Rahman Suresi, 48, 50, 52, 54, 56, 58, 62, 64, 66, 68, 70, 72, 74, 76 Ayetlerinin Tefsiri
  • 10 yıl önce
ADNAN OKTAR: Mesela bak diyor ki Cenab-ı Allah, Rahman Suresi, 48. Şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Çeşit çeşit 'inceliklere” incelik nedir? Çok ince süsler, çok ince güzellikler. Mesela fincanı alıyorsun, fincanın sapında kuşlar ötüyor. İncelik, detay. Mesela onun üstünde ekran var, sevdiğini görüyorsun baktığında. Öyle, incelik. Hoşumuza gitsin diye. Mesela ev havada duruyor, camdan, kristalden ev. Cam derken, bildiğimiz adi cam değil tabii cennet camı. Havada duruyor. Altında geziyor, ev havada duruyor böyle. Gitmek isteyen normalde kanadı olması gerekir, bir şey olması gerekir; kanatsız, niyet ettiğinde uçup gelip içine giriyor. Bak “incelikler” diyor Allah, “ve güzelliklere' (veya her türden sık ağaçlara) sahiptirler.” Kuran bak nasıl güzel açıklıyor Cenab-ı Allah. Cennette güzellik, dünyada güzellik. Müminin hedefi ne? Güzel, hep güzellik. Güzellik ve sevgi iç içedir. Sevgi yoksa güzelliğin anlamı olmaz. Güzellik varsa, sevgi vardır. Yani sevgi yoksa, güzellik anlamsız kalır. Güzel ne için? Sevilsin diye var güzel. Adamda sevgi yok, o zaman güzellik de anlamsız oluyor, Allah esirgesin.

Bakın ne diyor Cenab-ı Allah; “İkisinde de akmakta olan iki pınar vardır.” (Rahman Suresi / 50) Cennette iki pınar var. Meşhur pınarlar. İşte bu pınarlar belki bütün nimetlerin aktığı enerji kanalı da olabilir. Çünkü zaten her yerde pınar ve sular var. Küçük küçük dereler, ufak ufak. Cennetin özelliği, bol suyu olmasıdır. Her yerde su vardır.

“İkisinde de her meyveden iki çift vardır.” (Rahman Suresi / 52) Bak, iki-iki, hep iki. Zülkarneyn kıssasında da vardır ikiler. Hz. Hızır (a.s)’da, her yerde vardır. Mehdiyet’le; iki-iki hep bağlantılıdır. “İkisinde de her meyveden iki çift vardır.” Yani bir öyle, bir böyle, her meyveden var, fakat iki çift. Mesela burada gördüğümüz meyvelerin hepsini orada göreceğiz. Ama bu şekilde değil. Yani kalitesi ve tadı, kıyaslanmayacak şekilde üstün.

“Astarları, ağır işlenmiş atlastan” Nasıl işlenmiş? Yani o kadar girift detaylar var ki. Mesela atlasa yakından baktığımızda, nefesimiz kesiliyor. O kadar güzel işlenmiş-ki, ufacık bir parçası bile çok çok güzel. Evrimciler, Kuran’da evrim olduğunu iddia ediyorlar ya, bu atlaslar evrimle mi yapılmış, bir sormak lazım. Kim işlemiş, onu da bir sormak lazım. “Yataklar üzerinde yaslanırlar.” Hep yataklar var. Yorgunluğu dünyada öğrendiğimiz için, bizde müthiş bir yatak içgüdüsü olacak. Yastık ve koltuk içgüdüsü var. Mesela bir yerden gelir gelmez insan hemen oturmak ister, bir yere yaslanmak ister. “İki cennetin de meyve-devşirmesi (oradakilere) yakın (kolay)dır.” (Rahman Suresi / 54) Yani dalları dolu dolu görüyorsun. Kafanı, uzattığında bir meyveye elini uzattığında dal akıllı, şuurlu olduğu için oraya doğru uzanıyor. Koparıyorsun, kopardığında hemen o meyve orada yeniden oluşuyor anında. Burada mesela bak meyve ağaçlarına hepsi gitti, aşağı yukarı çok az kaldı. Ayvalar falan duruyor, armutlar da var kalanlar, eski güzelliği kalmadı. Elmaları geçen gün toplattım, mecburen, çünkü olgunlaşmış, düşüyor, mecburen toplatıyoruz. Bir süre sonra yaprakları da gidecek. Cennette ne yaprağı kurur, ne meyvesi düşer. Sürekli o pırıl pırıl meyveler görülüyor. Dolu dolu, mis gibi kokulu.

“Orada bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş kadınlar vardır ki,” Demek ki, kadında bakış çok önemli. Onun için sizin bakışlarınız çok çok güzel. Cennette öğrendiğiniz bakış olduğu için inşaAllah, içgüdüsel olarak Allah size onu veriyor. MaşaAllah. “Bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş.” Bir başkasına değil. Çünkü o zaman kıymeti kalmaz, herkese bakıyorsa öyle. Ona özel derin bir bakış varsa, o zaman onu çok seviyor demektir. Eşe has bir alamet olmuş oluyor, şiddetli sevginin bir alameti olmuş oluyor. O da kendine has olduğu için, çok hoşnut oluyor ondan, memnun oluyor. 

“Sanki onlar yakut ve mercan gibidirler.” (Rahman Suresi / 58) Yani yakut nasıldır? Böyle kırmızı pırıl pırıl parlar, göz alır. Mercan da öyle göz alır. O takılarıyla, mercanlar gibi, yakutlar gibi pırıl pırıl parlıyor kadınlar. Yani mücevher göz alıcılığında. Gerek ciltleriyle gözlerinin güzelliği, dudaklarının güzelliği, burunlarının güzelliği, her yerleri çok güzel, baktığında, yani mücevher gibi insan olduğu anlaşılıyor. İnsan ama mücevheri andırıyor. Göz kamaştırıcı böyle. Mücevher nasıl insanı hipnotize ediyor adeta, oradaki kadınlar da öyle, göz kamaştırıyor, hipnotize ediyor insanı adeta. O kadar güzel detayları var.

“Bu-ikisinin ötesinde iki cennet daha var.” (Rahman Suresi / 62) Etti dört cennet. Dört cennet olduğunu anlıyoruz. Çünkü iki cennetten bahsediyordu Allah, bu sefer diyor ki; “Bu-ikisinin ötesinde iki cennet daha var.” O zaman dört cennet kesinleşmiş oluyor. Cennet sayısını merak eden buradan anlamış oluyor. Dört tane olduğunu anlamış oluyor.

“Alabildiğine yemyeşild