Buket Aydın ile Yüz Yüze programının bu haftaki konuğu , yazarlık, psikiyatri danışmanlığı, senaristlik, yöneticilik yapan, çok izlenen ve tartışılan dizilere imza atan Gülseren Budayıcıoğlu oldu. https://haberglobal.com/magazin/turk-halkinin-en-cok-yasadigi-psikolojik-problem-ne-gulseren-budayicioglu-173751
00:00Sizin bir cümleniz var. Ben bir psikiyatristim. Ne işim var gösteri dünyasında dediğim oluyor ama yine de pes etmedim, vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim de.
00:11Şimdi buradan yola çıkarak ben size şunu sormak istiyorum.
00:14Televizyon dünyasının tabii ki artıları oldu. Bizler sizi kazandık.
00:19İşte çok sevdiğimiz eserleri hem okuduk hem televizyondan izleme fırsatı edindik vs.
00:24Ama bir taraftan da kötü bir tarafı da var. Çünkü insan ister istemez çok bilinen ve tanınan olunca eleştirilerin de odağında oluyor.
00:32Seveni çok olsa da yine de yüzdelik küçük bir kesimde olsa sevmeyeni de olabiliyor ve eleştireni de olabiliyor.
00:39Zaman zaman işte bazı platformlarda görüyorum sizde de eleştirilerde bulunanlar oluyor.
00:44Bunlara rağmen neden ısrarla hani bu şeyi sürdürüyorsunuz, devam ediyorsunuz? Amacınız ne?
00:51Çok memnun oldum. Çok memnuniyetle cevaplamak istediğim bir soru bu benim.
00:59Ben bu işlere başlarken hep bir amaçla, bir hedefle yola çıktım.
01:06Ve de bunu bu yola çıkabilmek için bu işte iyice pişmek gerekiyormuş.
01:13Yani önce işte ihtisaslar sonra Hacettepe'deki 10 yıl boyunca işte ihtisas ve sonrası öğretim görevlisi olarak çalışmalarım.
01:24Sonra muayenehanecilik filan.
01:26Bu işte iyice piştikten sonra bu hedefler geldi aklıma.
01:32Yani dedim ki bizim ülkemiz insanlarının psikiyatriye çok ihtiyacı var.
01:37Ve bu psikiyatriye belli bir kesim gelebiliyor.
01:42Bir gelebilmesi için daha işte psikiyatriye sadece deliler gider söyleminden çıkmış olması gerekiyor.
01:51Ya da gizli saklı gelirlerdi o zaman bana.
01:54Hatta böyle gizli gelenler için özel odalar filan vardı.
01:59Bize deli doktor derlerdi.
02:00Bize gelenlere de deli derlerdi.
02:02Ben birinci hedefim Türkiye'ye psikiyatriyi tanıtmak.
02:07İnsanların psikiyatriye daha kolay ulaşmasını sağlamak.
02:12İki, sonradan yani son 10 yılda üzerinde çok çalıştığım kader motifi adlı kavramı
02:21gerek kitaplarım aracılığıyla gerekse diziler aracılığıyla insanlara sunabilmek, öğretebilmek.
02:31Her yerde, her programa hatta elimden geldiği kadar işte YouTube'a videolar çekerek filan bu kavramı
02:39özellikle gençlerimize, kadınlarımıza, erkeklerimize yani bu konuda kendini yetiştirmek, kaderini değiştirmek isteyen
02:49herkese ben ulaşmaya çalıştım.
02:53Hala da devam ediyorum.
02:55Benim bütün dizilerim, yani benim demeyeyim çok büyük bir kadro yapabiliyor o dizilerim.
03:02Ben de işte senaryolarda, hikayelerde oluyorum ve yazdığım bütün kitaplarda hep bu konuyu işlerim.
03:13Doğduğunuz evde neler yaşadınız?
03:16Bakın böyle yaşarsanız sizi hayat yetişkin biri olduğunuzda nereye götürür?
03:22Bu baştan belli zaten.
03:24Hani eskiden böyle fallar bakılırdı ya işte sonra evlenecek, kiminle evleneceğim de nasıl hayatım olacak da filan.
03:30Biz genç kızken çok meraklıydık kahve fallarına.
03:34Annem de çok güzel fal bakardı.
03:37Böyle her gün ben aman anne işte kaç alacağım, hadi bir bak dersten geçebilecek miyim filan.
03:43Bir de tabii hep o zaman hala öyle.
03:47Yani gelecekte bizi neler bekliyor?
03:49Bunları çok öğrenmek, insanoğlu hep ister zaten bunu öğrenmek.
03:53Yüzyıllardır.
03:55İşte ben bu soruların cevaplarını insanlara bilimsel olarak vermek istedim.
04:03Ve de gördüm ki inanılmaz ilgi gördü toplumda bunlar.
04:09Ve ne mesajlar aldım, ne mektuplar aldım.
04:13Hala gazete köşelerinde bile sürekli yazı yazıyorum ki bunları örnekler üzerinden insanlara acaba nasıl anlatabilirim?
04:22Çünkü bunu bir insan öğrenir yani hayatıyla ilgili, kendisiyle ilgili, karakteriyle ilgili bir farkındalık geliştirebilirse kaderini değiştirme şansı veriyor bu bilim bize.
04:37Kader deyince tabii o çok geniş bir kavram kader.
04:42Benim burada en çok değiştirilebilir gördüğüm şey hayatın içinde hepimize bir rol veriliyor ve bunlar daha çok doğduğumuz evlerde veriliyor bize.
04:54Mesela bana da bir rol verilmiş ben hatta kendi kendime de söylendiğim oluyor diyorum ki bu kavramı madem böyle geliştirecektin daha bir 15-20 sene önce bilseydin de yani daha önce bazı şeyleri değiştirebilseydin.
05:12Çünkü yani ilişkiler, aldığımız önemli kararlar falan bütün bunlar yazıyor zaten kader dediğimiz nedir ki?
05:22İşte aldığımız eğitimler, yaptığımız evlilikler, işimiz ve bize verilen rol neyse biz bütün ister işimizde ister tüm ilişkilerimizde hayatı genelde o rol üzerinden yaşıyoruz.
05:38Ve o rol işte bize evde annelerimizden babalarımızdan öğreniyoruz bunu.
05:45Mutluluğu öğrenmişsek mutlu olmamız daha kolay oluyor.
05:49Bize mutsuzluğu öğretmişlerse bizi zaten kimse kurtaramaz artık.
05:54Hep fedakarlık yap, hep sen ver, hep başkalarına hizmet et.
05:59Bunu öğrenmişsek işte böyle bir rolle devam ediyoruz hayata ya da aman oğlum aman kızım sen otur ben yedireyim ben getireyim bize birileri hizmet etsin biz kenarda oturalım bunu öğretmişlerse hayatımızı hep böyle geçirmeye çalışıyoruz.
06:15Ve tabi çok hayal kırıklıkları yaşıyoruz mutluluğu bir türlü bulamıyoruz.
06:20Böyle yaparsan yani ya da hayatını birine adamayı öğrenmiş biri geliyor size eş olarak, yoldaş olarak.
06:31İşte hep beraber mutsuz oluyorsunuz.
06:34Bu tabi çok şey bir konu.
06:36Bir de ben hep şunun da altını çizmek isterim.
06:40Bizim ülkemiz, ben ülkesini de çok seven biriyim.
06:45Hatta siz böyle bir şey belki burada konuşmak biraz tuhaf ama şimdi buraya gelirken nihayet bahar gelmiş İstanbul'a.
06:53Ay etrafa bakmaya doyamadım yani o Erguanlar bize bakıyor, o Mor Sümbüller böyle her bir çatılardan aşağı sarkmış böyle içimden hep selamlıyorum ben de onları.
07:08Merhaba ben sizi gördüm, çok güzelsiniz diye tabi bunları içimden söylüyorum.
07:13Derler ki bu kadın kendi kendine ne konuşuyor acaba?
07:17Bunu şunun için söylüyorum, çok güzel bir ülkede yaşıyoruz.
07:21Mevsimleri güzel, insanları güzel, taşı güzel, toprağı güzel, denizi güzel, çiçeği, böceği güzel.
07:27Fakat bu güzellikleri özellikle bu büyük kentlerde yaşayan insanlar ki artık ülkemizin büyük bir kesimi bu metropollerde, büyük şehirlerde yaşıyor.
07:43Şöyle etrafıma baktım acaba bu güzellikleri bahar gelmiş kaç kişi görüyor bunları diye.
07:48İnsanlar o kadar telaşlı, o kadar kafaları dolu, o kadar başka bir dünyanın içinde gidiyorlar ki etrafa bakmak akıllarına bile gelmiyor.
08:01Nasıl görüyorsunuz toplumun halini, ruhsal halini ve gidişatını?
08:05İşte ne güzel bunu anlatmak istiyorum.
08:08Şimdi bizim ülkemiz biliyorsunuz gelişmekte olan bir ülke.
08:13Gelişmekte olan ülke ne demek?
08:15Değişmekte olan bir ülke.
08:18İşte dünyada birçok gelişmiş ülkeler var, az gelişmiş ülkeler var, bir de gelişmekte olan ülkeler var.
08:26Şimdi bu biraz önce size söylediğim işte kader motifleri, bu yeni dünyaya uyum sağlamak, bunların getirdiği mutluluklar, mutsuzluklar,
08:37işte bütün bunlar bu değişimlerden çok etkileniyor.
08:41Şimdi biz zaten muhafazakar bir ülkeyiz.
08:44Bir taraftan demokrat bir ülke olma gayretlerimiz, işte 100 yıla yakındır devam eden bir ülkeyiz.
08:52Bir tarafımız modern bir ülke, okumayı, yazmayı, gelişmeyi seven bir yanımız da var.
08:58Bir de böyle çok duygulu insanlardan oluşuyoruz bizler.
09:03Yani bizim öfkemiz de çok açıkta, merhametimiz de öyle.
09:07Şimdi bu tür ülkelerde tabii insanların ruhsal sorunları çok daha fazla oluyor.
09:16Niye?
09:17Kuralları çok net ise orada uyum zorluğu çok olmuyor.
09:23Artık ne olduğu belli.
09:25İyiyse de kötüyse de.
09:27Şimdi biz hem iyiyiz hem daha iyi olabilmek üzere gayret eden insanlarız.
09:34Böyle olunca da gençlerimiz başka telden çalıyor, daha eski kuşak başka telden çalıyor.
09:43İşte başka bir de çok eski bir tarihimiz var.
09:46Yani örflerimiz, geleneklerimiz, göreneklerimiz var.
09:50Ailelerimiz bu tarafa doğru da çekiyor.
09:53E şimdi bu karmaşa içinde insanların ruhsal sorunları olmaları o kadar doğal ki.
10:00İşte ben de hep istedim ki yani psikiyatri bizim insanımıza çok destek verebilir.
10:08Çünkü bizim insanımız mutlu olmayı çok hak eden insanlar diye hep düşünürüm.
10:13Çünkü ben meslek hayatım boyunca belki yüz binlerce insan tanıdım.
10:21İç dünyalarına girdiğinizde inanamıyorsunuz.
10:24Yani o ne güzellik, o ne incelik, o ne derinlik bizim insanlarımızda.
10:32Fakat dışarıda bunları ne kadar gösterebiliyorlar?
10:36Bunları gösteremiyorlar ama bu kadar da duygulu olmaları nedeniyle çok çabuk yara alıyorlar.
İlk yorumu siz yapın