Skip to playerSkip to main content
İslami şahsiyeti oluşturan ve onun devamını sağlayan esaslar büyük bir saldırı altında. Şahsiyeti oluşturan esaslar nelerdir, şahsiyetimizi nasıl koruyacağız?" gibi pek çok soruya cevap bulacağınız “İslami Şahsiyet” programı Serdar Yılmaz ile sizlerle.

Programımızın on dördüncü konusu "Mantuk ve Mefhum"

İslami Şahsiyet "Mantuk ve Mefhum"

- Şer'i deliller
- Usul'de deliller
- Delaletin lafız ve manadan olması
- Mantuk delaleti
- Mefhum delaleti
- Delaletlerin çeşitleri

ve daha pek çok konu ile yayında...

#İslamiŞahsiyet

Category

📚
Learning
Transcript
00:01Euzubillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim.
00:06Elhamdulillah. Esselatu vesselamu ala Resulillah.
00:10Amma yemekleri. Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuh.
00:15Kardeşlerim bu hafta usul derslerimizde yine fıkıh usulünün önemli bileşenlerinin birisi olan mantıksal ve mefhum konusunu ele almaya çalıştık.
00:28Zira bildiğiniz gibi usul sorunları en genel şekilde kitap ve sünnetin maslarından kaydedildiği, nasıl çıkarıldığına dair günlük konularıdır.
00:41Dolayısıyla kitap ve sünnette yer alan lafızlardan ve ibarelerden hüküm giyilmesinin çıkarılması ancak bu lafızlarla anlatılması talep edilen mananın okunmasıyla mümkün olur.
00:56Bu manaları anlaşılabilir da lafızların manalarına hangi şekilde delalet edilebildiği ile mümkündür.
01:07Bu konuda size en kısa sürede yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
01:17Öncelikle alıcılar lafızları manalara delaletleri açısından üç kısma ayırmışlardır.
01:25Bunlar mütabakat delaleti, tazammun delaleti ve iltizam delaletidir.
01:31Bunları biraz açalım.
01:32Bunların birincisi mutabakat delaletidir.
01:36Nedir mutabakat delaleti?
01:38Bir lafsın manaya birebir uyumlu şekilde delalet etmesidir.
01:44Sat mutabakat demek tam uyumlu olmak manasına gelir.
01:48Yani bir laf kullanıyorsunuz, bu lafız manaya tam intibak ediyor.
01:56Birebir uyumlu oluyor.
01:58Mesela insan lafzı yazanları düşünen canlı manasına tam uyumlu bir şekilde delalet eden bir lafızdır.
02:08Ya da mahluk lafzı, mahluk dediğimizde bu lafız bütün yaratılmışlara intibak eder.
02:15İşte bu şekilde lafsın manasıyla tam bir uyumluluk halinde olmasına mutabaka delaleti denir.
02:24İkincisi tazammun delaletidir.
02:27Tazammun da bir şeyin bir şeyi kapsaması, içermesi ve içermesidir.
02:34İşte lafsın konulduğu mananın bir bölümüne delalet etmesine tazammun delaleti denir.
02:44Mesela biraz önce zikrettiğimiz mahluk lafzı ama yaratılmışlara mutabakat yoluyla delalet edeceğini söylemiştik.
02:52Tam uyumluluk yoluyla.
02:54Mahluk lafzı insana ise tazammun yoluyla delalet eder.
02:59Yani insanda yaratılmış olması hasebiyle bu lafız onu da kapsar ve onu da tazammun eder.
03:08Ama bu delalet tam bir uyum delaleti değil, kapsayıcı, kapsamlı olma anlamında ki tazammun delalettir.
03:16Çünkü delalet edilen mana lafsın konusu kapsamındadır.
03:23Üçüncüsü ise sahiplerinin iltizam delaletidir.
03:24İltizam delaleti lafsın manasının dolaylı bir şekilde ihtiyacına ve geğine delaletidir.
03:33Yani dolaylı olarak ve geeklilik olarak anlaşılan mana konuşulan lafızdan anlaşılmaz.
03:41Konuşulanının manasından anlaşılabilir.
03:45Nasıl?
03:45Mesela Allah subhanehu ve teala'nın
03:48Kafirlerden yakınınızda olanlarla savaş ayetindeki katil-ü savaş sözünde
03:58lafızdan anlaşılan işte kılıçla, silahla cihat etmektir, savaşmak öyle değil mi?
04:04Ancak bu lafızla gelen, bu emrin bir de ihtiyacı var ve gektirdiği bir başka şey daha var.
04:11Bu ayet iltizam delaletiyle savaşmak için gekli ve lazım olan yerine getirilmesine de lalet eder.
04:22İşte buna iltizam delaleti denir.
04:25Yani bu gücüm lafızların manalara delalet çeşitlerinin işletmelerinm,
04:31İşte bu ilk tedavim ilk ikisi yani mutabakat ve tazammın delaletleri usulde mantıksal delaleti olarak isimlendirilir.
04:42Konumuzla bağlantılı olarak.
04:46Üçüncü olarak zikrettiğim delalet türü ise mefhum delaletidir.
04:52Şimdi gelin bu mantık ve mefhum konusunu biraz daha detaylandıralım.
04:58Kardeşlerim hitabın kuralı delaleti lafızdan olursa buna mantık denir.
05:07Hitabın hükmü delaleti lafızdan olursa buna mantık denir.
05:13Eğer hitabın hükmü delaleti lafızdan değil değil de manadan olursa buna da mefhum denir.
05:21Yani mantıksal lafızın bir lafızın nutuk mahallinde yani konuşmada kesin olarak delalet ettiği bir araç veya olasılık olmaksızın doğrudan anlaşılan belirti.
05:40Ne yaptığınızı ve gelecekte bunu nasıl okuyabileceğinizi her zaman görebileceksiniz.
05:49Bu anlamda usul kitaplarında mantıksal delaletinin genel ve kapsamlılık bakımından pek çok zikredilmiştir.
06:01Mesela bunlardan biraz örneklerle olursa olsun.
06:04Mesela işte şu ayetler.
06:06Alışveriş de ancak faiz gibidir dediler.
06:16Hâlbuki Allah alışverişi helal faizi ise haram kılınmıştır buyuruyor.
06:21Şimdi ise ayetteki lafızlardan kat'i bir şekilde anlaşılan alışverişin faizi ile aynı değildi, alışverişin helal faizin haramı olduğudur.
06:36İşte bu mantıksal delalettir.
06:39Yine ve sarıqo ve sarıqatu fektavu eydiyehuma hırsız erkek ile hırsızların ellerini kesin ayette kullananların kadın olsun erkek olsun ellerinin kesilmesi hükmü bu ayetin mantık delaletidir.
06:58Yani bizzat lafzın kendisinden delalet eden manadır.
07:04Yine de birden fazla manaya gelen müteşabih ayetler aynı şekilde mantık delaletindendir.
07:14Mesela işte boşanmış kadınlar kendilerine üç kuru beklerler ayetindeki oradaki kuru lafzı müteşabih bir lafızdır.
07:25Yani birden çok manaya gelen bir lafızdır.
07:28Ama bu da nedir yine?
07:30Mantık delaletidir.
07:32Çünkü oradaki o mana veya bu mana yani birden fazla manaya gelmiş olsa dahi anlaşılan bu manalar yine Nereden anlaşıldı?
07:41Bizzat lafzın kendisinden anlaşıldığı için bu mantıksal delalettir.
07:48Yine de öğrencilerinin ey iman edenlerin sadakalarını başa kaldırmak ve incitmek suretiyle boşa çıkarmayın.
07:56Ayetinde geçen sadakatum sadakalar özetle tam kelimenin tam anlamıyla Allah'a yaklaşmak amacıyla yapılmış her türlü harcamayı ifade etmektedir.
08:10Bu ayetteki sadaka lafzı bunu ifade etmektedir.
08:13Dolayısıyla bu lafız bu ayette geçen sadaka lafzı manasıyla tam bir mutabaka delaleti söz verilmektedir.
08:23Ve bu aynı şekilde mantıksaldır.
08:27Ama mesela sadakalar yani zekat ancak onlar içindir.
08:33İşte zayıflar, miskinler ve benzeri o ayet-i kerimede geçen sadakat, sadakalar hileler ise bu yerlerdeki manalarından sadece bir cüzüne yani zekat anlamında kullanılmaktadır.
08:48Yani diğer ayette sadaka, sadakalar dediğinde Allah'a yaklaşmak kasıyla ve yapılan her türlü harcamaya intibak sırasında sadaka lafzı.
08:58Bu ayette veya her türlü harcamanın içerisinden, o manaların içerisinden sadece bir cüzüne yani zekat amacıyla kullanılmaktadır.
09:09Dolayısıyla burada sadakaların tazammun delaletidir.
09:15Mantığın delaletindendir yaşlı ve mutlu olmak her zaman iyi bir fikirdir.
09:21Evet, işte bunlar gibi kardeşlerim kitap ve sünnetin naslarında geçen lafız ve ibarelerin çoğunun mantık delaletindendir.
09:33Bugünkü konumuz olan ikinci konumuz olan mefhum'a gelindiğinde, mefhum lafızdan nutuk mahallinin anlaşılan manadır.
09:48Yani mefhumun delaleti lafzın sigası ve vaaz edildiği o açık mana değil, lafzın zihinde oluşmuş manadır, anlamıdır.
10:01Mesela o ikisine öf deme buyuruyor ayet-i kerimede İsra suresinde.
10:08Şimdi bu ayetin nutuk mahallinde lafzın delaleti sadece o anne babaya öf deme emridir.
10:17Yani bu ayetin mantığından anlaşılan öf demenin yasaklanmasıdır.
10:22Fakat lafzın mefhumu yani her ne kadar nutuk mahallinde geçmese de dolaylı olarak delalet ettiği mana anne babayı yani onları dövmekten ve sövmekten de nehyetmesidir.
10:38Dolayısıyla o ikisine öf deme sözünden anlaşılan ebeveyni dövmenin de haramlılığına ayetin mefhumu ne yapmaktadır?
10:51Delalet etmektedir.
10:52İşte mefhum budur.
10:54Ve mefhumun birçok çeşidi vardır.
10:56Bunlar iktiza delaleti, tembih ve ima delaleti, işaretin delaleti, mefhumul muhafakat ve mefhumul muhalefet gibi farklı delalet çeşitleridir.
11:08Şimdi bunları biraz daha esnek örneklerle açıklamaya çalışalım.
11:13Kardeşlerim, mefhumun delaletlerinden birisi iktiza delaletidir.
11:17İktiza delaleti kendisindeki regkliliğin lafızlarının manalarından elde edilmiş olması.
11:26Sat iktiza geklilik demektir.
11:28Bu onun delalet edilen manaya mutabık olarak şart olması ile olur.
11:36Buna da geeklilik ya da şer'i olarak da geeklilik olabilir.
11:42Buna örnek olarak biraz önce zikrettiğimiz ayet-i kerimeyi verebiliriz.
11:45Yani kafirlerden yakınınızda olanlara karşı savaş.
11:49قَاتِلُوا الَّذ۪ينَ يَلُونَكُمْ مِنَ الْكُفَّرِ
11:52Şimdi bu ayette geçen قَاتِلُوا savaş sözü silah, mühimmat, askeri eğitim gibi savaş araçlarını elde etmeyi, emretmeyi de iktiza etmektedir, gektirmektedir.
12:06Zira bu aklın rektirdiği hususlardandır.
12:10Bu telaffuz edilen, ağızdan çıkan قَاتِلُوا savaş emrinin yerine getirilmesinin sıhhati için şartı olan bir gekliliktir ve işte bu iktiza delaletidir.
12:24Başka bir örnek Resulullah Aleyhissalatü Vesselam'ın
12:27Daha fazla bilgi وَمَا اِسْتَكْرَحَ عَلَيْهِ
12:33Yani mutlaka ki Allah ümmetinden hatayı unutma ve üzerinde zorlandıkları hususları kaldırmayı emrediyor Allah Resulü Aleyhissalatü Vesselam.
12:42Şimdi bu sözün mantukundan anlaşılan bu ümmetten hatanın, unutmanın ve zorlanmanın oyuncularıdır.
12:52Çünkü hadis bundan bahsediyor.
12:54Oysa ki kıyametli dostlar bu ümmette bunları anlatmak ve kalkmadığı sabittir.
13:02Yani bu ümmet unutuyor, bu ümmet hata yapıyor ve bu ümmet zorlanıyor.
13:08Demek ki kaldırılan bu değil.
13:12İşte burada kabinede kaldırılmanın bunlardan dolayı cezalandırılmalarının yaşadığı bir durumdur.
13:21Son dakika haberlerinizle size yardımcı olmak için buradayım.
13:27Yani her ne kadar sözün mantukundan anlaşılmasa da iktiza delaleti mefhumuyla hata unutma ve zorlanmadan dolayı verilen günahlardan cezaya maruz kalanlardandır.
13:46Ve bu da zikrettiğimiz gibi iktiza delalettir.
13:50Tembih ve ima delaletine gelince değerli dostlar bu konu karşılaştırması Behçet'te daha önceki derslerimizde delalet illeti konusunu gözden geçirdiğimiz incelediğimiz bir dinleyicilik aslında.
14:03Yani orada da açıkladığımız gibi hükmün münasip bir vasfa izafeleştirilmesiyle illtlendirmenin kapsamlıdır.
14:14Ne demek bu?
14:14Mesela Allah subhanehu ve teala şöyle buyuruyor.
14:18Allah'ın ve sizin düşmanlarınızı korkutup caydırmak üzere onlara karşı elinizde geçerli olduğu kadar güç ve savaş atları hazırlayın buyuruyor.
14:28Şimdi bu ayette bir tembih delaleti vardır.
14:32Nasıl?
14:33Güç hazırlamanın illeti düşmanı korkutmasıdır.
14:38Vasıptır ve delaletin illetidir'de her zaman okuyabilirsiniz.
14:43Nitekim bu ters düşmanını korkutmak için İslam egemenliğinin silahlanma ve savaş sanayi açılarından düşmana çaydırıcı olmak için çağının ve güçlü devleti varlığının devamının farziyetini ima etmektedir.
15:00Yani bu ayet bunu açıkça ifade etmese de tembih ve ima yoluyla buna delalet etmektedir.
15:09Keza yine başka bir örnekte Kureyş'ten bir takım insanlar işte ölmüş olan bir koyunu sürüklediklerini gördüklerinde Resulü Aleyhisselatü Vesselam keşke onun derisini tütünlasaydınız buyuruyor.
15:21Onlar da koyunun ölü olduğunu söylerken Allah Resulü bunun üzerine hayvan deri tütünün alındığı zaman mutlaka ki temiz olduğu buyurdu.
15:31Şimdi bu hadiste eti yenen herhangi bir hayvan derisinin tütünlenmesinin illetinin ondan faydalanılması için süt ne vardır?
15:43Bir tembih ve ima delaleti vardır.
15:45Aynı zamanda ölü dahi olsa eti yenen hayvanların derilerinin çarşur edilmemesi bilakis tütünlenmesinin söylenmesi deri tütünleme işletmelerinin kurulmasının da caiz olduğu bu ayetten tembih ve ima delaletiyle ortaya çıkarılmaktadır.
16:03İşte bunlar gibi hususlar tembih ve ima ile manalara delalet işletmeciliği yapmaktadır.
16:13İşaretin gecikmesi geldiğinde bu lafzın işaretinden anlaşılan ifade.
16:21İşaret delaleti türü.
16:24Eviniz hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, bunun dışında devamını okuyabilirsiniz “bir hüküm anlaşılır.
16:40Oysa bu başka hüküm veya sözden kabinelenmiş değil.
16:47Sözün kendisi için ileri sürülmediği ve delalet olmadığı halde kendisinden anlaşılan bu hükme delaleti işaret yoluyla bir delalettir.
17:00Bunun örneği Allah Subhanehu ve Teala'nın şu sözlerinin toplamının delalettir.
17:07Mesela işte ayet-i kerime dahkâf suresinde onun piyasaya sürülmesiyle sütten kesilmesi 30 ay sürüyor buyuruyor.
17:15Lokman, yılın son günlerinin 2 yıl önce olmasını sağlar.
17:19Eğer bir sorununuz yoksa tekrar izlemekten mutluluk duyarsınız.
17:32En son haberlerle başlamanıza ve daha fazlasını okumanıza yardımcı olmak için buradayım
17:41kelamın bu hükme delaleti her ne kadar o lafzın mantukundan anlaşılmış olsa da mantıktan değil.
17:50O ancak iltizam delaletindendir.
17:54Çünkü o her ne kadar kelamdan anlaşılmış olsa da da kelam onun için ileri sürülmedi ve ona delalet etmek için gelmemiştir.
18:03Zira kendisi için ileri sürüldüğü ya da kendisi için geçerli olduğu mana için geklidir.
18:13Bundan dolayı o iltizam delaletinden ve işaretler delaleti olarak isimlendirilmiştir.
18:21İşte mefhumun çeşitlerinden birisi budur.
18:26Diğeri ise kardeşlerim mefhumul muvafakat dediğimiz husustur.
18:32Nedir mefhumul muvafakat?
18:34Sukut mahallinde lafzın delalet edilenin mutuk yani konuşmada delalet edilene muvafık varlığı.
18:45Yani lafzın delalet alınanından anlaşılan manalar ve hükmün lafzın kendisinden anlaşılana uygun olması.
18:58Lafzın delalet alınani için gekli mana o delalet edilen için muvafak muvafık olduğunda işte ona mefhumu muvafakat denilir.
19:11Hitabın manası kasedlenerek ona fahval hitap denilir.
19:17Yani hitabın fehvası içeriği de denilir.
19:21Yani usul kitaplarında fahval hitap lafzıyla da bunu görüyoruz.
19:27Mesela Allah-u Teala'nın Nisa suresindeki ayette buyurduğu gibi
19:33اِنَّ الَّذ۪ينَ يَأْكُلُونَ اَمْوَالَ الْيَتَامَ ظُلْمَنَ
19:38Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler buyuruyor.
19:42Şimdi ayette geçen yetimlerin mallarını bizzat yemektir.
19:47يَأْكُلُونَ yani yemekten bahsediyor.
19:50Ama bu söz yetimlerin mallarının teleflenmesinin, hederleştirilmesinin haram kılınmasına delalet etmektedir.
20:00Çünkü kötülerin yenilenmesinin haram kılınması ancak kötülerin mülkiyetinden çıkarılması,
20:08özelliğinden dolayı ortadan kalkması nedeniyledir.
20:13Dolayısıyla, yetimin mallarının yok edilmesi, hederleştirilmesi olan onun hususu,
20:21yemek isterten olsun ister farklı bir şeyden olsun bunların haram kılınması gekir.
20:28üstelik yetimin mallarını teleflerin haram kılınmasını Nerede elde ettik?
20:35Cümlenin terkibinden yaşlıydık.
20:39Sadece yetimin mallarını yemek haram kılmaya delalet etmemektedir.
20:44Burada cümlenin terkibi ve haram kılma o malları sadece yemek üzerine değil,
20:51haksızlıkla yemek şeklinde yüklenmiş olması durumunda gerekli mana buradan ne yapılmıştır?
20:59Çıkartılmıştır, elde edilmiştir ki o da yetim malının telef edilmesinin haram kılınmasıdır.
21:07Bir başka örneğise sahiplerim Allah Subhanehu ve Teala'nın
21:11فَمَنْ يَعْمَلْ مِسْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرَا يَرَهُ وَمَنْ يَعْمَلْ مِسْقَالَ ذَرَّةٍ شَرَّا يَرَهُ
21:17Yani kim zerre kadar hayır işlemişse onu görüyor, kim zerre kadar şer işlemişse onu görüyor buyuruyor Zizan Suresinde.
21:25Şimdi bu söz kim zerreden çok hayır işlerse ve kim zerreden çok şer işlerse onu evla babından olmak üzere karşılama görmeye delalet etmektedir.
21:40Yani bu sözün içindeki delaletinden fazla olan anlaşılmaktadır.
21:48Yani delalet zerreden fazla noksan ya da aynı seviyede olabilir.
21:53dolayısıyla gekli manaya delalet fazlalıktan noksanlıktan ve özgürlükten değil sadece cümlenin terkibinden kaynaklanır.
22:05Bir başka örnek ise Resulullah Aleyhisselatü Vesselam işte sizden birinizin kardeşinin asasını alınca onu ona geri verin buyuruyor Hazreti Şeritte.
22:19Şimdi bu sözde sadece kredilendirilen asayı iade etmektir.
22:25Ancak kim asadın daha fazlasını alırsa onu iade etmesi rektiğine aynı şekilde asaya Denk olan bir hususu da iade edilmesi gektiğine veya asadan daha değersiz olan bir şeyde iade yapılması rektiğine ne yapar?
22:42Delalet etmektedir bu lafız.
22:44Bu ise metindeki fazlalıktan ya da noksanlıktan alınmamıştır.
22:48Nereden alınmıştır?
22:49Cümlenin terkibinden alınmıştır.
22:53Çünkü hadiste böyle bir ibare geçmez.
22:55Cümlenin terkibinden çıkar bu hüküm.
22:59dolayısıyla gek düşükten yükseğe olsun gek yüksekten düşeğe olsun evlâ bebek dediğimiz hususlar mefhumdandır.
23:08Mesela Allah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmının seni saptırmaları için sakınmak ayeti.
23:16Elbette Allah'ın indirdiği hükümlerin bütününü uygulamadan vazgeçmemeleri da bir teminat içermektedir.
23:26Her ne kadar ayette bir kısmı Zikredilse de.
23:29Keza yine ondan başka yalvarıp durduklarınız bir çekirdek zarına bile hakim olamazlar ayet-i keremede.
23:39Yani bu çekirdek zarının zikredilmesi daha fazlasına da sahip değiller anlamındadır.
23:44İşte bunların hepsi mefhum-u muvaffaka örnekleridir.
23:50Mefhum-ül muhalefete gelince değerli dostlar bu da sükut mahallinde yani söylenmeyen lafzın delalet edilenin telaffuz mahallinde yani söylendiğideki delalet edilene muhalif olduğu.
24:05Yani lafzın delalet alınanından anlaşılan manaların ve hükümden lafzın kendisinden anlaşılana muhaliflerin bulunması.
24:19Mefhum-u muhalefetin de bir takım çeşitleri vardır.
24:22Mesela sıfat mefhumu, şart mefhumu, gaye mefhumu, adet mefhumu gibi mefhumların bu şekilde muhalefet çeşitleri vardır.
24:33Şimdi bunları da kısaca örneklerle açıklayalım.
24:35Örneğin sıfat mefhumu, kural aslın sıfatlarından bir sıfatına bağımlıdır.
24:43Zira o asıl hukukun hükmün o sıfatın nef verilmesi halinde yok sayılmasına delalet eder.
24:51Dolayısıyla sıfat mefhumunun özellikleri açıklanabilir bir sıfat içerir.
24:57Mesela Resulullah aleyhissalatü Vesselam otlayan koyunlarda zekat vardır buyurmuştur.
25:05Şimdi burada hadiste geçen ghanem yani koyun bir isimdir ve iki sıfatı koyun vardır.
25:12Merada yani yaylımda otlayan ve hayvanlarda beslenir.
25:17Peki hadiste farz oluşmasına rağmen bina edildi mi?
25:20Otlanma sıfatına bina edildi.
25:23Ona bağlı kılınmıştır.
25:23dolayısıyla besi olma durumu yani ahlakida üremesi durumunda zekat farzının bulunduğunu delalet etmektedir bu.
25:34Zira hadisteki saime otlayan lafzı anlaşılır bir sıfattır.
25:41Onun için onun bir mefhumu vardır.
25:44Hükum bu sıfatın üzerine yüklendiği için bu sıfatın muhaliflerinde hüküm yoktur.
25:50En kısa sürede memnun kalacağınızı lütfen aklınızda bulundurun.
25:57Varlıklının yani zenginliklerini savsaklaması nedeniyle dava edilmesi ve cezalandırılması helal olur buyuruyor Allah Resulullah aleyhissalatü vesselam.
26:08Şimdi bu sözdeki mefhumu muhalefete göre varlıklı olmayan, zengin olmayan bölme dava ve cezalandırmanın cehennemi yoktu.
26:20Öyle değil mi?
26:21Buna diğer bir örnek yine Allah Resulullah aleyhissalatü vesselamın zenginin geciktirmesi zümdür sözüdür.
26:28Şimdi bu söz mefhumu muhalefetten olan sıfat mefhumuna göre fakirin borçlarını geciktirmesinin bir jijümünüzün gecikmesini sağlar.
26:41Şart mefhumuna ulaştığında değerli dostlar şart mefhumu hükmün bir istek lügatta şart olmayı ifade edenlerle bağımlı hale getirilmektedir.
26:54Zira bu şartın gerçekleşmemesi halinde hükmün yok sayılmasına devlet eder.
27:02Mesela Resûlullah aleyhissalatü vesselamın kendisine rivayet edildiği bir hadiste böyle söylemiştir.
27:09Sonra da onları ülkelerdeki muhacirlerin ülkelerine göç etmeye, hicret etmeye davet et.
27:16Eğer onu oyunculara muhacirlere ait hak ve sorumlulukların da onlara da ayırdığını bildiriyorsanız.
27:24Şimdi bu söz hükmü bir şarta bağlandığından dolayı mefhumu muhalefetiyle eğer onlar hicret etmezse mücahitlere hak ve sorumluluklarının onların olmayacağına delalet etmektedir.
27:40Zira hüküm hiçbir şekilde bağlanmıştır?
27:42Şarta bağlı kılınmıştır.
27:45Yine sahabeden Yala bin Ümeyye radıyallahu anh Hazreti Ömer'e şöyle der.
27:51Diyor ki Allah-u Teala'nın değişmesi sefere çıktığınızda kafirlerin boyutu kötülüklerden korktuğunuzda namazı bittiğinizde size bir günah yoktur buyuruyor.
28:02Biz güvendeyken bize ne oluyor ki namazı kısaltıyoruz diye soruyor Hazreti Ömer'e.
28:09Yala bin Ümeyye Ömer radıyallahu anh Hazreti Ömer'e bu soruyu yani namazı uzatmanın korku ahalini...

Recommended