Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (9 Nisan 2013; 22:30)

  • 11 yıl önce
DAMLA PAMİR: Bir tanem, ruhum, aşkım Hocamın sohbetine başlıyoruz, inşaAllah. Hoş geldiniz Hocam.

ADNAN OKTAR: Hoş bulduk, sefalar bulduk. Sizler de hoş geldiniz, sefa getirdiniz. Dedim Hocam, sende çok güzel konular vardır, zannediyorum. Buyurun.

DİDEM ÜRER: Haberlerle başlayayım, inşaAllah. İran’da 6,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Son bilgiye göre vefat edenlerin sayısı 20’ye, yaralı sayısı da 650’ye çıktı.

ADNAN OKTAR: Allah Allah! Allah Allah! Peygamberimiz (s.a.v)’in mucizesine bak, hayrettir! Bir de dindarım diyen kişilerin duyarsızlığına bak! Peygamberimiz (s.a.v)’in mucizesi bu, ısrarla bunu örtbas etmeye çalışıyorlar. 1980 yılında depremler dünya tarihinde görülmemiş şekilde katlamalı şekilde arttı. Adamlar kale dahi almıyor, Peygamberimiz (s.a.v) bunu mucize olarak bildirmesine rağmen. Çünkü niye? Bunu anlatsa, Mehdiyet’le bağlantı kurulmuş olacak. Şimdi bunlar da Hz. Mehdi (as)’ı öldürmeye meraklı olduğu için, “Hz. Mehdi (a.s) öldü, mezarda” diyorlar. “Hz. İsa Mesih (a.s) da öldü, mezarda” diyorlar.

DİDEM ÜRER: Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı kendisine bağlı kuruluşların tabelalarında ‘T.C.’ ifadesini kaldırttı. CHP'li vekiller bu durumu meclise taşıdı ve sosyal paylaşım sitelerinde de tepki olarak 9 milyon kişi isminin başına ‘T.C.’ harflerini ekledi. Sağlık Bakanımız Sayın Mehmet Müezzinoğlu “Sağlık Bakanlığı’nın başında zaten ‘Türkiye Cumhuriyeti’ ifadesi yer alıyor. Bakanlığa bağlı alt birimlerin tabelalarında yeniden ‘T.C.’ ifadesine gerek yok” dedi. Halk sağlığı kurumu ve kamu hastaneleri gibi kurumların başına ‘T.C.’ ibaresi eklenmeden çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı. Dolayısıyla tüm kamu hastanelerinin tabelalarından ‘T.C.’ ifadesi çıkarılıyor.

ADNAN OKTAR: Eğer sadece oraya mahsus bir şeyse mesele yok ama burası Türkiye Cumhuriyeti. Biz cumhuriyetle idare ediliyoruz. Vatanın adı da Türkiye; yeni isim olmadığına göre, yeni bir ismi de kabul etmeyeceğimize göre… Sayın Bakan’ın da kötü niyetli olduğunu zannetmiyorum. Teknik konudur bu, zannediyorum. Çünkü dar planda olduğuna göre, teknik bir konu gibi görünüyor. Olabilir, her evrakta, şeyde ‘T.C.’, ‘T.C.’ diye yazılmaz. Türkiye Cumhuriyeti diye yazdıysa, alta geldiğinde artık, mesela sağlıkla ilgili bir konu anlatıyor, Türkiye Cumhuriyeti diye başlayamaz artık; bir kere denilmesi yeterli. Evrakın üzerinde Türkiye Cumhuriyeti yazıyorsa, tamamdır. O doğru, Türkiye Cumhuriyeti diyorsa, her yerde Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti denilmez.

Adamlar açık, alenen söylüyor. Biz hakikaten Türkiye’de yönetimin ayrı olmasını istiyoruz” diyor adamlar. İşin doğrusu bu. “Federasyon istemiyoruz ama bölünme istiyoruz” diyorlar. “Bölünme istemiyoruz ama ayrılmak istiyoruz” diyorlar. İşin doğrusu demagoji yapıyorlar. Şimdi açıkça utanıyorlar, bölünmeyi açık söylemekten utanıyorlar. Bölünme anlamına gelecek bütün kelimeleri kullanıyorlar. Ama “biz bölünme istemiyoruz” diyorlar. Şöyle iddia var -ki bu çok vahim; “Biz bölünelim diyorlar. “Biz kendi kendimizi idare edelim” diyorlar. Özetle, “Marksist bir yönetim olsun” diyorlar. “Türkiye’yi de birlikte yönetelim” diyorlar ayrıca. Belanın çapına bak; “Net bölünelim” diyor ve “Türkiye’nin de diğer bölümlerini de birlikte idare edelim” diyor. Yani “bize sormadan idare etmeyin Türkiye’yi, edemezsiniz” diyor. “Bize soracaksınız idare ederken” diyor. “Birlikte karar vereceğiz” diyor. O zaman, birlikte karar vereceğiz ne demek? “Orada da bizim dediğimizi yapacaksınız” diyor. “Türkiye’yi de biz yöneteceğiz” diyor özetle. “Biz zaten ayrılacağız, bir ayrılma olacak” diyor. Tabii bu lafta, fiiliyatta böyle bir şey olmaz, Allah’ın izniyle. Adam gelir, senin yakana yapışırsa, seni keseceğim derse, insan kendini korur o zaman, değil mi? İtersin adamı, kendini korursun. Laf olabilir, konuşabilir insanlar. Biz lafa bir şey demiyoruz, laf serbest. Ama Sayın Bahçeli’nin tedirgin olması makul, Sayın Bahçeli’nin tavrı normal. Eleştiri yapacak, riske dikkat çekecek. Başbakanımızın düşüncesi ne? Tamamen iyi niyetli, ben söyleyeyim. Kaç kişiyle konuştum, en yakınlarıyla görüştüm; “Son derece iyi niyetli” diyorlar. Samimi tavrı. Hakikaten bölünme olmadan bu işi halledeceğine inanıyor. Bölünmeye şiddetle karşı. Ama adamlara sorduğumuzda, PKK’lılar, işin doğrusu net konuşuyorlar. Öyle lafı çevirmiyorlar. Hatta “Abdullah Öcalan bizi satmak mı istiyor” gibi de aralarında homurdanıyorlar, konuşuyorlar. “Kendi kendine bir şey mi çıkarıyor Abdullah Öcalan” gibisinden. Onlar da anlamaya çalışıyorlar olayı. Ben özetle söy

Category

🗞
News

Önerilen