Tevbe Suresi, 48, 52, 50, 51, 65 Ayetlerinin Tefsiri

  • 10 yıl önce
ADNAN OKTAR: Kuran'ı açtım; 48. ayet, Tevbe Suresi. Şeytandan Allah'a sığınırım; “Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı.” Bir kısım insanlar hep fitne ararlar; hep kepazelik, durur durur bir rezillik. Yani sevgiyi aramaz, barışı aramaz, kardeşliği aramaz. Ama fitne oldu mu baş açık gider. Kavga, iki kişinin arasını açmak, ahlaksızlık yapmak, oyun oynamak, tuzak kurmak... Öyle tipler vardır, mayası oradan gider. “Ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi.” Yani tuzak tarzı oyunlar. Peygamber Efendimiz (s.a.v)'e yönelik bu. Hz. Mehdi (a.s)'a yönelik de bu tip olaylar olacaktır. “Sonunda onlar, istemedikleri halde,” Hz. Mehdi (a.s)'ın çıkmasını istemedikleri halde, Hz. İsa Mesih (a.s)'ın inmesini istemedikleri halde, “hak geldi,” Hz. Mehdi (a.s) geldi, Hz. İsa Mesih (a.s) geldi, “ve Allah'ın emri ortaya çıkıp-üstünlük sağladı.” Allah'ın emri ne? Dünya hakimiyeti, İttihad-ı İslam. “Allah'ın emri ortaya çıkıp-üstünlük sağladı.” Ebcedi 2025 tarihini veriyor. Net dünya hakimiyeti, inşaAllah. “Allah'ın emri ortaya çıkıp,” görünür hale gelip, “üstünlük sağladı.” Hakim oldu. Diğer güçleri etkisiz hale getirdi. Tam Hz. Mehdi (a.s)'ı anlatan bir ayet. Peygamber Efendimiz (s.a.v)'e bakmakla beraber ahir zamana çok güçlü bakıyor.

Şeytandan Allah'a sığınıyorum. “De ki: "Siz bizim için iki güzellikten (şehitlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah'ın ya kendi Katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını bekliyoruz.” Mesela Allah depremle azap verebiliyor, savaşlarla azap verebiliyor, değil mi? “Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.” Her türlü zalime yara dokunuyor dünyada. Ahirette daha da şiddetlisidir tabii, inşaAllah.

“Sana iyilik dokunursa, bu onları fenalaştırır” diyor Allah. Neşe, iyilik, sevinç, güzellik, her türlü nimet. Güzel insanlar, güzel arabalar, güzel evler, gençlik, sağlık, sıhhat hepsi. “Bir musibet isabet edince ise:” farz edelim küfrün bir saldırısı, bir oyunu, bir tuzağı, “'Biz önceden tedbirimizi almıştık' derler.” Yani “uzak durmuştuk, yaklaşmamıştık” derler. “Ve sevinç içinde dönüp giderler.” Halbuki dönüp gittiği yer, cehenneme doğru dönüp gidiyor, haberi yok.

Şeytandan Allah'a sığınırım, 51. ayet; “De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez.” Yani sadece kaderimizde olan şey olur. Ona da sevinçle karşılık veririz, iftiharla karşılık veririz. Her ne olursa olsun. Çünkü hepsi Allah'tan. “De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında," kaderin dışında, "bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez."” Hiç bir olay olmaz kaderin dışında. “O bizim Mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler.” Mesela biz burada konuşuyoruz, bu konuşmayı yaptık, niye? Kaderimizde olanı yapıyoruz. Ama biz kendimiz isteyerek yapmışız gibi gösteriyor Allah. Halbuki daha annemden doğmadan ben bu konuşmayı yaptım, bitti. Fatih Sultan Mehmet devrinde, Hz. Musa (a.s) devrinde deniz yarıldığı zaman da ben bu konuşmayı yapıyordum. Hz. Adem (a.s)’ın çamuru hazırlanırken ben bu konuşmayı yapmıştım. Kader öyledir, inşaAllah.

“Onlara sorarsan, andolsun: ‘Biz dalmış, oyalanıyorduk’ derler. De ki: ‘Allah ile, O'nun ayetleriyle ve elçisiyle mi alay ediyordunuz?’” Allah diyor ki din ile alay edilmesi konusunda, yani imani konularla alay edilmesi konusunda; “De ki: ‘Allah ile ve O'nun ayetleriyle ve elçisiyle mi alay ediyordunuz?’” Bu büyük bir bela, gülünecek bir yönü yok bunun. Ayetin hükmü budur. Haramdır. Allah’tan korkan bunu yapmaz. Ölüm anında sen bu fıkrayı anlatabilir misin? Anlatamazsın. Ölürken anlatamadığını, diriyken niye anlatıyorsun?