Oynatıcıya atlaAna içeriğe atla
  • 2 gün önce
Milli Çözüm Dergisi - "Kemalizm"in de "Tayyibizm"in de Mucidi Siyonist Odaklardır!

www.millicozum.com

Kategori

🗞
Haberler
Döküm
00:00Kemalizm'in de Tayyibizm'in de Mucidi Siyonist odaklardır.
00:05Atatürk Türkiye'sinden Erdoğan Türkiye'sine.
00:08Atatürk'ün anısını yaşatmak ve mirasını korumak için harcanan bunca çaba,
00:13Türkiye'nin onun tahayyül ettiği gibi bir ülke haline gelmesini sağlıyor mu?
00:18Hayır, sağlamıyor.
00:19Tam tersine, Atatürk'ün mirasının ve layık düzenin tehdit altında olduğunu düşünenler,
00:25tüm çabalarına karşın söz konusu tehditin azalmadığını, tersine arttığını ifade ediyorlar.
00:31Başka çare kalmaması halinde, Atatürk'ün mirasını korumak için bir kez daha rejime müdahale ederek
00:38durumu kurtaracağına güvenilen askerin, yani Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
00:42gelinen noktada bu tür bir müdahaleye kalkışmasının artık olanaksız görünmesi,
00:48bu kesimdeki karamsarlığı daha da derinleştiriyor.
00:51Atatürk'ün mirasını koruma çabasındakiler, trajikomik bir kısır döngünün içinde bocalayıp
00:57duruyorlar.
00:57Bu kısır döngüyü kırmak için farklı şeyler yapmak gerektiği artık çok açık ama
01:03birileri çıkıp da bu ihtiyacı dile getirince derhal tepki görüyor ve Atatürk düşmanı
01:08ilan ediliyor, böylece kısır döngüden çıkma olanağı kalmıyor.
01:13Hiçbir yeni fikir üretmeden, bugünün Türkiye'sinde yaşayan insanları motive edecek
01:18bir hikaye ortaya koymadan, halkın öncelikli sorunlarına eğilmeden, sadece Atatürk simgesine
01:24sarılarak onun mirasını koruyabileceklerini sananlar, kimseye umut aşılayamadığı için
01:29iktidar adayı da olamıyor ve AKP rakipsiz kalıyor.
01:34Atatürk'ün mirasını koruma iddiasında olanlar, onun koyduğu çağdaş uygarlık düzeyine
01:39erişmiş Türkiye hedefinden yola çıkarak bir 21. yüzyıl Türkiye'si tahayyülü ortaya
01:45koyamadığı için, Başbakan Erdoğan, Türkiye'yi kendi tahayyülüne uygun bir ülke haline
01:50getirme yolunda emin adımlarla ilerliyor diyen Osman Ulagay, Atatürk gerçeğini
01:55Kemalizme çevirenlerle, Erbakan ve milli görüş çizgisini Tayyibizme ve AKP'ye döndürenlerin
02:02aynı Siyonist merkezler olduğunu ya bilmiyordu veya bile bile gizliyordu.
02:08Kemalizm safsatası ve dayatmasıyla toplumun bir kesimini Atatürk'e ve onun milli restorasyon
02:13aslına sadık kalarak çağdaş ihtiyaçlara uygun yeni değişim hareketine düşman etmeyi
02:18başaran küresel Siyonist merkezler ve yerli Masonik çevreler, Tayyibizme ve AKP'nin
02:24din istismarı ve devlet tahribatıyla da toplumun diğer kesimini İslam'dan iyice soğutmayı
02:30başarıyordu.
02:30AKP'nin Siyonizmin tezgahı olduğunu Time anketi göstermişti.
02:36ABD'de yayınlanan ünlü Time dergisinin yılın en popüler kişisiyle yılın en az
02:41popüler olan kişisini belirlemek üzere internet üzerinden gerçekleştirdiği anketin
02:462011 sonuçları da Türkiye'deki kutuplaşmayı yansıtan ve dergi yetkililerini de şaşırtan
02:52çarpıcı bir tablo ortaya çıkarmıştı.
02:55Yılın en popüler kişi sıralamasında Başbakan Erdoğan 122.939 oyla açık ara birinci
03:02olurken ikinci sıradaki futbol yıldızı Lionel Messi ancak 74.415 oy almıştı.
03:09Anketi düzenleyen Time dergisini şaşırtan sonuç ise Başbakan Erdoğan'ın yılın en az
03:15popüler olan kişisi sıralamasında da çok açık farkla birinci sırada yer almasıydı.
03:20Erdoğan, yılın en az popüler olan kişi olarak 180.571 oy toplamış ve ikinci sırada yer alan
03:28en zengin %1'in aldığı oyu 5'e katlamıştı.
03:31Aynı kişinin her iki listede de açık farkla birinci sırayı alması hiç de alışıla gelmiş
03:36bir durum sayılmamıştı.
03:38Time dergisi, Türk internet sitelerinde yürütülen Erdoğan'a destek ve köstek
03:43kampanyalarının sonucu etkilediğini ileri sürse de bu bir aldatmacaydı.
03:48Çünkü Erdoğan'dan daha çok yararlanmak ve Siyonizm, İsrail adına azami fayda sağlamak
03:53için onun Türkiye'de ve İslam aleminde parlatılıp popüler hale sokulması lazımdı.
03:59Wall Street Journal gazetesinin de bazı Türk internet sitelerinde sürdürülen Erdoğan'a
04:04ayır kampanyalarının oylamada etkili olduğunu ileri sürerek, bu sonuçlar da Erdoğan'ın
04:09Türkiye'de cumhuriyet tarihinin en popüler ama aynı zamanda en kutuplaştırıcı siyasetçilerinden
04:16biri olduğunu gösteriyor yorumu kasıtlıydı ve bu maksatlıydı.
04:21Sonuçta Time dergisi, büyük olasılıkla Türkiye'den gelen oylarla her iki listede de
04:26birinci olan Erdoğan'ı değil, 2011 yılına damgasını vuran protesto hareketlerine yön
04:31verenleri yılın kişisi seçmiş durumdaydı.
04:34Ama Time anketinde ortaya çıkan tablo, Türkiye'deki bölünmüşlüğü ve cepheleşmeyi gösteren
04:40ilginç bir örnek oluşturmaktaydı.
04:43Atatürk'ü bitirme planları, İsmet İnönü ile başlatılan bir süreçti.
04:47Atatürk'ü bitirme planı deyimini, romancı Tuna Kiremitçi, bu tartışmaların alevlendiği
04:52ortamda yazdığı bir yazının başlığında kullanmıştı.
04:56Yazıda bunun nasıl bir plan olduğu ya da kimin planı olduğu açıklanmıyordu.
05:00Ama böyle bir planın hangi ortamda gündeme getirilebildiği irdeleniyordu.
05:05Değişen kuşaklarla birlikte heyecanların da değiştiğini vurgulayan Kiremitçi, farklı
05:10siyasi eğilimdeki gençlerle yaptığı sohbetlerde edindiği izlenimleri aktarıyor, o zaman yaşasalar,
05:16belki de Mustafa Kemal'in yanında saf tutacak çocuklar bugün başka heyecanlarda,
05:21diyordu.
05:21Bu aslında ilginç bir saptamaydı.
05:24Atatürk'ün mirasını koruma iddiasındakiler, onun Türkiye tahayyülünden yola çıkarak,
05:29bugünün gençlerini heyecanlandıracak hedefler ortaya koyabilseydi, Atatürk'ü bitirme
05:34planları yapmak herhalde bu kadar kolay olmazdı, tahlilleri haklıydı ve çarpıcıydı.
05:40Atatürkçülerin aymazlığı ve istismar geleneği
05:42Her şeye rağmen Atatürk'ü bitirmek pek kolay değil.
05:46Çünkü Nazlı Ilıcı'nın sözünü ettiği Metropol Anketi'nin sonuçlarının da gösterdiği
05:51gibi, Atatürk'ün geniş kesimin gözünde hala süre gelen bir dokunulmazlığı var.
05:55Ama Türkiye'nin ve dünyanın bugün geldiği noktada, onun yaşadığı dönemden çok
06:00farklı koşulların geçerli olduğu bir dönemde, Atatürk'ü yaşatmak da kolay değil.
06:05Onu yaşatmak iddiasında olanların yaratıcı fikirler ortaya koyamaması, Atatürk'ü
06:10bitirme planı yapanların işini kolaylaştırıyor.
06:13Atatürk'ü bitirme planı yapanlar ile Atatürk'ü yaşatma çabasında olanların
06:18birbirinden çok farklı yapıda olması, sonuçta her iki grubun da aynı sonuca hizmet etmesine
06:23yarıyor.
06:24Bir tarafta, Türkiye'yi Atatürk'ün tahayyül ettiğinden farklı bir ülke haline
06:29getirme hedefine kilitlenmiş, ne istediğini çok iyi bilen, çok iyi örgütlenmiş, hedefine
06:34doğru kararlı adımlarla yürüyen bir hareket var.
06:37Onlar için Atatürk'ü bitirmek, kapsamlı bir stratejinin çok önemli bir aşaması.
06:42Gayet iyi planlanmış, hükümete destek veren medya ve sivil toplum onsurlarının
06:47güçlü desteğine sahip bir hareket var.
06:49Diğer tarafta ise, Atatürk'ün mirasını korumaya çalışırken, yaratıcı düşünme
06:54ve davranma yeteneğini hemen hiç kullanmayan, amaçlanan sonucu vermeyen yöntemleri kullanmaya
07:00devam eden, siyasi desteği ve medya ayağı zayıf kalan bir hareket var.
07:04Bu hareketin günceli yakalayan bir Türkiye vizyonu ve stratejisi olmadığı için etkili
07:09olamıyor ama hala çok etkili ve güçlü gibi görünmeye çalışıyor.
07:13Örneğin, tanınmış ressam Bedri Baykam, bu ortamda Kemalizm dimdik ayakta diye
07:19fetva verebiliyor.
07:20İnsan ne diyeceğini şaşırıyor doğrusu.
07:23Bırakın Kemalist diye bilinenleri, AKP'ye ya da Gülen Hareketi'ne yakın durmayan
07:28herkesin, devletten, kamu kuruluşlarından, devlete bağlı eğitim kurumlarından, hatta
07:33giderek medyadan dışlandığı bir Türkiye'de yaşıyoruz.
07:36AKP'ye karşı darbe hazırlığı yapmakla suçlanan askerlerin hapishaneleri doldurduğu,
07:41muhalefetin etkisinin pek hissedilmediği bir ortamda, Kemalizm bimdik ayakta demenin
07:47karanlıkta ıslık çalmaktan pek farkı yok ama hala bu söylemle avunmaya ve insanları
07:53avutmaya çalışanlar var yorumları üzerinde önce Kemalistlerin durması lazımdı.
07:58Atatürkçüler ve Gülenciler
08:00Bu acıklı tablo beni isyan etme noktasına getiriyor bir kez daha.
08:04Kendilerine Kemalist diyen ya da demeyen ama layık düzeni ve Mustafa Kemal'in kurduğu
08:10Cumhuriyet'in temel karakterini koruma konusunda görüş birliği içinde olan insanlar,
08:15nasıl oluyor da hala hep kendi düşündüklerinin, kendi yaptıklarının, kendi seçtiklerinin
08:21doğru olduğuna inanabiliyordu?
08:23Nasıl oluyor da kendilerinden farklı düşünen ve davranan insanları cahil diye niteleme
08:28ve küçümseme hakkını kendinde görebiliyordu?
08:31O cahil ya da gerici diye niteledikleri kesimden çıkan insanlar, bugün her alanda kendini
08:37gösterirken, irtica yuvası diye aşağılanan kurumlarda yetişen insanlar, dünyadaki ve
08:42Türkiye'deki değişimi kendilerinden daha iyi kavrayarak, ülkenin hakimi haline gelirken,
08:48onlara rakip bile olamayanlar, nasıl oluyor da hala onlara karşı üstünlük taslayabiliyordu?
08:54Atatürkçülerin etkisi giderek azalırken, nasıl oluyor da onların aşağıladığı Fethullah
09:00Gülen hareketinin etkisi o süreçte sürekli artıyordu, sorularının yanıtını aramaktan
09:05aciz Kemalistlerin suçu başkalarında araması boşunaydı.
09:09Kendilerinin Gülen hareketiyle karşılaştırılması, Atatürkçülerin pek hoşuna gitmeyebilir ama
09:15her iki hareketin izlediği çizgiyi karşılaştırdığımızda, birinin gerileyişinin ve
09:19diğerinin yükselişinin nedenlerini görebiliyoruz.
09:22Atatürkçülük ve Kemalizm, değişime kapalı olduğu için, 1930'larda donup kalmış
09:28ve günümüzün gerçeklerini kavrayamamış olan bir hareket özelliği taşıyordu.
09:33Onlara göre, küreselleşme, emperyalizmin son oyunu olduğu için, buna karşı çıkmak ve bulaşmamak gerekiyordu.
09:40Gülen hareketi ise, tam tersine, değişime açık bir hareket olduğu için, dünyadaki değişimi yakından izliyor,
09:46küreselleşmenin Türkiye gibi ülkeler için ve kendisi için nasıl bir fırsat yarattığını görüyor ve
09:53bundan yararlanıyordu. Bu nedenle dünyadaki pek çok ülkesinde açtığı okullarla, hastanelerle
09:59ve iş yerleriyle etkili bir küresel ağ oluşturmayı başarıyordu.
10:04Türkiye Cumhuriyeti, Batı'nın devlet ve toplum modeli esas alınarak kurulduğu halde,
10:09kendilerine Atatürkçü diyenlerin içine düştükleri kısır döngüden Batı'yı sorumlu tuttukları görülüyordu.
10:15Çocuklarını Amerika'da ya da Avrupa'da okutan, ama Türkiye'nin ya da kendilerinin başına gelen her kötülüğü,
10:21ABD'nin ya da Batı'nın oyununa bağlayan, Atatürkçü ve Kemalist takınan çok tanıdığım vardı.
10:27Gülen ve AKP hareketi ise, Hristiyan Batı'nın model olarak alınmasını benimsemediği halde,
10:33Batı'yla iyi ilişkiler kurabilen ve teröre prim vermeyen bir İslami hareket olarak,
10:38kendisini Batı'ya kabul ettirmeyi başaran ve bundan büyük ölçüde yararlanan bir hareket oluyordu.
10:44Kemalizm ve Atatürkçülük, halkın çoğunluğunun cahil olduğuna ve ancak aydınlanmış kesim tarafından eğitilerek,
10:51adam edileceğine inandığı için baştan beri seçkinci bir hareket olarak gelişiyor
10:56ve hep bir tehdit olarak gördüğü toplumsal katılımın hızla yaygınlaşmasını istemiyordu.
11:01Bu amaçla Cumhuriyet'in ilk döneminde köylü köyünde tutuldu ve şehirleşme oranı 1923 ile 1950 arasında neredeyse sabit kalıyordu.
11:12Gülen ve AKP hareketi ise, tam tersine toplumun en yaygın paylaşabileceği ortak payda olan
11:18dini inanç faktörünü esas alarak örgütlenen bir hareket olduğu için,
11:22katılımcılığı öne çıkarıyor ve dayanışma ağlarıyla etkisini artırıyordu.
11:27Gülen ve Erdoğan hareketi, seçkinciliğin yerini katılımcılığa bıraktığı bir dünyada yaşamakta olduğumuzu anlayarak,
11:33etki alanını genişletebiliyordu.
11:35Atatürkçü seçkinler, kendilerini cahil halktan üstün gördükleri için,
11:40ülkeyi yönetme hakkının kendilerinde olduğu inancıyla iktidarın doğal sahibi gibi davranıyor
11:45ve demokratik sistemde iktidar olabilmek için halkın desteğini kazanmanın şart olduğunu bir türlü kavrayamıyordu.
11:52Bu nedenle bu kesimin desteklediği siyasi partiler, seçimlerde fazla başarılı olamıyordu.
11:58Gülen ve AKP hareketi ise, geniş kitleyi kazanmadan iktidar olunamayacağını çok iyi bildiği için,
12:04sivil dayanışma ağlarını da geliştirerek etkisini artırıyor ve AKP'nin siyasi başarısına önemli katkı sağlanıyordu.
12:12Atatürkçü seçkinler, değişime kapalı, dogmatik ve dışlayıcı tavırlarıyla kendilerini kapalı bir cemaat haline getirip yalnızlığa iterken,
12:21Gülen ve Erdoğan hareketi kendisine çok yakın olmayan gruplarla bile yakınlık kurarak etki alanını sürekli genişleten bir cemaat ve parti olarak öne çıkıyordu.
12:31Büyük medyanın dışladığı bazı liberal demokrat aydınların, Gülen hareketinin yayın organlarında kendilerine yer bulabilmesi,
12:38bunun güzel bir örneğini oluşturuyordu saptamaları, doğru ve değerli bir yaklaşımdı.
12:43Ama ne Fethullah Gülen'in, ne AKP'nin kendi aklı ve çabalarıyla bunları başaramadıkları,
12:49küresel güçlerin, siyonist ve emperyalist merkezlerin özel projeleri sayesinde bu imkan ve iktidara taşındıkları gerçeğini de mutlaka vurgulamak lazımdı.
12:59Kemalizmin ve CHP'nin Müslüman-Türk toplumunda ciddi bir tabanı olmadığını bilen aynı güçler,
13:05bunlara müzmin muhalefet rolünü uygun bulmuşlardı.
13:08Yani Atatürkçülüğü yozlaştırıp, kendi sinsi ve şeytani amaçları için kullananlar da,
13:14ılımlı İslam safsatası ile FETÖ'yü ve AKP'yi devreye sokup iktidara taşıyanlar da aynı odaklardı.
13:20Askerden bin yıllık güvence de yetmemişti.
13:24Kendilerine aydınlanmacı ve ilerici gibi sıfatlar yakıştırarak,
13:28iktidarın doğal sahibi gibi davrananların, cahil ve gerici diye aşağıladıkları insanlara,
13:33gereğinde askerden destek alarak sonsuza dek hükmedebileceklerini sananların,
13:38iktidardan uzaklaştırılma sürecinin şifrelerini de iyi okumak gerekiyordu.
13:42Bu süreçte, nereden nereye gelindiğini göstermek için,
13:46belleklerden kolay silinmeyecek bir olayı hatırlatmak istiyorum.
13:503 Eylül 1999 günü, 17 Ağustos depreminin ardından yapılan kurtarma çalışmalarına
13:55askerin yaptığı katkının yeterince takdir görmemesinden yakınan,
13:59dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu,
14:03Ankara'da bir basın toplantısı düzenleyerek medyaya sitem ediyordu.
14:07Toplantıya katılan Hürriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Sedat Ergin'in haberine göre,
14:12Kıvrıkoğlu, bölgedeki komutana,
14:14basın sizin yaptıklarınızı görmüyorsa, siz onlara ne yaptığımızı gösterin,
14:19kollarından tutup götürün talimatını verdiğini söylüyordu.
14:22Daha sonra ise, tarihi ve talihsiz açıklamasını yapan Orgeneral Kıvrıkoğlu,
14:26şunları söylüyordu.
14:2828 Şubat 1997'de Milli Güvenlik Kurulundan 18 maddelik bir karar çıkmıştır.
14:35Burada tavsiye edilen 18 karardan, temel eğitimde dahil olmak üzere yalnızca 4 tanesinin kanunu çıkmıştır.
14:42Ancak diğerlerinin çıkmasını teşvik edici bir durum görmüyoruz.
14:46Bir de 28 Şubat bitmiştir şeklinde yaklaşımlarla karşılaşıyoruz.
14:5028 Şubat bir süreçtir.
14:531923'te başlamıştır ve o tarihten bu yana irticaya endeksli olarak sürmektedir.
14:58Bunu müdafaa olarak kabul ediyoruz.
15:0128 Şubat gerekirse 10 sene sürecektir.
15:04Bu gerekirse 100 sene, gerekirse 1000 sene devam edecek bir süreçtir.
15:08Meclis 1 Ekim tarihinde açıldığında 28 Şubat'ın kalan diğer kanun tasarılarının da hızla ele alınmasını bekliyoruz.
15:16Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu,
15:19büyük bir özgüvenle Cumhuriyet'in kuruluşundan beri devam eden askeri vesayetin gerekirse 1000 yıl süreceğini ifade ederken,
15:26seçilmiş siyasi otoriteye ve medyaya gözdağı vermekten de geri durmuyordu.
15:30Bu konuşmanın ve daha sonraki genelkurmay başkanlarının,
15:34merak etmeyin asker vesayet görevinin bilincinde mesajını tekrarlayan konuşmaları,
15:39Atatürkçü kesimde genelde memnuniyetle karşılanıyor, onları rahatlatıyordu.
15:44Asker irticaya karşı mücadelenin gerekirse 1000 yıl süreceğine ve Atatürkçü görüşün ilelebet iktidarda kalacağına dair güvence verdiğine göre,
15:53Atatürkçülerin iktidar sorunu üzerine fazla kafa yormalarına da gerek kalmıyordu.
15:5728 Şubat sonrasında oluşturulan Yamalı Bohça koalisyonlarının Türkiye'nin temel sorunlarını çözememesi,
16:04ekonominin krizden krize sürüklenmesi ve dünyanın çok önemli bir değişimin eşiğinde bulunması da artık farklı arayışlara yönelmenin gerekli olduğunu,
16:12Kemalist düşünceli ve asker destekli kesimleri hiç düşündürmüyordu.
16:17Orada burada rastladıkları başörtülü kızlara gözdağı vermek,
16:20eşi başörtülü olan Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çıkmasını önlemek için meydanlara dökülmek,
16:26onlara çok daha önemli ve gerekli görülüyordu.
16:30AKP'nin yaptığı, devrim mi, normalleşme mi?
16:34Burada anlattığım hikaye, AKP'nin ve ona destek veren grupların patırtı gürültü çıkarmadan,
16:41kanun dışı bir şey yapmadan, attıkları planlı adımlarla ve gerçekleştirdikleri icrayatla puan toplayarak,
16:47kendilerini toplumun geniş kesimine ve dış dünyaya kabul ettirerek iktidarı ele geçirmesinin hikayesi oluyordu.
16:54Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan, AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar geçen sürede,
17:01farklı siyasi iktidarlar altında ülkeyi yönetmiş olanların sadık kaldığı temel anlayış,
17:07şimdi yerini başka bir anlayışa ve bu anlayışa göre yetişmiş farklı kadrolara bırakıyor.
17:12Yalnızca siyasette, devlette ve bürokraside değil, hayatın her alanında bir kadro ve anlayış değişimi yaşanıyor.
17:20Bir ülkede iktidarın bütünüyle el değiştirmesi, devrim diye nitelenebilirse,
17:26Türkiye'de sinsice gerçekleştirilen ve zamana yayılan bir devrimin yaşanmakta olduğu anlaşılıyor.
17:33Ancak bu devrimi gerçekleştirenlerin, devrim yerine normalleşme sözcüğünü kullanmayı tercih ettikleri görülüyor.
17:40Normalleşme sözcüğü, Türkiye Cumhuriyeti'nin 2002'ye kadar anormal bir rejimle yönetildiğini
17:46ve şimdi AKP sayesinde normal bir rejime kavuştığını vurgulamak amacıyla kullanılıyor.
17:53AKP'den önceki dönemle bir kopuşu ifade etmek için bu sözcüğün kullanılması,
17:58şimdi Türkiye'ye kabul ettirilmek istenen farklı anlayışı anlamamıza da yardımcı oluyor.
18:03Böyle dönemlerde, eski konumlarını ve ayrıcalıklarını kaybetmekte olanların endişe ve çaresizliği ile
18:11şimdi ayrıcalıklı konuma gelmekte olanların hazımsızlığı ve buyurganlığı karşı karşıya gelir ve gerilime yol açar.
18:19İktidarın yeni sahipleri, kendilerini güvencede hissettikleri noktada farklı kesimlerle ittifak arayışını bırakıp,
18:27kendi anlayışlarını, kendi değerlerini, kendi yöntemlerini herkese kabul ettirmek isterler.
18:32Eski konumlarını korumakta zorlanan ve etkilerini kaybetmekte olanlar ise,
18:38değişime direnmenin sonuç vermediğini gördükçe boş hayallere kapılır
18:42ve umutlarını bir kurtarıcıya bağlamak ihtiyacını hisseder şeklindeki tespit ve tahlillerinde doğruluk payı bulunsa
18:49ve Kemalistler hesabına uygun bir itiraf sayılsa da,
18:53aslında Erdoğan'a ve AKP iktidarına, daha sonra Cumhur İttifakı'na,
18:58haddinden fazla bir misyon ve hak kazanmadıkları bir vizyon yükleme anlamı taşıdığından yanlıştır ve yanıltıcıdır.
19:05Kuklaları kahraman gibi göstermek,
19:07Siyonist ve Emperyalist odakların çok sık başvurdukları bir yöntem olmaktadır.
19:12Evet, Türkiye'nin, hatta tüm bölgemizin ve insanlık aleminin yeni ve köklü bir değişim ve dönüşüme ihtiyacı vardır.
19:19Ama bu devrim, Sultan Abdülhamit, Mustafa Kemal ve Erbakan temelinde ve istikametinde yaşanacak
19:27ve inşallah milli bir mutabakatla sonuçlanacak ve artık adil dönem başlayacaktır.
19:33Atatürkçülük adına uydurulan Kemalizm sizi kurtarmaya yetecek mi?
19:38Bugünün Türkiye'sinde, AKP hükümeti ve yandaşlarının hemen her alanda kendi hakimiyetlerini hissettirmeye başladığı
19:46ve Atatürk'ü bitirme planlarının uygulamaya konduğu bir ortamda,
19:50Atatürk'ün şu ya da bu şekilde kendilerini kurtaracağına inananların bu inancı daha ne kadar koruyabileceğini doğrusu bilmiyorum.
19:58Ama onların artık yıllarca süren gaflet uykusundan uyanıp,
20:02Atatürk'ü kurtarmak için neler yapabileceklerini düşünme vaktinin çoktan gelmiş olduğunu düşünüyorum.
20:08Atatürk'ü bir kurtarıcı olarak görüp, onun mirasını yaşatmak isteyenler,
20:12her şeyden önce neden bu duruma düştüklerini iyi analiz etmek zorundadır.
20:17Onlar, dünyadaki ve Türkiye'deki değişimi doğru okuyup,
20:21çağdaş olmanın 21. yüzyıldaki gereklerini kavrayarak,
20:25topluma yeni hedefler gösteremedikleri için etkilerini kaybetmiş durumdadırlar.
20:30Değişimi yönetmeye talip olacaklarına, askeri müdahale dahil her yöntemi kullanarak,
20:35değişimi durdurmaya ve statikoyu kurmaya çalışmaları,
20:38onları bu oyunun dışında bırakmıştır tespitleri doğruları yansıtmaktadır.

Önerilen