Oynatıcıya atlaAna içeriğe atla
  • 6 gün önce
*Sen önce ‘konser verdim, burs dağıttım..’ dediğin paraların,
*Sen önce eski garajın yeri, mezarlık arsaları dahil sattığın onca arsaların paralarını..
*Sen önce emekli vekilliğin yanında belediye başkanlığı için aldığın maaşı..
*Sen önce Adapazarı’na pardon Ardahan’a kule yapacak denen ve başkanı çeper taşları ile mutlu olan vakıftan aldığın paraları..
*2 Dönemdir inmediğin uçak paralarını kime ödettiğini..
*Sen Önce aldığın yatın parasını..
*Sen Önce SERKA’nın yaptığı kasiyeri kim olduğuna cevap vermediğin lokantadan elde ettiğin paraların hesabını,
*Sen önce onca araç ve malzemeyi sattığın hurdacıların adını ve İbanlarının hesabını ver?
*Sen önce sahaya çıkamayacak durumda olan ve sporcuları, teknik heyeti aç kalan, valinin yetiştiği Serhat Ardahanspor’a neden sahip çıkmadığını..
Ve başta çekim yapan inşaatçılardan olmak üzere rüşvet almak için sık sık kullanıldığı söylenen TOKİ bloklarına, yeni özel sektör Konutlarına giden, tehdit edilen esnaflara giden o yoldan yani İbanlı yoldan hangi gazetecinin senin İBAN’ınını kullandığını açıkla..
Yukarıda ki bu soruyu 36 yıldır alnın teri ile gazeteci olan bana özel olarak açıklamasan çok şereflisin derim..
Ve sen ‘ceddiniz nerede?’ derken ceddin nerede olduğu, hangi kırmızılı için sık sık İstanbul’a geldiğini açıkla ki İbanla yetmedi merdiven altı Kavurmacılarla beslediğin yalakan söz de gazeteciler ve sanalcıların da yazsın..
Evet, Kanada’da bulunan Kars adlı kentin yanında Türki Cumhuriyeti kandaşlarımızın tanımadığı, tam tersi ve zıddı olarak Güneyini tanıyıp, temsilcilik, konsolosluk açtığı Kuzey Kıbrıs’ta Ardahan adında bir köyün olduğunu biliyor musunuz?
Bilmem ama bu ülkede her yıl bin kişinin üzerinde insanın göç ettiği Ardahan’ı çantacı milletvekillerinin ardından seçimden seçime çantasını alıp, gelen ve Ardahan’da bir evi bile olmayan belediye başkanları tarafından idare edildiğini ben biliyorum..
‘Başkan oldukları memlekette bir evleri bile yok..’ derken, eline aldığı çanta ile İstanbul’dan gelip, DSP’den seçilip, önce AK Parti’ye sonra hakimin çektiği kura ile başkanlığına devam eden Çıldır’ın kurada çıkan belediye başkanının dükkanının olduğunu ve 3 rakamlı bir markete kiraya verdiğini de bilen var mı bilmem ama ben biliyor, hatta haberini de manşetten vermiş, ‘Reklamlarınızla yerelden ulusala özgür gazetecilik..’ diyen gazetelerimizin aracılığıyla ulusal basının ekranlarına da yansıtmıştıkta..
Evet, Gazeteci bir meslektaşımın gidip, röportaj yaptığı ama ‘Bunu söylerken kime, yoksa bana mı diyorsun?’ diye bir soru sormadığı türkücü biri yine bir türkü söylemiş ve kendisini manşetlere taşıyan gazeteciler dahil tüm meslektaşlarımızı İBANcılıkla suçlamış..
Ki aynı başkanın İBAN üzerinden gelip, giden paralar dolaysıyla İstanbul Şişli’de bulunan ve kendisinin de bir dönem başkanlığını yaptığı türkücülerin kurduğu stk’nın da senin döneminde davalık olduğunu da biliyor o gazeteciler..
Devamı için TIKla.. www.kuzeyanadolugazetesi.com

Kategori

🗞
Haberler
Döküm
00:00Merhaba, bugün Ardahan'dayız, daha doğrusu Ardahan'da yaşanan ve epey ses getiren bir tartışmayı ele alacağız.
00:08Bir yanda yerel bir gazeteci, diğer yanda Türkücü başkan diye de anılan bir politikacı var.
00:14Peki olay nasıl başlıyor?
00:16Her şey belediye başkanının yerel basına yönelik çok ağır, hatta onur kırıcı bir suçlamada bulunmasıyla patlak veriyor.
00:23Bu suçlamanın ne kadar ciddi olduğunu anlamak için gelin önce bu İBAN'cılık lafı ne demek ona bir bakalım.
00:30Bu sadece para aldı demek değil, çok daha fazlası.
00:34Aslında bir gazetecinin mesleki onuruna, bütünlüğüne doğrudan bir saldırı bu.
00:39Peki bu karmaşık kelime savaşını nasıl ele alacağız?
00:43Önce İBAN suçlamasına bakacağız, sonra para ve güçle ilgili sorulara, başkanın siyasi karnesine ve gazetecinin savunmasına odaklanacağız.
00:51Son olarak da bu yerel kelime savaşının ne anlama geldiğini konuşacağız.
00:56Evet, işte her şeyi başlatan o iddia.
00:58Gazeteci bu suçlama karşısında sessiz kalmıyor tabii, sadece hayır yapmadım demekle yetinmiyor,
01:03adeta misliyle karşılık veriyor ve bir dizi karşı iddiayı gündeme taşıyor.
01:08Gazetecinin stratejisi net, en iyi savunma saldırıdır.
01:12Ve bu saldırıyı da doğrudan belediye başkanının cüzdanına, yani mali geçmişine yönelttiği oldukça sivri sorularla başlatıyor.
01:19Sorular ilk olarak kamu mallarından başlıyor.
01:22Düşünün, şehrin eski garajı satılmış, mezarlık yerleri satılmış, bir sürü arsa satılmış.
01:27Gazetecinin sorduğu soru çok basit ve net.
01:30Bütün bu satışlardan gelen paralar nerede, hesabı nerede?
01:33İşler burada da durmuyor, sorular giderek daha da kişisel bir hal alıyor.
01:38Emekli maaşın üstüne aldığı ikinci bir başkanlık maaşı,
01:40bir kule yapılması için toplanan vakıf paraları,
01:43sık sık yapılan uçak yolculuklarının masrafı,
01:46hatta bir yatalımı ve kasasında kimin durduğu belli olmayan bir restoranttan gelen karlar.
01:52Liste uzayıp gidiyor.
01:54İşte burası çok zekice.
01:55Gazeteci, belediye başkanının kendisine yönelttiği İBancılık silahını alıp tam tersine çeviriyor.
02:01Diyor ki, asıl bir İBAN yolu varsa o yolun sonu size çıkıyor olabilir mi?
02:06Bu tartışmanın seyrini tamamen değiştiren bir hamle.
02:08Peki gazetecinin eleştirileri sadece parayla mı ilgili?
02:12Hayır, mesele mali durumdan çıkıp bu kez de başkanın siyasi geçmişine yani karnesine uzanıyor.
02:20İddiaya göre başkanın siyasi kariyeri de epey hareketli.
02:23Ardahan'a geliyor, DSP'den seçiliyor ama sonra o partiyi bırakıp AK Parti'ye geçiyor.
02:28Şimdi ise söylentilere göre yeni bir adaylık için başka partilerin kapısını çalıyormuş.
02:33Yani ortada siyasi bir sadakatsizlik ve sürekli bir yer değiştirme tablosu çiziliyor.
02:38İşte bu söz, gazetecinin tüm argümanını belki de tek cümlede özetliyor.
02:44Seçimden seçime çantasını alıp gelen ve Ardahan'da bir evi bile olmayan biri tarafından yönetilmek.
02:51Buradaki temel iddia şu, başkan yönettiği şehre ait değil dışarıdan biri.
02:57Şimdi kendisine yeneltilen suçlamalardan sonra yazar sadece karşı saldırı yapmakla kalmıyor,
03:03aynı zamanda kendi mesleğini yani gazeteciliği de tutkuyla savunuyor ve çok net bir ayrım yapıyor.
03:09Bu ayrımı yaparken de isim vermekten çekinmiyor.
03:12Bir yanda savunduğu Denizbaşlı, Günay Nuh gibi yerel gazeteciler var,
03:16diğer yandaysa onlar gazeteci değil, yapay zeka ile yazı yazan yazarlar diyerek eleştirdiği isimler.
03:22Hatta gerçek gazetecilik için Soner Yalçın gibi ulusal çapta tanınan isimleri örnek gösteriyor.
03:28Yani aslında çizilen tablo çok net.
03:31Bir tarafta sahada çalışan, gücü sorgulayan, bu yüzden de iftiralara maruz kalan otantik gazeteciler,
03:37diğer tarafta ise kopyala yapıştır işler yapan, güçlü olanı pohpohlayan,
03:42yazarın deyimiyle ağzında kürdanla gezen dalkavuklar var.
03:45Aradaki fark bu kadar keskin.
03:47Ve işte o iğneleyici gönderme de tam burada geliyor.
03:50Gazeteci diyor ki, gerçek gazetecilik öyle saz çalmaya, türkü söylemeye
03:55ya da bir yerlerden metin kopyalayıp yapıştırmaya benzemez.
03:59Bu doğrudan türkücü başkana yönelik çok net bir mesaj.
04:03Peki, bütün bunlar Ardahan'da iki kişi arasında geçen yerel bir atışma mı sadece?
04:09Yazara göre, hayır.
04:10Mesele bundan çok daha büyük.
04:12Yazar, bu kişisel gibi görünen kavgayı şehrin geleceğiyle ilgili çok daha geniş bir çerçeveye oturtuyor.
04:18Ve bu büyük resmi göstermek için çarpıcı bir rakam veriyor, binden fazla.
04:23Bu, her yıl Ardahan'dan göç eden insan sayısı.
04:27Yazarın iddiası şu, siz burada kelime savaşları yaparken, şehir kan kaybediyor, insanlar gidiyor.
04:33Bu, tam bir liderlik başarısızlığıdır, diyor.
04:36Aslında Ardahan'da yaşanan bu olay bize çok daha evrensel şeyler anlatıyor.
04:41Özgür Basın'ın rolü ne olmalı?
04:43Seçtiğimiz insanlar kime karşı sorumlu?
04:45Kamuoyu önündeki suçlamalar nasıl bir silaha dönüşebilir?
04:49Gazetecilikle dalkavukluk arasındaki o ince çizgi nerede?
04:52Ve en önemlisi, siyasetin bizim günlük hayatımıza etkisi ne?
04:56Gazeteci, yazısını işte bu çok güçlü cümleyle bitiriyor, adeta bir meydan okuma.
05:01Bu yazım, kendilerine İBAN'la değil, internetle geldiğini bir kenarlarına not etsin.
05:06Yani diyor ki, sizin kirli yöntemlerinizde değil, teknolojinin ve bilginin gücüyle cevap veriyorum.
05:11Bu anlatıyı tamamen kendi lehine çevirdiği bir son hamle.
05:16Ya tüm bu yaşananlar bizi önemli bir soruyla baş başa bırakıyor.
05:20Kamuoyu tartışmaları böylesine bir suçlama ve karşı suçlama meydanına döndüğünde,
05:24gerçeği bulma, doğruyu yanlıştan ayırma sorumluluğu aslında kime düşüyor?
İlk yorumu siz yapın
Yorumunuzu ekleyin

Önerilen