Oynatıcıya atlaAna içeriğe atlaAltbilgiye atla
  • evvelsi gün
Birbirinden değerli edebi eserleri kaleme alan usta ellerin hikayesi “Yaşadığımız Günler” ile Ülke TV ekranlarına taşınıyor. Yaşadığımız Günler, pek çok esere imza atmış yazarları, şairleri, edebiyatçıları, ilahiyatçıları, düşünce insanlarını konuk ediyor ve hayat hikayelerini bizzat kendilerinden dinliyor.

Bambaşka dünyalara kapı açan edebi eserlerin yazarlarının hisleri, düşünceleri, bilinmeyen yönleri ve karşılaştıkları zorlukları bizzat kendilerinden öğrenen Yaşadığımız Günler, izleyenlerini merak dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Okuyucusuna hayaller kurduran, kimi zaman güldüren kimi zaman ağlatan kimi zaman da eşsiz duygular yaşatan bu eserlerin yazarlarının hayalleri neydi peki? Onların hayat serüveni romanlardaki gibi mutlu sonla mı bitiyordu yoksa hüzünlü bir son mu?
Döküm
00:00MÜZİK
00:30MÜZİK
01:00Çömlekçi Köyü, Hafız Ethem amcam, şey diyeyim, merkezdi orası, civar köylerden falan okumaya, hafız olmaya gelirlerdi.
01:26Peki bu, nerede kalacak bunlar? Bak fevkalade güzel bir gelenek vardı o köyde.
01:32Şimdi diyelim ki civar köyden birisi gelecek, bir hane onu kendi çocukları gibi evinde, evlatlık gibi hafız oluncaya kadar yemesi, içmesi şeylerdi.
01:43Hadi İngiltere'ye falan gidiyor, aile bilmem nesi, öyle bir şey var ya, bizim orada tabi olarak hiçbir şey beklemeden ona sahip olurlar.
01:53O evde bir şey gibi, yurt gibi ona bakarlardı.
01:57Hafız olunca işte ya görev alırlar veya işte okuma İstanbul'a gelirlerdi.
02:33En büyük ideal hafız olmaktı. Merasimler olurdu, hafızlar işte ama tam böyle baştan sona da ezbere şey yapılırdı.
02:43Tamamlandıktan sonra merasim olur, bütün civar köylerden insanlar gelir, yemekler pişirilir, o hafızlara takım elbise yapılır.
02:53Biz takım elbiseyi ben devlet yatılısını geçtiğim zaman gördüm İmam Hatip'te.
02:59O zaman lastik ayakkabılar falan öyle basit şeylerde efendim.
03:04Mesela daha köydeyken, sayıda çiftlikteyken annem rahmetli bize bir kendi dikerdi, yakasız bir gömlek.
03:14Bir de lastik ayakkabı falan alırlarsa bayramı öyle yapardık ve sevinirdik.
03:19Tabii ondan sonra o hafızlara takım elbise, efendim o özel bir şey olurdu.
03:25Sanki cumhurbaşkanı olmak gibi bir şey verir.
03:28Büyük bir makam olarak şey yapılırdı bize, bir idealdi.
03:33O hafızlara da böyle mübarek insanlar olarak şey yapılır, saygı gösterilir.
03:38Öyle bir atmosfer oldu.
04:08Hafız olduktan sonra bir de ayrıca Mızraklı İlmahal okunurdu.
04:18Ali Yakup Hoca, Allah rahmet eylesin ona geliriz.
04:20Ali Yakup Hoca derdi ki, azizim derdi bu Mızraklı İlmahal 600 sene Osmanlı'yı idare etmiş derdi.
04:28Mesela ben Mızraklı İlmahal'den hafızamda kalan, o zaman bakın çocukluktan,
04:34bize işte orada yazar ne zamandan beri Müslümansın?
04:38Kalû Belâ'dan beri.
04:40Kalû Belâ ne demek?
04:41Elestü birabbiküm kitabının cevabı.
04:44Bak Mızraklı İlmahal'da.
04:46Yani ne zamandan beri Müslümansın?
04:48İşte elest bezminde, ruhlar aleminde.
04:51Cenab-ı Hak, efendim ben sizin Rabbiniz değil miyim demiş.
04:55Ruhlarımız da evet demiş.
04:56O zamandan beri Müslümanız.
04:58Bak bu Mızraklı İlmahal.
05:00O resimli bir şeydi.
05:02Orada namaz vesaire.
05:04Bak o zaman biz, yani mesela abdest alıyoruz ama
05:07abdest dualarını filan ezberliyorduk.
05:10Mevlidler de işte aşırı okuyorduk.
05:12Mevlid de okuyorduk.
05:13Ama şimdi okuduğumuz Kur'an'ı da anlamıyorduk.
05:16Mevlid'i de.
05:17Mesela şimdi Mevlid'de bir şey vardır.
05:20Yer dilersiz ottan necat, aşk ile derd ile idin assalat.
05:28Şimdi Mevlid'de bu geçer Süleyman Çelebi'nin Mevlid'inde.
05:32Ya ottan necat ne demek filan bildiğimiz yok ki.
05:35Yani eğer ateşten, cehennem azabından kurtulmak istersen
05:42aşk ile bir salavat getir.
05:45Bak bu şeydi.
05:46Biz ot deyince bildiğimiz ot filan zannediyorduk.
05:50Tecvid filan okurken işte böyle kaçan harfi metten sonra sebebi met.
05:56Kaçan ne demek.
05:57Kaçan ne vakit ki biz Türkçe'de.
06:00Bunları sonradan anlama başladık tabi.
06:04Ama zevkle takip ederdik.
06:06O şeyler, ifadeler bize mübarek ifadeler olarak şey olurdu.
06:11Yani tabi bu işin eğitimin tabi çeşitli safhaları var,
06:15boyutları var, üslubu tarzı var filan.
06:18O günün şartlarında öyleydi.
06:30Balıkesir konum itibariyle bereketli bir yerdir.
06:56Her cihetten bereketlidir.
06:58Şimdi biz Çömlekçi köyünde tabi beş sene,
07:01Bigadice bağlı Çömlekçi köyünde.
07:05Ondan sonra biz Balıkesir İmam Hatip'e yazıldık.
07:37İmam Hatip Okulları'nın açılma gerekçesi de odur.
07:52Şikayet olmuş.
07:53Yahu ölülerimiz ortada, cenaze kaldıracak imamımız yok dendiği için de bir açılma dönemi.
08:01İmam Hatip Okulları'nda kısmen açılma başlamış.
08:04Sonra elhamdülillah bu kurulma niyeti belki başka şeyler,
08:08reformcu şeyi yetiştirme kastıyla açılmış olabilir ama
08:12efendim o şeyden umulmadık müsbet bir gelişme oldu.
08:16Önleri açıldı İmam Hatip'in, işte İslam Enstitleri filan.
08:20İzlediğiniz için teşekkür ederim.
08:50Allah'a rahmet eylesin.
08:59Benim veli nimetim olan, o Ethem Temel, o ileri görüşlü bir insandı.
09:04Bayağı zengin bir kütüphanesi vardı o şeyde.
09:07Efendim dolayısıyla o dedi ki,
09:10bu şeyde artık şey yok, yani istikbal de yok, hizmet de yok, sen hafız oldun ama
09:16yani işin bu okul safhası olmazsa faydası olmaz diye beni Balıkesir İmam Hatip Okulu'na yazdırdı.
09:25O zaman Balıkesir İmam Hatip Okulu da Türkiye'de belki ilk açılan okullardandı efendim.
09:32İşte o zaman işte 1960 yılında ben Balıkesir İmam Hatip Okulu'na kaydoldum.
09:38Efendime söyleyeyim, o zaman yurdumuz filan da yoktu.
09:44Yıldırım Camii, Eski Camii denirdi Balıkesir'de, o Kur'an kursudur aynı zamanda.
09:50Oraya yerleştik.
09:51Efendim oradan okula gidip gelirdik Sabahleyin bir kilometre civarında.
09:56O şeyde tabii camide bir disiplinli yetiştik.
10:01Allah, efendim Mehmet Karatoprak diye böyle asker gibi disiplinli bir şey vardı.
10:07Bizi Sabahleyin komutlu kaldırır, namaza kaldırır.
10:11Ondan sonra şeyimize çok iyi, yani şeyci, eğitimci, yönetici, idareci bir insandı.
10:19İşte oralarda bir sene böyle geldik gittik.
10:22Sonra bir yurt yapıldı şeye, İmam Hatip Okulu, Balıkesir İmam Hatip'e.
10:5614 yaşındaki bir çocuk yalnız başına 3 günlük yolu yaya gidip gelmeyi düşünün.
11:02Dağdan, ormanların içinden gelip gitmek bunlar hayal gibi gelir.
11:06Ama o şartlar altında biz şey yaptık.
11:09Hani biz Balıkesir İmam Hatip'e işte yazıldığımız zaman diyelim ki yazın köve giderdik.
11:15Köve nasıl giderdik?
11:17Balıkesir'den Sındırgı'ya gelirdik.
11:20Oradan köve vasıta yok.
11:22Ancak bir orman deposu vardı, Aksaz diye.
11:26Tomruk arabalarına, kamyonlarına biner.
11:29Orada iner.
11:30Daha işe yaya olarak işte bir arada bir köy var.
11:34Orada bir geceler.
11:35Oradan böyle bakın 14 yaşında bir çocuğun bunları yapabilmesi şimdi düşünülemez.
11:41O günün şartları bizi böyle yetiştirdi, hazırladı.
11:44İzlediğiniz için teşekkür ederim.
12:14İmam Hatip'e geliriz.
12:16Oradan okuduğumuz zaman yazında gider köyde orak biçerdik, harman sürerdik filan.
12:22Hayatı böyle şey hazırlandık hayata tırnaklarımızla derler ya.
12:44Uygulayarak öğrenmek var ya, bir nazari vardır.
13:00Bir de pratik içinde olmak, bir şeyi uygulamak.
13:03Yani hani derler ya, Mustafa Sibayi'nin Allah rahmet eylesin bir kitabı var.
13:11Hekeze allemetnil hayat.
13:13Hayat bana böyle öğretti.
13:15Bir hayat mektebi diyoruz ya, esas mektep tecrübedir, hayattır.
13:20Öteki nazari bilgiler unutulur filan.
13:33İzlediğiniz için teşekkür ederim.
14:03O Kur'an kursu orada kaldık bir sene civarında yatılı.
14:09Sonra bir yurt açıldı şeyde Balıkesir'e İmam Hatip'in yanı başına.
14:14O yurtta öyle şey badanası falan sevası bile tam değildi yani.
14:18O şartlar altında.
14:20O yatılı dediğin de bir kovuş sistem ama koca bir salonda elli kişi yatardık.
14:26Biz ranza şeysiyle tamam mı?
14:28Sabahleyin işte toptan kaldırırlardı bizi namaza kalkardık.
15:03Yemekhane dediğin böyle masa falan diye beton şeyler var upuzun şeyler sergidir, örtüdür.
15:11Böyle bir şey yok.
15:13Ondan sonra bizim nedir sabahleyin?
15:16Çorba çay çorba yok ya çay ya çorba çayın yanında öyle peynir zeytin yok ya peynir ya zeytin çayda biliyorsunuz nasıl biliyor musun hatırlıyorum bir kazan su kaynatıyor bir torba çay katıyor içine kazanın içine.
15:34Biz çorba tasıyla çay içiyoruz.
16:04O şartlar altında en çok ıspanak kapuska bunları bazen de şey yapardık boykot gibi ya bu ıspanak yemekten kapustayla şey yemekten iflahımız kesildi filan gibi.
16:23Şimdi o şartlar altında mesela hiç unutmam.
16:26Cuma günleri bize balıkla tağın elvası beklerdik o şeyim hatipte şeyde.
17:02Hatırlıyorum böyle takım elbiseyi devlet yatılısına geçtiğimiz zaman böyle antolon ceketi o zaman gördük.
17:10Ondan evvel mesela ceket solduğu zaman bunları bu nesil bilmesi lazım.
17:18Efendim solduğu zaman yeni ceket almak mümkün değildi.
17:22Bunu terziye götürüp ters çevirttirdik bu şeyi.
17:27Öyle giyerdik.
17:28O zaman böyle şeyli kolalı gömlekler falan naylon gömlekler de pek çıkmamıştı.
17:34Kola yaptırırlardı resim çektirileceği zaman.
17:38Biz böyle emanet kravat filan alıp da resim çektirmek için.
17:58Okullarda özel kıyafet vardı.
18:14Bütün liselerde, ortaokullarda böyle asker kasketi gibi bize şey giydirirlerdi.
18:21Efendim yani her okulda vardı bizim hangi okuldur bunu ayırmak için de bir şerit vardı.
18:29Mesela bizimki beyazdı galiba bazı sarı bazı şey farklı budan anlaşılırdı şey.
19:05İyi hocalarımız vardı bakın.
19:08Bizim İmam Hatip Hâri Ersin diye bir müdürümüz vardı.
19:12Bu şeyde meslekten değildi kendisi.
19:15İmam Hatip zaten daha İslam Öncüsü mezun vermemişti.
19:19Efendim biraz işte hafızlığa çalışmış filan.
19:22Yakın diye onu müdür tayin etmişler.
19:24Bizim İmam Hatip'in ilk müdürü o.
19:27Efendime söyleyeyim.
19:28İşte orada disiplinli bir insandı.
19:32İşte 60 yılında ilk mezun olan İstanbul İmam Hatip Hâriyat'ta Yüksek İslâm Öncüsü'nden mezun olan.
19:40Mesela bir hatırlarım.
19:41İsmail Çakıran vardı.
19:45Eryurt Yasun vardı.
19:47Ondan sonra Ahmet Duran belli hocalar bak isim.
19:51Bunlar geldiler.
19:53Onlarla biz efendim ilk hocalarımız meslekten hocalarımız onlardı.
19:58İyi de giyinirlerdi.
20:00Mesela Ahmet Duran hocam.
20:01Böyle fotör filan giyerdi o şeyde.
20:04Gravatlı böyle o şeyde.
20:05Ama bizi iyi yetiştirdiler.
20:08Hem idealist de o hocalar.
20:10Efendime söyleyeyim.
20:12O zaman bakın bu İmam Hatip Okulu'nda çok çeşit, 40 çeşit ben saydım, 40 çeşit ders vardı.
20:20Sağlık bilgisinden, kanun bilgisinden, çeşit çeşit.
20:24Coğrafyası, fizik, kimya vesaire.
20:27Yani çok zengindi.
21:05Şimdi Balıkesir tabii deyince Karesi'dir esas şeyi.
21:13Balıkesir'in adı Karesi.
21:15Mesela Hasan Basır Çantay, Karasi mebusu diye geçer.
21:18İlk mecliste efendim şimdi bakın biz şanslıyız.
21:23Allah rahmet eylesin.
21:24Hasan Basır Çantay merhumu ben gördüm bizzat.
21:29Bizzat gördüm.
21:30Ve ondan bende bir hatıra vardır.
21:32Efendim o bizim okula gelir.
21:35Bizim hocalar da ondan Şifay-ı Şerif okurlardı.
21:39Gider onun bir camisi vardı.
21:41Hasan Basır Camii.
21:44Efendime söyleyeyim.
21:45Çantay Camii.
21:46Mahallesi de vardır o şeyin.
21:49Hasan Basır'i Allah rahmet eylesin.
21:51Yaşlı bir zat.
22:21Akif'i İstiklal Marşı yazmaya ikna eden odur.
22:33Akif'in dostu.
22:35Hatta Akif safahatta Bülbül şiirini ona ithaf etmiştir.
22:40Akif şeyden, Hasan Basır Akif'ten 15 yaş daha şey değil.
22:45Akif ondan yaşlıydı 15 yaş.
22:47Orada misafir etmiş onu.
22:50Hasan Basır Çantay Akif'i misafir etmiş evinde bir ay kadar.
23:24Zanos Paşa Camii'nde efendim vaaz etmiş.
23:36Milleti işte milli mücadeleye teşvik etmiş.
23:40Akif merhum o da geçen şeyde ben Haseki'de Akif'i anlattım.
23:44Onun Kastamonu'da, Konya'da, orada burada milleti böyle Yunan'a karşı istiklalimizi kazanmak hususunda çok emeği vardır Mehmet Akif'in.
23:55İstiklal Marşı şairimiz aynı zamanda.
23:57M.K.
23:58M.K.
23:59M.K.
24:00M.K.
24:01M.K.
24:02M.K.
24:03M.K.
24:04M.K.
24:05M.K.
24:06M.K.
24:07M.K.
24:08M.K.
24:09M.K.
24:10M.K.
24:11M.K.
24:13M.K.
24:15M.K.
24:16M.K.
24:17M.K.
24:18Hasan Basri de çantayı alimdi, çok fevkalade güzel Arapça bilir, kitapları var.
24:43Onun Kur'an-ı Hakim Mali Kerim diye üç ciltlik o dönemin başka mealler falan vardı.
24:52Bizim Elmalı Hamdi'nin falan bazı şeyleri vardı ama yani tefsir mahiyetinde üç cilt meal aynı o dipnotlarıyla falan zengin bir meal gibiydi.
25:04Alim adamdı. İşte on kere kırk hadis, Akifname vesaire kitapları vardı.
25:13Akif kelaleğini on sekiz defa baştan sona katılmıştır.
25:43okumuş ve okutmuş.
25:45Talebe tefsiridir.
25:46Hatta biz de orada tefsirde
25:49Celalehinden okuduk.
25:51Mesela hatırımda bakın
25:52çocuklukta bize
25:54Celalehinde mesela Amme cüzünü
25:56okuttulardı.
25:57İşte Amme yetesâelûn
26:00anin nebe'il adîm
26:02efendim
26:02Amme yetesâelûn
26:06an ey şeyin
26:07yes'elü bâduhum bâdan
26:09bak hatırımda kalmış Celalehinden
26:12efendim o zaman
26:13zihinde kalıyor.
26:15Hakikaten o eğitimde
26:17hocalar da kaliteliydi.
26:19Bir de bir idealizm vardı.
26:21Yani maaş almak şu bu değil.
26:23Gerçekten bu nesli geleceğe hazırlama.
26:42Hasan Basri Çantay'da geldi.
26:57bize Akif'in
26:59ordunun duası diye
27:01bir şey vardır sefahatta.
27:04İşte onu bize meşk ettirdi.
27:06Ben Hasan Basri Çantay'dan
27:08aldım o şeyi
27:09ordunun duasını.
27:11Yani onu bize şey halinde
27:13böyle makamlı, notalı
27:15şey yaptı, öğretti.
27:17Yılmam ölüm, yılmam ölümden
27:21yaradan askerim.
27:24Orduma gazi dedi peygamberim.
27:28Bir dileğim var ölürüm isterim.
27:31Yurduma tek düşman
27:33ayak basmasın.
27:36Yurduma tek düşman
27:37ayak basmasın.
27:39Amin desin hep
27:41birden yiğitler.
27:43Allahu Ekber
27:44gökten şehitler.
27:47Amin.
27:48Amin.
27:49Bak bu Hasan Basri Çantay'dan
27:51benim aldığım,
27:53kendi şeyinden aldığım
27:54bir hatıradır.
28:25O zamanın atmosferinde
28:27öyle İmam Hatipli olmak
28:28filan bizden biraz da
28:30eğlenirlerdi.
28:32Ya İmam Hatipli okuyup da
28:34cenaze ölü yıkayıcısı mı
28:36olacaksınız filan
28:37derlerdi.
28:39İşte mesela okul maçları
28:41olurdu bizden de.
28:42Bize
28:42efendim
28:44cami imama
28:45cami imama
28:46cami imama filan
28:47diye şey yaparlardı.
28:49Bir dalga geçerlerdi.
28:50O şartlar altında
28:52elhamdülillah
28:52şey yani
28:53istiskal bizi küçük
28:55görmelerine rağmen
28:56o şeyde yetiştik.
28:58Bizim o zaman
28:58bir beklentimiz yoktu.
29:00Yani bitirelim de
29:01işte memur olalım,
29:03maaş alalım filan
29:04hesabından ziyade
29:05hasbi
29:06okurduk.
29:07İdealist, yetişirdik.
29:09İzlediğiniz için teşekkür ederim.
29:10İzlediğiniz için teşekkür ederim.
29:12İzlediğiniz için teşekkür ederim.
29:16İzlediğiniz için teşekkür ederim.
29:17İzlediğiniz için teşekkür ederim.
29:18İmam Hatip'te okurken biz sınıfı geçecek kadar çalışırdık derslere.
29:44Onun dışında çıkan kitapları takip ederdik, kültürel kitapları İstanbul'dan sipariş ederdik.
30:14İmam Hatip'te okurken biz sınıfı geçecek kadar çalışırdık.
30:26İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:56Bunlar birbirlerine karakter itibariyle biraz şeydi, ters gibiydiler.
31:01Birisi gönül adamı.
31:02Nurettin Topçu daha ziyade sufi meşrep bir insandı ama fikir adamıydı.
31:07İzlediğiniz için teşekkür ederim.
31:37Bakın Nurettin Topçu uzun bir hikaye.
31:49Sorbonne'da ilk doktora yapan ve doktorası, yılın doktorası seçilmiş bir insandır.
31:56Biz onun felsefe, sosyoloji, mantık kitabını okuduk şeyde.
32:02Yani bizim hoca, öğretmen onu tercih etti.
32:05Onu okuduk Nurettin Topçu.
32:07Onlarla yetiştik yani.
32:09İzlediğiniz için teşekkür ederim.
32:39O zamanın Büyük Doğularını, mecmualarını ben ciltletmiştim.
32:45Bak düşünün İmam Hatip'in son ortasını dördünde, lisenin beşinde falan.
32:51İyi yetişiyorduk gerçekten.
32:53Hocalarımız da kaliteliydi.
32:55Bize iyi Arapça öğrettiler.
32:56Allah rahmet eylesin, Ahmet Gürtaş hocamız vardı.
32:59Bize gerçekten böyle cahiliye şiirlerinden, Kutsu ibn-i Saadet'in şeyler okuturdu.
33:08Baya öyle bir kalite vardı ki.
33:11Mesela Balıkesir İmam Hatip'in son sınıfında Arapça kitap tercüme edecek kıvamda arkadaşlarımız vardı.
33:19İyi yetişmiş arkadaşlarımız.
33:50İşte münazaralar olurdu okullar arası.
33:53Biz galip gelirdik genellikle.
33:56İşte Mehter takımı vardı.
33:58Mehter bir ilk işlerdendir bizim Mehter, Balıkesir İmam Hatip'te.
34:02Ben de orada hanendeydim.
34:04O Mehter'de de görev aldık.
34:06İşte bayramlarda filan, resmi bayramlarda Mehter'le geçit yapardık filan.
34:41Eskiden tabi medresede eğitimi var ama dünya tanınmıyor.
34:45Sadece işte Arapça, doğuda filan 12 sene Arapça alet ilimleridir.
34:53İlimler ikiye ayrılı biliyorsunuz.
34:55Ulûm-ül âliye, ulûm-ül âliye, alet ilimler.
34:59Yani lisan alettir.
35:01Kendisi bizatihi ilim, âli ilimleri çözmek için bir anahtardır lisan.
35:06Yani sadece iyiydi bizim şeyimiz.
35:09Bakın dediğim gibi Arapça şiddiden kitap tercüme edecek seviyede imam hatip şeyleri vardı, talebeleri vardı.
35:17Gerçekten bir ideal vardı, çalışırdık.
35:21Bir de şimdi eskiden, efendim din bilinirse de dünya pek bilinmiyordu.
35:26Bizde Zülcenahen denir ya iki kanatlı.
35:29Hem dünyayı, yani bizim eksiğimiz, artımız vardı.
35:33Orta lisede okutulan bütün dersler aynı ile okutuluyor.
35:37Yani kanun bilgisi, hiç unutmam.
35:41Balıkesir emniyet müdürü bize kanun bilgisi dersine geldi.
35:45Emniyet müdürü.
35:46Efendim bizi görünce dedi ki, ben dedi hayatımda emniyet müdürü sizin gibi bu imam hatip talebesi gibi terbiyeli, asaletli şey görmedim filan derdi.
35:59Sağlık bilgisi şeyi gelir.
36:01Yani çok çeşitli yetiştik doğrusu.
36:05Efendim kendimizi diğer derslerin dışındaki kültürel kitaplarla da hazırladık.
36:40Tabi yüzümüzü batıya çevirdiğimiz zaman, sırtımızı şeye döndüğümüz zaman bir kopu cenaze yıkayacak insan kalmadı maalesef.
36:56Bir de diyelim ki o emsile bine maksu devam edildi zaten bunlar bir alettir.
37:02Şimdi tamam ama bunlar dünyayı tanımıyorlardı.
37:07Batıya yönelenler de dini tanımıyorlardı.
37:10Keşke o şeyden sonra Cumhuriyet'e geçişte efendim tabi bir batıyı doğuyu tanımak lazımdı.
37:18Belki yeni bir oluşuma ihtiyaç vardı ama bu temelleri kurarken Allah rahmet eylesin Ahmet Kabaklı'nın temellerin duruşması diye bir kitabı vardır.
37:27Tavsiye ederim.
37:28Yani o şey yapılırken o Cumhuriyet döneminde kökleri zedelemeden tabii şeyin dediği gibi ne harabiyim ne harabati maziye bağlı ati dediği gibi yani köklerden kopmadan yeni dünyayı şey üzerine o tarihi birikim üzerine inşa etmek çok önemliydi.
37:51Biraz buralarda şey oldu sanki yeni bir nesil yetiştiriyor gibi değil mi öyle bir şey yok.
37:5710 yılda 15 milyon genç yarattık yeni baştan ne yaptın yani.
38:01Şimdi maalesef köke bağlı olmadıktan sonra hani istikbal göklerdedir denir ama evet hem öyle ama istikbal köklerdedir aynı zamanda.
38:10Köke bağlı önemlidir bu tarihten kopmamak gelenekten kopmamak.
38:15Biz nevzuhur bir millet değiliz değil mi?
38:18Yeni nesiller devlet olamıyor işte bir sürü İslam körfez ülkeleri falan altyapıları olmadığı için sağlam devlet geleneği yok.
38:56Bizim tarihimiz 23'te başlamadı yani evet o istiklal savaşında mücadele eden bütün onları saygıyla hürmetle iade ediyoruz ama bizim ta Malazgirtiler daha öncesi değil mi Anadolu şeylerden Orta Asya bir kökümüz var.
39:14Şimdi bak 16 tane cumhurbaşkanlığı şeyinde 16 yıldız var 16 devlet şey yapmışız yani bunları da unutmamak lazım köklere sadık kalmak önemlidir.
39:27Yani bir şey kültü kökten şey almıyorsa olmaz hani bu şeyi Necip Fazıl Allah rahmet eylesin yılbaşındaki Noel ağaçlarına benzetirdi bu köklülüğü.
39:38Çam var ucuna iliştirilmiş meyver ama kökle alakası yok beslemiyor şeyi değil mi?
39:57Akif merhum derdi ki eski eski olduğu için atılmaz.
40:18Atılmaz. Kötüyse atılır. Yeni yeni olduğu için alınmaz. İyiyse alınır. Eskinin de her şeyi kötü değil. Hataları da olabilir. Yeni de her şey iyi değil.
40:30Yeninin de güzellerini eskinin de güzellerini alır. Böyle güzellik üzerine doğruluk üzerine bir inşa önemlidir.
40:37Müzik
40:50Bayramlarda bir şey vardı, ben o zaman mana veremiyordum, siyah bir örtü vardı.
41:13O örtüyü yırtıyorlardı, içinden modern böyle bir şey çıkıyordu, bir kız çocuğu.
41:20Yani sonra anladım ki, ha eskiden çarşaf varmış, kara bir şey varmış, karanlık bir dünyanın içinden modern bir şey çıkardık filan.
41:29Yani eski köylü, hani gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem diyor ya Mehmet Akif.
41:34Ya bizim şimdi yani 23'te o cumhuriyeti kuranların da gökten inmedi, bunlar Osmanlı kültürüyle değil mi?
41:43Bir şeyle yetişmiş insanlardır, tarihi yok sayamazsınız.
41:47Evet bu önemli, zaman insan hatıralarıyla mazidir, ümitleriyle istikbaldir, bir de yaşadığı şu an hal vardır, nehir gibidir.
41:59Bu akıntı devam eder.
42:01Onun için kesintisi olmaz.
42:03Hayatta kırılma noktaları var ama şeyden köke bağlı olmak, kaynak, kaynağı kurutmamak önemlidir.
42:11Olmaz, taşıması ile değirmen dönmez derler.
42:14Manevi dini hayatına müdahale kendisine ağır geldi bu şeyin, bu bizim Anadolu insanının.
42:22O açılım olunca 50'den sonra öyle bir seferberlik oldu ki, bakın o zaman bütün imam hatipleri vatandaş para toplayarak yapılırdı.
42:34Ben Balıkes'in, Turgutlu'da ona geliriz, vaizken Turgutlu İmam Hatip Okulu'nda biz köy köy para toplayarak yaptık.
42:41Yani camiler de öyledir, camileri de Anadolu insanı yapmıştır.
42:46Bazıları diyorlar ki, efendim bu kadar camiye ihtiyaç olduğu için, değil mi?
42:52Efendim her zaman dolmuyor, stadyumlar da her zaman dolmuyor, değil mi?
42:57Yani onun için bunlar ortak değerdir.
43:00Dolayısıyla bu değerlere sahip Anadolu insanı, yani ekmeğinin yarısını yemiş, yarısını bunlara bağışlamış Anadolu insanıdır.
43:10Yani bunlar.
43:11Şimdi köy, Kariye denir Arapça'da, şehre de Medine denir.
43:17Bak Medine-i Münevvere'de medeniyet de oradan gelir.
43:20Şimdi göçebe hayatında çok kalıcı bir şey, kültürel ortam olmaz.
43:27İşte tarım toplumu, göçebe hayatı filan esas medeniyet, sanat, kültür.
43:33E şimdi bakın İstanbul diyorsunuz, Mimar Sinan'ın eserleri, tarih vesaire.
43:37E şimdi köyde bunu şeyde bulamazsınız.
43:40İzlediğiniz için teşekkür ederim.
44:10İzlediğiniz için teşekkür ederim.
44:40İzlediğiniz için teşekkür ederim.