Oynatıcıya atlaAna içeriğe atla
  • 3 ay önce
Haram Lokma: Vicdanın Sesi

​Karnını doyurmak için çalınan bir lokma, vicdanını susturabilir mi?

​Seyit, yoksullukla boğuşan, ailesini geçindirmek için gece gündüz çalışan bir adam. Ama kazandığı üç kuruş, ne karısının sitemlerine ne de çocuklarının aç bakışlarına yetiyor. Çaresizlik, onu hayatında hiç yapmadığı bir şeye, hırsızlığa itiyor. Mahallenin sevilen kahvecisi Hüsnü Efendi'nin kasasından çaldığı para, kısa süreli bir rahatlık getirse de, Seyit'in içine tarifsiz bir azap düşürüyor.
​Peki, bu haram lokma ona huzur getirecek mi? Yoksa vicdanının sesi, onu doğru yola geri mi döndürecek?

​Bu dokunaklı hikaye, yoksulluğun insanı sürüklediği zorlu yolları ve vicdanın her şeyin üstesinden gelebilecek gücünü anlatıyor. Seyit'in pişmanlığı, Hüsnü Efendi'nin merhameti ve beklenmedik bir buluntu para, her şeyi sonsuza dek değiştirecek.

​Bu videoda seni neler bekliyor?
​Yoksulluk ve çaresizlik karşısında bir adamın mücadelesi, ​vicdanın insan üzerindeki yıkıcı ve kurtarıcı etkisi, beklenmedik bir iyilik ve affediciliğin gücü...

​Haram Lokma, seni hem hüzünlendirecek hem de umutlandıracak bir hikaye. İzle, yorum yap ve bu eşsiz hikayeyi arkadaşlarınla paylaş!


Keyifli Dinlemeler...


Yazan ve Seslendiren Tufan ALTINTAŞ
Döküm
00:00İNTRO
00:01Selam dostlar.
00:20Bugün yine sizlere kendi yazdığım bir hikayemi seslendireceğim.
00:24Hikayenin adı Haram Lokma.
00:27Keyifli dinlemeler.
00:28Haram Lokma
00:30Sokak lambalarının cılız ışığı Arnavut kaldırımlı dar sokakta titriyordu.
00:37Hava soğuk, nemli.
00:39İnsanın iliklerine işleyen bir sonbahar akşamıydı.
00:43Mahalle, gündüzüm curcunasından sıyrılmış, geceye teslim olmuştu.
00:48Sadece arı sıra bir kedim yavlaması, uzaktan gelen bir köpek havlaması
00:52ya da bir evin penceresinden sızan radyo cızırtısı sessizliği bölüyordu.
00:57Seyit elleri cebinde, omuzları çökmüş, ağır adımlarla yürüyordu.
01:03Kafasında bin bir düşünce, yüreğinde bir yumru.
01:07Cebinde son iki sigara, ikisi de kırılmış.
01:10Eh, dedi kendi kendine, kırık sigara da sigaradır neticede.
01:15Çıkardı, bir tanesini yaktı, kırık yerine parmağını dayayıp,
01:20dumanı ciğerlerine çekerken gözleri daldı.
01:23Seyit, otuzunu yeni devirmiş, sıska, çelimsiz bir adamdı.
01:28Fabrikada tornacı idi.
01:29Ama fabrikada ne fabrika?
01:32Gündüz gece demeden çalış.
01:33Alın terinle iki lokma ekmek kazan.
01:36Ama yetmez.
01:38Yetmediğini karısı Selma her akşam hatırlatırdı zaten.
01:42Seyit diyordu.
01:43Bu gidişle ya açlıktan öleceğiz ya da birbirimizi yiyeceğiz.
01:48Selma'nın sesi kulaklarında çınlıyordu hep.
01:51Haklıydı kadın.
01:52Üç çocuk, bir de kaynana.
01:54Hepsi Seyit'in eline bakıyordu.
01:56Ama el ne ki?
01:58Elbette boş.
02:00Bu akşam da eve eli boş dönecekti.
02:02Dün akşamki kavgadan sonra Selma'nın yüzüne nasıl bakacaktı bilmiyordu.
02:08Sabah bakkal İsmail Efendi'ye olan borcu kapatmak için patrona yalvar yakar avans istemiş.
02:14Ama patron, o koca göbekli anlayışsız adam,
02:17Seyit demişti.
02:19Sana her ay avans verirsen ben ne yiyeceğim?
02:22Yeter birader.
02:24Az yiyin az.
02:25Ne demişler?
02:26İşten artmaz, dişten artar.
02:29Seyit o an patronun o koca göbeğine bakıp
02:31Doğru, yemeyelim, sen hepimizin yerine yiyorsun zaten
02:36diye geçirmişti içinden.
02:38Ama ses etmemişti.
02:40Etse ne olacaktı ki?
02:42Bu tiplerle dalaşmaya gelmezdi.
02:44Yoksa kapı önünde bulabilirdi kendini.
02:48Mahalleye geldi.
02:49Sokağın köşesindeki kahvehane yaklaştı.
02:52Kahvehanenin camları boğulanmış, içeriden kahkah sesleri, çay kaşığı şıngırtıları geliyordu.
02:59Kapıyı araladı, içeri bir göz attı.
03:02Mahallenin adamları, okey taşlarının başında sigara dumanına gömülmüş dünyadan habersiz.
03:08Seyit diye seslendi yan masadan biri.
03:12Berber Mustafa'ydı bu, çocukluk arkadaşı.
03:15Gel bir çay iç dedi Seyit'e.
03:18Seyit arkadaşının yanına yürüdü.
03:20Berber Mustafa, ne bu surat, ölümü çıktı evden yahu diye sordu.
03:26Seyit gülümsemeye çalıştı.
03:27Ama gülümseme yüzünde yamuk yumuk durdu.
03:30Yok be Mustafa, iş güç dedi, geçiştirdi.
03:34Oturdu onun karşısına.
03:36Garson çocuğa, bir çay dedi, şekerli olsun.
03:41Cebinde çay parası var mıydı, onu bile bilmiyordu.
03:45Kahvehanede konuşulanlar hep aynıydı.
03:48İş, para, geçim derdi.
03:51Kimi patrona ver yansın ediyor, kimi karısından dert yanıyor,
03:55kimi de vallahi bu memleket batmış deyip kestirip atıyordu.
04:00Seyit dinler gibi yaptı.
04:02Ama aklı evdeydi.
04:04Çocuklar, Selma, kaynana.
04:07Hele o kaynana.
04:09Durmadan söylenirdi.
04:11Bizim zamanımızda erkek dediğin evine bakardı.
04:14Senin gibi miydi?
04:16Seyit kaynanasına da kızmazdı.
04:18Çünkü kadın da tıpkı karısı gibi haklıydı.
04:21Ama ne yapsın?
04:23Gecesini gündüzüne katıyordu bir çare.
04:26Yine de yetmiyordu.
04:28Çay geldi.
04:29Seyit bardağı eline aldı.
04:31Sıcaklığı avucunda hissetti.
04:34Ulan, dedi içinden.
04:36Artık bir tek çay kaldı içimizi ısıtan.
04:39O sırada kahvehanenin kapısı açıldı.
04:41İçeri bir adam girdi.
04:43Uzun boylu, zayıf, gözleri çökmüş.
04:47Mahallenin eskilerinden Ali dayıydı bu.
04:49Ali dayı, gençliğinde fabrikalarda çalışmış.
04:53Sonra bir kaza, kolunu kaybetmiş.
04:55Bugün bugündür kahvehanenin müdavimi.
04:59Sağlam elinde bir poşet.
05:01Poşette ekmek ve bir gazete.
05:03Masaya oturdu.
05:05Ekmeği masaya koydu.
05:06Gazeteyi açtı.
05:08Okumaya çalıştı.
05:10Tek eliyle ileri geri getirip götürdü gazeteyi.
05:13Sonra başını kaldırıp sağa sola baktı.
05:15Seyit, dedi.
05:17Gel hele, şunu oku da ülkeden haberimiz olsun.
05:21Seyit çayını aldı geldi.
05:23Ali dayının karşısına oturdu.
05:26Gazeteye şöyle bir göz attı.
05:28Manşet.
05:29Hükümetten işçiye müjde.
05:31Seyit gülümsedi.
05:33Ali dayı, dedi.
05:35Hükümetten yine müjde var.
05:37Sonra ekledi.
05:38Ama müjdeler hep patronlara.
05:40Bize müjde dedikleri üç kuruş zam.
05:43O da kiraya gider.
05:44Ali dayı başını salladı.
05:47Haklısın evlat, dedi.
05:49Ama umut işte.
05:51İnsan umutsuz yaşayamaz.
05:53Seyit çayını bitirdi, kalktı.
05:55Ben kaçayım, dedi.
05:58Ali dayı, nereye, diye sordu.
06:01Eve, dedi Seyit.
06:02Selma bekler.
06:04Ali dayı ekmeği uzattı.
06:06Al şunu, dedi.
06:08Çocuklar aç kalmasın.
06:10Seyit önce itiraz etti.
06:12Ama Ali dayının gözlerinde bir şey gördü.
06:15Sanki, al ulan, gurur yapma, der gibiydi yaşlı adam.
06:20Ekmeği aldı, teşekkür etti, ezile vüzile sokağa çıktı.
06:25Hava soğumuştu.
06:26Yeni çıkan rüzgar yüzüne çarptı.
06:29Ali dayının verdiği ekmek, ceketinin altında, göğsüne bastırdığı bir yük gibiydi.
06:34Adımları ağırlaşmıştı.
06:36Sokak lambasının cılız ışığı, kaldırımda kırılıp dağılıyordu.
06:41Kafasında aynı düşünceler.
06:44Her biri diğerinden karanlık.
06:45Selma, Selma ne diyecek şimdi, diye geçirdi içinden.
06:50Cebinde çay parası bile zor çıkmıştı.
06:53Eve getirdiği sadece Ali dayının lütfu bir ekmek.
06:57Yüreği sıkıştı.
06:59Boğazına bir yumru oturdu.
07:01Kalan son kırık sigarasını yaktı.
07:03Dumanı ciğerlerine çekerken düşüncelere daldı.
07:07Eve yaklaştıkça Selma'nın yüzü geldi gözünün önüne.
07:11O asık surat, o yorgun ama keskin bakışlar.
07:14Seyit, bu gidişle ne olacak?
07:17Derdi her seferinde.
07:18Sesi bıçak gibi.
07:20Para yok, pul yok.
07:22Bugün yarın ev sahibi düşer kapıya.
07:24Sen hiç düşünüyor musun bunları?
07:27Düşünüyordu.
07:28Çok düşünüyordu.
07:29Ama düşünmek karın doyurmuyordu şüphesiz.
07:33Dün akşamki kavga hala kulaklarındaydı.
07:36Çocuklar aç.
07:38Bakkal İsmail Efendi kapıya dayandı.
07:40Sen ne yapıyorsun?
07:42Kahvede pinekliyorsun.
07:44Selma yine haklıydı.
07:46Seyit bunu biliyordu.
07:47Ama bu haklılık içini daha çok yakıyordu.
07:51Ne yapayım Selma?
07:52Diye bağırmıştı dün gece.
07:54Kendimi mi satayım?
07:56Selma susmuş.
07:57Sadece gözleriyle konuşmuştu.
08:00O bakışlarda sitem vardı.
08:01Hayal kırıklığı vardı.
08:04Bir de sanki sen erkek değil misin?
08:07Der gibi bir ağırlık.
08:09Çocuklar geldi sonra aklına.
08:11Üçü de birbirinden sefil, birbirinden masum.
08:15Büyük oğlan Ahmet,
08:16Baba yarın yumurta yiyelim mi?
08:19Demişti sabah.
08:20Yumurta.
08:21Seyit'in içi ezilmişti.
08:23Yumurta alacak para nerede?
08:25Kaynana da eksik olmazdı zaten.
08:28Bizim zamanımızda erkek deyince içimiz titrerdi.
08:32Çünkü erkek evin direğiydi.
08:34Evine bakardı.
08:36Diye başlardı.
08:37Sonra dur dur durabilirsen.
08:40Sanki Seyit istemez miydi evine bakmayı?
08:42Gecesini gündüzüne katıyordu.
08:45Fabrikada tornanın başında kemikleri sızlayana kadar çalışıyordu.
08:49Ama yetmiyordu.
08:51Lanet olsun ki hiçbir şeye yetmiyordu kazandığı para.
08:55Sokağın köşesini dönerken kahvehanenin buğulu camları geldi gözlerinin önüne.
09:01Çay kaşığı şamvırtıları, okey taşlarının sesi hala kulağımdaydı.
09:06Ah, öyle bir dükkanım olsaydı diye geçirdi içinden.
09:11O zaman parası da olurdu, huzuru da.
09:14Bir an durdu.
09:15Berber Mustafa'nın az önce kendisine
09:18Hüsnü'nün işi iş, kasa doldu taştı bugün oğlum dediğini hatırladı.
09:23Kahveci Hüsnü her akşam kasayı boşaltır, evine götürürdü hasılatı.
09:29Ama ya bugün unutursa?
09:31Ya bu gece kasa orada öylece duruyorsa?
09:34Seyit'in kalbi hızlandı.
09:36Ulan, dedi içinden.
09:38Ne düşünüyorsun sen aptal herif?
09:41Dedi ama düşünce bir kere aklına düşmüştü.
09:44Zehir gibi yayılıyordu beyninde.
09:47Gözünün önüne geldi.
09:49Gece yarısı, mahalle sessiz.
09:51Herkes uykuda.
09:52Kahvehanenin arka penceresi.
09:55O hep gevşek duran tahta.
09:57Bir levyeyle açsa, içeri süzülse.
10:00Kasa tezgahın altında.
10:02Eski bir demir kutu.
10:04Belki beş yüz lira, belki daha fazla.
10:07Çocuklara yumurta.
10:09Selma'ya bir çift ayakkabı.
10:11Bakkala borç.
10:12Seyit'in avuçları terledi.
10:14Hırsızlık bu, dedi kendi kendine.
10:16Seyit, sen bu musun?
10:19Hırsız mısın oğlum?
10:21Fakat sonra Selma'nın sesi yankılandı kulaklarında.
10:24Böyle mi geçecek ömrümüz?
10:27Çocukların aç bakışları,
10:28kaynanının bitmeyen söylenmeleri.
10:31Ne yapayım ulan, ne yapayım?
10:33Diye mırıldandı.
10:35Sigarasını yere atıp üstüne bastı.
10:38Ama içindeki yangın sönmedi.
10:39Eve vardığında kapıyı Selma açtı.
10:43Yüzü her zamanki gibi asık, gözleri yorgun.
10:46Nerede kaldın, dedi sesinde sitem.
10:50Seyit ekmeği uzattı.
10:52Ali dayıdan, dedi gözlerini kaçırarak.
10:55Selma ekmeği aldı, mutfağa geçti.
10:58Tek kelime etmedi.
11:00Çocuklar koştu.
11:01Baba, diye sarıldılar.
11:04Seyit onları kucakladı.
11:06Ama aklı hala kahvehanedeydi.
11:08O kasa, o para.
11:10Sofrada ekmek, bir parça küflü peynir, birkaç zeytin.
11:15Kaynana köşede dua ediyordu.
11:18Allah evine ekmek getirenlerden razı olsun.
11:21Seyit başını önüne eğdi.
11:23Amin, dedi.
11:25Keşke o ekmek benden olsaydı, diye iç geçirdi.
11:29Gece yatarken Selma,
11:31Seyit, avans isteyecektin.
11:33Ne oldu o iş? diye sordu.
11:35Seyit, karanlıkta tavana bakıyordu.
11:39Selma, dedi.
11:41Yarın bir şeyler yapacağım.
11:43Ama ne yapacağını söylemedi.
11:45Kafasında kahvehanenin arka penceresi,
11:48o demir kasa dönüp duruyordu.
11:51Belki, dedi içinden.
11:53Belki sadece bir kere.
11:55Ama sonra sustu.
11:56Yüreği sıkıştı.
11:58Uyku tutmadı.
12:00Dışarıda bir köpek havladı.
12:01Seyit'in gözleri karanlıkta açık kaldı.
12:05Seyit, o gece yatağında dönüp durdu.
12:08Kafasında kahvehane,
12:09arka pencere,
12:11o gevşek tahta,
12:12kasa.
12:13Yapma ulan, dedi içinden defalarca.
12:16Ama her seferinde,
12:17Selma'nın iç çekişi,
12:19çocukların aç bakışları geri geliyordu.
12:22Sabah küçük çocuğunun çığlığıyla uyandı.
12:25Galiba annesi pataklamıştı oğlanı.
12:28Ne yapmıştı acaba çocuk?
12:30Kalktı, gerindi.
12:32Gözleri kan çanalıydı.
12:34Selma'ya bir şey demedi.
12:36Sadece,
12:37bugün geç gelebilirim,
12:39diye mırıldandı.
12:41Selma başını salladı.
12:42Ama Seyit,
12:43onun kuşkulu bakışını fark etti.
12:46Diğer iki çocuğu uyuyordu hala.
12:48Kaynana divanda tesbih çekiyordu.
12:51Seyit,
12:52evden çıkarken bir an durdu,
12:54kapıya baktı.
12:55Son kez mi görüyorum bunları,
12:57diye geçti içinden.
12:59Ama hemen kovduğu düşünceyi kafasından.
13:02Fabrikada torna'nın başına geçti.
13:05Elleri otomatik çalışıyordu.
13:07Aklı planındaydı.
13:09Soğukkanlı olmalıydı.
13:11Acele etmemeli.
13:13Kahvehanenin kapanış saati gece yarısına yakındı.
13:16Hüsnü Efendi,
13:18kasayı boşaltır,
13:19evine götürürdü.
13:20Ama Seyit biliyordu,
13:21Cuma geceleri.
13:23Hüsnü kasayı tezgahın altında bırakır,
13:26ertesi sabah meşrubatçıya önceki haftaların borcunu öderdi.
13:31O gün perşembeydi.
13:32Seyit,
13:33bir gün daha beklemeye karar verdi.
13:36Yarın cuma,
13:37dedi içinden.
13:38Kasa dolu olur,
13:39hafta içinin hasılatı.
13:42Arka pencereyi düşündü.
13:44Bir levyeye ihtiyacı vardı.
13:46Fabrikanın atölyesinden bir demir çubuk yürütürdü.
13:50Kimse fark etmezdi.
13:52Karanlıkta gidecek,
13:53pencereyi açacak,
13:54içeri süzülecek.
13:56Kasa,
13:57eski bir demir kutu.
13:58Kilidi basit.
14:00Bir çekiçle kırardı belki.
14:02Ama ses çıkmasın diye levyeyle zorlayacaktı.
14:05Parayı alıp çıkacak,
14:07kimse görmeden.
14:08Sonra ne olacak,
14:09diye sordu kendine.
14:11Para bitecek,
14:12ama en azından bir süre,
14:14iki ay kadar bir süre rahatlardı ailesi.
14:17Bakkal borcu ödenir,
14:19çocuklara ayakkabı alınır,
14:21Selma'ya bir elbise.
14:23Hırsız mı olacaksın Seyit,
14:24diye bir ses yükseldi içinde.
14:27Ama susturdu onu.
14:28Başka çare yok,
14:30dedi.
14:31Buna mecburum.
14:32Öğle paydosunda,
14:34fabrikanın arkasındaki hurda yığınına gitti.
14:37Bir demir çubuk buldu,
14:39levyeye benzer.
14:40Ceketinin altına gizledi.
14:42Kimse görmedi.
14:44Akşam eve döndüğünde,
14:45odunluğa sakladı onu.
14:47Eve girdi.
14:49Selma sofrayı kurmuştu.
14:51Ekmek, çorba,
14:52bir parça peynir.
14:54Çocuklar etrafında dönüyordu.
14:56Seyit onları kucakladı,
14:58ama gözleri dalgındı.
15:00Ne oldu sana,
15:01diye sordu Selma.
15:03Yorgunum,
15:04dedi Seyit.
15:05Geçiştirdi.
15:06Gece yatarken planı,
15:07tekrar tekrar gözden geçirdi.
15:10Soğuk kanlıydı şimdi.
15:11Yüreği hızla atmıyordu.
15:14Yapacağım,
15:15dedi içinden.
15:16Başka yol yok.
15:18Ertesi gün,
15:19cuma.
15:20Fabrikada yine aynı telaş.
15:22Oradan oraya koşturma,
15:24demir yığınları,
15:25siparişler.
15:26Akşam kahvehaneye uğradı.
15:28Bir çay içti.
15:30Etrafı kulaçan etti.
15:32Kahveci Hüsnü Efendi,
15:33her zamanki gibi güler yüzlüydü.
15:35Seyit,
15:37yarın Beşiktaş'ın maçı var.
15:39Radyodan verilecek.
15:40Gelecek misin?
15:41Diye sordu.
15:43Seyit başını salladı.
15:45Belki,
15:46dedi.
15:46Ama içinden güldü.
15:48Yarın belki de hapiste olurum,
15:50diye geçti aklından.
15:52Eve döndü.
15:54Sofraya oturdu.
15:55Ama yemek boğazından geçmedi.
15:58Gece yarısına kadar bekledi.
16:00Mahalle uykuya daldığında,
16:02sessizce kalktı.
16:03Selma sırtüstü,
16:05ağzı açık bir halde yatmış,
16:07horluyordu.
16:08Çocuklar da uyuyordu,
16:10mışıl mışıl.
16:11Evden ayrıldı.
16:13Odunluktan levyeyi aldı,
16:14sokağa çıktı.
16:16Soğuk hava yüzüne çarktı.
16:18Ama Seyit titremiyordu.
16:20Adımları kararlıydı.
16:22Ağır ve temkinli hareket ederek,
16:24kahvehanenin bulunduğu yere geldi.
16:27Etrafını dinledi.
16:29Kimse yok.
16:30Kahvehanenin arkasına süzüldü.
16:32Sokak lambası uzak,
16:34karanlık tamdı.
16:36Pencerenin tahtasını levyeyle zorladı.
16:39Hafif bir çatırtı çıktı.
16:41Dinledi,
16:42ses yoktu.
16:43Kimse duymamıştı demek.
16:45İçeri girdi.
16:46Kalp atışlarını duyuyordu sadece.
16:49Aceleyle tezgahın altına eğildi.
16:52Evet,
16:53tıpkı düşündüğü gibi,
16:54kasa oradaydı.
16:56Aldı eline onu.
16:57Tezgahın üzerine çıkardı.
16:59Levyeyle kilidi zorladı,
17:01kırdı.
17:02Ses çıkmadı fazla.
17:04Kapak açıldı.
17:05İçinde banknotlar,
17:07bozuk paralar.
17:08Seyit hepsini ceketinin cebine doldurmaya başladı.
17:12Çok para vardı.
17:13Beş yüz lira.
17:14Belki daha fazla.
17:16Gerisin geri çıktı pencereden.
17:18Levyeyi bir evin bahçesine attı.
17:21Eve dönerken yüreği buruktu.
17:23Oldu,
17:24dedi içinden.
17:25Yaptım.
17:26Peki şimdi ne olacak?
17:27Para cebini kabartıyordu.
17:30İlk kez bu kadar paraya sahip olmuştu.
17:33Ama Seyit'in içi rahat değildi.
17:36Biliyordu ki,
17:37bu başkasına aitti.
17:39Haramdı.
17:40Ve geçici bir yarar sağlayacaktı kendisine.
17:43Yarın fabrikaya gidecekti.
17:45Bir süre sonra yine açlık.
17:47Yine sefalet,
17:48yine dırdır.
17:50Birkaç ay çocukların karnı doyacaktı sadece.
17:53Hepsi bu.
17:54Seyit,
17:55o gece eve döndüğünde,
17:57içinde korkunç bir his vardı.
17:59Daha önce hiç olmayan düşünceler,
18:01birbiri ardına aklına hücum ediyordu.
18:04Üzerini çıkarıp sessizce yattı Selma'nın yanına.
18:08Uyudu mu?
18:09Hayır.
18:10Gözleri açık.
18:11Tavandaki çatlaklara bakıyordu.
18:14Dışarıda rüzgâr çıkmıştı.
18:16Uğulduyor,
18:17bir yerlerde bir kapı gıcırdıyordu.
18:19Ne yaptın sen Seyit?
18:21diye mırıldandı içinden.
18:23Değer miydi?
18:25Kasa açılırken çıkan o hafif çatırtı,
18:27kulaklarında hala yankılanıyordu.
18:30Hüsnü Efendi'nin yüzü geldi gözünün önüne.
18:33O güler yüzlü adam,
18:35her akşam,
18:36hadi bakalım,
18:37yarın görüşürüz,
18:38diye uğurlardı onu.
18:40Şimdi ne diyecekti sabah?
18:42Soyulduk Seyit.
18:43Benim kasayı uçurmuşlar mı?
18:45diyecekti ona.
18:46Eli böğründe mi kalacaktı zavallı adamın?
18:49Sabah ezanıyla kalktı.
18:51Ama kalkmak ne kelime?
18:53Doğruldu sadece.
18:55Gözleri şiş,
18:56başı zonkluyor.
18:57Selma çoktan uyanmıştı.
19:00Sofrayı kuruyordu.
19:01Çocuklar hala mışıl mışıl uyuyordu.
19:04Seyit üzerini giydi.
19:06Cebinden bir avuç para çıkardı,
19:08masanın üstüne koydu.
19:10Al,
19:11dedi sesi kısık.
19:12Bakkala borcu öde,
19:14çocuklara bir şeyler al.
19:16Selma'nın gözleri fal taşı gibi açıldı.
19:19Nereden çıktı bu para?
19:21diye sordu,
19:22kaşları çatık.
19:23Seyit yutkundu.
19:25Patrondan avans,
19:26diye yalan attı.
19:28Sesi titriyordu.
19:30Selma inanmadı belki.
19:32Ama yine de aldı parayı.
19:33Mutfağa gitti.
19:34Seyit arkasından baktı.
19:37Kadıncağızın omuzları biraz dikleşmişti sanki.
19:41Oysa Seyit'in yüreği eziliyordu.
19:43Bu para zehir,
19:44dedi içinden.
19:46Helal değil ki.
19:47Fabrikaya gitti.
19:49Torna'nın başına geçti.
19:51Eller otomatik çalışıyordu.
19:53Ama aklı kahvehanedeydi.
19:56Ya gördülerse,
19:57ya biri levyeyi bulduysa.
19:59Her gürültüde irkiliyor,
20:01kapıya bakıyordu.
20:02Öğle paydosunda,
20:04fabrikanın arkasına çekildi,
20:06bir sigara yaktı.
20:08Dumanı çekerken,
20:09çocukluk günleri geldi aklına.
20:11Babası,
20:12oğlum,
20:13helal lokma ye,
20:14gerisi boş,
20:15derdi hep.
20:17Şimdi ne olmuştu?
20:18Hırsız mıydı o?
20:20Gözleri doldu.
20:21Ama ağlamadı.
20:23Erkek adam ağlamaz,
20:24diye dişini sıktı.
20:26Akşam eve dönerken,
20:28kahvehanenin önünden geçti.
20:30Camlar buğulu,
20:31içeride kahkaha sesleri.
20:33Ama Seyit duymadı.
20:35Başını önüne eğdi,
20:37hızlı hızlı yürüdü.
20:38Ya Hüsnü Efendi görürse,
20:40gözlerime bakarsa,
20:42anlar mı?
20:43diye geçirdi içinden.
20:45Eve vardığında,
20:46Selma gülümsüyordu.
20:48Bak Seyit,
20:49çocuklara ayakkabı aldım.
20:51Ahmet'e de yumurta haşladım.
20:53Çocuklar koştu.
20:54Baba,
20:55teşekkür ederiz,
20:56diye sarıldılar.
20:57Seyit onları kucakladı.
20:59Ama içinden bir hançer saplanıyordu.
21:02Bu ayakkabılar,
21:03hırsız parasıyla alındı,
21:05diye düşündü.
21:07Çocuklarımın ayağına haram soktum.
21:09Yemekte Selma,
21:11duydun mu?
21:12dedi Seyit'e bakarak.
21:13Kahvehaneyi soymuşlar.
21:15Seyit'in elinden kaşığı düştü.
21:18Ne zaman?
21:18diye sordu telaşla.
21:20Dün gece soymuşlar galiba.
21:23Arka pencereden girmiş hırsız.
21:25Boyu devrilsin,
21:26dedi kaynana o an.
21:28Seyit yutkundu.
21:30Bir şey demedi.
21:31Gece yine yatakta dönüp durdu.
21:33Rüyasında Hüsnü Efendi'yi gördü.
21:36Adam kasanın başında,
21:37oturmuş ağlıyordu.
21:40Seyit,
21:40sen mi yaptın bunu?
21:41Ben sana güvenirdim,
21:43diyordu.
21:44Seyit elinde levyeyle adamın karşısında sırıtıyor.
21:48Çocuklar aç mı kalsın Hüsnü?
21:50diyordu.
21:51Biliyorsun,
21:53Selma her akşam kulağımı kemiriyor.
21:55Kaynana desen düşman başına.
21:57Ne yapaydım ha?
21:59Ne yapaydım?
22:00Uyandığında ter içindeydi.
22:02Yanında Selma uyuyordu.
22:05Kaynananın horultusu geliyordu açık kapıdan.
22:08Allah'ım!
22:09dedi içinden.
22:09Ne yaptım ben?
22:11Nasıl yaptım bunu?
22:12Ertesi gün öğle arası namaza gitti Seyit.
22:16Namazdan sonra imamı yakaladı.
22:19Hocam!
22:20dedi ona.
22:21Bir insan istemeyerek bir günah işlese.
22:24Misal,
22:24başkasına ait bir şeyi alsa ne olur?
22:27Hoca sakalını sıvazladı.
22:30Karışık iş!
22:31dedi.
22:31Bir kere istemeyerek birinin bir şeyi alınmaz.
22:35İstek vardır bu işte.
22:37Böyle olunca da bunun adı hırsızlık olur.
22:40Peki,
22:41dedi Seyit.
22:42Adam çaresiz kalmışsa,
22:44de ki çocuklarını düşünüp yaptı bunu.
22:46O zaman ne olur?
22:48Hoca kızdı.
22:49Yahu!
22:50dedi.
22:51Ne biçim sorular bunlar?
22:53İnsan çocuklarının boğazından hırsızlık lokması geçirir mi?
22:56İnsan acından ölür de yapmaz böyle bir şey.
22:59Yapmamalı.
23:01Seyit'in yüzü kızardı.
23:02Terledi.
23:04İmama teşekkür etti.
23:05Dışarı çıktı.
23:07Rahat değildi.
23:08İçindeki azap büyüyordu.
23:10Fabrikaya geldiğinde dedikodu almış yürümüştü.
23:14Her kafadan bir ses çıkıyordu.
23:17Usta başı,
23:18Hüsnü gibi bir adama yapılır mı bu yahu?
23:20diyordu.
23:22Adam sen ben gibi bir emekçi icabında.
23:24Seyit'in yan tarafındaki torna da çalışan Hasan.
23:28Adamdaki de cesaret hani.
23:30Sen gece gel,
23:32pencereden gir,
23:33hem de kasayı orada patlatıp paraları cukkala.
23:36Ben onu bunu bilmem.
23:38Neresinden bakarsan kötü bir iş.
23:40Hem beş yüz lira içinde yer mi?
23:43Yakalansa gitti çöpe.
23:45Daha kurtulmuş değil,
23:47dedi usta başı.
23:48Dur hele.
23:48Polis gelip gitmiş,
23:50delil aramış.
23:51Belki bulmuşlardır bir şeyler.
23:53Parmak izi,
23:54marmak izi.
23:55O işler öyle kolay değil aslanım.
23:58Teknik ilerledi artık.
23:59Bulacaklar bence.
24:01Seyit bu konuşmaları duyunca midesi bulandı.
24:04Parmak izi de ne oluyordu ki?
24:07Acaba gerçekten de bulabilirler miydi onu?
24:10O akşam eve yine ceset gibi geldi.
24:13Çocuklarla oynamaya çalıştı bir zaman.
24:15Hareketleri yapmacık.
24:17Selma fark etti.
24:19Ne oldu sana Seyit?
24:21dedi.
24:21Yüzün sararmış.
24:23Seyit hasta gibiyim diye geçiştirdi.
24:27Ama içinden vicdanım hasta Selma diyordu.
24:31Ben ne yaptım biliyor musun?
24:33Hüsnünün kasasını patlattım.
24:35O sana verdiğim paralar da onun parası üstelik.
24:38Kısaca ben müthiş bir hırsızım.
24:41Gece yarısı kalktı.
24:43Cebinde kalan paraları çıkardı, saydı.
24:45İade etsem mi diye düşündü.
24:49Ama nasıl?
24:50Kapıya bıraksa olmaz dedi kendi kendine.
24:53Birisi görebilir.
24:55Ya da polise gitse, her şeyi anlatsa.
24:58Günler geçti.
24:59Para harcanıyordu.
25:01Ama Seyit'in içi rahat etmiyordu.
25:03Her akşam kahvehanenin önünden geçerken Hüsnü Efendi'yi görüyordu.
25:09Adam eskisi gibi gülümsüyordu ona.
25:11Ama gözlerinde bir hüzün vardı.
25:14Seyit bir gün dayanamadı.
25:16Girdi içeri.
25:17Hüsnü abi, çay ver dedi.
25:20Sesi titrek.
25:21Hüsnü, hoş geldin Seyit dedi.
25:24Neden gelmiyorsun artık?
25:26Hem kötü görünüyorsun.
25:28Ne bu halin?
25:30Seyit yutkundu.
25:31Rahatsızım biraz abi dedi.
25:34Duydum, soyulmuşsun.
25:36Üzüldüm.
25:37Günlerdir gelemedim, kusura bakma.
25:40Hüsnü başını salladı.
25:41Evet evlat diye içi çekti.
25:44Soymuşlar.
25:46Ama ne yaparsın?
25:47Helal para değil miydi?
25:49Allah verir yine.
25:51Bir gelişme var mıymış abi dedi Seyit.
25:54Bir ipucu, şahit filan.
25:56Yok dedi Hüsnü.
25:58Polis, işini iyi yapmış herif diyor.
26:01Yakalanması zormuş.
26:03Seyit'in gözleri doldu.
26:05Yakalanmayacak oluşuna sevindiğinden mi?
26:08Yoksa Hüsnü'nün haline mi belli değildi?
26:12Çayını içip kalktı.
26:14Dışarıda, sokakta durdu.
26:15Göz yaşlarını sildi.
26:17Ne yaptım ben?
26:19Diye inledi içinden.
26:20Bu azap beni yok edecek.
26:23Birkaç gün geçti.
26:25O gün, ustabaşı geldi Seyit'in yanına.
26:27Sipariş elemanı işten ayrılmış.
26:29Teslimatı sen yap dedi ona.
26:32Seyit tezgahını kapattı.
26:35Ustabaşı'nın verdiği adresi cebine koydu.
26:38Fabrikanın kapısından çıkarken omuzları çökmüş, adımları ağırdı.
26:43Sipariş şehrin öte yanına eski bir depoya götürülecekti.
26:48Koliyi kucakladı, yola koyuldu.
26:51Bir dolmuş buldu, bindi.
26:54Aklı hala o kasada, o leviyede.
26:56Hüsnü efendinin hüzünlü gözlerinde.
26:59Allah kahretsin diye mırıldandı.
27:02Neden hep aynı şeyleri düşünüyorum?
27:05Merkezde indi dolmuştan.
27:07Başka bir dolmuşa attı kendini.
27:10Öğleye doğru teslimatı yaptı.
27:11Adamlar koliyi aldı, imzayı bastı.
27:15Dönüş yolunda dar sokaklardan birinde eski bir çöp yığınının kenarında durdu.
27:21Bir sigara yaktı.
27:23Tam o sırada gözüne bir şey inişti.
27:26Gazeteye sarılı bir paket.
27:28Kaldırımın kenarına atılmış gibi duruyordu.
27:31Eğildi, aldı eline.
27:34Ağırdı.
27:35Gazete eski tarihli, ıslak.
27:37Kim bilir kim düşürmüştü.
27:39Etrafına baktı.
27:40Kimse yoktu.
27:42Paketi açtı.
27:44İçinden banknotlar döküldü.
27:46Elli liralar, yüz liralar karışık.
27:49Düşen paraları aldı yerden.
27:51Kalbi güm güm atarak çabuk çabuk saydı.
27:55Kafası karıştı.
27:56Saymayı bıraktı.
27:58Bin liradan fazla, belki bin beş yüz lira kadar vardı.
28:02Ulan, dedi içinden.
28:04Bu ne şimdi?
28:05Gökten mi indi?
28:07Paraları cebine doldurdu.
28:09Gazeteyi attı.
28:10Yola devam etti.
28:12Ama elleri titriyordu.
28:14Buluntu para, diye düşündü.
28:17Sahibi yok.
28:18Kimin bu?
28:19Kimsenin olmadığına göre benim değil mi?
28:22Fakat içindeki o ses, o lanet olası vicdan hemen başladı fısıldamaya.
28:27İki hafta önce hüsnünün kasasını patlattın.
28:30Bugün neydi?
28:31Bugün neydi bilinmez paraları doldurdun cebine.
28:33Sen kötü birisin oğlum.
28:35Hırsızsın.
28:37Yüreği sıkıştı.
28:38Boğazına yumru oturdu.
28:40Ne yapayım ulan?
28:42Ne yapayım?
28:42Diye haykırdı içindeki o sese.
28:45Keyfimden mi yapıyorum sanki bunları?
28:47Çocuklar aç.
28:49Selma kafamın etini yer.
28:51Kaynana desem durmadan söyleniyor.
28:53Fabrikaya döndü.
28:55Teslimat fişini muhasebeye bıraktı.
28:58Yemeğini yedi.
28:59Sonra da tezgahını çalıştırdı yine.
29:01Nasıl olduğunu anlayamadan gün bitti.
29:04Eve giderken cebindeki para kabartıyordu ceketini.
29:08Sanki herkes bakıyordu ona.
29:11Sanki herkes biliyordu.
29:13Kahvehanenin önünden geçti.
29:15Hüsnü efendi dışarıda sandalyeye oturmuş.
29:18Dumanı tüten bir çay içiyor.
29:20Seyit'in tanımadığı biriyle konuşuyordu.
29:23Seyit başını öne eğdi, hızlandı.
29:26Hüsnü görmemişti onu.
29:28Ama içinde bir mahkeme kurulmuştu artık.
29:31Yargıç da, savcı da kendisiydi.
29:34Seyit diyordu içindeki ses.
29:37Bu buluntu para değil mi?
29:39Al, kullan.
29:40Hüsnüden çaldığın parayı da iade et.
29:43Git Hüsnü'ye.
29:44Abi, ben yaptım de.
29:47Ben çaldım de.
29:48O geceyi anlat.
29:50Belki affeder seni.
29:51Belki de polise verir.
29:53Ama ne olursa olsun vicdanın rahat eder.
29:56Ama nasıl verecekti?
29:58Önceki düşünceleri geliyordu aklına.
30:01Çay içiyormuş gibi yapıp masanın altına sallasan.
30:04Ya biri görürse, nereden buldun bunları diye sorarsa.
30:08Ya polis, parmak izi, levye.
30:11Ulan diye inledi içinden.
30:14Nasıl yapacağım?
30:15Gece mi gideyim?
30:17Zarfamı koyayım?
30:18Üstüne hakkını helal et mi yazayım?
30:20Düşünceler beynini kemeriyordu.
30:23Her biri diğerinden acı.
30:25Eve vardığında Selma sofrayı kurmuştu.
30:29Çocuklar koştu.
30:30Baba diye sarıldılar.
30:33Seyit onları kucakladı.
30:34Ama gözleri dalgındı.
30:36Cebinden bir avuç para çıkardı.
30:38Masaya koydu.
30:39Al, dedi Selma'ya.
30:42Eve, çocuklara bir şeyler al.
30:44Selma'nın gözleri parladı.
30:46Kaşları çatıldı sonra.
30:48Yine mi avans?
30:49Diye sordu.
30:51Seyit yutkundu.
30:52Artık teslimat işlerini de yapıyorum.
30:55O yüzden verdiler bunu, dedi.
30:58Oysa paranın tamamını bir görseydi karısı,
31:01asla inanmazdı Seyit'e.
31:03Şüphelenir, o paralarla Hüsnü'nün soyulması arasında
31:06bir bağlantı kurardı.
31:07Belki de polise karısı verirdi onu.
31:11Ya da kaynanası.
31:12İçindeki ses ise hiç susmuyordu.
31:15Yalan söylüyorsun Selma'ya, diyordu o ses.
31:19Çocuklara haram lokma yediriyorsun.
31:22Git Hüsnü'ye ver parayı.
31:23Temizle kendini.
31:25Bulduğun para neyse de çaldığını iade et.
31:28Gece yatakta dönüp durdu yine.
31:31Uyuyamadı.
31:32Oysa Selma yanında.
31:33Huzurlu bir uykudaydı.
31:36Horluyordu hafifçe.
31:37Seyit kalktı, pencereye gitti, dışarıya baktı.
31:42Sokak lambası titriyordu yine.
31:44Tıpkı o geceki gibi.
31:46Yarın, dedi içinden.
31:48Yarın Hüsnü'ye gideceğim.
31:50Abi bu para senin, diyeceğim.
31:53Ama ya inanmazsa,
31:55ya hırsız diye bağırırsa.
31:57Sabah kalktı.
31:59Yüzü sararmış, gözleri çökmüş.
32:01Fabrikaya gitti.
32:03Hornanın başına geçti.
32:04Aynı tanıdık mevzular.
32:07Ama aklı Hüsnü değdi.
32:09Öğle paydosunda yemek yemedi.
32:11Bunun yerine mahalleye geldi.
32:14Kahvehaneye yaklaştı.
32:15Ama ayakları gitmedi.
32:17Durdu, sigara yaktı.
32:19Nasıl yapayım ulan, diye mırıldandı.
32:23Nasıl vereyim?
32:24Taşa sarıp camdan mı atayım?
32:26Mektupla mı göndereyim?
32:28Vicdan mahkemesi duruyordu.
32:30Suçlu buluyordu onu her seferinde.
32:33Ama çaresizlik de oradaydı.
32:36Tıpkı yoksulluk gibi.
32:37Tıpkı o soğuk kış geceleri gibi.
32:40Seyit, başı önüne eğik fabrikaya döndü.
32:43Belki yarın, diye geçirdi içinden.
32:46Belki bir yol bulurum.
32:48Seyit o akşam yemekten sonra balkona çıktı, düşündü.
32:52Kafasında bir mahkeme, yüreğinde bir yangın.
32:56Çocukların masum yüzleri, Selman'ın sistemli bakışları,
33:00Hüsnü Efendi'nin hüzünlü gözleri bir bir geçti gözünün önünden.
33:05Gece, diye mırıldandı.
33:07Tıpkı o gece gibi.
33:08Geri koyacağım parayı kimse bilmeyecek.
33:11Planı kafasında kurdu.
33:14O gece, tıpkı hırsızlık yaptığı gece gibi,
33:17Kahvehanenin arka penceresine gidecekti.
33:20Gerçek tahtayı bir şeyle kanırtıp açacak,
33:23Kasaya parayı bırakacaktı.
33:25Ama bu sefer fazlasını koyacaktı.
33:28Hüsnü'nün zararını karşılasın.
33:30Belki bir de gönlü olsun, diye.
33:33Cebindeki buluntu parayı,
33:34Çaldığı parayı, hepsini toplayacaktı.
33:37Haram lokma yedirmem çocuklarıma,
33:40Dedi içinden, dişlerini sıkarak.
33:42Helalleşeyim, bitsin bu iş.
33:45Gece yarısını bekledi.
33:47Mahalle uykuya dalmış,
33:48Sokak lambaları cılız ışığıyla titriyordu.
33:52Selma horluyor,
33:53Çocuklar mışıl mışıl uyuyordu.
33:56Sessizce kalktı,
33:57Ceketini giydi,
33:59Akşandan ayarladığı,
34:00Çocukların kılıç diye oynadığı demir parçasını aldı,
34:04Cebini yokladı.
34:05Buluntu paradan bin lira,
34:07Hüsnü'nün kasasından çaldığı paralardan arda kalanlar,
34:11Üstüne bir de kendi cebinden birkaç kuruş,
34:14Bin üç yüzün üstünde,
34:15Diye hesapladı.
34:17Hüsnü abinin yüzü güler belki,
34:20Kalbi güm güm atıyordu.
34:22Ama bu sefer korkudan değil,
34:24Bir tuhaf umuttan.
34:25Sokağa çıktı,
34:27Hava ayazlamıştı,
34:29Adımları temkinli ama kararlı,
34:32Kahvehanenin bulunduğu sokağa vardığında,
34:35Etrafı kulaçan etti,
34:37Kimse yoktu,
34:39Sadece uzaktan bir köpek havlaması,
34:41Arka tarafa süzüldü,
34:43Pencereyi kanırtmaya gerek yoktu,
34:46Hüsnü efendi tamir etmemişti anlaşılan,
34:49Pencereyi araladı,
34:51Tıpkı o geceki gibi,
34:52İçeri girdi,
34:53Karanlıkta tezgahın altına eğildi,
34:57Kasa oradaydı,
34:58Aynı demir kutu,
35:00Kilidi kırmadan usulca açtı,
35:02İçine paraları yerleştirdi,
35:05Hepsini,
35:06Üstüne bir kağıt parçası koydu,
35:08Akşamdan hazırlamıştı bunu da,
35:11Hüsnü abi,
35:12Hakkını helal et,
35:14Çaldım,
35:14Pişmanım,
35:15Fazlasını koydum,
35:17Hepsi senindir,
35:18Yazıyordu,
35:19İmza atmadı,
35:21Gerek yoktu,
35:22Kimse bilmesin istiyordu,
35:25Yeter ki vicdanı rahat etsin,
35:27Parayı bırakıp kasayı kapattı,
35:30Pencereden çıktı,
35:31Eve dönerken yüreği hala buruktu,
35:34Ama o omuzlarındaki ağırlık kalkmıştı sanki,
35:38Oldu dedi içinden,
35:40Parasını verdim adamın,
35:42Ama ya Hüsnü anlarsa,
35:43Ya kağıdı okuyunca kendini tanırsa,
35:47Tanımaz diye avuttu kendini,
35:49Hem tanısa bile Hüsnü abi iyi adam,
35:52Susar,
35:53Eve vardığında sessizce yattı Selma'nın yanına,
35:56Gözleri bir süre açık kaldı,
35:59Dua etti,
36:00Tövbe etti,
36:01Allah'ım dedi içinden,
36:04Kabul et tövbemi,
36:05Sabah ezanıyla kalktı,
36:07Selma sofrayı kuruyordu,
36:09Çocuklar uyanmamıştı daha,
36:12Kaynana ortalarda görünmüyor,
36:13Seyit masaya oturdu,
36:16Çorbayı kaşıkladı,
36:18Ama tadı yoktu,
36:19Aklı kahvehanedeydi,
36:22Hüsnü abi kasayı açtı mı acaba,
36:24Diye geçirdi içinden,
36:26Fabrikaya gitti,
36:27Tornanın başına geçti,
36:29Kendini işine veremiyordu,
36:31Kulakları sokakta,
36:33Kahvehanede,
36:34Öyle paydasında,
36:36Dayanamadı kahvehaneye yürüdü,
36:38Kapıdan içeri bakmadan geçti,
36:41Ama Hüsnü'nün sesini duydu,
36:42Hadi bakalım çaylar benden,
36:45Neşeleydi sesi,
36:47Her zamankinden farklı,
36:49Seyit'in yüreği hop etti,
36:51Bulmuş diye düşündü,
36:53Parayı bulmuş,
36:55Yoksa ne diye çay ısmarlasın millete,
36:58Akşam iş çıkışı eve dönerken,
37:00Kahvehanenin önünden geçti yine,
37:02Hüsnü dışarıda,
37:04Sandalyede oturmuş,
37:05Gülümsüyordu,
37:07Seyit'e el salladı,
37:09Gel be Seyit,
37:10Dedi,
37:11Bir çayımı iç,
37:12Seyit yutkundu,
37:14Yaklaştı,
37:15Çırak Seyit'in çayını getirdi,
37:17Çekildi,
37:18Seyit oturdu Hüsnü'nün karşısına,
37:21Gözlerini kaçırıyordu,
37:22Hüsnü,
37:24Duydun mu diye sordu,
37:26Kasayı soyan herif parayı geri getirmiş,
37:29Fazlasıyla hem de,
37:30Birde not bırakmış,
37:32Hakkını helal et diye,
37:34Seyit'in milesi kasıldı,
37:36Ama ses etmedi,
37:38Öyle mi abi dedi,
37:40Boğazı kuru,
37:41Sevindim,
37:42Helal para olunca tabi,
37:44Hüsnü başını salladı,
37:46Para helal,
37:47Ama adam da mertmiş,
37:49Vicdanı el vermedi herhalde,
37:51Belki çocukları açtı,
37:53Belki karısıyla dalaşıyordu her gün,
37:56Belki de kaynanası laf ediyordu,
37:58Ondan yapmıştır,
38:00Ha? Ne dersin?
38:01Güldü,
38:02Çayından bir yudum aldı,
38:05Seyit'in yüreği ağzına geldi,
38:07Çocukları, karısı, kaynanası,
38:10Bunlar da nereden çıktı abi?
38:12Dedi,
38:13Hırsız bulundu mu?
38:15Hüsnü cebine soktu elini,
38:17812 lira,
38:1852 kuruş para çıkardı,
38:20Seyit'in önüne koydu,
38:22İşte,
38:23Dedi,
38:24Bunlar,
38:25Bu paralar senin Seyit,
38:27Seyit'in kalbi durmak üzereydi,
38:29Gözleri karardı,
38:31Abi,
38:32Ne demek bunlar?
38:33Dedi,
38:34Neden veriyorsun bu paraları?
38:36Oğlum,
38:37Dedi Hüsnü,
38:38O gece kasada 500 lira vardı,
38:40Tamı tamına 500,
38:42Biliyorum,
38:43Çünkü ben sayıp koymuştum,
38:44Ama sen 1300 liradan fazla koymuşsun kasaya,
38:48Seyit yutkundu,
38:50Abi,
38:51Dedi,
38:51Ne kasası,
38:53Yoksa sen?
38:54Her şeyi biliyorum Seyit,
38:55Dedi Hüsnü,
38:57Çabalama,
38:58Paraları senin aldığından,
38:59Getirip geri koyduğundan,
39:01Her şeyden,
39:03Seyit inkar etmeyi bıraktı,
39:05Başını önüne eğdi,
39:07Çok çaresizdim abi,
39:08Dedi,
39:09Utanıyorum şu an,
39:11Utanma,
39:11Dedi Hüsnü,
39:12Olur onlar,
39:14Önemli olan hatanı anlamış olmandır,
39:17Gerisine takılma,
39:19Seyit çekinerek,
39:20Nasıl anladın abi,
39:21Dedi,
39:22Gördün mü beni?
39:24Hüsnü güldü,
39:25Hayır,
39:26Dedi,
39:27Görmedim,
39:28Tahmin ettim sadece,
39:30Nasıl?
39:31Diye sordu Seyit,
39:32Birincisi,
39:33Dedi Hüsnü,
39:35Paralar kaybolduktan sonra,
39:36Bir daha kahveye gelemedin,
39:38Yüzüme bakmaya çekiniyordun anlaşılan,
39:40İkincisi,
39:42İmamı sıkıştırmışsın,
39:44Hırsızlık hakkında sorular sormuşsun,
39:46Üçüncüsü ise,
39:48Geçen gün yanıma geldiğinde çok tedirgindin,
39:51Yapmacıktın,
39:52Yüzüme dahi bakamıyordun,
39:54Peki abi,
39:55Niye söylemedin bana bunları,
39:57Paraları geri yerine bırakmasaydım ne yapacaktın?
40:01Hiç,
40:01Dedi Hüsnü,
40:02Bir şey belli etmeyecektim,
40:05İhtiyacın vardı çünkü,
40:07Hem,
40:08Sen iyi bir adamsın,
40:09Eninde sonunda getirir,
40:11Verirdin o parayı bana,
40:13Seyit'in gözlerinden yaşlar süzüldü,
40:16Ayağa kalktı,
40:17Hüsnü'nün elini öpmek için eğildi,
40:19Hüsnü müsaade etmedi ona,
40:21Bu olmamış gibi yapalım,
40:23Dedi Seyit'e,
40:25Sen de artık kahveye gel,
40:26Olur mu?
40:27Seyit minnetle baktı Hüsnü'nün yüzüne,
40:30Ve onun kendisine verdiği paraları alıp yürüdü,
40:34O günden sonra da,
40:35Bir daha kimsenin bir şeyini çalmadı,
40:37Aç kaldı,
40:39Süründü,
40:40Ama kimsenin malına göz dikmedi,
40:42Artık akşamları içten çıkınca kahveye uğruyor,
40:46Hüsnü'yle göz göze gelmemeye çalışarak,
40:48Çayını içiyor,
40:49Sıvışıyordu,
40:51Hüsnü o giderken,
40:52Arkasından bakıyor,
40:54Gülümsüyor,
40:55Benim gençliğime ne de çok benziyor bu oğlan,
40:58Diye geçiriyordu içinden,
40:59Son,
41:02Son,
41:02MÜZİK
41:32MÜZİK
İlk yorumu siz yapın
Yorumunuzu ekleyin