Oynatıcıya atlaAna içeriğe atla
  • 23 saat önce
Aşkın Mecmuası

Sabahın ilk ışığı, dergâhın avlusuna ince bir tül gibi serilmişti. Geceden kalan kandiller sönmüş, yerlerine kuş sesleri dolmuştu. Derviş, hâlâ elinde tuttuğu mecmuayı göğsüne bastırmış, gözlerini kapatmıştı. Rüyasında, harflerin ateşten kıvılcımları gibi uçuştuğunu görmüştü. Her harf bir isimdi, her kelime bir nefes.

O an fark etti ki, aşk yalnız kalpte değil, sözde de gizliydi. Ve o mecmua, sıradan bir kitap değil, “Aşkın Mecmuası” idi — her sayfası, bir kalbin yanışıyla yazılmış, bir gözyaşıyla mühürlenmişti.

Sayfayı açtı. Yazılar silikleşmişti, ama bir beyit belirgin kaldı:

“Her nefesinle ışık ışık düşerim,
Ve her bir zerremde ellerinin buğusu.”

Bu satırları okuduğunda, dergâhın duvarları sanki nefes aldı. Rüzgârın sesi yankılandı, kandilin dumanı bir şekil aldı. O şekilden bir siluet belirdi — yüzü belli değildi ama sesi bir ilahi gibi yumuşaktı:

“Ey kalp yolcusu,” dedi,
“Her kelime bir kapıdır.
Ama o kapı, dışa değil, içe açılır.”

Dervişin elleri titredi. Aşkın peşine düşmüştü ama şimdi anlıyordu ki, aşk dışarıda değil, kendi içinde bir denizdi. O denize girmek için ne söz yeterdi ne dua; yalnızca bir teslimiyet gerekirdi.

O gece yeniden mecmuayı açtı. Sayfalardan biri parladı — sanki yazı değil, bir nefes, bir sıcaklık taşıyordu. Ve o sayfadan şu cümle çıktı:

“Çeşmiği Bülbül sustuğunda, aşk dile gelir.”

Derviş o an diz çöktü. Ne söz kaldı ne ses. Sadece kalbinin vuruşları ve mecmuanın kokusu. Anladı ki aşk, kelimelerin ötesindeydi; yazıya sığmaz, dile dökülmez, ancak yaşanır, yanılır ve yeniden dirilir.

Sabah olduğunda mecmua kapanmıştı. Dervişin yüzünde derin bir huzur, gözlerinde bir parıltı vardı. Avludan çıkarken rüzgâr hafifçe sayfaları çevirdi. Son satırda şu cümle yazılıydı:

“Aşk, varlığın en sessiz harfidir.”

Ve o andan sonra, dergâhta kim mecmuayı eline alsa, bir sıcaklık hissederdi avuçlarında — sanki o sözler hâlâ yaşıyordu, sanki dervişin duası hâlâ orada yankılanıyordu.

Belki de mecmua, kâğıttan değil; kalbinden yazılmıştı.

Öykü
Yazan (21.6.1992)
Seslendiren
Video
Aynur AVCI
Aynuravcı@Videoları
Döküm
00:00Sabahın ilk ışığı
00:05Dergahın avlusuna ince bir tül gibi serilmişti.
00:10Geceden kalan kandiller sönmüş,
00:14Yerlerine kuş sesleri doğmuştu.
00:17Derviş hala elinde tuttuğu mecmuayı
00:20Göğsüne bastırmış,
00:23Gözlerini kapatmıştı.
00:26Rüyasında harflerin ateşten kıvılcımlı,
00:30Uçuştuğunu görmüştü.
00:33Her harf bir isimdi,
00:36Her kelime bir nefes.
00:39O an fark etti ki,
00:41Aşk yalnız kalpte değil,
00:43Sözde de gizliydi.
00:45Ve o mecmua sıradan bir kitap değil,
00:50Aşkın mecmuasıydı.
00:53Her sayfası bir kalbin yanışıyla yazılmış,
00:57Bir gözyaşıyla mühürlenmişti.
01:02Sayfayı açtı,
01:04Yazılar silikleşmişti.
01:07Ama bir beyt belirgin kaldı.
01:09Her nefesine ışık ışık düşerim,
01:14Ve her bir zerremde ellerinin boğusu.
01:19Bu satırları okuduğunda,
01:23Dergahın duvarları sanki nefes aldı.
01:27Rüzgârın sesi yankılandı.
01:30Kandilin dumanı bir şekil aldı.
01:34O şekilden bir sülüyet belirdi.
01:38Yüzü belli değildi ama,
01:41Sesi bir ilahi gibi yumuşaktı.
01:44Ey kalp yolcusu dedi.
01:49Her kelime bir kapıdır.
01:52Ama o kapı dışa değil,
01:56İçe açılır.
01:58Dervişin elleri titredi.
02:01Aşkın peşine düşmüştü.
02:04Ama şimdi anlıyordu ki,
02:07Aşk dışarıda değil,
02:09Kendi içinde bir denizdi.
02:11O denize girmek için,
02:15Ne söz yeterdi,
02:17Ne doğa.
02:18Yalnızca bir teslimiyet gerekirdi.
02:23O gece,
02:24Yeniden mecmuayı açtı.
02:27Sayfalardan biri parladı.
02:30Sanki yazı değil,
02:32Bir nefes,
02:33Bir sıcaklık taşıyordu.
02:36Ve o sayfadan,
02:38Şu cümle çıktı.
02:39Çeşmeyi bülbül sustuğunda,
02:43Aşk dile gelir.
02:47Derviş,
02:48O an diz çöktü.
02:50Ne söz kaldı,
02:52Ne ses.
02:54Sadece,
02:55Kalbinin vuruşları,
02:57Ve mecmuanın kokusu.
03:00Anladı ki,
03:01Aşk,
03:02Kelimelerin ötesindeydi.
03:05Yazıya sığmaz,
03:07Dili dökülmez.
03:08Ancak,
03:10Yaşanır,
03:11Yanılır,
03:12Ve yeniden dirilir.
03:16Sabah olduğunda,
03:18Mecmua kapanmıştı.
03:20Dervişin yüzünde,
03:21Derin bir huzur,
03:23Gözlerinde bir parıltı vardı.
03:25Avludan çıkarken,
03:27Rüzgâr,
03:28Hafifçe sayfaları,
03:29Hafifçe sayfaları çevirdi.
03:31Son satırda,
03:32Şu cümle yazılıydı.
03:35Aşk,
03:36Varlığın,
03:37En sessiz harfidir.
03:40Ve,
03:41O andan sonra,
03:43Dergâhta,
03:44Kim mecmuayı,
03:45Elini alsa,
03:47Bir sıcaklık hissederdi.
03:49Avuşlarında,
03:50Sanki,
03:52O sözler,
03:53Hala yaşıyordu.
03:55Sanki,
03:55Dervişin doğası,
03:57Hala orada yankılanıyordu.
04:00Belki de,
04:01Mecmua,
04:02Kağıttan değil,
04:04Kalbinden yazılmıştı.
İlk yorumu siz yapın
Yorumunuzu ekleyin

Önerilen