Al-i İmran Suresi, 81. ve Ahzab Suresi, 7. Ayetlerinin Tefsiri

ADNAN OKTAR: Ali İmran Suresi / 81. Şeytandan Allah’a sığınırım: “Hani Allah peygamberlerden 'kesin bir söz (misak)' almıştı: "Andolsun size Kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız." Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?" Onlar: "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım," demişti.” Buyuruyor Allah, onlar da “bele” diyor, “ikrara ettik kabul ettik.” "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım" demişti.”

Ahzab Suresi / 7-“Hani biz peygamberlerden kesin sözlerini almıştık;” senden, Peygamberimiz (s.a.v)’e diyor bak, “senden,” sağlam söz işte bu söz o. Ama bak, Peygamberimiz (s.a.v)’e hitap, “senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan. Biz onlardan sapasağlam bir söz almıştık.”

Şimdi Peygamberimiz (s.a.v)’in yardım edeceği bir elçi var. Allah peygamberlerden söz almış. Çünkü bir elçi yoksa, Peygamberimiz (s.a.v) niye söz versin, değil mi? Bir Mehdi, bir mürşit gelecek. Ve Peygamberimiz (s.a.v) ona yardım edecek. Nasıl yardım ediyor? Hadisleriyle, mucizeleriyle. Mesela şemaili şöyle olacak, şekli böyle olacak; bunlar tahakkuk ettiğinde, bu Hz. Mehdi (a.s)’ın kerameti, Peygamberimiz (s.a.v)’in de mucizesi olur. Ve müthiş bir yardımdır bu. Peygamberimiz (s.a.v)’in mucizeleriyle Hz. Mehdi (a.s)’a yardımı Mehdi’liğin en büyük silahıdır. Kuran’dan sonraki en büyük silahıdır, yani manevi silah. Hz. İsa (a.s)’dan da söz alınıyor. Hz. İsa (a.s)’a da hiç kimse yardım etmedi. Peygamberimiz (s.a.v) ne diyor: “İsa Mesih (a.s), Hz. Mehdi (a.s)’ın veziridir.” Ayet tam, bu yönüyle tahakkuk etmiş olacak, inşaAllah.