Sabit Kalfagil üstadımız, 'Sıradan bir gözün gördükleri ile bir fotoğrafçının görüntüye dönüştürdükleri birbirine hiç benzemez' diyor. Aynı şekilde, Sıtkı Fırat üstadımız da fotoğraf sanatını, 'Fotoğraf makinesinin özüne, gözümüzü değil, gönlümüzü yerleştirmektir' diye tarif ediyor. İzzet Keribar üstadımız, 'Yaşamak için fotoğraf çekmiyorum ama fotoğraf çekmek için yaşıyorum' diyerek, hayata vizörden bakmanın heyecanını ifade ediyor. Hiç kuşkusuz, sizleri, sözlerinizden daha ziyade fotoğraflarınız anlatıyor ve anlatmaya devam edecek. Sizler, tarihe böyle silinmez izler, silinmez eserler bırakırken, bizler de sizlerin yüreğinizin yansımalarını keyifle izlemeye, karelerle anlattıklarınızdan dersler çıkarmaya devam edeceğiz.
İlk yorumu siz yapın