Oynatıcıya atlaAna içeriğe atla
  • 2 hafta önce
Baban gelirse beni hemen çağır haa
Döküm
00:00Bu kesirde Ali Sururi İlkokulu karşısındaki boşlukta, ayakkabı tamircisi, kır, pala bıyıklı bir ihtiyar olan Cevdet Akalp Dede vardı.
00:09Bir sohbet sırasında konu Çanakkale'ye gelince ağlamaya başladı ve şunları anlattı.
00:14Rahmetli babam, Hafız Ali, Çanakkale'de kaldığında anamık karnında 7 aylıkmışım.
00:20Babamı hiç tanımadım. Bir fotoğrafı bile yoktu.
00:23Günler çok zor günlerdi. Çocukluğumuz hep ekmek peşinde geçti ama annem, benim çocukluğumdan itibaren her nereye gidecek olsa yanıma gelir ve oğlum, ben pazara gidiyorum.
00:35Baban gelirse beni hemen çağır ha. Ben teyzengile gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha. Ben komşulara gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha.
00:45Derdi. Annem, babamı hep bekledi durdu, büyüdüm. Dükkan açtım. Annem yine her bir yere gidişinde, dükkana gelir, gideceği yeri söyler ve baban gelirse beni hemen çağır ha.
00:57Derdi. Aradan yıllar geçti. Anacığım ihtiyarladı. Durumu ağırlaştı. Ölüm döşeğinde bizimle helülleşti. Bana iyi baktınız, hakkınızı heliledin.
01:07Dedi, bana dönüp yavaşça oğlum, baban gelirse, annem seni hep bekledi, de. Dedi, birden irkilerek doğruldu ve kapıya doğru gülümseyerek, hoş geldin beyim, hoş geldin, diyerek ruhunu teslim etti.
İlk yorumu siz yapın
Yorumunuzu ekleyin

Önerilen