Seni bîmürüvvet, seni bîvefâ Kim kime etmiştir ettiğin bana Şimdi yâr olmayı (âh) istersin ammâ N'ideyim güzelim iş işten geçti
Benden sana destûr ey çeşm-i âfet Kiminle istersen eyle muhâbbet Şimden gerû sen sağ, ben de selâmet Fevkî yâ bu alış verişten geçti
hüsün: güzellik, iyilik; olgunluk, kusursuzluk rû(y): yüz, çehre, sima mâh: gökteki ay, kamer tarz-ı revîş: gidiş yolu kâr etmek: etki etmek, etkilemek feryâd: haykırış, çığlık âh: beddua, ilenme kûh: dağ keşîş: manastır rahibi, papaz kûh-i keşîş: uludağ bîmürüvvet: mürüvvetsiz; iyilik yapmayı sevmeyen, insaniyetsiz bîvefâ: vefâsız destûr: izin, müsaade çeşm: göz âfet: son derece güzel; insanın aklını başından alacak kadar güzel kadın şimdengerû : bundan sonra, bundan böyle fevk: üst, yukarı
İlk yorumu siz yapın