Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (8 Eylül 2013; 22:30)

  • 11 yıl önce
EBRU ALTAN: Gücüne, sevgi derinliğine ve aklına hayran olduğum bir tanemin güzel sohbetine başlıyoruz, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Didem Hocam dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Hocam, Türkiye, Amerika ve Avrupa’da halkın çoğunluğunun Suriye’ye olası bir harekat yapılmasına karşı. Bu oran Avrupa Türkiye’de yüzde 72, Amerika’da ise yüzde 62.

ADNAN OKTAR: Tamam, operasyon yapılmasında, orada halk boğuluyor, adam öldürülüyor. Şimdi duyan da “keyif için savaşmak istiyoruz, gözümüzü kan bürüdü, kan akıtmak için bahane arıyoruz, Suriye’yi de müsait bulduk boğacağız.” Orada çocuk, adam öldürülüyor adam. Her gün yüzlerce binlerce adam şehit ediliyor. Bunları bir şekilde kurtarmak gerekiyor. Kurtarmak için de en kesin, en derli-toplu yolu söyledim, dedim ki: “70 ayrı noktadan 70 ayrı tümenle yahut tugay, İslam ülkelerinin askerleri girsin.” 70 saat devam etmez. Kökünden konu hallolur, hem içinde hallolur, hem dışında hallolur, mesele biter. Anladıkları halde anlamazdan geldiler. Ve anlamazdan gelmeye de devam ediyorlar. Gayet kolay bir şey bu. Sıfır can kaybı olur. “Selamun Aleykum biz geldik” bu kadar. Fazla karmaşık bir şey yok.

DİDEM ÜRER: Hocam, sizden önceki yayında konuştuk da, sizin dışınızda, ya “müdahale olsun” diyorlar, ya da “müdahale olmasın” diyorlar ama üçüncü bir alternatifi kimse söylemiyor, bir tek siz söylüyorsunuz, maşaAllah.

ADNAN OKTAR: Şimdi, müdahale olursa tabii ki adamlar çöker, doğru. Fakat bu adamların elindeki silah mevcudu belli değil. Ne tip silahlara sahipler bunu bir ortaya koymak lazım. Bir de can kaybı olmadan operasyon yapabiliyorlar mı? Can kaybı olmadan yapıyorlarsa, yapsınlar zaten. Kimsenin bir şey dediği yok, gayet güzel olur. Ama benim dediğim, kökten çözüm. Yani bıçak gibi çözer. Bir de birlikte hareket etmeye alışırlar, İttihad-ı İslam’a alışırlar. Birlikte meselelerin nasıl kolay çözüleceğini de görmüş olurlar. Allah onda bereket getirir. Çünkü Kuran;’a uygun bir hareket benim dediğim. Öbürleri Kuran’a uygun değil. Seyretmek de haram, müdahale de haram. Çünkü Müslüman mazlum öldüreceksin belli ki. Ama bunda haram bir fiil yok çünkü Allah diyor ki, şeytandan Allah’a sığınırım; “Müslümanlar kavga ettiklerinde aralarını bulun” diyor Allah. Tamam işte bu, bunu yapacaksın gayet basit, son derece kolay.

Övünmek gibi olmasın ama akıllı insan hakikaten az. Ben bakıyorum da dengeli insan hakikaten az. Makul konuşulabilen, makul bağlantı kurulan. Manyak gibi insanların bir kısmı, deli gibiler. Hayır, normal konuşuyor önce bakıyorsun sonra deli çıkıyor. Yahut deli gibi hareket ediyor sonra akıllı olduğunu anlıyoruz, normal olduğu ortaya çıkıyor. Şöyle mutedil adam bulmak biraz zor oluyor. Akıllılıktan ziyade samimi yet. Çünkü akıl; Allah yaratır aklı, an an yaratılır. Samimiyet çok önemli. Çünkü Allah diyor bak; “Ancak samimi kullarım kurtulur” diyor Allah. Samimi oldu mu Allah ona aklı sürekli akıtıyor. Akıl sürekli akar. Akıl beynin içinde durmaz. Millet zannediyor ki, küp gibi içinde muhafaza oluyor akıl. Öyle bir şey yok. Kafanın içi bomboştur. Kafaya akıl sürekli akar, ırmak gibi Allah tarafından akıtılır. Samimiyetini gördüğünde, Cenab-ı Allah o kişilerde ki bilir zaten, kaderde bilir onu, ona aklı sürekli akıtır. Samimiyetsiz olduğunda, aklı keser. Adam divane olur, manyak gibi olur. Samimiyetsizliği çok teşvik ediyorlar, şu dizilerde, filmlerde falan samimiyetsizliği çok teşvik ediyorlar. Mesela el hareketleriyle falan konuşuyor, deli gibiler. Normal olsana.

DİDEM ÜRER: Sürekli kavga, tartışma oluyor aralarında.

ADNAN OKTAR: Evet. Mesela ses tonunu özel ayarlıyor. Dindar zannediyoruz adamları onlar da bile bir poz. Tutarlı makul insan çok güzel, mesela kadında güzel, erkekte de kadın için çok güzel. Mesela kadın muhatap olamıyor, acayip oluyorlar. Kendilerini süper yakışıklı zannediyorlar, deli hareketlerine başlıyor. Halbuki normal vasat bir insan. Yahut süper zeki olduğunu kadını kafaladığını zannediyor, baya akıllı olduğunu zannediyor. Aptalca yalanlar söylüyor, kızın yahut kadının avucunun içinde oluyor aptal, maymun gibi oynatıyor onu. Fakat baya güzel kafaladığı kanaatinde, acayip kandırdığı kanaatinde. Çocuk gibi uydurma yalan söylüyor, kız da tabii inanmış gibi görünüyor ona, inanmış gibi göründe daha da kafayı çiziyor, daha da sapıyor, daha da yalanlar söylüyor. Halbuki çok sıkı bir deliyle karşı karşıya olduğunu anlıyor kadın orada. Yıllarca idare edebiliyorlar bazen, deli olduğunu anlıyor, avucuna alıyor, “öyledir idare ediyorum” falan diyor sorulduğunda. Halbuki Kuran Müslüman’ı makul olacak, her şeye akılcı bakacak, tutarlı olacak, heyecanla bakmayacak. Biz dış olaylara öyle bakıyoruz. Mesela Mısır’a heyecanla baksak askeri kanada öbürlerine falan hepsine kin duymamız lazım, nefret etmemiz, düşman olmamız gerekiyor. Ama akılcı bakında diyoruz, “onlar da Allah’ın kulu, onları da kurtaralım,

Önerilen