Sayın Adnan Oktar kendisine yapılan suikast girişimlerini anlatıyor.

  • 11 yıl önce
ADNAN OKTAR: “Adnan Hocam, komünizmle mücadele ettiğiniz için hiç tehdit aldınız mı?” İlk akademide olmuştu. Akademiye gelmiştim. İbrahim diye bir arkadaşım vardı liseden, komünistti. Onu ben o zaman korurdum, lisedeyken. Yani herhangi bir saldırıya karşı falan korurdum. Akademinin önünden ben geçiyordum, üç arkadaşıyla geldi, “Selamun Aleykum, napıyorsun?” “Aleykum selam, iyiyim” dedim. “Hocam, sen bu okula hiç gelme” dedi. “Niye?” dedim. “Seni öldürürler” dedi. “Niye?” dedim. “Burası devrimcilerin olduğu bir yer, senin buraya gelmen, kesin öldürürler sana söyleyeyim” dedi. “Ya İbrahim Hocam” dedim, yanağından şöyle sıktım, “ben Allah’ın kuluyum. Kaderimden başkasını da yaşamam. Bir de ben vazifemi yapmadan beni kimse öldüremez. Korkma sen, rahat ol” dedim. O da başını şöyle bir şey yaptı, hani sen bilirsin gibi. Var ya hani ıslık çalarken falan. İlk tehdidimizi öyle almıştık. İkinci tehdidimiz, ilk geldiğimizde İstanbul’a, hoş geldin karşılaması oldu. Yedi el silah sesi, çok yakından, peş peşe, peş peşe silah sıktılar. Benim bulunduğum, bizim bulunduğumuz evin cephesine doğru. Ama muhtemelen korkutma amacıyla sıktılar. Çünkü yakın mesafeden sıktılar, yani normalde gelirdi kurşun. Korkutma amacıyla. Ben de hiç muhatap dahi olmadım, Allah’ın hikmeti. Hiç kale dahi almadım. Ortaköy’deki camiye sabah erkenden, karanlık ara sokakları vardır Ortaköy’ün, özellikle gidiyordum, hani gelin vurun, vurabiliyorsanız gibisinden. Herkes bilir, bütün Ortaköy halkı şahittir. Binlerce şahit vardır. Başım böyle dimdik giderdim. Tek başına. “Hasbin Allah ve nimel vekil.”“Allah’tan başka vekil yoktur.” “Seni Allah’tan başkalarıyla mı korkutuyorlar” diyor Allah, ayette. “Seni Allah’tan başkalarıyla mı korkutuyorlar.” Ben bir tek Allah’tan korkarım. Dokuz kere silahlı suikaste uğradım, dokuz kere. Hiçbir şey yapamadılar. Elhamdülillah, maşaAllah. Sen benim hayatımın ve çektiğim zorlukların binde birini çeksen kafayı çizerdin.

DİDEM ÜRER: O akıl hastanesinde beş dakika kalsa Allahualem...

ADNAN OKTAR: Benim bulunduğum akıl hastanesinde on dakika kalsaydın, ben senin on bin kere alnını karışlarım. On dakika kalamazsın. Ben on ay adam öldürmüş akıl hastalarının içinde kaldım. Ve bilinçli olarak beni orada tuttular, ayağımdan zincirle. “Evet kalabilirdim” diyorsan, bana söyle sen. Hücre hapsinde dokuz ay kaldım. Hücre hapsine on beş gün dayanabiliyorlar en fazla. Mahkeme kararıyla hücre hapsinde kalıyorlar. Dokuz ay, bilfiil hücre hapsinde kaldım. Dayanabilir misin?

DİDEM ÜRER: Adını bile söyleyemez.

ADNAN OKTAR: Bin bir türlü iftiraya uğradım. “Çete reisi” diye yargılanıyorum. Daha halen de yargılanıyorum. “Eşkıya başı” diye. Yirmiye yakın “eşkıya başı” diye dava açıldı bana, hepsinden beraat ettim. “Eşkıya başı” diye. Defalarca evim polis tarafından basıldı. Ben hiç şikayetçi olmadım. Emniyette işkence gördüm, şikayetçi olmadım. Hem ne işkence. Benim gördüğüm işkenceye sen on dakika dayanamazsın. Hatta on saniye dayanamazsın, bayılırsın.

DİDEM ÜRER: Hocam içki, sigara içmeyen bir insansınız, kokain komplosu yaptılar size.

ADNAN OKTAR: Emniyette yiyeceğime, içeceğime kokain karıştırdılar. Ve ben bunu adli tıpla, mahkeme kararıyla ispat ettim. O günleri siz görmediğiniz için size kolay geliyor. Bütün gazetelerde sürmanşetten “Adnan Hoca kokainman çıktı” dediler. Beraat ettim, tek kelime yazmadı gazeteler. Anlatmaya kalksak sabaha kadar bitmez.

Önerilen