SENİ HÜKM-Ü EZEL ÂŞÛB-U DEVRÂN ETMEK İSTERMİŞ Seni hükm-ü ezel âşûb-u devrân etmek istermiş Beni bahtım gibi zârü perişân etmek istermiş Meğer sâki-i devrânın füsûn-u işveden kasdı Beni bir câm ile rüsvây-ı devrân etmek istermiş
Perişan: Dağınık, karışık, kederli Ezel: Başlangıcı olmayan, geçmiş zaman, eskiden beri Hükm: Hüküm, yargı, buyruk, emir, karar, kuvvet Aşub: Kargaşalık, karıştırıcı Devran: Zaman, devir, felek, çağ Zar: Ağlama (Sesli ağlama), inleyen, zayıf, dermansız Makam: Nihâvend Beste: İsmâil HAKKI Bey