eğilip sessiz sessiz yudumlayacaksın acıyı yaşlı anaları kadar Anadolu’nun, çilekeş olacaksın katlayıp koyacaksın gözyaşlarını mendiline sızlanmayacaksın
solmasın diye şafağı doğan günün, umut çoğaltacaksın dilinin altında bir sözcükle buzları eritecek, toprağa cemre düşüreceksin aydınlığın güllerini dikip hayatın güneşsiz yanına çeliğine çifte su vereceksin yaprak olup dal ucunda yeşereceksin karışacaksın erguvanlara
ağıtlar yakmayacaksın yakışmaz sana aynaları kıracaksın, daha ilk adımda vuracaksın ölümü bencilliğin umudunu, hırsın sevincini kırıp bir çocuğunun canına can katacaksın geçeceksin yılanların yalanların yaşadığı sokakları saçaklarında maviler sarkan çatılara konacaksın korkmayacaksın