Münafıklar, yakalanma korkusuyla Peygamberimiz(sav)'den çok çekinirlerdi

  • 7 yıl önce
ADNAN OKTAR: Hayatları boyunca hep münafık olduklarının anlaşması korkusuyla yaşamışlar. Onun için Peygamberimizin yanında münafıklar çok kasılıyorlardı, çok gergin ve çok huzursuz yaşıyorlardı. Adeta felç oluyorlardı. Her an yakalanma korkusuyla. Çok fazla ayet var bu korkularına dair. Çok fazla da hadis var. Münafıkların en huzursuz olduğu konu, en canlarını yakan konu Peygamberin yanında yaşadıkları eziyettir. Hayatta en büyük azabı Peygamberin yanındayken çekmişlerdir. Müslümanlara baya imkanlar sağlamışlardır ama en acı çektikleri de Peygamberin yanında Peygamberin onları teşhis etmesi korkusu, bir ayet inmesi korkusu ve Peygamberin de onları sürekli aşağılaması. Bu alçakları Peygamberimiz bütün ömürleri boyunca aşağılamıştır. Bu çok büyük bir mucize. Normalde huzurlu olması gerekir değil mi? Mesela müminler çok huzurlu, rahatlar. Ama münafık sürünür. Kalbinde hastalık olanlar da sürünür, Kuran’da öyledir. Yani Peygamberden çok canları yanar onların. Yani en büyük azabı Peygamberin varlığından çeker münafık. Çok huzursuzdur. Kalbinde hastalık olanlar da öyle. Ama müminler tabi cennet bahçesi gibi görüyorlar Peygamberin yanını. Mesela Müdessir Suresi 50 ve 51’de Cenabı Allah diyor ki;

‘Sanki onlar (münafıklar) ürkmüş yaban eşekleri gibidirler. Arslandan korkup kaçmış gibi.’

diyor Allah. Arslandan korkup kaçan yaban eşekleri gibidirler diyor Allah. Demek ki her zaman Mehdiyet Arslanla sembolize ediliyor. Bunlar da yaban eşekleri gibi Müslümanlardan kaçıp sonra da verdikleri emeğe hayıflanmayla ömürleri geçiyor. Yani diyor mesela felekteki arazileri götürdük Peygambere verdik diyor, şurdaki hurdalıkları götürdük verdik, şu kadar deve yükü imkan sağladık. Bu azap onlara ömür boyu yetiyor. Ve Peygamberin yanında çektikleri o stres, gerilim. Çünkü her an yakalanma korkusuyla, ve sürekli de Peygamberimiz onları hissettiği için sürekli aşağıladığı için onun can yangınlığını sürekli anlatıyor münafıklar. Bizi işte şöyle aşağılardı böyle aşağılardı. Münafıklar diyor ki, bak kendi aralarında peygamberimiz zamanında münafıklar Medine’de şöyle konuşuyorlardı diyor: Müslümanlar, ‘kendi yurdumuzda bize hakim oldular, çoğaldılar’ diyor, çok ağırlarına gidiyor, münafıklar diyor ki ‘Bu sizin kendi kendinize yaptığınız bir şeydir. Berdellerinizi onlara helal ettiniz, mallarınızı onlara helal ettiniz, verdiniz’ diyorlar, birbirleriyle çekişiyorlar, birbirlerine dert yanıyorlar. Hatta daha da böyle sivri laflarla bunları söylüyorlar. Peygamberimiz, sahabe diyor ki bunlar münafık bunların hepsini aşağılayalım diyorlar yani rezil edelim ve kovalım, diyorlar. Peygamberimiz, siz sakin olun diyor rahat olun diyor, bunların bütün malını mülkünü müslümanların üzerine alıyor Peygamberimiz hiç acele etmiyor, münafıkların. Çünkü münafıklar zaten alacağız diye veriyorlar. Yani zaten peygamber şehit olacak diyorlar bir gün, biz bu bütün malları alırız, bütün imkanları alırız diye bütün malını mülkünü imkanlarını veriyorlar Müslümanlara. Ve tabi gazvelerle de, cihatlarda da elde edilen malları da alıp getiriyorlar. Mesela binlerce deve, onbinlerce koyun, hepsini. Münafıklar geniş çapta gayret ettiler, peygamberimize getirme konusunda çok titizdiler. İyice bunlar malı yığdıktan sonra ayet indi, falanca filan bunlar hepsi Münafık diye sonra da bunlar kaçtılar. Ama o devre kadar Cenabı Allah onlara müsade etti, münafıklara. Diyor ki mesela Haşr Suresi 13’de, münafıklar için, bak ayet Haşr Suresi 13; ‘Herhalde, içlerinde dehşet ve yılgınlık uyandırma bakımından’, bak dehşet ve yılgınlık, artık bizar olmuş, ‘bakımından siz Allah’tan daha çetinsiniz münafıklara’ diyor. Daha korkarlar sizden diyor.’Bu şüphesiz onların derin bir kavrayışa sahip olmamaları dolayısıyla böyledir.’ Yani akıllı olmamaları, ölü olmaları nedeniyledir, diyor. Tevbe Suresi 64’de, ‘Münafıklar kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin aleyhlerinde indirilmesinden çekiniyorlar.’ Yani her an m&uu

Category

🗞
News

Önerilen