Oynatıcıya atlaAna içeriğe atla
  • 2 gün önce
NBA’in Avrupa’da bir lig kurma planlarını duyurması basketbol dünyasında büyük ses getirdi.
NBA Avrupa liginin 2027 yılının Ekim ayına yetiştirilmesi planlanıyor.
Ligin kaç takımdan olacağı netlik kazanmış olmasa da 12+4 formülü üzerinde duruluyor.
Açıklanan kısa listede aralarında İstanbul’un da olduğu 12 Avrupa şehri yer alıyor.

Peki NBA niçin böyle bir işe girişiyor?
Lig kurulduğunda Euroleague’den farkı ne olacak?
Daha önceki başarısız NBA Afrika deneyimi yeni projeye dair neler söylüyor?

Yiğiter Uluğ ve Eray Özer yeni bölümde NBA Avrupa projesinden yola çıkarak spor kültürü, pazarlaması ve felsefesi üzerine koyu bir sohbete dalıyor.

Kategori

🥇
Spor
Döküm
00:00Efendim merhabalar, Yiğit Arulu ve Eray Özer'le Gazazuna Sohbet'e hoş geldiniz.
00:15Bu hafta derbiyi atlatmamıza rağmen gündemin dışına çıkıp kendi gündemimizde ilerleyerek
00:22NBA Avrupa Projesi üzerine konuşmak istiyoruz.
00:26Şununla başlayalım seni bulmuşken.
00:30Çünkü bir kavram kargaşası oluşuyor ya Yiğit Aram, FIBA, Euroleague ve ULEP diye 3 tane yapı var.
00:40Bu yapının da turnuvaları vesairesi oluyor kendi içlerinde.
00:43Ona birileri katılıyor, ona birileri katılıyor.
00:46Bu emmiye Avrupa'ya gelmeden önce bu yapıları bize birazcık anlatsana.
00:51Evet, kim neyi yönetiyor, nereden soruyor.
00:54Şimdi aslında her şeyden önce FIBA vardı.
00:59Değişen dünya, değişen dengeler, yeni farklı modellerin çıkıyor olması, özellikle Avrupa Birliği'nde serbest dolaşım yani emeğin serbest dolaşım hakkını kazanmasıyla beraber
01:11ve işte sınırların kalkmasıyla beraber yani bir Belçikalı'nın gidip işte İspanya'da rahatlıkla oturabiliyor, çalışabiliyor, vergi ödeyebiliyor hale gelmesiyle beraber.
01:26Mesleği ne olursa olsun, yani doktor olabilir, mühendis olabilir, tabii bunun yanında sporcu da olabilir.
01:33Bununla beraber o eski yapı çatırdadı.
01:38FIBA'nın başında da aslında uzun yıllardır genellikle Doğu Avrupa ülkelerinden gelen yöneticiler vardı.
01:44Onlar bunu algılamakta çok yavaş kaldılar.
01:47Yani bu değişen dünyayı ve bireylerin bunlarla birlikte yeni haklar isteyebileceğine dair bir şeyleri oluşmadı onların, algıları oluşmadı.
02:00Ve FIBA'yı eskiden olduğu gibi yönetebileceklerini zannettiler.
02:05Mesela futbolun yöneten UEFA'nın daha esnek olduğunu, daha bu değişimlere ayak uydurmak konusunda zamanında tedbir alabildiğini gördük.
02:19Ve bir şekilde onlar koruyorlar kendi hükümranlıklarını.
02:22Yani koruyorlar derken tabii oralarda da devam etmekte olan pek çok tartışma var.
02:27Özellikle Şampiyonlar Ligi'nin etrafında ama FIBA bunu beceremedi.
02:33Ve Avrupa'nın önde gelen kulüpleri dediler ki yani sen bunu bizim istediğimiz gibi yönetemiyorsun.
02:41Biz Avrupa'nın bir numaralı kupasını kendimiz yönetmek istiyoruz.
02:46Pek çok konuda sıkıntımız var.
02:48Gelip gelip biz bunu sana söylüyoruz ama sen sağırı oynuyorsun.
02:52O zaman biz de kendi malımızı kendimiz alırız, yönetiriz dediler.
02:58Şimdi işte ULEP denilen şey, ULEP Avrupa Ligler Birliği'nin açılımı oluyor.
03:05Yani kulüplerin kurduğu, bizdeki kulüpler birliği organizasyonunu düşünelim.
03:10Kulüpler Birliği'nin tarafından yönetilen bazı ligler var Avrupa'da.
03:14Federasyonlar tarafından değil de kulüplerin kendi liglerini yönettiği mesela İtalya, İspanya bu ülkeler öncülük ettiler zaten.
03:23Yunanistan onlara katıldı.
03:25Yani Avrupa Ligler Birliği'yle üst düzey kulüpler, basketbol dendiğinde Avrupa'da ilk akla gelen köklü kulüpler el ele verdi.
03:34Ve bu büyük organizasyonu, Avrupa'nın bir numaralı kupasını FIBA'nın elinden aldı 2000 yılında.
03:41FIBA önce biraz olayı dengelemeye çalıştı hatta o yüzden 2000-2001 sezonunda iki tane kupa oynandı.
03:48Yani bir Euro Lig oynandı, bir de Supro Lig adı altında FIBA'nın organize ettiği bir başka kupa oynandı.
03:56Mesela bizim takımımız Efes, Panathinaikos, Maccabi, bu takımlar mesela FIBA tarafında kaldılar.
04:05ÇSK, Moskova.
04:06Daha ziyade demek ki Doğu Avrupa takımlarıymış gene.
04:09Yani FIBA'nın güçlü olduğunu ve gücünü koruyacağını düşünen takımlar daha konvansiyonel olanı tercih ettiler.
04:17Yenilikçiler, reformistler Euro Lig'e gitti.
04:21İspanyolların başı çekmesiyle.
04:23Sonunda ama kazanan Euro Lig oldu.
04:25FIBA burada geri adım attı ve kulüplere bu organizasyonu bıraktı.
04:30En üst düzeydeki organizasyonu.
04:32Kendisi daha ikinci, üçüncü düzeyde kupa organizasyonlarını sürdürüyor.
04:38Ama bir istisna var.
04:40Kadınlar basketbolunda en büyük kupayı halen FIBA organize ediyor.
04:45Ve tabii ki milli maçları FIBA organize ediyor.
04:50Yani böyle iki başlı bir Avrupa basketbolu var 2000 yılından bu yana.
04:56Yani 25 sene.
04:57Bir de tabii orada aslında bu Euro Lig projesi baktığımızda işte futbolda bu G14 diye kurulan,
05:06hani 14 büyük kulübün sonra işte genişlediler vesaire.
05:09Hani bir Avrupa Ligi kuralım.
05:11İşte kendiliklerimizi bırakalım.
05:13Bu ligde böyle kendi aramızda mücadele edelim.
05:15Hep konuşulan bir hikaye.
05:16UEFA'nın dediğin gibi her zaman şeyi oldu.
05:20Hani kulüplerin isteklerini yerine getirme konusunda esnek davranarak o birazcık G14.
05:26özellikle Real Madrid'in hep başı çektiği söylenir ya onu birazcık boşa çıkarma yani destek bulamamasını sağlama gibi bir stratejisi oldu.
05:34Özellikle parasal konular.
05:35Kulüplerin zaten birinci derdi para.
05:37Yani kim bilir daha çok para getirebilecek.
05:41Euro Lig'de ise yine benzer şekilde kurdukları bir lig organizasyonu var ve sahiplikleri de yine kulüplere ait önemli bir oranda.
05:51Ve dolayısıyla orada tabii bir fark var.
05:58Takımlar kendi liglerindeki başarıdan bağımsız olarak Euro Lig'in içinde yer alabiliyorlar.
06:04Evet bir anlamda kapalı bir lig diyebiliriz.
06:07Yani bu şöyle şey tanımlanıyor.
06:11Yarı kapalı sözcüğüyle.
06:13Nedir yarı kapalılık?
06:15Euro Lig'i kuran kurucu kulüpler var.
06:192000 yılında.
06:21Bunlara sonradan katılanlar da oldu.
06:232000'de değildi ne bileyim 2003'te giren oldu.
06:262000'de varken sonradan ayrılanlar da oldu.
06:29Bu kulüplere A lisansı verildi.
06:32Yani A lisansı demek şu demek.
06:34Sen benim ortağımsın, kurucumsun ve hep buradasın.
06:37Yani bu organizasyonun değişmez üyelerinden birisin.
06:41Şimdi bizim ülkemizden Efes ve Ülker'di bu iki kurucu.
06:46Ülker daha sonra lisansını Fenerbahçe'ye devrettim.
06:4913 tane kulüp bu A lisansı ile Euro Lig bünyesi içerisinde yer alıyor.
06:57Ama bunlardan bir tanesi CSK Moskova.
07:00Rusya'ya uygulanan boykut nedeniyle tabii onlar katılamıyorlar.
07:03İki senedir.
07:06Yani 12 tane sabit takım var.
07:09İşte İspanya'dan Real Madrid, Barcelona, Baskonya.
07:12İşte Panathinaikos, Olympiakos.
07:14İşte İtalya'dan Milano diye böyle sayabiliriz.
07:16Bizden de Fenerbahçe ve Anadolu Efes.
07:18Şimdi bu takımlar kendi liglerinde kaçıncı olurlarsa olsunlar, ertesi sene Euro Lig'deki yerleri garanti.
07:25Garanti.
07:25Yani 6. da bitirseler Türkiye Lig'ini.
07:28İşte ne bileyim Milano İtalya Lig'inde 9. da olsa bunlar oluyor.
07:33Yani Euro Lig'de sabit yerini koruyor.
07:35Bu anlamda kapalı bir lig.
07:37Kapalı lig.
07:37Ama diyeceksin ki 20 takım var bu sezon oynayan, öbür 8 takım nasıl katılıyor?
07:44Bunlar genellikle işte özel davetlerle, 2-3 yıllık özel anlaşmalarla ya da gene ULEP tarafından düzenlenen Euro Cup adındaki ikinci kupanın şampiyonu olursa o zaman işte lig...
07:59Gel bizde oynayalım.
08:00Yani bir sene önce Euro Cup'un şampiyonu, bir sene sonra Euro Lig'e terfi etmiş oluyor bir tane takım ama.
08:07Onun dışında mesela Partizan, Kızıl Yıldız, efendim işte son dönemde katılan Dubai takımı bunlar hep özel davetlerle.
08:18Yani bir takım finansal şartlar, bazı bilet ve yayın garantileri vererek Euro Lig yönetimine Euro Lig'in içerisinde yer alıyorlar.
08:27Futbol konuşmadan bunu konuşmak pek mümkün olmuyor.
08:30Senin de sözünü ettiğin gibi futbol bir model olarak hep birkaç adım önde gidiyor.
08:34Kazancı daha fazla, popülaritesi daha fazla.
08:38Bu kaçınılmaz bir şey.
08:39Basketbol bunu kabul etmiş durumda zaten.
08:43Ama şöyle bir durum var.
08:46Futbolun Şampiyonlar Lig'inden kaçabilmek için,
08:49yani salı çarşamba oynanan o maçlardan kaçabilmek için,
08:53basketbolun Euro Ligi maçlarını Perşembe-Cuma'ya koydu.
08:57Perşembe-Cuma'ya koyduğu zaman da hafta sonu geliyor ve bu sefer de yerellikler var.
09:01Yani Cuma akşamı oynayan Efes,
09:04Pazar günü,
09:05Türkiye'de mesela işte atıyorum Bursa'da bir maça çıkıyor.
09:10Çok yorucu oluyor.
09:11Yorucu.
09:11Gelelim NBA kısmına.
09:15Yani NBA'in Avrupa'da bir lig kurma gibi bir fikri olduğunu ve hatta bununla ilgili de artık girişimlerin başladığını,
09:242027 yılının Ekim ayında sezonun başlaması için uğraştıklarını,
09:2912 şehirden oluşan bir shortlist, kısa listeye ulaştıklarını,
09:33İstanbul, Atina, Milano, Roma, Barcelona, Madrid, Berlin, Münih, Paris, Lyon, Manchester ve Londra saydık herhalde hepsini.
09:46Bu şehirlerden oluşan bir maç takvimi organize edilecek.
09:52Buradan gelen takımlar olacak.
09:5412 takımın sabit ilk etapta,
09:574 takımın da çeşitli şekillerde biraz evvel konuştuğumuzda benzer formüllerle dışarıdan alındığı,
10:0316 takımlı bir lig.
10:05Ama o 12 takımı herhalde lig lig'i sıralamaya bağlamak istiyorlar ki,
10:10yani en azından niyet olarak öyle bir şeyleri var.
10:13Çünkü bu işte NBA Avrupa bu projenin başındaki George Ayvazoğlu röportajında şey diyor,
10:21yani işte Galatasaray diyor kaçıncı olursa olsun Euro Lig'e gidemiyor, böyle şey mi olur falan derken,
10:27herhalde hedefleri bir, birden fazla takımı ülke, yani şehirlerden alıp ben öyle anladım.
10:33Yani bilmiyorum detayları zaten henüz belli değil.
10:36Hiç net bir şey yok.
10:37Yok, birden fazla takımı alıp,
10:40o takımlar arası bir rekabet yaratıp,
10:42oradan üstte olanı almak gibi bir formül olabilir.
10:453 tane yöntem deneyeceklerini söylüyorlar.
10:47Bunlardan bir tanesi,
10:49hala hazırda var olan takımlardan direkt lige takım almak.
10:53Bir tanesi,
10:54futbol kulüplerinin çok iyi bildiğimiz,
10:56işte Manchester United, Manchester City olabilir,
10:58işte Paris Saint Germain'den bahsediyor,
11:01vs. Roma.
11:03Bu futbol kulüplerine basketbol şubesi kurup,
11:06hani futbol taraftarlarını da stada getirebilmek açısından,
11:10salona getirebilmek açısından yaptıkları bir şey.
11:13İkinci yöntem bu.
11:15Üçüncüsü ise,
11:16çok istisna durumlarda yine Roma örneği üzerinden gidildiğinde,
11:19mesela belki Roma kulübü üzerine bir şey değil de,
11:22bambaşka sıfırdan bir takım kurup,
11:26yani no name,
11:27yeniden isimlendirilecek,
11:28isimsiz bir kulübü dahil edebileceklerini söylüyorlar.
11:32Üç formül diye tarif ettiği şey,
11:34Ayvazoğlu'nun böyle.
11:35Evet.
11:37Yani bu tabii,
11:38çok gerilere giden bir tartışma.
11:40NBA, Avrupa Basketbolu'na,
11:42işte el uzatır mı,
11:44gelir mi,
11:45burada organizasyona katılır mı?
11:48Ben hiç unutmuyorum,
11:491992 senesinde ilk defa İstanbul'da,
11:52Final Four yapıldığı zaman,
11:53ki o zaman daha FIBA'nın kontrolündeydi,
11:56Euroleague,
11:56ama Euroleague Final Four'u,
11:58işte İstanbul'a verilmişti,
11:59ve Abdü İpekçi,
12:00spor salonunda oynadı.
12:01Bizim maçlara gittiğimiz,
12:02yani ortaokul lise öğrencisiyken gittiğimiz zaman.
12:04Evet, o turnuvaya David Stern geldi.
12:07Yani NBA'yi yöneten,
12:08NBA komisyoneri deniyor onlar da,
12:11yani o da işin içerisinde,
12:13küçük bir komisyonla orada çalıştığı için,
12:15küçük bir ortak olduğu için,
12:17kulüplerin temsilcisi olarak,
12:18öyle adlandırılıyor.
12:20David Stern'le benim 20 dakikalık,
12:22bir röportaj yapma şansım olmuştu.
12:24Ve o zaman da tabii ki,
12:26ilk akla gelen sorulardan biri,
12:28NBA günün birinde,
12:29Avrupa'dan bir takım alacak mı?
12:31Yani teknoloji buna izin verecek mi sizce?
12:34diye sormuştum.
12:35Avrupa'dan bir takım derken,
12:36bir takım NBA'nin içine almak gibi.
12:37Evet, yani bir Avrupa şampiyonluğu,
12:40işte o zamanlar en kuvvetli takımlar,
12:42İtalya'da ve İspanya'da,
12:43daha çok ne bileyim,
12:45Real Madrid mesela,
12:46NBA'ye gider mi?
12:47NBA'ye alınabilir mi?
12:49Ya da NBA Avrupa'ya,
12:51işte çünkü yavaş yavaş ilgi artmaya başlamıştı,
12:53geliyorlar, maçlar oynuyorlar falan,
12:55NBA Avrupa'ya ne ölçüde gelebilir?
12:57gibi bir şey,
12:58tersten sorulduğunda.
13:00Bana o zaman,
13:02İtalyan Futbol Ligi,
13:03Serie A'yı örnek gösterip,
13:05şöyle demişti,
13:06yani yeryüzündeki en başarılı futbol ligi,
13:10en çok izlenen futbol ligi İtalya'da.
13:13İşte 90'ların başında gerçekten de öyleydi.
13:16Yani Maradona orada,
13:17Van Basten orada,
13:18Matheus orada,
13:19Klinsman orada,
13:20yani bütün işte,
13:21Gullitler falan,
13:22Gullitler falan,
13:24yani Brezilyalısı,
13:25işte Hollandalısı,
13:26Almanı,
13:27herkes İtalya Ligi'nde oynuyordu
13:28ve gerçekten de futbolun merkezi,
13:32İtalya'da kalbi atıyor gibiydi.
13:34Yani İtalya nasıl futbolda,
13:35böyle bir dünya ligi yaratmışsa,
13:37dünya yıldızlarını toplayarak,
13:39biz de aslında NBA'de,
13:41dünyanın en yetenekli basketbolcularını toplamak istiyoruz.
13:45Yani sınırlar yavaş yavaş kalksın istiyoruz.
13:48Sadece Amerikalıların oynadığı ve Amerikalıların izlediği birlik olmasın.
13:52Dünyanın bütün iyi basketbolcuları,
13:54işte Çinli ise Çinli,
13:55Avustralyalı ise Avustralyalı,
13:57Türk ise Türk,
13:58gelebilsin, oynasın NBA'de.
14:01Ve tabii öyle olunca da,
14:02bütün dünyada izlenecek bu demişti.
14:04Şimdi o zaman bir Türk'ün gidip NBA'de oynaması,
14:08hayal bile edemediğimiz bir şeydi bizim 1992 senesinde.
14:13Ama çok değil,
14:13onun üzerinden 7-8 sene geçtiğinde,
14:15Hidayeti Mehmet'i seyretmek için gece yarıları uyanmaya başladık.
14:19Demek ki David Stern'ün vizyonu,
14:22o 7-8 sene sonra olacakları,
14:24o andan görmek için yeterliymiş,
14:29vaziasıyla genişmiş.
14:30Aynen de söylediği gibi yaptı.
14:32NBA'yi bir dünya ligi yaptı.
14:35Ve şu anda NBA'nin en çok izlenen,
14:37en çok alkışlanan,
14:38en çok takdir toplayan oyuncuları da,
14:41Avrupalı.
14:42Artık Avrupalı ve dünyalı,
14:44yani Kanadalı,
14:45işte Şahigillis,
14:46Alexander artık mesela en değerli oyuncu oluyor.
14:48Ya da Don Cic'i olabiliyor.
14:50Ya da Antetokounmpo olabilir.
14:51Son 6 MVP'den 4'ü mü, 5'i mi ne zaten.
14:56Evet,
14:56yani Amerika dışında Doğan sıkıcılar.
14:58Evet.
14:58Şimdi bu tabi Amerika'da,
15:01hem bir bunalım yarattı.
15:02Şimdi iki tarafı var bu hikayenin.
15:04Yani NBA neden Avrupa'ya geliyor?
15:07Yani bir,
15:08Amerika'daki kaynaklar,
15:10artık eskisi kadar zengin değil,
15:12duruyor.
15:13Amerikalı basketbolcu,
15:15o seviyede,
15:17yıldız seviyesinde çıkmıyor.
15:20Oradaki değirmenin dönmesini sağlayanlar,
15:23aslında dünyanın diğer coğrafyalarından gelen,
15:25yetenekli gençler.
15:26Hemen araya gireyim.
15:29Keza,
15:30yani daha önce,
15:32programdan önce de tam konuşuyorduk
15:34ve onu anlatıyordum sana.
15:35Ratinglerde de,
15:36yani izlenme oranlarında da bir düşüş olduğu için,
15:39yani kendi içlerinde geleceğe dair bir kaygı da olması düşünebilir.
15:44Yani normal sezonda 2012 yılından beri,
15:48finallerinde de 2015 yılından beri bir düşüş trendi var.
15:52Bununla ilgili çok sayıda teori var.
15:54Niye düşüyor bu reytingler,
15:55izlenme oranları diye.
15:57Yani evet,
15:58bazıları anlaşılabilir.
16:00Diyorlar ki mesela,
16:01işte paralı platformlara geçti.
16:03Ve bu platformlarda bir de,
16:04işte tam sezonu alırsan şu kadar,
16:07işte başka bir platform mesela,
16:08atıyorum,
16:09Disney almış,
16:10zaten bütün her şeyin yayın hakkını.
16:12Ama Amazon'da da bazı maçlar var falan.
16:15Diyeceğim o ki,
16:16bu karmaşayla yeni kitlesinin,
16:17kitlesinin çok bulamadı diyen de var.
16:20Yıldız oyuncuların eksikliğini mesela,
16:23yani eksik derken özellikle normal sezonda,
16:26neredeyse bir istatistik var.
16:282020'lerden öncesine göre,
16:3115 maç daha az oynuyorlar.
16:32Hem de sakatlığa bağlı vesaire gibi sebeplerle ortalamada,
16:35ki sezonda düşünürsek çok ciddi bir rakam.
16:39Bu tür şeylere bağlayanlar var.
16:41Ama gördükleri bir şey var.
16:43Son anlaşmaları yine,
16:44dijital platformların yatırım aldığı dünyada,
16:47giderek büyüdüğü bir dönemde iyi para alındı.
16:5076 milyar dolar 10 yıllık ödeme kapsamında,
16:54büyük bir anlaşma yapıldı.
16:56Ama düşen reytinglere rağmen yapılmış bir anlaşma.
16:59Dolayısıyla bir de böyle bir kaygıları da olabilir.
17:02Yani mesela Avrupa pazarından bahsederken de,
17:06yine George Ayvazoğlu diyor ki,
17:0950 milyar dolarlık bir pazar bu.
17:11Şu anda diyor Avrupa çok iddialı bir rakam 50 milyar dolar.
17:14Şu anda diyor Avrupa futbolu diyor,
17:16bunun binde beşini,
17:17yani 500 milyon dolar seviyesinde bir parayla şey yapıyor.
17:23Hatta daha bile az oluyor binde beşi ne oluyor?
17:25Tam öyle demiş çünkü.
17:27Tabii 250 milyon dolarla döndürüyor bu pazarı diyor.
17:29Yani 50 milyar dolarlık bir pazar doygunluğa ulaşabileceği iddiasında tabii.
17:36Yani şimdi bunlar tabii projeksiyonlar.
17:39Bana iyimser gözüküyor.
17:41Biraz fazla iyimser.
17:42NBA tarafına geri dönersek,
17:45dediğim gibi Amerikalı idol çıkartamama,
17:48yıldız oyuncu çıkartamama faktörü,
17:49bence reytinglerin aşağı gitmesinde,
17:52Amerikan gençliğinin orada ilgisini yitirmesinde başlıca faktör.
17:59Yani eskiden bir Michael Jordan ya da LeBron James ya da Kobe Bryant izlerken,
18:04bugün adını telaffuz etmekte zorluk çektikleri Antetokounmpo var sağdan.
18:09Ya da Nikola Jokic gibi var.
18:12Şimdi bu,
18:15evet anlaşmalar çok başarılı ticari olarak.
18:18Daha fazla para kazanıyorlar eskiden olduğundan,
18:21yayın haklarından.
18:22Ama yayıncılar bence bundan yavaş yavaş şikayetçi olacaklar.
18:26Çünkü dediğin gibi son 10 yılda reytingler tepetaklak aşağı gidiyor.
18:29NBA'de bunu gördüğü için yeni bir pazar yaratmak,
18:33yeni gelir kaynakları üretebilmek derdinde.
18:36İlk baktıkları yer tabii ki Avrupa oldu.
18:39Şimdi bu NBA'nin kaygıları ve buraya gelme amacı.
18:44Peki Avrupa'dakiler neden NBA gelsin,
18:48yani Eurolig'i NBA'yi yönetsin ya da Eurolig'in yerine bir başka lig kurulsun,
18:54orada NBA'in know-how'u olsun diye tartışmaya başladılar.
18:58İşte bence burada peşine düşeceğimiz sorulardan bir tanesi bu.
19:02Evet bence ikili hakikaten söylediğin şey.
19:04Çünkü evet NBA bir marka tabii ki.
19:07Hiç şüphe yok buna.
19:08Dünyada bilinirliği çok yüksek.
19:11Ama baktığında hani üzerine ne koyar?
19:14Hani mesela güzel örnek oldu da Eurolig'i şey aldı,
19:19NBA'yi yönetiyor.
19:21Bana aklıma ilk etapta bir şey gelmiyor.
19:24Yani senin az önce George Ayvazoğlu'nun söylediklerinden çıkarsak
19:28eğer yani bugün 3 kazanılıyorsa yarın 30 kazanılacak diyor o.
19:33Hatta hani 303.
19:35Evet biz geliriz alırız daha iyi yönetiriz,
19:37daha çok para kazandırırız.
19:39Bunun ekonomisini büyütürüz diyor.
19:41Klasik Amerikan bakışı yani.
19:43Ticari olarak büyüme vaat ediyor.
19:46Tabii ki bu Avrupa'da pek çok kulüp yöneticisinin de iştahını kabartan bir vaat.
19:51Ama nasıl yapacaklar diye sorduğun zaman ortada net bir cevap yok.
19:56Bir de kötü bir örnek var, Afrika.
19:59Evet yani onu sen çok iyi biliyorsun.
20:01Anlat bize.
20:02Evet yani bu konu için oturup hakikaten birazcık baktım.
20:06Birkaç tane böyle derin analiz eden makale okudum.
20:10Yani Afrika'ya çok büyük bir şeyle girilmiş.
20:13Bundan 4 yıl önce.
20:16Hala devam ediyor.
20:175. sezon oynanıyor.
20:18Ama beklentiler karşılanabilmiş değil.
20:22Yatırılan bir ana para var.
20:23O ana para da yatırımcılardan alınan.
20:26Yani Obama bile hem danışmanlık yapmış Barack Obama.
20:30Hem de birazcık da hisse almış.
20:32İşte Dikembe Mutombo falan gibi böyle bildiğimiz efsane basketbolculardan yine yatırım alan,
20:38tanıtımı için uğraşanlar var.
20:40Fakat olmamış.
20:41Bir, en temelde yani kıtanın, yaşlı kıtanın futbolla olan ilişkisi kırılamamış.
20:49Yani basketbol kültürü istendiği gibi yerleşememiş bir türlü.
20:54Birincisi o.
20:55İkincisi tabii bu salon yaygınlaştırma meselesi önemli.
20:59Ama para gelmeyince mesela bin tane salonu kıtaya yaymak gibi.
21:04Yani iyi salondan, parkeden bahsediyoruz.
21:07İşte cam potalı falan.
21:09Bunlar da henüz daha yüzde on seviyesinde bile değil.
21:14Yüze ulaşılamamış yani toplamda.
21:16Sebepler arasında dediğim gibi işte futbolun olması gösteriliyor.
21:21Ama bunun yanı sıra mesela Afrika öyle bir ülke ki yani işte mesela Ruanda'da bir sport washing dediğimiz.
21:29Yani aslında sporla kendine bir yani spora yaptığı yatırım ya da verdiği destekle kendine siyasi ikbal elde eden yöneticiler var.
21:44Ve bunların çoğu da aslında işte yolsuzlukla anılıyor.
21:47Ya da ne bileyim böyle bayağı bildiğin toplu katliamlarla anılanı var.
21:51Yani diktatörler aslında basketbolu araçsallaştırmak istiyor diye de çok söyleniyor.
21:56Bize de çok yabancı olmayan bir şey.
21:58Yani kendini halka karşı sevimli göstermek isteyenler ilk yatırımlarını gidip sportif kulüplere yaparlar.
22:06Evet. Ruanda üzerinde hakikaten yani böyle işte şeyler var.
22:12Uluslararası örgütlerin filan da itirazları var.
22:14Kagame'nin ne diyeyim diktatörlüğünün basketbolda bir karşılığı oldu.
22:22Çünkü yine Ruandalı bir yönetici aslında bu projenin içinde vesaire.
22:27Diyeceğim o ki birden fazla açıdan yani 1 milyar dolara değerlenen bir proje bu şu anda.
22:33Ama her yıl zarar yazıyor.
22:35Mesela işte 15 milyon dolardan harca zarar kısmı geçen yıldan bu yıla 19 milyon dolara çıkmış filan.
22:43Böyle zarar ederek gidiyor.
22:44Onlar için çok büyük rakamlar değil aslında bunlar ama yani bir projede hedefledikleri yerin çok gerisindeler.
22:51Yani şöyle evet bir toplanan işte bu yatırımcılardan toplanan parayı kullanıyorlar aslında.
22:56Yani hisse alanlardan.
22:59Ama diyorlar ki yani evet bir para harcanıyor şu anda okey harcanır da.
23:03Ama bir şey görmeleri lazım yani bir ışık görmeleri lazım.
23:07Dört sezon sonunda o ışığı göremiyorlar.
23:10Yani bu böyle bal diye işte yani BAL diye bir lig bu aslında NBA'nin işin içinde yer aldığı.
23:20Projenin hani mesela parası ödenmeyen oyuncular var.
23:24Hemen şimdi aklıma geldi yani sadece Afrika'dan yetişme oyuncular da değil adam Avrupa'da oynuyormuş.
23:31Kalkmış gelmiş mesela 7 bin dolar aylık gibi paralarla mesela oynuyorlar.
23:36Ama alamadım o paraları diyor ve hani böyle itiraz etme hakkımız da çok yoktu.
23:42Yani oyuncu hakları da böyle çok iyi bir durumda değil.
23:46Tüm bunlar bir araya geldiğinde NBA'nin aslında Afrika'daki kafasındaki iş yani kurduğu gibi ilerlemiyor ve ilerlemeyecek gibi de görünüyor.
23:55Tabii ki en büyük vaat biz size daha çok para kazandıracağız vaati.
24:00Bu kimsenin kulağını tıkayabileceği gülüp geçebileceği bir vaat değil bugünün spor dünyasında.
24:06Özellikle de basketbolda hiç değil.
24:08Çünkü basketbolda bugün Euroleague'de harcanan paralar denk bütçelerle açıklanmıyor.
24:17Yani kulüpler kazandıklarını oyuncularla paylaşmıyorlar.
24:22Çok daha fazlasını ödüyorlar.
24:24Avrupa'da işler ters gidince ya biz bu paraları veriyoruz oyunculara milyon milyon dağıtıyoruz ama yani bu paraları kazanmıyoruz ki bir yerden bulmamız lazım.
24:36Hep gidip sponsorlardan dileniyoruz.
24:38Bunun yerine biz kendimiz kazansak şeyi, problemi.
24:44Tabii ki NBA'nin buraya davet edilmesi ihtimalini güçlendirdi.
24:49Ben bununla ilgili şunu da anlatabilirim.
24:52Çok alakasız bir örnek gibi gözükecek ama bağlamaya çalışacağız.
24:571997 senesinde Türkiye'de, Bursa'da, Türkiye-Hollanda milli maçı oynanmıştı futbol maçı.
25:04Ve davet edilen konuklar arasında Johan Cruyff vardı.
25:08Yani efsane Cruyff geldi.
25:11Biz de yani nasıl olurdu onunla bir 5-10 dakika konuşabiliriz diye işte böyle soruyoruz.
25:19Neyse ki bir kahvaltı organize ettiler.
25:21O kahvaltıda da işte Cruyff'le birlikte o masanın etrafında bulunma şansına erişen 20-25 gazeteciden biriydim ben.
25:30Çok keyifli bir soru.
25:31Yalnız İlteren bak, David Stern'ı açtın.
25:35NBA'nin başında uzun yıllar kaldı.
25:38Hepsinin toprağı bol olsun.
25:39Bir de komisyoner diye de adamı böyle hani küçülttün ki yani.
25:43Hepsinin toprağı bol olsun.
25:45Verdiğim örnekler hep öbür tarafta şu anda.
25:47Şimdi Cruyff yani hani iki efsaneyle gidiyorsun.
25:51Evet.
25:52O sıralarda çok tartışılan çünkü 97 senesi Avrupa'da işte Bosman kuralları uygulanacak mı uygulanmayacak mı?
26:00Nasıl uygulanacak?
26:01Yani bu serbest dolaşım meselesiyle birlikte liglerde yabancı kısıtlaması kalkacak mı?
26:06Bu kalkarsa ne olur?
26:08İşte ölürüz batarız falan diye düşünen pek çok futbol insanı var.
26:13Bu Cruyff'a da soruldu.
26:15Yani böyle bir şey olursa işte futbol bunun geleceği ne olur?
26:20Çok mu karanlık görüyorsunuz falan.
26:22Dedik ki eğer bir şeyi, bir alanı siz yeterince rasyonel, verimli, adil yönetemiyorsanız,
26:33doğru kuralları koyamıyorsanız, çağın gereklerine göre esnek davranıp değişimi yakalayamıyorsanız
26:39sizden daha büyük bir otorite, bir güç gelir ve o alanı alır, onlar yönetmeye başlar dedi.
26:47Futbolun başına gelen budur.
26:48UEFA bu işi yönetemedi doğru düzgün, kuralları yeterince zamanında koyamadı, değiştiremedi.
26:57Avrupa Birliği karar verdi.
26:59Bu kültürel standartlarda, bu kültürel normlarda futbolun da böyle oynanması lazım dedi.
27:04Biz artık onun peşinden gitmek durumdayız dedi.
27:07Herkes dondu kaldı.
27:08Peki bugün mesela bu örnek üzerinden gittiğimizde Euro Lig'in gerçekten bu standardı sağlayamadığını düşünüyor musunuz?
27:17Evet, tam doğruya geleceğim işte.
27:19Çünkü eğer bir lig, 25 senedir oynanan, ciddi izleyicisi olan, bütün bir kıtayı kucaklamaya çalışan bir lig,
27:29eğer para kazanmıyorsa, zarar ediyorsa, takvimi çok tartışılır hale gelmişti.
27:35Çünkü takvimi yüzünden işte sakatlıklar oluyor, milli maçlara yer bulunamıyor vs.
27:40Yani sportif adalet de dağıtmıyor.
27:44Kıtanın her tarafında aynı sevgiyle, aynı ilgiyle karşılanan bir lig değil.
27:50Yani Euro Lig dediğiniz zaman siz bu başlıkla bütün Avrupa'yı kucaklayacağınızı vaat ediyorsunuz.
27:56Ama bugün Euro Lig'e baktığınız zaman Akdeniz kıyılarında oynanan bir tek Kuzey'den Litvanya temsilcisinin olduğu bir lig var.
28:06İngiltere mesela o işin içinde, Anglici değil, Hollanda değil, Orta Avrupa ülkeleri değil, yani bir Polonya şampiyonunun Euro Lig'de ülkesini temsil etmesi hayal bile değil sonunda.
28:20Yani ön eleme oynasın da gelsin mesela.
28:22İşte UEFA örneğini neden verdim?
28:25Çünkü UEFA yaptığı bir takım değişikliklerle hep bu problemleri ortadan kaldırabildi.
28:32Şampiyonlar Lig'inde bugün bir Kazak temsilcisi işte Real Madrid'le Benfica'yla oynayabiliyor.
28:41Kıbrıs güney kesiminden gelen Pafos takımı bir anda hepimizi şaşırtıp orada puanlar alabiliyor.
28:47Yani o küçük ülkelerin de umudu var.
28:52Diğeri sen, ben bizim oğlan bir arada oynuyorlar.
28:55Şimdi kapalı lig yaptığınız zaman basketbolda sürekli Real Madrid, Bonetinaikos, işte Efes, Milano bu maçları izliyorsunuz.
29:04Şimdi bu problemler, yani finansal problemler var, sportif adalet konusunda problemler var, sporcu sağlığı, yani işçi hakları, çalışanların haklarını korumak konusunda problemler var.
29:17Sendikal bir şey olması, hareket olması lazım aslında ama Oyuncular Birliği böyle bir şeyde, eylemde değil.
29:26Ama gene de bu yazılıp çizilen bir sorun.
29:28Neyse, bütün bu problemler varken tabii ki daha iyi bir organizasyon, Avrupa'da basketbol, kulüpler, ligi nasıl kurulur sorusuna cevap arayan insanlar var.
29:41E onların da aklına ilk gelen şey NBA. NBA gelecek, NBA bir kere pazarlama konusunda deha olduğu için inanılmaz milyar dolarlar jenere edebildiği için işte Ayvazoğlu'nun söylediği ya da işte Adam Silver'in yardımcısı Mark Tate'in var NBA'in.
29:57Başka bir yardımcısı, o da bu işe, bu topa girenlerden biri.
30:01İşte biz size şu an kazandığınızın 10 mislili kazandırırız diyor kulüplerle yaptığı toplantılarda.
30:09Real Madrid'le gidiyor, başkanla konuşuyor.
30:12İşte ne kazanıyorsunuz basketboldan?
30:14Diyor ki adam mesela 5 milyon euro kazanıyorsunuz.
30:17Bunun 10 mislini, 20 mislini kazanacaksınız diyor.
30:20Çünkü bir anda gözleri fal taşı gibi açılıyor herkes.
30:23Ama nasıl kazanılacak?
30:25Model ne?
30:27Bilinmiyor şu anda.
30:27İşte bunu söyleyemiyorlar.
30:29Şimdi onların kafasında bu ortaya çıkan harita var ya biz az önce saydık 12 şehir.
30:35Şöyle bir şey var.
30:36Bu 12 şehirle dikkat ettiğimiz zaman ortak özellikleri bu şehirlerin altyapısında, ulaşım altyapısında, işte konuk ağırlamı altyapısında hiçbir sorun yok Avrupa'nın önde gelen şehirleri.
30:50Ama önemlisi futbol buralarda seviliyor ve futbol taraftarlığı çok iyi örgütlü.
30:55Şimdi Londra'dan bir takım alalım Londra'da futbolun da taraftarı olan birileri basketbol takımına geçsin.
31:03Zaten Madrid'den alırsak Real Madrid'i alırız.
31:06Barcelona'dan Barcelona'yı alırız.
31:08Atina'dan Panathinaikos'u alırız.
31:10İstanbul'dan Fenerbahçe'yi alırız.
31:12Plan bu.
31:14Manchester United'ı bu işin içine katarız.
31:16Bayern Münih'i katarız.
31:18Paris Saint Germain'i katmak istiyorlar.
31:20Futbolda hazır olan taraftar tabanlarını basketbola da kaydırırız.
31:24Ki zaten bu Yunanistan'da, Türkiye'de, İspanya'da sorun değil.
31:29Zaten...
31:30İngiltere'de biraz problemli.
31:32İngiltere'de bu oyun öyle bilinmiyor ve sevilmiyor.
31:35Şimdi adı öne çıkan Real Madrid, Fenerbahçe, Barcelona ve Aswell bu dört kulübünde yani onlarla NBA'in görüşmeleri yoğun.
31:45Sebebi şu bu dört kulübün Euroleague'le gelecek sene kontratı yok.
31:50Yani 2026'nın yazında bu kulüpler boşa çıkıyor diyelim.
31:55Boş Selvus elinde.
31:56O hissesi olan kurucu kulüplerden değil.
31:59Hissesi olan kulüpler olduğu halde 2026'da...
32:02Ha olmalarına rağmen...
32:04Ama mesela bir Bayern Münih'e ya da bir Milano'ya gidip saldıramıyorsunuz.
32:08Çünkü onun hem hissesi var Euroleague'de hem de aynı zamanda kontratı devam ediyor.
32:14Ama dört kulübün adı daha sık geçiyor dedikodularda.
32:18Real Madrid, Barcelona, Fenerbahçe, Aswell.
32:21Aswell çok önemsenmiyor buradaki...
32:24Rekabet yüzünden.
32:25Biraz sinek ikili muamelesi görüyor.
32:28Ama şimdi Real Madrid'in tavrı çok önemli.
32:30Çünkü Real Madrid futbolda da zaten G14'ün başını çekiyor.
32:38Zaten futbolda da biz ayrılalım abi bu garibanlarla uğraşmayalım.
32:43Ben neden bu küçük takımlarla oynayıp zaman kaybedeyim tavrında olan bir kulübü?
32:48Şimdi orada şeyi söyleyeceğim.
32:50Tabi bu Amerikalıların hani şöyle bir sorunu da var.
32:55Yani evet bunun pazarlama iyi biliyorlar.
32:57Hatta ben David Storne'in şeyini hatırlıyorum.
32:59Bu Türkiye'deki sahte ürünleri sormuşlardı ona.
33:02O da demişti ki yani bedavaya reklam öpürüz.
33:04Yani bir zaman gelecek onları da engelleyeceğiz.
33:06Ama yani düşün artık bütün Amerikalılar da böyle olmuyor.
33:11Yani Amerikanın birazcık böyle hani işleri kolay hallederim ben.
33:17Bende o şey var potansiyel zaten her şeyi ben biliyorum falan gibi bir eğilimi de oluyor.
33:24Bu tür alanlarda özellikle.
33:26Çünkü niye biliyor musun?
33:27Yani içerimde aslında kendi ülkesinde ürettiği ürün o ben merkezli bir yerden hep üretilen bir ürün.
33:35Yani lig yapıyor mesela işte ona mesela Dünya Kupası diyor onu şampiyonuna falan.
33:40Dünya şampiyonu diyor.
33:41Ne bileyim National Geographic var.
33:43Ulusal coğrafya diyor.
33:44Biz onu böyle dünyanın coğrafya şeyi falan gibi.
33:48Hani bu kendi aslında nösterler iç markalarının evrensel olduğu iddiasıyla falan ortaya çıkıyor.
33:55E bunun alıcısı da hani ekonomik nedenlerle olduğu için zaten bir ne derler okarı oluyor.
34:02Yani tabiri caizse hep içeriye doğru dünyadan.
34:05Böyle şartlarda yapmak kolay.
34:08Yani kolay derken yani paranın bol olduğu yerde yönetmek de kolaylaşıyor.
34:13Ama Avrupa'da bahsedilen lokasyonlarda bir, hali hazırda devam eden bir turnuva var.
34:20İki, devam eden başka turnuvalar başka kademeler de var.
34:23Komşatlar var.
34:25Evet ve üç, tıpkı Afrika olduğu gibi bazı coğrafyalar yine Avrupa'nın içinde bazı yerler var ki oralarda da o basketbol kültürü gelişmiş değil.
34:33Dolayısıyla bütün bunları bir araya getirdiğinde aslında birazcık bu böyle hani tam böyle Amerikanın işte ötekiyi anlayamama
34:42hani bir türlü oradan perspektif geliştirememe hani sosyal bilimlerde de bu çok vardır.
34:48Yani bu Anglo-Sakson ekolünde sosyal bilimlerde mesela bambaşka bir şey görürsün.
34:55Yani şey anlamında mesela ben derste bir tane antropoloji hocumuz vardı Amerikalı.
34:59İşte ötekinin ağzını yani the other olarak, öteki olarak yazardım böyle kağıtları.
35:05Bayılırdı falan filan.
35:06Bir Avrupalı'ya o kağıdı göstersem belki şöyle tepki verir.
35:09Ben tabii aslında manipüle ediyorum hocaya istediği cevap verirken.
35:12Avrupalı der ki oğlum biliyoruz tamam ötekisin.
35:14Sen ötekisin de sen sorduğum soruya cevap ver filan.
35:17Demek istediğin bu Amerikanın bir anlayamama hani dünyanın bazı coğraflarında bir meselesi var.
35:24Dolayısıyla bu büyük projenin de bir yanıyla da acaba gümbürteye mi gider gibi de bir ben okuduğumda bende bir şey uyandı.
35:32Böyle bir düşünce.
35:33Bir kere Avrupa'da basketbolun nerelerde büyüdüğünü, nerelerde serpildiğini ve nasıl popülarite kazandığını dışarıdan iyi görememe ve okuyamama gibi bir hastalık hissediyorum ben burada NBA'in bakışında.
35:51Şimdi orada bir harita var.
35:53Evet 12 şehir konmuş.
35:55İşte Londra, Manchester, Madrid, Barcelona vesaire.
35:57Tamam güzel bu şehirler ekonomik olarak satın alma gücü yüksek spor severlerin yaşadığı şehirler.
36:05İşte büyüklükleri, altyapıları falan böyle birlik için son derece uygun.
36:10Tamam ama bir Avrupa Ligi düşün ki Belgrad yok orada.
36:15Bir Avrupa Ligi düşün ki Vitoria, Baskonya'nın olduğu şehir yok orada.
36:21Vitoria'ya bilmiyorum hiç yolun düştüğünü.
36:23Yok ya.
36:24Vitoria'nın nüfusu 60 bin.
36:26Küçük bir yer yani.
36:28Spor salonu 15 bin kişiydi.
36:30Ve doluyor her maçta.
36:32Yani delisi orası basketbolun oradaki yaşayan insanlar.
36:38Kaunas gittiğin zaman basketbol dışında bir şey konuşman mümkün değil.
36:42Orada da gene benzer bir oran olabilir.
36:4517 bin 500 koltuklu olması lazım oradaki arenanın.
36:50Orası da basketbolla kalbi atan bir yer.
36:52Şimdi bu haritada bu şehirler var mı?
36:54Yok.
36:54Belgrad var mı?
36:56Yok.
36:56Yani Belgrad'da Partisan Kızıl Yıldız maçına, Partisan Kızıl Yıldız maçı olmayan bir Avrupa basketbolu düşünülebilir mi?
37:05Ama yani şimdi Amerikalı'nın bakış açısında Berlin'de gitsinler şampanyalarını içip işte karideslerini yedikten sonra işte oh dear falan diye böyle maçı seyretsinler.
37:17Yani bu daha önemli diyor.
37:19Bu işte bizim araba tüketici bu diyor.
37:24Yani bilemiyorum.
37:27Belki de gelecek onların dünyasıdır.
37:29Belki de biz göremiyoruz.
37:31Yani belki de adam o dediği 10 milyar dolarlık ekonomiyi sağlayacak kendisine şans verilirse.
37:36Ama o basketbol bizim izleyeceğimiz basketbol mu olacak ondan emin değilim.
37:41Yani sadece şunu söyleyebilirim.
37:43Senin söylediğini aslında destekleyen bir şey.
37:46Yani belki o kadar başarılı olmayabilir ama yani Amerika'nın böyle birazcık hani Amerika ne kadar yüksekten uçuyorsa öyle söyleyeyim.
37:54Avrupa'da basketbolu yönetenler de senin anlattıklarından da çıkardı ama onlar o kadar alçaktan uçuyor yani.
38:01Sürekli birbirini paçasından aşağıya çekme özelliği var.
38:04Bu Türkiye'de zaten şahikasında da Avrupa'da da var.
38:07Bu çünkü neden?
38:09E burada milliyetçilik diye bir şey var.
38:11Herkes birbirinin rakibi.
38:13Milliyetçiliği geçtim.
38:14Aynı şehrin iki karşı işte yakasında Galatasaray ve Nelbahçe var.
38:20Birbirimizle kavga etmeye bayılıyoruz.
38:22Şimdi bu paçadan aşağıya çekme o bütünün büyümesine daha fazla para getirmesine engel oluyor.
38:31Rekabetler güzeldir ama bu şekliyle değil.
38:34Rekabetler güzeldir ama bu şekliyle değil sözüyle bitiriyoruz o zaman.
38:39Nasıl istersen.
38:39Ağzına sağlık İyiter abi.
38:41Daha çok seni dinledik çok iyi oldu.
38:43Zaten dediğim gibi konuyu sana sormayacaktık da kime soracaktık gibi bir durum vardı.
38:48Ama hakikaten de şey konuşmuş olduk.
38:50Yani aslında NBA'yi Avrupa konuşurken bir yandan da gerçekten spor yönetimi,
38:55efendime söyleyeyim spor kültürü üzerine de bir sürü konuları,
38:59biraz siyasi konularda dahil olmak üzere her yere girmiş olduk.
39:03Efendim Gazozuna'nın bir bölümünün daha sonuna geldik.
39:06Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
39:08Kalın sağlıcakla.
İlk yorumu siz yapın
Yorumunuzu ekleyin

Önerilen