Çünkü bizim elimizdeki Osmanlı dönemine dair, Osmanlı'nın kuruluşuna ve sonrasındaki gelişim dönemine dair birçok kaynak 2. Beyazıt döneminde yazılmıştır.
21:38Bugünkü büyük tarihçi dediğimiz alimlerin büyük bir kısmı 2. Beyazıt döneminde var olmuş ve eserlerini o dönemde vermişlerdir.
21:46Fatih döneminde niçin yazılmamıştır bu?
21:48Aslında bu soru benim çok merak ettiğim bir soru.
21:50Çünkü Orta Asya'dan, Buhara'dan, dönemin ilim merkezlerinden alimleri, bilim adamlarını kendi bünyesine çeken İstanbul'u merkez haline getiren Fatih Sultan Mehmet,
22:02niçin tarih yazdırmamıştır sorusu önemli bir sorudur.
22:05Bu noktada bu sorunun net bir cevabı elbette yok.
22:09Fakat bendenizin şöyle bir yorumu var.
22:11Beyazıt Camii'ni anlatmaya çalıştığımız bir önceki bölümde tarih niçin yazılır sorusunu hep birlikte anlamaya çalışmıştık.
22:19Bugün bu programda o sorunun cevabını vermeye çalışalım.
22:23Tarih geleceğe yazılır.
22:24Tarih var olanı gerçeği meşrulaştırmak ve geleceği inşa etmek için yazılır.
22:29Fatih döneminde savaşlar bitmemiş ve dolayısıyla bir şekilde sefere giden padişahın tesis etmeye çalıştığı büyük bir imparatorluk, büyük bir devlet söz konusuydu.
22:392. Beyazıt'ın avantajı şuydu.
22:42Sulh padişahı olması, döneminde çok fazla savaşa katılmamış olması.
22:46Bu ikisiyle beraber düşündüğümüz zaman 2. Beyazıt döneminde tarihin niçin yazıldığı aslında biraz daha belirgin hale, kristalleşmeye başlıyor.
22:56Aslında şunu söylemeye çalışıyoruz.
22:58Sıfırdan başlayan bir imparatorluk zirveye çıktığı dönemde aslında Fatih dönemiyle birlikte zirveye çıkmış,
23:05İstanbul fethedilmiş ve bununla birlikte aslında sistematik halde büyüme devam etmiştir.
23:11Fakat devletin kurumsallaştığı dönem Fatih sonrası dönemdir.
23:15Bu da 2. Beyazıt dönemine tekabül etmektedir.
23:18Yükselme devam etmektedir.
23:19Fakat Türkçenin aslında kurum dili olarak var olması ve devam etmesi,
23:24tarihin yazılması, donanmada yapılan yüksek katkılar, bütün bunlarla birlikte devletin büyük oranda sistemleştiği ve kurumsallaştığı dönemin 2. Beyazıt dönemi olması bütünüyle beraber tarih algımızı da değiştirmiştir.
23:39Çünkü tarih aslında bir başarı hikayesi olarak yazılmaktadır.
23:44Yani başarılı olmuş şirketlerin bir hikayesi vardır.
23:48Başarılı olmuş devletlerin bir anlatısı ve bir gücü vardır.
23:51Dolayısıyla bu tabii ki elbette öznel bir yorum ama Fatih tarih yapardı, Fatih'ten sonra tarih yazılmıştır.
23:57Dolayısıyla Fatih döneminde yazılmamış olması bir eksiklik değil.
24:01Çünkü tarihi bizzat yapan, kurucu bir unsur olarak İstanbul'u ele geçiren büyük bir paradigma, büyük bir medeniyetten söz ediyoruz.
24:082. Beyazıt döneminde yazılmış olmasının en temel sebebi de budur.
24:12Gelin hep birlikte bu mabedi üzerinden yüzyıllar geçmiş ve hala anlamaya çalıştığımız bu mabedi biraz daha günümüz dünyasında nelere tekabül ettiğine hep birlikte bakalım.
24:25İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:55Kami aslında birden fazla hocaya, imama, ev sahipliği yapmış bir camidir.
25:00Beyazıt Camii ve Külliyesi.
25:02Burada çok önemli bir isim geçmiştir.
25:05Bu ismi bahsetmeden Beyazıt Camii'ni tamamlamak istemedim.
25:08Hafız Abdurrahman Gürses.
25:10Aslında Kurrah Hafızların reisi olarak da anılan ve bir dönemin en büyük hocalarından bir tanesidir.
25:16Bu hocanın özelliği şudur.
25:18Hafız Abdurrahman Gürses Osmanlı döneminden kıraat ilmini Cumhuriyet dönemine yani günümüze aktaran en önemli hocalardan bir tanesidir.
25:27Bu şu anlama gelmektedir.
25:29Kıraat ilmini aslında tevarüz ettiğimiz kıraat ilmini günümüz alimlerine, günümüz kıraat alimlerine aktaran önemli bir hocadır.
25:38Ve bu camide görev yapmıştır.
25:40Aslında bu camide görev yaptığı süreçte biz şunları da biliyoruz.
25:44Bir ikindi namazı sonrasında kendisinin okuduğu kıraati dinlemeye gelen binlerce insandan bahsedilir.
25:51Ve bendeniz lise yıllarımda ve üniversite yıllarında kendisinin bizzat icazetli talebelerinden yani Abdurrahman Gürses Hoca'nın hafız talebelerinden ders dinlemek, ders almak şerefine de nail oldu.
26:04Fakat elbette benim burada bir hafızlığım veya kurra hafız olma özelliğim yok.
26:09Fakat şunu söyleyelim.
26:10Burada bilmeyenler için şu ayrımı da yapalım.
26:13Hafızlık bir farz-ı kifayedir.
26:15Yani farz-ı ayin değildir.
26:16Bu kavramları da hızlıca açalım.
26:18Şunu da söyleyelim.
26:19Farz-ı ayin aslında bir ibadet olarak her müminin bilmesi gereken ve üzerine farz olan ibadetlere denir.
26:27Fakat farz-ı kifaye toplumun bir kesiminin yaptığı zaman toplumun tamamı üzerinden sorumluluğun düştüğü ibadetlere de farz-ı kifaye denmektedir.
26:37Hafızlık bunlardan bir tanesidir.
26:39Fakat hafızlığın daha ileri bir mertebesi olarak bütün vecihleriyle, farklı okunuş kıraat biçimleriyle ezbere bilen hocalara da biz kurra hafızlar demekteyiz.
26:49İşte Abdurrahman Gürses Hoca dünyanın çeşitli yerlerinde ders almış İstanbul ağzının aslında geleneksel olan İstanbul ağzını sonraki dönemlere aktarmış hocalardan bir tanesidir.
27:00Ve bu camide görev yapmıştır.
27:02Bu noktada Beyazıt Camii'ni bir külliye olarak, bir vakıf eseri olarak devam ettire gelen şeyin aslında merkezinde insanın olduğunu vurgulamak için Hafız Abdurrahman Gürses Hoca'dan bahsetmek istedim.
27:14Bir vakıf eserinin mekan olma özelliğini devam ettirmesinin yegane unsuru aslında olmazsa olmazı insandır.
27:23Biz burada klasik dönem için de aynısını söyleyebiliriz.
27:26İnsan bilginin kaynağı, bilginin taşıyıcı değeri ve bir eseri eser yapan yegane unsurun kendisidir.
27:34Biz aslında şunu görmekteyiz. Bir hafız Osmanlı döneminin son hafızlarından, son kurru hafızlarından fakat günümüz hafızlarını da bir şekilde besleyen,
27:46onları inşa eden, onlara büyük ölçüde ders verebilmiş bir hocanın Beyazıt Camii'ni ve külliyesini aslında nasıl inşa ettiğini,
27:55mekan olma özelliğiyle beraber bugüne nasıl taşıdığını biz görmekteyiz.
28:00Bugün burada bunlara değinerek aslında bir mekanın bir insanla sürekliliğini, devamlılığını nasıl koruduğunu ve günümüze taşıdığına vurgu yapmak istedim.
28:11Gelin hep beraber 2. Beyazıt Camii ve külliyesini birlikte anlamaya çalıştığımız tam olarak arkamda bulunan mihrabın önünde sonlandırmaya çalışalım.
28:21Bu mihrabın kendisinde 2. Beyazıt hakkında anlatılan rivayetler, Beyazıt-ı Veli olmaklığı, üzerine kurulmuş olduğu meydanın kendisi, işlevi,
28:31Osmanlı'da tabhaneli camilerin özellikleri, işlevi ve gezgin dervişlerle birlikte bir mekanın nasıl var olduğu, bir vakıf eserinin günümüze nasıl ulaştığı,
28:41günümüzde bir vakıf eserini anlamada insanın rolünü hep birlikte anlamaya çalıştık.
28:46Bugün tarihte yürüyen adamla vakıf eserlerimiz programında Beyazıt Camii'ni inceledik.
28:52Caminin ve külliyenin geri kalan bileşenlerini haziresiyle, etraftaki kütüphaneleriyle ve bütün unsurlarıyla beraber bir başka bölümde tamamlamak üzere bu bölümü sonlandıralım.
29:03Sevgiyle kalın, İstanbul'a, bu güzel şehre, vakıf eserlerine sevgiyle bakın.
29:16İzlediğiniz için teşekkür ederim.
29:46İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:16Vakıf Katılım tarihte yürüyen adamla vakıf eserlerimizi sundu.

Önerilen