Ne bildim kıymetin, ne bildin kıymetim Revâ mı şiddetin, revâ mı hiddetin Zûlmeden sen misin, bilmem ki ben miyim Kader mi, tâli(h) mi, ağyâr mı acep kim
Kıskançlık alevi kalplere gireli Sen deli, ben deli, aşk deli, rûh deli Severken sen beni, severken ben seni Bir gurûr mahvetti hem seni hem beni
Ne sensiz bir mekân, ne sensiz heyecân Vermiyor teselli ne ümit ne de cân Sararken gönülü iştiyâk ân be ân Değer mi bu hasret, bu firkât, bu hicrân
revâ : yerinde, uygun, yaraşır, yakışır, doğru ağyâr : başkaları, yabancılar, eller acep : acaba iştiyâk : özlem duyma, özleme, göreceği gelme; çok arzu etme, yoğun biçimde isteme, güçlü istek, arzu firkât : sevgiliden, dostlardan, sıladan ayrılış, ayrı yaşama; ayrılık hicrân : ayrılığın yol açtığı onulmaz acı, üzüntü
İlk yorumu siz yapın