Zehr'olsa bile nûş edelim câm-ı şârabın Hep neşve-i aşkınla gönül mest-ü harâbın Rindâne değildir bu sözüm ayni hakîkat Oldum yine sevda-yı hayâlinle türâbın
nûş : içen, içici; zevk ve safa nûş etmek : içmek câm : kadeh, şarap kadehi neşve : sevinç, keyif; mest ve sarhoş olmak; iyice duyup vâkıf olmak mest : kendinden geçmiş, esrimiş; sarhoş, esrik harâp : yorgunluktan veya üzüntüden bitkin duruma gelmiş olan; yorgun, perişan; çok sarhoş, körkütük sarhoş rindâne : rintçe rint : dünya zevklerini hoş gören, hiçbir şeye aldırmayan, dünyaya pek önem vermeyen, çok hoşgörülü, açık yürekli (kişi); kalender hakîkat : doğru, gerçek türâb : toprak, toz
İlk yorumu siz yapın