- 2 gün önce
Kategori
📚
ÖğrenmeDöküm
03:00Renkli ve sanatçı kişiliği çocukluk yıllarında ortaya çıkar.
03:05Her şeyin iç yüzünü merak eden, sorgulayan bir çocuktur.
03:22M.K.
03:23Adı M.K.
03:26M.K.
03:27M.K.
03:28M.K.
03:30M.K.
03:31M.K.
03:32M.K.
03:33M.K.
03:34M.K.
03:35M.K.
03:36M.K.
03:37M.K.
03:38M.K.
03:39M.K.
03:40M.K.
03:41Büyükbabasının himayesinde geçer.
03:43Anılarında büyük babasından hep övgüyle bahseder.
03:47Babaannesi daha doğrusu Cici annesi Zafer Hanım.
03:51İhtiyarlığı çağrıştırdığı için kendisine babaanne denilmesine izin vermeyen,
03:56elmasları ve sinirli mizracıyla tanınan bir İstanbul hanımefendisi.
04:05Babası Mekteb-i Hukuk mezunu Fazıl Bey.
04:11Büyük konağın mütevazı ve sessiz kadını, Necip Fazıl'ın annesi Mediha Hanım.
04:29O geleneksel ve görkemli konak hayatının içinde büyür Necip Fazıl.
04:34Ama bütün o kalabalık içinde tek bir kişi, onun hayatında tartışılmaz bir etki bırakır.
04:41Ne aldımsa annemden daha düne kadar yaşayan ve seksenini hayli aşkın olarak ölen,
04:50hayatı boyunca masum ve mazlum bu kadından aldığıma inanıyorum.
04:57Çemberlitaş'taki konaklarında misafir gibi yaşayan biri daha vardır ki,
05:01üzerinde en az Mediha Hanım kadar derin izler bırakmıştır.
05:04Ağabeyine Cip Fazıl'dan sadece bir yaş küçük olan, çok küçük yaşta aileden ve hayattan kopan Selma.
05:14Ağabeyine yeni elbiseler ve pabuçlar alındığı zaman boynu bükük uzaktan bakar ve hiç ses çıkarmaz.
05:21Ayaklarında bebe iskarpinler ve sırtında satrançlı manto.
05:26Ona sanki öleceği biliniyormuş gibi bir ömür yeterlidir.
05:30Zira kız çocuktur ve büyük babamın kıymet bareminde kız çocuklarının değeri düşüktür.
05:41Beş yıl süren bu kardeşlik, Necip Fazıl'ı derinden etkileyecek,
05:46Selma, şairin zihninde hep masumluk ve mazlumluk simgesi olarak yaşayacaktır.
05:52İlk eğitimini büyük babasından almaya başlar.
06:01Kıvrak zekasıyla beş yaşında okumayı ve yazmayı öğrenir.
06:05Kız kardeşinin vefatıyla daha da ön plana çıkmış
06:08ve ailenin soyunu sürdürecek tek evlat olarak
06:11dedesi Mehmet Hilmi Efendi'nin göz bebeği olmuştur.
06:16Bu avantajını sonuna kadar kullanan haşarı çocuk,
06:18ancak babaannesinin okuması için verdiği kitaplarla sakinleştirilir.
06:24Böylece küçük çocuğun hayatında iştahlı, denetimsiz,
06:29hatta yıpratıcı bir okuma macerası başlar.
06:3512 yaşıma kadar süren bu ölçüsüz abur cubur okuma hastalığı
06:39bende o hale gelmişti ki,
06:4110-11 yaşıma doğru Pol ve Virjin, Graziella,
06:45La Demekameliya, Zavallı Necdet gibi
06:48hissilik ve edebilik iddiasındaki eserlere kadar tırmanan alakam
06:52nihayet hastalığa dönmüş,
06:54gecelerimi ve gündüzlerimi bir ağ gibi sarmıştı.
07:06Üst üste pek çok ağır hastalık geçiren çocuk,
07:09Selman'ın kahrından verem hastalığına yakalanan
07:12annesi Mediha Hanım'la birlikte,
07:14hava değişikliği için bir süreliğine
07:16Heybeli adaya gönderilir.
07:25Eğitim hayatı, başından itibaren hayli hareketlidir.
07:29Fransız okulu, Amerikan okulu derken,
07:31nihayetinde ilkokulu Heybeli adı numune mektebinde bitirir.
07:43Hastanede yatan annesinin,
07:46senin şair olmanı ne kadar isterdim dileğini,
07:48bir çocuğun heyecanıyla benimseyen Necip Fazıl,
07:52şair olmaya da o günlerde karar verir.
07:55Gözlerim hastane odasının penceresinde,
08:08savrulan kar ve uluyan rüzgara karşı,
08:11içimden kararımı verdim.
08:13Şair olacağım.
08:15Birinci Dünya Savaşı yıllarında ise,
08:24Bahriye Mektebi'ndedir.
08:27Öğretmenleri arasında,
08:28Yahya Kemal Bey adlı,
08:30Ahmet Hamdi Aksekili,
08:31Hamdullah Subhi Tanrı Ever gibi isimler vardır.
08:40Necip Fazıl'ı en çok,
08:41hocalarımızın en yaşlısı ve derin irfan sahibi diye söz ettiği edebiyat öğretmeni,
08:47İbrahim Aşki Bey etkiler.
08:48Tasavvufla İlk İlişkisi İbrahim Aşki ve onun tavsiyeleriyle okuduğu kitaplarla başlar.
09:12Okulda adı Şair'e çıkmıştır.
09:16Aruz Vezni ile denemeler yapıyor,
09:18hatta elle yazılmış tek nüshalık bir dergi çıkarıyordu.
09:23Okulun öğrencileri arasında,
09:24Türk şiirinin ünlü isimlerinden biri daha vardı.
09:28Nazım Hikmet.
09:30Necip Fazıl'dan iki sınıf üste okuyor,
09:32o da el yazısı başka bir dergi çıkarıyordu.
09:35Yıllar sonra şiir ve düşünce dünyalarıyla zıt kutupları temsil edecek bu iki isim,
09:42edebiyat tartışmalarında daima birlikte anılacaktır.
09:45Bu dönemde ülke tam bir kaos ortamındadır.
10:07Savaş yenilgisinin ardından siyasi ve toplumsal belirsizlik hat safhaya varmış,
10:13İstanbul işgal edilmiş,
10:14yokluk ve sıkıntının hüküm sürdüğü mütareke dönemi başlamıştır.
10:22Aynı dönem, Necip Fazıl içinde her açıdan zor bir dönem olur.
10:27Annesiyle babası ayrılmış,
10:29çok sevdiği büyük babası vefat etmiş,
10:31doğduğu büyük konağın kapıları
10:33annesine ve kendisine kapanmıştır.
10:37Genç öğrenci,
10:50bir an önce Darülfünuna,
10:52yani üniversiteye başlama düşüncesindedir.
10:55Ancak beklenmedik bir gelişme olur
10:57ve Bahriye Mektebi'nde eğitim süresi
11:00bir yıl daha uzatılır.
11:03İlave edilen sınıfın imtihan kağıdına
11:05tek bir kelime yazarak
11:06protestosunu dile getirir.
11:08Bilmiyorum.
11:10Bu cüretkar tavır onun kaydının silinmesine yol açar.
11:14Bir süre sonra,
11:15ancak Bahriye Mektebi'nin
11:16üç harp sınıfını bitirdiğine dair diplomasını alır.
11:21Necip Fazıl,
11:23bir yandan gençlik bunalımları,
11:24bir yandan da yoksullukla mücadele içindeyken,
11:27babası Fazıl Bey'in ölüm haberini alır.
11:33Yıl 1921.
11:36Şair'in hayatında yeni bir sayfa açılır.
11:40İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümüne,
11:42o günkü adıyla,
11:44İstanbul Darülfünunu Edebiyat Medresesi Felsefe Şubesine girer.
11:47Ahmet Kutsi Tecer ve Ahmet Hamdi Tanpınar'la tanışıklığı
11:51ve yıllar sürecek arkadaşlıkları bu yıllarda başlar.
11:56Matbuat alemine de üniversite yıllarında atılır.
11:59Dönemin en yüksek tirajlı gazetesi,
12:01vakitte muhabir olarak çalışmaya başlar.
12:03Necip Fazıl,
12:05bu çevreye ait anılarını,
12:07yıllar sonra Bab-ı Ali adlı kitabında toplayacaktır.
12:15İlk şiirleri,
12:17başta Yakup Kadri olmak üzere Ahmet Haşim,
12:19Ömer Seyfettin,
12:21Halide Edip Adıvar gibi ünlü isimlerin yer aldığı,
12:23yeni mecmuada yayımlanır.
12:29Sevgilime kul oldum,
12:31güzelliği seçeli.
12:33Varlıkta yoksul oldum,
12:35benliğimden geçeli.
12:38Vücut ruha ağ gibi,
12:40bir düğümlü bağ gibi,
12:43muhabbet menbaa gibi kevserinden içeli.
13:01Yeni bir devlet,
13:02yeni bir hayat düzeni kurulmuştur.
13:06Cumhuriyet idaresi,
13:08ağır savaşlardan çıkan ülkeyi kalkındırmak için çaba harcarken,
13:12yeni ve iyi yetişmiş bir nesle büyük ihtiyaç vardır.
13:15Marif vekaleti,
13:16Avrupa'ya öğrenci göndermek için sınav açar.
13:19Sınavı kazanıp,
13:20Avrupa'ya gidecek Darülfü'nün öğrencileri arasında,
13:23Necip Fazıl da vardır.
13:25Genç şair,
13:26önce Cumhuriyet Türkiye'sinin başkenti Ankara'ya,
13:29ardından felsefe eğitimi için Kültür ve Sanat'ın başkenti Paris'e,
13:34Sorbonne Üniversitesi'ne gidecektir.
13:35Paris'e hükümet talebesi olarak gönderilişiminin resmi muamelesini de ikmal etmek için,
13:51Vakit Gazetesi'nin Ankara muhabiri sıfatıyla,
13:54yeni idare merkezine odun yakan bir lokomotifin arkasında 36 saatte vardım.
13:59İstasyon
14:05Burada gelir insana boş günlerin usancı,
14:11Çalar birden kampana ölüm çanından acı.
14:15Sonra bir düdük öter,
14:17Kesik çığlıklarla der,
14:19Buradan bildik gidenler,
14:22Yarın döner yabancı.
14:29Okumak üzere gittiği Paris'ten,
14:34Necip Fazıl da bir yabancı gibi dönecektir.
14:38Zira Paris,
14:39Sadece edebiyatın ve zengin kültür aleminin değil,
14:42Bohem hayatının da vazgeçilmez merkezidir.
14:46Birinci Dünya Savaşı'nın ardından bütün Avrupa'yı saran o umutsuzluk,
14:50Boşvermişlik,
14:51Özellikle genç neslin zihnine yerleşmiş durumdadır.
14:55Pırıl pırıl çadde,
14:57Paris kaynıyor,
14:59O genç şair,
15:01Şehrin kapkara çatıları,
15:03Esrarlı boçaları,
15:05Ve her an göz kırpan ışıkları ortasında kaybolmuş bir çocuk gibi,
15:09Kimsesiz ve on parasız.
15:16Kaldırımlar şiiri,
15:17İşte bu günlerde,
15:19Kalabalığın içinde,
15:21Yalnız ve çaresiz dolaştığı,
15:23Paris sokaklarında birikecektir.
15:25Paris'te uzun süre bu hayata yaşayıp,
15:29Paris gecelerinin,
15:31O sıkıntılı ortamını,
15:35Beş parasız bir şekilde sokaklarda,
15:38Yalnız bir insan olarak yaşamış.
15:41Dolayısıyla,
15:42Üniversite tahsisini tamamlayamamış,
15:45Bir genç olarak Türkiye'ye döndü.
15:46Tabi,
15:48Bu tecrübeyi yaşamış olmak da,
15:50Önemli bir şey.
15:51Aslında,
15:51Ya Ya Kemal de,
15:53Benzer bir tecrübe yaşamıştı bildiğiniz gibi.
15:55Paris'e gitti,
15:56O da iki yıllık,
15:58Siyans politiği bitiremedi.
15:59Fakat,
15:59On yıl,
16:01Necip Fazıl gibi,
16:02Bohem hayatı yaşadıktan sonra,
16:03Kartiye-Laten,
16:04Muhitinde,
16:06On yıla yakın,
16:07Bohem hayatı yaşadıktan sonra,
16:08Türkiye'ye döndü.
16:09O da Türk şiirinde bir dönüm noktası oldu.
16:13Necip Fazıl da öyledir.
16:15Yani nasıl,
16:16Aruz'da,
16:17Modern Türk şiirinin,
16:19Aruz Vadisi'nde,
16:21Ya Ya Kemal bir dönüm noktasıysa,
16:24Necip Fazıl da bu manada,
16:26Modern şiirle,
16:28Temas noktasında,
16:29Hece'de bir dönüm noktasıdır.
16:32Paris hayatının etkileri,
16:34Türkiye'ye döndükten sonra da,
16:35Uzunca bir süre devam edecektir.
16:371925 yılında,
16:41Örümcek ağıyla,
16:42Yeni bir pencere açılır.
16:44Duvara,
16:46Bir titiz örümcek gibi,
16:48İnce dertlerimle işledim bir ağ.
16:52Ruhum gün doğunca sönecek gibi,
16:54Şimdiden ediyor hayata veda.
17:00Necip Fazıl,
17:02Dikkatleri üzerine çeken bu çıkışı yaptığında,
17:05Henüz 21 yaşındadır.
17:07Küçük bir şiir kitabıdır,
17:0964 sayfadır hepsi.
17:10Salih Zeki Aktay diye,
17:12O dönemin şairlerinden bir tanesi var,
17:14Necip Fazıl'dan daha yaşlı.
17:16Büyük takdir hisleriyle,
17:18Bu kitabı tanıtan bir yazı yazıyor.
17:20Biz şimdiye kadar,
17:22Şiir diye bir takım yıpranmış bilgileri,
17:30Yıpranmış hayalleri, imajları kulaklarımıza doldurduk.
17:34İşte hakiki şiir bu,
17:36Şimdi karşılaştık diyor.
17:381928'de ikinci şiir kitabı çıkar.
17:44Bir döneme damgasını vuracak olan kaldırımlar,
17:47Necip Fazıl'ı emekleme çağını yaşayan,
17:50Hece ölçüsünün en genç ustası yapar.
17:52Sokaktayım,
18:00Kimsesiz bir sokak ortasında,
18:03Yürüyorum,
18:05Arkama bakmadan yürüyorum.
18:08Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
18:12Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
18:14Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık,
18:21Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
18:25İncin uykuda,
18:27Yalnız iki yoldaş uyanık,
18:29Biri benim,
18:31Biri de serseri kaldır.
18:41Büyük bir yankı uyandırıyor,
18:43Bizim görebildiğimiz kitaplarda ve gazetelerde,
18:48Mesela Peygamber Safa'nın,
18:52Mustafa Şekip Tunc'un,
18:55Abdullah Cedet'in,
18:59Hatta kendisinden daha genç olan Ziya Osman Safa'nın,
19:03Daha pek çok,
19:03Nurullah Atac'ın,
19:05Bu kitabı takdir eden yazıları çıkıyor.
19:08Kaldırımlar,
19:09Yani olağanüstü bir şiir gibi,
19:11Birdenbire Türk şiir dünyasının içine düşüyor.
19:14Necip Fazıl,
19:19Artık kaldırımlar şairi olarak tanınmaktadır.
19:22Eserleri ve farklı kişiliğiyle,
19:24Gittiği her yerde ilgi odağıdır.
19:28Ancak tüm hızıyla devam eden,
19:29Bu hem hayatının belirsizlikleri,
19:31Hem kendisini,
19:33Hem de çok sevdiği annesini endişelendirmektedir.
19:34Ak saçlı başını alıp eline,
19:40Kara hülyalara dal anneciğim,
19:44O titrek kalbini bahtın yeline,
19:47Bir ince tül gibi sağla anneciğim.
19:51Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
19:55Gecenin ardında yine gece var,
19:58Çocuklar hıçkırır,
20:00Anneler ağlar,
20:03Yaşlı gözlerinle kal anneciğim.
20:06Gözlerinde aksi bir derin için,
20:10Kanadın yayılmış,
20:12Çırpınmak için,
20:14Bu kış yolculuk var diyorsa için,
20:17Beni de beraber al anneciğim.
20:30Yıl 1929.
20:34Belki de daha düzenli bir yaşam tarzı istediği için,
20:37Türkiye İş Bankası'nın açtığı müfettişlik sınavına girer.
20:41Paris dönüşünde,
20:42İstanbul ve Anadolu'da yaşadığı,
20:44Kısa süreli bankacılık tecrübesiyle,
20:46Sınavı kazanır ve Ankara'ya atanır.
20:56Sanat ve edebiyat çevresiyle ilişkisi,
20:58Ankara'da da devam eder.
21:00Falih Rıfkı,
21:01Ahmet Hamdi Tanpınar,
21:03Nurullah Ataç,
21:04Yakup Kadri Karaosmanoğlu,
21:06Ahmet Kutsi Tecer,
21:07Sıkça görüştüğü isimlerdir.
21:2018 aylık askerlik görevini,
21:23İstanbul'da tamamlar.
21:231933 yılında Ankara'ya döndükten sonra,
21:33Ben ve Ötesi adlı üçüncü şiir kitabını ve birkaç hikaye, birkaç tahlil isimli eserini yayınlar.
21:39Bankacılığı ve şairliği bir arada sürdüren Necip Basıl, artık Ankara'dan sıkılmaya başlamıştır.
21:51Anadolu'da başka bir şehre tayin ister ve Trabzon'a gönderilir.
21:54Burada bir otel odasında kalır.
22:00İstanbul özlemiyle Trabzon'a da sadece birkaç ay katlanabilecektir.
22:04Bir merhamettir yanan,
22:24Daracık odaların,
22:25İsli lambalarında,
22:27İsli lambalarında.
22:29Gelip geçen her yüzden gizli bir akis kalmış,
22:36Küflü aynalarında, küflü aynalarında.
22:41Atılan elbiseler,
22:44Boğazlanmış bir adam,
22:47Kırık masalarında,
22:49Kırık masalarında.
22:50Bir sırrı sürüklüyor,
22:55Terlikler tıpır tıpır,
22:58İzbe sofalarında,
23:00İzbe sofalarında.
23:04Atıyor sızıların çıplak duvarda nabzı,
23:08Çivi yaralarında,
23:09Çivi yaralarında.
23:11Otel odaları,
23:18Kaldırımlar,
23:20Bacalar,
23:21Çan sesleri,
23:23Deniz,
23:24Tavkimdeki deniz,
23:25Azgın deniz,
23:27Gibi şiirler,
23:31Necip Fazıl'ın,
23:33Türk edebiyatına getirdiği yeniliklerdir.
23:37Muhteva olarak getirdiği yenilikler.
23:40Artı,
23:41Bu şiirlerle,
23:43İlk defa,
23:45Hece ölçüsü,
23:48Kentselleşmiş oluyor,
23:49Necip Fazıl'ın bu şiiriyle.
23:51Daha önce,
23:53Faruk Nafiz'e gelinceye kadar olan şiirde,
23:56Bu anlamda,
23:57Bu bağlamda bir kentlilik yok.
24:01Faruk Nafiz'in ulaştığı,
24:03Necip Fazıl'dan bir nesil önceki şiir,
24:06Han Duvarları.
24:07O şiir elbette kendi janrı içinde güzel bir şiir,
24:13Edebiyatımızın önemli hamlelerinden birisi,
24:17Önemli şiirlerinden birisi.
24:19Ama Necip Fazıl,
24:21Han Duvarları'nı otel odalarıyla aşmış oluyor.
24:25İşte Necip Fazıl Kısakürek,
24:28Hece ölçüsüyle yazılan şiirler arasında,
24:31Çok büyük bir öncü,
24:32Çok büyük bir zeka,
24:33Buluşlara dayalı,
24:35Yeni imgeler,
24:36Yeni metaforlar ortaya koyan,
24:38Çok büyük bir yetenektir.
24:40Pek çok şairin o dönem yazmak istediği,
24:43Aradığı, bulamadığı şiiri,
24:44Yenilikleri,
24:45O yakalamıştır.
24:47Büyük bir zekayı görüyoruz burada.
24:49Bir taşıran damladır Türkçede,
24:51Necip Fazıl Kısakürek.
24:52Aslında bütün o anlattığı,
24:55O gizem dolu şiirlerinde de,
24:58Hep kendi içine yaptığı bir arayış,
25:00Bir yolculuğu görüyoruz.
25:02Devamlı arayış içinde olan bir şair.
25:04Çünkü yetmiyor.
25:06O bizim çok sevdiğimiz,
25:08Aa ne güzel üstad dediğimiz şiirlerin hiçbiri ona yetmemiş.
25:12Bu da ancak,
25:13Yaratıcı,
25:14Zeka dolu insanın,
25:16Sanatçılarda ortaya çıkan bir özelliktir.
25:22Şiirlerindeki arayış,
25:24İç dünyasında da devam eder.
25:27Ne bohem hayatın hareketliliği,
25:30Ne şöhretin getirdikleri,
25:31Ne para,
25:32Ne de başka bir şeyi,
25:33Bulamamıştır Aradığı'na.
25:36Ta ki,
25:371934 yılına kadar.
25:46Artık,
25:47Gördüğü,
25:48Farklı bir ışığın peşinden gidecektir.
25:50Anladım işi,
26:00Sanat,
26:01Allah'ı aramakmış.
26:04Marifet bu,
26:06Gerisi yalnız çelik çomakmış.
28:27Şair hayatındaki değişimi ve bugüne kadar yaşadıklarını iki mısra ile özetler.
28:34Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum.
28:40Gökyüzünden habersiz uçurtumu uçurmuşum.
28:441934 yılından itibaren, o güne dek batı felsefesi ve edebiyatıyla iç içe olan şairin karşısında yepyeni ve bambaşka bir kapı açılır.
29:02Karamsarlık, çaresizlik ve umutsuzluktan yavaş yavaş uzaklaşır.
29:07İstanbul'u, Türkiye'yi ve Doğu'yu farklı bir cepheden, tasavvuf penceresinden izlemeye başlar.
29:30Necip Hazıl'ın fikir ve duygu yoğunluğu bu evreden sonra farklı kanallara akacaktır.
29:37Şiirin yanında, tiyatro alanında da eserler verir.
29:401935 yılında Muhsin Ertuğrul'un talebi üzerine önce tohumu, ardından Bir Adam Yaratmak adlı oyununu yazar.
29:49Başrolünü Muhsin Ertuğrul'un oynadığı Bir Adam Yaratmak,
29:531937'de İstanbul Şehir tiyatrolarında sahnelenir ve büyük ilgi görür.
29:58Necip Hazıl, oyun yazarlığını ömrünün son yıllarına kadar sürdürür.
30:04İlerleyen yıllarda, oyunlarından bazıları beyaz perdeye aktarılacak,
30:09bazıları ise televizyon dizisi olarak izleyiciyle buluşacaktır.
30:12Büyük bir incir ağacı.
30:24Her dalında bir insan çekecek kadar iri bir incir ağacı değil mi?
30:28Sizi rahatsız ettik galiba.
30:38Beyefendi gazetecidir.
30:40Kendisiyle piyesime dair konuşuyorduk.
30:43Annem.
30:46Uzun mu sürecek konuşmanız?
30:48Canımız çay içmek istiyordu da.
30:50Bir iki dakikalık işimiz kaldı.
30:52Biraz daha dolaşın bahçede.
30:53Peki.
30:54Bana özetleyebilir misiniz yazdığım oyunun?
31:06Oyun, babam kendisini bir incir dalına asmıştı diye başlıyor.
31:11Oyunun kahramanı, babası intihar etmiş bir tip.
31:15İhtiyar annesiyle beraber bir yalıda yaşıyor.
31:18Yalının bahçesinde büyük bir incir ağacı.
31:21Babasının asıldığı ağaç.
31:22Babası kendisini niçin asmış?
31:25Bilmiyoruz.
31:26Zaten kahramanımız da bilmiyor.
31:28O zaman 8 yaşında bir çocukmuş.
31:30Büyüdüğü zaman da kendisine esaslı bir şey söylenmemiş.
31:33Öyle değil mi?
31:35Türk Edebiyatı'nın önde gelen piyes yazarlarından birisi.
31:3915 adet piyesi var.
31:41Necip Fazıl'ın.
31:42Tasavvufla ilgili olarak yazdığı kitaplar var.
31:46Anılarını yazdığı kitaplar var.
31:47Velhasıl bu şiirleri var tabii şiir toplamı var.
31:52Bu alanların hangisini tek başına ele alırsak alalım.
31:57Bir insanın ömrünü dolu dolu anlamlı kılmaya yetecek çapta hem nitelik olarak hem nicelik olarak dolduracak çapta ürünler olarak görüyoruz.
32:12Aynı yıllarda şairi bir başka önemli faaliyetin içinde görüyoruz.
32:21Dergicilik.
32:22Bu, Necip Fazıl'ın yıllarca sürdüreceği ve kendini ifade etmekte kullanacağı vazgeçilmez bir kanal olacaktır.
32:301936 yılında Ağaç dergisini çıkarır.
32:34Ağaç, tam anlamıyla bir sanat dergisidir.
32:37Şairlik, oyun yasarlığı, dergicilik ve geçimini sağlamak için sürdürdüğü bankacılık.
32:49Bu yoğunluk içinde memuriyete daha fazla devam edemeyeceğini anlayan Necip Fazıl, 1938'de 9 yıldır çalıştığı bankadan istifa eder.
32:57Ancak yoğun tempodan kurtulabilecektir.
33:03Dönemin Marif Vekili Hasan Ali Yücel tarafından Ankara Devlet Konservatuvarı Batı Edebiyatı bölümüne öğretim görevlisi olarak tayin edilir.
33:13Bir süre sonra da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi ve Robert Kolej'de ders vermeye başlar.
33:19Aynı dönemde gazeteci kimliğiyle de ön plandadır.
33:221939 yılı yine bir dönüm noktasıdır.
33:29Şair, en sevdiği ve en önemli eseri olarak kabul ettiği Senfoni adlı şiirini yazar.
33:36Bu şiirin adını daha sonra Çile olarak değiştirecektir.
33:39Gaiplerden bir ses geldi.
33:48Bu adam gezdirsin boşluğu else kökünde.
33:52Ve uçtu tepemden birdenbire dağın.
33:55Gök devrildi.
33:57Günde üstüne künde.
34:00Pencereye koştum.
34:02Kızıl kıyamet.
34:04Dediklerin çıktı ihtiyar bacı.
34:07Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent.
34:11Ok çekti yukarıdan, üstüme avcı.
34:15Ateşten zehrini tattım bu okun.
34:19Bir anda kül etti can elbası mı?
34:22Sanki burnum değdi burnuna yokun.
34:26Kustuğum ösasımdan kafadasım.
34:28Bir bardak su gibi çalkandı dünya.
34:33Söndü istikame, yıkıldı boşluk.
34:37Al sana hakikat, al sana rüya.
34:40İşte akıllılık, işte sarhoşluk.
34:43Çile, büyük şairin geçmişle arasındaki bağları koparttığı eser olarak kabul edilir.
35:0010 yıl boyunca onu kaldırımlar şairi olarak metheden edebiyatçılar için o artık sabık şairdir.
35:09Necip Fazıl ise 1940'lı yıllarda parça parça yayınlamaya başladığı poetikasıyla bu yaftanın haksızlığını derinlikli bir şiir anlayışıyla kanıtlayacaktır.
35:22Fikri değişmelere bağlı olarak zaman zaman çizgisindeki, hayat telakisindeki bir takım değişmeleri o işte bazıları onun için derler ki işte şiirine yazık etti hayır der.
35:40O şiire yazık etmedim ben.
35:41Ben şiirimin muhatabı cemiyete de yöneldim.
35:45Sanat ne içindir sorusunu biliyorsunuz.
35:47Bizde servet şunun edebiyatından beri hep münakaşa edilen bir konu olmuştur.
35:53Efendim sanat sanat içindir, sanat toplum içindir gibi.
35:57Ama Necip Fazıl ona şu geliştirmiş o poetikasında şu zekayı, şu zihni, şu fikri geliştirerek daha uygun veya olgun bir cevap vermiştir ki
36:07tabii zat gayesi itibariyle sanat sanat içindir ama muhatabı olduğu topluma bir şeyler yansıtmak için de cemiyet içindir, toplum içindir diye
36:16her iki cephesini de kucaklayan bir bütünlük ortaya koymuş.
36:241940'lı yıllarda şairin hayatında önemli gelişmeler yaşanacaktır.
36:311941'de Neslihan Hanım'la evlenir.
36:35Köklü bir aileden gelen Neslihan Hanım'la olan evliliğinden beş çocuğu olur.
36:40Mehmet, Ömer, Ayşe, Osman ve Zeynep.
36:46Kendini fikir ve sanat meselelerine adayan Necip Fazıl, bütün bu yoğunluğuna rağmen çocuklarına karşı hep ilgili bir baba olmuştur.
36:57Bu dönemin ikinci önemli gelişmesi ise 1943'de Büyük Doğu Mecmuası'nın yayın hayatına başlamasıdır.
37:16Büyük Doğu, yarı siyasi, yarı sanat dergisi, ağaç tamamıyla bir sanat dergisi, felsefe dergisi iken
37:31Büyük Doğu biraz daha harp yıllarından faydalanarak Türkiye'nin demokrasiye yavaş yavaş açılabildiği bir dönemde
37:39bir ideolojik ve sanat dergisi oluyor.
37:43Özellikle 1943'den yahut 1945'den 1948'e kadar olan devresi gerçekten ağaç gibi kaliteli, siyasi bakımdan da kaliteli bir dergi.
37:58Daha sonraki dönemlerde çok kapatılıyor.
38:03Kapanıyor, mahkeme kararı ile, polisin toplatması ile vesaire ile kapatılıyor.
38:08Her sefasında yeniden birinci sayı olarak çıkıyor.
38:11Toplam olarak iki defa da gazete halinde çıkıyor.
38:15Beş yüz küsur sayıyı buluyor bu dergi Büyük Doğu.
38:19Büyük Doğu dergisi ile birlikte hukuki sorunlar da başlar.
38:34Dergideki yazıları yüzünden pek çok kez yargılanır, tutuklanır.
38:381948 yılına gelindiğinde Necip Fazıl'ın şiirinde 3. Büyük Zirveyi temsil eden eser Sakarya Destanı ortaya çıkar.
38:54İnsan bu, su misali kıvrım kıvrım akar ya, bir yanda akan benim, öbür yanda sakar ya.
39:13Su iner yokuşlardan hep basamak basamak, benimse alın yazım yokuşlarda susamak.
39:21Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir.
39:27Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.
39:32Akışta demetlenmiş büyük, küçük kainat, şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat.
39:40Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
39:44Kurşundan bir yük binmiş köpükten gövdesine,
39:47Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
39:52Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin.
39:57Rabbim isterse sular, büklüm büklüm vurulur,
40:01Sırtına Sakarya'nın Türk tarihi vurulur.
40:041949 yılında, dergisiyle aynı adı taşıyan Büyük Doğu Cemiyeti'ni kurar.
40:30Kırklı yaşlarından itibaren şehir şehir dolaşmaya başlar.
40:35Fikir ve davasını büyük kalabalıklarla paylaşır.
40:39Artık daha güçlü, daha kararlı ve daha etkin bir roldedir.
40:44Özellikle lise ve üniversite gençliğinin ona duyduğu ilgi, sevgi ve hayranlık,
40:52Bu ortamlarda daha da büyür ve güçlenir.
40:57Büyük Doğu hareketiyle birlikte siyasete olan ilgisi de artar.
41:01Dönemin meşhur siyasetçileriyle yakın ilişkiler kurar.
41:04Ama hiçbir zaman faal bir siyaset adamı olmayacaktır.
41:08Özellikle Fazıl sadece şair olarak kalmış bir isim değil,
41:13Aynı zamanda kendine göre bir kavgası olan adamdır.
41:17Bu sebeple, o kavgasını vermek amacıyla sürekli ön planda görünen bir şahsiyetti.
41:27Dergi çıkarmıştı, gazetelerde yazmıştı,
41:31Kavgalar etmişti, polemiklere girmişti.
41:36Böyle nötr bir şair değil ama renkli, etrafında gürültü koparan,
41:40Öyle şahsiyetiyle,
41:42Megolemanisiyle belki de hatta,
41:45Beniyle, o güçlü beniyle,
41:47Bir cazibe merkezi haline gelen şairlerden biridir.
41:51Yani Necip Fazıl hayatının sonuna kadar bir cazibe merkeziydi.
41:54Yani insanları kendisine doğru çeken,
41:57Gerektiği zaman peşinden sürükleyebilen,
41:59Her şairin sahip olamadığı özelliklere sahip kişilikti.
42:06Polemiklerine, kavgalarına, siyasi kimliğine rağmen Necip Fazıl için şiir her zaman birinci sıradadır.
42:17Doğuştan İstanbullu olan şair, şehir ve şehir hayatının bunalımlarını her dönemde eserlerine konu etmiştir.
42:29Apartman
42:32Sır vermeye alışkan, pencereler aydınlık,
42:38Duvara şüphe çakan, gölgelerde şaşkınlık,
42:44Üst üste insan türü,
42:47Bu ne hayat götürü,
42:50Yakınlıktan ötürü,
42:51Kaçıp gitmiş yakınlık.
43:04Necip Fazıl'la birlikte Türk şiirine büyük şehir gelmiştir.
43:09Caddeler, sokaklar gelmiştir.
43:12Koca koca apartmanların bacaları gelmiştir.
43:14Birbirine hayat hakkı tanımayan apartmanlar gelmiştir.
43:22Artık kent insanıdır söz konusu olan insan.
43:26Ve bu kent insanı şehrin bunalımından dağlara koşmak isteyen bir insandır.
43:31Bu Necip Fazıl'ın çok kısa süre içinde hece şiirini kırsal yapısından alıp,
43:41Kente taşıyıp ve kentin en ileri derecedeki problemlerini idrak etmiş, yaşamış,
43:48Tecrübe etmiş insanın şiiri haline getirmesi demektir.
43:52Necip Fazıl'ın bakışında, Necip Fazıl'ın şiirinde ne var?
44:03İçinde hem doğu var hem batı.
44:05Mehmet Fuat'ın dediği gibi Frans şiirinden de etkilenme var.
44:09Ama bizim geleneksel şiirimizden de etkilenme var.
44:12Tasavvuftan da etkilenme var.
44:14Modern bir yaşamın getirdiklerinden de etkilenme var.
44:18Necip Fazıl'ı daima tabii çok ünlü şiirleriyle biliyoruz.
44:22Aslında ben şairin bu yanına da değinmek istiyorum.
44:27Nedense okurlar çok bilinen şiirleri, antolojilerde çok yer alan şiirleri bilirler, ezberlerler.
44:36Ve o şiirlere göre de bir şair tasarımı yaparlar.
44:40Parantez içinde tasarım kelimesini kullanayım.
44:43Oysa Necip Fazıl bu şiirlerle var değil.
44:46Çünkü Necip Fazıl belli kavramları, belli konuları, belli temaları çok başka türlü değerlendiren,
44:59zengin bir şiir listesi olan ve zengin bir içerik tablosu olan bir şair.
45:05Canım İstanbul
45:12Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar.
45:18Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
45:24İçimde tüten bir şey, hava, renk, eda, iklim.
45:28O benim, zaman mekan aşıp geçmiş sevgilim.
45:35Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur.
45:40Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
45:44Denizle toprak, yalnız onda ermiş misale.
45:49Ve kavuşmuş rüyalar onda, onda misale.
45:53İstanbul benim canım, vatanım da vatanım.
45:59İstanbul, İstanbul.
46:09Necip Fazıl hayatı boyunca hiç durmadan yazar, anlatır, hitap eder.
46:15Ölümünden kısa bir süre önce,
46:22Türk Edebiyatı Vakfı tarafından Şairler Sultan seçilir.
46:27Ama onun isminin ne anlama geldiği 26 Mayıs 1983'te,
46:32cenazesindeki kalabalıklar da ortaya çıkacaktır.
46:34Sanatkarlar, şairler, hayatları içinde çok defa kendileri de şikayet etmişlerdi takdir edilmemeklerden.
46:50Ve gerçekten de birçokların hayatlarına baktığımız zaman,
46:53hep ölümünden sonra daha çok takdir bulurlar.
46:57Fakat Necip Fazıl hayatında da hem şairlik tarafıyla,
47:02hem de bu dergicilik dolayısıyla siyasi tarafıyla pek çok taraftar bulmuş bir insandır.
47:08Yani gittiği yerde vermiş olduğu konferanslar,
47:11tabii o konferanslarının pek çoğunu siyasi olarak kabul edebiliriz ama,
47:15bu özellikle kaldırımlar şiiriyle şair olarak tanınması çok mühim.
47:21Yani büyük bir değer taşıyor Türk şiiri içinde.
47:26Bu takdiri görmüş.
47:27Ölümünden sonra da bu ilgi eksilmeden devam etmiştir.
47:33Yani her ölüm yıl dönümünde,
47:35çeşitli kuruluşlar tarafından, devlet kuruluşları tarafından anılmış,
47:40şiir kitapları defalarca basılmış,
47:43hayatında toplayamadığı eserleri öldükten sonra ailesi yeniden yayınlamıştır.
47:49Yani bugün Necip Fazıl'ın 70'den fazla eseri basılmış bulunmaktadır.
47:55Bu her kula nasip olacak bir şey değildir.
48:06Necip Fazıl, gençliğinden itibaren hep alkışlanmış, takdir edilmiş
48:11ve kitleleri peşinden sürükleyen bir isim olmuştur.
48:14Buna rağmen fikirleri, sivri dili ve taviz vermeyen mizacıyla
48:20sıkıntılı ve zor dönemlerde yaşamıştır.
48:24Ancak yaşadığı her tecrübe, onun için yeni bir ilham kaynağı olmuştur.
48:29Zindan İki Ece, Mehmet'im lafta,
48:44baba katiliyle babam bir safta,
48:48bir de geri adam,
48:50boynumda yafta,
48:52halimi düşünüp yanma Mehmet'im,
48:55kavuşmak mı belki,
48:57daha ölmedim.
49:00Avlu,
49:02bir uzun yol,
49:03tuğla döşeli,
49:05kırmızı tuğlalar,
49:07altı köşeli,
49:08bu yol da tutuktur hapse düşeli.
49:11Git ve gel, yüz adım,
49:13bin yıllık konak,
49:14ne ayak dayanır buna,
49:16ne tırnak.
49:171947'den itibaren başlayan mahkumiyetlerini,
49:39sık sık aldığı hapis cezalarını,
49:421955'te yayımladığı,
49:43cinnet müstahatiyle adlı kitabında ele alır.
49:46biyografik yazıları haricinde siyasi, edebi ve toplumsal yorumları, eleştirileri,
49:55hatta tarih kitapları da vardır.
49:57Necip Fazıl,
50:01şiir alanındaki ustalığını,
50:03düz yazıda da göstermeyi başarmış bir sanatçıdır.
50:06Ben düz yazılarını da çok seviyorum Necip Fazıl'ın,
50:12ve düz yazılarını okuyanların,
50:14şiirlerinden çıkan Necip Fazıl'la,
50:17düz yazılardan çıkan Necip Fazıl'la,
50:19yani düşüncelerinden, edebiyatından,
50:21duygularından, etkilenmelerinden çıkan Necip Fazıl'la,
50:25ikisini birleştirdiğinizde,
50:27ikisinden bir sentez yaptığınızda,
50:30bambaşka bir Necip Fazıl görüyorsunuz.
50:32Necip Fazıl,
50:38bütün eserlerinde yalın ve akıcı bir dil kullanmaya özen göstermiştir.
50:43Şairin, 1920'li yıllarda yazdığı şiirlerinin bile,
50:47bugün yazılmışçasına sade ve akıcı olması,
50:50bu özenin en güzel kanıtıdır.
50:57Bu akşam o kadar durgun ki sular,
51:02gömül benim gibi keder ediyor.
51:06İçimde,
51:07maziden kalma duygular,
51:10ağla geri gelmez günler ediyor.
51:15Ey gönül,
51:18gidenden ümidini kes.
51:22Kaçan bir hayale benziyor herkes.
51:24Sanki kulağıma gaipten bir ses,
51:29buluşmalar kaldı mahşer ediyor.
51:33Enginden engine koşarken rüzgar,
51:37bende bir yolculuk heyecanı var.
51:41Yattığım kayaya çarpan dalgalar,
51:44çıkıver bir sonsuz sefere diyor.
51:47Bence o dönemin iki şairi vardı.
52:00Biri Naz Hükümet,
52:01öbürü de Necip Fazıl.
52:03Şiir denince,
52:04insanlar özellikle gençliğinde,
52:06ezberlerler şiirleri.
52:08En kolay ezberlenebilen bir şair tarzı.
52:14Naz Hükümet'ten büyük farkı da o.
52:17O kolay ezberlenemiyor.
52:19Çok daha akıcı.
52:21Ve o akıcılığı,
52:23belirli kurallara sıkışmış değil.
52:26Halbuki Necip Fazıl'da,
52:28işte Hece var,
52:29Kafiye var.
52:31Bunlar,
52:32yer yer,
52:33Naz Hükümet'te de var.
52:35Yer yer.
52:35O onu böyle bir kural olarak benimsemiş değil.
52:40Bu kurallık içinde,
52:42dahi Necip Fazıl,
52:43yine sanki hiç kurallar yokmuşçasına,
52:47akıcı yazabilen,
52:48akıcı ifade edebilen bir şair.
52:51O bakımdan da çok iyi.
52:53Daha da önemlisi,
52:54her ikisini niye seviyorum diye,
52:56zaman zaman kendime sormuşumdur.
52:59Türkçeleri.
53:05Ben Necip Fazıl'ın el yazısıyla yazdığı şiirler ve metiller,
53:11bazı karalama müsveddelerine de ulaşmış.
53:13Onlar üzerinde nasıl bir hassasiyet gösterdiğini,
53:17şu titiz bir çalışmaya sahip oluşunu,
53:19tespit ettiğimde şunu görmüştüm.
53:22değiştirmek istediği şeyi,
53:24üzerini çok yoğun bir biçimde karalar ve yeni kelimeyi yazarak oraya oturtur.
53:29Hatta Necip Fazıl,
53:31şiir ve şiir diline dair düşüncelerini ortaya koyduğu zaman,
53:35bir yerde karşılaşmıştım.
53:37Kendisinin aynen şu ifadesini görüyoruz.
53:39Bana sekiz tane kelime veriniz,
53:43onunla altmış dört tane cümle kurayım sizler için.
53:46Böylece dile hakim olan,
53:48adeta dil virtüözü dediğimiz,
53:50Türkçeni en güzel şekilde,
53:53istediği gibi anlamını genişleterek,
53:55bir sanat malzemesi haline dönüştürerek kullanan,
53:59Türk edebiyatına getirdikleriyle,
54:01hakikaten müstesna bir yere sahiptir.
54:09Necip Fazıl adı,
54:11edebiyat tartışmalarında sık sık Nazım Hikmet'le birlikte anılır.
54:16Aynı dönemlerde ortaya çıkmış,
54:18ama çok farklı yollardan seslerini duyurmuş olan bu iki şairin,
54:22yan yana zikredilmesi kuşkusuz bir tesadüf değildir.
54:27Nedense bazı şairler birlikte anlıyor.
54:30Tevfik Ret'le Mehmet Akif Ersoy,
54:33Necip Fazıl Kısak Ret'le de Nazım Hikmet Peler'de.
54:36Ben bunların düşünce kaynaklı iki şair olmasına bağlıyorum.
54:43Çünkü ikisinde dünya görüşü farklı,
54:46ama bir görüşten şiire bakmaları var.
54:50Necip Fazıl, Nazım ya da diğerleri,
54:53bunlar hepsi bizim Türkçemizi,
54:55ses bayrağımızı yücretmiş,
54:57çok güzel şairlerdir.
54:59Bir orkestra düşünün,
55:00bir orkestra getirin gözünüzün önüne.
55:02Bir yanda üflemeli çalgılar var,
55:04bir yanda vurmalı çalgılar,
55:06diğer yanda yaylı çalgılar.
55:08Ne kadar güzeldir değil mi?
55:10O çok sessilik.
55:11İşte şiirde de Necip Fazıl'ı
55:13ve bütün şairlerimizi bir arada,
55:16bir bütün o senfonin içinde görmemiz gerekir.
55:19Necip Fazıl Kısakörek,
55:20bu orkestrada çok güzel bir enstrümanın,
55:23bir şairin adıdır.
55:24Ne hasta bekler sabahı,
55:33ne taze ölü mezar,
55:35ne de şeytan bir günahı,
55:38seni beklediğim kadar.
55:40Geçti,
55:41istemem gelmeni,
55:43yokluğunda buldum seni,
55:45bırak vehmim ve gölgeni,
55:48gelme,
55:48artık niye yara?
56:19M.K.
Önerilen
0:37
|
Sıradaki
12:02
2:02
1:42
2:04
0:36
20:22
15:42
İlk yorumu siz yapın