Özgürlüğü ve demokrasiyi hep teşvik etmek gerekir.
  • 10 yıl önce
DİDEM ÜRER: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bugün toplumu sağduyuya davet eden bir konuşma yaptı Hocam. Türkiye’de herkesin düşüncesinin, fikirlerinin ve inançlarının saygı değer olduğunu belirterek bu saygınında sevginide karşılıklı olması gerektiğinin altını çizdi. “Demokrasi demek sadece seçim demek değildir” diyen Cumhurbaşkanı Gül, “iyi niyetli mesajların tümünün alındığını ve hepsinin yerine getirileceğini” söyledi.   

ADNAN OKTAR: Güzel konuşmuş. Çünkü, en başta seçilmiş olur insan seçilirsin ama seçili olması hatasız olmasını göstermez. Halk da söyler dersin ki “doğru, hakikaten bu konuda bir yanlışlık var özür diliyorum” dersin, “düzelteyim” dersin. Her söylenen doğru her şey isabetli nasıl olsun? Peygamberlerde bile zelle oluyor. Bir insanda nasıl hata olmaz? Onun için başbakanların, idarecilerin, sık sık vatandaştan özür dilemesi, bir yanlışı düzeltmesi güzel olan birşey. Çünkü o vatandaşı muhalif olanları rahatlattığı gibi bizleri de rahatlatır. Çünkü muhaliflerin rahat olması bizim de hoşumuza gider, muhalif olan insanların. Adam alkol kullanıyor rahat olsun. Ben mesela alkol kullanan bir adamın tedirgin edilmesinden rahatsız olurum şahsen. İçiyorsa sağlığı ile ilgili ben açıklarım anlatırım içiyorsa içsin. Ben onu niye tedirgin edeyim? Mesela gençler şarkı söylüyorlar, bağırıyorlar, çağırıyorlar, neşeleniyorlar. Niye tedirgin edeyim ben onları? Niye rahatsız edeyim? Neden kendi inancıma zorlayayım? Onun kendi inancında özgür olması bir kere bir güzelliktir. İnsanı ferahlandıran bir şey. Kendi inancında özgür olsun. Ne güzel yani demokrasinin gürül gürül yaşandığını gösterir. Herkes bir görüşe böyle mecbur olmuş gibi yaşarsa insanların kanı iliği çekilir çok rahatsız edici birşey bu. İçen içsin isteyen, isteyen şarkı söylesin, isteyen konuşsun, isteyen yürüsün, namaz kılan namazını kılsın, başını örten başını örtsün, çarşafla gezen çarşafla gezsin. Herkes özgür olsun. Genç kızlar istediği gibi dekolte de giyinir, istediği gibi gezer de, filinta gibiler baya da güzeller maşaAllah. Onlara böyle akıl vermeye kalkmak, böyle üst perdeden konuşmak yakışmaz. Biz sadece bildiklerimizi anlatırız, konuları anlatırız sevecen bir üslupla. Yaparsa yapar, yapmazsa da çok sevgi dolu oluruz.

“Gösterici gazeteci vs. genel olarak söyledikleri şeyler ‘öncelikle biz Ak Parti’ye değil, Tayyip Erdoğan’ın baskıcı kişiliğine karşıyız’” diyorlar. Ak Parti demokrat olduğuna göre aslında millet seviyor onu, arkasında yanında. Fakat hakikaten gençler çok gururlu oluyorlar, çok gururuna düşkün olurlar. Orada bir sevecen, “hepiniz evladımsınız” dese hakikaten çok makul. Hakikaten de evladımız hepsi nur gibi çocuklar. “Ama içinizdeki katilleri, vatan hainlerini mutlaka ayırın. Hepinizi çok seviyorum. Bütün sokaklar sizin, her yer sizin. İstediğiniz gibi gezin, tozun, bağırın çağırın. Türkiye sizin, vatan sizin” dese iş bitecek. Gayet güzel, gayet tatlı olur.
Önerilen