Ana Yüreği Bir Huzurevi Hikâyesi Yaşanmış gerçek öykü
Sabahın erken saatlerinde, huzurevinin bahçesinde bir sessizlik vardı. Rüzgâr, yaşanmışlıkların arasından geçerken, duvarlara sinmiş hatıraları fısıldıyordu sanki. Her köşede bir bekleyiş, her gözde bir özlem vardı… O gün, biz de oradaydık. Bir etkinlik bahanesiyle toplandık. Şarkılar söylendi, şiirler okundu, kahkahalarla gözyaşları birbirine karıştı. Derken, zarif bir yaşlı hanım dikkatimi çekti. Saçları özenle taranmış, gözlerinde uzak bir deniz gibi derinlik vardı. Yanına gittim, gülümsedim: “Nasılsınız? Neden buradasınız? Çocuklarınız var mı?” diye sordum.
Gözleri parladı, sesi titreyerek fısıldadı: “Çocuklarımı burada daha uzun görebileceğim…”
O an sanki zaman durdu. Bu cümlede bir annenin özlemi, beklentisi ve umudu vardı.
İki oğlu varmış. İstanbul’da yaşıyorlarmış. Her ikisi de önemli görevlerdeymiş, çok meşgullermiş. Anne yaşlanmış, unutkanlık başlamış. Evde bakmak zorlaşınca, onu huzurevine yerleştirmişler “İzmir’de olursa daha sık geliriz,” demişler.
Ama zaman, zenginlerin bile satın alamadığı bir şeymiş. Bu sözler yüreğime işledi. Gözlerim doldu. O cümlede saklıydı bir annenin özlemi, beklentisi ve umudu… Ana yüreği… İçine derin bir acı veren, ne olduğunu bile bilmeden özlemeyi özlemek gibi.
Ve o anne, hâlâ bekliyormuş. Her gün biraz daha sessiz, biraz daha içe dönük…
Çünkü… Bir annenin kalbi, zamanın bile durup dinlediği yerdir.
Güzel zamanlarda Güzel hikayelerde buluşmak umuduyla hoşça kalın
Yazan Seslendiren Video Aynur AVCI Aynuravcı@Videoları
İlk yorumu siz yapın