Kışın ortasında Bosna-Hersek "Bahar" mı yaşıyor?
- 10 yıl önce
Tuzla kanton hükümetinin binası ateşe verildi.Boş pencereler yeni bir sokak gösterisine tanıklık ediyor. Bu gösteri Bosna-Hersek’te son günlerde yaşanan protestolardan sadece biri. Acaba Bosna kışın ortasında “Bahar” mı yaşıyor? Tuzla bütün bu olayların başladığı şehir. Orta sınıf aileler, sol görüşlü öğrenciler ve işsizlerden oluşan grubun hedefinde hükümet var. Şu ana kadar 10 kanton hükümetinden 4‘ü istifa etti.
Şubat ayının başında Saraybosna, Zenica ve Tuzla şehirlerinde başlayan hareketlilik, 1995 yılında savaşın sona ermesinden sonra yaşanan en ciddi şiddet olaylarına sahne oluyor. Şiddetli çarpışmalara rağmen protestolar devam ediyor.
Tuzla şehri yine şehrin adıyla anılan kantonun başkenti. İş bulma kurumu bize şehirde 100 bin işsizin kuruma kayıtlı olduğunu belirtiyor. Bölgede çalışanların sayısı ise sadece 80 bin. 4 milyondan fazla nüfusa sahip Bosna-Hersek Devleti’nde herhangi bir sözleşme olamadan çalışanların oranının yüzde 25 ile 49 arasında olduğu tahmin ediliyor.
Tuzla’nın harabeye dönen kimya tesislerini arkamızda bırakıp Zenica’ya çelik üretiminin merkezine gidiyoruz. Zenica halkının da hedefinde kanton hükümeti var. Ülkenin dört bir tarafında “Plenum” olarak adlandırılan halk meclisleri kuruluyor. Amaç siyasi dokunulmazlıkları suistimalin son bulması ve kamu harcamalarında şeffaflık ilkesine riayet edilmesini sağlamak.
Direksiyonumuzu başkent Saraybosna’ya kırıyoruz. Bugünkü gösteriler daha barışçıl. Halk “Dayton Anlaşması‘nı” protesto ediyor. Savaşa bir son veren anlaşma, Ortodoks Sırplar, Katolik Hırvatlar ve Müslüman Bosnalılar arasında barışı sağlasa da karmaşık bir siyasi yapı ortaya çıkardı.
Bosna-Hersek’te halk sosyal ve siyasi reformlar için sokaklara dökülüyor. Peki yaşanan olayları “Bosna Baharı” diye adlandırmak ne kadar doğru olur? Bunu zaman gösterecek.
Bosna-Hersek’li politikacılara Avrupa Birliği yetkilileri ise açık bir mesaj gönderiyor: “Yolsuzluklara bir son verin ve olayı etnik bir soruna doğru sürüklemeyin”.
Web-Bonus 1:
Bosna-Hersek’te bulunan Yüksek Temsilci Valentin Inzko ile yaptığımız röportajı (Almanca) dinlemek için aşağıdaki bağlantıyı tıklayın:
Web-Bonus 2
Avrupa Birliği Bosna-Hersek Özel Temsilcisi Peter Sorensen ile yaptığımız İngilizce röportajı dinlemek için tıklayınız.
Web-Bonus 3:
Saraybosna’da bulunan “Social Overview Service SOS“isimli düşünce kuruluşunda çalışan politika uzmanı Srecko Latal ile yatığımız röportajı (İngilizce) dinlemek için bağlantıyı tıklayınız.
Web-Bonus 4:
“Uluslararası Şeffaflık” isimli sivil toplum kuruluşunun Bosna-Hersek sorumlusu Emir Dikic ile yaptığımız söyleşiyi dinlemek için tıklayınız.
Şubat ayının başında Saraybosna, Zenica ve Tuzla şehirlerinde başlayan hareketlilik, 1995 yılında savaşın sona ermesinden sonra yaşanan en ciddi şiddet olaylarına sahne oluyor. Şiddetli çarpışmalara rağmen protestolar devam ediyor.
Tuzla şehri yine şehrin adıyla anılan kantonun başkenti. İş bulma kurumu bize şehirde 100 bin işsizin kuruma kayıtlı olduğunu belirtiyor. Bölgede çalışanların sayısı ise sadece 80 bin. 4 milyondan fazla nüfusa sahip Bosna-Hersek Devleti’nde herhangi bir sözleşme olamadan çalışanların oranının yüzde 25 ile 49 arasında olduğu tahmin ediliyor.
Tuzla’nın harabeye dönen kimya tesislerini arkamızda bırakıp Zenica’ya çelik üretiminin merkezine gidiyoruz. Zenica halkının da hedefinde kanton hükümeti var. Ülkenin dört bir tarafında “Plenum” olarak adlandırılan halk meclisleri kuruluyor. Amaç siyasi dokunulmazlıkları suistimalin son bulması ve kamu harcamalarında şeffaflık ilkesine riayet edilmesini sağlamak.
Direksiyonumuzu başkent Saraybosna’ya kırıyoruz. Bugünkü gösteriler daha barışçıl. Halk “Dayton Anlaşması‘nı” protesto ediyor. Savaşa bir son veren anlaşma, Ortodoks Sırplar, Katolik Hırvatlar ve Müslüman Bosnalılar arasında barışı sağlasa da karmaşık bir siyasi yapı ortaya çıkardı.
Bosna-Hersek’te halk sosyal ve siyasi reformlar için sokaklara dökülüyor. Peki yaşanan olayları “Bosna Baharı” diye adlandırmak ne kadar doğru olur? Bunu zaman gösterecek.
Bosna-Hersek’li politikacılara Avrupa Birliği yetkilileri ise açık bir mesaj gönderiyor: “Yolsuzluklara bir son verin ve olayı etnik bir soruna doğru sürüklemeyin”.
Web-Bonus 1:
Bosna-Hersek’te bulunan Yüksek Temsilci Valentin Inzko ile yaptığımız röportajı (Almanca) dinlemek için aşağıdaki bağlantıyı tıklayın:
Web-Bonus 2
Avrupa Birliği Bosna-Hersek Özel Temsilcisi Peter Sorensen ile yaptığımız İngilizce röportajı dinlemek için tıklayınız.
Web-Bonus 3:
Saraybosna’da bulunan “Social Overview Service SOS“isimli düşünce kuruluşunda çalışan politika uzmanı Srecko Latal ile yatığımız röportajı (İngilizce) dinlemek için bağlantıyı tıklayınız.
Web-Bonus 4:
“Uluslararası Şeffaflık” isimli sivil toplum kuruluşunun Bosna-Hersek sorumlusu Emir Dikic ile yaptığımız söyleşiyi dinlemek için tıklayınız.