- 26.05.2025
Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden bambaşka hayatlara konuk olan Ailem İçin, toplumların en temel yapı taşı olan ailenin önemini izleyenleriyle paylaşıyor. Aile olmanın değerini bilen ve ailesi için türlü fedakarlığı yapmış olanların öyküsünü kendilerinden dinleyen Ailem İçin, içleri ısıtan bir belgeselle Ülke TV ekranlarında izleyenleriyle buluşuyor.
Ailem İçin, aile değerlerinin giderek değiştiği ve toplumların bireysel yaşamı benimseye başladığı günümüzde, ailesini ve değerlerini ayakta tutabilmek adına zorluklarla mücadele edebilmiş insanların hayat hikayeleriyle evlere konuk oluyor. Sevginin gücü ile el ele vermiş, tek yürek olmayı başarmış insanların zorluklara nasıl göğüs gerdiğini anlatan belgesel Ailem İçin; umudun, sevginin, fedakarlığın ve hoşgörünün zaferini ekranlara taşıyor.
Ailem İçin, aile değerlerinin giderek değiştiği ve toplumların bireysel yaşamı benimseye başladığı günümüzde, ailesini ve değerlerini ayakta tutabilmek adına zorluklarla mücadele edebilmiş insanların hayat hikayeleriyle evlere konuk oluyor. Sevginin gücü ile el ele vermiş, tek yürek olmayı başarmış insanların zorluklara nasıl göğüs gerdiğini anlatan belgesel Ailem İçin; umudun, sevginin, fedakarlığın ve hoşgörünün zaferini ekranlara taşıyor.
Kategori
📺
TV ve DiziDöküm
00:00:00Kötülüğün seyirci üstünlüğü vardır derler.
00:00:21Oysa iyilik ve güzellik bir yeraltı nehri gibi dipten ve derinden sessizce akar.
00:00:28Modern dünya ya da ahir zaman kötülükleri, çirkinlikleri, çarpıklıkları konuşmaya, izlemeye değer buluyor.
00:00:38Biz de diyoruz ki, hayır, kötülüğün seyirci üstünlüğü iyiliğin gücüne galebe çalamaz.
00:00:46Sevgiyi, merhameti, dayanışmayı, cazip, anlatılmaya değer bulmayan bütün anlayışları reddediyoruz.
00:00:54Diyoruz ki, bu cihanda bizim de bir hünerimiz varsa, millet olarak ilk sıraya aile olabilmeyi yazalım.
00:01:24Babanızın ve onun babasının ve dahi onun da babasının yaşadığı yerden, yani vatanınızdan,
00:01:35yani sizi tanımlayan, sizi oluşturan topraklardan bir gecede gitmenizi isteseler,
00:01:42acaba bu ölümden gayri ama ona denk bir acı olur mu?
00:01:47Olur elbet, evini geride bırakıp cebinde asla açacağı kapılar bulunmayan anahtarlarla bir belirsizliğe doğru yürümek.
00:01:59Tek tek ağaçlarını bildiğin, hatta ellerinle ektiğin bahçeleri ancak rüyalarında görebilecek olmak ne kederlidir.
00:02:09Milyonlar bu kederle geldiler. Ne var ki geldikleri yerde onlarındı.
00:02:16Şükür ki gelerek yeniden bahçeler kurdular, yeniden anahtarları ve o anahtarların açtığı kapıların olduğu evler yaptılar.
00:02:26Ve hemen dahil oldular Türkiye'nin kaderine. Bir ülke en temelinde bir kader birliği değil midir?
00:02:47Biz İnegöllüyüz. Dedelerimiz Orta Asya'dan kalkıp buralara göç etmişler, burada konaklamışlar.
00:02:54Biz de burada doğduk, büyüdük. 17-18 yaşındayken İnegöl'e taşındık ama köyden irtifatımızı kesmedik, devamlı gelip gidiyoruz.
00:03:03Yazın buradayız şu anda, kışın İnegöl'e gidiyoruz. Kış şartları burada ağır olduğu için.
00:03:09Annem babam çiftçiydi, hayvancılık yapardık bol. Bol hayvanlarımız vardı, küçük baş, büyük baş hayvanlarımız vardı.
00:03:17Yaz-kış onlarla uğraşırlardı. Hatta ve hatta kışın o kadar büyük kar olurdu ki yaya yoluyla şu ormana götürüp hayvanları, küçük baş hayvanları bırakıp
00:03:29akşamüstü olunca hayvanlar kendi isteğiyle gerisi geriye başka kaçma şansları yok.
00:03:34Yabani hayvan gelip de onları talep etmeye de şansı yok. Akşam olunca kendi ayaklarıyla, kendi izleriyle devam ederlerdi.
00:03:43Barınak yerlere gelirlerdi, küçük baş keçi olsun, koyun olsun, ekseri keçiler dediğimiz hayvanlar.
00:03:49Böyle burada yaşardık. Büyük başları da damda bakardık yanın. Çobanlık yaptık, şu yukarıda keçi güdüyorduk bir gün.
00:03:57Yavruları vardı. Hatta bir günde 8 tane olağa, çakal denilen kurdun ufağına, köpeğin büyüğüne çakal deriz.
00:04:058 tane olağımızı yok ettiler, yediler, parçaladılar hayvanları.
00:04:10Yahu şimdi ormana girince senin ormana girme şansın yok. Buradan salıyorsun, 3-5 kilometre uzaktan sen onları takip ediyorsun.
00:04:18Onlar yukarı çıkınca sayıyorsun eksik. Annem bağırdı, babam da dedi ya bağırma.
00:04:24Yemişler yemişler, onların da nasibi öyleymiş. Onlar da birilerinin hayvanlarını yiyecekler ki doğada yaşasınlar diyerekten.
00:04:31Babam da anneme öyle bir tesellide bulundu. Bir daha bunu göndermedik çobanlığa.
00:04:36Ondan sonra ağabeyimle başladılar çobanlığa. Biz sıyırdık işi.
00:04:40O zaman yaşımız da ufaktı, pek de takip edemiyorduk. Burada yabanı hayvan hayli bir çoktu o zaman.
00:04:46Ben o zaman şey yaptım, şu aşağıki mahallede okul vardı. Okula gitmeye başladım.
00:04:51Aşağıda bir 4-5 kilometre aşağısında. İlk okulu orada bitirdik. Ondan sonra babam dedi ki bu köyde durmayalım artık.
00:04:59İnegöl'e taşınalım dedim. İnegöl'e taşındık. İnegöl'de biraz aşçılık yaptım. Şoför olduk.
00:05:04Yurt dışına çalıştım. 8-9 sene kadar yurt dışına çalıştım. Evlenme safhasına geldik.
00:05:10Dediler ki böyle böyle evlendirelim. Gittim hanımı. Ben beğendim, o beni beğenmemiş.
00:05:15Bir görüştük, iki görüştük, üçüncü artık. Bu da bıktı. Okeyledi sonradan. Evlendik. Ben mutluyum.
00:05:22Ben tekrar tekrar evlenecek olsam böyle bir hanımı veya aynısını isterim, bulabilirsem.
00:05:28Bulmasam da evlenmem yani. Biz o zaman biraz çapulcuyduk demek ki bunun gözünde.
00:05:32Dağınıkmışız. Kendisi çok topluymuş gibi. Ben İnegöl'de yaşıyordum, o kasabada yaşıyordu.
00:05:40Şurada Yenice kasabası var. Orada yaşıyordum. Bir görüştük, olmaz demiş. İki görüştük, olmaz demiş.
00:05:46Sonra Allah razı olsun amcasının kızı var. Abla demiş sen ne yapıyorsun?
00:05:50Güzel çocuk demiş, iyi çocuk demiş falan. Yok ben beğenmedim demiş.
00:05:54Üçüncüye artık zor karar verdik. Valla ben onu ikiletmek için hayli bir çaba zarf ettim.
00:05:59Varlık gösterdik, bir şeyler yaptık. Oldu nasip.
00:06:0177'de evlendik. Ben belediyede itfaiye şoförlüğü yaptım.
00:06:08Ondan sonra itfaiye şoförlükten sonra evime bağlıydım.
00:06:1187 senesinde istifa ettim belediyeden kendi isteğimle.
00:06:15Çocuklar kalabalık, maaş düşük. Sonra bir firmayla anlaştık.
00:06:19Yurt dışına dediler, sen mobilya çekeceksin. Gelir misin? Gelirim dedim.
00:06:23Biz de okeyledik. 8-9 tane devlete nakliye işini yaptık yani.
00:06:27O zaman hanım çocuklar başında 7-8 sene sürdüydü yurt dışına.
00:06:33Ayda bir sefer sefer atıyordum. Kuveyt'e giderdim 20-21 günde geliyordum gerisi geriye.
00:06:38Sud Arabistan'a giderdim bir ayda geliyordum. Katara, Kuveyt'e giderdik.
00:06:43Oralara geldiğimiz zaman gelirdik. Çocuklar tabii analarını kahretmişler.
00:06:48Çocuklara bir şey diyemiyor. Anaları da benden hırsını alıyordu o zaman.
00:06:51İşte beni bırakıyorsun gidiyorsun. Ya gidiyorsam ben sizin hırsınız için gidiyorum.
00:06:55Güzel bir zamanımız geçti. Çok iyi bir zamanımız geçti.
00:06:5811 tane torunumuz var. Çocuklardan kurtulduk.
00:07:02Şimdi torunlara bakıyoruz çoğu zaman. İkizlerimiz var. Onların birini evlendirdik ikizleri.
00:07:08İkincisini de inşallah evlendireceğiz. Onlarla uğraşıp gidiyoruz yani.
00:07:12Hayatımız böyle devam ediyor.
00:07:29Oysanem, oysanem
00:07:36Yerine gül pek sever
00:07:42Esmergaday ben
00:07:49Yerine gül pek sever
00:07:55Esmergaday ben
00:08:02Bahtını kız başına
00:08:08Oysanem, oysanem
00:08:15Sevdiğine verseler
00:08:21Esmergaday ben
00:08:28Sevdiğine verseler
00:08:34Esmergaday ben
00:08:38Yerine gül pek sever
00:08:47Hiç yurt dışına çıkmamıştım. Sud Arabistan'a sardım.
00:08:51Sud Arabistan ne tarafta diye bilmiyoruz tabii.
00:08:54Irak'a girdik. Irak perişan. Saddam Hüseyin o zaman iktidarda.
00:08:59Askerler bize çok zulüm ediyorlar. Irak'ta bazı bölgeler var.
00:09:03Kilometre yapmak yasak. Girmek yasak.
00:09:06Konaklıyorduk. Mesela Kerbela Çölü'nde yatardık.
00:09:09Kerbela Çölü'nden sonra 600 kilometre Sud Arabistan Gümrüğü.
00:09:13Sabah ezanlarında kalkardık Sud Arabistan'a girmek için.
00:09:16Günlerden Cuma'yı hiç unutmuyorum.
00:09:19Sud Arabistan'a girdik biz.
00:09:22Medine'de, Ihram'a girdik Medine'de.
00:09:25Ihram'dan çıktık. Mekke 300 kilometre.
00:09:28Medine, Mekke arası. Giderken konaklama yer vardı böyle.
00:09:33Polismiş biz. Bilmiyoruz tabii. Orasını geçtik.
00:09:36Arkamızdan takıştılar, geldiler. Bizim pasaportlarımızı aldılar elimizden.
00:09:40Arapça hiç bilmiyoruz. Ulan niye aldılar bunlar şimdi bizim pasaportları falan?
00:09:45Çevirdiler arabaları. İki arabaydık. İkisinde de mobilya yüklü.
00:09:49Geldik gerisi geriye. Şimdi biz düşünüyoruz.
00:09:52Ya biz ne yapacağız şimdi? Orası mikat maliymiş.
00:09:55Oradan kontrol etmeden geçmek yasakmış.
00:09:59Geçersen de üç gün cezası varmış.
00:10:01Bunları biz anlatamadık polise. O tercüman anlattı.
00:10:04Biz şer zor pasaportlarımızı aldık.
00:10:07Polis bize bağırdı, çağırdı ama niye bağırdığını ne dediğini de bilmiyoruz.
00:10:11Bilmiyoruz ya. Sonra o tercüman bize açıklama yaptı.
00:10:13Dedi buradan geçmek için.
00:10:15Üç gün cezası var ama polis sizi affediyor.
00:10:18Bir daha yapmayın. Yapar mıyız bir daha?
00:10:20Ondan sonra çıktık. Ihram'dayız biz de.
00:10:22Medine'den Ihram'a girdik.
00:10:24Mekke'de tuhafı yapıp tuhaftan sonra Ihram'dan çıkacağız.
00:10:27Girdik çıktık derken sonra patronlar geldiler.
00:10:30Bizim İnegöl'de mağazacılar.
00:10:32Onlar bize anlattılar.
00:10:34Üç gün orada kaldık. Üç gün sonra döndük.
00:10:47Orada Rusya'nın zulmünden kaçmışlar dedelerimiz.
00:10:51Dağ bayrağı aşarak buralara gelmişler.
00:10:54Buralara gelmişler derken çok büyük bir zahmetlerle gelmişler.
00:10:57Yani çok büyük bir eziyetle.
00:10:59Dedelerimize şu Yenice kasabasını vermişler.
00:11:02Orasını beğenmemişler. Buralara gelmişler yani.
00:11:05Onların anlattığına göre film gibi yani.
00:11:09Onlara gerçek bize masal gibi geliyor.
00:11:12Aç susuz yayan o dağları tefeleri açtıklarını dedelerimiz anlatmış.
00:11:17Babalarımız da babamız da bize anlatıyor.
00:11:20Benim dedem Çanakkale Harbi'nde yaralanıyor.
00:11:22Orada yaralandıktan sonra İstanbul'u hastaneye kaldırıyorlar.
00:11:25Orada vefat ediyor. Bundan 40 sene önce benim abim var.
00:11:28O şehitlik mezarlığı gezerken orada dedemin mezarını buluyor yani.
00:11:3340 sene sonra abim orada mezarını buluyor.
00:11:37O Rus zulmünden işte kaçmışlar buralara gelmişler.
00:11:42Buralarda çok zahmet çekmişler.
00:11:44Hele hele o zamanları buranın kışı çok farklıymış.
00:11:47Yol yok, ız yok.
00:11:49Şu karşıki mahallede değirmen vardı.
00:11:51Merkep dediğimiz eşekle oraya buğday eşek geçemezdi.
00:11:56Babam abimlere sırtına mısır sarardı.
00:12:00Oraya götürüp, uyutup gelirlerdi yani.
00:12:03O şartlarda yaşamışlar burada.
00:12:05Bizim önceki neslimiz gerçekten büyük zahmetler çekmişler.
00:12:09Hayvan para yapmıyor bakıldığı hayvan.
00:12:11Et, süt, yağ bunlar hiçbir ara yapmıyor.
00:12:14Kendileri yiyorlar, kendileri yapıyorlar.
00:12:16Götürüyorlar pazarda satılmıyor zaten.
00:12:18Onun için bizim önceki neslimiz gerçekten büyük.
00:12:21Ama şimdiki nesilde çok rahatız.
00:12:23Onu da söylemekte fayda var yani.
00:12:25Şu mahallede mesela altı tane kalıyor kışın.
00:12:29Yazın doluyor.
00:12:30Onlar da bayağı zahmet içerisinde.
00:12:32Şu anda kış hafif olduğu halde.
00:12:34Sağ olsun muhtarımızın sayesinde yedi yirmi dört kreder gezer.
00:12:40Yolu kapanmasın karda kışta.
00:12:42Kışın o şartlarda gerçekten yaya yürümekte güçlük çekiyorlardı.
00:12:47Buranın çamuru bir de yağlı çamur olur.
00:12:49Ayakkabılara yapışır.
00:12:51Ayakkabı diyelim iki kiloysa oluyor on kilo bir ayakkabı.
00:12:55Çamurdan.
00:12:56Dedemiz rahmetli Hakkı dede hastalandı.
00:12:58Ne yapalım, ne yapalım diye düşünürken.
00:13:01Sonra yine büyüklerimiz vefat etti.
00:13:03Babam olsun.
00:13:04Aşağıda vehbi dede vardı benim kirvan.
00:13:06Onlar dediler ya iki tane eşek bulalım.
00:13:08İki tane eşeğe sal koydular böyle odundan.
00:13:12Bir önde, biri arkada.
00:13:14Ortasını da iplerle ördüler.
00:13:17Yatak yorganı serdiler.
00:13:19O dedeyi oraya yatırdılar.
00:13:21Cerah kasabası diye bir kasaba var aşağıda.
00:13:23Yeni kasaba oldu o.
00:13:25Oraya kadar onlarla indirdiklerini ben biliyorum.
00:13:29Hani yaşadım, gördüm yani.
00:13:31Kendim gördüm o dedeyi.
00:13:33O zaman o şekilde şey yaptılar o dedeyi götürdüler.
00:13:37Sonra adam sakat kaldı ayaklarından.
00:13:39Şimdiki gibi tıpta o zaman ilerleme yoktu.
00:13:42O hastalıktan da vefat etti.
00:13:44Allah rahmet eylesin.
00:13:45İyi bir komşumuzdu.
00:13:46Allah gani gani rahmet eylesin.
00:13:48İyi bir komşuluklarımız vardı.
00:13:50Eskiden çok güzel komşuluklar olurdu.
00:13:52Komşunun başına bir şey geldiği zaman
00:13:54çok güzel yardımlaşma vardı.
00:13:57Çevre köylerden de yardıma gelirlerdi.
00:13:59Bizimkiler de başka mahallelere, köylere yardıma giderlerdi.
00:14:03Birisi düğün yapacak.
00:14:04Adam tutardı evindeki davarını sökerdi, götürürdü, keserdi adam.
00:14:09Koçunu, koyununu.
00:14:11Hatta giderdi bir fırın ekmek yapardı.
00:14:14Hatta götürürdü, ayrı bir tereyağını götürürdü, yoğurdunu, südünü götürürdü.
00:14:26Çaylıca Köyü'nden 7 yaşımda Yenice'ye taşındık.
00:14:29Yenice'den de işte 21 yaşımdan sonra bunlara gelin oldum.
00:14:3477'nin birinci ayında.
00:14:36Bunlarlayım işte, bunlarlayım.
00:14:38Özgürcüler annem, babam.
00:14:40Özgürcüler yani.
00:14:41Dedemler, nenemler, babaannemler, amcamlarla 3-4 kardeş.
00:14:47Aynı evde yaşıyorduk yani.
00:14:49Aynı evde, köyde.
00:14:52Sonra ayrıldık.
00:14:53Biz iki kardeş Yenice'ye taşındık.
00:14:55İkisi köyde kaldı.
00:14:56Yenice'de tütüncülük yaptım çok.
00:14:58Çok tütün ekerdik biz gece gündüz.
00:15:01Tarlalardaydık.
00:15:03Tütün ekerdik, kırardık.
00:15:05Pastalını yapardık kışın.
00:15:07Sonra Mart ayında satılırdı, beklerdik yani.
00:15:10Mart ayında satılırdı.
00:15:12Yeniden çim ekilirdi.
00:15:13Çok Yevmiye'ye giderdim.
00:15:14Elma toplamaya, armut toplamaya gezerdim öyle.
00:15:18Aylak kalmayı hiç sevmiyordum.
00:15:20İlle işe gideceğim.
00:15:21Tütün kırardık bir sürü.
00:15:23Ben derdim, bugün işe gideceğim.
00:15:25Annemle babama derdim ki,
00:15:26Rahmi siz bunları dizin, ben Yevmiye'ye gideceğim derdim.
00:15:30Giderdim Yevmiye'ye gelirdim ki,
00:15:32o tütünleri dizmiş annemle babam.
00:15:34O gece yine tütün kırmaya giderdik.
00:15:36Gece 12'de kalkar, giderdik.
00:15:38Sabah 8-9'da eve gelirdik.
00:15:40Tütün sevmez ya.
00:15:42Kışın sıcağı, sıcaktan.
00:15:44Kıramazsın tütünü.
00:15:45Salar böyle, kıramazsın.
00:15:47Kopmaz yani.
00:15:48Giderdik, arkadaşlarla değişik yapardık.
00:15:50Değişik meci yapardık öyle.
00:15:52Giderdik, yemekleri evde yapardık.
00:15:55Tarlada yerdik yani.
00:15:56Öğlendik.
00:15:57Babama verirdim parayı.
00:15:58Verirdim parayı, babam sonra...
00:16:00Babamı aldı yani Allah razı olsun.
00:16:02Her şeyimizi aldı.
00:16:04O zaman öyleydi.
00:16:05O zaman çamaşır makine yoktu, buzdolabı yoktu.
00:16:08Fırınla gaz yoktu.
00:16:10Hani yoktu öyle bir şeyler.
00:16:12Çeyiz, öbür türlü çeyiz böyle.
00:16:14Pasa pusa bir şeyler.
00:16:16Ne bileyim öyle, yıldızım barışmadı ilkten.
00:16:18Görücü usulü oldu zaten.
00:16:20Aniden oldu.
00:16:22Görücü usulüyle.
00:16:23Hani yıldızım barışmadı.
00:16:24İlk beni görmeye geldi o bir arkadaşın tavsiyesinden.
00:16:27Geldi, orada gördü.
00:16:29Sonra ben karar veremedim.
00:16:31Bir de işte üçüncüye, dördüncüye oldu.
00:16:33Hani kötü bir amaçla değildi.
00:16:35Annem, babam yalnız kalacak diye.
00:16:37Oğlan, kardeşim askere gidecekti.
00:16:39Sonbahar, ilkbahar gelirdi.
00:16:41Halıyı, kilimi yıkama yerimiz yoktu.
00:16:44Ne bileyim ben, giderdik derelerde, kilimi yıkardık.
00:16:47Evde sular bile yoktu.
00:16:49Taşıma suyla halı, kilimi yıkanmıyordu.
00:16:51Giderdik derelerde, yıkar gelirdik çamaşırı.
00:16:54O kilimleri bile unuttuk.
00:16:55Katlardık, katlardık.
00:16:56Tokaşta döverdik.
00:16:58Deterjan yok.
00:16:59Hemen yeşil sabondan bir şey vardı.
00:17:03Bir toz vardı.
00:17:04O tozu alırdık.
00:17:05O toz da ne kadar yetiyor, yetmiyor ki.
00:17:07Yapacak bir tiyatro.
00:17:08Sonra yenicide de iki hane, üç hane bir yaşadık yine.
00:17:12Amcayla yaşadık.
00:17:13Ayrıydılar.
00:17:14İki oda ona, iki oda bize.
00:17:16Sonra abimi evlendirdik.
00:17:18Abim de orta odada yerleşti.
00:17:20O da ayrıldı.
00:17:21Orta odada.
00:17:22Üç hane sayılırdı yani.
00:17:24Avluluydu.
00:17:25Bahçelerimiz vardı.
00:17:26Geniş bahçeler vardı işte.
00:17:28Tütün aynalarına koyardık, onlar kururdu oradan.
00:17:31Rahmetli annem babam çok sabırlıydı.
00:17:33Öyle kavga gürültüyü sevmezlerdi.
00:17:36Bize de öyle öğretti.
00:17:37Kavga gürültü.
00:17:39Babam öyle dedi.
00:17:40Ben kızımı gelinliklerle veriyorum, kefenle alırım kızımı dedi.
00:17:44Öyle dedi rahmetli babam kaynatama.
00:17:47Ama babası çok iyi insandı.
00:17:49Hatırı sayılır böyle.
00:17:50Çok iyi biriydi yani.
00:17:51Alıştım ben, çabuk alıştım bir de.
00:17:53Bunlara çabuk bağlandım.
00:17:55Ben bunların sülalesini o kadar seviyordum, o kadar bağlandım sonra bunun.
00:17:59Hani iyiydiler, iyilerdi yani.
00:18:01Kayınlarımı o kadar çok seviyordum.
00:18:03Üç tane kaynım var.
00:18:04Sırayla çocuk oldu.
00:18:06Sırayla okula gittiler.
00:18:07Sırayla askerlik.
00:18:08Sıralama düğünler oldu.
00:18:11Şimdi torunlar aynısını koydu.
00:18:13Sıralama gelin oluyorlar.
00:18:15Hep üst üste oluyor yani.
00:18:17Sıkı çocuk olunca her şey üst üste geliyor.
00:18:20İtfaiye'de çalışırken üç taneydiler.
00:18:22Sonra kamyoncu olunca, sonra bir kızım oldu 85'te.
00:18:27O zaman ayrıydık zaten.
00:18:30Tabii çocuklar fena.
00:18:32Biraz yoksulluk var.
00:18:34Yani zor oluyordu çok.
00:18:35Para o kendi gelirken getirirdi, bırakırdı giderdi.
00:18:39Getirmeye çalışıyordum.
00:18:40Kamyonculuğu bırak dedim, daha çok uzak yola gitti.
00:18:43Yalnızlıktan sıkılıyorsun, evde kapanıyorsun.
00:18:46Çocukları bırakıp bir yere gidemiyorsun.
00:18:48Kime bırakacaksın dört tane çocuğu?
00:18:50Zaten bırakmazdım da.
00:18:52Çok aksiydiler, fenaydiler çocuklar.
00:18:55Çok fenaydiler.
00:18:57Akşam olunca eve gelmek bilmiyorlar.
00:18:598-9 yaşlarındalar ama eve gelmek bilmiyorlar.
00:19:02Oyun istiyorlar, okuldan geliyorlar.
00:19:04Derslerini yapmıyorlar.
00:19:06Ben cahilim, anlamıyorum bir şeyden.
00:19:09Oğlum hadi ders yapın, ders yapın.
00:19:11Neyse oturup ders yapıyorlar.
00:19:13Sabah yine okul, akşam yine gel.
00:19:15Hep kötü şey düşünürdüm.
00:19:17Kaza mı oldu? Acaba bir şey mi oldu?
00:19:20Gelmediği gün oldu mu?
00:19:22Böyle arabanın sesini ben hemen tanırdım.
00:19:25Daha caddeden gelsin ben hemen tanırdım arabasını.
00:19:28Bak şimdi babanız geliyor derdim.
00:19:31Babanız geliyor dedim mi çocuklar çok korkuyordu.
00:19:34Baba evden çıktı mı hiç korkmuyorlar.
00:19:37Anneyi hiç saymıyorlar yani.
00:19:39Telefon falan yok, haber alamıyorsun.
00:19:42Birileri gelirse birileri bir şey,
00:19:44arkadaşları gelirse oradan haber alıyorsun.
00:19:47Çünkü uzun yol.
00:19:49Mesela bayram geldi.
00:19:51Kurban bayramı bu yok, gelmedi.
00:19:53Ama bir saat 12 mi neydi baktım geldi.
00:19:57Kamyonunu bırakmış bir yerde.
00:19:59Otobüse bindi geldi.
00:20:01Geldi kurbanı kesti ama bayram akşama.
00:20:04İtfaiye çalışırken de öyle.
00:20:06Ben daha bunun bayram sabahsını evde olduğumu hatırlamıyorum.
00:20:107-8 yıl içinde hep itfaiye'deydi.
00:20:13Sabahla gelirdi bayramlaşır giderdik.
00:20:16Bir eski paçavraları bulduk hemen bez yapardık.
00:20:19Naylonla bağlardık onu.
00:20:21Yıkıyorduk yani.
00:20:23Öyle hazır bez yoktu.
00:20:25Mamasını da pirinç unu, un kavururduk verirdik.
00:20:28Bizim annelerimiz daha zor hayat yaşamış.
00:20:31Şimdi diyoruz ki tamam şimdi iyi ama bizden sonra nesilin olacak.
00:20:36Benim annem de çok kalabalıkta yaşamış.
00:20:38Çok lençibirlik yapmışlar.
00:20:40Ekin biçmişler mısır ne bileyim ben.
00:20:42Her şeyi yapmış.
00:20:44Tütüncülük yaptık yani hepimiz birden.
00:20:464-5 bin dizi tütün yapardık.
00:20:4810 dölüm tütün ekerdik.
00:20:504-5 bin dizi.
00:20:52Eğer o tütün 4-5 bin dizi yapmasa ağlardık.
00:20:56Alemde çok var bizde niye yok diye.
00:20:58Yarış yapıyorduk yani arkadaşlarla.
00:21:01Hayat şartları öyleydi işte.
00:21:03Bu toprağın insanı ekmeğini emeğin en zorlusuyla taştan çıkarmıştır hep.
00:21:15Nice zorluklar, nice imkansızlıklar içerisinde
00:21:19yüzyıllardır tertemiz bir çabayla
00:21:22bu dünyada helal bir uğraş içinde olmuştur.
00:21:25Toprağa hürmet, evlada merhamet,
00:21:29garibana himaye tam da bu yüzden bir Anadolu sanatıdır.
00:21:34Evet bizim bu dünyadaki en büyük maharetimiz budur.
00:21:39Topraktan gıdım gıdım yükselen rızkın öğrettiği bir hayatı yaşadı insanımız.
00:21:45Bu topraklarda yüzlerce yıldır.
00:21:49Bu yüzden sabrı da, metaneti de, paylaşmayı da çok iyi bilir insanımız.
00:21:55Mutluluk birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor diyor.
00:22:01Bilge yazar Cengiz Aytmatov.
00:22:04Ah bizler, bu hız çağının tutsakları.
00:22:08Asla bekleyemiyoruz birikmesini hayatın.
00:22:12Hemen yaşamak, hemen tüketmek, hemen olmasını istiyoruz bizi bekleyen her ne varsa.
00:22:18Hız körlük demektir.
00:22:20Hız durup ince şeyleri anlamayı imkansız hale getirir.
00:22:24Oysa duralım ve dinleyelim şu hayatı.
00:22:27Birbirini tamamlayan acı ve tatlı, kederli ve mutlu, keyifli ve meşakkatli ufak tefek şeylerin
00:22:35bir bütün haline mutluluk ve huzur demek olduğunu anlayalım.
00:22:39Bu dünyada derler ya, cennet var mı bu dünyada?
00:22:53Var.
00:22:54Nasıl var cennet?
00:22:55İyi, mutlu aile demektir.
00:22:57Cennet yaşıyor.
00:22:58Mutlu çünkü.
00:22:59Mesela diyelim ki evde kavga, gürültü, tartışma.
00:23:03Mutluluk budur yani.
00:23:05Yokluğu bileceksin, varlığı bileceksin, varlığının kıymetini bileceksin.
00:23:09Yokluğunda yokluğunu bileceksin.
00:23:11Bugün var, yedik içtik.
00:23:13Yarın yok, isyan etmeyeceksin.
00:23:15İşte cennet bu.
00:23:16Cehennem de nedir?
00:23:18Varlığında, yokluğunda da isyan edersen bu da bir cehennemdir yani.
00:23:22İnsanlar için sağlığında yaşadıkları cehennem budur yani.
00:23:26Hiç mutlu olmayan insanlar var bu dünyada.
00:23:28Hiç mutlu değil.
00:23:30Arabası var, evi var.
00:23:32Tatil yapıyor ama mutlu değil.
00:23:34O cehennemdir işte onların.
00:23:36Mesela adam şurada soğan ekmek yiyor.
00:23:38Kırar bir baş soğan.
00:23:39Kuru bir ekmeğe koyar önünü.
00:23:41Mutludur.
00:23:42Bunun ki cennet budur işte.
00:23:43Benim gözümde.
00:23:44Zorluk olacak, olmayacak değil.
00:23:47Ama şu anda mutluyuz.
00:23:49O günkü şartlardan.
00:23:51Ben onların, mesela belediyede çalışırken bizim maaşlarımız hayli bir düşüktü yani.
00:23:56Şikayet mukabelinde değil yani.
00:23:58Hayli bir düşüktü maaşlarımız.
00:24:00Çocuklarımız refah içinde yaşasınlar diye ancak yettiriyordum.
00:24:04Benden daha mağdur olanlar vardı.
00:24:06Ben mesela dokuz tane devlete gidip gelirken
00:24:09orada gelemeyen arkadaşlarımız oluyordu.
00:24:12Trafik kazasında ölenler vardı.
00:24:14Irak'ta çatışmada arabaları zarar gören arkadaşlarımız vardı.
00:24:18İran'la Irak harbi var.
00:24:20Hiç unutmuyorum saat on iki.
00:24:22Hümeyni o zaman.
00:24:24Hümeyni karar almış gümrükleri bombalayacağım diye.
00:24:27Lampalar karardı.
00:24:28Biz yorgunuz yattık.
00:24:30Sabah öyle bir baktım arkadaşım biri kapıya vuruyor.
00:24:32Kalk kalk Hayrettin diyor çorba yaptık.
00:24:34Ne zaman yattın?
00:24:35Vallahi hiç yatmadım ki sabaha kadar bombayı bekledim.
00:24:38Geri kaçma şansın da yok.
00:24:40Kilitlenmişsin oraya.
00:24:42Orasını terk etme şansın yok.
00:24:45Böyle zamanları yaşadık.
00:24:46Ben niye yaşadım?
00:24:48Çoluğumu çocuğumu refah içinde yaşatayım diye.
00:24:50Ben ta Kuveyt'ten arabayı boşalttığım zaman
00:24:53Yük bakmazdan boş arabayla İnegöl'e gelirdim.
00:24:56Temenni Hanım'ın dediği gibi.
00:24:58Adana'ya geldim.
00:24:59Ertesi günü bayram.
00:25:00Kamyonla yetişemeyeceğim.
00:25:02Otobüs vardı.
00:25:03Bursa'ya.
00:25:04Hemen o arabayı bıraktım otoparka.
00:25:06Hemen atladım otobüse geldim.
00:25:08İnsan çocuğunu özlemez.
00:25:10Hatta bir ara lastiğim patladı.
00:25:13Lastik değiştirmeyeyim dedim.
00:25:15Bir an evli evime, çoluğuma çocuğuma kavuşayım diye.
00:25:18Koparta koparta geldim yani.
00:25:21Ben mesela ayda bir sefer.
00:25:23Veya bir buçuk ayda bir sefer geliyordum.
00:25:25Öyle bir insan var ki senelerce çoluğunu çocuğunu göremiyor.
00:25:28Mesela Amerika'da adam yaşıyor.
00:25:30Hanımı burada.
00:25:31Senelerce gelemiyor.
00:25:32Son Irak'a gittiğim zaman son.
00:25:34Üç ay Irak'ta rehin kaldık biz.
00:25:36Üç ay Musul'da.
00:25:38Koskocaman alana bizi tıkadılar.
00:25:41Dışarıya çıkamıyorsun.
00:25:43İç savaş var.
00:25:45Asker silahla bekliyor kapıda.
00:25:48Çıkamazsın diyor.
00:25:49Yemek içecek veriyorlar.
00:25:51Ama üç ay boyunca Irak'ta Musul'da rehin kaldık biz.
00:25:55Nereye ulaşacaksın?
00:25:56Dünya ile irtibatını kestik.
00:25:58Üç ay boyunca arabada yattık kalktık.
00:26:0013-15 yaşında çocuklar.
00:26:01Otomatik silahlar.
00:26:02Hacı cip bahşiş diyor.
00:26:03Bahşiş para istiyor.
00:26:04Verilsin verilsin vermesin.
00:26:06Ya ayağına sıkacak ya arabana sıkacak.
00:26:08Ama hangi birine verecek?
00:26:10Bunları yaşadık, bunları yaşandık.
00:26:12Ondan sonra biraz duruldu.
00:26:14Durulduktan sonra bize bir açık kapı bıraktılar.
00:26:18Dediler ki herkes yavaş yavaş çıkın dediler.
00:26:21Kafada olan arabalar, kamyonlar yürüdü.
00:26:24Sıra bize geldi.
00:26:25Tam ben çıkarken benim arabamın hava hortumu şoför mahallinden sıcaktan patlama yaptım.
00:26:32İnanır mısın buna?
00:26:33Bir elimde direksiyon, bir elimde de hava hortumu böyle kıvırdım.
00:26:37Biterse araba yürümeyecek, kilitleyecek her tarafını.
00:26:40Öylelikle 30 kilometre yol geldim.
00:26:4330 kilometre sonra biraz ferahlaştım.
00:26:46Orada hortumu körledim.
00:26:47Öylelikle Türkiye'ye kendim attım.
00:26:49600 kilometre yol.
00:26:51Geldik ama çok zor şartlarda para kazandık.
00:27:17Garip sıla neler gelir, garip sılayı andıkça yaş gözüne dolar gelir.
00:27:41Garip sılayı andıkça yaş gözüne dolar gelir.
00:27:59Dedem rahmetli, 3 kişi sarmışlar armut batıma gidecekler.
00:28:15Polisler geçmişler, çuvalları, ipleri kesmişler, atmışlar.
00:28:19Karşıda oturmuşlar böyle.
00:28:21Oradan bir polis kalkmış batımda.
00:28:24Bizimkiler de uzak oturmuşlar, beygirler de bağlamışlar.
00:28:28Oradan o üç polisler kalkmış, gelmiş biraz uzaktan.
00:28:33Buradan kaçın dedi.
00:28:35Osmanlı Devleti, burasına Osmanlı diyormuşlar.
00:28:40Ben Müslümanım ama ekmek dalga için buradayım dedi.
00:28:45Buradan kaçın, kendinizi kurtarın.
00:28:48Sibirya'ya yollayacaklar, vuracaklar, Müslümanları kahredecekler dedi.
00:28:55Dedem kaçmış burada, 4 tane oğlu varmış.
00:28:59Öyle gelmiş, yerleşmiş burada.
00:29:02Babam burada doğmadı, ondan sonra yaşamışlar.
00:29:05Yayan gelmişler böyle şeylerle tabii.
00:29:09Ne alacak zaten, elde yok ki.
00:29:12Para yok, pul yok, bir şey yok.
00:29:144 tane amcam oradan gelmiş.
00:29:16Amcalar sonra buradan Yenice'ye taşımışlar.
00:29:19Orada yerleşmişler, babam köyde kalmış.
00:29:22İşte öyle yaşamıştık.
00:29:24Lençbirlik yaptık, inşaatlarda çalıştık.
00:29:29Çok inşaatlarda çalıştım.
00:29:3153 senesinde 3 ay Bursa'da çalıştım.
00:29:34Bolu'ya gittim, su pavurgasına su getirdim.
00:29:39Su pavurgasını yaptım.
00:29:41Oradan aşağı yukarı, buradan İnegöl.
00:29:45Kendikleri açtık, 2 tane kepçe.
00:29:50Biri açıyor, biri kapatıyor.
00:29:52Biz de boruları yakıyoruz.
00:29:54Böyle çalıştık hep.
00:29:56Buraya da geldik, bizim yayladan.
00:29:59Ta böyle buradan, ta bizim pavurgaya su getirdik.
00:30:03Nuri, Yusuf var burada.
00:30:05Onlarla beraber 3 kişi.
00:30:08Hep böyle çalıştık inşaatlarda.
00:30:11Burada, binalarda çalıştım.
00:30:1316 yaşında evlendim.
00:30:1548 senesinde evlendim.
00:30:17Rehmetli annem rahatsızdı.
00:30:19Babam da tutmuş, evlendirdi beni.
00:30:21Hanımı ben hiç tanımıyordum.
00:30:23Neden? O tanıyordu.
00:30:25Burada bir dede vardı.
00:30:27Bizimle çok ahbabıydı.
00:30:29Baba bana, amcama dedi ki,
00:30:31gel dedi, dünürlük yapayım ben.
00:30:34Dediler size, onun torunuydu.
00:30:36Hacıoğlu dede derdiler.
00:30:39O yaptı, ben hiç ne görmüşüm ne o görmüştü.
00:30:43Hanım 75 yaşında öldü.
00:30:46O 3 yaş küçüktü benden.
00:30:49Çalıştık işte, geçindik gittik.
00:30:51Tatlı tatlı geçindik.
00:30:53Çoluğuyla, çocuğuyla, hepsiyle.
00:30:55Bende 3 tane kız var, 4 tane oğlan var.
00:30:58Zor ama çalıştık.
00:31:00Ama mesela muhtiyaç kalmadı mı, çok güzel geçmişti.
00:31:04Her bir şey yapıyordum.
00:31:06İnşaatlarda çalışıyordum.
00:31:08Tarlalarda çalışıyordum.
00:31:10Çocuklarıma bakıyordum.
00:31:12Evleri yaptım.
00:31:14Yenice'de, Bursa'da, burada.
00:31:16Hepsine yer yaptım.
00:31:18Yenice'de ev yaptım.
00:31:20Yenice'de tarla aldım, bahçe yaptım.
00:31:22Burada ev yaptım.
00:31:24Burada da 40-50 tonun tarlamı vardı, şey vardı.
00:31:27Ben rahat geçiniyordum.
00:31:29Ben hiç kimseye muhtiyaç kalmadım.
00:31:31Annemle babamla yaşadım.
00:31:33Sonra annem babam Yenice'ye indiler.
00:31:36Ben köyde kaldım.
00:31:3852'de asker oldum.
00:31:404 sene askerlik yaptım.
00:31:422 tane çocuğum vardı askerlik.
00:31:4448'de düğün yaptım.
00:31:4652'de askere gittim.
00:31:48Büyüydü tabii ama evde babam vardı, annem vardı.
00:31:52Çoluğuma, çocuğuma baktılar.
00:31:54Çocuklarım da rahat ettiler.
00:31:58Tarlaya gidecek, çapa yapacak, şey edecek.
00:32:01Bakacak çocuklarına.
00:32:03O da çalıştı.
00:32:04Biz kendimiz şey ettik, verdik.
00:32:06Şey ettik, babam verdi.
00:32:08Ben yokken babam baktı.
00:32:10Biraderler baktılar.
00:32:12Birbirimizi tuttuk, şey ettik, yaptık.
00:32:14Koynumuz vardı, inevimiz vardı.
00:32:16Beygir.
00:32:18Her bir şeyimiz vardı.
00:32:20Okuzlarım vardı. Okuzlarla çip sürerdim.
00:32:22Ekerdim, biçerdim.
00:32:24Ekin vardı, misir vardı, fasulye vardı.
00:32:26Hepsi vardı.
00:32:28Patates ekerdik.
00:32:30Zor ama ne yapacaksın?
00:32:32Kosayla biçerdik, bağladık, getirirdik.
00:32:34Okuzlarla harman sürerdik.
00:32:36Eskiden araba yok idi, yol yok idi.
00:32:38Benim hanımı buradan
00:32:40yukarı çıkar, buradan yol yok idi.
00:32:42Buradan yukarı çıkardılar.
00:32:44Oradan aşağıya indirdiler.
00:32:46Köye getirdiler.
00:32:48Buradan geçemezdi Beygirler.
00:32:50Araba, yol yok idi.
00:32:52Ormanda derelerden koçuk.
00:32:54İnsan zor geçerdi.
00:32:56Çünkü eskiden fazla bir şey yok idi.
00:32:58Bir kat yatak,
00:33:00bir tane kilim,
00:33:02bir tane halı falan.
00:33:04Öyle bir şeyler yok idi eskiden.
00:33:06Ama zengin olanlar yapardı.
00:33:08Fakir olanlar,
00:33:10bir güğüm,
00:33:12leğen, bir şeyleri,
00:33:14bir kat yatak.
00:33:16Sararsın Beygir'e, Beygir'le götürürsün.
00:33:18Düğün yaparlar,
00:33:20oynarlar, şehadet ederler.
00:33:22Sonra eskiden şöyleydi.
00:33:24Mesela buradan indirirler
00:33:26Beygirlere.
00:33:28Getirirler.
00:33:30Gece düğünü yaparlar.
00:33:32Ertesi güne kadar,
00:33:34ertesi gün sabah yemeği yiyorlar.
00:33:36Ondan sonra paydos ederler.
00:33:38Müzik ederler.
00:33:40Oynarlar, şaka yaparlar.
00:33:42Şehadet ederler.
00:33:44Burası bak harman.
00:33:46Burada harman sürerdiler eskiden.
00:33:48Ondan sonra
00:33:50yabalar deriz, onunla savuracaksın.
00:33:52Elekten geçireceksin.
00:33:54Ondan sonra
00:33:56böyle çalışacaksın, yiyeceksin.
00:33:58Misir yakarsan, misir çapa yapacaksın.
00:34:00Kışın zaten
00:34:02böyle yollar, araba maraba
00:34:04gitmezdi. Ne bizim köyden
00:34:06mesela Yenice'ye
00:34:08araba yok idi.
00:34:10Okuz arabasıyla giderdin, gelirdin.
00:34:12Eşyanın mesela şey varsa
00:34:14herkeste Beygir vardı,
00:34:16eşek vardı. Gidersin
00:34:18Yenice'de bırakarsın, gidersin
00:34:20Eynikol'a. Eskiden
00:34:22Eynikol'a kadar eşeklerle, Beygir'le
00:34:24giderdik. Yenice'den Sirti'yle
00:34:26getirirdik. Mesela alırsan
00:34:2810 kilo, 15 kilo yağ, şeker
00:34:30omuzla, omuzla getirirsin.
00:34:32Araba zaten yok.
00:34:34Ya Sirti'yle götüreceksin.
00:34:36Yakut'ta kayıklar vardı.
00:34:38Pindirdi kayığa, yallah Yenice'ye.
00:34:40Orada Beygir'e arabalar vardı.
00:34:42Yenice'de de arabalar yok idi.
00:34:44Hilmi'ye deriz. Hilmi Ormanı'na
00:34:46gittim ben. 3 ay çalıştım
00:34:48orada. Aylar, geyikler,
00:34:50domuzlar,
00:34:52böyle gündüz, karşı karşıya
00:34:54görürdük giderken, gelirken.
00:34:56Aylar gelirdi,
00:34:58meyvelere çıkardı, erik,
00:35:00kestane varsa kırardı,
00:35:02dokurdu, zarar verirdi.
00:35:04Domuzlar gelir,
00:35:06senin patatesini, misini
00:35:08beklemezsen, koliba yapmazsan,
00:35:10beklemezsen yiyirdi.
00:35:12E uzulmaz mı insan hanımını?
00:35:14Dağda hatırıma gelir, gene
00:35:16uzuluyorum. 58 sene
00:35:18hayat geçirdik. O da severdi, ben de
00:35:20severdim. Öyle geçirdik.
00:35:24Bir insanın kaderi dağdaki patika gibidir.
00:35:30Bazen çıkar,
00:35:32bazen iner. Bazen de
00:35:34dibi görünmeyen bir uçurumun
00:35:36başına gelip durur.
00:35:38İnsan tek başına böyle bir yolda
00:35:40ilerleyemez. Ama
00:35:42birleşenler, birbirine omuz
00:35:44verenler her engeli aşarlar.
00:35:46Bu ömrün patikalarında
00:35:48birbirlerine dayanarak
00:35:50ve güç alarak ilerlemişler.
00:35:52Türkiye'nin en derin
00:35:54anlamına talipseniz,
00:35:56bakmanız gereken bu
00:35:58toprağın analarıdır.
00:36:00Onların mübarek ellerindeki
00:36:02izlerdir bu ülkenin haritası.
00:36:04Bu ülkenin o güzel ihtiyarları
00:36:06ne büyük bir bilgelik
00:36:08taşırlar bazen unuturuz.
00:36:10İmtihanlar,
00:36:12tercihler, yol
00:36:14ayrımları, birleşmeler,
00:36:16bunlar değil midir zaten
00:36:18hayatın bize verdiği
00:36:20esas bilgi.
00:36:22Yani Türkiye'nin bilgisi.
00:36:30Doğma büyüme Gürcü'yüm.
00:36:32Annemiz Gürcü, babamız Gürcü. Gürcü Köyü.
00:36:34Annemle babam
00:36:36burada doğmuşlar.
00:36:38Daha doğrusu Eskişehir'de doğuyor.
00:36:40Ondan sonra buraya yerleşiyorlar.
00:36:42Köydeler, dedelerimiz gelmişler
00:36:44Batum'dan. Yerleşmişler
00:36:46buraya. 1948'de
00:36:48bildiğim kadarıyla annemle babam evleniyor.
00:36:50Çalışıyorlar, çiftçilik.
00:36:52Burası öyle. Köylerde
00:36:54eskiden hep çiftçilik vardı.
00:36:56Buğday ekilirdi, fasulye ekilirdi,
00:36:58patates ekilirdi. Yani
00:37:00çiftçilikten
00:37:02geçim sağlanırdı.
00:37:04Yazın buğday kesilirdi,
00:37:06ekilirdi, uğraşılırdı,
00:37:08harman olurdu. Rüzgar
00:37:10beklerlerdi annemiz, babamız ki rüzgar
00:37:12essin de yabayla savuralım
00:37:14buğdaylarla, samanlar
00:37:16ayrılsın birbirinden diye.
00:37:18Baya bir zorluk çekerlerdi yani.
00:37:20Dedemlerin dayısı Batum'dan
00:37:22gemiyle geliyor. Gemiye binip geliyorlar
00:37:24buraya. Dedem 7 yaşında
00:37:26geliyor. Dedemin annesi,
00:37:28iki tane daha çocuk
00:37:30geliyorlar buraya Batum'dan.
00:37:32Buraya köye yerleşiyorlar.
00:37:34İlk başta İnegöl'e, İstanbul'a diyorlar. İstanbul'u
00:37:36kabul etmiyorlar. İnegöl'e, İnegöl'e de
00:37:38kabul etmiyorlar. Çünkü Batum
00:37:40buralara benzediği için biraz yeşillik
00:37:42bakımından buraya yerleşiyorlar.
00:37:44Ondan sonra işte, dedem evleniyor.
00:37:46Babam oluyor, amcalarım
00:37:48oluyor, halalarım oluyor. Öyle
00:37:50yani hayat. Annem anlatırdı
00:37:52babamı hiç görmemiş.
00:37:54Annem de babamı görmemiş.
00:37:56Kardeşini,
00:37:58kardeşe soruyor ki, gördün mü
00:38:00enişteni diyor. Kardeşi geliyor
00:38:02buraya, evet çok gür sesli bir bey
00:38:04diyor. Sonra nikaha
00:38:06gittiklerinde, nikah dairesinde galiba
00:38:08babam annemi görüyor. Annem de
00:38:10babamı görüyor. Öylelikle
00:38:12evleniyorlar. Annem İnegöl'den gelin geliyor.
00:38:14Annem de Gürcü ama
00:38:16İnegöl'den gelin geliyor köye. Benim eşim
00:38:18buralı değil, Gürcü
00:38:20değil daha doğrusu. Benim eşim
00:38:22Yörük'tü, Kemal Paşalı.
00:38:24Biz de öyle evlendik.
00:38:26Eşim rahmetli oldu, on sene oldu.
00:38:28Küçükken biz neler yapardık? Tarlalar
00:38:30ekilirdi yazın. Tarlarda buğday
00:38:32keserdik. Çapaya giderdik.
00:38:34İmece usulü çalışırdık.
00:38:36Kışında böyle karlar
00:38:38çok olurdu. Komşular birbirlerine
00:38:40o Zekeriya amca babamla
00:38:42aynı şeylerdeydi
00:38:44çağlardaydı hemen hemen. Camilerde
00:38:46karları açarlardı camiye gitmek
00:38:48gelmek için. Komşular birbirlerine
00:38:50karlarla kürekleri açarlardı.
00:38:52Çok büyük böyle 2 metre 3
00:38:54metre kar olurdu o zamanları. Öyle
00:38:56gidip gidilirdi. Kışın biz hasır
00:38:58dokurduk. Hasırın kenarlarını ben
00:39:00yapmayı çok severdim.
00:39:02Düzgün olsun diye. Mısırları
00:39:04şey yapardık yazın.
00:39:06Kurutulurdu, saklanılırdı.
00:39:08Kışın onları hafif nemlendirip
00:39:10ıslatıp öyle örerdik hasırları.
00:39:12Tezgah da yapılırdı. Büyük bir
00:39:14yüksek bir tezgah yapılırdı.
00:39:162-3 kişi kışın kızlar
00:39:18toplanırdık hasırları dokurduk.
00:39:20Yeneceği bile biz buğday kesmeye
00:39:22giderdik. İmece usulü. Komşularla
00:39:24toplanırdık. 8-10
00:39:26bayan olurduk. Genç kız daha
00:39:28doğrusu. Giderdik
00:39:30tarlada bütün gün tarlada
00:39:32buğday keser. Akşama yürüyerek
00:39:34köye çıkardık. Yarım saat
00:39:3645 dakikalık yol gider gelirdik.
00:39:38Yiyecekleri taşırdık. Akşama
00:39:40kadar buğday kesilirdi. Akşama
00:39:42dönerdin. Buğday kesileceği
00:39:44zaman imece usulü.
00:39:46Mısır çapısı imece usulü.
00:39:48Patates şöyle
00:39:50böyle gene ekime bağlı.
00:39:52Ne kadar çok büyük tarla ekersen o kadar imece
00:39:54usulü yaparsın. Akşam deyince Allah
00:39:56ne verdiyse çorba şu bu.
00:39:58Oturur yerdik, içerdik.
00:40:00Muhabbet ederdik.
00:40:02Misafirimiz bol olurdu yazın.
00:40:04Dedelerim, dedemin kardeşi,
00:40:06annem o zaman yeni gelin
00:40:08gelmiş. Kalabalık
00:40:10aile, misafir.
00:40:12Mesela eskiden Gürcü gelinler
00:40:14alınırdı ya gelin alma giden
00:40:16yengeler ya da
00:40:18gelen damadın yengeleri
00:40:20sofra tutarlardı.
00:40:22Akla gelmeyecek
00:40:24en zor
00:40:26Rusum derlerdi Gürcüler ona.
00:40:28Yiyecek, en zor yiyecek
00:40:30ne bulunmazsa onu isterlerdi.
00:40:32Ama sofradan kalkmazlardı. Gelini de
00:40:34kaldırmazlardı. Gelini vermezlerdi.
00:40:36Dışarı çıkarmazlardı. O gelecek
00:40:38ondan sonra. O kadar
00:40:40akla zarar bir şey isterlerdi ki
00:40:42yani zor bulunan bir şey bulunmasın.
00:40:44Biraz zorlaştıralım, işleri
00:40:46zorlaştırsın. Gelin kaynatayla
00:40:48sesli konuşamazdı. Çok eskilerden
00:40:50annem mesela
00:40:52hiç sesli konuşamazmış. Sessiz konuşurmuş.
00:40:54Mesela dışarı çıkarken gelin
00:40:56temenni yapıp çıkarmış böyle.
00:40:58Temenni derler ona.
00:41:00Arka arka çıkarmış. Arkasını dönüp
00:41:02çıkamazmış. Gelinler de öyleymiş
00:41:04eskiden Gürcüler'de. Düğünler güzel
00:41:06olur. Akordiyonla düğün olurdu.
00:41:08Neşeli milletiz. Mesela
00:41:10akordiyon
00:41:12çalınırdı. Mızıka derlerdi.
00:41:14Tahtalar alınırdı. Ellerine
00:41:16birer tane böyle odun
00:41:18parçası tahtalara vurulup
00:41:20ses çıkarılırdı. Çok
00:41:22güzel oyun oynanırdı. Kafkasların
00:41:24oyunları meşhurdur zaten.
00:41:26Çok güzel oyunlar oynanırdı.
00:41:28Güzel olurdu düğünler yani. Bir hafta
00:41:30düğünler süren olurdu.
00:41:32Bir günde düğün bitmezdi Gürcüler'de eskiden.
00:41:58Müzik
00:42:16Ben 22 yaşında evlendim. Eşim de
00:42:1830 yaşındaydı, 35 yaşında. Görücü
00:42:20usulü evlendik biz. Severek evlenmedik,
00:42:22görücü usulü evlendik. Hayat arkadaşı
00:42:24ne de olsa alışıyorsun, seviyorsun.
00:42:26Bir hafta içinde evlendik.
00:42:28Eşim götürdü beni direkt Almanya'ya.
00:42:30Tanıştık, evlendik gittim.
00:42:32Yurt dışına nasibim oradan çıktı.
00:42:34Bazı şeylere karşı çıksan da
00:42:36önünü alamazsın. Ailem dedi ki tamam
00:42:38kızım sen istersen tamam
00:42:40verelim. Ne kadar
00:42:42karşı çıkacaksın? Köyde yaşıyorsun.
00:42:44Cazip geliyor sana.
00:42:46Diyorsun ki hadi bakalım nasıl bir hayat.
00:42:48Evlendim yani ama şikayetçi
00:42:50değilim. Bir hafta içinde
00:42:52evlendik ama 6 ay önce
00:42:54haberler eşimden şey yaptık.
00:42:56Ondan sonra bir hafta içinde
00:42:58evlendik. İlk yıllarım nasıldı?
00:43:00Bütün aile, bütün apartman
00:43:02Türk olduğu için aslında
00:43:04hiç zorluk çekmedim. Dile öğrenme
00:43:06zorunda kaldım. Çalışarak geçiyor
00:43:08tabii çoğunlukla çalışıyorsun ama
00:43:10güzel geçti ya hayat. Zorlukları
00:43:12var. Her hayatın zorluğu var.
00:43:14Dünyanın neresinde olursanız olun
00:43:16zorluklar muhakkak var.
00:43:18Ama biraz sabırlı olmak gerekir.
00:43:20Her şeyi her anda elde edemezsin.
00:43:22Çalışarak bazı şeyler
00:43:24elde edebilirsin.
00:43:26Karşılıklı da anlaşırsan eşinle
00:43:28yürüyüp gidiyor bazı şeyler. Benim çocuklarım
00:43:30orada. Orada yerleştiler.
00:43:32Zaten orada doğdular. Ben de annemle babam
00:43:34burada diye annemle babamın yanına geldim.
00:43:36Eşim de seviyordu annemi babamı.
00:43:38Burada birlikte baya bir
00:43:40ömür geçirdik eşimle. O kadar
00:43:42yıllar çalıştım hiçbir zaman ırkçılık görmedim.
00:43:44Yani öyle bir
00:43:46şeyle karşılaşmadım. Tabii hasret
00:43:48var. Olmaz mı hasret? O zamanları
00:43:50telefonlar yok. Hiçbir şey yok.
00:43:52Mektuplaşmaydı. Mektuplaşma
00:43:54sonradan kardeşim İnegöl'e
00:43:56evli olduğu için
00:43:58telefon vardı.
00:44:00Onunla görüşüyordum. Babam geldiği zaman
00:44:02perşembe günleri babam İnegöl'e inerdi.
00:44:04Babamla görüşürdük. Hasret vardı tabii.
00:44:06Hasret olmaz mı? Ama işte
00:44:08çoluğun çocuğun olunca
00:44:10hayata da alışınca, çalışma yöntemine
00:44:12falan alışınca
00:44:14hasretlik daima oluyor.
00:44:16Ama her sene geldiğimiz için
00:44:18annemizin babamızın yanına
00:44:20bir ay kalıyorduk. O bizi
00:44:22biraz bir deşarj oluyordu.
00:44:24Ondan sonra ömür
00:44:26geldi geçti. Türkiye
00:44:28şu andaki durumda benim gittiğim
00:44:30yıllarda Türkiye çok kötü
00:44:32durumlardaydı. Şeyler vardı bu
00:44:34sağcı solcu çatışmaları vardı.
00:44:36Zaten en çok da
00:44:38o yüzden hep karar aldıydık böyle
00:44:40gitmelere. Şimdi Türkiye çok
00:44:42iyi. Ve çoğu Almanlar
00:44:44da bana diyor ki
00:44:46hayret bir şey. Türkiye
00:44:48nereden nereye geldi diyorlar.
00:44:50Yani bunu da farkındalar Almanlar.
00:44:52Biz de sofra adamında oturduğumuz zaman
00:44:54sofrada bizim hep muhabbetimiz
00:44:56böyleydi.
00:44:58Türkiye nasıl? Türkiye'de yaşama nasıl?
00:45:00Türkiye her şeyi. O yüzden
00:45:02torunlarım her şeyi bilirler.
00:45:04Ve çok da severler ülkemizi.
00:45:06Torunlarım hasretlik çekiyorlar.
00:45:08Hep istiyorlar zaten.
00:45:10Şimdi geçen torunum geldi gitti.
00:45:12Aşılarsan
00:45:14evet çocuklarda hasretlik oluşuyor.
00:45:16Ama aşılamazsan onları böyle
00:45:18o taraftaki kültürü daha çok
00:45:20alırlarsa o zaman hasretlik olmaz.
00:45:22İlk gittim yıllarda.
00:45:24O zamanlar bakkallar vardı.
00:45:26Türk bakkalları. Bir tane Kayserili
00:45:28bir bey
00:45:30Alman hanımla evlenmiş. Ama ben de
00:45:32bilmiyorum ilk başta.
00:45:34Konuşması şivesi belli
00:45:36Alman. Ramazan ayındaydık.
00:45:38Alışveriş yapıyoruz. Ay Allah'a şükür
00:45:40dedi. İftarı dedi. Açacağım dedi.
00:45:42Ama insan çok susuyor dedi.
00:45:44Ben orada ona hayran olduydum.
00:45:46Bir Alman Müslümanlığı seçiyor.
00:45:48Oruç tutuyor. Çok güzel
00:45:50bir şeydi o. Sonradan işte
00:45:52vefat ediyorlar. Türkiye'ye getiriyor
00:45:54eşi hanımı.
00:45:56Türkiye'de gömülüyor. Ve vasiyeti de oydu.
00:45:58Yani ölürsem beni Türkiye'ye gömün diye.
00:46:12Gurbete
00:46:14ömrüm
00:46:16geçecek
00:46:18bir dar
00:46:20acık
00:46:22yerimde
00:46:24yok. Oturup
00:46:26derdim
00:46:28dökecek
00:46:30bir
00:46:32vefalı
00:46:34yarimde
00:46:36yok.
00:46:38Oturup
00:46:40derdim
00:46:42dökecek
00:46:44bir vefalı
00:46:46yarimde
00:46:48yok.
00:46:50Aman
00:46:52aman aman
00:46:54aman
00:46:56aman
00:46:58aman
00:47:00aman aman
00:47:02bir vefalı
00:47:04yarimde
00:47:06yok.
00:47:08Aman
00:47:10aman
00:47:12aman
00:47:14aman
00:47:16aman
00:47:18aman
00:47:20aman
00:47:22bir vefalı
00:47:24yarimde
00:47:26yok.
00:47:38Benim hayatım
00:47:40dedelerimden başlarsak yine ben
00:47:42Batum'dan yola çıkayım.
00:47:44Batum'dan dedelerimiz
00:47:46dayı bey dedikleri
00:47:48İskender Efendiler
00:47:50beraber geliyorlar. Onlar
00:47:52onun isteğiyle geliyorlar.
00:47:54Ondan sonra İstanbul'a yerleştiriliyorlar.
00:47:56Altı ay, yedi ay zarfında
00:47:58İstanbul'da kalıyorlar. Hatta dedemin
00:48:00kız kardeşini Topkapı
00:48:02Sarayı'nda kalıp orada cariyelerin
00:48:04saçını ördüğünü, taradığını falan
00:48:06anlatırdı. Ondan sonra onlar
00:48:08görevli geliyorlar. O dayı bey
00:48:10beş dil biliyor. Çok güzel.
00:48:12Bu bütün bu civarların
00:48:14Bursa, Eskişehir,
00:48:16İnegöl civarlarının
00:48:18o zamanın zamanında vali olarak
00:48:20hani vali bey diye geçiyor.
00:48:22Ama komiserlik de
00:48:24ayrı zamanda hepsini birden yürüten
00:48:26bir kişiymiş. Sonra o dayı
00:48:28bey işte dedemin dedesini
00:48:30Sefer Ağa dedeyi köye
00:48:32getiriyorlar. Yani Türkiye'ye geliyorlar
00:48:34ya İstanbul'a yerleşmek
00:48:36istemiyorlar. İstanbul'da yer gösteriyorlar.
00:48:38Hayır biz burayı istemiyoruz diyorlar. Peki
00:48:40nereye istiyorsunuz? Dayı beyin neredeyse biz
00:48:42orayı istiyoruz. Dayı bey de buralarda ya.
00:48:44Onlar da buraya geliyorlar.
00:48:46Kimisi zorluklarla
00:48:48gelmiş. Tabii o dönemde
00:48:50kaçak gelenler var.
00:48:52İşte Artvin şavşatlara yerleşenler
00:48:54var. Ondan sonra
00:48:56kimisi oradan kaçıp
00:48:58çoluk çocuğunu orada bırakanlar var.
00:49:00Tabii Abdülhamit zamanında geldikleri için
00:49:02okuyorlar sonra. Benim dedem
00:49:04Darüşşafaka'da okumuş İstanbul'da.
00:49:06Orada okulu bitirdikten
00:49:08sonra askerlik
00:49:10gelme döneminden önce
00:49:12savaş çıkıyor.
00:49:14Savaş çıkınca diyorlar ki
00:49:16bu şeyi eğitime alan
00:49:18kimler var? İki
00:49:20kardeşi gösteriyorlar. Hamza Selçuk
00:49:22ve Mehmet Ali Selçuk. Bunlar eğitimli
00:49:24insanlar. Nasıl eğitim? Bunlar
00:49:26Eskişehir'e yerleştiriliyor. Eskişehir'e
00:49:28gidince Eskişehir'den
00:49:30Ankara'ya. Ankara'ya
00:49:32top mermisi
00:49:34yapmak üzere oraya gönderiliyorlar.
00:49:3618 yaşında biri, biri
00:49:3820 yaşında. İki yaşlar aralarında
00:49:40ve orada top mermileri yapmaya
00:49:42başlıyorlar. Birisi el sanatlarına
00:49:44çok düşkün olduğu için. Dedem de
00:49:46makine bölümünü çok seviyormuş.
00:49:48Ondan sonra onlar
00:49:50orada yaşamaya başlıyorlar Ankara'da
00:49:52ve askere gitmiyorlar. Orada eğitimlerini
00:49:54orada alıyorlar. Okullarını
00:49:56orada bitiriyorlar. Okul dönemiyle
00:49:58hem top mermi
00:50:00yapmak, hem
00:50:02devlete hizmet ediyorlar, hem kendilerini
00:50:04eğitiyorlar. O savaşlar bittiği
00:50:06dönemde de Eskişehir'e
00:50:08dönüyorlar. Eskişehir'e yerleşiyorlar.
00:50:10İki kardeş. Ve köyde
00:50:12susuz hayatları olduğu için,
00:50:14susuz yaşamları olduğu için, o dönemde
00:50:16el sanatları çok gelişmiş
00:50:18olan insanlar olduğu için
00:50:20o Hamza Bey de dediğimiz
00:50:22şey yapmış, çeşmeler yapmış.
00:50:24Şimdiki Sultan Suyu dediğimiz çeşmeyi
00:50:26ilk önce camiye getirtiyor, döşettiriyor.
00:50:28Kendi elleriyle
00:50:30döşüyorlar suyu. Sonra kuyular
00:50:32yapıyorlar, havuzlar yapıyorlar. O kuyulardan
00:50:34sular çekiliyordu, çamaşırlar öyle
00:50:36yıkanıyordu. O kadar çok eziyetler
00:50:38çekilmiş ki yani. Benim annem evlendiği
00:50:40senesi, anneme demiş ki
00:50:42gelin demiş, camiden su getirme
00:50:44ben sana burada kuyu yapayım.
00:50:46Annemin yeni gelin olduğu dönemde
00:50:48dedem kuyu yapıyor, dedemin
00:50:50kardeşi. Çamaşırlar kaynatılırdı.
00:50:52Eskiden beyaz giyinilirdi her şey.
00:50:54Renkli kıyafet yoktu.
00:50:56Kumaşlar varsa bir şeyler
00:50:58onlarla dikilirdi, yapılırdı.
00:51:00Benim annem dikişle dikerdi.
00:51:02Annesi de çok yörenekli bir insanmış.
00:51:04Benim anneannem
00:51:06onlarda dokuma yaparmış babaannemi.
00:51:08İpini kendi eğirir. Çıkrık diye bir şey
00:51:10varmış, alet varmış. Ondan böyle
00:51:12çıkrıkla kurmuş yun kumaşı.
00:51:14Onu sonra sabaha kadar
00:51:16dokuduktan sonra kumaşı haline getiriyor ya
00:51:18sonra onu biçip pantolon yapıyor.
00:51:20Kardeşlerine veya akrabalarına,
00:51:22eşine, dostuna onu dikiyor.
00:51:24Yani eskiden zorluklar vardı
00:51:26tabii ki. Olmaz diye bir şey yok.
00:51:28Ya iyi ki gelmişler,
00:51:30bizimkiler. İyi ki buraya yerleşmişler.
00:51:32Oraları çok şey değil yani
00:51:34böyle özgün bir ülke değil.
00:51:36Çok zahmet çekmişler hepsi.
00:51:48Ben de Gürcü'yüm.
00:51:50Benim dedelerim
00:51:52Batı'mdan geldiğinde
00:51:54İstanbul'a geliyorlar. Bunlardan daha
00:51:56önce gelip 1800'lü yıllarda
00:51:581880'li yıllarında
00:52:00dedemin babası okumağa geliyor.
00:52:02Okuyor, okuyor, adam oluyor.
00:52:04Bursa'ya tayin çıkıyor. Ondan sonra köy
00:52:06Batı'mdan mübadele
00:52:08dedikleri 1893 yılında
00:52:10bütün kardeşlerini
00:52:12alıyor, getiriyor. İnegöl'ün
00:52:14bir köyüne yerleştiriyorlar.
00:52:16Köye yerleştiklerinde
00:52:18bizim köy daha daha
00:52:20ormanlık. Ormanlık
00:52:22olunca hep kestane
00:52:24ekmişler, fındık ekmişler.
00:52:26Biz de ilkokul orada başladık.
00:52:28İlkokulu ortasından
00:52:304. ve 5. sınıfı İnegöl'de
00:52:32okudum. Sonra ortaokul, lise
00:52:34öyle devam ettik. Sonra
00:52:36babam dedi ki, oğlum seni evlendirdim
00:52:38dedi. Baba
00:52:40davetiye nerede dedim. Çıkardı davetiyeyi
00:52:42gösterdi. Babasıyla anlaşmışlar.
00:52:44Evlendik. Biz de Gürcü
00:52:46usulüyle evlendik. Çok da hoşuma geliyor.
00:52:48Tabii iyi ki denk geldi bu.
00:52:50Düğünüm Gürcü usulüyle oldu.
00:52:52Gelin almaya gittiler.
00:52:54Oynandılar. Her şey bitti.
00:52:56Düğünü öyle
00:52:58gelin geldi eve. Bir baktık evliyiz.
00:53:00Ama zorlukları çok çektik.
00:53:02Yani bizim de
00:53:04şeylerimiz vardı. Keçilerimiz, koyunlarımız
00:53:06ama fazla değildi bizim. Onları da
00:53:08bir keresinde koyun otlatmaya
00:53:10gittiğimde yazın tabii koyun otlatıyorsun,
00:53:12inek otlatıyorsun. Baba ne olursun
00:53:14hepsini birden bana katma.
00:53:16Ya keçi götüreyim, ya koyun götüreyim,
00:53:18ya inek götüreyim. Kardeşlerime
00:53:20sırasıyla
00:53:22olmuyordu. Hep beraber götürüyorduk.
00:53:24Biz de çakallara koyunumuzu
00:53:26kaptırdık. Ki okul
00:53:28okullar açılsın da ben İnegöl'e gideyim de
00:53:30okuluma devam edeyim. O köyden
00:53:32kurtulayım derdim. Biz diyor
00:53:34o kadar yokluk çektik, o kadar yokluk
00:53:36çektik ki diyor,
00:53:38mısır koçanı övütüp onlarla
00:53:40mesela tarlaya giderken
00:53:42o kurut dediğimiz
00:53:44peyniri kurutulmuş oluyor böyle.
00:53:46Sert bir şey. Bir de ekmek.
00:53:48Hadi inek otlatmaya,
00:53:50tarlada çalışmaya öyle
00:53:52gidilirdi. Ekmeğimizi kendimiz pişireceğiz
00:53:54ya, buğday lazım
00:53:56ekilir. Mısır ekmeği. Biz mısır ekmeksiz
00:53:58duruyamazdık. Babam dedi ki
00:54:00bir sene diyor öyle bir kutluk
00:54:02öyle oldu, öyle bir kutluk oldu ki
00:54:04az daha diyor buğday ekmeğini yiyorduk
00:54:06diyor. Kestaneyi getirip eve
00:54:08harmanlık yerine doldururduk.
00:54:10Sonra ufak ufak çıkartıp
00:54:12çıkartıp tüccarlar
00:54:14gelir alırlardı. Bir senesinde
00:54:16hiç unutmuyorum köyde
00:54:18kestaneyi alma biri geliyor böyle
00:54:20bir postayı nakit
00:54:22parayla alıyor. İkinci postayı
00:54:24da nakit parayla alıyor. Üçüncüye
00:54:26güven sağladım diyor. Köylüye
00:54:28diyor ki ben şimdi bunları götüreyim
00:54:30bir daha gelişte diyor paranızı
00:54:32vereceğim diyor. Gidişe gidiş. Gidiş o
00:54:34gidiş. 20-30 ton
00:54:36kestane köylünün yediyorlardı.
00:54:38Ona çok üzülüyordum.
00:54:40Çok ağlıyorduk. Köylü
00:54:42gitti sonra buldu adamı o şehirde.
00:54:44Köylü gidince bulunca
00:54:46ne yapsınlar? Bir
00:54:48bakmışlar icrada 200. sırada
00:54:50alamadılar.
00:54:52Üç kızımızı tek maaşımız vardı.
00:54:54Bazen para yetmeyince de
00:54:56yemeğe giderdi. Patates
00:54:58çıkar toplamaya, şeftali
00:55:00toplamaya, elma toplamaya
00:55:02yardımcı oluyordu yani. Çocukların
00:55:04okul masrafları o zaman çok yüksekti.
00:55:06Mutlu evliliğin sırrı ne biliyorsunuz?
00:55:08Yeni evliler hep onu soruyorum.
00:55:10Bak şimdi sen evleniyorsun ha.
00:55:12Erkekse bak gelinin
00:55:14sözünü dinle. Ondan sonra
00:55:16geline diyorum bak kocanın sözünü dinle.
00:55:18Bak kocan bağırınca
00:55:20sen sus olur mu? Bak karın
00:55:22bağırırsa sen sus olur mu?
00:55:24Sonra sinirleri geçiyor zaten.
00:55:26Hiçbir evlilikte bağırışmalar
00:55:28yok denmez yani.
00:55:30İlle olur. Ama biri bağırırken
00:55:32biri sustuğun zaman daha iyi oluyor. Öbürü
00:55:34bağırınca öbürü susması gerekiyor.
00:55:36Eşin gitmiş çilek ekiyor.
00:55:38Çilek topluyor, kestane topluyor.
00:55:40Sen oturmuşsun evde, çay içiyorsun.
00:55:42Olmuyor öyle. Mutluluk
00:55:44kalmıyor.
00:56:00Ben İnegöl Çiftlik Köy Muhtarı
00:56:02Aziz Gül. Köyümüz
00:56:043 ayrı mahalleden oluşuyor.
00:56:06192 hane
00:56:08ile birlikte
00:56:101'er buçuk kilometre mesafesi
00:56:12var. Batum ve Acara
00:56:14bölgesinden Osmanlı-Rus
00:56:16savaşı döneminde
00:56:18göç etmiş halklardan oluşan
00:56:20bir köyümüz. Eskiden hayvancılık
00:56:22had safhada.
00:56:24Tarımla uğraşanlar had safhada.
00:56:26Tabii İnegöl mobilyasıyla
00:56:28ünlü aynı zamanda. İnegöl
00:56:30mobilyasını o işi yapanlara
00:56:32buradan ormandan ağaç temin
00:56:34işleri. Bu Gürcülerin işiydi.
00:56:36Onu söyleyeyim ben. Gürcüler hep ormanda
00:56:38çalışmayı sever. Ama şimdi daha çok
00:56:40meyvecilik var. Köylerde
00:56:42duranlar daha çok şehirlerde esnaf
00:56:44olanlar var. Köyde duranlar
00:56:46var. Annem de babam da yine
00:56:48aynı köyden. Tarımla uğraşıyorlardı.
00:56:50Hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Ben ilkokul
00:56:52çağındayken hatırlıyorum. Koyunlarımız vardı.
00:56:54İzmir'e giderlerdi.
00:56:56Dedem oradan mera kiralardı.
00:56:58İşte babam, amcalarım onlar giderdi.
00:57:00Tabii ben ilkokul çağında zor hatırlıyorum.
00:57:02Ondan sonra bıraktılar. Tarıma
00:57:04döndüler. Yani tarımda belli bir
00:57:06zamana kadar yapıldı. Ondan sonra
00:57:08terk edildi. Yani daha çok sanayileşmenin
00:57:10getirdiği şey insanlar
00:57:12sanayiciliğe yönebiliyorlar.
00:57:14Müzik
00:57:16Müzik
00:57:18Müzik
00:57:20Müzik
00:57:22Müzik
00:57:24Müzik
00:57:26Bu
00:57:28Gürcülerimizin olmazsa olmaz
00:57:30saray böreği. Kuru yufka açılır
00:57:32bizde topluluğun olarak
00:57:34toplanırız mece usulü.
00:57:36Kuru yufkalar yapılır. Bunu Kadriye
00:57:38ablamız yaptı köyümüzden. Kuru yufkayı
00:57:40ıslatılıp şekerli ceviz dökülür.
00:57:42Üstüne ayrıyeten
00:57:44tereyağın içinde tereyağı
00:57:46yakılıp şekerle beraber
00:57:48üstüne dökülür. Kol böreği gibi
00:57:50patatesli, çentilmiş patatesli
00:57:52ondan yapılır. Bu da
00:57:54oklavayla açılan bir börektir.
00:57:56Üstüne tereyağlı su dökülür sonradan.
00:57:58Kızardıktan sonra güzel pişirilmiştir.
00:58:00Bu ablamız yaptı
00:58:02bunu da. Bu Gürcüler'in salatası
00:58:04olmazsa olmazı.
00:58:06Kazayağı dediğimiz otla yaptım ben.
00:58:08Bunu her çeşit sebzelerle
00:58:10yapılabiliyor. Pancariapla,
00:58:12pırasa, kışın mesela
00:58:14pırasayla da yaptığımız oluyor. İçinde bol
00:58:16kişnişli, sarımsaklı
00:58:18ve erik ekşisi. Biz yazdan
00:58:20erik ekşisini yaparız. Kavanozlara
00:58:22doldururuz, vakumlarız.
00:58:24Kışın onu böyle salatalara veya
00:58:26ilkbaharda o erik ekşisiyle
00:58:28beraber sunum yaparız.
00:58:30Bu olmazsa olmaz ısırganımız.
00:58:32Köyümüzde Çanakkale'den bu yana gelen
00:58:34bir ısırganımız var bizim.
00:58:36Çok lezzetlidir. Kavurmasını yaparız,
00:58:38böreğini yaparız. Ondan sonra
00:58:40dızlamaya konulur.
00:58:42Bir sürü şeyler de kullanılır yani.
00:58:44Cızlama,
00:58:46bu akıtmanın bir nevi şeyi
00:58:48onun içine katıp soğanla
00:58:50terbiyelisi eldivenle topluyoruz
00:58:52ve çok suyun içinde durması
00:58:54gerekiyor. Çok aşırı yaprakları
00:58:56tüylü olduğu için çok toprağı
00:58:58tutuyor. O yüzden bol yıkanması gerekiyor.
00:59:00Yıkanıp da yapıldığı zaman
00:59:02çok lezzetlidir. Sağlıklıdır.
00:59:04Suyun da içilmesi şifadır. Bu da
00:59:06olmazsa olmaz fırın ekmeğimiz. Kendimiz
00:59:08yapıyoruz. Yoğurulup fırında, taş
00:59:10fırında pişirilen ekmekler. Bu da
00:59:12haşlanılır.
00:59:14Erişte dediğimiz ama bu kepekli
00:59:16undan yapılan erişte.
00:59:18Aslında bunu yumurtalı ve
00:59:20beyaz undan da yapılıyor.
00:59:22Cevizlisini yapabiliyorsun.
00:59:24Üstüne şekerlisi de oluyor bunun.
00:59:26Pekmezlisi de oluyor. Onu üstüne döküp
00:59:28öyle yiyenler de var.
00:59:36Bu toprakların en zor zanaatı
00:59:38hasretliktir.
00:59:40İnsanımız grubet ateşinde pişmiş,
00:59:42özlem hamuruyla
00:59:44yoğrulmuştur.
00:59:46Adına beklemek denilen bir hayat
00:59:48her hanede kendi bir köşe
00:59:50bulmuş, kimi mektup beklemiş,
00:59:52kimi telefon,
00:59:54kimi de limanda
00:59:56beklemiş.
00:59:58Bu dünyanın en zor zanaatı
01:00:00hasretliktir.
01:00:02İnsanımız
01:00:04kimi telefon, kimi de limanda
01:00:06gemi.
01:00:08Sabırda, dirençte, umutta
01:00:10en zor yolundan öğrenilmiş buralarda.
01:00:12Aile olmanın
01:00:14bir uzun yolculuk olduğunu,
01:00:16badirelerle sınandığını
01:00:18ve en sonunda bu aile
01:00:20gemisinin fırtınalı denizlerden
01:00:22geçerken yolcu
01:00:24olarak hayatın anlamını
01:00:26barındırdığını biz
01:00:28misafir olduğumuz her ailede
01:00:30bir kez daha anlıyoruz.
01:00:32Türkiye,
01:00:34büyük bir bulmaca gibi.
01:00:36Milyonlarca parçadan
01:00:38oluşuyor. Herkes
01:00:40ona bir kisve, bir anlam
01:00:42biçiyor ama esas olan
01:00:44o milyonlarca parçanın
01:00:46ortaya çıkardığı resmi
01:00:48bulmakta.
01:00:50İşte hikayelerine konuk olduğumuz
01:00:52her aileyle o parçalardan
01:00:54bütünü görmeye
01:00:56çalışıyoruz.
01:00:58Zira bütüne ulaştığımızda
01:01:00Türkiye'nin bu zalim dünyanın
01:01:02çalkantılı okyanuslarını
01:01:04nasıl aştığını,
01:01:06gemide bir delik olduğu vakit
01:01:08hangi tehlikelerle
01:01:10yüz yüze geldiğimizi
01:01:12daha iyi anlama şansımız oluyor.
Önerilen
1:01:13
|
Sıradaki
1:05:23
1:02:27
1:05:27
1:05:04
43:21
52:31
1:02:35
53:28
1:02:34
1:05:19
1:03:31
56:06
59:32
52:43
54:51
1:06:33
1:03:52
59:26
56:18
46:12
56:52
1:03:31
1:02:01
57:36