Kontrollü bir deney: Kur'an korunmuş mudur; korunmamış mıdır?

  • 11 yıl önce
Dr. Edip Yüksel 'Üzerinde 19 var' adlı kitabının 175. sayfasında Kur'an'da doğal bir koruma bulunmadığını, sadece kodlu bir korumanın söz konusu olduğunu ifade ediyor! Bakınız kitabında ne diyor:
''Kur'an'ın korunması, insanlar tarafından müzelerde korunan kitaplar gibi, yahut doğal olarak korunan taş yazıtlar gibi olmayıp hepsinden farklı olarak bizzat sahibi tarafından yerleştirilen kodlama sistemiyle olmuştur''. (sayfa 175)

Dr. Edip Yüksel neden Yüce Allah'ın ''Biz indirdik ve biz koruyucusuyuz'' ayetini Kur'an'ın indiğinden bu yana var olan tam ve genel bir koruma olarak görmek istemiyor? Çünkü Kur'an'dan iki ayeti şeytan ayeti diyerek çıkarıp atmak istiyor! Böylece 19 hesabını kendince tutturmak istiyor (aslında bunları yapan Reşat, edip sadece onun bir müridi). Bunu da şöyle açıklıyor: Kur'an 19 koduyla korunmuştur; kodu da biz keşfettik ve şeytanın eklediği iki ayeti ifşa ettik (!)

Doç. Dr. Halis Aydemir'in kontrollü bir deney olarak modelleyip sorduğu soru şu: 'peki madem Kur'an üzerinde bir koruma yoktu. insanlar ekleyebiliyorlardı, müdahale edebiliyorlardı. Nasıl oldu da Kur'an, hadis malzemesinin geçirdiği aynı tarihsel sizin deyiminizle karanlık evreleri geçirdiği halde, içine eklene eklene sadece iki ayet eklendi, topu topu bu kadar mı?
''Bunun kontrollü bir deney olduğunu düşünün! Eğer sizin teziniz doğru olsaydı, gizli bir kodla korunan bir kitap, çok kötü insanların elinden geçmişse, siz bu kitabın içinde nice yanlış ayetler nice eklemeler bulmalı değil miydiniz? Nitekim sizin deyiminizle bu kötü insanlar, Allah'ın Elçisinden (s.a.v.) aktarılan her rivayeti bozmuşsa, ortada doğru hiç bir hadis bırakmayacak kadar kötülük etmişse hadislere... bu kadar kötü olan bu insanları Allah'ın kitabına müdahale etmekten alıkoyan şey neydi? Neden sadece iki ayet eklediler daha fazla ileri gitmediler? Madem Kuran doğal olarak korunmuyordu; içindeki gizli bir kodla korunmuştu; onu da siz keşfettiniz! Şu halde size gelinceye kadar Kuran'ın da tıpkı hadisler gibi mahvolması gerekmez miydi??

Bu noktada Dr. Edip Yüksel kitabında 'Kurana eklenmiştir' dediği halde hemen acilen kendince bir çözüm buldu ve 'Kurana değil mushafa eklenmiştir' deyiverdi. Halbuki bu cevap Doç. Dr. Halis Aydemir'in yukarıdaki kontrollü tarihsel deneyinde sorduğu soruya karşılık gelmiyor! Mushaf olsa ne fark eder? Mushafın da tıpkı hadisler gibi mahvolmuş olması, çoğunlukla dejenere olmuş olması gerekmez miydi??

Edip Yüksel'in mushaf kelimesinden medet umduğunu gören Doç. Dr. Halis Aydemir Edip yüksel'e kitabını gösterdi! ''kitabında şeytan ayetleri Kur'ana eklenmiştir'' diyorsunuz dedi. Dr. Edip Yüksel bunun üzerine 'yanlış kelime kullanmışım' dedi.

Devamında Doç. Dr. Halis Aydemir, kameraya dönerek 'sizi daha fazla sıkıştırmak istemem. sıkışınca mushaf kelimesine sığınacaksanız artık bir şey demem! Mushafla Kuran arasında yaptığınız ayrımı da bu görüntüleri izleyecek olan ilim ve irfan sahiplerine bırakıyorum'' dedi.

Önerilen