- 3 ay önce
Uluslararası arenada Filistin kararları... Devlet tanıma sürecinin hukuki boyutu... Bir ülkeyi tanımak ne anlama geliyor? İsrail'in planı uluslararası hukukta nasıl karşılık bulur? İçme suyu krizi kapıda mı? Türkiye'de su yönetimi... Tarımsal sulama su kaynaklarını nasıl etkiliyor? Su yönetimi neden hayati bir öneme sahip? Türkiye'nin su krizi haritası... Dünyada su kıtlığına karşı alınan önlemler... Sürdürülebilirlik kavramı nasıl ortaya çıktı? Cüneyt Özdemir 5N1K'da sordu; Hukukçu Deniz Baran, İstanbul Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay ve Yeditepe Üniversitesi Nanoteknoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Turan yanıtladı.
Kategori
🗞
HaberlerDöküm
00:00İNTRO
00:00Sevgili seyirciler yeni bir Beşne Birkan programına hoşgeldiniz.
00:08Şu sıcak yaz günlerinin en sıcak konusu Gazze.
00:12Gazze'de son iki buçuk aydır yardımların sıfıra inmesiyle beraber
00:16dünyanın belki de son on yıllarda gördüğü en büyük açlık felaketi yaşanıyor.
00:22Adına ister soykırım deyin, isterseniz kontrolü açlık.
00:25Şu anda gelen o kadar trajik görüntüler var ki kelimelerin yetersiz kaldığı anları yaşıyorsunuz.
00:32Bir parça kalbiniz, vicdanınız varsa hangi din, hangi dili konuşursanız konuşun,
00:37hangi dine iman ederseniz edin bu görüntüler karşısında gözyaşlarınızı tutmanız imkansız gibi.
00:43İnanın bunlar Gazze için daha iyi günler.
00:45Önümüzde daha da zor günler bekliyor.
00:48Zira Benjamin Netanyahu kontrolündeki azılı bir azınlık hükümeti
00:53kendi istikballeri ve Benjamin Netanyahu hakkındaki çeşitli soruşturmaların savuşturulması için
01:00bunu bir fırsat olarak görüyorlar.
01:02Belki İsrail'in içinde de buna itiraz sezleri çıkıyor ama
01:05şu anda bu yokluk ve yoksulluk kontrollü bir şekilde bizzat İsrail devleti tarafından uygulanıyor.
01:13Ve olası bir Gazze harekatı geçtiğimiz hafta çok çok konuşuldu.
01:17Orada da fikir aylıklıları vardı.
01:20Genelkurmay, İsrail Genelkurmay'ı böyle bir işgalin doğru olmayacağı yönünde çeşitli demeçler verirken
01:26Benjamin Netanyahu'un oğlu onlar yapmayacaksa istifa ederler, başkaları yapar gibi açıklamalarda bulunuyorlardı.
01:34Son hafta geçtiğimiz günlerde ölü sayıları günde 80 ila 120 kişi arasındaydı.
01:39Bütün bunlar 20 kişilik şu anda Hamas'ın elinde rehine tuttuğu o rehinelerin bir anlamda alınması karşılığında bedel olarak ödetiliyordu.
01:5250'den fazla kişi yardım merkezlerinde giderken ya da un alırken, yiyecek alırken hayatını kaybetti.
01:59Şu ana kadar 2 milyon 300 bin kişinin 2 milyonun yatacak yeri yok Gazze'de.
02:04Ve de ölü sayısı 61 bini geçmiş durumda.
02:09İsterseniz bütün bu süreçte biraz da uluslararası toplumdaki tepkiye bakalım.
02:15Türkiye'de çeşitli protestolar vardı.
02:18En büyük protesto da geçtiğimiz hafta Sydney'den geldi.
02:21Binlerce kişi kilometrelerce, binlerce kilometre ötedeki Gazze'deki bu duruma dikkat çekti.
02:29Birkaç ülke Filistin'i tanımaya karar verdi. Bunlardan bir tanesi de Fransa'ydı.
02:33Deniz Baran kendisi bir hukukçu şu anda yayınımızda.
02:36Sayın Baran, Fransa ve Birleşik Krallık'ın Filistin'i tanımaya yönelik kararlılıkları sembolik olarak da olsa ne anlam ifade ediyor?
02:43Şimdi tanımanın bir takım sonuçları olduğunu söyledik.
02:46Haliyle Birleşik Krallık ve Fransa şu an Filistin devletini tanıyorsa bu tersten okuduğumuzda şu anlama geliyor.
02:52Bu zamana kadar Filistin devletini, oradaki o yapıyı bir devlet olarak tanımıyorlardı ve devlet düzeyinde ilişki kurmuyorlardı.
02:57Bir kere ikili ilişkilerinde elbette sembolik bir cestin çok ötesinde sonuçta olacak bu.
03:03Çünkü artık eş devletler, eş egemenler olarak ilişki kurmak zorunda kalacaklar ve bunun uluslararası hukuktan doğan bütün sonuçlarını kabullenmiş olacaklar.
03:12Bu ikili ilişkiler düzeyinde.
03:14Genel anlamda ise elbette sembolik değeri ağır basan bir karar, tanıma kararı.
03:19Fakat şöyle düşünelim, bir devlet veya devlet benzeri yapı devlet olduğunu iddia edip bunu ne kadar fazla aktöre kabul ettirebilirse elbette uluslararası ilişkilerde yaratacağı fiili durum, kendini kabul ettirme anlamında yaratacağı fiili durum güçlenecektir.
03:34Ve bunun politik anlamlı sonuçları olacaktır.
03:36Şimdi bugüne kadar durum neydi Filistin devleti için?
03:39Aslında tanınmış bir sürü devlet var.
03:41Yani onlarca devlet zaten bu zamana kadar tanıdı Filistin'i.
03:44Ama biz özellikle bu 7 Ekim sonrası sürece kadar Batı bloğu diye adlandırılan, daha işte ABD ve Avrupa'yı kapsayan devletler bloğundan hiç kimsenin tanımadığını görüyorduk.
03:56Fakat bu kırılmış oldu.
03:57Genel anlamda ise şöyle bir durum söz konusuydı bu zamana kadar.
04:01Filistin devleti aslında tanınmıyor değildi.
04:04Onlarca devlet zaten Filistin devletini, yani Filistin'i devlet olarak tanıyordu.
04:08Fakat bu 7 Ekim sonrası sürece kadar şöyle bir tablo vardı.
04:12Onlarca devlet tanısa da bu tanıyan devletler veya devlet blokları belli kıtalardaki, belli bölgelerdeki devletlerdi.
04:21Ve Batı diye adlandırılan, yani Batı bloğu diye adlandırılan, ABD ve Avrupa devletleri başta olmak üzere olan geniş blok Filistin'i tanımıyordu.
04:28Yani ilişkiler sürüyordu ama devlet olarak tanıma mevhumu söz konusu değildi.
04:33İşte bu kırılmış oldu.
04:34Bunun kırılmış olması çok büyük bir diplomatik kazınım.
04:37Artık yani onlarca devlet tanımış olsa da dünyanın sadece belli bölgelerine konsantre olmuş devlet blokları değil, artık Batı'yı da içine alan, çok daha geniş bir devlet grubunun Filistin'i tanıdığı anlamına geliyor bu.
04:49Bu da yani sembolizmin ötesinde demin açıkladığım gibi bir fiili durum yaratma, bir meşruiyet sağlama anlamında çok büyük bir diplomatik kazanım ve bunu tabii ki takip eden politik sonuçları olacaktır.
05:00Tekrar uygulamak isterim.
05:02Sizce bu tanımaların hukuki bir bağlayıcılığı olacak mı?
05:05Hem bu iki ülke için, hem Filistin için, hem de İsrail için?
05:08Tanıma, yine çok doktrindeki kavramlara, detaylara girmeyeyim, tekniğe boğulmamak adına ama temelde ikiye ayrılıyor.
05:17Bir fiili tanıma, geçici tanıma diyeyim daha doğrusu, fiili tam doğru tabir değil, bir de kesin tanıma diyebileceğimiz, de jure tanıma diye adlandırılan bir tanıma türü var.
05:26Ve bu devletlerin doğrudan başka devletleri, yani Birleşik Krallık'la Fransa'nın, Filistin'i devlet olarak tanıdığını belirtmesi ikinci kategoriye, yani kesin tanımaya giriyor.
05:35Ve bu bir kez yapıldığımı geri alınamayacak.
05:37Artık çünkü devlet statüsünde bir yeri kabul ettikten sonra, o eş egemen pozisyonu kabul ettikten sonra geri alınamayacak bir şekilde hukuki bağlayıcılık yaratmış oluyor tabii ki.
05:48Ama altını çizeyim, tanıma devletlerin uhtesine bırakılmış bir husus.
05:52Yani tek taraflı sadece tanıyanı bağlar.
05:55Yani Birleşik Krallık'la Fransa tanıdı diye bir üçüncü devletin tanıması gibi bir zorunluluk söz konusu değil uluslararası hukukta.
06:02Bu tartışılıyor ama böyle bir norm oluşmuş değil kesinlikle.
06:06Haliyle bağlayıcılık sorusu burada.
06:08Genel bir bağlayıcılık, küresel çapta bir bağlayıcılık anlamındaysa hayır böyle bir mekanizma yok.
06:12Hani şöyle bir algı da olabiliyor bazen.
06:14Devletler tanıyor, işte belli bir sayıda devlet tanıyınca sanki bir yere bunu kaydediyorlarmış gibi.
06:19Artık o devlete dönüşüyor ve herkes tanımak zorunda oluyor gibi bir algı oluşabiliyor.
06:24Bu doğru değil yani böyle bir şey yok.
06:26Dediğim gibi hukuki bağlayıcılığı var hem de geriden ölmez bir şekilde bağlayıcılığı var ama sadece tanıyan devlet için.
06:32Bir ülkeyi tanımak nedir? Nasıl anlatıyorsunuz bunu?
06:35Uluslararası hukuka göre bir devletin tanınması demek aslında belli unsurlara sahip bir siyasi yapı olarak o devleti tüm hukuki sonuçlarıyla kabul etmek ve onunla o düzemli ilişki kurmayı kabul etmek anlamına geliyor.
06:47Peki bir devlet zaten o unsurları karşılıyorsa, kendiliğinden bir toprak üzerinde varlık gösteriyorsa diğer devletlerin tanınmasına ihtiyacı mı var?
06:56Sorusu burada gündeme gelebilir.
06:58Esasında bu uluslararası hukukta çok kadim bir tartışma.
07:01Net bir cevabı da yok.
07:02Burada da bu doktrinal tartışmaların detaylarına girmek çok anlamlı değil ama
07:05evet yani buna meşruiyet için yani küresel çapta veya uluslararası ilişkilerle meşruiyet için genelde devletler ihtiyaç duyuyor.
07:13Elbette bir devlet veya devlet olduğunu iddia eden yapı tanınmadığında faaliyet gösteremiyor mu?
07:18Gösteriyor.
07:18İşte bunun yakın gelecekte biz örneklerini de gördük.
07:23Irak-Şam İslam devleti olarak kendini adlandıran ama neredeyse bütün dünya tarafından terör örgütü olarak tanımlanan DAEŞ örneği akla gelebilecek ilk örnek.
07:30Kimse tanımadığı halde kendini devlet olarak ortaya çıkarmıştı ve gerçekten de bir kısmi egemenliği ve toprak kontrolü vardı.
07:37Ama uluslararası ilişkilerde hiçbir resmi ilişki kuramadı.
07:41İşte tanımı burada devreye giriyor.
07:43O yüzden ne kadar devlet tanırsa bir diğer devlet iddiasındaki yapıyı elbette uluslararası ilişkilerde o meşruiyeti daha geniş çapta yakalayıp daha geniş bir zeminde ilişkilerini sürdürebilecektir.
07:56Tanımanın en büyük anlamı bu.
07:57Son olarak da şunu not etmek lazım.
07:59Tanıma doğrudan bir kurala bağlanmış bir konsept değil uluslararası hukukta.
08:04Yani devletlerin kendi uhtesine bırakılmış bir başka de işte tek taraflı kararlarına bırakılmış bir mesele.
08:10O yüzden devletler bir başka devlet iddiasında olan yapıyı tanımakta veya tanımamakta serbest der.
08:17Şu anda Sayın Baran şunu görüyorum ben.
08:19İsrail'in 2. Dünya Savaşı'ndan sonra inşa ettiği bütün imajı yerle bir oldu.
08:23Artık işte Fransası, İngiltere'si Filistin'i tanımaktan bahsediyor.
08:29Gazze'de o kadar büyük bir trajedi var ki artık bütün bu Yahudi lobisinin de gücünü aşan bir trajediyle karşı karşıyayız.
08:37Vicdanı olan herhangi bir ülkenin bunu görmezden gelmesi imkansız.
08:41Nitekim mesela Ürdün'ün yanı sıra İspanya'da havadan yardım edenler arasındaydı.
08:46Netanyahu'nun Gazze'yi tamamen işgal etme planı hem uluslararası hukuk olarak hem de bütün bu gelişmeler çerçevesinde nasıl değerlendiriyorsunuz?
08:58Yani bunun değerlendirmesini yapmak kolay aslında bir kelime yani bir cümleyle uluslararası hukuka kesin kes aykırı.
09:04Ama detayına girecek olursak elbette bir kere şu an bir soykırım davası yürüyor uluslararası adalet divanında.
09:13Bir yandan da başka uluslararası suçlar henüz soykırım suçlaması yok ama başka uluslararası suçlar çerçevesinde uluslararası ceza mahkemesinde bir soruşturma süreci yürüyor.
09:24İsrail'li bazı yetkililere karşı.
09:26Şimdi bu ikisi açısından baktığımızda bu iki dosyayı da güçlendirecek yani bu iki dosyaya da aslında dayanak teşkil edebilecek kadar uluslararası aykırılık arz eden bir durum bu.
09:36Birincisi insanlığa karşı suç tanımına rahatlıkla girebilir çünkü sistematik bir durumdan bahsediliyor.
09:42İkincisi kesinlikle bir savaş suçu ve zaten başka savaş suçları işleniyor ve o suçlar listesine tereddütsüzce eklenebilecek bir başka eylem olacaktır böyle bir şey olması.
09:53Üçüncüsü her zorla sürgün bu kategoriye girmese de başka kriterler olsa da soykırım suçlamasını da güçlendirebilecek bir durum olur.
10:03Çünkü sistematik bir şekilde nüfusu tamamen belli bir topraktan sürüp onların yaşam koşullarını da yani o sürdükten sonra bir şekilde onların toplumsal varlığını sürdüremeyecek bir duruma getirirseniz bu soykırım kavramına da girebilir.
10:17Bir kere yani bu üç suç kavramına zaten giriyor veya girebilir.
10:22Öte yandan Uluslararası Adalet Divanı'nın geçtiğimiz yıl bir danışma görüşü vardı Filistin konusunda.
10:28Orada self-determinasyon hakkının sağlanması için bırakın şu an Gazze'lilerin sürgün edilmesini.
10:35İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesi kesin bir gereklilik olarak görülüyordu.
10:39Haliyle yani şu anki statikoda bile self-determinasyon hakkı ihlal ediliyorsa Gazze'den halkın sürülmesi durumunda hayli hayli ihlal edilmiş olacak.
10:48Daha doğrusu bu ihlal çok daha derinleşmiş olacak ve bunun gibi başka bir sürü insan uluslararası hukuk normu sayılabilir.
10:55İnsan hakları hukukuna giren, insancılık hukukun başka alanlarına temas eden çok uzun bir liste yapılabilir.
11:01Uluslararası hukukun hangi normlarını, hangi kurallarını ihlal ettiğine dair böyle bir eylemin.
11:06Ama tablo bu verdiğimiz en öne çıkan örneklerle bile bence çok açık.
11:11Sayın Baran çok çok teşekkür ederim.
11:13Sevgili seyirciler sıcak yaz günleri geçiriyoruz ve bu sıcak yaz günlerinde Ege Hattı, İzmir, Çeşme ve burası bu yayını çektiğim Bodrum kavruluyor desek yeridir.
11:25Fakat geçtiğimiz yıllardan bir farkı var bu yılın.
11:27Su yok. Bazen günlerce, bazen haftalarca su verilmediğini ya da hani bir zamanlar hatırladığımız, çok uzun zamandır unuttuğumuz düzenli su kesintilerine yeniden başladığını görüyoruz.
11:40Peki ne oldu da şimdi yeniden susuz yaza geldik?
11:43Onca yıl geçti, teknoloji gelişti, onca adım atıldı ama bu susuzluğa çare bulunamadı.
11:49İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Doğan Ay Tolunay şu anda yayınımızda.
11:55Sayın Tolunay, Türkiye bir kuraklığa mı yaşıyor? O yüzden mi su yok?
11:59Ya da Türkiye'nin iklim haritasında susuzluğun daha yoğun ve etkili olacağı bölgeler mi değişti?
12:05Ve bir anda böyle kalıcı bir susuzluk yaşanmaya başlandı.
12:09Türkiye'de 2020 yılından itibaren kurak bir döneme geçildi.
12:142023 yılında yıllık toplam yağışlar uzun yıllar ortalamasının üzerindeydi ama
12:22şimdi iklim değişikliğiyle birlikte yağışların mevsimsel dağılışı da değişti.
12:282023 yılında yıllık toplam yağışlar fazla olmasına rağmen çok uzun bir yaz kuraklığı söz konusuydu.
12:352025 yılında kurak geçiyor.
12:38Dolayısıyla kabaca 5 yıllık bir dönemden bahsedebiliriz kurak geçen.
12:43Ve bu 5 yıllık dönemde en fazla kuraklığın hissedildiği bölgelerimiz özellikle son 2 yıldan beri
12:51Marmara bölgesi, Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgeleri.
12:57Karadeniz bölgesi ve kısmen Doğu Anadolu'nun kuzey taraflarında yağışlar yine uzun yıllar ortalamasına yakın seyrediyor.
13:09İklim değişikliği açısından baktığımızda gelecekte ki durum nedir diye baktığımızda
13:14tabi burada iyi senaryo kötü senaryo var.
13:17Karadeniz bölgesinde yağışların çok fazla değişmeyeceği öngörülüyor ama
13:23toplam yağışlar çok fazla değişmese de şiddetli sağanak yağışlar artacak gibi gözüküyor.
13:30Marmara bölgesinde de yağışların çok fazla azalmayacağı öngörülüyor.
13:34Ama diğer bölgelerimizde özellikle Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde
13:41iyimser senaryoya göre bile %10-15 kadar yağışlarda azalma olabileceği,
13:47kötümser senaryoya göre bu azalmaların daha uzun, yani daha fazla olabileceği,
13:53yani %20'leri bulabileceği öngörülüyor.
13:56Tabi sadece yıllık toplam yağışlar üzerinden değerlendirmek de çok doğru değil.
14:00Çünkü bunun mevsimsel dağılışları da önemli.
14:05Örneğin işte tarım açısından ya da işte kentlerdeki yaşam açısından baktığımızda
14:11mevsimsel dağılışların da önemli olduğunu görüyoruz.
14:15Genellikle Türkiye'de iklim değişikliğine bağlı olarak
14:18kış yağışlarının artacağı ama yaz kuraklığının uzayacağı şeklinde bir öngörü söz konusu.
14:25Tabi sadece iklim değişikliği, kuraklık üzerinden suyu konuşmamak gerekiyor.
14:32Niye diyeceksiniz?
14:33Kuraklık sadece su yönetiminin bir bileşeni.
14:37Bunun haricinde Türkiye'de kuraklık, yani son 5 yılda yaşanan kuraklığa ek olarak
14:42baktığımızda su yönetiminde bazı eksiklikler olduğunu da söylememiz de mümkün.
14:49Nedir bunlar?
14:50Örneğin nehirlerimizin çoğunun kirlendiğini, dağlardan temiz olarak doğan akarsuların
14:58geçtikleri ilk yerleşim yerinden itibaren kirlenmeye başladığını görüyoruz.
15:02Kirli su da maalesef içme ya da kullanma suyu olarak kullanılamıyor.
15:07Bunun haricinde suyu olmayan bölgelerimizde yerleşimlerin çok arttığını söyleyebiliriz.
15:14Ki Türkiye ortalaması olarak kişi başına günlük su tüketimi 200 litre civarında.
15:21Suyu olmayan bir yerde nüfus arttığı zaman her bir kişi için günde 200 litre su bulmak zorundasınız.
15:28Ve bunu aşmak için de genellikle hazal arası su transferi şeklinde,
15:33yani başka nehirlerin suyunu oralara götürme şeklinde uygulamalar yapılıyor.
15:39Dolayısıyla şehir bölge planlama da su yönetiminin bir parçası.
15:42Diğer yandan tarımsal kullanımı da çok önemli.
15:47Ülkemizde 2008 ve 2022 yılları arasında baktığımızda
15:51yıllık su tüketimi 45,5 milyar metreküpten 63-63 milyar metrekübe çıkmış.
16:00Yani 18 milyar metreküplük bir artış var.
16:03Bunun 10 milyar metrekübü tarımsal sulamada.
16:06Çünkü kuraklıkla birlikte tarımsal sulama için su bulamadığınızda bu sefer nehirlerden su çekmeye başlıyorsunuz.
16:17Daha fazla sulama yapmaya başlıyorsunuz.
16:19Tarım alanlarınızı azaldığı için sulu tarıma geçmek zorunluluğu var.
16:24Bütün bunları birleştirdiğimizde sadece kuraklık değil, su yönetimi.
16:29Yani sularımızı temiz tutmaması gerekiyor.
16:32Şehir bölge planlaması, kentleri kurarken, nüfus artışını planlarken,
16:37örneğin konuştuğumuz Bodrum gibi yaz aylarında 800 bine çıkan nüfus olan bir yerde su kaynağı yok.
16:44Bu gibi İstanbul'u örnek verebiliriz.
16:46Bu gibi bütün bunlara bütüncül olarak yaklaşmamız lazım su yönetimine.
16:52Kaldı ki su olmadığı zaman sadece su krizinden değil, gıda krizinden de bahsetmemiz mümkün.
17:01Çünkü tarım, yani suyumuzun %70-72 kadarını tarımsal sulamada kullanıyoruz.
17:08Su olmazsa tarım da yapamayız.
17:10Yine pandemide yaşadık biliyorsunuz su aynı zamanda hijyen açısından da gerekli.
17:17Su kaynakları bittiği zaman hijyen açısından da sorunlar yaşayabiliriz.
17:23Biz gazeteciler hep her yıl aynı haberi yaparız.
17:26Barajlardaki dolluk oranı düştü, acaba işte yazın ne olacak, ne bitecek diye.
17:31Şu anda da bakıyoruz özellikle Ege ve Akdeniz'de dolluk oranı %20-%30'lara düşmüş durumda.
17:37Bu durum bir içme suyu krizine dönüşebilir mi?
17:39Dünya bu tür krizlere nasıl bakıyor, nasıl bunlarla mücadele ediyor acaba?
17:43Su yönetimi açısından olaya yaklaşmak lazım.
17:46Özellikle Ege, Akdeniz'de zaten hani 2025 yılı bu bölgelerimizde oldukça kurak geçti.
17:53Sadece hani son 6 aylık, 8 aylık duruma değil, dediğim gibi 2020'den itibaren ciddi bir kuraklık var Türkiye'de.
18:03Özellikle de bu kuraklık Ege ve Akdeniz hatta Güneydoğan'ın dolu bölgesini yakından etkiliyor.
18:10Tabii bu kuraklığın uzaması yani uzun yıllara yayılması da barajların tam dolmadan sonbahar ve kış yağışlarıyla dolmadan kurak sezona geçilmesi şeklinde kendini gösteriyor.
18:24Özellikle Ege ve Akdeniz'de de yaz aylarında turizm potansiyeli yüksek olduğu için nüfus da artıyor ve su kullanımı ciddi bir şekilde artıyor.
18:37Dolayısıyla hani bütün bunları düşünerek planlama yapmak gerekiyor.
18:42Bu nedenle %20-30'lara düştü Ege Akdeniz'deki barajlardaki doluluk oranı hatta su kullanımının kısıtlanması gibi önlemler de alınmaya başlandı.
18:55Şimdi dünyada bu su aslında sadece Türkiye'ye özgü değil çoğu ülkede büyük sorun.
19:03Özellikle Afrika gibi ülkelerde büyük sorun.
19:07Yine Orta Doğu'daki ülkelerde ciddi sorun.
19:11Yine Amerika'nın bizim iklimimize benzer olan özellikle Kaliforniya eyaletinde benzer sorunlar var.
19:18Değişik önlemler alıyorlar.
19:21Örneğin hani suyu çok fazla sorun olmayan daha nemli bir iklime sahip olan Almanya'da bile suyla ilgili çeşitli önlemler alınmış durumda.
19:33Neler bu önlemler dediğimizde.
19:37Örneğin suyun daha etkin kullanımı, tasarruflu kullanımı, sürdürülebilir su yönetimi gibi uygulamalar ön plana çıkıyor.
19:44Ve özellikle de su kirliliğinin önlenmesi oldukça önemli bir konu.
19:48Almanya'da musluklardan su içebiliyorsunuz.
19:52Orta Doğu'da İsrail ön plana çıkıyor.
19:54Özellikle İsrail zaman zaman ülkemizde de tartışılan deniz suyunu arıtarak içme suyu elde edilmesi konusunda çalışmalar yapıyor.
20:05Bu Orta Doğu'daki çoğu ülkede özellikle Arabistan, Suriye Arabistan gibi ülkelerde uygulanan bir yöntem ama çok yoğun enerji gerektiriyor.
20:15Bu deniz suyu arıtını ve nüfus kalabalık olan ülkelerde çok uygulanabilir bir yöntem olmadığını söyleyebiliriz.
20:25Sayın Tolunay çok çok teşekkür ederim.
20:27Sevgili seyirciler gelin isterseniz programın son bölümünde bir kavramı konuşalım.
20:31Sürdürülebilirlik.
20:33Bu kavramı duydunuz mu bilmiyorum.
20:35Bu kavramla ilgili konuşmaya başlarken ekip arkadaşlarımızla da ufak bir tartışma yaşadık.
20:41Ben dedim ki ya sürdürülebilirlik, iklim krizi bunlar bizim gibi ülkeler için lüks tartışma kavramları.
20:47Bizim o ekonomik kriz var, siyasi krizler var, yanı başımızda Gazze'de olan biten var.
20:52O kadar çok derdimiz var ki var oğlu var.
20:55Bunlara gelene kadar daha neler neler konuşmamız lazım dedim.
20:59Genç ekip arkadaşlarım beni ikna ettiler.
21:01Hayır, sürdürülebilirlik de işte belki bütün bunların en temelinde yatan mesele.
21:05Tıpkı nasıl bugün susuzluğu, iklim krizi üzerinden konuşuyorsak sürdürülebilirliği de aynen bu çerçevede konuşmamız lazım dediler.
21:13Doçent doktor Ahmet Turan şu anda konuğum Yeditepe Üniversitesi'nden.
21:18Ahmet Bey sürdürülebilirlik kavramını yıllardır konuşuyoruz.
21:21Şöyle çocuğa anlatır gibi anlatsanız nasıl tanımlarsınız?
21:25Nedir sürdürülebilirlik?
21:26Çok teşekkürler Cüneyt Bey.
21:28Aslında sürdürülemezlik hali yansımalarını direkt günlük hayatımızda gördüğümüz için bizim için en önemli hususlardan bir tanesi haline geldi.
21:36Temel tanım olarak 1987 yılında Birleşmiş Milletler tarafına hazırlanan Brantland raporunda ilk defa tanımlama olarak ele alınıyor.
21:46Rapor hazırlayan komisyonun başında Norveç'in ilk kadın başbakanı Harlan Brantland var.
21:52Raporda sürdürülebilirliğin genel ve bugünkü kullandığımız halindeki tanımlaması yapılıyor.
21:57Yani nedir bu?
21:58Bizim jenerasyonumuzun ya da herhangi bir jenerasyonun gelecek jenerasyonlarının kaynaklarını kullanmadan gündelik faaliyetlerini sürdürmesi.
22:04Tabii bu biraz da bilimsel bir açıklama olacak ama nanoteknoloji gibi konularda gördüğümüz örneklere çok benziyor.
22:13Örneğin hiç mi mesela şunu düşünebiliriz Antik Mısır'da ya da eski simyacılar herhangi bir nano boyuttaki partikülü sentezlemediler.
22:21Evet sentezlediler ama ne zaman biz güncel bilimsel ilerlemelerin dışında bunların partikül boyutlarını ölçebildik?
22:29Evet o zaman bunun ismini nanoteknoloji olarak isimlendirildik.
22:31Bu yüzden de sürdürülebilirlik veya sürdürülemezlik halinin birçok tarihsel örneği de var.
22:36Ama ilk tanımlama dediğim gibi 1987 yılında yapılıyor.
22:38Buna en çok bilinen örneklerden biri bunu Clip Pointing bir kitabında vermişti.
22:42Paskalya Adası'nın da karşılaşılan dolu.
22:45Paskalya Adası Pasifik Denizi'nin, Pasifik Okyanusu'nun ortasında son derece ısız bir lokasyonda biz bilim insanlar için de önemli bir noktada.
22:52Niye? İzole bir hayat sürülüyor ve izole bir hayat olduğu için de çok güzel bir laboratuvar, gözlemlerin yapılabileceği bir laboratuvar ortamı bizlere sağlıyor.
22:59Paskalya Adası'nın ilk yerleşimcileri sallarla daha erken devirlerde yaklaşık 5. 6. yüzyılda buraya varıyorlar ve burada mahsır kalıyorlar.
23:08İlk vardıklarında Paskalya Adası'na orada ormanlarla kaplı yaklaşık 160 km2 büyüklüğünde devasa denilebilecek bir ada buluyorlar.
23:17Adanın şartları ve iklimi çok iyi.
23:18Yanlarında da tavuk ve patates götürüyorlar.
23:20Bu çok enteresan bir örnektir.
23:22Baktığımızda tavuk ve patatesin günlük hayatlarını o kadar iyi idam ettiriyorlar ve patates ve tavuk adanın şartlarına uygun.
23:28Çok uzun süreçlerde orada yaşıyorlar ve çok fazla boş vakitler oluyor.
23:31Hatırlarsanız bizim kuşağımız için en azından Eric Fondanique'nin Tanrıların Arabaları diye bir kitabı vardı.
23:39O zaman işte Paskalya Adası'nda yapılan muay denilen heykelleri acaba uzaylılar mı yaptı diye bir söylem geliştirilmişti.
23:45Ama aslında bugünkü arkeolojik kazılar şunu göstermekte.
23:49İnsanlar boş vakitlerinden dolayı o kadar iklim şartları güzel bir adada taş ocaklarından bu yaklaşık 10 metre boyunca 50 ton ağırlığındaki heykelleri yapıyorlar.
23:59Ve bunları çeşitli lokasyonları taşımak için adanın içerisindeki bütün ağaçları kesiyorlar.
24:03Tabii zamanlar ne oluyor?
24:05Bütün ağaçlar kesildiği için iklim değişiyor.
24:06Ve yaklaşık 17. yüzyılda Avrupalı kaşifler oraya geldiklerinde çok az kalmış bir insan grubu ve yamyamlıkla günlük hayatını geçiren bir insan grubu görüyorlar.
24:17Aslında sürdürülebilirliğinde bizim için bu şekilde tarihsel örnekleri var.
24:20Tabii sürdürülebilirlik ilk raporuyla beraber çevresel, ekonomik ve sosyal olmak üzere 3 tane temel kimi içerisinde gerçekleşiyor.
24:28Bizim bugün sonuçlarını direkt olarak gördüğümüz iklim değişikliğiyle mücadelede daha çok çevresel sürdürülebilirlikle mücadele edebilecek bir alanı kapsıyor.
24:36Ama ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlikte yani ekonomik kalkınma ve sosyal eşitlik ve demokrasinin topluma, insanlığa entegrasyonuyla da sürdürülebilirliğin, özellikle çevresel sürdürülebilirliğin daha iyi bir duruma getirilebileceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz.
24:52Ama bir taraftan da baktığımızda bugün şartlarda temel sıkıntımızda buna karşı net bir argümanlar üreteceğiz.
24:59Aslında politika yapıcılar ya da uluslararası organizasyonlar 2015 yılında özellikle Birleşmiş Millet'in 17 tane sürdürülebilirlik kalkınma hedeflerini yayınladıktan sonra bunlara mümkün olunca uyum sağlamaya çalışıyorlar.
25:12Özellikle mesela çevresel sürdürülebilirlik açısından konuşacak olursak neler var bunun içerisinde?
25:18Geri dönüşüm, karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik yenilebilir enerji ya da düşük karbon emisyonlu yakıtların enerji üretiminde kullanımı gibi konular oldukça öne çıkıyor.
25:29Az gittik uz gittik bir 5N1K'nın daha sonuna geldik.
25:32Önümüzdeki hafta yeni bir 5N1K'da daha iyi haberlerle buluşma umuduyla.
25:37Ben Cüneyt Öznebir. Hepinize iyi günler, iyi akşamlar dilerim.
Önerilen
0:23
8:11
1:31
1:51:42
6:33
İlk yorumu siz yapın