Hasret’i terzi dükkanında baygın halde bulan Orhan, onu hemen eve taşır. Kız kendine geldiğinde neler olup bittiğini anlamaz. Ama daha da önemlisi Hasret’in gelişiyle evde bir bomba etkisi yaşanmıştır. Neriman, Orhan’ın hapisten çıkar çıkmaz yeni bir belaya bulaşmasından endişe eder. Orhan durumu evdekilere izah ettiğinde Cemal Bey’den de rıza almış olur ve Hasret’i bir geceliğine Kerime’nin odasında misafir etmeye karar verirler. Kerime ve Hasret o gece dertleşerek köklü bir dostluğun başlangıcına imza atarlar. Ertesi gün, Orhan Hasret’i hapishaneye götürecektir. Kızın babasıyla kavuşmasını sağlayacak ve başındaki dertten kurtaracaktır. Bu sırada Bekir ve adamları da boş durmayarak her yerde Hasret’i aramış, hiçbir yerde bulamamıştır. Hasret’in mahallede Orhan’la birlikte görülmesi İsmet’i ve diğer sakinleri rahatsız eder. Kızın Orhan’dan başka gidebilecek yeri olmadığını bilen Bekir ise, adamlarıyla birlikte bir gölge gibi evi takip etmektedir… Orhan ve Hasret, Hamza’nın hastaneye kaldırıldığını, durumunun ağır olduğunu öğrenirler. Onlar hastanenin yolunu tutarken Ayfer de aynı sırada aynı haberi almış, hastaneye doğru ilerlemektedir.
Orhan ve Hasret odaya girdiklerinde Hamza son sözlerini söylemek için hazırdır. Hasret’e aslında kendisinin evlatlık olduğunu, gerçek annesinin Ayfer olmadığını açıklayacaktır. Bu duygusal vedalaşma ve son itiraf, son anda Ayfer’in odaya girmesiyle bölünür. İçeride bunlar yaşanırken, dışarıda ise Hasret’in Orhan’la birlikte hastaneye geldiğini öğrenen Bekir ve adamları vardır ve bu kez hedefleri için bir plan yapmışlardır. Ölmeden önce Hasret’i son kez karşısında göre Hamza, ona her şeyi anlatmak için derin bir nefes alır. Ancak bu nefes belki de son nefesi olacaktır.