Prof. Gündoğan'dan Ekonomi yönetimine çağrı: Eğer para sistemini değiştirmezsek batacağız

  • 5 yıl önce
 İsmail Uğur  yeniakit.com.tr 
Yeniakit.com.tr'ye konuşan Prof. Dr. Mete Gündoğan, Türkiye'nin ekonomik yapısına ilişkin çok önemli uyarılarda bulundu. Dolarda yaşanan gerilemenin Türk Lirası'nın güçlenmesi ile ilgili olmadığını ifade eden Prof. Gündoğan, "Bu gerilemenin bizimle bir alakası yok. Amerika bizzat kredibilitesini kaybettiği için dolar geriliyor ve bu kısa vadeli bir durum." dedi. "Eğer söylediklerimi dikkate almazlarsa ekonomimiz batacak." diyen Gündoğan, "Borca dayalı para sisteminden kurtulmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Doların gerilemesini yanlış okumamak gerekiyor. Dolar dünya konjenktüründen dolayı geriliyor." diyen Prof. Dr. Mete Gündoğan, "Biz bir şeyler yapıyoruz Türk Lirası güçleniyor diye gerilemiyor. Amerika bizzat kredibilitesini kaybettiği için dolar geriliyor." ifadelerini kullandı.
'Biz aynı sıkıntıları Dolar 2 lirayken de yaşıyorduk'
Dolardaki gerileyişin kısa vadede işe yarayabileceğini ancak bunun geçici bir durum olacağını belirten Prof. Gündoğan, şunları söyledi:
"Uzun vadede biz mevcut sistemi değiştirmediğimiz müddetçe bu durumu aşamayız. Bu sıkıntıları dolar 4 lirayken de 3 lirayken de 2 lirayken de yaşıyorduk. Çok ciddi şekilde faiz ödemelerimiz var. Ciddi ölçüde dış borcumuz var. 'Merkezi hükümetin değil, şirketlerin borcu.' deseler de şirketler battığı zaman ne devlet ne de merkezi hükümet kalır. Şirketler dediğimiz zaman, 250 milyar dolar borç yükü altında olan bir yapıdan bahsediyoruz. Siz bu yapıyı kendi başına bırakamazsınız. 'Efendim onlar düşünsün.' Onlar dediğiniz şey devletin ta kendisi. Kısa vadede iş dünyasının, 'Biz şunları yaptık ve Türk Lirası Dolar karşısında güçlendi.' diyebileceği hiçbir şey yok." 
'Borçlanmadan para üretemiyoruz' 
Ekonomik sıkıntılardaki çözümün sistemi değiştirmekte olduğunu hatırlatan Prof. Gündoğan, "Her zaman söylediğim gibi mevcut sistem borca dayalı para sistemidir. Borçlanmazsanız para üretemiyorsunuz." dedi.
Faizin de borç sebebi ile ortaya çıktığını söyleyen Prof. Gündoğan, sözlerine şu ifadelerle devam etti:
"Borç varsa faiz vardır. Borç yoksa faiz de yoktur. Faiz kendi kendine değil borçla doğar. Ben onun için borca dayalı para sistemi diyorum. Faize dayalı para sistemi dediğiniz zaman insanlar bunu tam olarak anlayamıyor. Merkez bankası parayı üretiyor ama piyasaya borç olarak veriyor. Hala tasarruf açığınız var diye dışarıdan borç para alıyorsunuz." 
'S-400'de direniyorsak bunu çok rahat başarırız' 
"Türkiye son günlerde muhteşem bir şey başarıyor." diyen Mete Gündoğan,  "NATO'da olmamıza rağmen NATO'da olmayan, soğuk savaş döneminden beri batıya karşı duran Rusya'dan herşeye karşı direnerek bir savaş aleti olan S-400'ü alabiliyorsak borca dayalı olmayan bir para sistemini de bundan çok daha az bir gürültüyle kurabiliriz." ifadelerini kullandı.
'Önerdiğim sistemi anlasalar uyku uyutmazlar'
Gündoğan 'Para' adlı kitabında da anlattığı sistemi yetkililerin anlayamadığı için benimsemediğini ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı:
"Kimse kusura bakmasın. Burada kimseyi itham etmiyorum. Anlattığım sistemin anlaşılması kolay da değil. Çünkü anlaması için paradigma değişimi gerekiyor. Bakış açısını değiştirmesi gerekiyor. Bu bakış açısıyla benim dediğimi anlamaları mümkün değil. Söylediklerimi dinlemezlerse batacaklar. Ülke ekonomik anlamda çok daha ağır bedeller ödeyecek. Borca dayalı para sisteminden çıkıp da altın, gümüş ve elektronik para sistemine geçiş S-400'E karşı direnmekten çok daha kolay olacak. Ben bu yöntemin tüm detaylarını  Erbakan kitabından önce para kitabında yazdım. Konjonktür olarak şu anda hükümetin konuşma zamanı. İşler biraz tersine dönerse muhalefetin konuşma zamanı. Bu tiyatro hep böyle mi devam edecek? İnsanın ömrü bitiyor da devletlerin ömrü geçiyor. Biz bu coğrafyada kendi para sistemimizi neden kuramayalım? Kim engel oluyor? S-400 gibi bir yapıya direnebiliyorsunuz da bu para sistemini hayli hayli değiştiririz. Anlamadığınız için tutamıyorsunuz. Ben birçok yerde söylüyorum. Bu sistemi aslında anlasalar bize uyku uyutmazlar. Şu işi yapalım derler. Kusura bakmasınlar. Artık böyle konuşmak durumunda kalıyoruz."

Önerilen