Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (24 Mayıs 2013; 23:00)

  • 11 yıl önce
DAMLA PAMİR: Bir tanem, ruhum aşkımın sohbetine başlıyoruz, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Didem Hocam, ne var mühim konulardan?

DİDEM ÜRER: Sayın Başbakanımız, Suriyeli sığınmacı kardeşlerimizle ilgili bir açıklama yaparak, Reyhanlı halkına Kuran’dan bir hatırlatma yaptı: “Kardeşlerim, unutmayın şu anda Esad’ın zulmünden kaçan muhacirlere benim Reyhanlı’daki kardeşlerim ensar görevini görmelidir.”

ADNAN OKTAR: Ne güzel konuşmuş, ağzına sağlık maşaAllah, elhamdülillah. Çok güzel, tam Müslüman’ca işte. Diyorlar ki: “Tayyip Hocam’ı niye destekliyor millet?” İşte bu yüzden destekliyor. Kuran’la konuşuyor, Kuran’la ahlakıyla hareket ediyor, Allah’a güveniyor, Allah’a kendini bırakıyor, Allah muvaffak ediyor.

Evet, Didem Hocam.

DİDEM ÜRER: Şöyle devam ediyor: “Onlar da aynen o zaman olduğu gibi evlerini açmalıdır. Suriye’den gelmiş kardeşlerimiz evlerinde korku içinde yaşıyorlarsa burada başta şahsım olmak üzere Reyhanlı’daki kardeşlerim de kendilerini şöyle bir masaya yatırmalıdırlar” dedi.

ADNAN OKTAR: Çok güzel söylemiş. Tabii, düşünmeleri lazım. Çoluk çocuk karşıda olsaydı onlar ne yapacaklardı? Allah onları da öyle yapabilirdi. Onları yapmış. Bu hale getirmiş Cenab-ı Allah. Şefkatle bağrına basacak müminler. O bomba falan, iddia edilen Ergenekon terör örgütünün komünistleri pislik olsun diye, rezillik olsun diye bu işi yaptılar. Yani sığınmacı kardeşlerimiz, sığınan kardeşlerimiz, bize emanet olan kardeşlerimiz, misafir olan kardeşlerimizi gözümüzden düşürmek istiyorlar, güya. Diyeceğiz ki haşa haşa, “bu adamlar geldi bize bela getirdi, yiyeceklerimizi aldılar, huzurumuzu aldılar. Ne yapalım? Kovalım gitsinler. Öldürsünler adamlar, ne yapıyorsa yapsınlar” diyeceğimizi zannediyorlar. Demeyiz. İsterseler, Reyhanlı’ya yüz bin bomba atsınlar yine demeyiz, yine bağrımıza basarız. Bunları anlamamaları normal. Çünkü adamlar Kuran’la bakmıyor, İslam gözüyle bakmıyor. Kuran gözüyle bakan, bunu anlar.

Evet, Didem Hocam.

DİDEM ÜRER: Alkollü içkilerin akşam 22:00 ile sabah 06:00 arasında perakende olarak satılamayacağına dair kanun teklifi kabul edildi. Ayrıca alkollü içkilerin her ne surette olursa olsun reklamı ve tüketicilere yönelik tanıtımı da yapılamayacak.

ADNAN OKTAR: Şimdi o kısım çok önemli. Gece, her türlü felaketin işlendiği zaman. Gündüz yine insan kendini koruyabilir. Çok güzel, çok isabetli bir hareket o, maşaAllah.

DİDEM ÜRER: Hocam, ölümlerin yüzde 38’inin alkollü araç kullanımından meydana geldiği, Rusya’da da aynı mahiyette bir alkol yasa taslağı meclisten geçti. Ocak ayından itibaren de, Rusya’da da uygulanmaya başladı. Fakat genelde saat 22:00’dan sonra yaş olarak sınırlama getirilmesinin makul olacağı ama bütün insanlara sınırlama getirilmesi olmayacağı yönünde çok sayıda eleştiri yapılıyor. Nazlı Ilıcak da yazmış.

ADNAN OKTAR: Gece satışın engellenmesi bence çok hayati. Süper o. Gece içiyor, zil-zurna milletin evinin kapısına dayanıyor. Kimse de yok ortada, yardım edecek adam da yok, gece herkes uyuyor. Gündüz yine kalabalık oluyor. Mesela bir sarhoşu idare etmek kolay gündüz, değil mi? Herkes ayakta. Ama gece herkes yatıyor. Adamın gelip kapısına dayandığında, çoluğunun çocuğunun gırtlağına dayandığında, millet ne yapsın? Gece içiyor, üçte saldırıya geçiyor çocuklarına hanımına. Hepsi için demiyorum bir kısım insanlar kontrollü içiyor. Yani ben tenzih ediyorum, bazı vakıalar için diyorum. Ama bu felaketi Anadolu’da yaşayan yüz binlerce aile var. Bunu anlamazdan gelmenin alemi yok, bu bir gerçek. Ayrıca bu uygulama dünyanın her yerinde, modern ülkelerde hepsinde uygulanıyor. Türkiye geç kaldı bunda. Dünyanın her tarafında, ülkelerde zararlı olduğu yazıyor üstünde. Gece satışı birçok yerde yok. Yani bu tedbirler son derece normal. İçki, öyle olsa hiç satışı yok der.

Mesela Amerika’da 18 yaşında adama içki vermiyorlar. 21 yaşında olacak, başka türlü olmuyor.

DİDEM ÜRER: Kanada’da 22:00’dan sonra, İngiltere’de 23:00’dan sonra yasak içki satışı.

ADNAN OKTAR: Didem Hocam dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Amerikan Başkanı Obama, terörle mücadele stratejilerine ilişkin yaptığı açıklamada: “Bizim savaşımız İslam’la değil El-Kaide ve Taliban’la” dedi. “Bazı aşırıların batıyla İslam’ın uyuşmayacağı görüşünü taşıdığını ve şiddeti haklı gösterdiğini” belirtti. “Ancak Amerika İslam’la savaşta değil, bu ideoloji, terörist saldırıların Müslümanların çoğunluğu tarafından reddediliyor” dedi.

ADNAN OKTAR: Şimdi haklı yönleri var tabii. Bazı bozukluklar olmuş, var. Klasik bazı eserlerdeki ifadeler vahşet. Bir hafta sakalını kesen öldürülüyor. Açık yani yazıyor, niye inkar ediyorsunuz? Namaz kılmayan üç mezhepte öldürülüyor. Hanefi mezhebinde kan çıkıncaya kadar dövülüyor, komaya sokuluyor daha Türkçesi, komaya girinceye kadar dövülüyor, eğer yine vazgeçmezs

Önerilen