Doğurdun beni Haceverada kör karanlık bir gecede On altı yaşında beni İstanbul a saldın anacım Ama inan göbeğimi kopartığında bu kadar canım yanmamıştı Belki bu yüzden bu yüzden anacığım yüzüm gözüm kırık dolaşırım hala Avuçlar dolusu ağladım yalnızlığımda pek belli etmeden Ama en çok babam buzağımı kestiğinde ağlamıştım Şimdi bunlar nerden çıktı deme bana hep konuşmak istemişimdir yıllar yılı Ama olmadı Beklide kalabalık sülale olmanın bedeli Bir sofrada kahvaltıya doyamadım anacığım bırakta konuşayım Beklide ölesim gelmiş kim bilir bırakta ağlayayım Buralarda insanlar araba ve elbise markalarını ezberlerler ben ayrılıkları Bazıları yazlıklara gitmeye özler ben gübre kokulu anneme kavuşmayı özlerim Kendimi kızılağaçlar arasında kaybediyorum zaman zaman Başıma bastığın toprağın kokusu vuruyor anam anacığım