Çin Büyükelçiliği ile Doğu Türkistan’la ilgili görüşmeler devam ediyor.

  • 11 yıl önce
ADNAN OKTAR: “Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz Çin Büyükelçisiyle yapılan görüşmenizin hikmetini pek anlamamışlar, bu konuyu soruyorlar. Çin’in genel taktik olarak Müslümanların önde gelenlerine iyi davranıp, yanlarına alıp, Çin’in belli yerlerine götürüp, ‘bakın biz herkese iyi davranıyoruz’ diye telkin yaptıklarına, bazı Müslümanların buna aldandıklarını söylüyorlar.” Bir tek ben aldanmam, bayağı uyanığım hem de tahmininden çok uyanığım. “Sizin onlarla görüşmenizin ardından, Başbakanımız ‘Şanghay beşlisine katılabiliriz’ diye açıklama yapınca, Çin’le Türkiye yakınlaşacak ve Doğu Türkistan unutulacak diye endişeye kapılmışlar.” Şanghay’ı ben daha önce tavsiye etmiştim hükümete, Başbakanımıza aylar önce söylemiştim, en az bir buçuk yıl oluyordur Defalarca vurguladım;“Şanghay beşlisine katılalım” diye. İttihad-ı İslam’ı kolaylaştırmak için söyledim. Yoksa Şanghay’ın kafasına gidelim, Şanghay’ın içerisinde yaşayalım anlamında değil. İttihad-ı İslam’a vesile olması, kolaylık olması, onlarla irtibatın daha kaliteli hale gelmesi için. Ben Çinlilerle daha öncede konuştum, bizim arkadaşlar konuştu; buraya geldiler, konuştum; ikna etmiş olsalar, ederlerdi şu ana kadar. Şimdi Çin Büyükelçiliği canlı yayına çıkmak istiyorlar, heyet halinde çıkacaklar, onları önümüzdeki günlerde çıkaracağım. Telefonla da kardeşlerim katılabilir diyeceğim ama konu çok uzar. Ben Çin Büyükelçiliği ekibine söyledim, “soracağım sorulara bana çok kısa ve özlü cevap verin lütfen” dedim. Yani uzun uzun cevap vermeyin, politik cevap değil de kısa ve özlü.Cevabı alınca biz onu tahkik edeceğiz tabii ki, sağlamasını yapacağız, doğru mu değil mi. Beni de davet ettiler Çin’e, “siz bizzat bakın” dediler, Çin’de. Ben gidince, orada;“ne güzelmiş, tamam” demem, tam kanaatim gelmeden. Vicdani, akli kanaatim tam oluşmadan, “bu konu tamamdır” demem.

AYLİN KOCAMAN: Daha önceki görüşmenizde çok değişiklikler olmuştu Doğu Türkistan’da.

ADNAN OKTAR: Benim Doğu Türkistan’la ilgili açıklamamdan sonra, o konuşmamın hemen akabinde, süratle Doğu Türkistan’da çok köklü, hem adli hem ekonomik çok köklü değişiklikler başladı. Hatta şaşırdılar Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz, ne oluyor böyle diye. Bizde tabii mutlu da olduk ama birazda anladık ne için yapıldığını. Sonra onun arkasından bizi davet ettiler Doğu Türkistan’a; gelin, ziyaret edin diye. Sonra bizim çocuklar gittiler, beraber bir gezi oldu. Benim mesela o geziyle kanaatim gelmedi; kanaatim gelseydi, o gezide gelirdi. Bizden kalabalık bir heyet gitti. Benim kanaatim gelmedi. Konuştuk, yine kanaatim gelmedi. Şimdi elçilik mensuplarını çağıracağız, daha kalabalık bir kadroyla gelecek Çin elçiliği. Yine sorular soracağım. Tam kanaatim geldiğinde, zaten fiili bir durum vardır. O zaman benim kanaatim gelir. Benim sözle kanaatim gelmez. Ama doğruysa da doğrudur, doğru olan şeye, ben zorla,“siz yalan söylüyorsunuz” demem. Bizim tabii ayrıca taleplerimiz var; idamın kalkması, hapishanelerin kontrol edilebilir olması… Mesela hapishaneye bir heyet girdiğinde, ani geldiğinde, önceden haber verilerek değil, en fazla bir saat öncesinden haber vererek, birkaç saat öncesinden haber vererek hapishaneleri kontrol etmek.

Önerilen