- 2 saat önce
Bugün 10 Kasım... Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, 87 yıl önce bugün hayata gözlerini kapadı. İleri görüşlülüğü, ilkeleri, büyük mücadelesiyle, bir milletin kaderini değiştirdi. Bağımsızlık için Türk milletine bir ömür adayan Atatürk'ün son günleri, CNN TÜRK Muhabiri Ümit Uzun'un hazırladığı "Vizör"de...
Kategori
🗞
HaberlerDöküm
00:00Çalın davumları çaydan aşağıya
00:16Amma mezarımı kalsın renozla belden aşağıya
00:331937'nin ilk aylarıydı.
00:42Atatürk iştahsız ve halsizdi.
00:45Yüzündeki çizgiler derinleşmiş, rengi solmaya başlamıştı.
00:49Altın gibi sarı saçlarına kırlar düşmüştü.
00:52Sık sık burnu kanıyor ve sürekli kaşınan vücudunda yaralar çıkıyordu.
00:56Tüm bunların sebebi kara ciğerini kemiren hastalıktı.
01:00Fakat henüz bundan kimsenin haberi yoktu.
01:03Çankaya Köşkü'nün bahçesinde oturduğu sırada yine o kaşıntılar başladı.
01:26Kolunu kaşıdığında kabarmaları fark etti.
01:29Ziyaretçiler arasında bulunan doktora
01:31Bu nedir doktor?
01:33Son zamanlarda vücudum böylece kabarıyor dedi.
01:36Eğilerek Atatürk'ün koluna bakan doktor
01:38Karınca efendimiz bunlar karınca ısırmasıdır diye cevap verdi.
01:43Sonraları köşkün bazı noktalarında kırmızı karıncalara rastlandı.
01:47İlk başta ikna edici görünse de bu masaldı.
01:51Kaşıntıların sebebi bambaşkaydı.
02:00Herkes bir takım böyle karıncaları, bunu köşkte karınca gördük.
02:04Yok Çankaya'da gördük.
02:04Özellikle Riyaset, Riyaset Cumhur Köşkü, Yalava'da gördük.
02:07Onlardır diyorlar ama
02:08Esasında bunun gerçek bir alakası yok.
02:11Çünkü ona hatta bazen sofrada
02:13Efendim bende de kaşıntı oluyor demek ki karıncalardan gibi katılıyorlar.
02:16İyi geleceği düşüncesiyle Yalova'da kür tedavisi görmeye başladı.
02:21Bu sırada Çankaya Köşkü ilaçlanarak karıncalardan arındırıldı.
02:25Fakat hastalık ilk ciddi belirtilerini göstermişti.
02:28Kür tedavisi gördüğü sırada
02:29Doktor Nihat Reşat Belger tarafından burada muayene edildi.
02:33Karaciğeri üç parmak büyümüş ve sertleşmişti.
02:37Atatürk'e hastalığının karaciğeriyle ilgili olduğu teşhisi
02:40İlk kez burada kondu.
02:42Hastalığının karaciğeriyle ilgili olduğunu öğrenen Atatürk,
02:45Doktor Reşat Belger'e şöyle söyledi.
02:48Şimdi ne yapacağız?
02:49Yalova'da 11 gün geçirdi.
03:00Bu kısa tedavi sonrası kaşıntısı azalmış, iştahı artmıştı.
03:05Neşesi de yerine gelmişti.
03:06Doktor Nihat Reşat Belger tedaviye 3 hafta daha devam edilmesinde ısrarcıydı.
03:11Fakat Atatürk, Yalova'dan ayrılıp Bursa'ya gitti.
03:142 Şubat 1938'de Bursa'da fabrika açılışına katıldı.
03:26Gece belediye sarayında onuruna balo düzenlendi.
03:32Açılış valsini yine kendi yapacaktı.
03:35Bu en sevdiği danstı.
03:37Kolalı gömleği ve beyaz yeleğiyle hafif ve zarif hareketlerle dans ediyordu.
03:42Vals bittiğinde salon alkışlarla inledi.
03:53Hastalığını bilenler odasına çekilip dinlenmesini bekliyordu.
03:57Ama yanılıyorlardı.
03:58Atatürk orkestrayı durdurdu ve
04:01''Zeybek!'' diye seslendi.
04:03O an tüm gözler hayranlıkla üzerindeydi.
04:16Ve hafızalardan silinmeyecek bir zeybek oynadı.
04:19Bu, en çok 9 ay yaşar teşhisi konulan Atatürk'ün
04:22ölüme meydan okuma dansıydı.
04:24Hastalığı durdurulamıyor ve gittikçe ilerliyordu.
04:39Ancak ortada ''Şahsi meselemdir'' dediği Hatay konusu vardı.
04:43Hastalığının duyulmasını istemiyor,
04:45yabancı hekim çağrılmasını reddediyordu.
04:47Türk hekimlerine tedavi olmayı tercih etmişti.
04:49Siroz onu içten içe bitiriyordu.
04:52Artık iyi bir tedavi şarttı.
04:54Celal Bayar, yabancı hekimde ısrarcıydı.
04:57Paris Tıp Fakültesi'nden Profesör Fisenge getirildi.
05:013 ay yataktan çıkmayacak,
05:02perhize uyacak, içki içmeyecekti.
05:05Atatürk, Fisenge'nin bu isteklerini yaparım diye cevapladı.
05:09Atatürk'e şöyle diyor,
05:11''Büyük bir kumandana olabilirsiniz.
05:13Büyük zaferler de kazanmış olabilirsiniz.
05:15Fakat bu işin kumandanı benim.'' diyor.
05:17''Bana itaat etçeği eksenir.'' diyor.
05:18''İyileşmek için bana itaat etmişti.''
05:20Atatürk bu kitaptan çok hoşlanıyor.
05:22''Tamam uyuyorum, itaat ederim.'' diyor.
05:24''Evet ama itaat etmiyor, uyumuyor, uyumadığını görüyoruz.''
05:27Birkaç hafta doktorların tavsiyesine uydu.
05:30Kilo almıştı.
05:31Fakat hastalık büyümeye devam ediyordu.
05:34Doğum günüm dediği 19 Mayıs günü Ankara'daydı.
05:36Aklında hep Hatay vardı.
05:39Milletine vaat ettiği,
05:40şerefle sonuçlandırmak istediği milli davayı
05:42çözmekten başka bir şey düşünmüyordu.
05:45Trenle önce Mersin'e,
05:46sonra Adana'ya gitti.
05:4840 dakika boyunca ayakta resmi geçit törenini izledi.
05:51Çok yorgundu ama dünyaya verecek bir mesajı daha vardı.
05:55Sağlıklı olduğunu hissettirmek için her şeyi denedi.
05:58Yalnız resmi geçidin hızlı bitmesi için
06:00bizzat marş marş kumandasını verdi.
06:06Daha sonra Celal Bayar'a talimatta bulundu.
06:09Ecnebi sefirlerine diyiniz ki Atatürk Mersin'dedir ve Hatay meselesini halledinceye kadar da Mersin'de kalacaktır.
06:16Ankara palastine otururken bakıyor ki Fransızların sömürge mahallerinden Poneşet var.
06:22Orada onu görüyor.
06:23Diyor ki bu Mersin'i benim masamına davet edin.
06:26Masamı da ortaya kurun diye herkes görsün.
06:28Eyvah diyorlar Kazım Özalpaşa.
06:30Şimdi bir hadise olacak.
06:31Neyse çağırıyorlar geliyor daveti icap ediyor.
06:33Ve ona diyor ki bakın diyor.
06:36Beni üzüyorsunuz diyor.
06:38Beni üzüyorsunuz.
06:39Beni başka diyor yollara zorluyorsunuz.
06:42Zorlamak zorunda bırakıyorsunuz diyor.
06:45Bu şekilde konuşuyor.
06:46Bir tümen yollarım Hatay Sanca'yını hak edebilirim diyor.
06:49O sırada arkadan bir çocuk Kılıçalı anlatıyor bunu.
06:52Üzülme Atatürk.
06:53Arkanda biz varız diyor.
06:54Ona birden böyle sert bir şekilde dönüyor.
06:56Zannediyorlar ki Atatürk onu paylayacak.
06:58Müdahale etti araya.
06:59Evet çocuk bunu bildiğim için böyle rahat konuşuyorum diyor.
07:02Birkaç gün sonra İngiliz ve Fransız elçilikleri tüm koşulları kabul ettiğini bildirdi.
07:07Hatay Atatürk'ün kesin kararlılığı ile kendi hayatı pahasına kazanılmıştı.
07:12Dik duruşuyla Hatay sorununu çözmüştü.
07:14Fakat kendini de bitirmişti.
07:16Ve o günden sonra bir daha Ankara'ya dönemedi.
07:26Dolmabahçe Sarayı'ndaki 71 no'lu oda Atatürk'ün yatak odası.
07:32Mustafa Kemal Atatürk hayatının son günlerini işte bu odada geçirdi.
07:37Ceviz ağacından oyma, bronz işlemeli yatağında sürekli olarak doktor kontrolündeydi.
07:43Atatürk'ün keyifsiz olduğu bir gündü.
07:46Yatağından hiç kalkmamıştı.
07:47Bu sırada pencereden bakan Nuri Ulusu, Sarayburnu önlerinden gelen bir yat gördü.
07:53Bu, Atatürk'ün aylardır dört gözle beklediği Savarona'ydı.
08:05Nuri Ulusu, Atatürk'e dönerek heyecanla,
08:09Paşam, Savarona geliyor dedi.
08:11Bunu duyan Atatürk pek sevinmişti.
08:13Pencerenin önüne geldi, zarif beyaz gövdesi ve sarı iki bacasıyla bir kuğuyu andıran Savarona'nın
08:19gelin gibi süzülerek Dolmabahçe'ye doğru gelişini seyretti.
08:23Birdenbire o keyifsiz hale gitmiş, gözleri gülmeye başlamıştı.
08:28Atatürk'ün yatı Savarona gelmişti.
08:36Savarona, Dolmabahçe önüne demirledi.
08:39Atatürk, Nuri Ulusu'ya dönerek hazırlanın, hadi hep beraber gemiye gideceğiz dedi.
08:45O gün ilk kez Savarona'ya ayağını bastı.
08:48Atatürk'ün keyifsiz başladığı gün en mutlu günlerinden birine dönüştü.
08:52Atatürk, son yazını, çok sevdiği ve özlemle yolunu gözlediği Savarona'da geçirecekti.
08:57Savarona, Atatürk'e iyi gelmişti.
09:10Fakat bu günleri kısa sürecekti.
09:12Karaciğerindeki hastalık ikinci evresindeydi ve gittikçe ağırlaşıyordu.
09:17Su toplanan karnı daha da şişiyordu.
09:19Savarona hayatında o kadar sıcaklar ki, bunu Şükrü Kaya söylüyor.
09:22Girdim Atatürk'le görüşmeye diyor.
09:24Baktım salonada vantilatörler var, bir de buz leğenler var.
09:27Leğenler dışında buzlar var.
09:28Seyretmeye çalışıyorlar.
09:29Hatta Atatürk dedi ki, bak Şükrü, benim de bağırsaklarım böyle buzlar gibi tutunca yüzüyormuş dedi.
09:34Diyor, üzüldüm diyor.
09:35Hastalığının ciddiyetinin farkındaydı.
09:38Acı sonu biliyordu.
09:39Tüm dinlenme uyarılarına rağmen dil ve tarih çalışmalarını sürdürdü.
09:43Durumu ağırlaşınca artık buna mecali kalmadı.
09:46Bütün gün hiç dinlendirilmeden akan su gibi gramofondan müzik dinliyor, yatağından çıkamıyordu.
09:53Ve bir gün ağzından herkesi duygulandıran şu sözler döküldü.
09:57Bu yatı bir çocuğun oyuncağını beklemesi gibi beklemiştim.
10:01Meğer bana bir hastane olacakmış.
10:07Atatürk, Savarona'da günlerce yataktaydı.
10:10Ancak hastalığı gittikçe ilerliyordu.
10:1325 Temmuz'da fenalaştı ve yattan Dolmabahçe Sarayı'na taşındı.
10:18Hastalığı artık son evresindeydi ve umutlar tükeniyordu.
10:35Atatürk, merdivenleri çıkmakta zorlanır olmuştu.
10:38Bunun için Dolmabahçe Sarayı'na özel olarak bir asansör tasarlandı.
10:42Ve Atatürk, işte bu asansörü kullanarak yatak odasının bulunduğu kata çıkıyordu.
10:47Bütün bu sarayda nöbet tutan diye askerleriz uzaklaştırıyor.
10:49Elektrikleri de söndürüyorlar bahçenin ve sarayın.
10:51Kimisi Mustafa Kemal Atatürk'ü öyle rahatsız görmemeli.
10:54Çünkü bu dışarı seçilir, dışarıda iyi bir şey uyandırmayacak.
10:57Asansörün üst kata çıkmak istiyor Atatürk.
10:59Çıkarıyorlar.
11:00Ben buradan yürüyeceğim diye hakikaten yatağa kadar yürüyor.
11:02Ve o son yürüyüşü artık.
11:04Yalnız yatak odasının hemen karşısındaki banyoya gitmek için yataktan çıkıyordu.
11:08Sıcaktan bunalıyor, nefes almakta zorlanıyordu.
11:12Saray o kadar sıcaktı ki, itfaiye yatak odasının cephesini her gün iki defa soğuk suyla ıslatıyordu.
11:18Hastalığının ıstıraplarına bunaltıcı sıcaklarda katılıyordu.
11:22Durumu gittikçe ağırlaşıyordu.
11:34Olacağın farkındaydı.
11:365 Eylül 1938'de el yazısıyla vasiyetini kaleme aldı.
11:40Malların gelirleri kız kardeşi Makbule ile beş manevi kızına ödenecekti.
11:44İsmet İnönü'nün oğullarının eğitimi içinde para ayrılacaktı.
11:48Gelirin kalanı Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu arasında paylaştırılacaktı.
11:59Atatürk'ün odasında yatağının tam karşısındaki duvarda asılı olan bu tablonun adı Dört Mevsim Tablosu.
12:06Kendisine Rusya'dan gönderilen bu tabloyu çok severdi.
12:10Ve bakınca memleketimin dört bir yanını da görüyorum derdi.
12:14Uzun uzun dalıp giderdi.
12:16İlk baharın kır çiçekleriyle süslenmiş yemyeşil bir yamaç üzerinde birkaç azametli serviyle biri çiçek açmış,
12:24diğeri tomurcuklanmış iki meyve ağacını, arka planda bir göl parçasını ve ta uzaklarda heybetli karlı dağları tasvir eden çok güzel, çok canlı bir tablo.
12:35Sıcak ve hastalıktan bunaldıkça uzun uzun seyrettiği bu tabloda herhalde öyle bir yerde hasret kaldığı serinlik ve huzura kavuşabileceğini düşünüyordu.
12:4629 Ekim günü kurduğu Cumhuriyet'in 15. yılında Ankara'da olmak istiyordu.
13:01Salih Bozok ve Kılıç Ali'yi çağırdı.
13:04Ankara'ya gitmenin planını yapıyordu.
13:05Ankara'ya gidelim. Ne olacaksa orada olayım, dedi.
13:10Atanın bu son hayali imkansızdı.
13:13Atatürk, Cumhuriyet'in 15. yılında Ankara'da olamamanın üzüntüsünü yaşıyordu.
13:17O sırada 29 Ekim kutlamalarından dönen Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerinin taşıyan vapur Dolmabahçe önünden geçiyordu.
13:24Öğrenciler, atamızı görmek istiyoruz diye bağırdı.
13:27Bunu duyan Atatürk, arkadaşlarının yardımıyla birlikte pencerenin önüne getirildi.
13:32Ve Atatürk'ü gören gençlerden bazıları vapurdan atlayarak saraya doğru yüzmeye başladı.
13:38Ve hep bir ağızdan 10. yıl marşını söylediler.
13:40Karnı çok su toplamıştı. Artık dayanamıyordu. Doktorlara ısrar etti.
14:06Bu ağrıdan kurtulmak istediğini söyledi. Operasyonla karnındaki su alındı.
14:12Diyor ki bu doktor, 12 litre su çekti karnına Atatürk'ün diyor. 12 litre.
14:16Ama Atatürk'te 8,5 litre söyledik diyor. 8,5 litre dedik diyor.
14:19Bu da dedik diyor. Dedi ki Atatürk, bu bir gaz senekesi kadar yapar.
14:24Bunu insan karnına nasıl taşıyabilir? Dedi ki hayret et.
14:26Fakat o anda Atatürk rahatladı diyor.
14:28Sırada ilk koma vardı.
14:31Atatürk'ü yatırdılar. Sayıklamaya başladı.
14:33Yaverleri, yakınları baş ucunda endişeyle bekliyorlardı.
14:37İlaçlar verildi. Atatürk hafif ateşle uykuya daldı.
14:4128 Eylül sabahı gözlerini açtığında baş ucunda Afet İnan vardı.
14:47Bana ne oldu? Bana bir şey oldu dedi.
14:50Sonra da Afet İnan'ın kulağına fısıldadı.
14:53Ölüm demek böyle olacak kızım.
14:553 gün sonra Atatürk komaya giriyor.
14:58Bu koma sırasında doktorlar hep farklı şeyler söylüyor.
15:00Mesela diyorlar ki Atatürk'ün yolu artık kurtaramayacağımızı düşündük.
15:04Hatta geliyorduk ayaklarına böyle iğne el batırıyorduk parmak uçlarına.
15:07Oradan anlıyorduk reaksiyon vermesinden.
15:09Fakat bazen birden uyanıyordu.
15:11İşte değil aman değil diyordu.
15:14Böyle kesin kesin bu kelimeleri söylüyordu diyor.
15:16Atatürk uzun zaman sonra oldukça rahatlamıştı.
15:19Canı ilk kez enginar yemek istedi.
15:21O mevsimde İstanbul'da enginar bulunamadı.
15:24Hatay'a ısınarlandı.
15:25Enginarlar geldiğinde ise hastalığı ağırlaştı.
15:28Ve yemesi mümkün olmadı.
15:30Hasan Rıza diyor ki saat çeviriyor yüzünü ve saati soruyor.
15:33Saat var orada.
15:33Nurucan kereyle ettiği bir saat var hemen konsol üzerinde.
15:36Saat kaç diye soruyor hatta o sırada.
15:387 efendim bir Hasan Rıza soyak.
15:40Bir kez daha soruyor yine cevap biliyor.
15:42Üçüncü kez soruyor yine saat 7.
15:44Atatürk'ün aslında manası olabilen anlamlı son sözü saat kaç sorusu.
15:488 Kasım akşamı 7'de soruyor.
15:49İkinci koma 8 Kasım 1938'de geldi.
15:53Gece saatlerinde şiddetli bir nöbet geçirdi.
15:56Ardından komaya girdi.
15:58Bu son komaydı.
15:59Ve bir daha çıkamayacaktı.
16:01Artık ümit yoktu.
16:02Neşet Ömer yaklaştı diyor.
16:08Profesör dedi ki dilinizi lütfen çıkarır mısınız?
16:12Dilini çıkardı diyor.
16:13Lütfen biraz da uzatınız.
16:15Deyince birden çekti diyor diliyi.
16:16Ve aniden diyor baş hareketiyle döndü diyor.
16:19Doktora baktı diyor ve dedi ki ve aleyküm selam.
16:22Ve gözlerini kapadı.
16:38Dolmabahçe Sarayı'nda derin bir sessizlik hakimdi.
16:41Baş ucunda doktorlar, gözyaşları içindeydi.
16:4410 Kasım sabah Mimka Meleke biliyorsunuz
16:48Sırablus, Karapar'ın etibaren hep yanında olan kişi ve
16:50tedavi süresince başını bulmuş son dakikalara kadar başını bulmuş bir kişi.
16:54O vakte kadar diyor metanitini hiç kaybetmeyen Hasan Rıza Soyak
16:56o da hışkırıklarına sahip olamadı diyor.
17:00Ölüm diyor, insafsız ölüm diyor.
17:02Hayatına son darbeyi indirmekteydi diyor.
17:05Birdenbire de başını çevirdi.
17:06Asker baş çevirmesi gibi diyor.
17:08Gözlerini açtı bize baktı diyor.
17:10Sanki diyor bir şey ihtar edercesine baktı.
17:12İşte bu son bakış ve son nefesiydi diyor.
17:16Atatürk hayata veda ediyor.
17:18Kimsenin elinden bir şey gelmiyordu.
17:21Saat 9'u 5 geçe Atatürk hayata gözlerini kapadı.
17:38Gidiyor, rast gelemez bir daha tarih eşine.
17:42Gidiyor, 17 milyon kişi takmış peşine.
17:46Gidiyor, sonsuz olan kudreti sığmaz akla.
17:49Gidiyor, göğsünü çep çevre saran bayrakla.
17:56Gidiyor, izleri üstünde birikmiş yaşlar.
18:00Gidiyor, yerde kılıçlarla eğilmiş başlar.
18:04Gidiyor, harbin o en korkulu aslan yelesi.
18:07Gidiyor, sulhun ufuklarda yanan meşalesi.
18:11Yine bir devr açacakmış gibi en başta o var.
Önerilen
9:11
|
Sıradaki
12:06
8:02
55:40
3:03
6:55
9:16
2:57
1:27
İlk yorumu siz yapın