Oynatıcıya atlaAna içeriğe atla
  • 20 dakika önce
Sosyal Medya Hesaplarımız...

Facebook : https://www.facebook.com/AkitTVOfficial
Twitter : https://twitter.com/akittv
Instagram : https://www.instagram.com/akittv
Google+ : https://plus.google.com/+akittv
Web Site : http://www.akittv.com.tr

Kategori

🗞
Haberler
Döküm
00:00:00İzlediğiniz için teşekkürler.
00:00:30Sosyal medyadaki böyle samimi içten paylaşımları beni kalbimin en derin noktasından yakalamış güzel bir kardeşim.
00:00:40Sevgili Erva Kıray hoş geldin.
00:00:42Hoş bulduk Yasemin Hanım. Teşekkür ederim. Güzel yorumlarınız için de. İnşallah güzel bir program yapalım.
00:00:47İnşallah. Biraz kendini bize tanıtır mısın? Çünkü çok fazla psikolog var her yerde ama ben böyle bazı psikologlarımızın gerçekten tanınmasını istiyorum.
00:00:56Senin gibi kıymetlilere ihtiyacımız var.
00:00:59Çok sağ olun. Ben 94 yılında dünyaya geldim. 2016 yılında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi psikoloji bölümünden mezun oldum.
00:01:07Sonrasında bir yüksek lisan sürecim oldu. Şimdi de İstanbul'da kendim psikoterapist olarak çalışıyorum.
00:01:14Ağırlıklı olarak yetişkinlerle çalışıyorum. Fatih'teyim. İyi günler platformunda.
00:01:19Harika. Peki biz neden hiçbir şeye yetişemiyoruz?
00:01:23Ya da hani zamanın bir türlü durmadığı bir ve nasıl diyeyim hızlıca aktığı zamanda yetişemeyen biz miyiz?
00:01:31Yoksa zaman mı hızlı akıyor?
00:01:33Hani ahir zamanda da gün yetmezmiş ya öyle de der büyükler.
00:01:39Biz niye yetişemiyoruz hiçbir şeye? Ya da yetişemediğimizi zannediyoruz?
00:01:43Bu bir yanılsam ama biz metrik istemeyiz yoksa neyde yaşıyoruz biz?
00:01:48Ya şey çok ilginç. Mesela ben çok farklı yaş gruplarında farklı kademelerden birçok insan görüyorum.
00:01:56Ve psikolog olarak gördüğüm için de insanların iç dünyalarına şahit ediyorum.
00:01:59Ama şunu görüyorum ki bir insan hangi konumda olursa olsun şu histen yakınabiliyor.
00:02:05Yani ben çok geç kalmış hissediyorum. Hayata çok geç kaldım.
00:02:08Bakıyorum mesela bekar birisi hayata geç kalmışlığından şikayet ediyor.
00:02:13Evli birisi de aynı şeyden şikayet ediyor.
00:02:15Çocuk sahibi olmuş bir kadın geç kalmışlıktan şikayet ediyor.
00:02:17Olmamış bir kadın da geç kalmışlıktan şikayet ediyor.
00:02:20O yüzden burada sanıyorum bu yetememe, yetişememe, geç kalmışlık çok aslında ortak bir hissimiz haline gelmiş.
00:02:28Bir şekilde yetişemiyor hissediyoruz.
00:02:30Çünkü burada sanıyorum şu an biraz daha bir hız zamanında yaşıyoruz ve karşılaştırma grubumuz çok yüksek.
00:02:38Yani eskiden insanların çevreleri işte belki 100-200 kişiyken şu an sosyal medyayla birlikte binlerce insan görüyoruz.
00:02:47Kendi yaş grubumuzda, kendi mesleğimizde ve sanıyorum onlara bu kadar şahit olmak da bizi bir yerlerde eksik bir şeyler yaşadığımızı düşündürüyor.
00:02:56Yani ben öyle anlıyorum.
00:02:57Çünkü bunun bu kadar ortak bir his oluyor olması, bu geç kalmışlık hissinin şu an karşılaştırma grubunun çok büyük olmasından kaynaklanıyor gibi geliyor bana.
00:03:06Peki bunda kültürel etkiler nasıl?
00:03:08Mesela hani bizim toplumumuzda, bizim kültürümüzde okumanın bir yaşı var, evliliğin bir yaşı var.
00:03:15Bir tane çocuğun var, geç kaldın iki tane yap.
00:03:19İşte bu yaştan sonra okuyup ne yapacaksın?
00:03:22Evet.
00:03:22Şimdi hani ben okuyorum ya.
00:03:24Evet evet biliyorum.
00:03:25Bunlardan dolayı karşılayın.
00:03:27Ya senin okulun hiç bitmedi mi?
00:03:29Ne gereği var?
00:03:29Ne yapacaksın bundan sonra falan gibi.
00:03:31Hani çeşitli platformlarda ya da nereye kadar bunu yapacaksın gibi sınırlandıran, böyle zamansal olarak ketler vuran bir güruh var.
00:03:42Ben bunu güruh olarak adlandırıyorum.
00:03:44Doğru muyum yanlış mıyım bilmiyorum.
00:03:46Oysa ki değil mi ilimçinde de olsa arayın bulun diye bize bir öğretiyle yetiştirilmişiz.
00:03:52Kur'an'ın ilk emri oku.
00:03:55Hani Akit TV olmamız münasebesiyle, başörtülü olmamız münasebesiyle, Müslüman olduğumuz kimliğimizin öne çıkması dolayısıyla bu tür örnekler veriyorum.
00:04:04Elbette bize daha farklı kişiler de izliyor olabilir, izlesinler de.
00:04:09Ama bütün bu öğrenmenin bu kadar ilk emirle geldiği bir dinin mensubu olarak öğrenmeyle ilgili olan şeylerde de sınırlar koyuluyor.
00:04:20Bu acaba kültürel bir dogma mı? Bu nedir?
00:04:24Yani belki bu birazcık daha bizim biraz daha toplulukçu bir kültüre sahip olmamızla etkili olabilir.
00:04:30Çünkü birazcık daha toplulukçu kültürler normalin daha kesin olduğu topluluklar.
00:04:35Yani şu an mesela hayatın normal akışı ne?
00:04:38İşte bir insanın okuması, okuduktan sonra iş sahibi olması, iş sahibi olduktan sonra evlenmesi, çoluk çocuğa karışması gibi genel bir akış var.
00:04:47Ve o akışı bir yerde bireylerinde, kişilerinde uyması aslında bekleniyor.
00:04:51Buradaki bence temelde bilmemiz gereken şeylerden biri şu.
00:04:54Benim zamanım başkasının zamanıyla kıyaslanamayacak kadar öznel.
00:04:58Benim zamanımın, akışımın kendi içerisinde bir doğrusallığı var ve bu hiç kimseye uymuyor.
00:05:04Yani kimsenin kimseye uymuyor.
00:05:06Yani hep şunu vurgalarız ya hepimiz biriciyiz, hepimizin yüzü farklı, gözü farklı, her kısmımız farklı.
00:05:12İşte tıpkı bunun gibi hayatımızın yolu da farklı.
00:05:15Yani benim zamanımla sizin zamanınız kıyaslanamaz.
00:05:18Herkesin ayrı bir zamanı vardır.
00:05:19Bunu kabul etmek gerekiyor değil mi?
00:05:22Hiçbir şeye geç kalınmamıştır.
00:05:24Hiçbir şey için geç değildir.
00:05:26Kesinlikle öyle.
00:05:27Ve herkesin zamanı farklıdır.
00:05:28Bunu demek gerekiyor.
00:05:29Özellikle kadınlara, annelere.
00:05:32Aynen öyle.
00:05:32Değil mi?
00:05:32Çünkü toplumda, bu sene aile yılı da ama ailenin temel taşı, mehink taşı anne, anne aileyi tutuyor.
00:05:40Yani dolayısıyla kadınlar ve en çok kadınlar toplumda bu tür ithamlarla karşılaşıyor.
00:05:49Sınırlandırılıyor.
00:05:50Özellikle yaş konusuyla vuruluyor mesela.
00:05:53Değil mi?
00:05:53Mesela beklentiler de farklı değil mi?
00:05:55Bir kadının yaşlanmasına dahi aslında tahammül edemiyoruz.
00:05:59Evet.
00:05:59Halbuki kendi zamanında, kendi yaşındaki bir kadının yaşını göstermesi dahi şu an tahammül edemediğimiz bir gerçek aslında.
00:06:07Evet.
00:06:07Mesela istiyoruz ki ünlülerin genç görünmesi gerekiyor.
00:06:09Ya da mesela yaşlanmış bir ünlünün fotoğrafı şu şekilde servis edilebiliyor.
00:06:14İşte görenler gözlerine inanamadı.
00:06:16Çok güç falan gibi.
00:06:17Yani burada gerçekten şu an zamanla alakalı ilişkimizin çok farklılaştığını ben düşünüyorum.
00:06:23Yani bu kadar hepimizin geç kalmışlık hissini yaşaması.
00:06:27Çünkü bu depresif hislerle birlikte geliyor.
00:06:29Bu yetersizlik hisleriyle birlikte geliyor.
00:06:31Yani ben yanındakine baktığımda ve onun bana göre ileride olduğunu düşünüyorsam, benim zamanımla onun zamanını kıyasladığımda böyle bir bilgi elde ediyorsam, bu bilgi beni depresif hissettirecek bir bilgi.
00:06:43O yüzden burada işte en baştaki soru, neden benim zamanım o kişinin zamanıyla birlikte değerlendiriliyor?
00:06:50Değil mi?
00:06:51Evet, çünkü özne. Elma ile armutu kıyaslayamazsınız, hata yaparsınız.
00:06:55Elmaya bakarak armutu değerlendirmeniz hatalı bir sonuca ulaşacağınıza kesindir.
00:07:00Çünkü soru yanlıştır.
00:07:02Bu da aynı şekilde aslında.
00:07:03Değil mi?
00:07:04Oysa ki hani herkes kendi zamanını yaşıyorsa, herkes o zamanda birbiriyle etkileşime girip daha fazla kendini geliştirebilir.
00:07:12Değil mi?
00:07:12Bilgi aktarımı olur, kültürel aktarım olur.
00:07:15Yani sözlü aktarım gerçekleşir ve aslında daha kolay bir şekilde doğruya ulaşılabilir.
00:07:21Bu benim için çok önemli.
00:07:22Çünkü özellikle kadınlar bu konuda genelde zamanla sıkıştırılıyor.
00:07:27Hani evliliklerde de öyle.
00:07:30Ya da ne bileyim bir beyefendi, mesela yaş konusunda beyefendilere hiçbir zaman kaç yaşındasın diye sorulmuyor.
00:07:39Ama kadınlara soruluyor.
00:07:40Evet, evet.
00:07:41Yani dolayısıyla bu sınırlandırma beni çok rahatsız eden bir sınırlandırma.
00:07:46Ve bu konuyu zaman zaman dile getiriyorum ki bir farkındalık oluştursun.
00:07:50Herkesin zamanı var, hiçbir şey için geç kalınmış değil.
00:07:53Her zaman bir yerden yeniden başlamak gerekiyor.
00:07:58Kesinlikle.
00:07:59Değil mi?
00:08:00Bir de ya şeyi söylemek isterim burada.
00:08:01Bunu ben çok seviyorum.
00:08:02Biz şu an mesela zamanın sahibi olduğumuzu düşünüyoruz.
00:08:06Zamanı sahibi olduğumuz için de zamanımızı yönettiğimiz gibi bir aslında illüzyona kapılıyoruz.
00:08:12Hayır.
00:08:12Yani zamanın sahibi biz değiliz.
00:08:14Zamanın sahibi Allah.
00:08:15O yüzden buradaki yapı taşlarını, ilerleyişi biz belirlemiyoruz aslında.
00:08:20Yani şu an mesela 21. yüzyılda en yaygın görülen patoloji kaygı.
00:08:26Neden kaygı?
00:08:27Çünkü kaygı şuna dayanır.
00:08:29Sen bir şeyleri kontrol edebilirsin.
00:08:32Sen bunları kontrol edebilirsin gibi bir inanca sahip olduğumuzda ister istemez bunları bizden biliriz.
00:08:37Yani şu an mesela diyelim ki bu programa dair kaygım var ve kaygım sanki şunu benim yapabileceğime dair bir illüzyon oluşturuyor.
00:08:45Ben Yasemin Hanım'ın sorularını tahmin edebilirim.
00:08:48Ona şu şekilde kontrol edebilirim.
00:08:50Şöyle bakabilirim.
00:08:51Halbuki bütün bunlar aslında benim irademin dışında gerçekleşiyor.
00:08:54Ama şu an sahip olduğum kaygı sanki bunlar benim kontrolümdeymiş de ben yapamıyormuşum gibi bir aslında sonuca bizi götürüyor.
00:09:02O yüzden burada zamanın kontrolünün bizde olmadığını bilmek zorundayız.
00:09:06Çünkü ben geç kalmışlık hissinde, yetişememe hissinde en çok zamanın sahibinin kendimiz olduğu vehminden kaynaklandığını düşünüyorum.
00:09:14Zamanın sahibi biz değiliz.
00:09:16Zaman da tıpkı bizim gibi yaratılmış bir mahluk aslında.
00:09:20Hatta Peygamber Efendimiz'in çok sevdiğim bir hadisi var şey diyor, zamanı sövmeyiniz diyor.
00:09:25Yani aslında geç kalmışlık hissi de bir yerde belki zamanı sövmek gibi bir algılanan da bir şey.
00:09:30Evet çok doğru.
00:09:3130 yaşındayım ve hala şöyle şöyle bir şeyler yaşayamadım. Nasıl olmaz?
00:09:35Bak işte herkes yapıyor.
00:09:36Bir dakika, bir dakika dur.
00:09:38Onların zamanı senin zamanın farklı.
00:09:40O yüzden burada kendimize bence kontrol edemediğimiz şeyleri hatırlatma kısmı çok önemli.
00:09:45Ne zamanı kontrol edebiliyoruz ne yaşadığımız memlekette olan bazı şeyleri kontrol edebiliyoruz değil mi?
00:09:50Yani mesela ben buraya gelirken trafiği kontrol edemezdim gelirken.
00:09:54O yüzden yönetemediğimiz, kontrol edemediğimiz şeylerin fazlalığını şu an sahip olduklarımızda aslında biraz göremiyoruz.
00:10:02Yani şu an çünkü her şey bir yerde de kolay.
00:10:04Çok hızlı, çok kolay.
00:10:06Mesela şu an benim bir bilgiye edinmem çok kolay, çok hızlı.
00:10:09Her şey bu kadar hızlıyken bir şeyleri kontrol edebileceğimize dair inançlarımız da bence artıyor.
00:10:14Halbuki böyle değil.
00:10:16Değil mi?
00:10:17Evet, o yüzden biz buraya mesela gelmeyi seçmedik, öleceğimiz zamanı seçmiyoruz, bir akış içerisindeyiz.
00:10:23En güzeli gerçekten bu akışın içerisinde kendimizi akışa bırakmak.
00:10:28Evet, bunu sorgulayanların da aslında o zaman dönüp bir kendine bakıp iman ve itikad konusunda kendine soru sorması gerekiyor diye düşünebiliriz değil mi?
00:10:37Çünkü zamanın ve mekanın sahibi Allah-u Teala.
00:10:40Tabii ki.
00:10:41Dolayısıyla Allah'ın sahibi olduğu bir zamanda kula bahşetmediği nimetlerle o bir başka kulun diğer kulu sorgulaması malaya ani bir şey oluyor.
00:10:50Doğru ve burada haset oluşabilir.
00:10:52İman meselesinde şunu söylemek isterim.
00:10:54Yani nihayetinde hepimiz imanımızdan sorumluyuz ve arttırmak gibi bir hükümlülüğümüz olduğu için de her mesele de buraya bakmalıyız zaten.
00:11:02Yani herhangi bizi zorlayan bir hissimizde buraya da bakabiliriz ama burada mesele kendimizi bu konuda eleştirmek veya demek ki ben işte imansız olduğum için böyle düşünüyormuştan ziyade neler yapılabilir?
00:11:15Nasıl bakılabilir bu meseleye şeklinde?
00:11:17Yani benim buradaki vurgulamak istediğim şey bir şeylerin sahibi hissetmemek.
00:11:22Bir şeylerin sahibi olmadığımızı sözler olarak biliyoruz ama bence davranışa indirgediğimizi aslında bilmiyoruz.
00:11:28Bir sonraki soruma şu an bir haber söz konusu bir yangın çıkmış.
00:11:35Ulaştırma Bakanımız Vedat Işıkhan konuyla ilgili açıklama yapıyormuş.
00:11:39Kendisine bağlanıyoruz.
00:11:42Aa bitmiş.
00:11:43Bitmiş.
00:11:43Açıklama bitmiş.
00:11:45O zaman biz geri dönüyoruz.
00:11:46Çok geçmiş olsun bu arada.
00:11:47Evet çok geçmiş olsun.
00:11:48Allah korktuklarımızdan emin eylesin.
00:11:53Bir de bu haberler de sanırım insanların kaygılarını.
00:11:56zamandaki hani hızlı çok mesela bakın şu an bir haber duyduk.
00:12:01O haberi sunacaktık.
00:12:03İşte bitti.
00:12:04Bunlar da insanda bir yetişememe bir de haber bizim bir nesilde her gün haberleri okuyor mesela değil mi?
00:12:11Annelerimiz babalarımız dünyadan haberdar olmadıkça olmadıkları zaman kendilerini yoksun hissediyorlar.
00:12:19Bu da onların zamana yetişme şekli mi diyebilir miyiz?
00:12:23Haberleri takip etmek.
00:12:23Tabi haberleri takip etmek.
00:12:25Evet kesinlikle yani bir taraftan da ama şey değil mi?
00:12:28Bu kaygıdan aklıma geldi bu arada.
00:12:30Bence davranışlarımızın motivasyonu çok önemli.
00:12:33Yani biz eğer yetişememekle veya işte gündeme çok hakim olmakla haberleri izliyorsak burada yetişememez, yetişememe hissisi çok normal olacak.
00:12:41Yani bir şekilde gündemden haberdar olmak, işte bir bakmak ülkede ne oluyor, ne bitiyor bunlara bakmak şeklinde motive olduğumuz bir davranışsa da bu farklı.
00:12:50Yani davranışlarımızın arka planındaki niyetlerimiz çok önemli olacak.
00:12:53Çünkü bunu şundan hani bu bizim çağın yetişememeyi ben bizim çağın rahatsızlığı gibi gördüm.
00:13:01Ama haber anonsu geçmem gerektiğinde aa dedim annem babam falan hakkıma geldi, dayım hakkıma geldi.
00:13:07Ay dedim onlar da aslında bu problemi yaşıyorlar ve sonunda kaygı haberler çünkü maalesef hani dünya gündemi çok kötü, Gazze'deki olaylar, savaşlar, sürekli korkunç haberleri duyuyoruz.
00:13:20Duyunca da bir kaygı oluşuyor.
00:13:23Ama dedim o zaman bizden önceki bir nesilde de kaygıyı tetikleyen şey yetişememe hissi aslında sürekli haberleri takip etmesi olabilir mi diye sordum.
00:13:34Çok da bağlantılı olabilir.
00:13:34İkisi de aynı değil mi yetişememe hissi çünkü haberdar olmak istiyor.
00:13:38Evet evet evet evet.
00:13:39Yani bunu bir kontrol amaçlı yapıyorsak bu çok kaygı uyandırıcı bir şey.
00:13:43Yani her şeyi bilmeliyim ne oluyor ne gidiyor öğrenmeliyim gibi bir yerde motive eden bir şeyse bu kaygı uyandırıcı bir şey.
00:13:50Mesela o zaman bu kişi bir gün haberler izlemezse muhtemelen kaygı da olacak.
00:13:55Tamam işte orada ben o soruyu soracağım.
00:13:58Bu sürekli koşturmak, sürekli öğrenmek isteme ihtiyacı, mesela haberleri takip etmek, sosyal medyayı takip etmek onunla da bağlayalım.
00:14:11Bunlar acaba insanı canlı mı tutuyor yoksa sessizce tüketen şeyler mi?
00:14:17Bunun bir faydası var mı?
00:14:18Böyle sürekli haberlerden haberdar olmak, şimdi bizi izleyen izleyicilerimiz ya da rejideki arkadaşlarımız, stüdyodaki kameramanımız.
00:14:28Bizi sonradan YouTube'da izleyecek kişi için de geçerli bu.
00:14:31Sürekli haberdar olma ihtiyacı, yeni bir şeyler öğrenmek, onu da bilmiyorum demek.
00:14:36Alışkanlık mı?
00:14:37Bunu nasıl kontrol edebiliriz?
00:14:39Bu kontrol edilmesi gereken bir şey mi?
00:14:41Bakışta mı kalmak lazım?
00:14:43Doğru yöntem nedir?
00:14:44Çünkü psikologların, biliyorsunuz öğrenme, ben psikologlarla çok aşırı neşir olduktan sonra öğrenme yöntemlerine bile çok iyi öğrettiklerini,
00:14:54oysa ki o psikologların öğrenme yöntemlerini bilseydik daha kolay öğrenebileceğimi düşünmüş biri olaraktan bunu soruyorum.
00:15:01Çok doğru.
00:15:02Yani ben burada bir psikolog olarak bir davranışta aşırılık varsa, bunun karşısında eksiklik nerede diye bakarım.
00:15:08Yani diyelim ki çok fazla haberleri izleyen, haberlerden sürekli haberdar olmak isteyen birisi için şunu sorgularım.
00:15:16Bu kişinin hangi davranışı azalmış?
00:15:19Yani mesela önceden daha çok ailesiyle vakit geçirirken artık geçirmiyor mu?
00:15:23Çünkü bizim belli bir kapasitemiz var.
00:15:26Uyanık kaldığımız zaman miktarı belki 16 saat, 17 saat.
00:15:30Şimdi hepimiz aynı kaynağı sahibiz.
00:15:33Şimdi bir davranışımız bir sürü vaktimizi harcıyorsa o zaman o vakitte önceden ne yapıyorduk?
00:15:39Burada neyi azaltıyoruz?
00:15:42Ona bakmak gerektiğini düşünüyorum.
00:15:43Çünkü davranışta aşırılık bir psikolog için soru işaretidir.
00:15:47Neyi azaltıyorsun sen?
00:15:48Yani bunu çok fazla yaparak hayatından bir şey eksiltiyor musunuz sorusu.
00:15:53Ve bir taraftan da o koşturma ile ilgili şeyi söylemek lazım.
00:15:57Yani hangi yöne doğru koştuğumuz meselesi?
00:15:59Ne için? Hangi motivasyonların bizi harekete geçirdiği meselesi önemli?
00:16:04Çünkü burada ara ara niyetlerimizi tazelemediğimizde aslında istikametimizi de kaybedebiliriz.
00:16:11Mesela çok yoğun çalışan insanların belki ara ara durup bir dakika ben ne için çalışıyordum?
00:16:17Hayatım neydi?
00:16:18Ben bu hayattan ne istiyordum gibi büyük, çok vakit alan, belki bizi hafif deprese eden soruları da sorabilmeye cesaret etmemiz gerekiyor.
00:16:26Çünkü hayatın yani bir taraftan koşuşturmaca içerisinde hayatı da kaçırıyor olabiliriz gerçekten.
00:16:33Orada durup bir dakika benim niyetim neydi?
00:16:35Evet ben koşturuyorum, çaba sarf ediyorum, emek veriyorum ama nereye doğru koşuyordum?
00:16:39İstikametim neresi?
00:16:40Gitmek istediğim bir yönlüydü burası gerçekten sorularına bence sormamız gerekiyor.
00:16:44Ara ara hepimizin bence durması gereken, yavaşlaması gereken vakitlere ihtiyacımız var.
00:16:50Çünkü o anlar olmadığında niyetlerimiz eskiyor, niyetlerimiz belki bozuluyor.
00:16:55Yani bazen mesela şöyle bir an anlatmak isterim hayatımda.
00:17:00Mesela çok koşturma yaptığım bir, koşturma içerisinde olduğum bir zaman diliminde bir vakıfa seminere gittim.
00:17:08Sonra o seminerin sonucunda işte böyle insanlar alkışladılar, mutlu oldular falan.
00:17:14İndikten sonra şeyi düşündüm, bir dakika ben şimdi ne için konuşma yapmıştım?
00:17:20Övgü almak için mi?
00:17:21İnsanlar, aa Erval sen ne kadar iyi bir psikologsun.
00:17:24Hem de vay be işte gelip böyle vakıflara, derneklere vakit ayırıyorsun demesi için mi?
00:17:29Yoksa burada ben Allah rızasını mı güdüyordum?
00:17:31Sorgulamasına girdiğimi hatırlıyorum.
00:17:33Yani buradan şuraya geleceğim.
00:17:34Koşturma aralarında durup kendi niyetlerimizi tazelediğimiz, şöyle bir kendimize bir baktığımız,
00:17:40hatta bazen eleştiren gözle baktığımız vakitlere ihtiyacımız var.
00:17:44Çünkü bu vakitler olmadıkça bir sürü bir nefis taşıyan canlılar olarak bir sürü arzumuz var, emelimiz var.
00:17:51Bunlar bizi ele geçirebilirler.
00:17:53O yüzden burada bizim kendimize defaatle bakabilmemiz gerekiyor.
00:17:57Koşturma içerisinde bakamıyorsak bu bir problem.
00:18:01Ama şimdi hedefe kitlenenler hiç durmadan o hedefe doğru gidenler yol alıyor gibi bir izlenim var.
00:18:09Durduğu zaman vakiti kaybetmiş olmayacak mı?
00:18:13Bunu çok çalışkan birisi olarak söylediğinizi düşünüyorum.
00:18:16Herhalde gerçekten Yasemin Hanımcığım şimdiye kadar da öyle anladım.
00:18:19Çok çalışkan bir insansınız.
00:18:21Ay teşekkür ederim.
00:18:22Olmayı hiç gayret ediyorum ama yetmiyoruz.
00:18:25Yani orada dediğim gibi istikamet ulaşmak istediğimiz bir istikamet mi?
00:18:30Niyetlerimizi, baştaki niyetlerimiz de aynı mı?
00:18:32Yolda değişti mi?
00:18:34Değiştiyse hangi yöne değişti?
00:18:35Çünkü bakın bunların her biri sorgulamamız gereken sorular.
00:18:38Durup şöyle bir bakmamız, uzaktan bakmamız gereken sorular.
00:18:41Bu soruları sorduğumuz müddetçe ve istikametin doğru olduğundan emin olduğumuz müddetçe sıkıntı yok.
00:18:47Ama hayatın diğer alanlarından çalmaması gerekiyor gibi düşünüyorum nacizane.
00:18:52Peki bu dijital çağda hız adeta böyle bir erdem gibi gözüküyor.
00:18:59Yani hızlı olmalısın, yetişmelisin, işte yavaşlayınca değerini kaybedebilirsin, oraya da yetişmelisin, buraya da yetişmelisin, sosyal medyada görünür olman lazım, televizyona çıkman lazım, kitap yazman lazım, okula gitmen lazım.
00:19:14Okulda birinci olman lazım, hani gençler açısından da bakıyorum.
00:19:18Aynı zamanda en trend kıyafetleri bulabileceğin alışverişe gitmen lazım.
00:19:22Şimdi kendimi 18-20 yaşında düşünüyorum birden, iyi okulda okuman lazım ama arkadaşlarımla geyiklemem de lazım diyen bir gençlik söz konusu.
00:19:33Şimdi bütün bunları da yapıyor.
00:19:35O zaman hızlı bir erdem haline dönüşüyor onlar için.
00:19:38Sonra da ertelemeye başlıyorlar.
00:19:40Bir sonraki sorum ertelemekle ilgili olacak.
00:19:42Peki bu erdem haline gelen düşünce nasıl doğru yöneltilir?
00:19:48Mesela bir anne nasıl bunu organize edebilir, nasıl rehberlik edebilir, nasıl dur diyebilir ki?
00:19:57Çünkü genç bunlar, deli de, kanları da deli akıyor, deli kanla.
00:20:01Evet, evet, evet.
00:20:02Bunu nasıl söyleyecek?
00:20:04Çünkü hani psikologlar aynı zamanda sözün erbabı da bizim Hightwood diye söylediğimiz şeyi psikologlar olması gibi söylüyor.
00:20:12Burada böyle bir hap bilgi gerekiyor bence.
00:20:15Nereden başlamak lazım?
00:20:17Bunu bilmiyorum çünkü bu bilgiler direkt böyle hap olamayabilir ama ben mesela şunu çok önemserim.
00:20:24Şimdi bir insan çok hızlıysa ve hızını nasıl tespit edersin?
00:20:28Yanındakine bakarak tespit edersin değil mi?
00:20:30Hızlı mısın, yavaş mısın öyle anlarsın.
00:20:32Yani aslında bir yerde rekabetçilikten söz ediyor oluruz.
00:20:34Şimdi insan rekabet ediyorsa o zaman yenilgiyi göze alması gerekir.
00:20:39Yani çünkü rekabet etmek demek bir yerlerde birilerinin seni geçmesi demek.
00:20:43Senden daha hızlı birinin ortaya çıkması demek.
00:20:46Yenildikten sonra ne yapıyorsun?
00:20:48Çünkü biraz önce geleceğimiz konu, biraz sonra geleceğimiz konu ertelemecilikse.
00:20:52Mesela ertelemenin en yaygın sebeplerden biri de başarısız korkusudur.
00:20:56Yani bir yerde ben hızla birlikte rekabet ediyorsam, yanımdaki meslektaşım kitap yazdı mı, ben de yazayım gibi farklı bir rekabete giriyorsam.
00:21:05O zaman burada yenildiğim zaman, birileri benim önüme geçtiğinde, bilmediğim bir meslektaşım varmış, o zaten kitap yazmış mesela.
00:21:14Bunu gördüğümde yenileceğim hissini kabul etmem gerekiyor.
00:21:18Ve bu çok zor bir şey.
00:21:19Ama gençler şimdi öyle bir eğitim sisteminden geçiyorlar ki tamamen rekabetçi, yarış atı gibi hepsi.
00:21:26Doğru, çok doğru. Sıralama yapıyorlar mesela.
00:21:28Tabii, sıralamada iyi olursa iyi liseye gidiyor. İyi lisede sıralamayı iyi yaparsa iyi üniversiteye gidiyor.
00:21:35Artık üniversite bitirmesi bir şey ifade etmiyor.
00:21:39İşte sonra girdi, o not ortalaması yüksek olursa direkt doktoraya başlıyor ya da yüksek lisans yapıyor ki yüksek lisans üniversite gibi oldu.
00:21:47Gitgide de olacak üniversitedeki eğitim yılı da düşecek.
00:21:50Herkes mecburen yüksek lisans yapacak.
00:21:53Buna doğru gidiyor.
00:21:54Yani böyle bir eğitim sisteminden, şimdi burada anne kimliğimle soruyorum.
00:21:58Böyle bir eğitim sistemi verilirken nasıl rekabetçi olunamaz ki?
00:22:05Yani olunması gerekir, olması gerekir.
00:22:07Kıyaslama diyorlar kötü, kıyaslamadığın zaman nasıl olacak?
00:22:11Yani eski çağlardan beri bir kıyaslama söz konusu.
00:22:14Hani bilginin yayılımı insanların konuşmasıyla gerçekleşen bir şey.
00:22:20Çok doğru ama işte burada kıyaslamanın şiddeti önemli bence.
00:22:23Yani 10'la da kıyaslayabilirim, 100'la da kıyaslayabilirim.
00:22:26Kıyaslama puanım ne?
00:22:27Tamam evet hayatta illa ki etrafımıza bakarak kendimizle ilgili.
00:22:31Geçeri sevmez ya kıyaslanmayı.
00:22:33Evet haklılardı ama bence.
00:22:34Yani şöyle, şimdi gerçekten sistemin getirmiş olduğu bir rekabetçilik var ama
00:22:39bu rekabetçiliği bence ebeveynlerin körüklememesi lazım.
00:22:42Çünkü bu ne demek biliyor musunuz?
00:22:44Tek bir hayat var.
00:22:46Senin iyi bir derece alman, iyi bir okula gitmen, iyi bir okulla birlikte iyi bir işe girmen.
00:22:50Şimdi çocuğumuzun hayatına tek bir hayat modeli sunduğumuzda
00:22:54o zaman diğer 99 seçeneğin hepsi başarısızlık anlamına geliyor.
00:22:58Bizim başarı tanımamızın tek bir karşılığı oluyor.
00:23:02Başarı demek, akademik başarı demek.
00:23:04Şimdi çocuğumuza bunu verdiğimizde, zaten sistemin verdiği bir şey bu ama
00:23:08şimdi biz bunu arttırdığımızda
00:23:10o zaman bu çocuğumuz muhtemelen sisteme karşı da çok kırılgan olacak.
00:23:14Yani bu çocuğumuzun, okul hayatımız başarısızlıklarımızın da olduğu bir hayattır.
00:23:19Yani bütün sınavları yüzü yüzü yüzü geçmeyiz.
00:23:22Ara ara başarısızlıklarla tecrübe ederiz ve bunu tecrübe ettiğimizde
00:23:26bunu kapsayacak bir iç dünyamız da gerekir.
00:23:28Şimdi sen bir taraftan rekabetçiliği körükleyeceğiz,
00:23:30bir taraftan başarılı olman için tek bir yöntem var, tek bir yol var diyeceğiz.
00:23:34O zaman ne olacak?
00:23:35Çocuğumuz diğer bütün ihtimallere karşı çok kırılgan olacak.
00:23:37Şimdi bizim psikolojide en önemli şeylerden biri de ego kapasitesi meselesidir.
00:23:42Yani benim bu olumlu duyguları, olumsuz duyguları, utancı, suçluluğu
00:23:47kapsayacak kadar geniş bir duygu kabımın olması gerekir ki
00:23:50bunlar beni hasta etmesin, düşürmesin.
00:23:53Nedir bu ego kapasitesi?
00:23:54Yani içsel gücümüz gibi düşünelim.
00:23:56Bizim hepimizin kapasitesi var, içsel bir gücümüz var.
00:24:00Ama bu güç sınırsız bir güç değil.
00:24:02Ve biraz daha açabilir miyiz?
00:24:04Mesela içsel güçten kasıt nedir?
00:24:06Şöyle, yani bunun farklı farklı isimleri var.
00:24:09Mesela burada belki psikolojik dayanıklılıktan söz edebiliriz.
00:24:12Mesela lise seviyesindeki bir gençten bahsedelim.
00:24:15Evet.
00:24:15Mesela o gencin ego kapasitesini nasıl tanımlarız, çerçeveleriz, böyle bir tuval gibi nasıl resmederiz?
00:24:22Hatta mesela biraz belki lisenin ötesine de geçelim, biraz daha yaşını da küçültelim, oradan liseye geçelim.
00:24:28Olur.
00:24:28Yani bir insan, şimdi...
00:24:30Ortaokul diyelim mesela.
00:24:32Frustrasyon dediğimiz mesele var ya, doğuyoruz ve bu hayat bir sürü frustrasyonla dolu.
00:24:38Yani bir bebeğin hayatına bakarsanız, zamanında beslenmiyor, bir şekilde hemen anında hazzı giderilmiyor.
00:24:45Anında ihtiyacı görülmüyor.
00:24:46Şimdi bizim hayatımızın...
00:24:48Ağlayınca emzik vermek gibi mi?
00:24:51Yani şöyle, demeye çalıştım aslında şu, biraz belki karışık anlatmış olabilirim ama...
00:24:55Yok.
00:24:55Kastettiğim şey...
00:24:56Ben herkesin anlayacağı şekilde anlamaya çalışıyorum.
00:24:59Evet, evet.
00:24:59Frustrasyon bir varoluş hiçbir zaman, hayatımızın hiçbir döneminde yok.
00:25:02Yani her zaman ihtiyaçlarımızı anında karşılamayacağız.
00:25:05Mesela ben şu an açım diyelim ki.
00:25:07Şu an yemek yiyemem, şu an işim var.
00:25:09Program sunuyorsunuz ve ben de konuk olarak geldim.
00:25:12Bir yerlerde benim bazı ihtiyaçlarımı ve isteklerimi erteleyebilmem gerekiyor.
00:25:17Ha tamam, program sonrasında yemek yiyeceğim diyebilmem gerekiyor.
00:25:21Çocuklarımız da bu kapasiteyi arttırmamız çok önemli.
00:25:23Biz buna haz erteleme diyoruz.
00:25:25Ve haz erteleme bizi güçlendiren bir şey.
00:25:27Biz de buna nefis terbiyesi diyoruz.
00:25:29Kesinlikle öyle.
00:25:30Aynen öyle.
00:25:30Nefis terbiyesi, haz erteleme, bizim dini ritüellerimiz bile buna bağlıdır.
00:25:35Yani mesela sabah uykuyu çok seversiniz, uyumak istersiniz ama namaz kılmanız gerekir.
00:25:39Oradaki uyuma hazzını erteleme beceriniz gerekir.
00:25:43İşte bu beceriyi bize sağlayan şey ego kapasitemiz, psikolojik dayanıklılığımız.
00:25:47Şimdi buradan çocukluğa geri dönmek isterim.
00:25:49Bir çocuk hazını erteleyebilmeyi öğrenmesi gerekir.
00:25:54Yani diyelim ki 3 yaşındaki bir çocuk her şeyi istedikçe veriyorsunuz, istedikçe veriyorsunuz.
00:25:58Hayır cevabını çocuk duymuyor.
00:26:00Terbiye.
00:26:01Bu çocuk hayattaki her şeyi elde edebileceği varsayımına sahip olur.
00:26:06Ve bir taraftan da ne zaman canı sıkılsa, ne zaman frustrasyon yaşasa bunun kendi egosuna, kendi varlığına tehdit olarak algılar.
00:26:14Ağlar.
00:26:15Ağlar.
00:26:16Ya da bunu mesela şimdi okul dönemi çocuklar için bence çok farklı bir alan.
00:26:21Bir çocuk 7 yaşında okula başlıyor ve bir anda derecelendirilmeye başlıyor.
00:26:24Gerçi şu an sistem değişti sanırım ama bir anda okul ortamında annesi ve babası dışındaki bir yetişkinle baş başa kalmaya başlıyor.
00:26:32Ve bu çocuk bir sürü şey yaşıyor değil mi?
00:26:34Arkadaşı ona küsüyor, işte falanca onu ittiriyor, öğretmeni notunu açıklıyor baktı ki düşük.
00:26:40Yani kapasitesinin kapsaması gereken bir sürü olumsuzluklar yaşanıyor.
00:26:45Yani okul hayatı çocuklar için zor.
00:26:47Çünkü bizim kadar bir yetişkin kadar geniş bir ego kapasiteleri, içsel dayanıklılıkları henüz artmamış.
00:26:53Artmadığı için de bunları kapsayacak bir içsel güçlerine sahip olabilmeleri için bizim onların hazlarını erteleme konusunda yardımcı olmamız gerekiyor.
00:27:05Yani terbiye etmek diyebilir miyiz?
00:27:07Aynen öyle.
00:27:08Yani şu anki trend birazcık daha çocuğumuzun her istediğini vermek ve hatta herhangi bir şeyin çocuğumuzu direkt travmatize ettiğine inandığımız bir konjektür söz konusu olduğu için bunu özellikle söylemek istedim.
00:27:20Değil mi? Çünkü bu devrin anneleri kendi yaşayamadıkları şeyleri, alamadıkları, elde edemedikleri şeyleri aslında kendilerini meydana getiren şeyleri inkar edip kendi çocuklarına onları kendileri de kendi çocukluklarındaki sıkıntılar olarak görüp fazlasıyla veriyorlar.
00:27:40Verdikleri zamanda işte çocukların mı anne, annelerin mi çocuk, yani çocukların anneleri, aileleri idare ettiği bir durumla karşılaşıyoruz.
00:27:52Ve istedikleri olmayınca da demek ki o zaman frustrasyon.
00:27:56Frustrasyon.
00:27:57Evet evet aynen. Yani şöyle diyelim bizim şu an istemediğimiz bir şeyin olması.
00:28:03Evet ego kapasiteleri aşılıyor.
00:28:05Evet aşılıyor.
00:28:06Çünkü zaten bu hayat böyle bir hayat.
00:28:07Alarm veriyor.
00:28:08O yüzden bunu bir an önce kabul edip bunu kapsayacağımız, kucaklayabileceğimiz bir iç dünya haline gelmesi gerekiyor.
00:28:15Değil mi? Benim isteklerim her an olmayacak.
00:28:17Mesela biraz daha işi öteye götürelim.
00:28:19Cenneti kazanmak istiyoruz.
00:28:21Eğer cenneti kazanmak istiyorsam benim bu hayatta yapacağım bir sürü şey var.
00:28:24Ve bunların belki kimisi bana her zaman da beni tatmin etmeyecek.
00:28:28Bana iyi gelmeyecek ama yapmam lazım.
00:28:30Çünkü öteki için, cennet hayali için bir kapasite gerekiyor.
00:28:35Yapmam gereken bu dünyada işler var.
00:28:37Ve bir taraftan da şunu da söyleyeyim.
00:28:39Aslında çocukları aşırı doyurmak yani her isteklerini yapmak da zaten travmatize edici.
00:28:45Şimdi bazen böyle ebeveynlerle karşılaşıyorum.
00:28:48Çocuğun her istediği yapılmış.
00:28:50Her yani çocuk gerçek bir prenses veya gerçek bir prens.
00:28:53Ve sonra bakıyorsunuz bu çocuk okula gittiğinde yanındaki arkadaşı ona bir şey vermediğinde bunu tolera edemiyor.
00:29:00Ya çok öfkeleniyor ya çok kaygılanıyor.
00:29:02Yani siz o çocuğa bunun olabileceğini, dış dünyada olabileceğini öğretmek zorundasınız.
00:29:08Yani bence ebeveynlikte ben bunun önemli bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum.
00:29:12Şeyler demek ki akran zorbalıklarının arttığını çok duyuyorum ben bu dönem.
00:29:18Kendi çocuklarımın sınıfında da bu tür problemlerle duyar oldum.
00:29:22Yani hiç öteki çocuklarımı da duymamıştım.
00:29:25Evet.
00:29:25Demek ki bundan kaynaklı her istediği yapılan çocukların bunu kontrol edememesi gibi değil mi?
00:29:34O zaman bunlar da sonuçta o zaman akran zorbalığına falan da sebep alıyor.
00:29:38Nedenlerinden birisini bu olarak gördüm şimdi.
00:29:40Doğru muyum yanlış mıyım?
00:29:41Bence de öyle.
00:29:42Bence de öyle.
00:29:42Yani biz çocuklarımızın bir yerlerde hayatın farklı gerçeklerinin olabileceğini öğretmek zorundayız.
00:29:49Mesela ben şunu hiçbir zaman anlamıyorum.
00:29:51Çocuk okulda bir problem yaşıyor.
00:29:53Bir cezalandırılması gerekiyor.
00:29:55Diyelim ki işte biz bir ödev yapacak mesela.
00:29:59İşte arkadaşına yanlış bir hareket yaptığı için.
00:30:01Arkadaşını itti diyelim.
00:30:02Evet.
00:30:02Hemen ebeveyn devreye giriyor.
00:30:04Hocam işte şöyle olmasın böyle olmasın yapmasın gibi çocuğu kurtarmaya yönelik hareketler.
00:30:09Halbuki bir çocuk bedel ödeyerek büyümezse yani evet ben kötü bir şey yapıyorum.
00:30:14Karşılığında da biraz canım yanıyor ya.
00:30:16Bu bağlantıyı öğrenemezse o zaman bu çocuğun yarın bir gün herhangi istediği bir şey yapma olasılığı artacak.
00:30:22Yani aslında topluma faydalı bir bireyin kendi isteklerini arzularını öteleyebilme becerisi kazanması gerekiyor.
00:30:31Mesela sınav senesinde olan bir öğrenci birçok hazzını ve ihtiyacını isteğini ötelemek zorunda değil mi?
00:30:37Yaşı belki işte bütün gün diziyi izleyerek de geçirebilir ama onun yerine bu çok belki ona zevk verecek bir şey ama onun yerine ne yapıyor?
00:30:45Oturup ders çalışıyor.
00:30:46Akıl telefonu kenara bırakıyor değil mi?
00:30:48Aynen. Instagramını kapatıyor.
00:30:49Evet sosyal medyasını kapatıyor.
00:30:51Dışarı çıkmıyor.
00:30:52Film izlemiyor.
00:30:53İşte oyun oynamayı bırakıyor mesela.
00:30:56Çok büyük bir bağımlılık problemi olan.
00:30:58Kesinlikle.
00:30:58Bilgisayarda oyun oynamayı bırakabiliyor.
00:31:01Evet.
00:31:01İsteklerin erteliyor yani.
00:31:02Evet isteklerin erteliyor.
00:31:03Bu çok önemli bir kapasite.
00:31:04Yetişkinler için de bu böyle.
00:31:06Çocuklar için de bu böyle.
00:31:07O yüzden bu tür şeylerin çocuklukta öğrenilmesi çok önemli bence.
00:31:11Doğru.
00:31:12Bunu da anneler ve babalar öğretebilir değil mi ilk başta?
00:31:16Kesinlikle.
00:31:17Hatta kendimizi belki bu konuda bakmak.
00:31:18Yani hani biz ne kadar iradeliyiz.
00:31:20Biz ne kadar kendi hazzımızı erteleyebiliyoruz.
00:31:24Mesela psikolojide en meşhur deneylerden biri de marshmallow deneyi.
00:31:28Küçük çocukların karşılarına bir şekerleme koyuluyor.
00:31:33Ve o şekerlemeyi yemeleri için beklemeleri söyleniyor.
00:31:36Çocuğa teklif edilen şey şu.
00:31:38Biraz beklersen iki tane yiyeceksin.
00:31:40Beklemezsen şu an hemen yiyeceksin.
00:31:42Bekleyen çocuklar, sabreden çocuklar daha sonra bu çocuklar büyüdüğünde, bakıldığında daha başarılı bireylere dönüşmüşler.
00:31:52Çünkü yaşamın içerisinde biz disiplinimizi, irademizi aslında hep kendi isteklerimizi erteleyebilme kapasitelerimizle gerçekleştirebiliyoruz.
00:31:59Peki bunu nasıl mesela 10-15 yaş arası böyle yetişkin olmamış ama yetişkin olma sancıları veren dediğinde anlayan aslında iradesi gelişmiş bir çocuğa bu nasıl verilebilir?
00:32:15Mesela oyun oynayan, mesela belirli bir sürede şey teknolojiden bahsedelim.
00:32:22Evet, evet.
00:32:22Mesela tablet diyelim.
00:32:24Evet.
00:32:25Bu tableti nasıl sınırlandırabiliriz?
00:32:28Yani mesela bu tür bağımlılıklarda ilk giriş cümlesi nasıl olmalı?
00:32:33Bu nasıl ifade edilebilir çocuğa?
00:32:35Şimdi bir kere zaten...
00:32:36Yasaklıyorum, senin ödevim var falan gibi bir cümle.
00:32:40Yani işe yaramıyor olabilir.
00:32:42Kesinlikle.
00:32:43Ya da babana şikayet edeceğim yapmazsan gibi.
00:32:46Tehtivari cümleler.
00:32:47Çünkü hani annelerin de belli bir sabrı var.
00:32:49Tabii ki.
00:32:50Anneler de insan sonuçta.
00:32:52Oraya da geleceğiz ama...
00:32:53İnşallah.
00:32:54Hani kutsallık da çok atfetmeden.
00:32:56Evet.
00:32:58Burada o cümle ne olabilir?
00:32:59O sihirli cümle nasıl o çocuğa bunu anlatabiliriz, açıklayabiliriz?
00:33:04Çünkü onu söylemek, onun ona zararlı olduğunu söylemek.
00:33:08Yani yasakçılık.
00:33:10Bu benim biraz önce söylediğim hiçbirisi işe yarar şeyler değil yani.
00:33:13Çok doğru.
00:33:14Yani şimdi bir kere zaten bir çocuğun sınırsız bir ekrana, ekran hakkının olabildiğini en baştan itibaren düşünmemesi lazım.
00:33:21Bizim için çok basit bir formül var.
00:33:24Çocuğun yaşı çarpı 10 dakika veya 15 dakika diyoruz.
00:33:26Yani bir çocuk 3 yaşındaysa günlük 45 dakikaya geçmemesi gerekiyor.
00:33:31Zaten çocuğumuzun böyle bir ekranın sınırlı bir şey olabileceği fikriyle yetiştirmek burada önemli.
00:33:37Diyelim ki bunu yapamadık.
00:33:38Geçti.
00:33:39O zaman ben...
00:33:41Bu da çünkü bir ego kapasitesini yönlendirme üzerine örnek olarak diyorum.
00:33:45Değil mi?
00:33:45Terbiye şekli.
00:33:46Çok doğru.
00:33:47Kesinlikle.
00:33:48Yani kendimiz için bile...
00:33:48Konudan kopuk gibi düşünülmesin izleyicilerimiz tarafından.
00:33:51Doğru doğru.
00:33:52Yani kendimiz için bile böyle.
00:33:53Eğer şu an kendi ekran süremiz de sınırsızsa bence bu da başka bir problem.
00:33:57Diyelim ki biz kendi çocuğumuzun ekran süresinde sınırlayamadık, kısıtlayamadık ve 10 yaşında o artık böyle daha fazla ekrana baktı.
00:34:05Bir türlü de ödevin var yap diyorsun yapmıyor.
00:34:07Ekrana basıp bakıyor falan.
00:34:08Burada ilk yapılması gereken müdahale şu.
00:34:11Çocuğa öncesinden olacakları söylemek.
00:34:14Yani sen şimdi ödevini yapmadın, şimdi de bilgisayarı kapatıyorum demek çok çocuk için o sırada çok ani verilmiş dürtüsel bir karar gibi.
00:34:23O zaman ne yapacağız?
00:34:24Çocuğumuza bunu öncesinde söyleyeceğiz.
00:34:25Diyeceğiz ki senin ekran süreninle ilgili ciddi problemler var.
00:34:30Şu an sen bakıyorum günlük 5 saat ekrana bakıyorsun.
00:34:33Biz bunun ilk başta 3 saate sonra 1 saate indireceğiz.
00:34:37Senin günlük 3 saat dolduğunda ekranı kendin kapatıyor olacaksın.
00:34:42Eğer kapatmazsan bir sonraki günden hakkın gidecek.
00:34:45Bunda hemfikir miyiz?
00:34:46Hemfikir olmayabiliriz.
00:34:47O zaman burada bazı yaptırımlar söz konusu olacak.
00:34:51Otoritesini koyması gerekiyor mu annenin?
00:34:53Kesinlikle gerekiyor.
00:34:54Çünkü 11-15 yaş çocuğun, tabii ki çocuklarımızı dikkate alalım fikirlerini dinleyelim ama
00:34:59nihayetinde bu tür hazları eğilimleri daha kolay kayacak yaşlar.
00:35:04O yüzden oralarda bir ebeveynin otoritesinin kontrolünü mutlaka alması gerekiyor.
00:35:09Çocuğumuza ekranı sınırsız olarak verdiğimizde bakın ekran süresi çok ilginç ama
00:35:13psikopatolojiyle de çok alakalı bir mesele.
00:35:19Yani biraz önce dedim ya hayatımızda bir şeyin çok artması diğer her şeyin azalması anlamına geliyor.
00:35:24Bu ekran vakti nelerden çalıyor?
00:35:26Yani çocuğunuz günlük 5 saat ekrana bakıyorsa o vaktini nelerden kısıyor?
00:35:31Muhtemelen odasına kapanan, ailesiyle vakit geçirmeyen bir çocuk var.
00:35:35Ya da arkadaşlarıyla sosyalleşmeyen bir çocuk var.
00:35:38Şimdi bu çocuğun depresif hissetmesi çok olası.
00:35:41Mesela yeri gelmişken söyleyeyim.
00:35:43Oyun bağımlılığı mesela çocuğun aslında kontrol edebildiği ve bir şekilde her şeyin
00:35:50tahmin edilebilir olduğu bir dünyada yaşaması ve oraya adapte olması anlamına geliyor.
00:35:54Yani oyunda olabilecek her şey belli.
00:35:58İşte can kapasiten belli, ne olduğu belli.
00:36:00O kadar kontrollü bir hayat ilizyonu yaşatıyor ki çocuğa aslında oyun.
00:36:05Ve gerçek hayat böyle olmadığında bu bizim içimizde çocuğun içinde bir çatışma oluşturuyor.
00:36:11İşte gerçek o zaman ertelemeye başlıyor.
00:36:14Aynen öyle. Kesinlikle öyle.
00:36:16Şimdi oraya gelelim.
00:36:17Şimdi daha yetişkin olan üniversite yaşı, daha ergen yetişkinlere doğru gelelim.
00:36:22Çünkü artık hani oyun bağımlıları olan yetişkinler de söz konusu.
00:36:28Çok doğru.
00:36:28Ve oyun bağımlı, sosyal medya bağımlısı olan yetişkinler söz konusu.
00:36:32Bir paylaşım yaptığımda hiç beklemediğim kişiler anında her paylaşımımda like atıyorlar.
00:36:37Ya diyorum hiç mi işin gücün yok, sen nerelerde neler yapıyorsun, ne ara gördün onu kardeşim falan oldun.
00:36:44Kişiler var, telefon rehberimde bile var yani izliyorlar, salınabilirler.
00:36:48Hayret ediyorum o kadar yoğunluk içerisinde, aha diyorum demek ki diyorum bu teknoloji bağımlılığının, sosyal medya bağımlılığının artık yaş skalası çok ilerlemiş.
00:37:01Yetişkinlerde daha fazla oraya da gelelim ve bu da ertelemeye sebep oluyor.
00:37:06Özellikle üniversite çağında şimdinin alfa kuşağı, z kuşağı demiyoruz değil mi?
00:37:12Alfa kuşağı diyoruz artık, z kuşağı.
00:37:15Z kuşağı büyüdü mi?
00:37:15Z kuşağı büyüdü işte bağımlı, sosyal medya bağımlı yetişkinler oldu diye düşünüyorum.
00:37:21Artık alfa kuşağı diyorlar uzmanlar.
00:37:23Tabii siz daha iyi bilirsiniz yine de.
00:37:27Şimdi bu alfa kuşağı erteliyor.
00:37:29Okula gitmeyi erteliyor, okula gitmeyenler var.
00:37:32Duyuyoruz sorular da gelmiş şimdi.
00:37:35Okula gitmeyenler, okuduğu okulu beğenmeyip bırakanlar ne istediğini bilmeyenler.
00:37:40Ya da bitirmek istemeyenler.
00:37:43Odalarını toplamayanlar.
00:37:46İtiraz etmeyen ama sonrasında sürekli az sonra yaparım, biraz daha yaparım.
00:37:52Peki anneciğim, peki babacığım diyen bir nesil söz konusu.
00:37:57Bunlar ödevlerine bahaneler süren.
00:38:01Dolayısıyla bir erteleme, gerçekten kaçma.
00:38:04Çünkü sanırım hani dediniz, ilizyonda yaşıyorlar.
00:38:08Kontrollü bir dünya oluyor bu.
00:38:10Bu kontrollü dünyadan gerçek dünyaya adaptasyon sorunu oluyormuş bu.
00:38:14Onu çıkarttım ben.
00:38:15Çok doğru.
00:38:15Peki bu ertelemeyi nasıl aşacağız?
00:38:18Yetişkinlerde de var tamam da.
00:38:20Çok doğru.
00:38:20Problemimiz gençler, bu ergenler yani nasıl diyeyim?
00:38:24Yetişkin ergen mi diyorsunuz?
00:38:26Nasıl diyorsunuz o ilk ergenlere, üniversite yaşında?
00:38:27Genç yetişkin diyoruz.
00:38:28Genç yetişkin.
00:38:29Tamam, genç yetişkinlerde nasıl aşacağız?
00:38:32Evet.
00:38:33Birincisi bir insanın bir problemi tespit edip aşmaya niyet etmesi gerekiyor.
00:38:37Yani ertelemecilikse, kişi bu ertelemecilikten rahatsız mı?
00:38:41Bunu çözmek için niyeti var mı?
00:38:44Yani sizin evladınızın ertelemecilik problemini çözmek istemeniz artık bir genç yetişkinde yararlı bir şey değildir.
00:38:51Çünkü onun kendi iradesi vardır, kendi yetişkin hayatı vardır.
00:38:54Kendisi isteyecek bunu.
00:38:56Bunu kendisi isteyecek.
00:38:57Yani bir insanın...
00:38:57Kendine nasıl fark ettirilir?
00:38:59Yani şimdi burada şöyle, ertelemecilikten kaynaklı...
00:39:02Bak yine parıştı anne.
00:39:04Evet, evet.
00:39:05Yani ertelemecilikten kaynaklı neyi kaybediyor bu çocuk?
00:39:09Şimdi benim, ben kırmızı ışıktan geçiyorsam ve bana trafik cezası veriliyorsa ben kırmızı ışıkta dururum.
00:39:16Çünkü gördüm ki kırmızı ışıkta geçtiğimde ben bir bedel ödedim ya.
00:39:22Bir para çıktı cebimden, benim canım yandı.
00:39:24Şimdi ertelemecilikte de mesele şu, sen ertelemecilikten bir mutsuz musun?
00:39:28İkincisi, ertelemecilikten kaynaklı bir bedel ödedin mi?
00:39:31Çünkü bazen çocuklarımıza şu an o kadar konfor sunuyoruz ki çocuklarımız bir bedel ödemiyorlar ki.
00:39:37Ertelemecilik onun için bir sorun.
00:39:38Ne yapalım evden mi atalım?
00:39:41Yani şöyle, ben mesela ben şuna gerçekten çok önem veriyorum.
00:39:45Bence bir yetişkinin de bir çocuğun da her...
00:39:48Çünkü neden biliyor musunuz?
00:39:49Bizim bir davranışımız sürekliyse o davranıştan bizim kazandığımız bir şey vardır.
00:39:54Şimdi bir taraftan bir şeyden ben kazanıyorsam o davranışı neden bırakayım ki?
00:39:59Davranış pekişir yani.
00:40:01Kalıcı hale gelir.
00:40:02Kalıcı hale gelen davranışlar da artık tutumlar haline gelir.
00:40:05Artık öyle yaşamaya başlarız.
00:40:07Neden en başta böyle oldu?
00:40:09Neden bu davranış devamlı pekişti?
00:40:11Devamlı pekişti.
00:40:12Orada dönüp şuna bakmak gerekiyor.
00:40:15Bu davranışların bu kadar sürekli olması...
00:40:17Mesela ertelemecilik diyorsunuz ya, eğer bir insan zaten ertelemecilikten şikayetçi değilse yeterince ertelemeden kaynaklı canı yanmamıştır.
00:40:25Size şöyle bir örnek vermek isterim.
00:40:27Çalıştığım bir vakada devamlı olarak çocuğu uyandırıyorlar.
00:40:32Çocuk öyle okula gidiyor.
00:40:3316-17 yaşlarında bir...
00:40:3417 yaşında mıydı?
00:40:3518 mi?
00:40:35Hatırlamıyorum.
00:40:36Böyle bir kişi.
00:40:39Bu arasında mesela şuna baktığınızda...
00:40:41Siz kaldırmayın, geç kalsın, okuldan atılsın.
00:40:45Okuldan atılma aşamasına gelsin.
00:40:48Dendiğinde bu çocuk geri döndü.
00:40:50Kendisini kaldıracak pozisyona geldi.
00:40:53Yani biz burada çocuklarımızın, evlatlarımızın sorumluluğunu fazlaca yüklendiğimizde bunlar bizim sorumluluğumuz haline geliyor.
00:40:58Yani şu an mesela ödev gruplarında olan veliler bilirler.
00:41:03Ben de ablamdan kaynaklı biliyorum.
00:41:05Bakıyoruz, bakıyorsunuz çocuğun ödevi değil, ödevimiz.
00:41:09Kalsın ödevin değil.
00:41:10Yani burada biz çocuklarımızın sorumluluklarını kendi üzerimize alırsak çocuğumuzun ne sorumluluğu gelişir ne de yarın bir gün büyüdüğünde kendi sorumluluğunu bilen bir davranış kalıbı geliştirir.
00:41:22Yani ben şu an şurada hani bizi izleyen 500 bin, 1 milyon kişi varsa 1 milyon kişinin de ödevimiz neydi sorusuyla karşılaştığına iddiaya girerim yani o derece.
00:41:32Mesela bu çok aslında çok düşündüğümüz zamanda bence korkunç bir şey.
00:41:36Tabii korkunç bir şey.
00:41:38Neden bir çocuk kendi ödevini kendi sorumluluğunda almıyor ve anne o çocuğun ödevinin sorumluluğunu alıyor ki?
00:41:44Yani bu bana çok acıklı geliyor.
00:41:47Çünkü bu çocuklar yarın bir gün mesela bir sürü başka sorumluluğumuz var.
00:41:50Bir çocuk 18 yaşına geldiği anda devlete karşı sorumlu oluyor.
00:41:54Anasına babasına karşı artık okula devam ediyorsa okuluna karşı sorumlu oluyor.
00:41:58Oradaki sorumluluklarına da yetişebilecek mi anne babalar?
00:42:01Hayır.
00:42:02Evet.
00:42:02Yetişemeyecek.
00:42:02Ama sormayınca da şimdi ödevi çocuk unutmuş oluyor falan.
00:42:07Öteki çocuklar ödevi yapmış oluyor.
00:42:10Utansın.
00:42:10Utansın değil mi?
00:42:11Utansın.
00:42:12Rahat bırakmak lazım.
00:42:12Yani rahat kaçsın.
00:42:14Yani biz çocuğumuzun her olumsuz duygusunu tehdit olarak algılayıp gidermeye çalışmamalıyız.
00:42:20Yani o biraz önceki frustrasyon dediğim durum var ya.
00:42:25Bu durumu zaten engelleyemeyiz ama bazı durumlarda da zaten bunu yaşamamız gerekir.
00:42:28Ben şu an size karşı bir saygısızlık yapıyorsam bunun utancını,
00:42:32suçluluğunu hissetmeliyim.
00:42:34Bu duygular çok güzel duygular.
00:42:35Bu sayede şunu diyeceğim ben.
00:42:37Aa bir dakika bir daha ben Yasemin Hanım'a kötü davranmayayım diyeceğim.
00:42:41Bu duygular bana sonuç olarak bunu getirecek.
00:42:44O yüzden bir çocuğun utanması, suçlu hissetmesi bana korkunç gelmiyor.
00:42:49Yani bu duygulara ihtiyacımız var.
00:42:52Hayağı, utanç, suçluluk bunlar o kadar kıymetli duygular ki azaltmamız gereken duygular asla değil.
00:42:57O yüzden eğer sen ödevini yapmadıysan çocuğumuza söyleyebiliriz ama annesi olarak.
00:43:01Oğlum ben bundan sonra ödevlerini hatırlatmayacağım.
00:43:03Sen takip et.
00:43:04Mesela 4. 5. sınıza gelmiş bir çocuğun artık ödevlerini takip etmesi gerekir.
00:43:08Kesinlikle.
00:43:08Bu sorumluluk bende değil.
00:43:11Eğer ödevini unutursan da yani senin için hoş olmayabilir.
00:43:14Öğretmenine ayıp yaptığını düşünebilirsin.
00:43:17Arkadaşlarına rezil olduğunu düşünebilirsin.
00:43:20Yani bunları sana söyleyeyim ama sen bilirsin seçeneğini sunmak.
00:43:25Ve bunu net bir şekilde çocuklara söylemek gerekiyor değil mi?
00:43:28Kesinlikle.
00:43:29Çocuklara her şeyi net olarak söylemek gerekiyor.
00:43:32O çocuktur dememek lazım değil mi?
00:43:34Ben şu noktada şu kuralı çok seviyorum.
00:43:36Bir çocuk bir şeyin sorusunu sorabiliyorsa cevabını almaya hazırdır.
00:43:40Yani ona o cevabı kendi yaşına uygun verebilmeliyiz.
00:43:43Verebiliriz.
00:43:45Yani mesela yakın zamanda ben kendi yeğenimden örnek vereyim.
00:43:49Kendisi 4 yaşında ve bu aralar bir ölüm bilgisiyle karşılaşmış.
00:43:54Yani ölüm diye bir şeyin olabileceğini artık duymuş veya bir yerlerde öğrenmiş kreş çağında.
00:44:00Ve mesela uzunca bir süre bize ölümle ilgili sorular sordu.
00:44:03Bir süre ölecek miyiz işte ne zaman ölebiliriz falan gibi.
00:44:06Biz ona kendi yaşına bağlı olarak bazı cevaplar verdik.
00:44:10Ve şu an mesela bu soruyu sormuyor.
00:44:12Çünkü bu sorunun cevabını öğrenmek için demek ki hazırdı.
00:44:16Bunu bize getirdi ve biz de bunu geçiştirmedik.
00:44:18Yani bunu böyle çocuktur cevap vermeyin yok öyle bir şey demedik.
00:44:23Ya da mesela yok yok hepimiz bir şey olmuyoruz falan demedik.
00:44:26O bilgiyi aldı ve bir süre zorlandı bu bilgiyle.
00:44:30Ve sonra bunu kapsadı.
00:44:31Ve şu an bu soruyu artık sormadığı bir aşamada.
00:44:34Değil mi?
00:44:35Kesinlikle.
00:44:36Peki.
00:44:37Biz bazı şeyleri öğrenirken de hani ertelemek ve bekleme arasında bir korelasyon kuruyoruz herhalde.
00:44:46Böyle sabırsızlıkla sabırsızlığı sabırı işte beklemekle ertelemeyi işte başarısızlıkla başarıyı hep böyle bir kıyaslama hali var.
00:44:58Bundan bu doğru bir şey mi?
00:45:00Sabırsızlık mı?
00:45:01Evet mesela sabırsızlık ertelemek yani bunları zıttıyla karşılaştırma hali ertelemek hareket etmek başarıyı başarısızlıkla kıyaslamak bu doğru bir şey mi?
00:45:13Yani kıyas yapmak.
00:45:15Kendi içimizde.
00:45:16Kendi içimizde ya da karşı tarafla da olabilir.
00:45:19Sürekli bir kıyas halinde olarak yaşamak doğru bir şey mi?
00:45:23Sürekli bir kıyas halinde olmak bir kere muhtemelen çok mutsuz edici bir şey.
00:45:26Hele ki sosyal medya devrinde.
00:45:28Değil mi?
00:45:28Yani çok fazla insanı görmek ve her insanla kendimizi kıyaslamak çok yorucu bir şey.
00:45:33Orada o yüzden kendi değerlerimizi keşfetmek önemli.
00:45:36Kendimizin ne için yaşadığı, ne için çaba sarf ettiği, ne için sabrettiği değil mi?
00:45:40Bazı meselelerde sabrediyoruz.
00:45:42Sınav senesindeki bir öğrenci sınav senesinde sabretmeli.
00:45:45Ya da siz mesela şu an doktora sürecindesiniz ve bazı meseleleri sabretmeniz gerekiyor.
00:45:49Bazı canınızı sıkan meseleleri sabretmeniz gerekiyor.
00:45:52Orada kendimizin neyi neden yaptığını bilmesi, sabretmeyi de kolaylaştıran bir şey.
00:46:00Ama bu da hani beklemek ve sabretmek kısmı.
00:46:04Mesela beklemek de yani ne için beklediğimiz önemli.
00:46:07Bir de kontrol edemeyeceğimiz şeyler varsa eğer.
00:46:11Burada da bizim bir, biraz önce zaman akışıyla ilgili konuştuk ya.
00:46:15Belki buradan mülhem şunu da söyleyebiliriz.
00:46:19Bazı meseleleri de...
00:46:22Havale etmek ve akışına bırakmak.
00:46:25Akışına bırakmak.
00:46:25Aktif bekleme ve pasif bekleme ifadesini kullanabilirim.
00:46:28Mesela siz hayatta bir şeyi çok bekliyorsanız, bu çok bekleme kısmı çok yorucu bir şey.
00:46:34Her an bekliyorsunuz, her an bekliyorsunuz, her an bekliyorsunuz.
00:46:36Ama bir taraftan da evet bekliyorum ama hayatımı kaçıramam.
00:46:40Yani bu beklediğim aşamada da yine güzel şeyler yapabilirim, anlamlı şeyler yapabilirim.
00:46:44Bana beni değerli hissettirecek demeyeyim de yani...
00:46:49Geliştirecek.
00:46:49Bana iyi gelecek, geliştirecek, hayattaki anlamama beni yaklaştıracak şeyler yaparak da bekleyebilirim kısmı önemli.
00:46:56Yani bekleyelim ama nasıl bekleyelim kısmı çok önemli.
00:46:59Çünkü beklemek sadece durup hiçbir şey hareket etmemekse bu beklemek değil.
00:47:04Bu hayatımızı kaçırmak.
00:47:05Ayrıca da insanın gerçekten bahanelere sığınmaya çalışan, ben çok güçlü bir yanı olduğuna inanıyorum.
00:47:13Yani bir yerlerde kendimizi aklamak için, hayatta bazı olmayan şeyleri öne sürüyorsak,
00:47:20işte ben bir türlü işe giremediğim için bekliyorum.
00:47:23Ben işte çocuğum olmadığı için çocuğum oluna kadar böyleyim falan gibi bir yerde beklemeyi böyle okuyorsak,
00:47:28hayır yani burada biz hayatımızı kaçırıyoruz demektir.
00:47:32Kendimiz için önemli olan şeyleri yapmıyoruz demektir.
00:47:34Ben bunu en çok mesela çocuklarımı büyüttüğüm arada yaşamıştım.
00:47:37Çocuklarımı büyütüyorum.
00:47:39Şu an benim yaptığım şey çocuklarım.
00:47:41Evet.
00:47:42Çocuklarımla ilgilenmeliyim.
00:47:43Çünkü öyle bir öğreti de var ki, sanki çocuklarını büyütürken bazı şeyleri yapamazsın.
00:47:48Çok doğru.
00:47:49Özellikle bizim Türk toplumunda, Türk kadınlarında böyle genetik bir kod gibi adeta çocuklarını büyütüyorsan başka hiçbir şey yapamazsın.
00:48:00Çok doğru.
00:48:00Bu biraz böyle ayıp mı karşılanıyor?
00:48:02Tabii ayıp karşılanıyor.
00:48:03Sadece annelik yapmama.
00:48:04Annelik, işte buradan şeye geliyoruz şimdi, annelik.
00:48:07Annelik bu kadar kutsal bir şey mi?
00:48:09Kutsalması gereken bir şey mi?
00:48:11Evet.
00:48:12Yani annelik kutsal bir şey değil.
00:48:14Annelik de insanlığımıza dair rollerimizden biri.
00:48:17Ve biz bir role kutsiyet atfettiğimiz anda o rolün de insan olduğu gerçeğini, hata yapabileceği gerçeğini, yetersiz olabileceği gerçeğini yok saymış oluyoruz.
00:48:28O yüzden annelik burada kutsal değil.
00:48:30Annelik bir insani bir rol ve çok güzel bir rol gerçekten ama bir taraftan da toplumsal beklentinin arşa çıktığı bir rol.
00:48:38Değil mi?
00:48:38Evet, evet.
00:48:39Biz mesela annelikle alakalı en çok kullanığımız kelimelerden biri nedir?
00:48:43Saçını süpürge eden bir anne.
00:48:45Bir dakika, niye anne süpürge ediyor ki saçını?
00:48:47Neden?
00:48:47Etmeyebilir, yine de anne olabilir.
00:48:50Yani annelerimizin mesela değil mi en çok beklendiğimiz şeylerden biri sonsuz bir fedakarlık.
00:48:55Halbuki sonsuz fedakarlık bir insan için çok yıpratıcı bir şeydir, sürdürülebilir bir şey de değildir.
00:49:00Aynı zamanda etrafta memnun eden bir şey değildir aslında.
00:49:03Evet.
00:49:04O yüzden burada bizim kalıplara yüklediğimiz anlamlar çok önemli.
00:49:07Yani biz anneliğe kutsal dediğimiz anda bir insanın bu rolü sürdüremeyeceği gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor.
00:49:14Evet, toplumsal olarak da öyle.
00:49:15Mesela biz mesela televizyonlarda çok önde olan işte 90'ların sanatçılarına bakalım.
00:49:22Hepsinin böyle yani hepsi demeyeyim şimdi de.
00:49:25Birçoğunun gayri ahlaki hayatlarının magazinlerde insanlar önüne serildiği,
00:49:30daha sonra da anne olduktan sonra böyle çok mübarek, kutsal insanlar haline dönüştü bir toplumdan bahsediyorum.
00:49:39Yani onun içerisinde yaşıyoruz.
00:49:40Dolayısıyla o yüzden bu soruyu sordum.
00:49:42Yani ben anneyim ama ben çok kutsalım.
00:49:46Demek ne kadar böyle kutsal, kutsalı da hafife almak değil mi bu psikolog olarak?
00:49:51Yani değerler eğitimi, değerler kavramına böyle bir indirgemek olmuyor mu?
00:49:57Kesinlikle bence de yani katılıyorum.
00:49:59Orada yani bir de şey kısmı, en kötü kısmı bence beklentiyi bu kadar aşağı çıkarmak.
00:50:07Mesela şu an size şöyle söyleyeyim, annelikle ilgili en çok karşıma çıkan problem yetersiz annelik.
00:50:12Yetemiyorum, yetersiz bir anneyim.
00:50:15Sosyal medyanı da tetikle diye.
00:50:16Çok doğru.
00:50:17Çünkü bakıyorlar sosyal medya bir vitrin ve o vitrine bazı hesaplar mükemmel bir annelik koyuyor.
00:50:23Çocuğun asla bağırmıyor, hep çok iyi, hep çok ilgili.
00:50:26Çocukların hiçbir problemi yok, kendisinin çocuklarının da hiçbir problemi yok.
00:50:30Sonra kendi gerçek real hayatına bir bakıyor ki onun anneliği öyle değil, kusursuz değil, mükemmel değil, kutsal da değil.
00:50:37Ve bunun bir belki rol depresyonu yani o rolünü yerine getirememişliğin bir depresyonunu yaşıyor insanlar.
00:50:45O yüzden burada biz bir şeyin ne kadar kutsal olduğunu söylüyorsak onun o kadar mükemmel olduğunu iddia ediyoruzdur.
00:50:51Ama bu rolü mükemmel olarak yapamayan annesi hepsi kaç? Bütün anneler.
00:50:55Yani burada bir çelişki doğuyor.
00:50:58O yüzden annelik gerçekten çok zor bir rol, çok saygıdeğer bir rol kesinlikle böyle.
00:51:03Ama anneler kutsaldır demek aslında bakarsanız anneliğe zarar veren bir söylem.
00:51:07Çünkü sayır sen yorulamazsın.
00:51:09Bazen mesela annelerin çok yorulduğu, çok böyle bitkin olduğu, belki böyle annelikten illallah ettiği zamanlar oluyor değil mi?
00:51:15Mesela bir anda bunların ne kadar normal olduğunu kutsallık atfettiğimiz anda kabul edemeyiz.
00:51:22Değil mi?
00:51:22Yani annelikteki yorgunluğun, ara ara yetersiz olmanın, ara ara bu rolün çok zor geldiği gerçeğini kabul edemiyoruz böyle olunca.
00:51:31Bu da yetersiz annelik sendromuna sebep oluyor bence.
00:51:34Tabii anne deyince bağırmamalı, anne deyince kızmamalı, anne deyince aşçısı olmalı, doktor olmalı, temizlikçisi olmalı, her şeyi olmalı.
00:51:45Bir reklam vardı ya o aklıma geldi.
00:51:47Annelerden her şey olması bekleniyor.
00:51:50Evet.
00:51:50Ve öyle de yetiştiriyoruz herhalde.
00:51:54Yani ben Türk anneleri kadar fedakar anne, yeryüzünde o kadar gezdim görmedim ya.
00:52:00Çok doğru.
00:52:01İşte ama bu fedakarlık ne kadar bir fedakarlık?
00:52:04Kişinin kendisinden vazgeçmesi mi?
00:52:06Ben bunu çok önemsiyorum.
00:52:07Çünkü bir insan bir rolü için kendisinden vazgeçmemeli.
00:52:11Yani Allah-u Teala bizi biricik yarattı ve bizim amacımız anne olmak değil.
00:52:16Amacımız birinin eşi olmak değil.
00:52:18Bizim amacımız sadece ve sadece Allah'a kul olmak.
00:52:21Şimdi bütün bunların ötesine geçersek, o zaman ben şuna inanmıyorum.
00:52:26Bir insan bir insana kendisini adamamalı.
00:52:29Değil mi?
00:52:29Çünkü anne o çocuğun dünyaya gelmesi için bir vesile, bir emanetçi.
00:52:35Kesinlikle öyle.
00:52:35O emaneti iyi bir şekilde alıp, koruyup, kollayıp, belirli bir yaşa getirip, değil mi?
00:52:42Hani sonuçta her şey su akar yolunu bulur da deyip bu tevekküle de sahip olması gerekiyor.
00:52:48Kesinlikle.
00:52:49Bence de.
00:52:50Yani biz annelikle alakalı bu meseleleri bence gündem etmeliyiz.
00:52:55Evet.
00:52:55Yani annelik adanmış.
00:52:57Bir annenin çocuğa adanması gerekmiyor çocuğa iyi bir annelik yapabilmesi için.
00:53:01Bilakis, bilakis yani bir ilişkinin anne çocuk ilişkisi çok böyle başlar değil mi?
00:53:07Anne ile bebek birbirine bir kordonla bağlıdır.
00:53:09Sonra doğar ve o kordon kesilir.
00:53:11İlk ayrışma gerçekleşir.
00:53:13Ve sonra hayatın belli bir aşamasında bir ayrışmanın daha gerçekleşmesi gerekir.
00:53:17O da şu.
00:53:18Evet artık oya bir yetişkin, sen de onun annesin.
00:53:20Artık yetişkin yetişkin bir ilişkisi var kişinin.
00:53:22Yani annenin onun için her şeyi yapmaya devam ettiği,
00:53:25tıpkı yeni doğandaki gibi her şeyini koşturduğu bir halden artık daha bağımsızlaştığı bir role geçmesi beklenir.
00:53:33Ama siz anneliği çocuklarına kendini adayan, çocuklarına kendini feda eden birisi rol olarak planladığınızda
00:53:40bu birinin kendisini feda etmesi anlamına gelir.
00:53:43Bu da anneliği zorlaştıran bir şey olur.
00:53:45Yani böyle bir örnek gören birisi bence anne olmak istemeyebilir.
00:53:47Tabii.
00:53:48Yani annelik daha uzak kalan bir rolmüş gibi de olabilir.
00:53:51Zaten ben evliliklerin azalması, doğum oranlarının düşmesini kesinlikle bununla bağdaştırıyorum.
00:53:59Çünkü saçlarını süpürge ettim evladım.
00:54:02Sen bu yaşlara gelene kadar neler yaptım diyen bir annenin evladı kız.
00:54:07Ben bunu yapmak istemiyorum diyor.
00:54:09Çok doğru.
00:54:09Ben annemin yaşadıklarını yaşamak istemiyorum diyor.
00:54:12Ben annemin yaptığı gibi saçımı süpürge etmek istemiyorum diyor.
00:54:16O işi yapmak istemiyorum, bunu yapmak istemiyorum diyor.
00:54:18Ya da onun çektiği sıkıntıları çekmek istemiyorum diyor.
00:54:21Benim tercihim, ben evlenmiyorum ya da evlenirsem de çocuk yapmak istemiyorum.
00:54:25Evet, çok açıklı.
00:54:26Yani çok açıklı bu kesinlikle.
00:54:27Mesela Türkiye'deki nüfus oranlarının bu derece azalmasını, yaşlı nüfusun artmasını...
00:54:34Çok tehlikeli bir durum bu.
00:54:35Evet, evet.
00:54:36Ülkemizin bekası için de.
00:54:37Evet, mesela Türk kadınına atfedilen bu kutsallık, bu görevlerin saçını süpürge etmesi deyiminin lillere pelesenk olmasının büyük bir rolü olduğunu düşünüyorum.
00:54:51Bütün bu, bugünkü bu konuşmanın neticesinde de.
00:54:54Evet, evet, bence de.
00:54:54Çünkü niye çocuk kız...
00:54:56Çünkü bir neslin devamı kadın ürüyor, kadın nesli çoğaltıyor.
00:55:00Dolayısıyla kadına çocuk sahibi olmak istemeyince ne oluyor?
00:55:03Böyle oluyor.
00:55:04Evet.
00:55:04Bu kadar basit.
00:55:05Peki, bu günlük görevlerin kutsal sorumluluk gibi sayılması, bize böyle öğretilmesi kültürel olarak anneye saçını süpürge etmesi sorununu ortaya koyuyor.
00:55:20Peki, anne, kadın yani bu saçını süpürge eden kadın kendini nasıl zaman ayıracak, nasıl bu farkındalığı oluşturacak ya da biz bunu nasıl bir seferberlik haline getirebiliriz?
00:55:32Çünkü bu gerçekten seferberlik haline getirilmesi gereken bir konu.
00:55:36Evet, çok doğru.
00:55:37Değil mi?
00:55:38Yani burada şunu bilmemiz gerekiyor.
00:55:39Bir insanın hayatında bir rolü çok çok baskınsa diğer rollere yer kalması.
00:55:43Yani benim çok psikolog olduğumu hayal edin.
00:55:45Ben burada da psikologum, evde gidiyorum, orada da psikologum, sokakta psikolog edalısıyla yürüyorum falan filan.
00:55:50Bu ne demek?
00:55:51Bu rolümden...
00:55:51Ben doktorum diye yetişen filmdeki o sahneye geldi gözüne.
00:55:55Yani şuna geleceğim.
00:55:56Bu şu demek, başka rollerim benim hayatımda var olmuyor.
00:56:00Ben bir annenin evladı o sırada olamıyorum.
00:56:02Arkadaşımın yanında işte rahat konuşan, işte arkadaş rolünde olan Erva olamıyorum.
00:56:07Sadece ve sadece psikologum, çok psikologum.
00:56:10Çok bir rol benim hayatımın büyük kısmını işgal ediyor.
00:56:13Yani herhangi bir şeye bunu getirebiliriz.
00:56:15Bir insanın annelik rolü de bütün hayatını kapsayan, bakın bunun normal olduğu zamanlar vardır.
00:56:24Bir çocuğunuz yeni doğduysa yapacak bir şey yok.
00:56:26Yani hayatınızın bir kısmı sadece bebektir.
00:56:28Yapacak bir şey yok.
00:56:29Çünkü sana muhtaç.
00:56:30Annen öyle muhtaç ve çok küçük.
00:56:31Ve her şeyi senden bekleyen bir canlı.
00:56:35Şimdi bu rol ama ne olacak?
00:56:37Yavaş yavaş Allah-u Teala ne yapıyor?
00:56:38O bebeği biraz daha büyütüyor.
00:56:40Değil mi?
00:56:41Anneler çocuklarını büyütmiyor.
00:56:42Allah büyütüyor bundan.
00:56:43Kesinlikle, kesinlikle.
00:56:44Yani şuna geleceğim.
00:56:45Bir süre sonra çocuk artık kendisi yürümeye başlıyor.
00:56:48Kendisi yemek yemeye başlıyor.
00:56:49Kendisi tuvalete gitmeye başlıyor.
00:56:50Şimdi ben aynı annelik miktarını, annelik rolünü çocuğun 5 yaşındayken de yapıyorsam bu bir problem.
00:56:57Çünkü burada benim eksittiğim roller ne?
00:56:59Eşlik rolüm mü azaldı?
00:57:01Komşuculuk rolüm mü azaldı?
00:57:03Arkadaşlık rolüm mü azaldı?
00:57:05Ben nerelerde eksildim?
00:57:06Çünkü bazen eksildiğimiz yerler bizi aslında besleyen yerler oluyor.
00:57:09Yani bir insanın arkadaşıyla yaptığı sohbet onu besleyen, böyle mutlu eden, hayattan keyif almasını sağlayan bir şeyken hayatımızdan bunları tamamen çekip aldığımızda bir rolümüz çok baskın çünkü.
00:57:20Bir terapiden gidiyor işte bunalıma giren kadınlar çıkıyor ortaya.
00:57:23Kesinlikle, kesinlikle.
00:57:24Sosyal destek çok önemli.
00:57:26Bizim başka rollerimizle var olabilmemiz çok önemli.
00:57:28Benim şu an psikolog olmam ama akşam arkadaşımla buluştuğumda arkadaş olmam çok önemli.
00:57:33Orada da psikolog olmamam gerekiyor.
00:57:35O çok önemli.
00:57:36Annelikte de aynı şey geçerli.
00:57:37Yani evet, annelik bir zaman sonra artık biraz daha farklı rollerin de var olabildiği bir hale gelebilmeli.
00:57:46Çocuğumuz büyüdükçe.
00:57:47Çünkü çocuklarımız aynı kalmıyor.
00:57:49Yani sizin mesela yetişkin çocuklarınız var Yasemin'in değil mi?
00:57:51Yani küçükler de size çok muhtaçlar da ama şu an değiller.
00:57:55Kocamanlar, biriler.
00:57:56Evet yani üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmediklerinde ben mesela odalarının kapılarını çekiyorum.
00:58:05Toplamıyorum.
00:58:06Yaşayın orada diyorum.
00:58:06Ne yapıyorsunuz bence ne?
00:58:07Toplamayın.
00:58:08Yaşayın orada diyorum.
00:58:10Bu benim sorumluluğum değil.
00:58:12Sizin alanınız diyorum.
00:58:13Ama bunu işte bir Türk kadının temizliği de çok seviyoruz biliyorsunuz.
00:58:20Bir sürü kadınları saçımızı süpürge ederek temizlemeyi de çok seviyoruz.
00:58:24Rahatsız eden bir olay.
00:58:26Bundan rahatsız olmuyor musun diyen komşularım oldu benim.
00:58:30Mesela.
00:58:31Evet.
00:58:32Olmuyorum diyorum.
00:58:33Beklenti değil mi?
00:58:34Burada da sanırım annelikten beklenti çok mutlu.
00:58:37Tabii ben bir ara şu örneği vereyim.
00:58:40Bir komşum vardı bir önceki evimde.
00:58:44Yasemin Hanım dedi.
00:58:45Siz dedi hiç cam silmiyor musunuz?
00:58:47Gerçekten az siliyordum.
00:58:49Ya da temizlikçi geldiği zaman falan siliyordu.
00:58:51Silemiyordum.
00:58:52Vaktim yoktu.
00:58:53Silmek istemiyordum.
00:58:54Oraya çıkamazdım vesaire.
00:58:56Böyle toplumsal baskılar da var.
00:58:58Çok doğru.
00:58:58Bir kadının bir kadına yaptığını.
00:59:00Mesela ben şeyi de hatırlıyorum bir kere.
00:59:01Yurt dışında yaşıyordum.
00:59:02Türkiye'ye gelmiştim.
00:59:03Siz bu sene bu yaz halılarınızı yıkamaya vermediniz diyen bir komşum da olmuştu benim.
00:59:07Çok acayip.
00:59:09Yani tabii Anadolu'da bir şehirdeydi o.
00:59:11Hani ben şimdi bütün bunlara tabii bu 20'se kaç yaşında insanım sonuçta bir hayat tecrübesi olarak söylüyorum bunu.
00:59:20Dolayısıyla bütün Türk toplumu bu kıskanç arasında kadınlar.
00:59:26Kadınlar.
00:59:27Yani.
00:59:27Yurt dışında bizi rahat bırakamıyoruz.
00:59:29Evet rahat bırakamıyoruz.
00:59:30Çok doğru.
00:59:30Çünkü ve bu kendimizde olan bu kimliği kendimizi geliştirmek uğruna da sarf edemiyoruz.
00:59:38Oysa ki kendimizi geliştirsek o yüzden bu programı çok önemsiyorum.
00:59:42O yüzden buradayım.
00:59:43Yani ufacık bir kıvılcım çakabilmek.
00:59:45İnşallah.
00:59:46Değil mi?
00:59:46İnsanın kendini geliştirmesi kendine ne bileyim iyi bir dantel örmesi bile.
00:59:51Ben çok kızardım anneme bana dantel ördürürde.
00:59:54Hala yarım dantellerim var.
00:59:55Ama şimdi anlıyorum.
00:59:57Onu benim malayani işlerle uğraştırmamak için.
01:00:01Çünkü o zaman dantel vardı.
01:00:03O zaman yoktu ki o kurs bu kurs.
01:00:05Sonrasında Ebru'ya da gitmiştim yollamıştı beni.
01:00:07Ama küçükken onu hatırlıyorum.
01:00:08Oysa motor becerimi geliştirmiş.
01:00:10Doğru.
01:00:11Kızım öğrettiğim sana ise yaptığın kendine mesela sayesinde lafı sayesinde anne olduktan sonra çok pratik oldum.
01:00:20Bütün işlerimi hızlıca yapıyorum.
01:00:21Çünkü ben onu daha önce yapmıştım.
01:00:23Bu tür geleneksel öğretiler de var ama geleneksel baskılar da var.
01:00:28Bunlardan işte sıyrılabilmek, o günlük görevlere kutsiyet atfetmemek.
01:00:35Buradan nasıl sıyrılırız?
01:00:36Bunları hani çünkü annelik gibi kutsal olarak günlük işler, şu işi yapmadan evden çıkamıyorum diyenler vardır mesela.
01:00:44Evet.
01:00:45Danışanlarınız da vardır muhtemelen yetişkin danışmanısınız.
01:00:48Bilmiyorum bu tür sorularla geliyorlar mı ama.
01:00:51Yani burada aslında tekrar ertelemecelikle söylediği şeyi söylemek isterim.
01:00:54Yani bir insanın önce bir şeyden muzdarip olması lazım.
01:00:57Yani mesela günlük işleri kişinin hayatını o kadar işgal eder ve kişi o kadar kendisi olamaz ki burada yaşadığı belki duygusal bir zorluk kişinin böyle kendisini fark ettiği, kendisini harekete geçiren bir şeye belki vesile olabilir.
01:01:13Yani o yüzden burada kişinin rahatsız olması, kişinin durumu değiştirmek istemesi çok önemli.
01:01:19Çünkü biz ancak ve ancak değişmek istediğimizde değişiyoruz.
01:01:24Değişmek için belli koşullarımız var.
01:01:26İlk başta problemi fark etmek.
01:01:29Mesela işte diyelim ki adanmış bir anne, fedakar bir anne.
01:01:33Belki şunu da diyebilir.
01:01:34Bir dakika ben kendi hayatımı yaşamıyorum.
01:01:36Kendi hayatım da gidiyor benim.
01:01:38Ne olacak?
01:01:39Çünkü bir süre sonra çocuklar büyüyecek, evden gidecek değil mi?
01:01:42Kişinin kendisine ait bir hayatı var aslına bakarsanız.
01:01:45Onu ihmal ettiğini belki fark edecek.
01:01:47O farkındalıkla birlikte bir şeyler belki başlayabilir.
01:01:51Kendisine dönebilir insan.
01:01:52Anladım.
01:01:53Peki bu kaçmakla ertelemek arasında bir bağ var mı?
01:01:57Tabii ki.
01:01:58Ertelemek genel olarak aslında kaçınmaktır.
01:02:00Şimdi bakın hareket, hareketin mutlaka bir sonucu vardır.
01:02:06Hareketin sonucu kötü de olabilir, iyi de olabilir.
01:02:09Ve şu anlama gelir bu.
01:02:11Hareket ettiğinizde risk almış olursunuz.
01:02:13Mesela ben şu an bu programa çıkarak bir risk aldım değil mi?
01:02:16Bu programda iyi konuşmayabilirim, sizinle bir problem yaşayabiliriz.
01:02:20Bir sürü bir sürü...
01:02:21Tabii ben size zor bir soru sorabilirim değil mi?
01:02:23Belki cevap vermek istemezsiniz.
01:02:24Aynen öyle.
01:02:25Yani bakın ben burada hareket ederek bir risk almış oldum.
01:02:28Şimdi bazen ertelemecilikten muradımız şudur.
01:02:31Hiçbir risk almamak.
01:02:33Mesela diyelim ki ben çalışmıyorum, çalışmak istemiyorum.
01:02:37Ben sınava çalışacağım diyorum, çalışmıyorum, çalışmıyorum, çalışmıyorum.
01:02:40Çünkü neden?
01:02:40Ben çalıştığımda aldığım bir risk olacak.
01:02:42Yani benim hiç çalışmadan girdiğimde düşük aldığım notla bir şekilde çalışarak girdiğim düşük not çok farklı.
01:02:49O yüzden burada bizim bazı riskleri alabilmemiz gerekiyor.
01:02:54Mesela ben mesela bu noktada kendime hep şunu söylerim.
01:02:58Evet sen şu an bir programa gidiyorsun.
01:03:00Başarısız da olabilirsin Erva.
01:03:02Başarısızlık, başarısız olma iznini kendime veriyorum.
01:03:05Çünkü ertelemenin diğer bir kısmı da mükemmelliyetçilik.
01:03:09Çok iyi yapma.
01:03:11Çok çok iyi yapma.
01:03:12Çok çok iyi yapamayacaksa kişi geri duruyor.
01:03:15Halbuki bir şekilde bir şey yapıyorsanız kötü olmasına razı olmanız gerekir.
01:03:21Kötü olabilme ihtimaline en azından açık olmanız gerekir.
01:03:24Açık olmazsanız hiçbir şeye başlayamazsınız.
01:03:26Nietzsche'nin çok sevdiğim bir sözü var.
01:03:27Yani uçmak istiyorsan önce emeklemeli, sonra yürümeli, sonra uçmalısın.
01:03:31Uçmaya insan uçmakla başlamaz diyor.
01:03:33Ben bunu çok seviyorum.
01:03:35O yüzden bizim ertelemecilikle yaptığımız şey, başarısızlıktan kaçmaksa bir şekilde erteleyerek aslında başlamıyorum,
01:03:42istemiyorum, böylelikle sıkıntı etmiyorum.
01:03:45Bir şeyleri zihnimde sadece yaşıyorum.
01:03:47Ama gerçek hayata temas eden bir hareketim yok.
01:03:49Konforlu bir şey.
01:03:50Yani ben sizinle 3 ayda bir görüşsem ve her görüştüğümde,
01:03:54ya işte ben de işte ders çalışamıyorum Yasemin Hanım desem,
01:03:56çok erteliyorum, niye bilmiyorum falan filan desem,
01:03:58artık bir yerde şunu kendime dönmem ve sormam gerekir.
01:04:02Ders çalıştığında o şeyi ertelemediğinde ne olmasını bekliyorsun.
01:04:06Neyden korkuyorsun?
01:04:07Ders çalıştığında çünkü başarısız olabilirsin.
01:04:10Kendi, kendine dair yeterliliği sorgulayabilirsin.
01:04:14Kendi zekana karşı bile şüphe içinde olabilirsin değil mi?
01:04:16Yani bu tür riskleri almak için de bizim bazı izinleri kendimize vermemiz gerekiyor.
01:04:21Başarısız olabilirim, ilk seferde anlamayabilirim.
01:04:23Diyelim ki ertelediğim şeye başladım.
01:04:26Mesela bazen de şunu bekliyoruz.
01:04:28Bir şeye başladığımız anda çok yeterli olmak istiyoruz.
01:04:31Mesela bana bazen genç meclis taktik arkadaşlarım diyorlar ki,
01:04:33hocam biz çok yetersiz hissediyoruz psikoloji konusunda,
01:04:36psikologluk konusunda diyorum ki, çünkü yetersizsiniz.
01:04:38O yüzden.
01:04:39Burada kastettiğim şey onları aşağılamak değil.
01:04:42Bilakis kastettiğim şey şu,
01:04:44biz alana girdiğimizde psikolog olarak zaten yeterli hissedemeyiz.
01:04:48Öğrenmemiz gereken şeyler vardır, alanda pişmemiz gerekiyordur.
01:04:51O yüzden yetersiz hissederek zaten bu alanda ilerleriz.
01:04:54En başta yeterli hisseden birisi benim için soru işaretidir.
01:04:57Neden ki?
01:04:58Neden yeterli hissediyorsun?
01:04:59Kaç tane vaka gördün?
01:05:00Kaç tane danışan gördün de kendini yeterli hissediyorsun?
01:05:04Kendini yetersiz hisseden psikologlara güvenirim ben.
01:05:07Değil mi?
01:05:07Yeterli hissedenlere güvenirim.
01:05:08Oysa hani erdem sahibi olmak, bilgelik bunu gerektirir değil mi?
01:05:12Her gün bir şeyler bilmediğini fark etmek.
01:05:14Kesinlikle öyle.
01:05:15Aynen.
01:05:16Hele ki psikoloji.
01:05:16Yani ruh bilimle...
01:05:17Sonsuz.
01:05:18Çünkü her insan sizin için bir vaka ve hepsi birbiriyle farklı yaratılmış.
01:05:24Farklı fıtratlarda ve benzeşmiyorlar da.
01:05:27Kesinlikle.
01:05:28Yani her insan bir alem.
01:05:30O alemin içinde ne olacağını bilemiyorsun.
01:05:32O yüzden belki kıyasa da buradan vurgu yapabiliriz.
01:05:35Benim alemimle sizin aleminiz çok farklı.
01:05:37Şartlarımız çok farklı.
01:05:38O yüzden belki şu an mesela zihnim arar bana kendimi sizinle kıyaslayan cümleler fısıldayabilir.
01:05:44O zaman şunu bileceğim.
01:05:45Hayır bir dakika.
01:05:46Benim zamanımla Yasemin Hanım'ın zamanı farklı.
01:05:49Bizim için hayat farklı ilerliyor.
01:05:52Bunu bilmek.
01:05:53Bunu kendini içimize sindirebilmek çok önemli.
01:05:55Peki kadınlara böyle kendilerini gerçekleştirebilmeleri için hani ne gibi tavsiyelerde bulunursun?
01:06:06Mesela ertelememeleri için kendilerine olan zamanın geç olmadığını.
01:06:11Yani kendilerine gelmeleri için geç olmadığını ertelememeleri gerektiği konusunda neler diyebilirsin?
01:06:18Nereden başlamak gerekir?
01:06:20Hani zaman mevhumu demişken hiçbir şey için geç olmadığını nereden başlamak gerekir?
01:06:25O farkındalığa.
01:06:26Hangi soruları kendilerine sormaları gerekir?
01:06:29Hani çünkü insanlar soru sorarak cevaplara ulaşır.
01:06:32Kendine vakti olmayan, kendine ne istediğini bilmeyen o kadar çok insan var ki kendini tanımayan.
01:06:40Kendini tanımadığı için hayatta başarılı olamayan, kendini tanımadığı için annelikte kendini yetersiz gören ya da evlilikleri problemli olan ya da arkadaşları ile ilişkileri problemli olan çok insan var.
01:06:53Bunların hepsi kendilerine soru soramamalarından kaynaklı.
01:06:57Evet.
01:06:57Bunun için vakti ihtiyacımız var.
01:06:59Diyorsunuz.
01:07:00Yani şöyle soru sormak için bu sorular ağır sorular.
01:07:03Bu sorular hemen cevabını bulabileceğimiz sorular değil.
01:07:06Ama ben mesela şunu çok öneririm.
01:07:07Biliyorsunuz mesela psikolojide de benim çalıştığım ekolde ben kabul ve kararlılık terapisi ekolü ile ağırlıklı olarak çalışıyorum.
01:07:15Mesela benim ekolümde şöyle bir uygulama var.
01:07:18Kişi cenazesini hayal ediyor ve cenazesinde iki kişinin konuşma yaptığını hayal ediyor.
01:07:25Ve o iki konuşmada nelerden bahsedilmesini istiyorsun?
01:07:29Yani sen bir ömür tamamlamışsın, arkandan insanlar ne desinler?
01:07:32Seni nasıl hatırlasınlar?
01:07:33Yani aslında bu bir yerde bizim tarikat adabında olan ölüm rabatasının bir benzeri.
01:07:39Burada bizim sorduğumuz sorular şöyle sorular.
01:07:42Ben bir hayat geçiriyorum, ömür geçiriyorum.
01:07:44Ne uğruna günlerimi harcayacağım, ne için savaşacağım, ne için mücadele edeceğim.
01:07:50Çünkü bu hayat bir mücadele nihayetinde.
01:07:52Bir şeyler için mutlaka mücadele ediyoruz.
01:07:53Yani mutsuz olmadan rahat rahat çıkacağımız bir hayat yolu yok.
01:07:59Burada düşeceğiz, kalkacağız, ilerleyeceğiz.
01:08:01Ne için düşeceğim?
01:08:02Ne için çıkacağım?
01:08:03Ne için ayaklanmaya çalışacağım?
01:08:05O yüzden belki bunu yapabilirler.
01:08:08Yani yarın bir gün ben öldüm, arkamdan beni ne diye ansınlar?
01:08:11Şöyle bir insanda şu işleri yapar, ne onlar?
01:08:14Bunları bulmak ve sonra şu soruyu sormak.
01:08:16Ben şu an bunları yapıyor muyum?
01:08:18Şu an yaşadığım hayat, o zaman duymak istediğim şeylere yakın bir hayat mı?
01:08:22Aa yakın değil mi?
01:08:23Tamam, o zaman durup bir bakalım.
01:08:24Neden yakın değil?
01:08:26Burada benim zamanımı eksilten şeyler neler?
01:08:29Acaba ben saçımı süpürge mi ediyorum mesela?
01:08:32Neden bunu bu kadar yapıyorum?
01:08:34Neden hiç kendime dönüp bakmıyorum?
01:08:36O yüzden bunun için ihtiyacımız olan şey birazcık durabilmek.
01:08:40Hayatımıza böyle biraz dışarıdan bakabilmek.
01:08:42Yani sosyal ilişkilerimiz çok önemli ama bence insanın mutlaka kendi kendine kaldığı ve kendisine baktığı dürüst zamanlara ihtiyacı var.
01:08:51Dürüst değerlendirmeler yaptığı, istediği hayatla yaşadığı hayatın arasında kişinin uçurum olmaması gerekiyor.
01:08:58Yani benim bir ideal hayatım var, bir de yaşadığım hayat var.
01:09:01İdeal hayatım şu, çok iyi ders çalışıyor, eğitimlere katılıyor, eğitim oluyor bir sürü bir sürü şey ama yaptığım şey şu.
01:09:08Neyse ya bu eğitimi almayayım, üç ay sonra alayım.
01:09:10Şimdi erteliyorum mesela.
01:09:11Gerçekliğimle idealimin arasındaki uçurum ne kadar fazlaysa bu benim aslında bir yerlerde içimin huzursuz olması ihtimalim de o kadar artması demek.
01:09:20Sonra bu sindirilemeyen huzursuzluklar semptom olarak geri dönüyor.
01:09:26Çiğnenemeyen semptomlar olarak geri dönüyor.
01:09:28Hastalık oluyor değil mi?
01:09:30Kesinlikle, aynen öyle.
01:09:30Kaygı, stres.
01:09:32Her şey, fibromiyajisi, panik atağı, her şey yani.
01:09:35Evet, psikoloji çok önemli.
01:09:37İnsanın ruhu dingin olmayınca, ruhu sağlıklı olmayınca aslında o ruhtaki aksaklıklar bedenini aksediyor.
01:09:44Çok doğru, aynen öyle.
01:09:46O yüzden nasıl ki bizim bedenimiz bize emanet ve iyi bakmamız gerekiyor, ruh sağlığımız da böyle.
01:09:51Değil mi?
01:09:51Yani bizim kendi iç dünyamıza da bakmamız gerekiyor.
01:09:54Nasıl ki işte bakıyoruz, ediyoruz, ağrımız var mı, bir şeyler önemsiyoruz kendimizi.
01:10:00Hem de zarar vermemeye çalışıyoruz değil mi?
01:10:01Bakmaya çalışıyoruz.
01:10:02Aynı şeyi ruh sağlığımız için de, psikişemiz, ruhsal bütünlüğümüz için de yapmamız gerekir.
01:10:08Evet, insanın hani o yüzden mesela teşhis konulamayan fiziksel hastalıkların birçoğunu doktorlar stresle ilişkilendiriyor.
01:10:17Kesinlikle, aynen öyle.
01:10:18Bulunmamıyorsa mesela evet bu ihtimal mutlaka ortaya çıkıyor.
01:10:20Ki gerçekten de böyle yani psikolojik sağlığımızla fizyolojik sağlığımız iç içe.
01:10:25Yani birinin birini etkilememesi mümkün değil.
01:10:28Mesela işte psikolojik bir bozukluk da bedenimize yansıyabilir.
01:10:32Mesela kişi depresyondadır, saçı dökülmeye başlar.
01:10:35Ya da işte çeşitli ağrıları ortaya çıkar.
01:10:37Yani burada mutlaka birbirlerini etkileyen iki faktör bu.
01:10:42Evet.
01:10:44Valla çok güzel bir programdı.
01:10:46Çok teşekkür ediyorum.
01:10:47Ben teşekkür ediyorum.
01:10:47Çok teşekkür ediyorum.
01:10:49İnsanın kendini tanıması ve insanın kendi ruhunu dinlemesi, bu soruları sormasının ne kadar kıymetli olduğunu ben bir kere daha anladım.
01:10:59Ve her şeyden önce insanın kafasında o soruları sorabilmesi.
01:11:04Peki bir son bir soru daha sorayım mı?
01:11:06Tabii ki.
01:11:06Böyle bir programı kapatalım.
01:11:07İnsanın o kendine sorduğu sorular için belli bir zaman var mı?
01:11:12Belli bir zaman dilimi?
01:11:13En çok insan ne zaman kendine soru soruyor?
01:11:16Mesela danışanlarınız çok olmuştur.
01:11:18Bir insan problem yaşadığında kendine soru sormak zorunda kalıyor.
01:11:21Gerçekten mi?
01:11:22Evet.
01:11:22İmtihanların, musibetlerin bence en önemli şeylerinden biri de şu.
01:11:25Kişi kendisine dönüp bakmak zorunda kalıyor.
01:11:27Bence bu güzel bir şey bu arada.
01:11:31Kendinize bakmak.
01:11:32Bir musibet, bir nasihatten eftaldir o zaman.
01:11:36Aynen öyle.
01:11:36Allah bize ne yaşatıyorsa en güzelini yaşatıyor.
01:11:38Öyle değil.
01:11:38Son olarak.
01:11:39Çok teşekkür ediyorum.
01:11:41Ben teşekkür ediyorum.
01:11:41İzleyicilerimize söylemek istediğin bir şeyler var mı?
01:11:44Herkese dinledikleri için çok teşekkür ediyorum.
01:11:46İnşallah güzel, istifadeli bir program olmuştur.
01:11:49Çok teşekkür ediyorum.
01:11:50Ben teşekkür ediyorum.
01:11:51Efendim Aile Vakti programının sonuna geldik.
01:11:54Gelecek hafta görüşmek üzere.
01:11:55Huzurlu günler, sağlıklı günler, ruh sağlığınıza iyi bakın ki beden sağlığınız da tam olarak nasıl diyeyim yerinde bulsun, şifa bulsun.
01:12:06Hoşçakalın.
İlk yorumu siz yapın
Yorumunuzu ekleyin

Önerilen

57:50
Sıradaki