- 7 hafta önce
Kategori
📚
ÖğrenmeDöküm
00:00Merhaba sevgili izleyiciler, eğitime gönül verenlerin buluşma noktası Arzu Öztürk'le eğitim yolculuğuna hoş geldiniz.
00:07Bugün ilk programımızla sizlerle birlikteyiz.
00:11Her hafta eğitim dünyasının kalbine dokunan konuları alanında uzman konuklarla birlikte ele alacağız.
00:19Öğrencilerimizin yaşadığı duygusal zorluklardan, öğretmenlerin iletişim becerilerine,
00:25delilerin sorunlarından rehberlik hizmetlerine kadar pek çok konuyu konuşacağız.
00:31Ve ilk programımızın özel konuğu çok kıymetli psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur.
00:40Özellikle sınav kaygısı, olumsuz düşünce kalıpları, dışlanma, zorbalık gibi
00:46öğrencilerimizin ruh dünyasını etkileyen pek çok önemli başlığı birlikte değerlendireceğiz.
00:54Hazırsanız başlıyoruz.
00:56Değerli hocam hoş geldiniz.
00:58Hoş bulduk merhaba.
00:59Nasılsınız?
01:00Sağ olun iyiyim siz nasılsınız?
01:01Ben de çok iyiyim çok teşekkür ederim.
01:03Sizi karşılamak ve heyecanlı olduğumu da size az önce de söyledim.
01:08İlk programım heyecanlıyım.
01:10İnşallah sizinle birlikte güzel bir program yapacağız.
01:12İnşallah düm hayatınız boyunca bütün yaptığınız programlar sizi biraz heyecanlandırır.
01:17Biraz heyecan her zaman iyidir.
01:18Evet çok teşekkür ediyorum.
01:19Önem verdiğinizi gösterir.
01:21Heyecan bitmişse her şey bitmiştir değil mi aslında?
01:23Açık öyle evet motive eder insan.
01:25Değerli hocam heyecan biterse her şey biter aslında değil mi?
01:29Evet heyecan her zaman bir miktar insanı motive eder.
01:32Abartılı olduğu zaman insanı ketler.
01:34Ama tabii ki heyecan duymak önem verdiğinizin göstergesidir.
01:38Değer verdiğinizin göstergesidir.
01:39Onun için ben yani yüzlerce programda yapsam her seferinde bir miktar heyecanlama duygusu
01:45bana çok hoş gelir.
01:46Çünkü yaptığım işi seviyorum demek.
01:49Yaptığım işe değer veriyorum demek.
01:51Evet.
01:51Onun için bazen heyecan keyiflidir.
01:53Peki o zaman sorularımıza geçebiliriz.
01:56Öğrencilerde kaygıyı arttıran düşünce kalıplarını nasıl fark ederiz ve bunlara nasıl baş edebiliriz?
02:03Yani bunlarla nasıl baş edebiliriz hocam?
02:05Önce kaygının tanımını yapmak gerekir.
02:07Kaygı, geleceğe yönelik bir tehdit ya da bir tehlike algısı söz konusu olduğu zaman ortaya çıkan bir duygudur.
02:15Yani dikkat ederseniz burada iki önemli birleşen var.
02:20Bunlardan biri geleceğe yönelik olması.
02:22Yani geleceğe yönelik bir tehdit, tehlike ya da algısı diyorum.
02:27Çünkü tehlikenin gerçek olması gerekmez.
02:30Kişi tehlike algısı yaşadığı zaman da kaygı duyar.
02:33Dolayısıyla böyle baktığımız zaman kaygı, dikkat ederseniz bu tanımın içinde, önemli olan şeylerden biri anda kaygı yoktur.
02:42Kaygı hep gelecekle ilgilidir.
02:44Mesela çarpıntı, terleme, nefes darlığı olan bir panik hastası için kaygı, bu belirtiler ortaya çıkınca hemen ardından gelecek kalp krizinin işareti gibi algılanmaya bağlı olarak hissedilen bir duygu olarak ortaya çıkabilir.
02:58Kaygı tüm tetkikleri normal çıkmasına rağmen şimdi normal çıktı ama ya bir ay sonra bozulursa diye düşünen bir hastalık hastası için bir ay sonrasıyla ilgilidir.
03:09Toplumsal bir kaygı ise 20 yıl sonrasıyla ilgilidir.
03:12Yani tanımı itibariyle anda kaygı yoktur.
03:15Kaygı hep gelecekle ilgilidir.
03:16Gelecekle alakalı.
03:17Ve algılarımızla belirlenir.
03:19Dolayısıyla kaygılı insanlar, bir kere şunu görmemiz lazım.
03:23Kaygı çok doğal olan bir duygu.
03:25Ama kaygıya verdiğimiz tepki doğal olmayabilir.
03:28Yani kaygı dediğimiz şeyle nasıl yönetebiliriz diye bir soru sordunuz.
03:32Evet.
03:33Bence kaygı eğer insanın bu kaygılandığı konuyla ilgili endişeler geliştirmeye başlıyorsa sorun orada başlıyor.
03:42Yani ne demek istiyorum mesela diyelim ki şöyle olursa böyle olur, böyle olursa ardından böyle olur demeye başladığımız andan itibaren kaygıya bağlı olarak biz endişe geliştirmeye başlıyoruz.
03:53Mesela.
03:54Yani bir burayı anlatayım net çünkü kaygıyla endişe Türk Dil Kurumu'nda da birbirinin aynısı gibi algılanıyor.
04:00Çok bilinen bir şey değil tamamen aynı.
04:01Kaygı bir duygu, endişe ise kaygı veren durumun, kaygı veren her neyse onun oluşturabileceği olası zararı en aza indirmek için zihnin devreye girmesi, düşünce üretmesi demek.
04:16İnsanlar aslında bol bol düşünce üretirler kaygılandığı şey olmasın diye.
04:21Şunları şunları yaparsam bu olmaz.
04:23Bunlar eğer dediğim gibi yapamazsam şu olur, şöyle olursa böyle olur, sonra böyle olur dediğimiz anda bir sarmalın içine giriyoruz.
04:30Ve bizi alıyor bugünden geleceğe doğru koparıyor.
04:34Dolayısıyla çocuklarda da bu çok belirgin olan bir şey.
04:37Bunu fark etmek, bu düşünce kalıplarını.
04:39Yani henüz olmamış olanın yasını tutmak ya da henüz olmamış olanla ilgili geleceğe yönelik bol bol endişe getiren kişiler bizim dikkatimizi çok erken yaşta çekmeli.
04:50Çünkü erken yaşta çekmezse ileride bu çok daha sıkıntı olay bir durum oluyor.
04:54Hocam sınav aşamasında, LGS'de ve YKS'de sınav aşamasında, hazırlık aşamasındaki öğrencilere, ailelerin nasıl davranmalı?
05:02Mesela kaygıyı azaltmak adına ne yapmalı mesela?
05:06Kaygının neyle ilgili olduğuna bağlı.
05:08Mesela sınav tamam da sınav bir tane değil bakın.
05:11Sınavın içinde çok farklı şeyler var kaygılandığı.
05:14Görüntüde sınav.
05:15Ama aslında kaygı sınavla ilgili değil.
05:17Kaygı sınavın sonuçlarıyla ilgili.
05:19Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum?
05:20Yani ne diyor kişi ya kazanamazsa.
05:23Kazanamazsa annem babam mutlu olmaz.
05:27En azından benim için bu kadar yatırım yaptılar.
05:30Kaygı soru çözme becerileriyle ilgili olabilir.
05:33Kaygı zamanı iyi kullanamamayla ilgili olabilir.
05:37Kaygı eğer başıma bunlar gelirse başkalarının benimle ilgili ne düşüneceğiyle ilgili olabilir.
05:43Dolayısıyla öncelikle kaygının neye bağlı olduğunu anlamamız lazım.
05:47Genellikle kaygının kaygısını yaşarız.
05:50Yani bir olay olmadan evvel bu böyle olduğu takdirde annem babamın gözünde değerimi kaybederim.
05:56Bu böyle olduğu takdirde diğer öğrenciler tarafından tiye alınabilirim.
06:00Bu böyle olduğu takdirde şunlar şunlar olur dediği zaman biz onu bilip ona göre yönetimi becerilerim.
06:06Yoksa genel olarak bir kalkıp sınav kaygısıyla ilgili şunu yap dediği zaman bu alt ayrımları yapmıyor.
06:11Çünkü her birimizin kaygılandığı nokta çok farklı.
06:15Mesela aileler sadece öğrencinin akademik anlamda başarılı olduğunu olmasını istiyor.
06:23Sizce akademik anlamda başarı kadar duygusal anlamda da başarı önemli değil mi?
06:28İkisi de önemli.
06:29Yani bu duygusal anlamda başarı da önemli.
06:31Yetenekleri doğrultusunda önem teşkil etmez mi aslında?
06:35Bakın başarı dediğimiz konu yani başarı başarısızlık böyle bir ayırım zaten çok gerçekçi bir ayırım değil.
06:41Evet.
06:41Yani başarıya 100 diyorsanız, başarısızlığa da 0 diyorsanız 0 ile 100 arasında 99 tane rakam var.
06:50Yani bir kere hata yaptığımız şey şu.
06:52Başarılı ya da başarısız, güzel ya da çirkin, iyi ya da kötü yani daha çok ikisi arasındaki rakamları görmek.
07:01Yani neye kime göre o ayrı bir konu.
07:03Ama bir de işin şu yanı var.
07:06Birine biz başarılı dediğimiz zaman kiminle kıyasladığımız çok önemli.
07:10Yani dünkü başarımla bugünkünü kıyaslıyorsam kendi yolculuğumda bu çok anlaşılır bir şey.
07:16Ama kendimi başkalarıyla kıyaslıyorsam bu adil bir kıyası olmayabilir.
07:20Yani şunu öğretmemiz lazım.
07:22Başarıyla başarısızlık arasındaki o gri alanı 99 rakamı çünkü ne yazık ki bu sadece çocuklarla ilgili değil ki.
07:30Bu hepimizin hayatlarında var.
07:31Ne diyoruz?
07:32İyi ya da kötü, güzel ya da çirkin, dost ya da düşman.
07:34Esas misali dosttaki düşmanı düşmandaki dostla beraber görmek.
07:39İyideki kötüyü kötüdeki iyiyle beraber görmek.
07:42Zehirdeki nektarı nektardaki zehirle beraber görmek.
07:45Yani ikisini birleştirdiğiniz zaman ortaya bir sentez çıkıyor.
07:48O sentezi yapamadığınız zaman kutuplaşma olur.
07:51Ya başarılı ya başarısız.
07:53Çocuklarımıza bunu aktarırken nasıl aktaralım derseniz ben de onu şöyle anlatmayı tercih ediyorum.
07:58Ben kendi adıma böyle yapılmasından yanayım tabii ki.
08:00Ama tabii herkesin görüşü farklı olabilir.
08:04Başarısızlık bazen başarıdan daha cömerttir.
08:07Çünkü başarıda bir şey öğrenemezsiniz.
08:10Ama başarısızlıkta öğrenebilirsiniz.
08:12Akıllı insanlara sorarsanız nasıl başarılı oldun diye akıllı olanları size başarısızlıklarımdan öğrenerek.
08:18Ders çıkararak başarısızlıklardan.
08:20Öğrenmek.
08:21Başarısızlığımdan öğrenebilirim.
08:22Aynen dediğiniz gibi.
08:23Bir de tabii ki en önemli şey şu.
08:26Çok önemli olduğunu düşünüyorum.
08:28Ben başarısız olmadım.
08:29Davranışım başarısız oldu.
08:32Yaptığım şey başarısız oldu.
08:33Bu beni genel olarak başarısız yapmaz.
08:35Bu sadece bu alandaki bir başarısızlık ve herkes zaman zaman başarısızlık yaşayabilir.
08:40Ve ben başarısızlığımdan öğrendiğim müddetçe her başarısızlık bir sonraki gelme ihtimali olan başarının kapılarını aralar.
08:48Böyle de düşünmek mümkün.
08:49Ama genelde ebeveynler yani biz aileler çocuklarımızı başkalarıyla kıyaslıyoruz.
08:56Peki bu çocuklarda nasıl bir yıkıma neden oluyor?
09:00Veya veli ne yapmalı bu konuda?
09:01Yani ben kıyasın insana verilmiş hem en büyük armağan hem de en büyük ceza olduğunu düşünüyorum.
09:07En büyük armağandır.
09:08Çünkü ancak kıyas yoluyla öğrenebilirsiniz.
09:10Küçük bir çocukken bu küçük bir nesne dediğinizde çocuk sorar ne kadar küçük diye.
09:15Onu bir şeyle kıyaslanarak öğrenir.
09:18Yani bu bundan küçüktür.
09:20Bu bundan büyüktür dediğimizde o kıyas öğrenmeyi sağlar.
09:23Bu işin hediye kısmı.
09:25Peki dezavantajı ne?
09:27Hep kendimi başkalarıyla kıyaslamaya başlarsam kendi yolculuğumdan çıkıp başkalarının...
09:32Hayatını yaşamaya başlıyorum.
09:32Ne diyelim sahnesinde oyuncu olmaya başlıyorum.
09:34O öyle yaptı ben de böyle yapmalıyım.
09:36Halbuki insanın bir olduğu ben bir de olmak istediği ben olmalı.
09:40Ve yolculuğu başkalarıyla kıyas yaparak değil de kendi olmak istediği bene doğru olmalı diye düşünüyorum.
09:45Onun için kıyas orada bizi çok sınırlayan bir şey.
09:50Yani başkalarıyla kendimizi kıyaslamak.
09:52Yani bu adil bir kıyas da olmayabilir.
09:54Çünkü hepimize hayat aynı koşulları sunmuyor.
09:57Aynı fırsatları vermiyor.
09:59Dolayısıyla mevcut durumları kıyaslıyor olmak...
10:01İnsan ailesini seçme şansına sahip değil.
10:04Yani dolayısıyla bu kıyas bir kere adil değil.
10:07Dolayısıyla insanın kendine de adil olmayı öğrenmesi lazım.
10:10Yani bazı çocuklar çocukken her şeye sahipken bazı çocukların eline daha çok küçükken tabanca veriliyor.
10:16Bunların aynı koşullarda büyüdüğünü, aynı şekilde dünyaya bakış açılarının olması zaten olası bir şey değil.
10:24Mümkün değil yani.
10:25Evet.
10:25Peki hocam.
10:26Ben yapamam, ben başarısızım.
10:29Kendine güveni olmayan çocuğu olumlu yönde nasıl etkileyebiliriz?
10:32İşte sen başarısız değilsin.
10:34Davranışın başarısı oldu.
10:35Evet.
10:36Dolayısıyla bu davranıştan öğrenebilirsin.
10:38Sen aslında bu başarısızlığın dediğin şeyin sana ne öğrettiğine bakmalısın.
10:44Yani aslında her başarısızlık dediğim gibi başarı doğrultusunda öğrenenler için atılmış bir adımdır.
10:52Nasıl ki her acı bazen muhteşem bir öğretmendi.
10:56Yani acıdan öğrenirsiniz.
10:57Başarısızlığınızdan da öğrenebilirsiniz.
10:59Ya da şöyle diyebilirsiniz.
11:00Başarısızlık geçici bir şey.
11:01Ve bu yolculukta zaman zaman düşmeler olacak.
11:05Önemli olan sen gittiğin yola doğru ayağa kalktığında.
11:09Şimdi şöyle düşünün.
11:10Dümdüz bir çizgi yok zaten.
11:12Bir çocuğun, bir bebeğin emeklilikten yürümeye geçmesi için ne kadar düştüğünü bilir misiniz?
11:17Ortalama kaç kez?
11:18Yani.
11:19250 kez düşüyor.
11:20Demek ki 250 kez de ayağa kalkıyor.
11:24Bu ne demek?
11:24Her yere düşüş.
11:26Tekrar ayağa kalkmak için bir neden oluyor.
11:28Peki siz ben hayatımızda büyüdükten sonra neyi 250 kere denedik?
11:34Hiçbir şey.
11:34Evet.
11:35Dolayısıyla aslında böyle baktığımız zaman o çocukların ayağa kaldıran şey nedir biliyor musunuz?
11:41Biz çocuklar yere düştüğü zaman 10 kere düştüğünde dönüp de bak görmüyor musun?
11:45Yürümeyi beceremiyorsun işte.
11:47Vazgeç demiyoruz.
11:48Yere düştüğü zaman ne yapıyoruz?
11:49Böyle yapıyoruz.
11:50Bir de böyle yapıyoruz.
11:51Çocuk neyi öğreniyor?
11:52Alkışlanan şey başarı değil.
11:54Alkışlanan şey gayretin kendisi.
11:57Ama sonra çocuk biraz büyüyor ortaokula gidiyor.
11:59Boyu kısaysa cüce.
12:01Gözünde gözlük varsa dört göz.
12:03Biraz mahçupsa ezik.
12:05O alkışlayan dünya gitti.
12:06Yerin nasıl bir dünya geldi şimdi?
12:08Eleştiren bir dünya.
12:09Ve çocuk karar veremiyor.
12:11Hangisi gerçek?
12:12O eski dünya mı bu mu?
12:13Dolayısıyla burada bütün mesele onlara şunu öğretmek.
12:17Yani buradaki başarısızlığın geçici olduğu insan hayatının içinde her zaman başarısızlığın olabileceği yolculukta düşmenin yolculuğun bir parçası olduğunu bilmesi ve bu şekilde hayatı görebilmeyi çok erken yaşta öğretebilirsek ne mutlu bizde.
12:33Evet o burada da ailelerin aslında biraz ilk önce ailede başlar sonra çevre ama işte çevrede de olumsuz etkilenebiliyoruz öğrenciler olarak ne bileyim yetişkin olarak da bende bile oluyor yani zaman zaman.
12:48Zaten söylediklerimiz ilişkinler için.
12:50Çocuklar çünkü kendilerine verilen değer kadar kendilerini değerli hissederler.
12:54Siz çocuğa başarısız derseniz başarı nasıl biraz eğer dediniz ya nedir başarı?
13:00Diyelim ki 70 almış.
13:02Çocuğa dönüp ya da ailesine dönüp.
13:04Gayreti de tebrik etmek gerekiyor değil mi?
13:06Yok yok başka bir şey söylüyorum.
13:0770 alan bir çocuğa babası ya da annesi dönüp 90 alabilirdin 100 alabilirdin niye 70 aldın dediğiniz zaman neyi büyütüyoruz biz?
13:1670'lik başarıyı küçültüyoruz olmayan 30'u da büyütüyoruz.
13:21Dolayısıyla çocuk nasıl düşünüyor ben ne yaparsam yapayım yeterli olamıyor.
13:25Ve çocuk kendini nasıl hissediyor şimdi değersiz.
13:28Çünkü bir çocuk için kendi değeri eşittir başkalarının ona verdiği değerle eşdeğerdir.
13:34Ama siz ben büyüdüğümüz zaman başkaları bizi nasıl değerlendirirse değerlendirsin bizim kendi adımıza inandığımız bir kimlik, inandığımız bir biçim vardır mutlaka.
13:45Yani bizim değerimizi başkalarının sözleri aslında ne yüceltir ne de aşağılır.
13:50Ama çocukken öyle değil.
13:51Çocukken çocuk şöyle düşünür.
13:53Ben eşittir bana verilenim.
13:55Değer verilmiyorsa değersizim.
13:56Eleştiriliyorsam demek ki eksikliklerim var.
13:59Dolayısıyla anne baba ve öğretmenlere çok şey düşünüyorum.
14:02Evet peki hocam sınav öncesi aşırı kaygı yaşayan bir öğrenci de öğretmenin rolü nedir?
14:09Öğretmen nasıl davranmalıdır?
14:11Aslında mentorlar Burhan Şocaları da birer mentördür.
14:15Ama psikolojik danışman ve rehberlik hizmeti ne yapmalı?
14:20Demin dediğim gibi kaygının sınav öncesindeki kaygının anlaması lazım.
14:24Ne tür bir kaygı bu?
14:26Yani biraz evvel onu anlatmaya çalıştım.
14:27Buradaki kaygı çocuk ne diyor bize?
14:31Burada diyelim ki en korktuğun şey başına geldi.
14:34Olduğunda bu olduğunda olabilecek en kötü senaryo nedir diye çocuğa sormamız lazım.
14:40Annen babam beni sevmeyecek.
14:42Annen babam beni istemeyecek.
14:44Arkadaşlarımdan geride kalacağım.
14:46Başkaları benimle dalga geçecek.
14:48Hangi düşünce hakimse o düşünceye yönelik olarak bir şeyler yapacaksınız.
14:53Yani burada standart bir reçete vermeye imkan yok.
14:57O çocuk o korktuğu şey başına geldiği zaman olabilecek en kötü senaryosunu, aklındaki senaryoyu alacağız.
15:03Bu en kötü senaryoyu biz daha kabul edilebilir bir biçime söndüreceğiz.
15:08Diyeceğiz ki yani gerçekten sen başarısız olduğunda anne babanın seni sevmeme olasılığı kaç?
15:16Çünkü çocuk nasıl düşünüyor?
15:17Ya sevecekler ya sevmeyecekler.
15:19Ya kabul edecekler ya itmeyecekler.
15:21Oysa anne babalar tabii ki çocuklarının başarılı olmasını istiyorlar.
15:25Emek veriyorlar, para harcıyorlar.
15:27Çocuklarını iyi okullara göndermek için bir sürü kendilerine göre fedakarlıklar yapıyorlar.
15:32Ama anne babalar bunu dile getirirken çocuğa nasıl dile getirdikleri çok büyük önem taşıyor.
15:39Yani çocuğun başarılarını alkışlamamız, başarısız olduğu zamanlarda ise başarısızlıktan öğrenmesini sağlayacak bir tutum.
15:48Yani dikte etmeyen ama onunla birlikte anlayan.
15:51Neydi buradaki başarısızlığı?
15:53Buradan bir şey öğrendik mi?
15:54Bunu ne yaparsak daha iyi yapabiliriz.
15:56Sence ne yapmalıyız?
15:57Yani küçük deyip ona öğüt veren, dikte eden, ne yapacağını söyleyen bir baba ya da anne değil.
16:03Onunla birlikte öğrenen, onunla birlikte yolculuk yapan bir anne baba.
16:07Bir de hocam işte biz ebeveynler kendi hayallerimizi çocuğa entegre ediyoruz.
16:13Mesela tıp fakültesi okumasını istiyoruz ama çocuğun farklı bir alana yeteneği var.
16:18Evet.
16:19Yani tabii insanlar bunu böyle yapıyorlar.
16:22Mesela ben bambaşka bir mesleğe gidiyordum.
16:25Evet.
16:25Ama babam bana ya ben ya da o seçtiğin şey dediği için babamı seçtim.
16:31İyi ki babamı seçmişim bugün.
16:33Ama herkes için bu geçerli mi?
16:34Hayır.
16:34Evet.
16:35Çünkü babalar ve anneler tabii kendi arzuladıkları, size uygun gördükleri şeyleri istiyorlar.
16:41Bu çok anlaşılır bir şey.
16:42Ama bu çocuğa aşırı bir yük bindiriyor.
16:45Yani biz kendi elimizde olmayan, çocukluğumuzda olmayan şeyleri çocuklarımıza hiçbir şey, yani hiçbir şey yapmadıkları halde verirsek çocuk ödülün ne olduğunu anlayamaz.
16:58Yani bir ödül avcısı haline dönüşü.
17:01Ne yaparsa yapsın, hep alan, bu dünyayı hep bir şekilde alacaklı gibi yaşayan ve hiçbir şekilde verecek bir şey olmadığını düşünen, dünya sanki bize verilmiş de biz bu dünyadan hep almaya gelmişiz gibi bir şekilde büyütmeyi çocuğu sağlıklı bulmuyorum ben.
17:20Çünkü alacaklı gibi yaşarsanız bütün alacaklılar gibi mutsuz ölürsünüz.
17:24Evet.
17:24Çünkü duyumsuz oluyoruz.
17:26Mutsuz ölür. Çünkü alacağını tahsil edememiştir bu dünyada.
17:30O yüzden ona şunu göstermemiz lazım. Yani bu dünyayı alacaklı gibi değil bir misafir gibi göreceksin.
17:36Ama şimdi bunu çocuklara öğretebilmesi için bir anne babanın kendisinin bunları öğrenmiş olması lazım.
17:41Yani biz anne babalar olarak dünyayı alacaklı gibi yaşıyorsak tersini çocuğa öğretmemiz mümkün olmaz.
17:47İlk önce biz rol model olmalıyız.
17:49Ben çocukluğumda yoktu, benim çocuğum hepsini yaşasın, alsın, görsün. Tabii ki alsın, görsün.
17:54Ama önce onun için de gayret etsin. O gayreti alkışlayalım.
17:57Yani aksi takdirde her şeyi alkışlarsanız çocuk alkışın değerini bilemez.
18:03Ve sadece alkış ister hayatı boyunca. Hep onay almak, hep alkış ister.
18:08Ve o zaman da ne olur biliyor musunuz?
18:11Yani biliyorsunuz bu bazen şöhretin de getirdiği bir şeydir.
18:14Yani alkışsız yaşayamamak.
18:16Ama unutulan şey nedir orada?
18:18Hepimizin hayatlarında alkışlarla doldurulamayan boşluklar var.
18:22Yani dolayısıyla orayı görüp bir alkış delisi olmak, onun bağımlısı olmak,
18:27onu vermedikleri zaman da mutsuz olmak o zaman çok kolaylaşır.
18:31Onun için biz tabii yanlış bir şey yapıldığında cezalandıralım demiyorum yanlış anlaşılmasını.
18:36Ödül ve ceza yerinde mi kullanalım?
18:38Ceza hiç kullanmayalım. Ödülü geri çekelim.
18:41Yani ödülü vereceğiz.
18:42Farklı bir...
18:43Yani iyi bir şey yaptığı zaman. Yapmadığı zaman ceza vermeyeceğiz.
18:47Ödülü geri çekeceğiz.
18:49Böylelikle çocuk neyin ödül olduğunu anlayacak.
18:51Ama ceza vermeyeceğiz.
18:52Cezalandırmanın eğitim içinde yeri olmamalı.
18:55Çünkü bazen insan çalışır. Buna rağmen istediği puan alamaz.
18:59Çalışır, o gün kafası karışır.
19:03Ya da dikkati dağılır.
19:04Ya da heyecanlanır.
19:05Dolayısıyla onu cezalandırmak diye bir şey.
19:09Bana göre ceza diye bir şeyin...
19:11Olmaması gerekiyor.
19:11Yani çocuk eğitiminde olmaması gerekir.
19:14Tabii ki bunu bütün dünyaya yaymak yanlış olur.
19:17Her şey için söylemiyorum bunu.
19:18Ama çocuk büyütürken olabildiğince çok neyi alkışladığımızı...
19:22Çocuk alkışlanmaz ama onu fark eder zaten.
19:25Bakın bir zeka problemi olan birini bile böyle yetiştirirsin.
19:29Yani ona bir şey anlatarak öğretmek mümkün değil.
19:31Yaptığı davranışı ödüllendirirseniz ne anlar zeka problemi olan...
19:35Ha bu davranış ödül alıyor.
19:37Bunu bir daha yapayım.
19:38Hayvanlarda, sirklerde de öyle değil midir?
19:40Yani istenen hareketi yapınca ona havuç verirsiniz, başka bir şey verirsiniz.
19:45Hangi tür hayvana yetiyorsanız.
19:47Dolayısıyla o hareketin istenen bir hareket olduğunu anlar.
19:52Onu yapmadığı zaman da onu vermediğiniz zaman öğrenir.
19:54Şimdi insan türü de böyle bir şey.
19:57Yani tabii ki istenen davranışla istenmeyen davranışı birbirinden ayırt ederken...
20:02...kendinden büyük insanların neyi verip neyi vermediklerini gözlemler.
20:06Ve bu gözlem sırasında da kendine göre davranış kalıpları belirler kendisine oluşturur.
20:11Peki hocam okul ortamlarında öğrencilerdeki görünen obsesif davranışlar ne zaman normaldir?
20:18Veya ne zaman dikkat edilmesi yani dikkat çekilmesi gerekir?
20:22Evet ama obsesif davranıştan ne kastettiğimize...
20:24Obsesyon bir kere bir davranış değil.
20:25Onu şöyle düzeltelim isterseniz.
20:28Obsesyon kişinin iradesi dışında akla gelen, istenmeyen, rahatsız edici düşüncelerdir.
20:33Yani mesela ne diyelim obsesyon işte kapıyı kapamadım içeriye hırsız girmiş olabilir mi?
20:40Kompülsyon davranıştır.
20:42Siz o kapının kapalı olduğundan emin olmak için beş kere oraya gider kontrol edersiniz.
20:46Yani bu tür davranışlar olduğu zaman tabii ki bu obsesyon da aslında akla gelen düşünceler.
20:53Kompülsyon ise bu düşüncenin oluşturduğu rahatsızlığı devre dışı bırakmak için yapılan tekrarlayıcı davranışlar.
20:59Tekrarlayıcı davranışların doğasına göre bu ne yapılacağı daha iyi hesaplanması gereken bir şey.
21:05Yani mesela çocuk neyi tekrarlıyor?
21:07Hangi davranış tekrarlıyor?
21:08Bu tekrarın arkasındaki mantık ne?
21:10Bunu tekrarlamadığı takdirde ne olacağını düşünüyor.
21:12Yani hep şeyi soralım dikkat ederseniz hep onu söylemeye çalışıyorum.
21:17Bu hareketleri yapmadığı takdirde olabilecek en kötü şey ne?
21:20Onu anlayıp ona göre bir yöntem uygulamak gerekir.
21:23Ama çocuk yaşta başlıyor obsesyonlar kompülsyonlar bazen haklısınız.
21:28Yani mesela kontrol etmek.
21:30Mesela sınav başarısında da bu önem kazanıyor.
21:33Soruyu çözdüm ama doğru acaba çözdüm mü diye bir daha bir daha bir daha aynı soru üzerinde tekrar tekrar durmak işte.
21:40Mesela böyle bir durumu olan biri demin söylemek istediğim oydu.
21:43Soru çözme becerileriyle ilgili ise bu tarzda bir eğitim almalı.
21:47Yok işte esas korkusu başarısı olduğum takdirde halden gelecek olan tepkilerse ona yönelik olarak bir yardım almalı.
21:56O yüzden obsesyonun da arkasındaki amacı daha iyi anlamak lazım.
21:59Bazen obsesyon sorumluluğun göstergesidir.
22:02Yani obsesyonu her zaman bir hastalık gibi düşünmemek lazım.
22:04Yani obsesyonun arkasında genellikle abartılı bir sorumluluk algısı vardır.
22:09Yani bunu yapmadığım takdirde şu olur şeklindeki bir düşünce.
22:13Zamanla geçebiliyor mu hocam?
22:16Kendi kendine pek geçmiyor.
22:17Yani uygun tedaviye almadığımız takdirde kronikleşen bir durum haline dönüşüyor.
22:21Peki hafifleme gibi, azalma gibi.
22:23Yani kendi kendine tam tersine artabilir.
22:28Çünkü doğru stratejiyi kullanmazsanız, yanlış stratejiyi kullanırsanız stratejinin dozunu arttırırsınız.
22:34Obsesyon arttıkça o stratejinin dozunu.
22:37Stratejinin dozu arttıkça daha çok obsesyon artar.
22:39Yani şöyle bir sahne düşünün mesela, bir anne düşünün.
22:43Şöyle bir düşünce geliyor aklına.
22:44Bebeğimi kucağıma alırsam yeri atarım.
22:47Şimdi bu annenin obsesyonu bu.
22:49Şimdi bu anne ne yapacak?
22:50Bu aklına gelen düşüncenin gerçek olacağından korktuğu için.
22:55Çünkü obsesyonda biz akla gelen düşüncelerin gerçek olmasından korkuyoruz.
23:00Yani arkasında bir abartılı sorumluluk var.
23:02Ne yapacak bu anne?
23:03Çocuğunu kucağına alamayacak.
23:06Çocuğuyla yalnız kalamayacak.
23:07Çocuğuma zarar veririm diye düşünen bir anne.
23:09Mutlaka yanında birileri olsun isteyecek.
23:12Yani hayatı ne kadar zorlaştırdığını anlatmak için bu örneği veriyorum.
23:16Ve bunu kalkıp birine de söyleyemeyecek.
23:18Çünkü ben çocuğuma zarar verme fikirleri benim aklıma geliyor diye birine maazallah bir söylese.
23:23Evet.
23:24Sen çok rahatsızsın, şöylesin, böylesin diyecekler.
23:26Dolayısıyla obsesyonun arkasındaki o abartılı sorumluluk algısını biraz azaltmak lazım.
23:32Yani bazı insanların aklına şöyle düşünceler geliyor.
23:34Işığı üç kere kaparsam anneme bir şey olmaz.
23:37Gidiyor üç kere ışığı açıp kapatıyor gece yatarken.
23:40Sabah bir uyanıyor anne sağlam.
23:42Ne düşünüyor şimdi?
23:43Işıkları üç kere açtığım için annem sağlam.
23:46Bu böyle 10 gün 20 gün devam ediyor.
23:4821. gün bir bakıyorsunuz anne hastalanmış.
23:51Şimdi normalde sağlıklı bir zihin ne düşünür?
23:54Demek ki benim ışıkları açıp kapamamla annemin sağlığı arasında doğrudan bir bağlantı yok.
23:59Ama obsesyon özelliklerini taşıyorsanız şimdi ne düşünürsünüz?
24:02Artık üç kere açıp kapamak annemi korumaya yetmiyor.
24:06Şimdi üçün katları şeklinde yapayım.
24:08Altı kere yapayım.
24:09Dokuz kere yapayım.
24:10Çünkü ne yapıyorsunuz?
24:12Yanlış stratejiyi uyguladığınız için stratejinin dozunu arttırıyorsunuz.
24:15O yüzden de obsesyon aslında titizlik boyutunda ise kişinin işlevselliğini bozmuyor ise bu aslında bir sorumluluktur.
24:23Bir miktar obsesyon.
24:24Ama eğer biz ona obsesyon demiyoruz zaten fazla sorumluluk alma diyoruz.
24:29Obsesyon dediğimiz şey akla gelen düşüncelerin gerçek olacağına inanç.
24:33Yani düşüncenin gerçekleşeceği, eylem olacağını.
24:37Çocuklar böyle düşünürler.
24:38Buna majikal ya da büyüsel düşünce denir.
24:40Masallarda vardır mesela.
24:42Bizim çocukluğumuzda açıl susam açıl derdiniz.
24:45Kayalar açılırdı.
24:46Yani sizin söylediğiniz cümle gerçeğe dönüşecek şeklinde bir algı vardır obsesyon.
24:51Çocuklarda da bu özelliği görürsek son derece rahatsız edici bir şey.
24:55Çünkü mesela çocuğun obsesyon neyle ilgili olabilir?
24:58Ben okula gittiğimde anneme kötü bir şey olabilir.
25:01Böyle düşünen bir çocuğun okula gidebilmesi çok zorlu.
25:03Onun için bunları erken fark etmek, bunlara gerekli müdahalelerde bulunmak çok önemli.
25:09Bir de tekrarlama var hocam.
25:11O da kompülsiyon işte.
25:12Tekrarlama mesela evet evet evet gibi.
25:16Hayır hayır diyor.
25:17Tamam tamam tamam.
25:18O bazen bezginlikle de söylenen bir şey.
25:21Bir şey çok tekrar kendisine ediliyorsa tamam tamam tamam deyip gençler uzak oldu değil.
25:24Hayır öyle değil.
25:25Bildiğiniz cümleyi tekrarlama gibi de var.
25:27Yani benim öğrencilerimde var bunu gözlemliyorum.
25:31O perseverasyon, o obsesyon değil.
25:33Tekrarlama başka bir şey.
25:34Yani oradaki kompülsiyon yani bir nevi aynı kelimenin tekrar tekrar tekrar söylenmesi her zaman bir kompülsiyonun göstergesi olmayabilir.
25:43Yani kişinin tekrar tekrar kendini tekrarlaması her zaman obsesyonla ilgili olmayabilir.
25:49O çok geniş bir spektrum.
25:50Onun için de obsesyon bir parçası öbür üçte bambaşka noktalar var ki bugünün konusu değil diye çok üzerinde durmak istemiyor.
25:58Ama tekrarlayan kişilerde de eğer ararsanız altını kazırsanız sizin dediğiniz şey şöyle çıkar.
26:07Tekrarlamazsam şöyle olacak.
26:08Mesela siz orada sizin öğrencilerinizde şunu sorabilirsiniz.
26:11Bunu tamam tamam demediğin takdirde ne olacağını düşünüyorsun.
26:14Ne demek istediğimi anlatabilir miyim?
26:16O zaman diyecek bunu tekrarlamadığım takdirde şunlar şunlar olacak.
26:19Siz de bakalım öyle olacak mı?
26:21Birlikte görelim ne derseniz o zaman sonuçlarını görür ve belki de onu tekrardan vazgeçer.
26:28Yani böyle yakınla yaklaşmak daha uygun olur diye düşünüyorum.
26:31Evet hocam bir de zorbalık konusu var.
26:34Bu gençlerde birbirlerine zorbalık yapılması veya işte sınıf ortamında zorbalığa uğrayan öğretmen sınıf içerisindeki o havayı nasıl değiştirmeli?
26:44Bununla ilgili düşünceleriniz neler?
26:47Zorbalık biliyorsunuz bir şiddet.
26:49Evet yani bir kere şöyle görmek lazım.
26:52Şiddet dediğimiz zaman hepimizin mutlaka benimsemesi gereken bir ilke var.
26:58O da nedir?
26:59Şiddete sıfır tolerans ilkesi.
27:01Şiddete asla izin vermemeliyiz.
27:04Dolayısıyla şiddete sıfır tolerans ilkesini daha çocuklukta öğretmeliyiz.
27:08Zorbalık şiddetin bir türü.
27:10Yani egemenlik sağlamak, güç sağlamak.
27:12Zorbalık iki şekilde olabilir.
27:14Açık şekilde, örtük şekilde.
27:16Açık şekilde zorbalık deyince her türlü şiddetin çeşitlerini kastediyorum.
27:21Fiziksel zorbalık olabilir, duygusal olabilir, sözel olabilir, cinsel olabilir.
27:27Bu açık.
27:28Örtük olanları ne?
27:30Mesela diyelim ki örtük zorbalıkta birine lakaplar takmak, isimler takmak.
27:36Onu başkalarının yanında utandırmak.
27:38Onun başkalarıyla görüşmesinin önünü kesmek.
27:43Onun ayrıksı bir özelliği varsa, görünümünde bir ayrıksı, farklı bir özellik varsa, o özellikle dalga geçilir hale getirmek.
27:52Yani utandırıcı şeyler yapmak.
27:55Bu da örtük zorbalık.
27:56Bu çok daha yaygın.
27:57Onunla ilgili dedikodu yapmak.
27:59Bütün bunlar örtük zorbalığa giriyor.
28:01Onun için tabii ki burada görmemiz gereken şey,
28:04bu şiddeti önünü o noktada kesmezsek,
28:08hem bu kişi ileride de bunu bir strateji olarak, zorbalık olarak kullanacak,
28:13hem de zorbalıya uğrayan, belki de kendisini bir kurban gibi algılayacak ve hayat boyu o rolde kalacak.
28:18Onun için zorbalığın önünün kesilmesi çok önemli bir şey.
28:22Okullardan başlayarak, daha çok erken yaşta başlayarak.
28:26Bunların çoğunda insanlara şiddet gösterdiğinin çoğunda ne görüyorsunuz?
28:29Aslında hayvanlara da zarar verme.
28:31Olayını görüyorsunuz.
28:32Canlara da zarar verme.
28:34Yani çünkü şiddeti kimler daha çok yapıyor diye baktığımız zaman,
28:39genellikle şiddete uğrayanlar daha çok şiddet yapan kişiler.
28:42İleride şiddet gösteren, temayil olan kişiler,
28:45kendi geçmişlerinde şiddet görmüş kişiler.
28:48Ya da şiddeti normalize eden, şiddeti bir yöntem olarak kullanan kişiler.
28:52Yani bir nevi durumu yönetmek için şiddetten başka yöntem bilmeyenler.
28:58Empati yeteneği olmayanlar.
29:00Bu insanların şiddeti daha çok başvurduklarını görüyoruz.
29:04Çünkü şiddet aracılığıyla kontrol ediyor.
29:06Kontrol aslında, bütün amaç kontrol ve egemenlik sağlamak.
29:11Biliyorsunuz, yani bu çocukluk yaşta başlıyor, hayat boyu da devam ediyor.
29:15Zorbalıkla başlıyor.
29:17Günlük yaşamın içinde her gün olduğu için artık fark etmediğimiz,
29:21hayatın içine girmiş,
29:22kanıksadığımız ve fark edemediğimiz bir şiddetle hayat devam ediyor.
29:28Yani şiddeti çoğu zaman biz bilmiyoruz.
29:31Bu basına yansıyan, sizin bildiğiniz şiddet.
29:34Görünmeyen şiddetin yanında,
29:36buzdağın üstte kalan kısmı gibi.
29:38Yani biz o bildiğimiz fiziksel, sözel, cinsel, ekonomik, duygusal şiddetler yanı sıra,
29:45zaman zaman korku, zaman zaman utanç,
29:49zaman zaman da işte belki de bir nevi ağırlıklı olarak da suçluluk duygusu nedeniyle,
29:55bildirilemeyen şiddetlerin oranı, bildirilen şiddetin yanında çok daha yüksek.
30:00Onun için çok erken yaşta çok önemli bir soru sordunuz.
30:03Erken yaşta bunlara önlem almak ileride çok önemli olabilecek bir konu tabii.
30:10Ailelerin fark etmesi de bunu aslında, izlemesi, takip etmesi.
30:14Peki aile okulla mı veya ne bileyim diğer aileyle mi iletişimde olmalı?
30:19Ne yapmalı aile bu durumda?
30:20Yani aileden çok önce bu zorbalık tabii okulda öğretmen tarafından.
30:24Evet.
30:25Öğretmene rapor edilecek tabii ki bu öncelikle.
30:27Öğretmenlere çok iş düşüyor.
30:29Zaten işleri çok.
30:30Onları ben çok işleri olan kişiler olarak görüyorum.
30:35Çünkü benim annem de bir öğretmendi.
30:37Dolayısıyla öğretmenliğin çok kutsal bir meslek olduğuna inanırım.
30:40Biz de hala o görev yapıyoruz.
30:42Yani ben doktorum ama sonuçta eğitim yapıyorum hayatımın büyük bir kısmında.
30:47Dolayısıyla burada bence en önemli şey şu.
30:51Bu şiddet olayını görmezden gelmek en kötü şey.
30:55Yani bir daha olmaz falan demek yerine.
30:57Bir kere mutlaka bunun bir kriz olduğunu, bunun üzerinde durulması gerektiğini, şiddete uğrayanla şiddet göstereni önce bir iyice dinlemek.
31:08Dinledikten sonra ne olduğunu anlamak.
31:11Anladıktan sonra öncelikle olabildiğince çok bu insanların arasında bir ara bulucu rolünü üstlenmek.
31:18Eğer bizim ara buluşluluğumuz yetmiyorsa o zaman ailelerin kendi içinde konuşmasını sağlamak.
31:24Ama bana sorarsanız şiddet olduğu zaman bir okulda ben öğretmen olsaydım ne yapardım?
31:28Mutlaka roleplay yapardım.
31:30Evet.
31:30Yani ne yapardım?
31:31Masanın etrafına toplardım.
31:33Diğer çocuklar da şahit olmuş bu zorbalığa koyardım.
31:37Onlardan birini seçerdim.
31:38Şimdi aynı davranışı bu tarafa doğru sözel bir şiddet olsun.
31:42Bu fiziksel değil tabii.
31:43Söylendi.
31:44Sonra dönerdim.
31:45Bu şiddeti gördüğünüzde, bu zorbalığı gördüğünde şimdi içinizden aklınızdan ne geçiyor?
31:51Aklınızdan geçenini nasıl söylemek istersiniz?
31:54Onun yerinde olmak ister miydiniz?
31:57Böyle bir durumda siz ne yapardınız?
31:59Empati aslında biraz.
32:01Yani aslında empati yapmalarını sağlamaya yönelik ama tek amacı empati değil.
32:05Tek amacı farkındalık.
32:06Hissettirme, o duyguyu yaşatma, farkındalık yaşatma.
32:09Yani çünkü şiddetin birinci kuralı şiddetle yönetmenin birinci kuralı farkındalık sağlamak.
32:14Biz şiddetin farkında değiliz ki.
32:16Evet.
32:16O kadar her gün oluyor ki.
32:18Artık o kadar kanıksadık ki.
32:20Yani şiddet olmadığı gün şaşırıyoruz.
32:22Ama bazen de bu zorbalıklarda kurumlar, okullarda tutarsız kalıyor mu?
32:28Acaba görmezden geliyor mu?
32:31Veya rehber öğretmeninin daha fazla işi oluyor.
32:34Yani bana göre evet tabii bu iş rehber öğretmeninin üzerinde ama bence bütün öğretmenlerin üzerinde.
32:39Çünkü rehber öğretmeni her yere yetişemez bir.
32:40İkincisi tabii okullar özel okullar olduğu için.
32:43Özel okullarda bunu konuşmak zorlaşıyor biliyorsunuz çeşitli nedenler.
32:47Her şeyden evvel özel bir okul işte öğrenciyi kaybetmeme gibi bir kaygıya kapılırsa okul işler karışıyor, kaybeder.
32:56Uzun vadede kaybeder.
32:58Yani çünkü bugün sizin ya da benim çocuğumun başına gelen yarın başkalarının da başına gelecek.
33:04Şiddetin adresi ve ön yargısı yoktur.
33:08Bugün bize olur, yarın size olur, öbür gün herkese olur.
33:11Onun için orada kayıtsız kalmamak gerekiyor.
33:14Peki öğrencilerin olumsuz benlik algısını geliştirmesi için sınıf içerisinde nasıl bir dil kullanması gerekiyor öğretmenlerimizin veya işte öğrencilerimizin?
33:26Yani iletişim dilinde dikkat edilmesi gereken her şey.
33:29Yani küçük bir çocuk diye düşünerek hani erişkinlerle kurduğumuzun dışında çocuğun yaşına bağlı tabii ki bu.
33:36Yani çocuk ilkokul çağındayken farklı, ortada okul çağındayken farklı.
33:40Ama ben şöyle düşünüyorum yani insanın kendisini ben diliyle ifade etmesi, sen diliyle ifade etmesinden her zaman daha anlamlıdır.
33:49Yani mesela ben buna kırıldım demek başka bir şey, sen beni kırdın demek başka bir şey.
33:55Birisi ötekine sen beni kırıyorsun, incitiyorsun dediğinde bu lafı duyan iki hamleden birini devreye sokar.
34:02Ya savunur, niye seni kırayım yanlış anlıyorsun bunu da yanlış anlıyorsun der.
34:06Ya da saldırır, evet seni kırıyorum çünkü sen de beni kırıyorsun.
34:09Yani sen dili otomatik olarak ya bir savunma ya da bir saldırıyı beraberinde giriyor.
34:14Ama ben kırıldım dediğim zaman sizinle ilgili bir şey söylemiyorum.
34:18Ben kırıldım diyor.
34:19O zaman ne savunma için neden var ne saldırır?
34:22Seni kıran ne anlatır mısın diye bir soru alma ihtimaliniz artıyor.
34:26Ama sen beni kırıyorsun dediğin anda onun için dilimize çok dikkat etmemiz, iyi dinlememiz lazım.
34:32Karşı tarafın söylediklerini anladığımızı karşıya göstermemiz lazım.
34:37Çünkü bana diyelim ki öğrenci ya da genç biri birçok şey anlatıyor.
34:41Ama onun anlattıklarını ben doğru mu anladım, yanlış mı anladım, eksik mi anladım, fazla mı anladım.
34:47Bütün bunlar o kadar önemli ki.
34:49Dolayısıyla ona reflekte etmem lazım duyduğum şeyi.
34:51Ben senin söylediklerini böyle böyle duyuyorum.
34:53Ne dersin doğru duymuş muyum?
34:54Eksik ya da söylemek, üstüne eklemek istediğin bir şey var mı?
34:59Böylelikle konuşanla dinleyenin aynı şeyi aynı noktada olmalarını sağlamak.
35:03Olabildiğince ben diliyle koş.
35:05Böyle başlamak yeterli.
35:06Bununla bitmiyor ama detayına girersek.
35:08Aslında her şey iletişimden geçmiyor.
35:10Her şey iletişimden.
35:11En önce iletişimden geçiyor.
35:12Evet.
35:13Ne yaptığınız değil, nasıl yaptığınız.
35:15Yaptığınız.
35:15Yani usul esastan üstündür diye bir laf vardır.
35:18Onun için iletişimi çözmeden bakın hiçbir sorunu çözemez.
35:22Yani erişkinlerde de gençlerde.
35:25Sadakasitlik de olsa iletişim gerek.
35:27Geniş aileyle ilgili sorunlar da olsa iletişim gerek.
35:31Öfke de olsa iletişim gerek.
35:32Bunlar olmadan bir sonraki hamleye geçemez.
35:35İletişim dönemindeyiz, çağındayız.
35:37Evet.
35:39Eğitimciler olarak çocukların psikolojik dayanıklılığını nasıl arttırabiliriz?
35:44Psikolojik sağlamlıklarına nasıl katkıda bulunabiliriz?
35:47Son zamanlarda çok konuşulan bir konu değil mi bu dayanıklık?
35:49Evet.
35:50Yani dayanıklık herhalde resilience karşılığı.
35:54Yani bir nevi yılmazlık, dayanıklılık dediğimiz şey.
35:58İnsan yaşamında çok önemli.
36:00Herhalde önce bilmeyenler için biraz tarifini yapmak lazım.
36:04Bana göre dayanıklık tabii ben böyle algılıyorum.
36:06Çok değişik şekillerde tanımlamak mümkün.
36:08Bana göre dayanıklık hayatın kaçınılmaz olan olumsuz yaşantıları karşısında ayakta durabilmek, yönetebilmek ve bozulan işlevselliği tekrar eski haline getirebilmek demek.
36:21Yani insanın o duygu durumundaki değişiklikten eski noktasına ne kadar hızlı dönüyorsa o kadar dayanıklı demek.
36:28Dayanıklılığı arttırmak için yapılacak şey bir kere şuna bakmak lazım.
36:32Mutlaka ve mutlaka soruna değil çözüme odaklanacaksınız.
36:38Birincisi bu.
36:39İkincisi, bir insanın şunu fark etmesi çok önemli.
36:43Neyi değiştirebilirim, neyi kabul etmek zorundayım?
36:46Yani değiştiremeyeceğim şeylerle enerjimi tüketirsem enerjimi oraya harcarım.
36:51Ama öncesi ikisini ayırt edeceğim tabii ki.
36:53Yani değiştirebileceğim ve değiştiremeyeceğimi ayırt edebilmek.
36:57Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul edebilmek ki kabul etmek orada boyun eğmek anlamında değil.
37:02Kabul etmek olanı olmasını istediğiniz gibi görmekten vazgeçip olduğu gibi görebilmek ki bir sonraki adıma geçebilir.
37:09Bir sonraki adım ne? Sorunun adını koymak ve soruna odaklanmak yerine bu sorunla ne tür çözümler üretebilirim demek.
37:17Üçüncüsü bana sorarsanız gene burada dayanıklıkta iyi iletişim olmadan hiçbir şey olmuyor.
37:22İyi iletişim ve sorun çözümü becerileri.
37:25Bunlar mutlaka olması gereken şeyler diye düşünüyorum.
37:29Yani bunlar olduğu zaman dayanıklık artar.
37:32Tabii ki esneklik gibi şeyler çok önemli.
37:34Yani bir insanın dayanıklılığı eşittir.
37:35Esnekliğiyle doğrudan orantılı bir şeydir.
37:38Ne kadar esnekseniz darbeyi o kadar yumuşak alırsınız.
37:41Bu ruhsal darbe de olsa öyle.
37:43Fiziksel darbe de olsa.
37:45Dolayısıyla esnekliği öğrenebilmek insan yaşamında çok önemli bir şey.
37:48Esnek düşünebilmek yani.
37:49Aile sorunlarının öğrencilerin okul performansına etkileri nasıl olur?
37:54Ve bu durumda okul rehberlik servisi nasıl bir rol?
37:58Okul rehberlik servisi şeyinin bir kere bu konudan haberdar olması lazım.
38:01Evet.
38:01Sadakasılık her zaman haberdar edilen bir şey değil.
38:04Çocuklar da anne babalarının sadakasını pek okulda konuşmazlar.
38:09Ancak bu anne babanın anlatımıyla ortaya çıkabilir.
38:12Çözünür zorluktan geçiyor diye bir gözlem olacak.
38:14Neler olup bitiyor?
38:15İşte böyle böyle oldu.
38:16Ailede problemler var.
38:17Önce bu bilinecek ki hoca ya da kimse devreye girebilirsin.
38:21Bu çok paylaşılan bir şey değil.
38:23Biraz şeffaf olmak gerekiyor değil mi?
38:25İdareye veya rehberlik öğretmenine bazı durumları anlatmak gerekiyor.
38:29Yani bu biraz çocuğunuzun ne kadar etkilendiği, çocukla ilgiliyse çocuğunuzun ne kadar etkilendiğine bağlı.
38:37Yoksa sadakasılığı biriyle paylaşma mutlaka iyi düşünmesi gereken bir şey.
38:43Mesela erişkinlerde bile bir sadakasıyla uğradığında uğrayan kişi bunu yakınlarından birine aktardığı zaman o sırada çünkü anlatma ihtiyacı duyuyor.
38:54Çok doğal bir şey.
38:55Ama anlattıktan sonra ileride pişman olma şansı çok yüksek.
38:58Çünkü o sadakasılığa rağmen o evlilik devam etse bile o anlatan kişi, sadakasılık yapan kişiyi artık eskisi gibi görmüyor.
39:07Tekrar mesela diyelim ki annesini anlat.
39:09Diyelim ki babasını anlat.
39:10Şimdi tabii ki yakını anlatacak.
39:12Belki başka birine anlatamadığı için onları anlat.
39:15Ama kendi zamanla tekrar bu sadakasılığıyla birlikte yaşamaya devam ettiği takdirde o anne babanın o kişiyi artık eskisi gibi görmeleri, içlerine sindirmeleri giderek zorlaşır.
39:26O yüzden de ben kiminle paylaştığımızın çok önemli olduğunu düşünüyorum.
39:32Ama eğer okula getirilirse bu konu, okulda tabii ki hocaların bu konuyu çocuğunu nasıl algıladığı, çocuğun yaşına bağlı olarak bu oyunlarda ortaya çıkabilir, çocuk sözel olarak ifade edebilir.
39:44Bunu fark ettiğimiz zaman bunu çocuğun nasıl algıladığına bağlı olarak bir yöntem seçmek daha uygun olur.
39:49Ama anne babaya önerimiz yani böyle bir şeyin zaten konuşulurken bunu çocukların yanında konuşmamalı.
39:58Sadakasılık konuşulacaksa bir evde buna rağmen birlikte yaşıyorlarsa yani.
40:02Çünkü sadakasılık bakın evliyken insanlara soruyorsunuz bir gün evlenmeden evvel sadakasılığa uğrarsan bu evlilik devam eder mi?
40:11%80'e ayırtıyor.
40:13Gerçek hayatta ne oluyor?
40:14Sadakasılığa rağmen birlikte yaşamaya devam eden çiftlerin oranı %60 ile %75 arasında değişiyor.
40:19Demek ki aslında teorik olarak düşündüğümüzde gerçek hayatta olup biten her zaman üst üste örtüşmüyor.
40:27O yüzden de burada sadakasılık konuşulacaksa bile sadakasılığın belirli zamanlarla sınırlı olarak konuşulması birlikte yaşıyorlar.
40:35Bunu her gün her gün devreye getirmek hem çocuğun etkilenmesine hem de karı kocanın bu işi yönetmesinin önünü kesiyor.
40:43Çünkü sadakasılığa uğrayan kişi bunu her gün konuşmak istiyor.
40:45Sadakasılığı yapan kişi artık bu geride kalsın bu konu geride olsun bitti oldu bitti diye istiyor.
40:51Ama buna imkan yok.
40:52Çiftlerin aslında okul ortamında veya sosyal çevresinde çok olumsuz etkiliyor.
40:57Etkiler tabii yani her türlü ayrılık etkiler bir insanın anne babasının ayrılığı.
41:01Aslında bir travma öğrenci için.
41:02Ama şimdi şöyle bir şey sadakasılık dediğiniz için bir travma.
41:05Yani bizim çocukluğumuzda ayrılık anne babanın ayrılması başlı başına bir travmaydı.
41:10Çünkü parçalanmış aile çok azdı.
41:13Şimdi sınıfa bakıyorsunuz %50'si ayrılmış anne babalardan oluşuyor.
41:16Dolayısıyla nasıl bir ayrılık olduğu çok önemli.
41:19Ayrılık eğer bir biçimde olgunlukla karşılanan bir şeyse bazen bir ilişkiyi bitirmek de bir başarıdır.
41:27Ve bunu nasıl yaptığınıza bağlı olarak sanıldığı kadar kötü sonuçları olmayabilirdi.
41:34Ama sadakasılığı çocuğun yanında konuşmak,
41:36anneyi ya da babayı kötü biri gibi tanımlamak yaşa bağlı olarak.
41:41Çünkü karı koca rolü başka bir şey.
41:43Anne baba rolü ayrı bir şey.
41:44Bu ikisini karıştırmamak gerekiyor.
41:45Kesinlikle.
41:47Peki hocam.
41:49Cinsel gelişim dönemindeki çocuklara uygun ve sağlıklı bir dilde nasıl rehberlik edilir?
41:56Şimdi bu başlı başına bir konu.
41:57Yani bu böyle üst satırda söylenecek bir laf değil.
42:00Ama şunu söyleyeyim size.
42:01Bakın 90'lı yılların başında biz ne yaptık?
42:0490'lı yılların başında ben o zaman bilmiyorum biliyor musunuz?
42:08Ben Avrupa cinsel işleyi bozukluklarıyla ilgili çalışan bir federasyon.
42:15Yani cinsel sağlıkla ilgili federasyonun başkanlığını yaptım.
42:20Uluslararası birliklerde de yönetim kurulundayım.
42:22Ama bizim yapmaya çalıştığımız şey hep bir cinsel eğitim.
42:27Çünkü cinsel eğitim dediğimiz şey aslında ne yazık ki sokakta devam edermiş.
42:32Yani bu sadece bizim ülkemiz için geçerli değil.
42:35Dünyanın birçok yerinde, tıp fakültelerinde bile cinsel eğitim öğütülmüyordu.
42:39Ya aktarılmayan bir konuydu.
42:41Şimdilerde bakın 90'lı yıllardan bahsediyorum.
42:4490'lı yılların başında biz oturduk.
42:47Öğrenci el kitabı yaptık.
42:49Öğretmen el kitabı yaptık.
42:51Ebeveyn el kitabı yaptık.
42:52Yaş gruplarına bağlı oldu.
42:533 ile 7, 7 ile 11, 11 ile 15, 15 ve daha sonraki yer geldi.
42:59Yani amacımız neydi?
43:01Çocuklar mesela cinsel sorunları olduğu zaman o yıllarda hocalarına sorduklarında
43:06hocaları diyordu ki git anne babana sor.
43:08Anne babaya sorulduğu zaman anne baba ne diyordu?
43:10Öğretmenine sor.
43:11Dolayısıyla çocuk hangi mesajı alıyordu?
43:13Bu soru sorulmamalı.
43:15O zaman bu eğitim nerede gerçekleşiyordu?
43:17Sokakta.
43:18Dolayısıyla biz bu kitapları tek tek yaptık ve eğitici eğitimi yaptık.
43:21Eğitici eğitimi dediğim şey nedir?
43:24Yani eğitici olan insanların kendinden sonraki eğiticilere bunları nasıl aktaracağım?
43:31Dolayısıyla eğiticileri eğittik ve onların okullarda olmasını istedik.
43:34İçine her şeyi koyduk.
43:36Yani yaş gruplarına bağlı olarak.
43:39Ama sonra bu kitap küçüldü, küçüldü, küçüldü, küçüldü.
43:41O kocaman kitaptan ortaya küçücük bir şeyler kaldı.
43:45Bugün cinsel eğitim artık konuşulan bir konu bile değil ne yazık.
43:48Değerli hocam kısa bir ara vereceğiz.
43:50Reklamlardan sonra tekrar birlikteyiz.
43:53Kaldığımız yerden devam ediyoruz.
43:55Kaygıyla başladık değerli hocam.
43:57Kaygıyla tamamlayalım.
43:59Kaygıyı belirleyen en temel faktör nedir?
44:03Çok güzel bir soru.
44:04Çünkü bu sorunun cevabı hem çocukları ilgilendiriyor hem yetişkinleri hepimizi ilgilendiriyor.
44:09Çünkü kaygı hayatlarımızda kaçınılmaz duygulardan biri.
44:13Kaygıyı belirleyen en önemli etken aslında kontrol kaybı.
44:16Yani eğer kontrol benim elimde ise kaygı yoktur.
44:21Yani aslında kontrol kaybının da açıklaması bir altı açıklaması nedir?
44:25Belirsizlik.
44:26Elinizdeki kitap mesela bunu bir nevi yazıyor.
44:29Belirsizlikle barışmak, kaygı ve endişeyi yönetmek.
44:33Yani belirsizlik bu Covid zamanında yazıldı.
44:37Belirsizliklerin belirgin olduğu bir dönemde yazıldı.
44:40Yani belirsizlik insan türü için her zaman tehlike gibi algılanır.
44:44Çünkü aslında belirsizlik hayatta bir...
44:49Yani ne diyeyim bir kaydedir.
44:52Her zaman belirsizlik var.
44:53Ama biz belirsizliği tehlike gibi algılarız.
44:55Bunun en önemli sebebi nedir diye sorarsanız,
44:57Bence en önemli sebep ta gerilere giderseniz insanın evrimleşmesine.
45:03İnsan eskiden yaşamak için avlanmak zorunda.
45:06Av alanına gidecek ki orada avlansın ve hayatta kalabilsin.
45:11Ama hayatta kalabilmek için avlanmak zorunda olan tek canlı insan değil.
45:15İnsandan çok daha hızlı, çok daha güçlü ve çok daha aç hayvanlar var.
45:20Dolayısıyla bir taraftan da o alan belirsizliklerin olduğu bir alan.
45:24Siz ava giderken avlanabilirsiniz.
45:25Dolayısıyla insan zihnine belirsizlik tehlike gibi yazılmıştır.
45:29Dolayısıyla insan o belirsizlik alanından hızlıca çıkmak ister.
45:32Hatta bazen neyi görürsünüz?
45:34Bu belirsizlik uzaklayacağına ne olacaksa bir an evvel olsun,
45:37en kötüsü olsun yeter ki bu belirsizlik bitsin diyen insanlar göreceksiniz.
45:41Ve insanlar belirsizliği her zaman en kötü sonuçla işlettirir.
45:45Yani belirsizlik varsa en kötü senaryo odakları.
45:47Halbuki üç senaryo vardır.
45:49En iyi senaryo belirsizlikte, en kötü senaryo ve en muhtemel senaryo.
45:54Bizim muhtemel senaryo yönelmemiz gerek.
45:56Onun için belirsizlikle savaşmak, başa çıkmak diye bir şey yoktur.
46:00Belirsizlikle barışırsınız.
46:02Çünkü hayatlarımızda her zaman belirsizlik vardır, var olacakmış.
46:05Çok teşekkür ederim hocam.
46:07Çok sağ olun, ayaklarınıza sağlık.
46:09Bu hafta Arzu Öztürk'te eğitim yolculuğunda Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur'la eğitime psikolojik bir pencereden baktık.
46:18Haftaya cumartesi 11.00'da Beyaz TV yeni bir konuk ve yeni konularla görüşmek üzere.
46:26Sevgiyle kalın, eğitimle kalın.
Önerilen
40:54
|
Sıradaki
51:27
45:14
46:19
42:33
40:18
44:03
44:23
44:28
44:51
44:44
43:42
49:13
5:45
1:08:21
50:01
47:28
46:32
1:18:54
44:33
1:18:36
1:21:22
45:36
45:25
1:31:20
İlk yorumu siz yapın