Dünyanın kaderini değiştiren kurşun
  • 10 yıl önce
XX. yüzyıl Saraybosna’daki bir sokağın köşesinde başladı. I. Dünya Savaşı özel yayınımızın konusu Arşidük Franz Ferdinand‘ın 100 yıl önce Saraybosna’da öldürülüşü olacak. Gelin 28 Haziran 1914’e geri dönelim ve dünyayı değiştiren bu olayı inceleyelim.

Franz Ferdinand ve eşi Sofia için güzel bir gündü. Evliliklerinin 14. yılındaydılar. Kontes Sofia’nın asil bir aileden gelmemesinden dolayı Viyana’da dışlanması hayatı dayanılmaz kılıyordu. Bu yüzden de yurt dışı ziyaretlerinde çok sıkı bir şekilde korunmuyorlardı.

Tarih profesörü Mirsad Avdiç:
“14 yıldan beri ilk kez aynı otomobile binme hakkına sahip oldular.”

Arşidük ve Kontes Bosna’ya İmparatorluk Ordusu’nun Saraybosna yakınlarında düzenlediği tatbikatı izlemeye gelmişti. Harekatın 28 Haziran 1914’te düzenlenmesi bir provokasyon olarak yorumlanıyordu. 1389’dan beri Osmanlı İmparatorluğu’na ait bu topraklar, 1878’de Avusturya Macaristan İmparatorluğu tarafından işgal edilmişti.

Tarih profesörü, eski büyükelçi Slobodan Soja:
“40 yıl sonra biri aniden ortaya çıktı. İşgalin ve zorbalığın sembolünü öldürdü.”

Milliyetçi Sırplardan oluşan Mlada Bosnia (Genç Bosna) adlı bir grup saldırıyı organize etti. Kortejin geçişi sırasında atılan el bombası Arşidük‘ün aracını ıskaladı. Olayda 9 kişi yaralandı. Saldırgan yakalandı ve saldırı suya düştü. Fakat Arşidük yaralananları hastanede ziyaret etmeye karar verdi. Çek asıllı şoförünün çok iyi Almanca konuşmaması ve Arşidük‘ün söylediklerini yanlış anlaması dünyanın kaderini değiştirdi:

Tarih profesörü Mirsad Avdic:
“Sürücü yolu şaşırınca müzenin önüne doğru döndü. Franz Ferdinand durması için ısrar etti. O anda arkalarındaki 6 araç yolun tıkanmasına neden oldu. (...) Gavrilo Princip köprünün diğer tarafında bulunuyordu. Diabet hastasıydı ve tüberküloza yakalanmıştı. İlk saldırıda başarısız olunmasına çok sinirlenmesi şekerinin düşmesine neden olmuştu. Bu yüzden de önüne çıkan ilk pastahaneden sandviç aldı. Mağazadan çıkarken konvoyu gördü ve bu fırsatı kaçırmadı. (...) Bir ara Franz Ferdinand ve Sofia’yla arasında 1 metre kaldı. Silahından çıkan beş kurşunla Franz Ferdinand ve Sofia’yı öldürdü.”

Gavrilo Princip henüz reşit olmadığı için idam edilmedi. 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Ivan Krançeviç ile aynı hapishaneye kapatıldı. Krançeviç‘in görevi silahları saklamaktı. Torunu Davor Koriç‘e göre suikaste adı karışanların hiçbiri terörist değildi:

“O dönemde kendini feda etme ve suikast kültü geçerliliğini koruyordu. Bu kişiler gelecek nesiller daha iyi yaşayabilsin diye hayatlarını feda etmeyi diledi. Yani terörizmden şu andaki anlamıyla bahsetmemiz mümkün değil. Tabii ki hiçbir suikast cezasız kalmamalı. Ama burada kahramanca bir tavır ve bir çeşit protesto söz konusu idi.”

Saraybosna’da Gavrilo Princip ve arkadaşları anısına Kosova Ortodoks mezarlığında 1939’da inşa edilen kilisenin önündeyiz. Direnişe katılan kahraman imajı 90’lı yıllardan itibaren Balkanlar’da büyük bir evrimden geçti:

Tarih profesörü, eski büyükelçi Slobodan Soja:
“Komünizm’in sona ermesi işleri değiştirdi. Ülkeler bölündü. Aynı geçmişi paylaştıkları halde bu geçmiş üzerinde aynı fikirleri paylaşmaz oldular. Her şey tartışılmaya başlandı. Ve bir anda saçma bir olay yaşandı. Princip ve arkadaşları sadece Sırplar tarafından desteklendi.”

Terörist mi yoksa kahraman mı? Boşnak birçok tarihçiye göre Princip ve içinde bulunduğu grup Bosna ile Sırbistan‘ın birleşmesini istiyordu. Davası görüldüğü sırada Princip tüm Yugoslavların birleşmesini arzu ettiğini söyledi.
Önerilen