2013 yılında Hindistan’a damgasını vuran romantik yapım The Lunchbox şimdi Avrupa sinemalarında. Film, kocasıyla sönmeye başlayan aşk ateşini yeniden alevlendirmek için işe sürpriz notlarla öğle yemeği yollayan bir ev kadınının, sefer tasının yanlış erkeğe gitmesiyle başlayan masumane flörtünü konu alıyor.
The Lunchbox‘ın yönetmen koltuğunda ise Ritesh Batra oturuyor. Yönetmen yapımını anlattı.
“Dabbawallahs isimli sefer tası geleneği sadece Bombay’da uygulanan bir iş dalı olarak karşımıza çıkıyor. Babadan oğla geçen bu iş dalında her gün yüz binlerce sefer tası ev kadınlarından teslim alınarak iş yerindeki eşlerine ulaştırılıyor ve hiç hata yapılmıyor.”
Hata payının yalnız 6 milyonda bir görüldüğü sistemde her sefer tası 6 karakterli bir koda sahip ve bu kodda iki adres de açıkça görülüyor.
Filmin başrol oyuncusu Nimraut Kaur rolünü şu sözlerle anlattı:
“Karakterimin hayatı oldukça küçük mutfağı onun her şeyi… Onun ofisi, fabrikası... O basit ve sade bir hayat sürüyor.
Ve filmde tek bir yaşamı olduğunu onu da istediği gibi yaşaması gerektiğini hissediyor.”
Aktris The Lunchbox’un büyük şehirlerde yaşanan yalnızlığı etkili biçimde anlattığını da belirtti:
“Büyük kentlerin kalabalığında yapayalnız olmak mümkün. İşte bu yüzden film çok kişiye hitap ediyor. Neden böyle olduğunu kendime sorar dururum, ama sonunda bu tip durumların uluslararası hisler olduğunu ve herkesin başına gelebileceğini düşünüyorum.”
Saraybosna, Toronto, Londra ve Karlovy Vary Film Festivalleri’nde görücüye çıkan The Lunchbox şimdi uluslararası alanda seyirciyle buluşuyor.
The Lunchbox‘ın yönetmen koltuğunda ise Ritesh Batra oturuyor. Yönetmen yapımını anlattı.
“Dabbawallahs isimli sefer tası geleneği sadece Bombay’da uygulanan bir iş dalı olarak karşımıza çıkıyor. Babadan oğla geçen bu iş dalında her gün yüz binlerce sefer tası ev kadınlarından teslim alınarak iş yerindeki eşlerine ulaştırılıyor ve hiç hata yapılmıyor.”
Hata payının yalnız 6 milyonda bir görüldüğü sistemde her sefer tası 6 karakterli bir koda sahip ve bu kodda iki adres de açıkça görülüyor.
Filmin başrol oyuncusu Nimraut Kaur rolünü şu sözlerle anlattı:
“Karakterimin hayatı oldukça küçük mutfağı onun her şeyi… Onun ofisi, fabrikası... O basit ve sade bir hayat sürüyor.
Ve filmde tek bir yaşamı olduğunu onu da istediği gibi yaşaması gerektiğini hissediyor.”
Aktris The Lunchbox’un büyük şehirlerde yaşanan yalnızlığı etkili biçimde anlattığını da belirtti:
“Büyük kentlerin kalabalığında yapayalnız olmak mümkün. İşte bu yüzden film çok kişiye hitap ediyor. Neden böyle olduğunu kendime sorar dururum, ama sonunda bu tip durumların uluslararası hisler olduğunu ve herkesin başına gelebileceğini düşünüyorum.”
Saraybosna, Toronto, Londra ve Karlovy Vary Film Festivalleri’nde görücüye çıkan The Lunchbox şimdi uluslararası alanda seyirciyle buluşuyor.
Kategori
🗞
Haberler