- 2 days ago
- #degisimitakipedin
#DeğişimiTakipEdin..
Category
📚
LearningTranscript
00:00Euzubillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim
00:04Velhamdülillah, Vessalatu vesselamu ala Resulillah, emma ba'd
00:10Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu
00:14Kerim kardeşlerim, hayata yön veren mefhumlar derslerimizde bu hafta yine çok ama çok önemli bir mefhumu, bir kavramı ele alacağız inşallah.
00:25Bu öyle bir kavram ki insanı insan yapan, insanı diğer tüm canlılardan ayıran bir kavram.
00:33Evet bu hafta işleyeceğimiz kavram akıl kavramı olacak.
00:38Akıl dediğimiz zaman akletme, tefekkür, düşünme gibi birçok farklı lafızlarla ifade ettiğimiz bu olgu gerçekte nedir?
00:48Yani akletmek ne demektir? Aklın en doğru tanımı nedir? Ve düşünmenin metodu nedir? gibi soruları cevaplamaya çalışacağız.
00:59Öncelikle neden böyle bir konu seçtik? Ve aklın doğru bir tanımını yapmak neden önemlidir?
01:07Buna biraz değinmek istiyorum.
01:09Zira bir kısım insanlar şöyle diyebilir, aklın doğru tanımını yapsak ne olur, yapmasak ne olur?
01:18İnsan olarak akıllı bir varlığız, zaten aklediyoruz ve düşünüyoruz.
01:25Aklı tanımlayınca ne olacak diyebilir bir kısım insanlar.
01:30Peki ben size şöyle bir şey desem, Müslümanlar olarak bugün içinde bulunduğumuz bu halin en büyük sebeplerinden birisi aklın doğru bir tanımını yapamamış olmamızdır desem,
01:46Evet kardeşlerim, maalesef Müslümanların akide noktasında yaşadığı ayrılıkların, fikri olarak yüzyıllardır süren birçok tartışma, iftilaf ve fırkalaşmaların en büyük sebeplerinden birisi doğru bir akıl tanımına ve dolayısıyla düşünme metoduna sahip olmayışımızdır.
02:13Akletmenin vakasını, düşünmenin doğasını kavrayamadığımızdan dolayı doğru bir düşünme esası üzerine hareket edemedik ümmet olarak.
02:27Bir kısım insanlar, hatta alimler, hayalleri, kuruntuları, vakaları olmayan faraziyeleri, hakikatten uzak felsefeleri akletme, düşünme ve tefekkür zannettiler.
02:41Tefekkür ve düşünme diye ortaya koydukları bu sonuçlarla İslam ümmetini boş ve verimsiz şeylerle uğraştırdılar ve hatta saptırdılar.
02:54Buna karşın diğer bir kısım insanlar ise aklın ürünü diye ortaya koyulan bu safsataları görünce akla ve düşünmeye düşman oldular.
03:05Mesela Müslüman felsefeciler denilen İbn-i Sina, Farabi, İbn-i Ruş gibi koca koca isimler İslam felsefesi adı altında öyle sapık ve hakikatten uzak safsataları ortaya koydular ki
03:21İslam'ın en temel esaslarını hiçe saydılar.
03:26Yine Yunan felsefesinden etkilenen kelam alimleri İslam'ın esasları ve akidesi üzerinde hakikatler adı altında öyle konuları araştırdılar
03:38ve öyle sonuçlara ulaştılar ki bu ulaştıkları sonuçlar Müslümanların fırkalara ayrılmasına, birbirine düşman grupların çıkmasına ve bölünüp parçalanmalara sebep oldu.
03:53Tüm bu ortaya konulan sonuçlara da aklın, düşünmenin ve tefekkürün ürünü dediler.
04:00Bu durumu gören ve aklını kullanmanın nelere sebep olduğunu görenler ise akletmenin kötü bir şey olduğu, düşünmenin insanı saptırdığı gibi bir sonuca ulaştılar.
04:13Hatta bu kimseler karşısındakileri eleştirirken onlar dinde aklını kullanan kimseler diye eleştirmeye başladı.
04:24Daha da ileri gidip akletmenin şeytanın ameli olduğu dahil söylendi.
04:32Ben bizzat Türkiye'de belirli bir grubun hocasının yaptığı birkaç derste düşünmeyi eleştirirken ilk akleden şeytandır dediğine şahit oldum.
04:45Yani Rabbimiz Adem'e secde edin dedi, secde edin emrini verdiğinde şeytan düşünmüş.
04:52Bu düşünme neticesinde kendisinin Adem Aleyhisselam'dan daha hayırlı olduğu sonucuna varmış.
05:02Bundan dolayı da sapıtmış.
05:05Evet ne yazık ki sıkıntı işte buralara kadar ulaştı.
05:09Oysa ki gerek Kur'an, gerek sünnet, özelde Müslümanları ve genelde tüm insanları akletmeye, düşünmeye davet ederken,
05:22akletmeyi bütün naslarda sürekli överken, akletmeyi kötüleyen bir tane dahi nas yokken,
05:31nasıl oldu da Müslümanlar akletmeye bu derece düşman hale geldiler?
05:36Rabbimiz Estağuzu billah
05:39Ve yece'alel rızsi alellezine la yaqilun
05:44Akıllarını kullanmayanları Allah pislik içinde bırakır buyurduğu halde,
05:50nasıl oldu da akletmeyi pislik olarak görmeye başladık?
05:55Ve akletmeme ile övünür olduk.
05:58Bununla birlikte kardeşlerim modernist bir kafayla düşünen bir kısım kimseler ise
06:06felsefeye karşı olmayı, düşünmeye karşı olmak şeklinde dillendirip
06:14felsefeyi eleştirmeyi, düşünmeyi eleştirmek olarak görmeye başladılar.
06:19Hatta bu kimseler İbn-i Sina, Farabi gibi Müslüman felsefeciler denilen kişileri
06:27İslam tarihindeki en büyük düşünürler olarak lanse ettiler.
06:33Peki gerçekten bu Müslüman felsefeciler denilen kimselerin ortaya koydukları teoriler
06:40düşünmenin ve akletmenin ürünü müydü?
06:42Mesela Farabi ve İbn-i Sina'nın ortaya koyduğu okulü aşara, on akıl teorisi vardır.
06:51Diğer bir ismiyle sudur ve kozmik akıllar teorisi.
06:56Bu bir düşünme ürünü müdür?
06:59Yani şöyle diyor bu filozoflar, Allah mutlak birdir.
07:05Onda sadece mutlak tekillik vardır.
07:08Çokluğa ait hiçbir şey yoktur.
07:09Bunu dedikten sonra diyorlar ki, birden ise ancak bir çıkar.
07:16Yani bu çokluk alemini, bu varlığı mutlak bir olan Allah yaratmış olamaz.
07:25Çünkü mutlak bir olan Allah'ın bu çokluk alemini doğrudan yarattığını kabul edersek,
07:34onun zatında da bir çokluk bulunduğunu kabul etmiş oluruz.
07:38Eee ne olacak o zaman?
07:42Mutlak varlık olan Allah, salt akıl olması itibariyle kendi özünü, kendi zatını bilir.
07:51Yani o hem akıldır, hem akledendir, hem akledilendir dediler.
07:57İşte bu mutlak bilinçten kaynaklanan aktivite neticesinde,
08:04yani Allah'ın kendi zatını düşünmesi neticesinde ondan ilk akıl sudur etmiştir ki,
08:13bu taşma yahut feyiz yoluyla olmuştur dediler.
08:18Ortaya çıkan, yani haşa Allah'tan taşan ve Allah'tan sudur eden bu ilk akıl,
08:29hem Allah'ı bilir, hem de kendini bilir.
08:33Yani bu yönüyle Allah'tan farklı olarak çokluk yönü de vardır.
08:39Bu ilk akıl, düşünme neticesinde yukarıdaki birinci kat semayı var etmiştir, gökyüzünü var etmiştir.
08:48Sonra bu ilk akıldan sırayla ikinci, üçüncü akıllar sudur etmiş,
08:55her bir akıl bir sonraki gök kubbeyi var etmiştir dediler.
08:59Neticede bu süreç ve işleyiş aynı şekilde ay feleğinin aklı olan ve ay altı alemdeki her türlü değişmenin ilkesi sayılan onuncu akla kadar devam eder.
09:15Onuncu akıl ise faal akıldır.
09:19Ve dünyadaki farklı farklı suretleri bu onuncu akıl meydana getirmiştir.
09:26Yani hem bizleri hem diğer canlıları bu onuncu akıl var etmiştir dediler.
09:33Aynı zamanda insanlardaki bilgi, ahlak ve vahiy hep bu faal akıl denilen onuncu akıldan kaynaklanırmış.
09:45Bu bakımdan filozoflar onu, yani onuncu aklı vahiy meleği Cebrail ile özdeş sayarlar.
09:52İşte kardeşlerim, kısaca özetlemeye çalıştığım bu teoriler, ilk dönem Yunan filozoflarından itibaren varlığın,
10:04kainatın nasıl oluştuğunu açıklamaya çalışan teorilerden üretilen ve güya İslam'a uygun hale getirilen bir teoridir.
10:14Şimdi kardeşlerim, bu teori ve ortaya atılan bunun gibi sonuçlar, aklın ürünü olan düşünme midir?
10:24Yoksa hayali fanteziler ve vehimlerden oluşan faraziyeler midir?
10:31Bunlara karşı olmak, düşünmeye karşı olmak mıdır?
10:34İbn-i Sina'nın tıp alanında büyük bir ilme sahip olması ya da diğer felsefecilerin bir takım bilimsel buluşlara sahip olmaları,
10:45onların sahip oldukları bu teorilerin de akli olduğunu gösterir mi?
10:51Tabii ki hayır.
10:53Ama buradaki sorun nedir kardeşlerim?
10:56Sorun, neyin akletme olduğu, neyin de faraziye ve vehim olduğunu ayıramamaktır.
11:05Bunun nedeni de aklın doğru tanımının yapılamamış olmasıdır.
11:11Velhasıl, kıymetli dostlar, aklın ne olduğu, düşünmenin nasıl gerçekleştiği,
11:18düşünmeyle hayal, kuruntu, vehim arasındaki farkı anlamama neticesinde birçok bela ve sıkıntılara düçar olduk.
11:30Ve hala da bu sıkıntılar devam ediyor.
11:34İşte tüm bu sorunların baş müsebbibi aklın tanımını doğru yapamamak ve akletme olgusunu doğru bir şekilde anlayamamaktır.
11:45Peki o zaman akıl nedir?
11:49Akletme ve düşünme eylemi nasıl gerçekleşir?
11:53Gelin şimdi bu konuya girelim.
11:56Aslında kardeşlerim gerek klasik Yunan filozofları, gerekse Müslüman alimler ve batılı bilim adamları olsun,
12:04aklın tanımını yapmaya çalışanların, yani akıl olgusunu kavramaya çalışanların sayısı bir hayli fazladır.
12:11Ancak bunların neredeyse tamamı aklın kendisi, akıl ve düşünme olgusundan çok akıl ve düşünmenin ürünleriyle meşgul olmuştur.
12:27Ya da aklın cevher mi, araz mı olduğunu tespit etmeye çalışmak noktasında çaba harcanmıştır.
12:36Mesela mutezile kelamcılarından Vasıl bin Atay'a göre akıl, hakikatin bilinmesini sağlayan kaynaktır.
12:46Yine mutezilelerden Ebu'l-Huzeyl el-Allaf ise aklı tarif ederken,
12:53insanı diğer varlıklardan ayıran ve nazari bilgilerin öğrenilmesini sağlayan bir güç diye tanımlar.
13:01Ehl-i Sünnet kelamcılarına gelince, mesela İmam Eşari ve diğer Eşari alimleri,
13:09aklı zorunlu, mümkün ve imkansız olan hususları bilmek şeklinde tarif etmiştir.
13:17İmam Maturudi ise aklın açık bir tarifini vermemekle birlikte,
13:22aklı aynı nitelikte olanları bir araya toplayan ve ayrı nitelikte olanları ayıran şey olarak tanımlar.
13:33Yine ilk dönem Selef alimlerinden Haris el-Muhasibi vardır, büyük alimlerdendir.
13:39Bu da aklın cisim, cevher, araz cinsinden bir şey olmadığını,
13:48faydalıyı zararlı olandan ayırt etmesi için,
13:53Allah tarafından insana doğuştan verilen bir tabiat, bir garize,
14:00yani iç güdü olduğunu ve varlığının sadece fiilleri vasıtasıyla bilinebileceğini belirtir.
14:10Bu görüş aynı zamanda birçok Selef aliminin de görüşüdür.
14:14İbn-i Teymiye de aklı tanımlarken,
14:17aklı insanın doğru ve faydalı olanı bilip,
14:22davranışlarını bu doğrultuda yön vermesini sağlayan bir tabiat, bir garize olarak kabul eder.
14:30İşte İslam alimleri de aklı tanımlarken,
14:37aklın kendisinden ziyade sonuçlarını ya da ne olup ne olmadığını tanımlamışlardır.
14:45Evet kardeşlerim, aslında gerek eski dönemlerdeki akıl olgusu üzerine düşünen felsefecilerin,
14:56gerek son dönemdeki batılı ve özellikle materyalist düşünürlerin,
15:02aklın ne olduğunu anlama üzerindeki çabaları bir sorunun cevabını bulmak üzerinde yoğunlaştı.
15:10O soru da, akıl mı öncedir yoksa madde mi öncedir sorusudur.
15:17Yani madde ve eşya akıldan önce mi vardı yoksa akıl mı maddeden önce vardı?
15:25İşte araştırmanın belki de ilk temelini bu soru oluşturdu.
15:31Özellikle materyalist düşünürler için bu en temel soruydu.
15:35İlk dönem filozofları insanlar üzerindeki gözlemlerinde insanların yaptıkları şeylerin aklın ürünü olmasından dolayı,
15:47aynı şekilde alemin de bir aklın ürünü olacağı tezi üzerinden gittiler.
15:53Mesela harflere şekil ve suret verip onları bir şiir, bir yazı haline dönüştüren insanın aklıdır.
16:03Bir ham maddeden, bir eşyayı oluşturan insanın aklıdır.
16:06Aynı şekilde bu varlığa şekil ve suret veren de bir akıldır ve bu akıl ilk akıldır gibi sonuçlar ortaya koydular.
16:19Buna karşın materyalist düşünürler ise bir yaratıcının varlığını kabul etmemek için madde akıldan önce gelir dediler.
16:33Yani önce madde vardı, sonra bu maddenin insan beynine yansıması ile ilk düşünce oluştu.
16:44Dolayısıyla akıl maddenin beyne yansımasıdır dediler.
16:48Aslında materyalist filozoflar da biliyorlardı ki ne beyinde ne eşyada yansıma söz konusu değildir.
16:59Ancak onları bu yanlışa sürükleyen ısrarla bir yaratıcının varlığını inkar etmeleri idi.
17:07Zira onlar ilk insanda akıl nasıl oluştu sorusunu sordular.
17:12Yani ilk insan ilk bilgileri nasıl aldı diye araştırma yaptılar.
17:21Bir yaratıcının varlığını kabul etmemek için madde ilk insanın beynine yansıdı dediler.
17:29İlk insanlar deneme yanılma yoluyla ilk bilgilere ulaştı dediler.
17:38Oysa ki ne maddede yansıma özelliği vardır ne de beyinde öyle değil mi?
17:44Mesele yansıma meselesi değildir.
17:46Mesele duyu organları yoluyla hissetme meselesidir.
17:55Zira düşünme hislerden de olmaktadır.
18:01Duyuların merkezi ise beyindir.
18:04Eğer maddeyi ya da eşyayı hissetmek söz konusu olmasaydı düşünce de söz konusu olmazdı.
18:12İşte materyalist düşünürler his ile yansımayı birbirinden ayırt etmeyerek kaş yaparken göz çıkarma durumuna düştüler.
18:23Bunun sonucu olarak tabi ki aklı yanlış tanımladılar.
18:28Fakat bunların asıl hataları his ile yansımayı ayırt etmemekten ziyade varlığın bir yaratıcısı olduğunu inkar etmelerinden kaynaklanmaktadır.
18:39Zira madde hakkında ön bilgilere sahip olmanın, düşüncenin dolayısıyla akıl yürütmenin zorunlu bir koşulu olduğunu kavrayamadılar.
18:52Aksi takdirde hayvanın da aklı olurdu.
18:55Çünkü onun da beyni vardır ve madde onun beynine de yansımaktadır.
19:00Yani bir hayvan da maddeyi hisseder.
19:03Oysa akıl sadece insana özgüdür.
19:06Hayvan için akıl ve fikirden söz etmek şüphesiz ki mümkün değildir.
19:12Evet kardeşlerim, düşünme için öncelikle sağlıklı bir beyin ve eşya ve vakaları duyu organlarıyla hissetmek gereklidir.
19:26Eşya ve vakalar duyu organlarıyla hissedilerek beyne intikal eder, nakledilir.
19:33Yani maddeyi hisseden herhangi bir duyu organımızdır.
19:38İşte beyne taşınan duyu organıyla algılanan histir.
19:46Ve ancak histen sonra beyinde eşya hakkında bir hüküm oluşur.
19:53Maddenin hissedilmesinde görme duyusuyla diğer duyu organlar arasında da bir fark yoktur.
20:01Hissetme, görme duyusuyla gerçekleştiği gibi dokunma, koklama, tatma ve işitme duyularıyla da gerçekleşebilir.
20:11Yani materyalistlerin dediği gibi eşyalar beyne yansımaz, eşyalar hissedilir.
20:18İnsan eşyaları beş duyu organı vasıtasıyla hisseder.
20:24Madde ile beyin arasındaki ilişkide hissin gerçekleşmesi olayı maddi şeylerde çok açık bir şekilde ortadadır.
20:34Bizler çevremizdeki somut ve maddi tüm şeyleri hissederiz.
20:40Aynı şekilde manevi ve ruhi yani maddi olmayan şeylerde de akli eylemin gerçekleşmesi için yine hisler söz konusudur.
20:53Mesela çökmüş bir toplum dediğimiz zaman o toplumun çökmüş olduğuna karar vermek için her şeyden önce bu çöküşü hissetmek gereklidir değil mi?
21:07Bu da maddi ve somut bir hissetmedir.
21:12Yine mesela bir onurun kırılması söz konusu olduğunda bu konuda bir yargıya varmak için onur kırıcı olan şeyin veya sözün hissedilmesi gerekir.
21:28Bu nasıl bir histir? Bu da manevi bir histir.
21:31Keza yine Allah subhanehu ve teala'nın hoşuna gitmeyen ve onun gazabını çeken bir işin veya bir amelin böyle bir amel olduğunu anlamak için de yine onu hissetmek gereklidir.
21:48Bu ise ruhi bir iştir. Yani ruhi bir hissetmedir.
21:55Görüldüğü gibi kardeşlerim his olmadıkça akli eylemin gerçekleşmesi mümkün değildir.
22:04His maddi olsun olmasın akli eylemin gerçekleşmesi için vazgeçilmez bir unsurdur.
22:12Peki sadece hissetmekle düşünme, akletme meydana gelir mi?
22:20Tabii ki salt olarak hissetmekten düşünce meydana gelmez.
22:25Salt histen sadece his ortaya çıkar.
22:29Zira his artı his artı milyon kere de olsa his eşittir yine histir.
22:37Hissetme sayısı ne kadar çoğalırsa çoğalsın, sonuç değişmediği gibi sadece histen düşünce oluşmaz.
22:47İnsanda düşüncenin oluşması için insanın hissettiği madde aracılığıyla yorum yapabilmesine imkan verecek olan ön bilgilere sahip olması gerekir.
23:03İşte düşüncede asıl olan bu ön bilgilerdir.
23:08Mesela bir kişiye Arapça ya da farklı bir dilde bir kitap verelim ve bu kişi Arapça ile ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmasın.
23:20Bu kişi istediği kadar hissini görme ve dokunma duyuları aracılığıyla kitaptaki yazılara yönelsin.
23:28Yine de bu kitap içeriği hakkında bir düşünceye sahip olamayacaktır öyle değil mi?
23:34Bu işlemi milyonlarca kez tekrarlasa da.
23:39Oysa ki kendisine Arapça hakkında bir takım direkt veya dolaylı bilgiler verildiği zaman düşünmeye başlayacak ve kitabın muhtevasını işte o zaman algılayabilecektir.
23:52Bu durum sadece dillere has bir özellik de değildir.
23:55Mesela hissi gelişmiş fakat ön bilgilere sahip olmayan bir çocuğun önüne birer parça altın, bakır ve taş koyalım.
24:05Çocuğun hissini bu şeyler üzerinde yoğunlaştıralım.
24:09Hisleri ne denli tekrarlanırsa tekrarlansın, ne kadar çeşitlilik kazanırsa kazansın,
24:17çocuğun söz konusu nesneleri idrak etmesi imkansızdır.
24:21Fakat çocuğa bu nesneler hakkında ön bilgiler verildiği takdirde çocuk hissini kullandığında bu bilgiler devreye girecek, nesneleri anlayabilecektir.
24:35Hatta aynı çocuk büyüyüp 20 yaşına da gelse hala ön bilgilerden yoksulsa tıpkı ilk günkü gibi eşyaları sadece hissetmekten ileri gidemez.
24:49Beyni ne kadar gelişirse gelişsin nesneleri idrak edemez.
24:55Zira onun eşyaları idrak etmesini sağlayan şey beyin değildir.
25:01Hissettiği vakayla ilgili beyninde bulunan ön bilgilerdir.
25:07Ve bu örnekleri çoğaltmak mümkündür kardeşlerim.
25:11Demek ki mesele gerçekte ne madde ne de maddeyi hissetmekle ilgilidir.
25:18Meselenin özü söz konusu madde ile ilgili ön bilgiler yani kişinin madde veya vaka hakkında önceden sahip olduğu bilgilerle ilgilidir.
25:34Zira doğrudan veya dolaylı olarak vakaya ilişkin ön bilgiler akli eylemin temel vazgeçilmez koşuludur.
25:46İşte akli idrak açısından durum bundan ibarettir.
25:53Yani akletme düşünme için mutlaka eşya ve vakaları hissetme ve o vakalar hakkında ön bilgiler zaruridir.
26:03Aksi takdirde düşünme meydana gelmez.
26:09Bir de kardeşlerim düşünme dediğimiz akli idrak ile karıştırılan akletme zannedilen içgüdüsel idrak vardır.
26:19İçgüdüsel idrak ise içgüdüler ve organik ihtiyaçlardan doğar.
26:26Ve bu noktada hayvan ile insan arasında bir fark da yoktur.
26:30Tıpkı bir eşeğin arpanın yenip toprağın yenmediğini bilmesi gibi.
26:36İnsan da tekrar ve deneyim kazanma yoluyla elmanın yendiğini taşın ise yenmediğini bilebilir.
26:43Ancak bu ayırt etme bir düşünce değildir.
26:48Söz konusu ayırt etme hem insanda hem de hayvanda bulunan içgüdüler ve organik ihtiyaçlardan kaynaklanır.
26:58Bu nedenle duyu organları vasıtasıyla maddenin beyne taşınmasının yanı sıra ön bilgiler var olmadıkça bir düşünce meydana gelemez.
27:12Aynı şekilde hayvanlarda da bulunan çağrışım ve hatırlamada bir düşünce eylemi değildir.
27:20Mesela hayvan beyni bilgiler arasında ilişki kurma özelliğinden yoksundur.
27:25Fakat hayvan beyni özellikle sürekli tekrar edildiği zaman hatırlama ve çağrışımda bulunma özelliğine sahiptir.
27:34Hayvanın doğal bir biçimde gerçekleştirdiği bu hatırlama içgüdü ve organik ihtiyaçlardan kaynaklanır.
27:44Bundan başka hiçbir özelliği yoktur.
27:46Örneğin zil çalıp arkasından köpeğe yemek vermek adet haline getirildiğinde her zil çalışında köpek zilin ardından yemeğin geleceğini anlar.
27:58Ve bu yüzden salyaları akmaya başlar.
28:03Aynı şekilde bir hayvan otlarken zehirli otlardan ve kendine zarar verecek bitkilerden sakınabilir.
28:11Bu ve buna benzer örnekler gösteriyor ki kardeşlerim,
28:15burada içgüdüsel olarak ayırt etme ve çağrışım söz konusudur.
28:20Bazı hayvanların bir takım hareketleri yapması veya bir takım eylemlerde bulunması akıl ve idrakla ilgili olmayıp bu hareketler taklit ve hatırlatmanın ürünüdür.
28:34Zira dediğimiz gibi hayvan beyninde bilgiler arasında bağ kurma yeteneği yoktur.
28:42Hayvan beyni çağrışımlar yapmaya ve içgüdüsel olarak ayırt etme yeteneğine sahiptir.
28:49İnsan beyni açısından ise kardeşlerim durum farklıdır.
28:54İnsan beyni çağrışım dışında bilgiler arasında bağ kurma yeteneğine de sahiptir.
29:01Mesela bir insan işte Medine'de gördüğü bir adamı bir yıl sonra İstanbul'da gördüğünde onu hatırlar.
29:08Fakat adam hakkında bilgi sahibi olmadığı için İstanbul'da bulunmasına bir anlam veremez.
29:15Eğer Medine'de gördüğü zaman adam hakkında bilgilenmiş olsaydı daha sonra İstanbul'da gördüğünde önceden sahip olduğu bilgilere dayanarak orada bulunuşuna bir anlam verebilirdi.
29:30Aynı şekilde hayvanlar da çağrışımla insanları hatırlar.
29:35Ancak o insanın orada ne yaptığına hiçbir şekilde anlam veremez.
29:41Oysa insan beyni hem hisleri hatırlar, çağrışımda bulunur hem de bilgileri ilişkilendirir.
29:48İşte ön bilgiler bilgileri birbirleriyle ilişkilendirmek için mutlaka ve mutlaka gereklidir.
29:59İnsan ile hayvan arasındaki fark işte bu noktada ortaya çıkar.
30:06Nasıl ki insan tahtanın suya batmayışından geminin tahtadan yapılabileceğini anlıyorsa,
30:14aynı şekilde maymun ağaçta asılı bulunan bir muzu indirmenin sopa veya benzeri bir şeyle mümkün olduğunu anlayabilmektedir.
30:25İşte bütün bunlar içgüdüler ve organik ihtiyaçlarla ilgilidir.
30:30Burada ilişkilendirmeden bilgiler elde edilmiş olmasına karşın söz konusu olan bilgileri birbiriyle ilişkilendirme değil,
30:42hatırlama yani çağrışımdır.
30:46Bu yüzden de akli eylem söz konusu değildir burada.
30:53Gerçek bir akli eylemden ve düşünmeden söz edilebilmesi için
30:58nesneler hakkında yargıya varmak gerekir.
31:01Ancak bu durumda akıl veya düşünceden söz edilebilir.
31:07Nesneler hakkında yargıya varmak ise kardeşlerim ancak bilgileri önceden sahip olunan bilgilerle yani ön bilgilerle ilişkilendirmekle mümkün olur.
31:19Bu bağlamda akıl, düşünce yani akli eylemin var olabilmesi için kendisiyle bağ kurma işlemi gerçekleştirilecek olan ön bilgilerin var olması zaruridir.
31:35İşte bu sebeple akıl sadece insanda vardır.
31:40Akli eylemi yalnızca insan gerçekleştirebilir.
31:44Akıl ise bilgileri birbiriyle ilişkilendirme özelliğine sahip bir beynin varlığını gerektirmektedir ki bu özellik sadece insanda mevcuttur.
31:55O halde akli eylem ilişkilendirme yeteneğinin varlığıyla mümkündür.
32:03İlişkilendirme ise ancak bilgiler ile madde arasında bağ kurmakla mümkün olur.
32:11Bu nedenle kardeşlerim ister ilk insanda olsun ister günümüz insanında olsun akli eylemin söz konusu olabilmesi için
32:20madde ile ilgili ön bilgilerin varlığı zaruridir.
32:27Bundan dolayı bu ön bilgilerin maddeden önce olması gerekir.
32:32İlk insanın önüne de madde sunulmadan önce bu madde hakkında ön bilgilere sahip olması gerekir.
32:42Peki ilk insan akletmesi için gerekli ön bilgileri nereden almıştır?
32:48İşte bunun cevabını Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'inde vermektedir.
32:54Ve alleme ademel esma'e kulleha
32:57Ve Allah Adem'e her şeyin ismini öğretti.
33:02Bu ayetten de anlaşıldığı gibi bilgiye yani herhangi bir bilgiye ulaşmak için ön bilgilerin olması şarttır.
33:11Allah Adem Aleyhisselam'a eşyanın hakikatlerini yani müsemmalarını veya nasıl isimlendirileceğini öğretmiştir.
33:20İlk insan olan Adem Aleyhisselam Allah'ın kendisine verdiği bu bilgilerle eşyayı tanımıştır.
33:29Eğer bu bilgiler olmasaydı eşyayı tanıyamaz ve hüküm veremezdi.
33:35İşte tüm bunlardan yola çıkarak aklı kesin ve kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde anlamanın yolu
33:43şu dört unsurun birlikte bir arada bulunmasından geçer kardeşlerim.
33:49Bunlar birincisi hissedilebilir madde veya vaka.
33:53İkincisi sağlıklı bir beyin.
33:56Üçüncüsü hisler ve dördüncüsü de ön bilgilerdir.
34:00Buna göre akıl, düşünce veya akletmek vakayı hissetme olgusunun duyu organları vasıtasıyla beyne taşınması
34:11ve beynin bu vakayı ön bilgilerle yorumlamasıdır.
34:17İşte aklın yegane doğru tanımı budur.
34:21Bunun dışında başka hiçbir tanımı yoktur kardeşlerim.
34:24Bu akıl olgusunu sağlıklı bir biçimde niteleyen ve bütün asırlar için tüm insanları bağlayabilecek tek tanım budur.
34:38İşte kardeşlerim aklın bu tanımını asrımızın büyük halimi
34:44düşünme adlı kitabında
34:50et tefkir düşünme adlı kitabında
34:53tüm detaylarıyla ortaya koymuştur.
34:56Ben siz değerli izleyicilerimden
34:59bu kitabı mutlaka okumanızı
35:02hatta defalarca okumanızı tavsiye ediyorum.
35:05Evet kardeşlerim
35:07kesin ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde
35:10aklın tanımını yaptıktan sonra
35:12düşünceye ulaşmak için
35:15aklın nasıl bir yol izlediğini
35:18yani düşünceleri nasıl ürettiğini anlamış oluruz.
35:23İşte buna düşünme metodu diyoruz.
35:28Düşünme metodu
35:28aklın her türlü düşünceyi üretme biçimidir.
35:34Aklın tanımı aynı zamanda
35:36düşünme metodunun da tanımıdır.
35:38Akli metod yani düşünme metodu
35:41hakkında araştırma yapılan şeyin
35:44bir meslenin, bir konunun
35:46hisler aracılığıyla beyne taşınmasıyla
35:49ve maddeyi yorumlamasına imkan verecek
35:53ön bilgilerin sonucu olarak
35:56beynin bir yargıya varmasını sağlayan
35:59belli bir araştırma metodudur.
36:03Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere
36:06beynin bir yargıya varması
36:08düşünme veya akli kavramadır.
36:13Akli metod hem matematik, fizik gibi pozitif bilimlerde
36:17hem ideoloji veya yasama gibi fikri konularda
36:21hem de edebiyat ve fıkıh gibi
36:24sözel konularda yapılan tüm araştırmalarda kullanılabilir.
36:29Bu metod kavramaya ve kavrama eylemine götüren
36:33doğal bir metod olup
36:35tanımı, aklın tanımı ile örtüşmektedir.
36:40Kişinin bu metotla
36:41bir insan olarak daha önce kavradığı bir şeyi
36:45tekrar kavraması
36:46veya kavramak istediği şeyi özümsemesi
36:50ancak bu metotla mümkündür.
36:53Görüldüğü gibi
36:54akli metot
36:56düşünmenin
36:57yegane metodudur kardeşlerim.
37:00Günümüzde
37:01aşırı kutsanan bilimsel metot
37:04ya da mantıksal
37:06metot gibi düşünme metotları
37:08akli metodun
37:10birer dallarıdır.
37:13Bilimsel ve mantıksal metot
37:15bir şey, bir konu hakkında
37:17araştırma yapmanın
37:19herhangi bir
37:20üslubu veya aracı olup
37:22düşünce için
37:24esas metot değildir.
37:26Düşünmenin
37:27yegane metodu
37:28yalnızca akli metottur.
37:32Akli metot
37:32doğru bir şekilde kullanıldığı zaman
37:35yani
37:36vakayı hissetme olgusunun
37:38duyu organları aracılığıyla
37:40beyne ulaştırılması
37:41ve vakanın
37:43ön bilgiler vasıtasıyla
37:45yorumlanması sonucunda
37:46beyin bu vakıa hakkındaki
37:49yargısını ortaya koyar.
37:51İşte akletme ve düşünme
37:54dediğimiz şey
37:55budur.
37:57Evet kardeşlerim
37:58akletmenin vakasını
38:00ortaya koyduktan sonra
38:01şimdi sorulacak soru şudur.
38:04Düşünmeye elverişli olan
38:06veya olmayan alanlar nelerdir?
38:10Bu konu çok önemli bir konudur.
38:12Zira
38:12düşünmenin
38:14nerelerde elverişli
38:15nerelerde elverişsiz olduğu
38:18meselesi
38:19düşünürler de
38:20dahil olmak üzere
38:21pek çok insanı
38:23yanılgı
38:24ve karmaşaya etti.
38:26Aklın
38:27tanımını bilmek
38:28veya
38:28başka bir ifadeyle
38:30kesin ve şüphesiz bir şekilde
38:32aklın anlamını bilmek
38:33düşünmenin
38:35ancak
38:36vaka ortamında
38:37gerçekleşebileceğini
38:39ve somut vakanın dışındaki
38:42ortamlarda
38:42gerçekleşmeyeceğini
38:44açıkça
38:45ortaya koymaktadır.
38:47Zira
38:48düşünme eylemi
38:49adeta
38:50vakanın hissinin
38:52duyu organları
38:53vasıtasıyla
38:54beyne iletilmesinden
38:56ibarettir.
38:58Eğer
38:58ortada somut bir vaka yoksa
39:01akıl yürütülemez.
39:03Aynı şekilde
39:04vakayı hissedecek
39:06bir hissin yokluğunda
39:08ne düşünmenin varlığından
39:10ne de
39:11düşünme imkanından
39:13söz edemeyiz.
39:15Ancak
39:16durum böyle olmasına rağmen
39:18maalesef
39:19birçok
39:20düşünür
39:21vakayı
39:22göz ardı
39:23ederek
39:23araştırmalarını
39:24sürdürdüler.
39:26Bu yüzden de
39:27karmaşa içerisinde
39:29dolaşıp
39:29durdular.
39:31Bu açıdan
39:32Yunan filozofları
39:34araştırmalarını
39:35maddenin dışındaki
39:37unsurlara
39:38yöneltmişlerdir.
39:40Müslüman
39:41ilim adamlarının
39:42bazısının
39:43durumu da
39:43maalesef
39:44pek farklı
39:44değildir.
39:45Onlar da
39:46Allah'ın sıfatları
39:48cennet
39:49cehennem
39:50ve
39:50meleklerin
39:52nitelikleri gibi
39:53birçok
39:54konuyu
39:54araştırırken
39:55hiçbir şekilde
39:56hissedemedikleri
39:58ortamlara
39:59yönelmişlerdir.
40:01Bunun da
40:02ötesinde
40:02pek çok
40:04meseleyi
40:04düşünürken
40:05vakanın
40:06dışında
40:07kalmak
40:07veya
40:08hissedilebilir
40:09olmayan
40:10şeyler üzerinde
40:11akıl yürütmek
40:12insanlarda
40:13genel bir
40:14alışkanlık
40:15haline geldi.
40:16Bu alanlarda
40:17düşünmeye
40:18çalışmak
40:19insanlara
40:20zevk vermeye
40:21başladı.
40:22O halde
40:23asıl çözülmesi
40:24gereken sorun
40:25düşünmenin
40:26nerelerde
40:27elverişli
40:28nerelerde
40:29elverişsiz
40:30olduğu konustur.
40:31İşte bundan dolayı
40:32kardeşlerim
40:32bütün bu
40:33söylenenler ve
40:34birçok
40:35kesin ve
40:36şüphesiz
40:37bilgiler ışığında
40:38diyebiliriz ki
40:39aklın tanımı
40:40ve akli
40:41metodun
40:42düşünme için
40:43temel olarak
40:44ele alınması
40:45vaka
40:46ve hissedilebilir
40:48olmayan
40:48hiçbir şey
40:49hakkında
40:50akıl
40:51yürütülemeyeceğini
40:53açıkça
40:53göstermektedir.
40:56Vaka
40:56ve
40:57hissedilebilir
40:58olanın
40:59dışındaki
40:59şeylere
41:00ilişkin yapılan
41:01düşünme eylemi
41:01akli bir
41:03eylem
41:04değildir.
41:06Mesela
41:07aklı
41:08ilk akıl
41:09ikinci akıl
41:11üçüncü akıl
41:12şeklinde
41:12taksim etmek
41:13safsata ve
41:15hayal
41:16ürününden
41:16öteye
41:17geçmez.
41:18Çünkü bunlar
41:19hissedilebilen
41:21veya hissedilmesi
41:22mümkün olan
41:23vakalar
41:23falan
41:24değildir.
41:25Hayal gücünün
41:26teorik
41:26varsayımlardan
41:27çıkardığı
41:28sonuçlardır.
41:29bu nedenle
41:31burada
41:31düşünme
41:32eyleminden
41:33bahsedilemez.
41:34Çünkü
41:35hayal ile
41:36düşünce
41:36farklı şeylerdir.
41:42Beynin
41:42yaptığı
41:43her iş
41:43her eylem
41:44düşünme
41:45değildir.
41:46Dolayısıyla
41:47düşünme
41:48eyleminden de
41:49söz etmek
41:50buralarda
41:51mümkün
41:51değildir.
41:53Bu açıdan
41:53Yunan
41:54felsefesi
41:55kardeşlerim
41:56bütünüyle
41:57düşünme
41:58ve düşünme
41:59eyleminin
42:00ürünü
42:00değildir.
42:02İçerisinde
42:02düşünme
42:03ürünü
42:03olan şeyler
42:04vardır.
42:06Bunlar
42:06olsa da
42:07maalesef
42:08durum
42:08budur.
42:09Zira
42:09akli
42:10eyleme
42:11değil
42:11sadece
42:12bir takım
42:13varsayımlara
42:14ve faraziyelere
42:15dayanmaktadır.
42:17Aynı
42:17şekilde
42:18bir kısım
42:20kelamcıların
42:20Allah'ın
42:21kudret sıfatı
42:22vardır.
42:23Ve bu
42:23kudret
42:24sıfatı
42:24hem ezeli
42:25hem de
42:26hadis
42:26yani
42:27sonradan
42:28olma
42:28özelliğine
42:29sahiptir
42:29şeklinde
42:30ifade edilen
42:31görüşler
42:31Allah'ın
42:32sıfatlarını
42:33akli
42:34delillerle
42:35kanıtlama
42:36çabaları
42:36ve buna
42:37benzer
42:37müce
42:37örnekler
42:38akli
42:39delillerle
42:40incelendiğinde
42:41bunların
42:42düşünceyle
42:43uzaktan
42:45yakından
42:45ilgisi
42:46olmadığı
42:47görülür.
42:48Çünkü
42:49bu
42:49düşünceler
42:50akli
42:51eylemden
42:52doğan
42:53düşünceler
42:53değildir.
42:54Kaldı ki
42:55bu düşünceler
42:56insanın
42:58duyularının
42:58algılayabileceği
43:00türden şeyler de
43:01değildir.
43:02Akli
43:03eylem
43:03yani akıl
43:04yürütme
43:04ancak
43:05insan
43:06duyularının
43:07hissettiği
43:08bir gerçek
43:08veya
43:09vaka
43:10üzerinde
43:10gerçekleştirilebilir.
43:12Ancak
43:13burada
43:13bir detay
43:15vardır.
43:16Bir kısım
43:17şeyler vardır ki
43:18kardeşlerim
43:18bir vakaya
43:20yani
43:20gerçekliğe
43:22sahip
43:22olmalarına
43:23rağmen
43:23insan
43:25duyuları
43:26onları
43:26doğrudan
43:27hissedip
43:27beyne
43:28taşıyamaz.
43:29Bu durumda
43:30insan
43:31duyusu
43:32bu tür
43:33şeylerin
43:33eserini
43:34izini
43:35veya
43:35etkisini
43:36hissedip
43:37beyne
43:37taşır.
43:38Bu tür
43:38şeylerde
43:39akıl ancak
43:40bu şekilde
43:40yürütülebilir.
43:42Buna
43:42rağmen
43:42bunlara
43:43ilişkin
43:44yürütülen
43:45düşünme
43:45eylemi
43:46onların
43:47özüne
43:48ve külhüne
43:48değil
43:49varlığına
43:50yöneliktir.
43:51Zira
43:51duyu
43:52organları
43:53vasıtasıyla
43:54beyne
43:54iletilen
43:55bu şeylerin
43:56eseri
43:57izi
43:58veya
43:58etkileridir.
44:00Bir şeyin
44:01eseri
44:01izi
44:02veya
44:02etkisi
44:02ise
44:03onun
44:04sadece
44:05varlığının
44:05bir göstergesidir.
44:08Onun
44:08özünü
44:08ve külhünü
44:09ifade
44:09etmez.
44:11Mesela
44:12kar ya da
44:13kum
44:13üzerindeki
44:13insan
44:14ve hayvan
44:15ayak izleri
44:16oradan
44:16insanların
44:17veya
44:18hayvanların
44:19geçtiği
44:19hükmünü
44:20vermemize
44:20neden olur.
44:22Bu hüküm
44:22varlığa
44:23ilişkin
44:24bir hükümdür.
44:25Varlığın
44:25özüne
44:26ve külhüne
44:26değil.
44:27Çünkü
44:28bir şeyin
44:29eseri
44:29izi
44:30veya etkisi
44:30onun
44:31varlığının
44:32bir parçasıdır.
44:34Ve bir şeyin
44:35eseri
44:36hisle
44:37algılanabiliyorsa
44:38onun
44:39varlığı
44:40da
44:40algılanabiliyor
44:41demektir.
44:43Yine
44:43kardeşlerim
44:44hiçbir şekilde
44:46hissedilemeyen
44:47gaybî hususlar
44:48vardır.
44:49Eğer bu
44:50gaybî hususlar
44:51varlığı
44:52kesin delillerle
44:53ispatlanmış,
44:55kesin bir
44:56kaynaktan
44:56nakledilip
44:57aktarılmışsa
44:58burada
44:59düşüncenin
45:00varlığından
45:01söz edilebilir.
45:03Bu tip
45:03düşünceyle
45:04meşgul olan
45:05beyin
45:05düşünme
45:07eylemini
45:07yerine getirmiş
45:08demektir.
45:09Zira
45:09soyut
45:11ve
45:12gaybî şeyle
45:13ilgili aktarımda
45:14bulunan kişi
45:14ve onun
45:16sözleri
45:16his
45:17ve
45:18kesin
45:19düşünce
45:19yoluyla
45:20tespit edilmiştir.
45:22Üstelik
45:22kaynağın
45:24varlığının
45:25yanı sıra
45:25kaynağın
45:26doğruluğu da
45:27kesin
45:28düşünceyle
45:29tespit
45:29edilmiş olur.
45:31Bundan dolayı
45:32Kur'an-ı Kerim'de
45:33ve
45:34mütevatir
45:35sünnette
45:35belirtilen
45:36şeylerin
45:36tümü
45:37kesin bir
45:38şekilde
45:39düşünmenin
45:40ve akletmenin
45:41konusudur.
45:44Aktarımda
45:45bulunulan
45:45gaybî
45:46ve soyut
45:47şeyler
45:47şayet
45:48zannî
45:49bir şekilde
45:50elde edilmişse
45:51bu durumda
45:52bu
45:53bulguya
45:54kesin
45:55olmayan
45:56bir bulgu
45:57gözüyle
45:57bakarız.
45:58Ancak
45:58her iki durumda da
46:00hem
46:01düşünce
46:01hem de
46:02düşünme
46:03eyleminden
46:04söz edebiliriz.
46:05Bu bağlamda
46:06Müslümanların
46:08delil olarak
46:10göstermeye
46:11elverişli olan
46:12ahat
46:13hadislerde
46:14düşünce
46:15kapsamına
46:16girmekte olup
46:17bunlar
46:17akıl yürütmeye
46:19tefekküre
46:19elverişli
46:20alanlardır.
46:22Ancak
46:22varlığı veya
46:23doğruluğu
46:24ortaya
46:25konmamış olan
46:26soyut ve
46:28gaybî
46:28şeyler ise
46:29düşünce
46:30değildirler.
46:32Bu tip
46:32soyut şeylerle
46:34meşgul olan
46:34beyin
46:35düşünme
46:36işlevini
46:37yerine
46:37getirmiş
46:37olmaz.
46:39Bu gibi
46:40şeyler
46:40varsayım ve
46:41kuruntudan
46:42öteye
46:42geçemez.
46:44Evet
46:44kardeşlerim
46:45akletme ve
46:47düşünme
46:47noktasında
46:48işte
46:48Kur'an'ın
46:49ve dolayısıyla
46:50İslam'ın
46:51metodu
46:51budur.
46:53Kur'an ayetlerine
46:54göz atacak
46:55olursak
46:55deliller
46:56ileri
46:57sürülürken
46:58veya
46:58hükümler
46:59açıklanırken
47:00akli
47:01metodu
47:01bulmak
47:02mümkündür.
47:04Mesela Rabbimiz
47:05fel yanzurul
47:06insanu
47:07mimme
47:07hulik
47:08insan
47:08neden
47:09yaratıldığına
47:10bir baksın
47:11buyuruyor.
47:12Yine
47:13efela
47:14yanzurûne
47:15ilel
47:15ibili
47:16keyfe
47:16hulikat
47:17onlar
47:18develerin
47:19nasıl
47:20yaratıldığına
47:21bakmazlar mı
47:21buyuruyor.
47:23Yine
47:24sizin
47:25Allah'tan
47:26başka
47:27yalvarıp
47:27yakardığınız
47:28bütün o
47:29düzmece
47:30varlıklar
47:31hepsi
47:32bir araya
47:32gelseler
47:33bir sinek
47:34bile
47:34yaratamazlar.
47:36Hatta
47:36sinek
47:37onlardan
47:37bir şey
47:38kapacak olsa
47:39onu bile
47:40geri alamazlar.
47:41İsteyen de
47:42istenen de
47:44ne kadar
47:45aciz
47:45buyuruyor.
47:47Bunlar gibi
47:48insanı
47:49akletmeye
47:50ve düşünmeye
47:50davet eden
47:51tüm ayetler
47:52vakaların
47:54hissedilip
47:55beyne
47:55nakledilmesi
47:56ve
47:57insanlarda
47:58var olan
47:58ön bilgiler ile
47:59ilişki
48:00kurulmasına
48:02yapılan
48:03bir davettir.
48:05Kitabın
48:05tüm ayetleri
48:06somut
48:07vakalar
48:08ve gerçekler
48:09için
48:09somut
48:10hükümler
48:11ortaya
48:12koymaktadırlar.
48:14Ayetlerin
48:15öngördüğü
48:16hükümleri
48:16veya
48:17bu hükümlerin
48:18dayandığı
48:19gerçekleri
48:20anlamak ise
48:21ancak
48:22akli
48:23metot ile
48:24olur.
48:25İşte
48:25Rabbimizin
48:26bizleri
48:27davet ettiği
48:28düşünme
48:29budur.
48:30Bizleri
48:30yeniden idrak
48:32eden ve
48:32üreten
48:32insanlar
48:33haline
48:34dönüştürecek
48:35olan
48:35düşünme
48:35budur.
48:37Bizleri
48:38hiçbir
48:38gerçekliği
48:39olmayan
48:40bir kısım
48:41insanların
48:41hayal ve
48:42kuruntularından
48:43ibaret olan
48:44safsatalardan
48:45kurtaracak olan
48:46düşünme
48:47budur.
48:48Bizleri
48:49hayvanlar
48:50seviyesinden
48:51insanlar
48:52seviyesine
48:53çıkartacak olan
48:54düşünme
48:54budur.
48:55İşte
48:56bizler
48:56yeniden
48:57doğru
48:58düşünme
48:58metoduna
48:59sahip
48:59olursak
49:00o zaman
49:01bizim
49:02yerimize
49:02düşünen
49:03ve
49:04bizlere
49:04bir
49:05yaşam
49:05modeli
49:06sunan
49:06insanların
49:08tasallutundan
49:09kurtulur
49:09Rabbimizin
49:11bizlere
49:11sunduğu
49:12yaşam
49:13modeline
49:14yeniden
49:14kavuşabiliriz.
49:17İşte
49:17o vakit
49:17hak ile
49:18batılı
49:19birbirinden
49:19ayıran
49:20Furkan'a
49:21sahip
49:21olmak
49:22bizler için
49:22bir anlam
49:23ifade eder.
49:25Rabbim
49:25bizlere
49:26o günleri
49:26yakınlaştırsın.
49:28İslam
49:28ümmetini
49:29yeniden
49:29düşünen
49:30ve üreten
49:30şahit
49:31bir ümmet
49:32vasfına
49:33kavuştursun.
49:34Amin
49:34Allahumme
49:35amin.
49:36Kardeşlerim
49:37böylece
49:38bir dersimizin
49:39daha
49:39sonuna
49:40geldik.
49:41Akıl
49:42ve
49:42düşünme
49:43konusunda
49:44tabi ki
49:44daha
49:45söylenecek
49:46ve açıklığa
49:47kavuşturulacak
49:48birçok şey
49:48var.
49:49Ancak
49:49süremizin
49:51de
49:51sonuna
49:51gelmiş olduk.
49:52Haftaya
49:53yeni bir
49:54mefhum
49:55ve yeni bir
49:56kavram
49:56üzerinde
49:57buluşmak
49:58ümidiyle
49:59şimdilik
50:00hepinizi
50:01Allah'a emanet
50:02ediyorum.
50:02Esselamu
50:03Aleykum
50:03ve Rahmetullahi
50:05ve Berekatuhu.
Recommended
50:09
|
Up next
9:49
47:35
48:19
45:55
47:02
42:27
45:41
42:51
35:03
38:33
36:51
39:48
42:21
35:17
38:52
40:08
28:19
30:26
33:36
40:14