GÖNÜL HÛN OLDU ŞEVKİNDEN Gönül hûn oldu şevkinden boyandım ya Resulallah, Nasıl bilmem bu hicrâne (nîrâna) dayandım ya Resulallah, Ezel bezminde bir dinmez figândım ya Resulallah, Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım ya Resulallah.
Yanan kalbe devasın sen, bulunmaz bir şifasın sen, Muazzam bir sehasın sen, dilersen rehnumasın sen, Habîb-i kibriyâsın sen, Muhammed Mustafa'sın sen, Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım ya Resulallah.
Gül açmaz çağlayan akmaz ilahi nurun olmazsa, Söner âlem, nefes kalmaz felek manzurun olmazsa, Firak ağlar, visâl ağlar ezel mestûrun olmazsa, Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım ya Resulallah.
Susuz kalsam yanan çöllerde can versem elem duymam, Yanar dağlar yanar bağrımda ummanlardan nem duymam, Alevler yağsa göklerden ve ben messeylesem duymam, Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım ya Resulallah.
Erir canlar o gül bûy-i revân bahşın hevasında, Güneş titrer yanar dîdârının bak ihtirasında, Perişan bir niyaz inler hayatın müntehâsında, Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım ya Resulallah.
Ne devlettir yumup aşkınla göz rahında can vermek, Nasip olmazmı sultanım haremgâhında can vermek, Sönerken gözlerim, âsân olur ahında can vermek, Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım ya Resulallah.
Boyun büktüm perşanım bu derdin sende tedbiri, Lebim kavruldu ateşten döner pâyinde tezkiri, Ne dem gönlün murad eylerse, taltîf eyle kıtmiri, Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım ya Resulallah... YAMAN DEDE
Hûn: Hor ve zelil olmak Şevk: Arzu Nîrân: Nurlar, ateşler Bezm: Sohbet meclisi Figân: Bağırıp, çağırma Cemâl: Güzellik, yüz güzelliği Ferah-nâk: Neşeli, sevinçli Muazzam: Büyük Sehâ: Cömertlik Reh-nümâ: Yol gösteren Habîb-i Kibriyâ: Hz. Peygamberimizin özel sıfatlarından Felek: Gök, devir Manzûr: Bakış Firâk: Ayrılık Visâl: Kavuşma Mestûr: Örtü Bûy: Koku Revân: Giden Dîdâr: Görünme, yüz Müntehâ: Sona erme Messeylesem: Dokunsam Haremgâh: Kişinin kendisine özel, herkesin giremedigi yer Âsân: Kolay Leb: Dudak Pây: Ayak, takat, iz Taltîf: İltifat, değer