şarabın son yudumunu toprağa dökmek için en uygun şehir yüzeyleridir. toprak gbi gelir şehr-i istanbul sevene arnavut kaldırımı şeklinde döşenmiş, dar ara sokakları şehrin... tanrıların şehirleri okşadıkları avuç içleri gibi gelir...
bir de şarkıdır ki; en neşeli anlarda bile, fondan geçiverirse yüreğin bir kısmını söküp götüren, o andan koparan, geçmişe expres seferdir bu şarkının nakaratı...
"dün seni gördüm rüyamda arnavut kaldırımlı boş sokakta ....... öpsem bebek gözlerinden çok ağlatırlar sarsam seni kollarımdan bir gün alırlar sevsem seni doyasıya yıpratırlar bir sürü kuru gürültü parçalar sevgimizi"
gözlerinden öperken geçmişin, ellerinin içi kanıyormuş gibi gelir insana... ama yanıltmamalı insanı şarkının nakaratı yine de, yaşanmışlıklara değil, dokunulmamış anlara kanar elleri notaların...