Türk sinemasına damga vuran sayısız film, özellikle de bazı sahneleriyle kazınır hafızalarımıza. Kimi sahneleri hatırladıkça yeniden izleriz, kimilerini ise izledikçe yeniden hatırlarız. Kahkahanın ve hüznün iç içe geçtiği Türk sinemasından unutulmaz anları sizler için bir araya getirdik...
00:42Yani hayattan ne varsa hepsini perdede izledik.
00:46İzlemeye devam ediyoruz.
00:47Bu afişler ne?
00:49Eski filmlerin afişleri.
00:51Hayatımızı kurtaran filmlerin.
00:53Türk sineması.
00:55Harflerle, kelimelerle değil, duygularla.
00:57Hayallerle kurulmuş birdiydi bizim için.
01:00Herkesin ortak belleği, fikir ayrılıklarının, sınıfların, siyasi tutumların ötesinde herkesi birleştiren, bizi bir arada tutan, pelikülden bir mıknatıs gibiydi.
01:11Ne geliyormuş?
01:12Biz on tela.
01:13Nedir o?
01:14Güldüren, ağlatan, endişelendiren ama nihayetinde salondan çıktığımızda esas oğlanın kötüleri yendiği, fakirliğin belinin kırıldığı, esas kızın her şeye rağmen aşkından vazgeçmediği, hülasa, mutlu sonun verdiği huzurla dolardı içimiz.
01:31Sen mi büyüksün?
01:33Hayır.
01:34Ben büyüğüm.
01:36Ben Yaşar Usta.
01:37Yeşilçam'ın büyüsü, 1980'lerde yavaş yavaş elini uzatırken yeni Türk sinemasına artık hikayeler daha gerçekçi, duygularsa daha da sertti.
01:48Sinema artık klişe hikayeleri yıkıp yeni klişeler inşa ederken artık zengin kız fakir olan hikayeleri form değiştirmiş, yönetmenler kameralarını hayatın daha zor geçtiği yerlere çeviriyordu.
02:01Onlardan biri, iki büyük jönü Tarık Akan ve Cüneyt Arkın'ı, kirin, pasın, kömürün, tozunun içine sokan, emek ve ekmek davasına ter döktüren 1978 tarihli Yavuz Özkan filmi madendi.
02:16Arkadaşlar, burada derdimizi anlatamasak nerede anlatacağız?
02:20Arkadaşlar, oyuna gelmeyelim arkadaşlar.
02:24Bu adamlar kargaşa çıkararak işi oldu bittiye getirmek istiyorlar.
02:28Kere başladı, kere başladı.
02:30Burada cinayet işleniyor.
02:32Türk sineması öncelikle aileydi.
02:35Aile neydi?
02:36Kimi zaman mücadele, dayanışma, kimi zaman huzur, kimi zaman da çatışmaydı.
02:41İşte o sahnelerden ikisi, Orhan Aksu'nun yönettiği neşeli günlerde.
02:46Birden onu gördüm.
02:47Ne?
02:48Aslanı.
02:49Aslan.
02:50Birkaç metre ötemdeydi.
02:52Böyle şey olamaz.
02:54Allah Allah, boyu on metre.
02:56Aslanı boyu on metre mi?
02:58Ziya.
03:00On metre değilse de beş metre var.
03:03Ziya.
03:04Herkesin bağrına bastığı amca, kayınbirader ve belalı kardeş Ziya, Almanya'da kaçak işçi, İzmit'te ateşe benzin döken itfaiyeci olmuş,
03:14müde sonunda ders almadığı yenilgilerle abisinin evine, yengesi ve yeğenlerince sevildiği ortama dönmüştü.
İlk yorumu siz yapın