- 2 gün önce
Hayatta kalanlar böylesine tehlikeli bir dağ sırasını aşacak gücü bulabilecekler mi?
Kategori
📺
TV ve DiziDöküm
00:00Az sonra izleyeceğiniz programın içeriği küçük çocuklar için uygun değildir.
00:04Ve sadece 16 yaş ve üzeri kişiler için önerilmektedir.
00:07Ebeveyn gözetimi gerekebilir.
00:141972'de geçirdikleri uçak kazasından sağ kurtulanlar Ant Dağları'nda mahsur kaldı.
00:21Dondurucu soğukluk ve yiyecek yokluğu nedeniyle hayatta kalmak için olağanüstü bir savaşla karşı karşıya kaldılar.
00:30Önceki bölümde
00:38Elbette böyle bir rugby gezisinin muhakkak eğlenceli olacağını hayal edebilirsiniz.
00:46Bu büyük bir şoktu.
00:50Bağırışlar gelmeye başladı. Gazı kökle, gazı kökle.
00:55Aklımdan uçağın düşeceği geçiyordu.
01:00Karlı dağları görüyorsunuz.
01:16Başımız büyük beladaydı.
01:18Resmen ölüyorduk.
01:23Hiç gücümüz kalmamıştı.
01:29Ne yiyeceksin?
01:33Ölen arkadaşlarımızın vücutlarında protein vardı.
01:36Başka çademiz yoktu.
01:46Bruguey'in Montevideo kentinden Şili'nin Santiago kentine giden yolcu uçağı düştü.
01:55Hayatım bir saniyede değişmişti.
01:57Yirmi dokuz kişi hayatta kalmıştık.
02:10Düşünsenize.
02:11An dağlarının ortasında yapayalnızsınız.
02:14Yiyecek yok, hiçbir şey yok.
02:15Ölüme mahkumsunuz.
02:16Ölmek istemiyordum.
02:25Ve elimizde sadece arkadaşlarımızın cesetleri vardı.
02:30Yemeğe karar verdik.
02:34Hayatı onurlandırmanın tek yolu buydu.
02:37Hayatta kalmak için...
02:39...ölüme karşı savaşmak.
02:41İnsanlık tarihinde yaşanmış en olağan dışı şeylerden biri...
02:50...bu grubun başından geçti.
02:52Ne derseniz deyin, ne düşünürseniz düşünün, orada değildiniz.
03:14Biz oradaydık, biliyoruz.
03:17Sizi temin ederim, o durumda bizimle birlikte olsaydınız...
03:20...aynı anda, aynı sonuca varırdınız.
03:22Ve siz de tam olarak aynı şeyi yapardınız.
03:26Aynı karara varırdınız.
03:34On birinci gün.
03:3623 Ekim 1972.
03:4327 kişi hayattaydık.
03:45Tam 27 kişiydik.
03:46Yaşamak istedik.
03:48Durum bizi itiyordu.
03:49Arkadaşlarınızın cansız bedenleriyle ilgili karar itiyordu.
03:55Ve bir kere böyle bir karar alınırsa...
03:59...dönüşü olmazdı.
04:02Geri dönemezdiniz.
04:05Herkesin...
04:06...bunu yapma sebebi...
04:08...hayatta kalmanın başka yolu olmayışıydı.
04:11Hayatta kalmanın tek yolu buydu.
04:14Ölmemek için dostlarımızı yemek.
04:19Artık şu hayatta...
04:21...başımıza daha kötü bir şey gelmeyeceğini düşündüm.
04:27Sonra radyodan aramayı durdurduklarına dair...
04:38...o meşhur anons geldi.
04:41Çok net hatırlıyorum.
04:46O ufak radyoyu dinliyorduk.
04:49Ve...
04:50...arama kurtarma çalışmasının...
04:52...durdurulduğu anons edilmişti.
04:54Aramanın durdurulduğu haberini...
04:56...duyduğumuz andan itibaren...
04:58...durum daha da zorlaştı.
05:00Çünkü bu resmen ölüm fermanımızdı.
05:03Artık biz ölmüştük.
05:06Artık ölüydük.
05:13Arjantin, Şili ve Uruguay'dan gelen 24 uçak...
05:16...yoğun bir arama gerçekleştirdi.
05:18Koşulların zorluğu çok az umut vaat ediyordu.
05:218 gün sonra aramalar durduruldu.
05:23Tamamen terk edilmiş hissettik.
05:43Aya insan gönderdiler.
05:45Bizi neden bulamıyorlardı?
05:53Biz deniz kıyısında yaşayan insanlardık.
05:58Deniz seviyesinde, sahile olan Montavideo ve Punta del Este'nin beyaz kumlarında, Uruguay'da doğmuştuk.
06:05O şartlarda hayatta kalma ihtimali en düşük kurup bizdik.
06:10Çünkü daha önce hiçbirimiz hayatında dağ, buz, kar görmemişti.
06:13Spiker Radyo'da konuşmaya devam etti.
06:27Ve bil ki Ocak ayı sonunda veya Şubat ayının ilk günlerinde...
06:33...ölenlerin cenazelerini düşen uçağın enkazını bulabiliriz, deydi.
06:38Yazın karlar eridiğinde, gelip bütün cenazeleri bulacaklardı.
06:52Herkesin bu sayfayı kapatıp, yenisini açtığını duymak...
06:56...cidden çok zordu.
06:58Hep evde babamın, annemin ve erkek kardeşlerimin Ant Dağları'nda öldüğümü düşünüp...
07:14...bana ağladıklarını düşünüyordum.
07:17Ama ben hayattaydım.
07:18Eve dönüp artık ağlamayın, ben yaşıyorum demek istiyordum.
07:22İnsan, annesini, babasını, kız kardeşini, arkadaşlarını görmek istiyor.
07:33Ve tabii ki Soledad.
07:39Hayatımdaki en önemli insanlar.
07:41Her gün kendi kendime Soledad'la konuşup, beni bekle hayatım.
07:49Hayattayım, geri döneceğim, geri döneceğim diyordum.
07:53Montevideo, Uruguay.
08:10İkim 1972.
08:11Sanırım hayatımda bu denli büyük ve korkunç etki yaratan ilk şey...
08:26...uçağın kaybolduğunu öğrendiğimiz ilk gündü.
08:33O sadece aşkım değildi.
08:36O benim hayatımdı.
08:38Her şeyi planlamıştık.
08:43Ve planlarımız bir anda suya düşmüştü.
08:52Teresita, Fernando Vasquez'in kardeşi.
08:56Nihayet kazadan haberdar olduğumuzda tüm mahalle yas tutmaya başladı.
09:01Çünkü o uçakta herkesin bir erkek kardeşi...
09:07...ya da kuzeni, sınıf arkadaşı veya komşusu vardı.
09:15Ana Ines.
09:17Julio Martinez Lamas'ın kardeşi.
09:19Çok tuhaf bir şeydi.
09:21Ne olmuştu?
09:22Uçak neredeydi?
09:23Çünkü yola bir gün önce çıkmışlardı.
09:29Bu insanı şoke eden bir şeydi.
09:30Ne olmuştu?
09:34Daniel, Arturo Nagoreya'nın kardeşi.
09:37Okulda bir kız yanıma gelip, rugby takımını taşıyan uçağa ne olduğunu bilip bilmediğimizi sordu.
09:45Ben de hayır dedim.
09:47Ne oldu?
09:48O da kaybolduğunu söyledi.
09:50Ben de olamaz dedim.
09:52Çünkü uçak önceki gün kalkmıştı.
09:55Yani bu o gün olabilecek bir şey değildi.
09:59Ama eve varınca, evden yarım blok ötede bir sürü araba ve insan olduğunu gördüm.
10:06Ve dedim ki...
10:10Özür dilerim.
10:25Bunun doğru olduğunu biliyorduk.
10:28Kötü olduğunu da biliyorduk.
10:31Hayatta kalmaları imkansızdı.
10:37İlk andan itibaren anneleri, kız arkadaşları ve kız kardeşleri bir aradaydık.
10:46Aileleriyle birlikteydik.
10:49Ve bir bakıma yalnız hissetmemek,
10:52Yalnız olmadığımızı bilmek,
10:56O an sahip olduğumuz tek olumlu duyguydu.
11:1115. gün
11:1327 Ekim
11:15Marcelo, tüm bu geziyi organize eden kişi olduğu için kendini çok suçlu hissediyordu.
11:32Durmadan kendini suçluyordu.
11:34Kaptan Marcelo gittikçe daha da yıkılıyordu.
11:38Sorumluluğun ağırlığını hissediyordu.
11:40Sizi bu duruma ben getirdim.
11:44Benim yüzümden arkadaşlarınızı yiyorsunuz diyordu.
11:48Eriyordu sanki.
11:55Bağırıyorduk, ağlıyorduk.
11:58Sonra birden hepimiz değişmeye başladık.
12:02Başladık, şikayet etmeyi bıraktık.
12:05Artık bir çözüm arıyorduk.
12:11Düşündüğümüzden çok daha güçlü olduğumuzu fark ettik.
12:15Hem zihinsel hem de fiziken.
12:16Tüm grubun bekleme durumundan aktif ve organize bir ekip haline dönüşmesi inanılmazdı.
12:37Güneşin kardaki yansımasının gözlerimizi acıttığını hissetmeye başlamıştık.
12:45Kuzey'in fito bir mucitti ve oldukça parlak fikirleri vardı.
12:57Bir sorununuz olduğunda çözüm ayağınıza gelir.
13:04Güneş gözlükleri gerçekten mühimdi.
13:11Üç günü uçağın içinde gözlerim bağlı geçirdim, çıkamadım.
13:16Çünkü etrafa baktığımda güneş gözlerime saplanıyor gibiydi.
13:21Bunlar Ant Dağları'nda yapılan ilk güneş gözlükleri.
13:31Bu prototip, kadın südyeninden alınan elastik parça ve uçağın ön güneşliğinin bir kısmı ile yapılmıştı.
13:41Gözlerimiz bunun sayesinde kurtuldu.
13:51Bu büyüklükte bir hayatta kalma durumunda hiçbir şey iyiye gitmez.
13:56Hiçbir şey olduğundan daha iyi olamaz.
13:59Her şey kötüleşir ve bir sarmal gibi devam eder.
14:0217. gün, 29 Ekim.
14:04Kazanın üzerinden iki buçuk hafta geçmişti.
14:13Hava pek iyi değildi.
14:15Uçağın yerde yatan gövdesinin içindeydik.
14:20O gece çok sigara içilmişti.
14:23Herkes çok stresliydi.
14:25Sonra aniden kulak kesilmiştik.
14:29Korkunç bir gürültü ve titreme vardı.
14:31Bunu hep gövdenin etrafında dört nala koşan yüzlerce hata benzetmişizdir.
14:39Bir ses duymuştum ve tam o an,
14:42sesin nereden geldiğini anlamak için sağ tarafıma baktım.
14:47Her şeyin üzerimizden aşıp geçtiğini gördüm.
14:58Ellerimi başımı koruyacak şekilde koydum.
15:01Bu bir patlama değildi.
15:03Şiddetli bir basınç vardı.
15:06Kar içeri doluyordu.
15:09Bir saniye içinde kara gömülmüştüm.
15:11On yedinci gün, 29 Ekim 1972.
15:24Çığ düştükten sonra, bir şeyin kafamı ittiğini hissettim.
15:30Dışarı fırladım ve uçağın karla kaplı olduğunu gördüm.
15:35Ne olmuştu, neredeydin, bu neydi?
15:42Ne ellerimi, ne de kafamı hareket ettirebiliyordum.
15:47Hareket edemiyordum.
15:49Hiçbir şey duyamıyordum.
15:50Nefes alamıyordum.
15:52Öleceğime düşündüm.
15:55Çığ altında ölüyorum dedim.
15:57Çığ altında kaldım ve ölüyorum.
15:58İnsan böyle bir durumda ne yapar?
16:04Çaresizlik mi hisseder?
16:06Sıkıntı mı?
16:07Hayır.
16:09Tamamen kendimi rahat bıraktım.
16:11İdrarımı yaptım.
16:12Kaslarımı gevşettim.
16:14Kendimi ölüme teslim ettim.
16:16Ölüyordum, özgür hissediyordum.
16:21Vücudumla bağlantımı kaybettim ve süzülmeye başladım.
16:25Sanki uçuyordum.
16:26O kadar net hatırlıyorum ki, öldüğümü hissettim.
16:30Neyse, öldüm artık.
16:31Gittiğim yer o kadar güzeldi ki.
16:34Hayatım boyunca hissettiğim en huzurlu an,
16:39ölürken hissettiğimdi.
16:40Babamı bulmaya gidiyordum.
16:42Onu huzur ve mutlulukla dolu güzel bir yerde, cennette gördüm.
16:46Sanki çocukluğumdan itibaren bütün ömrüm bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu.
17:02O an gelecek ve geçmiş yok.
17:05Sadece o ana sahipsiniz.
17:07Yoğun ve şaşırtıcı bir özgürlük, bolluk hissine sahipsiniz.
17:11Ama bu birkaç saniye, belki bir dakika sürdü.
17:16Zaman, normal zamandan daha hızlı akıyordu.
17:26Kara gömülenlerin yüzlerini açmak için kazmaya başladık.
17:31Ellerimizle kazdığımız için, ellerimiz donmak üzereydi.
17:35Roy Hayley'i beni tuttu.
17:41İnanılmaz derecede gergin olduğu için çok sıkıyordu.
17:44Zavallı Roy.
17:44Hayatta kalan tek kişinin kendisi olduğunu ve hepimizin çığ altında kaldığını zannediyordu.
17:49Şans eseri beni çıkarmayı başardı ve ben de yanımdaki Eduardo'yu çıkardım.
17:56Fito hemen sağımdaydı.
17:57O hareket etmeye başlayınca ciğerlerime tekrar oksijen doldu.
18:05Fito'nun ayağı dışarı çıktı ve ciğerlerime hava dolmasını sağlayan bir delik açıp kaldı.
18:12Ve ben tekrar nefes alabildim.
18:16O anki durumun aciliyetini hissettim.
18:18Çünkü bir anda 10 saniye dahi ölüm kalım meselesi haline gelmişti.
18:22Biri seslendi ve insanları kurtarmaya başlayın dedi.
18:26Bir saniye bile kaybedemeyiz.
18:27Seslenin, kurtarın onları.
18:29İnsan bir köpek gibi kazmaya başlıyor.
18:32Öfkeli ve hızlı.
18:34Çok hızlı.
18:35Ellerimiz kan içinde kalmıştı ve ciğerlerimiz neredeyse patlayacaktı.
18:41Ama devam ediyorduk, durmuyorduk.
18:43Çünkü çığ altındakilerin hayatı bizim ellerimize ve ciğerlerimize bağlıydı.
18:48Çıkar çıkmaz solumdaki Marcelo'ya yardım etmeye başladım.
18:55Ölmüştü.
18:56Arkadaşım Marcelo takımın kaptanıydı.
19:18Herkes Marcelo itanır.
19:20Marcelo'ya güvenirdi.
19:22Yüzünde çok huzurlu bir ifade vardı.
19:43Çığ'da 8 kişi öldü.
19:46Çığ'da 8 arkadaşımız hayatını kaybetti.
19:57Ölen bu 8 kişi arasında en iyi 2 arkadaşım.
20:00Gustavo Nicolich ve Diego Stone da vardı.
20:03Bir tür elektrik şokuna benzer bir acı hissettim.
20:13Çok zordu, çok üzücüydü ve birkaç saniye içinde aklım gitti.
20:21Başka bir şey hissetmedim, hissedemedim ve yaşam mücadelesine devam ettim.
20:26Çünkü yaşamak zorundaydım.
20:29Düşünmeye başlamak için durup bekleyemezsiniz.
20:35İnsan o an makine gibi çalışıyor.
20:38Tek amaç hayatta kalmak.
20:39Hayatta kalmalısınız.
20:40Uçağın gövdesinin sığındığımız kısmının %50'si çığ nedeniyle karla dolmuştu.
20:55Bu yüzden sahip olduğumuz alanın yarısında sıkışıp kalmıştık.
21:0019 kişi hayattaydı.
21:018 kişi ise ölmüştü.
21:04Çok küçük ve dar bir alana sıkışmıştık.
21:06Okyanusun dibinde bulunan bir denizaltı gibiydik.
21:10Oradan dışarı nasıl çıkacaktık?
21:15Bir çeşit umutsuzluk ve kafa karışıklığı hakimdi.
21:20Kimse ne yapacağını bilmiyordu.
21:2419. gün
21:2631 Ekim
21:32Üç gün boyunca orada kaldık.
21:37Üç gün o karın altındaydık.
21:40Ne zaman gündüz, ne zaman gece olduğunu bilmiyorduk.
21:43Çünkü hiç ışık yoktu.
21:46Beslenebilmek için ölenlerin bedenlerinden faydalanmak zorunda kalmak, kabul edilmesi zor bir şeydi.
21:53Bir kaos hissi vardı.
21:58Çünkü birimiz yanımızda duran ve hala ılık olan bir bedene yöneldi.
22:06Çok ama çok tatsızdı.
22:08O an kimsenin onu yemek istediğini sanmıyorum.
22:12Ama mecburdu.
22:14Aç kalamazdı.
22:15Yemek zorundaydı.
22:1620. gün
22:301 Kasım
22:32Çığ'dan sonraki üçüncü gün
22:36Sigara yakmaya çalıştık.
22:39Ama başaramadık.
22:42Ateş yakamadık ve karla kaplı olduğu için içeride oksijen yoksunluğu yaşamaya başladığımızı fark ettim.
22:48Tamam.
22:49Fazla hareket etmemeliyiz dedik.
22:52Çok fazla oksijen kullanmamalıydık.
22:54Ne kadar oksijenimiz kaldığını bilmiyorduk.
22:57O an bir şeyler yapmazsak hepimiz boğulup gidecektik.
23:02Birileri gelip hadi kokpitin camını kıralım ve dışarı çıkmak için bir tünel kazalım dedi.
23:08Biz de ellerimizi kullanarak sırayla kazmaya başladık.
23:11Daha sonra biri uçağın içinde küçük bir alüminyum parça buldu ve biz onu köpçe niyetine kullandık.
23:27Daha sonra dışarı resmen delikten fırlayan tavşanlar gibi çıktık.
23:33Resmen fare gibi tek tek kazdığımız tünelden geçtik ve bacaklarımızla iterek pencereden uçağı kaplayan karda açtığımız delikten dışarı çıktık.
23:52Dışarıda güzel güneşli bir gün vardı.
23:59Hiç rüzgar yoktu.
24:01Çok sessizdi.
24:03Her şey kaybolmuştu.
24:06Her şey cenazelerde dahil.
24:09Uçak tamahından karla kaplanmıştı.
24:11Görünmüyordu.
24:13Gördüklerim karşısında ağlamak istiyordum.
24:18Çok duygulanmıştım.
24:19Gökyüzü açık ve güzel bir mavilikteydi.
24:34Düşen o çığ aynı zamanda bir dönüm noktasıydı.
24:39Zor durumda olduğumuzu, bir çığ daha meydana gelebileceğini,
24:43tekrar kar altında kalabileceğimizi ve birkaç kişinin daha ölebileceğini anlamıştık.
24:52Daha fazla çığ.
24:54Neden başka çığ düşmesin?
24:58Her gece uyumak için girdiğimiz gibi bu defa çok farklı bir korkuyla içeri girdik.
25:05Sahip olduğumuz korkulara bir korku daha eklenmişti.
25:12Ölümün nefesini ensemizde tekrar hissetmiştik.
25:16Çok daha yakından emdi.
25:17Bu yüzden elimizden geldiğince hızlı bir şekilde dışarı çıkıp yardım aramak için bir keşif gizlisi düzenlemeye karar verdik.
25:28Ya oradan çıkmaya çalışacak ve bunu başaracaktım ya da çıkmaya çalışırken ölecektim.
25:3424. gün, 5 Kasım 1972.
25:50Geçen her dakika ömrümüzü kısaltıyordu.
25:54Ölüyorduk.
25:55Bu insanların aklına iyice yerleştirmesi gereken bir şeydi.
25:59Her dakika ölüyorduk.
26:01Her gün bir önceki güne göre ölüme daha da yakındık.
26:10Çığdan çıktığımızda kangren olmuştum.
26:14Kendi kendimin cerrahıydım.
26:16Burayı kesip bacağımı kurtardım.
26:19Ama artık yürüyemiyordum.
26:24Arkadaşlarım her gün bana yardıma geliyordu.
26:31Çalışamıyordum.
26:36Hiçbir şey yapamıyordum.
26:40Çok daha az miktarda et tüketir olmuştum ve çok kilo vermiştim.
26:4645 kilo vermiştim.
26:49Asıl kilomun yarısı yani.
26:51Ve gerçekten çok acı çekiyordum.
27:06Elbette ölmek istemiyordum.
27:08Ölmek istemiyordum.
27:10Dağların benden hayatımı alıp götürmesini istemiyordum.
27:13İçinde bulunduğumuz fiziksel durumu hesaba katmam gerekiyordu.
27:19Kaçmaya kalkışamayacak kadar güçsüz düşmeden önce kaçmaya çalışmalıydık.
27:25Grupta herkese göre daha güçlü 3 veya 4 kişi vardı.
27:29Ben, Roberto ve Ten-Ten.
27:32Bize keşif gezginleri diyorlardı.
27:38Hem aynı rugby takımının üyeleriydik, hem de çok iyi arkadaştık.
27:45Rugby bir güven, dostluk.
27:49Kendinizi takıma adama oyunudur.
27:51Ve onlar da tamam demişti.
27:54Biz de seninle birlikte geliyoruz.
27:5736. gün 17 Kasım
28:05İşte o zaman Parado, Canessa ve Visinti'nin doğuya doğru gittiği ilk seferi düzenledik.
28:21Bu, gidilecek en iyi yoldu.
28:24Doğuya gidiyorlardı ve gerçekten çok korkmuşlardı.
28:32Çünkü doğuya gittiklerini düşünürken, yanlışlıkla Ant Dağları'nın içine doğru gideceklerinden endişeliydiler.
28:41Gövdeden yaklaşık 2 veya 3 saat uzaklıkta yürüyorduk.
28:53Birden karşımızda beliren, karlı bir tepenin zirvesine çıktık ve kuyruğu gördük.
29:01Kuyruğun...
29:02...diğer tarafında olması gerektiğini düşünmüştük.
29:07Ama belli ki takla atıp vadiye düşmüştü.
29:11Ha, dostum kuyruğa bak dedik.
29:14Belki orada yiyecek vardı.
29:17Bu yüzden kuyruğa koştuk.
29:20Her yeri aradık.
29:21Bir sürü valiz vardı.
29:2815 kadar valiz bulmuştuk.
29:314 tane çikolatalı bonibom bulduk.
29:33Tatlı ve 4 tane de çikolatalı şeker.
29:37Tabii ki onları hemen yedik.
29:39Daha fazla yiyecek aradık.
29:48Başka yiyecek yoktu.
29:50Ama birkaç kazak ve kıyafet bulduk.
29:57Ayrıca uçağın bataryasını da bulmuşlardı.
30:00Çıktıkları keşif gezisini askıya alarak yanımıza dönmeye karar vermişler.
30:10Bataryaları yukarı çıkartıp onları telsize bağlayabilir, yardım çağırabilirdik.
30:17Umuda ihtiyacımız vardı.
30:19Binlerce kabloyla dolu o radyoyu çalıştırabilme umuduna.
30:23Açıkçası radyo ekipmanı, teknoloji veya başka bir şey hakkında hiçbir fikrimiz yoktu.
30:30Ama pilleri uçaktan aldık.
30:33Bunları bir valize koyduk, kızak gibi yaptık.
30:37Ama piller bu büyüklükte ve çok ağırdı.
30:40Onları gövdeye götürmek için 3 saat boyunca dağa taşımak imkansızdı.
30:44Mümkün değildi.
30:46İmkansızdı.
30:53Pekala, hadi yukarı çıkıp Roy Harley'i aşağı getirelim dedik.
31:03Roy, ses ekipmanı hakkında bir şeyler biliyordu.
31:07Çünkü evine bir ses ekipmanı bağlatmıştı.
31:13Mühendis değil de mi?
31:15Onları radyo mühendisliği, elektronik veya benzeri şeyler hakkında bilgim olmadığına ikna etmeye çalıştım.
31:26Ama herkes, hayır Roy, bu kurtarılmamız için son seçenek dedi.
31:31Ben de dedim ki, madem öyle, deneyeceğiz.
31:37Bunu deneyeceğiz.
31:40Kuyruğa ulaştım da çantamı buldum.
31:42O koşullara rağmen mükemmel durumdaydı.
31:53İnanılmazdı.
31:54Çünkü çantayı açtım, baktım, her şey yerli yerindeydi.
32:04Kıyafetlerimin kokusunu içime çektim ve evimin kokusunu hissettim.
32:09Eve ışınlanmıştım.
32:11İnanılmazdı.
32:12İnanılmaz bir duyguyla doğmuştum.
32:23İnanılmaz bir duyguyla doğmuştum.
32:23İnanılmaz bir duyguyla doğmuştum.
32:35İnanılmaz bir duyguyla doğmuştum.
32:379. gün, 20 Kasım.
32:42Tenten ve Nando, kuyruktan gövdeye iki kez sigara veya kıyafet gibi şeyler taşımıştı.
32:52Kuyruktan bir sürü sigara paketi getirmişlerdi.
32:56Kuyruktan bir sürü sigara paketi getirmişlerdi.
33:00Çok işe yaramıştı.
33:02Kanes Severoy, kuyruğa götürmek için tüm radyo kablolarını sökmeye koyulmuşlardı.
33:09Uçağın telsizini sökmek için çok çalışıyorduk.
33:12Pilot kabinindeki bazı parçaları sökebildik ve gövdenin çatısındaki anteni de çıkartıyorduk.
33:21Herhangi bir aracımız yoktu.
33:23Bütün parçaları kırık dökük bir sistemimiz vardı.
33:27Ancak radyodan ve elektrik sisteminden çıkan yüze yakın kablo vardı.
33:32Onların hepsini topladık.
33:36Pili takmak için uçtaki pozitif ve negatif kabloya bakıyordum.
33:42Ama o kadar kolay olmadı.
33:45Radyo 110 voltta çalışıyordu.
33:48Pil ise sadece 48 volttu.
33:52Roberto ile birlikte 8 gün orada kaldık.
33:58Radyoyu çalıştırmaya çalıştık.
34:02Ama imkansızdı.
34:11Dördümüzde, Ten-ten, Roberto, ben ve Roy.
34:15Her şeyi denedik.
34:16Tamam dedim. Hadi gövdeye dönelim.
34:19Ve herkese bunun bir işe yaramadığını söyleyelim.
34:23Hava pek güzel değildi.
34:27Oldukça bulutluydu.
34:29Gri bulutlar ve biraz rüzgar vardı.
34:32Fakat gövdeye doğru giden tepelerden yönümüzü bulabiliyorduk.
34:38Dönmek gerçekten zor bir işti.
34:44Çünkü gövdeye ulaşmak için tırmanmak gerekiyordu.
34:48Dördümüz birlikte tırmanmaya başladık.
34:51Tırmandık, tırmandık, tırmandık.
34:55Tırmandık ve tırmandık.
34:57Ve sonra birdenbire gördüklerim hiç hoşuma gitmedi.
35:02Bulutlar alçaldı, karardı ve rüzgar arttı.
35:16Birdenbire çok büyük bir fırtına, rüzgarlı bir fırtına dördümüzü birden vurdu.
35:22Benim için çok zordu.
35:28Ve Nando bana çok yardımcı olmuştu.
35:31Onu yaklaşık yarım saat boyunca çektim durdum.
35:36Ta ki gövdeyi buluncaya kadar.
35:39Onu kapıya doğru attım ve kala kaldım.
35:42Bitmiştim.
35:43Tamamen tükenmiştim.
35:4457. gün, 8 Aralık.
35:55Gövdeye vardığımızda, bu süre zarfında, iki kişinin daha öldüğünü öğrendik.
36:05Uçağa binen 45 yolcudan 17'si hayatta kaldı.
36:08İşte o an, dışarı çıkmamız gerektiğine karar verdiğimiz andı.
36:23Gerçekten bildiğimiz tek şey, eğer batıya doğru yürürsek, Şili'ye varacağımızdı.
36:33Bu gerçekten son umudumuzdu.
36:38İyiceğimiz tamamen bitse, o uçakta neler yaşanırdı, neler olurdu kim bilir.
36:47Size de söylediğim gibi, orada olmayacaktım.
36:52Durmadan tırmanacaktım.
36:54Belki bir yarağa düşecektim.
36:56Belki de bir buzulun üzerinde ölecektim.
36:59Ama burada durup kimsenin gözüne bakmayacağım.
37:02Aralık 1972.
37:14Böyle bir durumda kaldığınızda, çok vaktiniz olur.
37:18Zamanı durdurmamız gerekiyordu.
37:47Dua ettik ve aynı zamanda Montevideo'ya dönmenin hayalini kurduk.
37:57Bu fotoğraflar, uçağın kuyruğunda bulunan makineyle çekilmiştir.
38:02Dinden, tanrıdan, ölümden, yaşamdan söz ettik.
38:06Restoranlardan, etlerden, plajlardan ve geçirdiğimiz güzel yazlardan bahsediyorduk.
38:16Ve eğer hayatta kalırsak, yemek istediğimiz tüm yiyeceklerin bir listesini yaptık.
38:27Tatlı şeyler istiyorduk.
38:34Tatlı ve şekerli şeyler.
38:36Tuzlu değil.
38:39Herkesin hayal edebileceği tatlıyı hayalimizde yaratmaya çalıştık.
38:44Süt reçeli, kakaolu fındık ezmesi ve şekeri birbirine karıştırdık.
38:49Ama çok geçmeden yemek hakkında konuşmanın pek de iyi bir fikir olmadığını fark ettik.
38:57Çünkü midelerimiz zil çalmaya başlamıştı.
39:01Ve bu iyi bir şey değildi.
39:03Böylece, lojistikten keşif gezisinin nasıl organize edileceğinden ve bundan çok daha fazlası hakkında konuşmaya başladık.
39:2559. gün.
39:2710 Aralık 1972.
39:30Herkese bakın, gidiyoruz dedim.
39:33Ölümün bulunduğumuz yerin üzerinde dolaştığını ve bıkıp usanmadan beklediğini hissedebiliyorduk.
39:44Yine içimizden en güçlüleri yani Roberto, Nando ve Tentini hazırlıyorduk.
39:52Geceleri uyumaları için en iyi yerleri onlara veriyorduk ki dinlenebilsinler.
39:56Onlara daha fazla yiyecek veriyor ve onları hazırlıyorduk.
40:03Uyku durumlarını yapmaya başladık.
40:09Antonio uçağın gövde kısmında bir miktar yalıtım malzemesi buldu.
40:15Ve onu göğsüne yerleştirdi.
40:16Kazağın altına konunca oldukça fazla sıcaklık veriyordu.
40:22Ve bunu aldı.
40:25Biri çantanın üzerinde bir iğne buldu ve uçağın elektrik sisteminde bulduğumuz bakır telle bu parçaları birbirine dikti.
40:34Ve yürüyüşümüz için büyük öneme sahip uyku tulumu gibi yalıtımlı bir şey yarattı.
40:39Artık soğuktan korkmuyorduk.
40:43Günlerimizin çoğunu, her şeyi elimizden gelen en iyi şekilde hazırlayarak geçirdik.
40:57Nando'nun çıkacağından her zaman emindim.
40:59Çıkma konusundaki kararlılığının ne kadar önemli olduğunu hayal bile edemiyorum.
41:03Bu benim için gerçekten çok önemliydi.
41:05O kadar korkmuştum ki, o kadar derinden korkuyordum ki, o güven duygusunu nasıl verebileceğimi bilemiyordum.
41:19Belki bunu biraz güç vermesi ya da zihnimi yürüyüşün gerçekliğinden başka yöne çekmek için söylüyordum.
41:28Ve o kaçınılmaz zan gelip çattı.
41:36Gitmeleri gerekiyordu.
41:38Roy ve Koche'ye baktım.
41:39Fazla zamanları kalmadığını biliyordum.
41:42İki ay sonra bazı insanlar diğerlerinden daha fazla kötüleşti.
41:53Koche ve Roy resmen serbest düşüşteydi.
41:59Tahmin edebileceğinizden çok daha hızlı ölüyorlardı.
42:03Daha erken çıkabilir, yardıma ulaşabilirsek belki onları da kurtarabilirdik.
42:08Öyle ki ortama büyük bir sessizlik hakimdi.
42:15Ölüm resmen hepimizin üzerinde dolaşıyordu, korkuyorduk.
42:23Numa Turkatti 11 Aralık'ta dağda 60 gün kaldıktan sonra ölen 29. kişi oldu.
42:32Artık hayatta kalan 16 kişi vardı.
42:34Kanessa işleri toparlıyordu.
42:42Daha temkinliydi ve ayrılmaya daha az istekliydi.
42:46Öyle ki Kanessa'ya gitmesi için çok baskı yaptık.
42:51Numa'nın ölümüyle baskı yaratmıştı.
42:54Babam hep aklımdaydı.
43:00Babam benim için bir deniz feneri gibiydi.
43:04Onu evde karısını, kızını ve tek oğlunu aynı anda kaybetmiş şekilde hayal edebiliyordum.
43:12Roberto'ya söyledim.
43:13Roberto, önümüzdeki iki gün içinde gidelim dedim.
43:19Sana ihtiyacım var.
43:20Burada ben ve Antonyo dışında en güçlü sensin.
43:23Benimle gel.
43:24Bunu tek başıma yapamam, korkarım.
43:27Çok korkuyorum.
43:28Benimle gel.
43:29Sonraki bölümde.
43:42Hiç arkama bakmadım.
43:46Bir dağda olabileceği her şeyi gördük, geçirdik.
43:51O ana kadar, iki buçuk ay boyunca ben bir ölüydüm.
44:01Sonra umudum yeşerdi.
44:05Lütfen gelip bize yardım edin.
44:11Herkes ne yediğimizin açıklanmasını bekliyordu.
44:15Nasıl hayatta kalabilirdik?
44:17Çoğumuz bu konuda çok endişeliydik.
Önerilen
2:20
|
Sıradaki
0:59
43:56
İlk yorumu siz yapın